24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 30 Aralık 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Putin’e kızıp Esad’a sövmek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tunus ziyareti sırasında yine, devlet terörü uygulamak, bir milyon kişiyi öldürmekle suçladığı Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a çatmış ve Suriye’nin geleceğinde onun söz sahibi olmasını kabul edemeyeceğini belirtmiş. Tayyip Bey Suriye’de barış ve huzur olmadığı için Türkiye’nin orada olduğunu da ileri sürmüş. Tayyip Bey’in yanlışlar dolu ve Türkiye için maliyeti çok ağır olan Suriye politikasının ana öğelerinden biri Esad saplantısı olduğu herkesin malumudur. Tayyip Bey’den önce Ankara’nın Ortadoğu politikası farklıydı. O dönemde, bölgedeki istikrarsızlıkların bulaşıcılığının farkında olan Türkiye bu istikrarın bozulmaması yönünde, elinden geldiğince tavır koyar, Arap dünyasının tarihi Osmanlı alerjisini iyi bildiğinden, bu ülkelerin aralarındaki çekişme ve çatışmalara uzak dururdu. HHH Ortadoğu’nun tüm sınırlarını ve dengelerini allak bullak etmeyi öngören BOP çerçevesinde dizayn edilmiş olan AKP iktidara yerleşince kendi varlık nedenini yanlış algılayıp “İslam dünyasının Osmanlı abi lideri” politikası peşinde koşarken, bir yandan da komşusunda iç savaşa evrilen yangına körükle giderek Suriye’nin bugün içinde bulunduğu durumdan da sorumlu konuma gelmiştir. Oysa Suriye’deki yıkımın Türkiye’yi de etkilememesi düşünülemezdi. Nitekim öyle de oldu. Türkiye kendisinin de sorumluluk payı bulunan komşusundaki iç savaşın etkilerini, topraklarına milyonlarca mülteciyi kabul etmek ve Suriye’nin kuzeyinde, PKK’nin uzantısı olan PYDYPG’nin egemenliğine boyun eğmek zorunda kalarak yaşadı. Zaman içinde, BOP’un yaşama geçmesinde kendine düşeni yerine getirmek konusunda AKP’nin yeterince uyumlu olmadığına karar veren ABD Kuzey Suriye’de vekili harcı olarak, para ve silah desteğiyle güçlendirdiği PYD’yi tayin etti. Önümüzdeki dönemde, etkileri daha çarpıcı şekilde duyulacak olan PYD olgusu, Tayyip Bey’in o ana dek Suriye’deki bütün kötülüklerin nedeni olarak gösterdiği “Esed” saplantısından sıyrılıp daha sağduyulu, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarını ön plana çıkaran bir politika izlemesine yol açtı. HHH Bu politikayı yürütecek olan sacayağı bölgenin yeniden büyük gücü olan aynı zamanda da Esad Suriyesi’nin koruyucusu Rusya, Trump’ın kendi varlığını da tehdit ettiğini düşünen, Suudilerin can düşmanı İran ile Esad saplantısından, nihayet olayların zoruyla kurtulmuş görünen Türkiye idi. Sacayağını oluşturanların kafalarının ardındakileri bilenlerin, nasıl yürüyeceğini merak ettikleri yeni ittifak, Esad’ın ABD’nin imtiyazlı ortağı PYD YPG’yi vatan haini ve baş düşman olarak ilan etmesi, Moskova’nın Ankara’ya barış konferansına PYD YPG dışında Türkiye’nin kabul edebileceği başka Kürt grupların katılmasına sıcak bakacağını bildirmesi üzerine aksaksız yürüyecek görünüyordu. İşte Tayyip Bey’in Esad’ı hedef alan son açıklaması tam bu sırada patlak verdi. Ne oluyordu? Tayyip Bey “Esed” saplantısından hiç kurtulamayacak mıydı? Olaya “Esed saplantısı” açısından yaklaşanlar bu defa yanılıyorlardı. Bu kez anlaşmazlık, gerçek güç olan yeni müttefik Rusya ile idi. Son günlerde Rusya, Ankara’nın desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nu Esad güçleriyle birlikte top ateşine almış, Ankara yanlısı muhalif güçler de Soçi’deki toplantıya katılmayacaklarını açıklarken, Ankara’nın etki alanında gördüğü İdlip de Rusya ve Esad güçlerinin hedefi haline gelmiş bulunmaktaydı. Tüm bu gelişmeler Ankara ile Moskova’nın, çok ayrı hesaplar peşinde oldukları Suriye’de geleceğe uyum içinde yürümelerinin güç olduğunu gösteriyor. Bu durumda Tayyip Bey’in, son çıkışındaki asıl amacın Putin olduğu kolayca anlaşılabilir. Ama Putin’e sövmenin bedelinin çok ağır olduğunu yaşayarak görmüş olan Reis hedef tahtasına Esad’ı koymayı daha uygun bulmuştur. Karayolları’nda hayal kırıklığı Kanun hükmünde kararname (KHK) ile getirilen taşeron düzenlemesi 58 kamu iktisadi teşebbüsünde (KİT) çalışan 50 bin işçinin yanı sıra Karayolları’nda asıl işi yapan 21 bin 500 taşeron işçiyi de mağdur etti. Karda kışta karayollarında asıl işi yapan taşeron işçiler kadro kapsamı dışında bırakılırken, yardımcı işlerde çalışanlar kapsama alındı. Yolİş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar, “Yardımcı işlerde çalışan işçiler kadroya alınacak. Ancak asıl işi yapan işçiler ihaleler ‘anahtar teslimi’ kapsamında olduğu için kadro dışında kalıyor. Muvazaa var. Açık” dedi. l MUSTAFA ÇAKIR / ANKARA Berberoğlu davasında Kısa sürede ikinci değişiklik CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu yeniden yargılayan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin başkanı, HSK kara ken, 13. Ceza Dairesi Başkanı Sadık Özkan da 2. Ceza Dairesi Başkanı olmuştu. Sadık Özkan’ın başkanlığındaki heyet dosyada bozma kararı vermiş ve Berberoğlu’nun Daire başkanı Sadık Özkan, ‘kaçakçılık’ ve ‘sahtecilik’ suçlarına bakmakla görevli 16. Ceza Dairesi’ne başkan olurken, 2. Ceza Dairesi Başkanlığı’na ise Kemal Aydın görev yeri belirtilmemişti. Berberoğlu’nun dosyasında boz ma kararına imza atan üye hâkimlerden Hülya Köşüm’ün de görev yeri değiş rıyla ikinci kez değişti. 25 yıllık hapis cezasına Berberoğlu’nun avuktlarının itiraz ettiği dönemde 2. Ceza Dairesi Başkanı olan Şerafettin Saka, ağustos ayındaki değişiklikle 13. Ceza Dairesi Başkanı olur yeniden yargılanmasına 1 Aralık günü başlanmıştı. İstanbul Bölge Adliyesi başkan ve üyelerinin müstemir yetkilerinin belirlenmesine dair HSK kararıyla dairenin başkan ve üyesi değişti. getirildi. Kemal Aydın, ‘dolandırıcılık’ suçlarına bakan 21. Ceza Dairesi’nde üye hakim olarak görev yaparken, 25 Aralık’ta yayımlanan HSK Kararnamesi ile mahkeme başkanı olarak yetkilendirilmiş, ancak ti. Hâkim Köşüm 21. Ceza Dairesi’ne üye olurken, Köşüm’den doğan boşluğa ise ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘rüşvet’, ‘zimmet’ suçlarına bakan 13. Ceza Dairesi üye hâkimi Cafer Ay getirildi. Tezcan: Tahliyeyi önleme operasyonu Enis Berberoğlu davasında bozma kararı veren 2. Ceza Dairesi Başkanı ve üyesinin değiştirilmesine CHP ‘Gece yarısı operasyon yapıldı’ tepkisi verdi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP’nin tutuklu İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun davasına bakan heyetin değiştirilmesine ilişkin “Bu Berberoğlu’nu tahliyeye dönük muhtemel bir durumu önlemeye yönelik gece yarısı operasyonudur” yorumu yaptı. Tezcan, AKP’ye “15 yıl önce sevgiyle geldiniz. İktidarı, korkuyla sürdürme sevdanızdan vazgeçin. Korkutarak iktidarda kalamazsınız” diye seslendi. CHP’li Tezcan genel merkezde düzenlediği basın toplantısında Berberoğlu’nun yargılandığı davada heyetin görevden alınmasını değerlendirdi ve Beşiktaş Belediyesi’ne yönelik bir kumpas hazırlığı olduğunu anlattı. Tezcan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: n Gece yarısı operasyonu: Tutuklu, esir alınmış milletvekilimiz Enis Berberoğlu ile ilgili gece yarısı operasyonu yapıldı. İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi haksız kararı bozdu. Şimdi davayı inceliyor. Mahkeme başkanı ve heyet dosyaya hâkim. Bugün tutuklamayla ilgili inceleme görüşmesi yapılacak. Tutukluluk gözden geçirilecek ve devamı mı yoksa tahliye mi diye karar verecekti. Biz bunu beklerken dün gece yarısı heyet değişti. Yeni heyet gece yarısı getirildi. Sabah tutuklulukla ilgili inceleme yaptı ve koca davayı nasıl incelediyse, tutukluluk halinin devamına karar verdi. n Kendinizi Berberoğlu’nun yerine koyun: Bu Berberoğlu’nu tahliyeye dönük muhtemel bir durumu önlemeye yönelik gece yarısı operasyonudur. AKP döneminde yargı, sürekli ‘İçişleri Kumpas kurarken suçüstü yakalandı’ Tezcan, Berberoğlu davasına bakan heyetin değiştirilmesine, yaptığı basın toplantısıyla sert tepki gösterdi. operasyonlara maruz kalan bir organ oldu. Yargıya dönük siyasi operasyonlar devam ediyor. Mahkeme heyetini neden değiştiriyorsunuz? Dosyayı bilen, bozma kararı veren heyet. Şimdi esastan görüşüyor. Dava karar aşamasına geliyor. Aceleniz, telaşınız neydi? Ben makul vicdanlı vatandaşlara soruyorum; Allah için, bu dosyayı bugüne kadar yürütmüş, bozma kararı vermiş, şimdi de inceleyen bir mahkeme var. Kendinizi Berberoğlu’nun yerine koyun. Vicdanlı bir tek vatandaşımız ‘Bu normal’ diyorsa söyleyecek bir şeyimiz yok. Ama bir vicdanlı vatandaşın buna normal diyebileceğine inanmıyoruz. n Sevgiyle geldiniz, korkuyla sür dürmeyin: Bu AKP Genel Başkanı olan, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zatın bizzat takip ettiği dava. ‘Hesabını vereceksin’ dedikten sonra açılan bir dava. Yargı üzerindeki elinizi çekin. 15 yıl önce sevgiyle geldiniz. İktidarı, korkuyla sürdürme sevdanızdan vazgeçin. Korkutarak iktidarda kalamazsınız. n Aslolan OHAL’den vazgeçmek (ByLock’taki tahliyeler): ByLock uygulamasının istem dışı indirilmesi, “Soruşturmalarda hukuka itibar edin” ikazımızın haklılığını gösterdi. Bu olumsuzlukları gidermeye dönük adımlar sevindirici ama asıl olan OHAL’den vazgeçmektir. l ANKARA/Cumhuriyet Bülent Tezcan Beşiktaş Belediyesi’ne yapılacak operasyonla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Valiliği’ne gönderdiği yazıyı açıkladı. Tezcan, “Bakanlık uzaklaştırma kararını vermiş bahane arıyor. Bakanlık kumpas kurarken suçüstü yakalanmıştır” dedi. Tezcan şunları söyledi: n Beşiktaş’a kumpas: Bu iktidar kumpas hastalığına yakalandı. Daha önce FETÖ ile birlikte TSK’ye, Ergenekon ve Balyoz’la kumpaslar kurmuşlardı. Bir başka kumpas, Beşiktaş Belediye Başkanı üzerine kuruluyor. 24 Kasım 2017’de İçişleri Bakanlığı İstanbul Valiliği’ne bir yazı yazıyor. Bu yazıda, “Size liste gönderdik, Hazinedar’la (Belediye Başkanı Murat Hazinedar) ilgili. Görevden uzaklaştıracağız. Bu listeye göre varsa devam eden kovuşturma ve soruşturmalarla birlikte uzaklaştırmaya ilişkin de görüşünüzü bildirin.” Yani kararı vermiş gerekçe arıyor. n Valilik bahane bulamamış: Valilik, 1 Aralık’ta yanıt yazmış. Yanıt, Bakanlığı tatmin etmemiş. Valilik soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin aradığı şeyleri tespit edememiş, bahaneleri bulamamış. Bu yanıt Bakanlığı kesmemiş. Aynı gün, Bakanlık, Valiliğe bir yazı daha göndermiş ve demiş ki “Gönderdiğin yazıda uzaklaştırmak için varsa başlatılan soruşturmaların tespit edilemediği görülmüş. Derhal git adliyede de araştır.” Tabiri caizse “Nereden bulursan bul, Görüşünle beraber bildir” diyor. n Suçüstü kumpas: Bakanlık uzaklaştırma kararını vermiş bahane arıyor. “Ben sanığın idamına karar verdim, şahitleri bilahare dinleyiniz” diyor. Bu açık kumpastır. Bakanlık kumpas kurarken suçüstü yakalanmıştır. Bu hükümet milli iradeye kumpas kuran bir hükümettir. Bu bile Ataşehir Belediye Başkanı’na yönelik uygulamanın kumpas olduğunun açık delilidir. CHP sözünün arkasında CHP PM bildirisi için başlatılan soruşturmada PM üyeleri, bildiriyi savunmaya devam etti İKLİM ÖNGEL CHP Parti Meclisi (PM) üyeleri, gazete yöneticilerimizin ve milletvekillerinin tutuklanmasının ardından yayımladığı “CHP Parti Meclisi’nden Yurttaşlarımıza” adlı bildiriye ilişkin “Cumhurbaşkanına hakaret”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “iftira” ve AKP yöneticilerine yönelik “hakaret” suçundan haklarında açılan soruşturma nedeniyle ifade verdi. Alınan kararla aynı savunmayı yapan PM üyeleri yazılı olarak verdikleri ifadelerinde “Söz konusu PM bildirisine imza atarak katıldım ve içeriğini aynen tekrar ediyorum” dedi. PM üyeleri Yıldırım Kaya, Yaşar Seyman, Gamze Taşçıer, Hakkı Süha Okay ve Ali Rıza Erbay dün Ankara Adliyesi’ne gelerek, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısına ifadelerini yazılı olarak teslim etti. “Söz konusu PM bildirisine imza atarak katıldım ve içeriğini aynen tekrar ediyorum” denen ifadede, bildiri içeriğinde hiçbir suç unsurunun bulunmadığı, PM’nin muhalefet etme görevini yaptığı kaydedildi. İfadede, Cumhuriyet Ağbaba: Karar Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ittifak tartışmalarına ilişkin, “İttifak, tek adamlığı savunan AKP ve MHP arasında konuşulan bir sözdür. Onlar yüzde 50+1’i yakalayamadıklarını görüyorlar. Bütün telaşları, ittifak çalışmaları o yüzdendir. Bugün seçim olsa demokrasiyi savunanların yüzde 60’ın üzerinde çıkacağını biliyoruz” dedi. Ağbaba, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusuna ilişkin de “Kılıçdaroğlu da 16 Nisan’da ‘hayır’ diyenlerin en önemli unsuru, en önemli lideridir. Biz, Genel Başkanımızın vereceği her türlü kararın arkasındayız” ifadelerini kullandı. CHP’li Ağbaba, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında KHK’deki taşeron düzenlemesine değindi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ağbaba, “Düzenlemeyle işçiler ikiye bölündü. İşçiler arasında ayrım yapıldı. Çok büyük bir beklenti yaratıldı, beklenti hayal kırıklığıyla sonlandı. Duble yol diye övünüyorlar. O duble yolu yapan işçiye, kışın buzu açan emekçiye, HGS, OGS çalışanlarına, makam şoförlerine, şeker fabrikası işçilerine, TRT, AA, Devlet Demiryolları hemzemin geçidinde çalışana taşerona kadro yok’’ dedi. 2019 seçimlerine ilişkin, “Kemal Kılıçdaroğlu aday olabilir mi?” sorusunu da Ağbaba, “Olabilir tabii. Kemal Kılıçdaroğlu, Bizim liderimizdir. Kemal Kılıçdaroğlu, kendisi de söyledi, araştırmalar bunu gösterirse aday olur. Kılıçdaroğlu da 16 Nisan’da ‘hayır’ diyenlerin en önemli unsuru, en önemli lideridir. Biz, Genel Başkanımızın vereceği her türlü kararın arkasındayız.” tarihinde ilk kez ana muhalefetin yetkili organının yayımladığı bir bildirinin soruşturmayla karşı karşıya bırakıldığı belirtildi. Bildirinin ‘ifade hürriyeti’ kapsamında olduğu belirtilirken, Cum hurbaşkanının, siyaseten tarafsız olmadığına dikkat çekildi ve “Sayın Tayyip Erdoğan bugün hem AKP Genel Başkanı’dır, hem de bu sıfatla herkese ağzına gelen ifadeyi kullanmakta; her türlü saldırıda bulunma yı kendine hak saymaktadır. Bu nedenle Erdoğan’ın TCK korumasından yararlanma hakkı kalmamıştır. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu artık işlenemez bir suç haline gelmiştir” dendi. l ANKARA DBP Ağrı il eşbaşkanı Naile Barış tutuklandı Ağrı Valiliği’nin Tendürek bölgesini geçici askeri güvenlik bölgesi ilan etmesinin ardından köylülerin göç etmeye zorlandığı iddiasıyla 2015’te yapılan basın açıklamasına katılan DBP Ağrı İl Eşbaşkanı Naile Barış’a “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası istinaf mahkemesi tarafından onandı. Barış, Cezaevi’ne konuldu. Sebahat Tuncel: Direniş büyüyecek DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, tutuklu bulunduğu Kocaeli Kandıra 1 No’lu Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajla 695 ve 696 sayılı KHK’lere tepki gösterdi. KHK ve OHAL rejiminin Türkiye halklarının geleceğini çok derin etkilediğini belirten Tuncel, “Tek tip elbise uygulaması insan onuruna, hak ve özgürlüklerine yönelik bir saldırıdır. Bi ze dayatılan bu onursuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Tek tip elbiseleri yırtıp atmakla kalmayacak, bu zihniyete karşı direnişi de büyüteceğiz” dedi. Tuncel, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Son çıkan KHK tüm Türkiye halklarının, kadınların güvenliğini, özgürlüğünü tehdit etmektedir. Buna karşı daha güçlü ses çıkarılması elzem niteliğindedir.” l Yurt Haberleri Başkanlar Baran ve Bartu’ya tahliye Diyarbakır’da 12 Haziran’da gözaltına alınan ve 23 Haziran’da tutuklanan merkez Bağlar ilçesi eski belediye başkanı Yüksel Baran’ın, adli kontrol şartı ile tahliye edilmesine karar verildi. Van’da 5 Ocak 2017’de tutuklanan Çatak Belediye Eşbaşkanı Celalettin Bartu da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l Yurt Haberleri C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear