26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Mısır’da Kıpti kilisesine saldırı düzenlendi Mısır’da dün başkent Kahire’nin güneyindeki Helvan bölgesinde düzenlenen saldırıda yine Kıpti Hıristiyanlar hedef alındı. Kıpti kilisesine düzenlenen silahlı saldırıda aralarında bir polisin de olduğu en az 9 kişi yaşamını yitirdi, 8 kişi de yaralandı. İçişleri Bakanlığı, “arananlar listesi”nde olan saldırganın bölgedeki güvenlik güçlerince vurularak yaralandığını ve gözaltına alındığını duyurdu. Zanlının intihar saldırısı düzenlemeyi planladığı, öncesinde bir mağazada ateş açtığı, iki kişiyi öldürdüğü, daha sonra ise kilisede yedi kişiyi katlettiği belirtildi. IŞİD’e bağlı gruplar daha önce Mısır’da pek çok kiliseye saldırıda bulunmuştu. Cumartesi 30 Aralık 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET İran’da protesto dalgası nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Irak güçleri IŞİD’e yönelik operasyonlarda çok sayıda kişiyi militan olduğu şüphesiyle gözaltına alarak güvenlik kontrolünden geçiriyor. Irak’ta iki Türk’e idam cezası iddiası Irak’ta IŞİD militanı oldukları iddia edilen ve kimlikleri Ramazan H. (24) ile Talat Y. (40) olarak açıklanan iki Türk’e idam cezası verildiği öne sürüldü. ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesinin haberine göre, IŞİD’in yenilgiye uğratılması sonrasında örgüt üyesi olduğu iddia edilenlerin hızlı bir dava sürecinin ardından idam edilmeleri yargı sürecine ilişkin kaygı yaratıyor. Haberde, alt düzeyde IŞİD üyesi olmakla suçlanan iki Türk 18 dakikalık bir mahkemeden sonra “asılarak ölüme” mahkum edildi. Ağustos ayında gözaltına alınmalarının ardından 14 Aralık’ta ilk kez mahkemeye çıkan Türklerin Telafer’den kaçmaya çalışırken yakalandıkları belirtildi. Mahkeme sırasında yargıcın şüphelilerin IŞİD üyesi olduklarını kabul ettiklerine dair ifadelerini okuduğu, iki Türk’ün ifadelerinin işkence ile alındığını söyleyerek itiraz ettikleri, Irak’a çalışmaya geldiklerini savundukları vurgulandı. Kboızykuahrdapeşislere ömür Haberde, kocaları IŞİD militanı olmakla suçlanan Türk iki kız kardeşe ömür boyu hapis cezası verildiği de öne sürüldü. Habere göre, Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı bir açıklamada, “Irak’ta Türklerin IŞİD üyesi olmak suçlamasıyla gözaltına alındığından haberdar olunduğu, bu kişilerin yerleri ve ülkelerine iadeleri konusunda Iraklı yetkililerle temas halinde bulunulduğu” ifade edildi. Ürdün’de ‘taht oyunu’ Ürdün Kralı Abdullah’ın, Suudi Arabistan’dakine benzer taht oyunları ile kardeşleri Faysal ve Ali ile kuzeni Telal’i görevlerinden aldığı öne sürüldü. İtalyan ANSA ajansının yerel kaynaklara dayandırdığı habere göre Kral Abdullah’ın adımı oğlu Hüseyin’in “önünü açma” amaçlı olarak yorumlandı. Kralın görevden aldığı isimlerin orduda önemli rol oynadığı belirtilirken Hüseyin’in Britanya’da bir askeri akademiden mezun olduğu ve yakında orduda kilit bir pozisyona atanacağı öne sürüldü. Ürdün anayasası, Kral Abdullah’ın hükümet üyelerini istediği gibi atamasına ve görevden almasına izin veriyor. Suudi Arabistan’da geçen kasım ayında Veliaht Prens Muhammed bin Nayif’in yerine Kral Selman’ın oğlu İkinci Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın getirilmesi ortalığı karıştırmıştı. Kral Abdullah ile oğlu Veliaht Prens Hüseyin. Muhabirler serbest kaldı Myanmar’da iki aydır tutuk lu olan iki TRT World çalışanı dün serbest bırakıldı. Singapurlu Lau Hong Meng ile Malezyalı Mok Choy Lin, üç ila beş yıl hapiste kalmalarına yol açabilecek suçlamaların dün mahkemede düşürülmesi üzerine serbest kaldı. Meng ve Lin belgesel çekimi için Myanmar’ın başkenti Naypyidaw’da parlamento yakınlarında izinsiz İHA uçurarak çekim yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Myanmar, 600 binin üzerinde Arakanlı Müslümanın Bangladeş’e iltica etmek zorunda kaldığı şiddet olayları nedeniyle dünya gündeminde. Gazetecilerin tehdit altında olduğu ülkeler arasında yer alan Myanmar’da iki Reuters çalışanının gözaltı süresi de 10 Ocak’a kadar uzatıldı. Ekonomik kriz, yolsuzluğa karşı tepki ülkenin kimi kentlerinde kitlesel eylemlere dönüştü. Gösterilerde yönetim karşıtı sloganlar atıldı İran, hayat pahalılığı, işsizlik ve yolsuzluk karşıtı protestolara sahne oluyor. Önceki gün ilk olarak Meşhed kentinde başlayan gösteriler başka kentlere de yayılarak dün de sürdü. Şiilerin kutsal kentlerinden biri sayılan, ülkenin ikinci büyük kenti Meşhed’de önceki gün ekonomik durumu ve artan işsizliğe karşı gerekli mücadelenin gösterilmediği tepkisiyle kalabalık bir grup sokaklara çıktı. Güvenlik güçlerinin “(Cumhurbaşkanı Hasan) Ruhani’ye ölüm”, “Diktatöre ölüm” ve “Suriye’den çıkın, bizi düşünün”, “Gazze değil, Lübnan değil, hayatım İran için” sloganları atan göstericilere gaz ve tazyikli suyla müdahale ettiği haberleri AFP ve Reuters ajanslarınca, sosyal medyaya dayanarak duyuruldu. ‘Karşıdevrimci’ suçlaması Meşhed Valisi Muhammed Rahim Norouzian “Gösterinin yasadışı olduğunu ancak polisin halka hoşgörülü davrandığını” öne sürdü. Gösterilerin “İran İslam Cumhuriyeti’nin düşmanları ve karşı devrimciler tarafından örgütlendiğini” savunan Vali, kamu malına zarar verme suçlamasıyla bazı gözaltıların yapıldığını da doğruladı. Protestolar sırasında 52 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu. Kimi kaynaklar, Şahrud, Kaşmer ve Nişabur kentlerinde de protesto gösterileri düzenlendiğini aktardı. Dün de kimi kentlerde protestola Meşhed’deki protestolarda 52 kişinin gözaltına alındığı savunuldu. rın olduğu haberleri gündeme yansıdı. Kirmanşah’ta 300 kişinin sokağa çıktığı, “siyasi tutuklulara özgürlük” sloganları atıldığı duyuruldu. IRNA ajansının haberine göre ülkenin dini liderini seçen, azledebilen Uzmanlar Meclisi’nin üyesi Ayetullah Ahmed Alamolhoda polisin göstericilere karşı daha sert bir tutum takınması gerektiği açıklamasını yaptı. AFP’nin haberinde ise Nişabur’un milletvekili Hamid Garmabi’nin “Meşhed’deki büyük krizin yasadışı mali kurumlar kaynaklı olduğu” yönündeki sözleri aktarıldı. Ahmedinejad’a atıf Garmabi’nin 20052013 yılları arasında eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde mantar gibi türeyen “kredi veren kurumlara” atıfta bulunduğu belirtilirken kötü yönetilen bankacılık sektörü ile yükseliş dönemindeki inşaat sektörünün birleşiminin kötü sonuçlar yarattığı kaydedildi. Birçok kredi şirketinin yatırımcılarına ödeme yapamadığı savunuldu. Ruhani’nin 2013’te iktidara geldiğinde finans sektörünü düzeltmeye çalışarak en büyük 3 kredi şirketini kapattığı, Merkez Bankası’nı zararı karşılamakla görevlendirdiği ancak sürecin çok yavaş işlediği ifade edildi. HAMANEY’DEN UYARI GELMİŞTİ İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Batılı ülkelerle 2015 yılında yaptığı nükleer anlaşma yaptırımların kaldırılması nedeniyle başarı olarak görülüyor. Ancak yaptırımların kaldırılmasının ekonomik getirilerinden kendilerinin faydalanamadığını düşünen kesimler, yolsuzluk ve yanlış yönetimden şikâyetçi. Ülkede işsizlik geçen yıldan bu yana yüzde 1.4 oranında artarak yüzde 12.4’e yükseldi. 80 milyonluk nüfusun yaklaşık 3.2 milyonu işsiz. Geçen mayıs ayında gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci dönem için aday olan “ılım lı” kanattan Ruhani, koltuğunu korumuştu. Ancak ülke ekonomisinin durgunluğu hem seçim kampanyası döneminde hem de sonrası için Ruhani’nin önündeki en büyük sorunlardan biri olarak görülüyordu. Hükümetin ekonomi politikalarını sık sık eleştiren İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de çarşamba günü ulusun yüksek fiyatlar, enflasyonla mücadele ettiğini söylemiş, sorunların çözülmesi çağrısında bulunmuştu. Öte yandan, ABD ile Sünni Körfez bloku ve İsrail, son dönemde Tahran ittifaklığını güçlendirmiş durumda. ABD’nin Kudüs kararına karşı dün de cuma namazı sonrasında başta Filistin’denFilistin’de olmak üzere pek çok ülkede protestolar düzenlendi. diplomatik atak ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı tepkilerin yanı sıra diplomatik girişimler sürüyor. Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono’nun, Filistin ve İsrail’deki temaslarından sonra hafta içinde Ürdünlü mevkidaşı Eyemen Safadi ile bir araya geldiği haberleri basına yansımıştı. Haaretz gazetesinin haberine göre ise Filistin Yönetimi, 22 ulusla rarası anlaşmaya imzacı olmak için girişimde bulunacak. 56 kişi yaralandı Haberde Filistin’in dahil olmak istediği anlaşmalar arasında “savaş suçlarına zehirli gaz kullanımını” da dahil eden Roma Konvansiyonu da var. Filistin yönetiminin bu hamlesinde amacın, bir devlet olarak Filistin’i tanıyan ülke sa yısını artırmak olduğu belirtiliyor. Gazze ve Batı Şeria’da dün düzenlenen “Öfke Cuması” gösterilerinde İsrail güvenlik güçleri ile eylemciler arasında çatışmalar yaşandı. İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu en az 56 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusundan ise Gazze’den İsrail’in güneyine atılan 2 roketi düşürdüğü, misilleme olarak Gazze’nin kuzeyinde Hamas’a ait 2 bölgeyi havadan ve karadan tanklarla bombaladığı açıklaması geldi. Haaretz gazetesi 3. roketin Şaar Hanegev’de bir binaya isabet ettiğini ancak ölüm ya da yaralanmaya yol açmadığını belirtti. ‘ABD, IŞİD’lileri tahliye etti’ Suriye’de ABD’nin “IŞİD’lileri kolladığına” yönelik Şam ve Moskova’dan yükselen suçlamalara bir yenisi eklendi. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, 28 Aralık gecesi ABD helikopterlerinin Suriye’nin Deyr ez Zor kentindeki IŞİD liderlerini ülkenin kuzeydoğusundaki Haseke kentine tahliye ettiği öne sürüldü. Habere göre Deyr ez Zor’un kuzeyinden havalanan helikopterler, Haseke’nin güneyindeki El Basel Barajı’nın yakınlarına indi, helikopterlerde ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) sığınan IŞİD liderlerinin bulunduğu iddia edildi. Daha önce de BBC’nin, Rakka’da IŞİD’lilerin bölgeden konvoylar eşliğinde silahlı bir şekilde çıkışlarına, Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’nin ana bileşenini oluşturduğu SDG’nin izin verdiğini gösteren haberi büyük yankı bulmuştu. Bu arada Suriye ordusunun, cihatçıların kontrolündeki İdlib’in güneydoğu kırsalında ilerlemeyi sürdürdüğü belirtildi. Al Masdar’ın haberine göre ordu güçleri, El Hamdaniye kasabası yakınlarındaki Tahrir El Şam mevzilerini hedef alırken Ebu Dali yakınlarında da cihatçılara karşı kazanım elde etti. Öte yandan Şam’ın güneybatısındaki Beyt Jinn kasabasında cihatçı ve ailelerinin hükümet güçleriyle tahliye uzlaşına vardığı savunuldu. Militanlardan bir kısmının İdlib’e doğru yola çıktığı iddia edildi. ‘66 kişi öldü’ Bu arada muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İdlib’de cihatçı örgütler ile Rusya’nın havadan desteklediği Suriye ordusu ve milis güçleri arasında çıkan çatışmalarda son 24 saatte 66 kişinin öldüğünü bildirdi. Çatışmaların İdlib’in çevresinde ve Hama’da yoğunlaştığını, ölenlerden en az 19’unun sivil, bu kişilerden 7’sinin de çocuk olduğunu duyurdu. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile eşi Esma Esad ve çocuklarının Humus’a giderek çatışmalarda yaralanan güvenlik güçlerini ziyaretlerine ilişkin fotoğraf yayımlandı. trump, pekin’e yüklendi ABD Başkanı Donald Trump, New York Times’a verdiği röportajda Rusya soruşturması ve Çin’in Kuzey Kore’ye yaptırımı deldiği iddialarına ilişkin mesajlar verdi. Kuzey Kore’ye nükleer programından vazgeçmesi için baskı yapacağı umuduyla Çin’e ticaret konusunda şu ana dek “yumuşak davrandığını” söyleyen Trump, Pekin aleyhinde adımlar atabileceklerini ima ederek “Kuzey Kore’de bize yardım etmezlerse ben de hep yapmak istediğimi söylediğim şeyleri yaparım” dedi. Güney Kore medyası bu hafta Çin gemilerinin ekim ayından bu yana K. Kore gemilerine 30 defa petrol ürünleri transferi yaptığını iddia etmişti. Pekin ise dün bir kez daha iddiaları reddetti. 2016’daki başkanlık seçimlerine Rus müdahalesi iddialarına ilişkin soruşturmanın ABD’yi “çok kötü gösterdiğini” de savunan Trump, özel savcı Robert Mueller’in “kendisine adil davranacağına inandığını” belirtti. New York Times’ın Trump’ın soruşturma kapsamında saptanmış bir “gizli anlaşma olmadığını” 16 kez söylediğini vurgulaması dikkat çekti. Yılbaşının ışıkları sönerken… Bu yıl meydanlarda yılbaşı kutlamak yasak. Taksim, Şişli, Beşiktaş yasak. Meydanlarda yılbaşı yasağı yetmedi, bazı yerlerde yılbaşı ışıkları da yeni yıla girmeden daha sökülmeye başlandı… Gerekçesi “güvenlik”. Adeta topyekun savaş halinde bir ülkede yaşıyoruz. Sokak partilerini iptal etmek kâfi gelmiyor. Konserler de iptal ediliyor. Suriye de bile yeni yıl heyecanı, daha coşkulu yaşanıyor olabilir. Onlar zira bir iç savaştan yeni çıkıyor. Türkiye ise çok durgun, neşesinin feri sönmüş bir modda, güvenlik kaygılarının zirve yaptığı bir ortamda yeni yıla giriyor. 2017 dönemeci Baksanıza yanı başımızdaki İran dahi vatandaşlarına süren “OHAL nedeniyle” “Türkiye’ye gitmeyin!” dedi. “İstanbul’un farklı semtlerindeki yılbaşı etkinliklerinin iptal edildiğine” işaret eden “komşu”; “gerekli olmadığı takdirde yurttaşlarından Türkiye’ye seyahat etmemelerini” talep ediyor. İran gibi “şerbetli” bir Ortadoğu ülkesinde bile bugün “Türkiye’ye seyahat uyarısı” yapılıyorsa; varın gerisini hesap edin. Mehmet Tezkan önceki gün Milliyet’teki köşesinde “Meydan yasağıyla dünyaya verdiğimiz şu fotoğrafa bakın!” diye yazdı: “Kendi ülkemizde bir meydanda toplanıp yeni yılı kutlayamıyoruz, yabancı niye gelsin? Turist yeni yıla niye İstanbul’da girsin? Güvenlik gerekçesiyle insanların bir araya gelmesi yasaklanırken niye gelsinler? Yılbaşı yasağı kötü oldu. Faturası ağır olacak…” Gerçekte yaşanan çok kümülatif bir zemin kaybı. Sadece yılbaşı yasağıyla ortaya çıkan bir imaj kaybından ibaret değil. Bunun çok ötesi ve fazlası. Türkiye son yıllarda alenen küme değiştirdi ve bir karanlığın içine savruldu. 2017 bu savruluşun zirve yaptığı bir dönemeç oldu. 2017’nin ilk sabahına nasıl uyandığımızı hatırlayalım… Dünyanın ileri gelen tüm büyük yayın organlarında Reina katliamı vardı: “İstanbul: yeni yıl, yeni katliam”… “İstanbul: gece kulübüne silahlı saldırı” “İstanbul’da kanlı yılbaşı” “Katil Allahüekber diye bağırıyordu: 39 ölü” “İstanbul’daki gece kulübü katliamı, Türkiye’nin derinleşen fay hatlarını ortaya koyuyor” “Havaalanı katliamından Reina katliamına… Türkiye’nin kanlı yılı” şeklinde atılmış olan başlıklar, benim arşivimde hâlâ duruyor. Türkiye’ye yapılan şimdiki “gitme” uyarılarında, bu başlıkların yanı sıra adım adım gerçekleşen savruluş ve zemin kaybının, güç kaybının, “soft power” ve de kimlik kaybının rolü var. ‘Dünya dumura uğradı’ Bu son yılbaşı eşiğine gelmeden önce, daha bu yaz aylarındayken, misal İtalya’nın “La Stampa” gazetesinde “İstanbul’un ışıkları sönüyor” başlığıyla yayımlanan çarpıcı bir yazıyı hatırlıyorum… Reina’nın, yılbaşı katliamı sonrasında kapandığını belirten makale; Beyoğlu’nda zamanında gece yaşamının merkezi olan Asmalımescit’in boşaldığını, Kuruçeşme Suada’nın yıkılarak moloz yığınına dönüştüğünü anlatıyordu. Her zaman yaz konserleri ile şenlenen Rumeli Hisarı’nda bundan böyle cami açıldığını, Çamlıca’da da sırf Erdoğan istiyor diye dev bir cami yapıldığını, bunların Türkiye’nin tek tipleşen “yeni ruhunun” simgeleri olduğunu ifade ediyordu. “Turistleri” İstanbul’un başkalaşan bu yeni ruhunun kaçırdığına işaret eden “Stampa”, Forbes’in “kadınlar için Türkiye’nin dünyanın en tehlikeli 10 yerinden biri” olduğu tanımından girerek… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cinsiyet eşitliği karşıtı söylemlerinden çıkıyor, şunları ekliyordu: “Demokratikleşme umudu ve ekonomik büyüme yıllarını tanımlayan coşku ve enerji artık uzak bir anı. İstanbul tüm gücünü yitirmiş gibi. Ancak hızla mutasyona uğrayan kentte (gerçeğe gözlerini kapatan) insanlar hâlâ her şey yolunda demeye devam ediyor ve inatla fazla bir şeyin değişmediğini iddia ediyor. Oysa ki artık Boğaz’dan başka, kafa çekecek yer kalmamış gibi....” Şimdi bunlara bir de son olarak Guantanamo uygulamaları ekleniyor. Size yeni bir yıl başlangıcında iyi bir şeyler söylemek isterdim ama dünya çok yazık ki Türkiye’yi dumur içinde izliyor. Küresel ısınmayı diline doladı ABD’de “kutup soğukları” etkisini sürdürürken halihazırda küresel ısınmaya yönelik muhalif tutumuyla bilinen Başkan Donald Trump’tan konuya ilişkin tartışma yaratan bir yorum geldi. Trump, Twitter’dan paylaştığı mesajda “Belki de kaydedilen EN SOĞUK yeni yıl arifesini yaşıyoruz” ifadesini kullanırkan “küresel ısınma olsa iyi olurdu” diye de dalga geçti. Trump’ın başkanlığında ABD’nin Paris İklim Değişikliği Anlaşması’ndan çekilmesi uluslararası tepkilere yol açmıştı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear