26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 3 Aralık 2017 10 652 yıllık net maaş kadar... Ne haftaydı ama!.. Rıza Sarraf’la başladık. Yetmedi. Man Adası’ndan gelen “çok milyon dolarlar”ı üstüne ekleyip haftayı tamam ettik. Bizim yazıişlerinde bu haberlerle boğuşanlar hafta boyu bazı ayıp sözleri hatta cümleleri kullanırken dil frenlerini iyice boşa aldılar. Mesela Rıza Sarraf, kirli işlerini el ele yürüttüğünü söylediği AKPli bakan eskisi Zafer Çağlayan nam siyasetçiye verdiği rüşvetleri anlatırken “4550 milyon Euro kadar...” gibi bir cümle kurdu. Yargıç “45 mi, 50 mi” diye sorunca da olanca pişkinliği ile “Hatırlamıyorum. Aşağı yukarı 45 ya da 50 milyon Euro idi” dedi ve bizim tayfadan biri “Çüş ulan...” diye başlayan ve devamını buraya aktaramayacağım bir cümle kurdu. Sonra da ekledi: Behey dümbük, o senin hatırlayamadığın 5 milyon Avro benim 652 yıllık net maaşım yapar be... Yazıişlerinde kimse o çok okkalı ayıp sözlerden dolayı irkilmedi. Gülmedi de. Sanırım içlerinden aynı cümleyi daha da okkalı kılarak tekrarladılar. Türkiye’nin cari açığını tek başına kapattığı için itibarın doruğuna yükseltilip kendisine AKP’li bakanlar eliyle ödül takdim edilen Rıza Sarraf, başlayan haftada da ötmeye devam edecek. Bizler mide bulantısından kusma sınırında o haberleri aktaracağız. Sizler de mide bulantısından kusma sınırında okuyacaksınız. Utanmayı çoktan unutmuş siyaset bezirgânları da ellerini yıkayıp kendilerini AKlamak için ahlaksız yalanlarının dozunu artıracaklar. Yine de... Hiç olmazsa bugünlük Sarraf’ın maceralarına nokta koyacağım. Çünkü kendimi lağım çukurunda kulaç atar gibi hissediyorum. HHH Sarrafgillerin (Sarraf’ın değil Sarrafgillerin) iğrenç marifetleri yetmedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında “kutu”yu açtı. Bir başka lağımdan akan bir başka pislik de üstümüze aktı. Enişteden, kardeşe, oğula, arkadaşa kadar uzanan “birileri”nin milyon dolarlarla danslarının ayrıntısı ve belgeleri önümüze açıldı; dev boyutlu bir pislik üstümüze saçıldı. HHH Tartışmanın, hesaplaşma zorunluğunun omurgası ustaca kaydırılıyor. Daha dünden başladı. AKP Reisi taa Kars’tan ses yükseltti: Ana muhalefet liderine gayet açık bir cevap verdim. Benim çocuklarım yurtdışına para göndermediler, dedim. Bunu daha önce 29 Kasım günü de söylemiş, “iddia edildiği gibi yurtdışına giden tek kuruş yok. Mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi. Oraya da para gitmedi” demişti. Kılıçdaroğlu ise bir gün önce altını çize çize “Ziya İlgen, enişte, 2.5 milyon dolar, Mustafa Erdoğan kardeş, 2.5 milyon dolar, Osman Ketenci, dünür 1.250 milyon dolar, Ahmet Burak Erdoğan oğlu, 1.450 milyon dolar” diye tek tek saymış ve ardından bu paraların Türkiye’den Man Adası’nda kurulmuş 1 sterlin sermayeli şirkete gönderildiğini söylemişti. Cuma günü CHP sözcüsü Bülent Tezcan belgeleri gösterdi ve gazetecilere dağıttı. 148 adet belgeden oluşan bir tomarı. O gün akşama kadar o belge tomarını elden geçirdik. Bu pösteki sayma eylemine ben de zorunlu katıldım. Tayyip Erdoğan haklı. Tek tek sayılan milyon dolarlar Türkiye’den Man Adası’ndaki şirkete gönderilmemiş, Man Adası’ndan AKP Reisi’nin yakınlarına yani Türkiye’ye gönderilmiş... Eeee? Tartışmanın omurgası bu mu? “O milyon dolarlar gitmiş mi, gelmiş mi” sorusuna mı cevap arayacağız? O cevabı CHP versin. Bizim mesleğimiz öncelikle şunu sorar: Taksi işletmeciliği gibi bol kazançlı(!) bir iş tuttuğu söylenen enişteden kardeşe, oğula kadar uzanan bu adamlara bu paralar niye gelmiş? Ne yapmışlar, ne satmışlar da bu paralar kişisel hesaplarına akmış? Hele bu sorunun cevabını bir alalım, “Gelmiş mi gitmiş mi” ayrıntısına sonra bakacağız... Demirtaş duruşmasına çağrı yapanlara gözaltı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, 7 Aralık’ta görülecek duruşmasına ilişkin pankart asıp katılım çağrısı yapan HDP üyeleri gözaltına alındı. HDP Sancaktepe İlçe binasına, Demirtaş’ın fotoğrafının yer aldığı “Herkes için adalet. SEGBİS çöpe Demirtaş duruşmaya, 7 Aralık’ta Ankara’ya” pankartı asan, HDP’lilere polis müdahale etti. HDP Sancaktepe İlçe Eşbaşkanı İlknur Yusufoğlu, ilçe yöneticileri Çağdaş Avcıoğlu ile 1 kişi gözaltına alındı. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Peki millet kim?DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen ‘OHAL Değil Demokrasi’ forumunda ‘OHAL millete karşı ilan edilmedi’ diyenlere sorular yöneltildi MESLEKTAŞLARI, ELÇİ CİNAYETİNİN AYDINLATILMASINI İSTEDİ Vedat ARIK DEVLETIN AYIBI ZEHRA ÖZDİLEK Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölümünün ikinci yılında Fransız Konsolosluğu önünden bir araya gelen hukukçular, sivil toplum örgütü üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve hak savunucuları, alkışlar ve zılgıtlarla Galatarasay Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşe Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Artvin Barosu Başkanı Ali Uğur Çağal, Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, CHP Milletveki Mahmut Tanal, HDP Milletvekilleri Garo Paylan, Filiz Kerestecioğlu, HDP eski milletvekili Hasip Kaplan, Cumartesi Anneleri, Emek Partisi MYK üyesi Levent Tüzel ve Elçi’nin çok sayıda meslektaşı katıldı. Taksim Meydanı’ nda toplanan grubun yürümesine izin vermeyen polis gelenleri Fransız Konsolosluğu’nun önüne yönlendirdi. Avukatlar ve milletvekilleri, Tahir Elçi’nin son sözlerinden biri olan “İnsanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” yazılı pankart açarak Tahir Elçi’nin fotoğrafını taşıdı. Galatasaray Meydanı’nda yapılan açıkla mada ilk sözü alan Ahmet Özmen, Elçi’nin ölümünün üzerinden iki yıl geçmesine rağmen soruşturmada bir gelişme olmamasını protesto ettiklerini belirtti. Tahir Elçi’nin bütün yaşamını demokrasi ve insan hakları mücadelesine adadığını söyleyen Özmen, Elçi’nin kayıp yakınlarının avukatlığını yaptığını, kendini kayıpları bulmaya adadığını anımsattı. Özmen, “Üzerinden tam iki yıl geçti. Henüz failleri bulunamadı. Cinayetin gerçekleştiği andan bugüne devletin en üst kademesinden herkes kamuoyu aracılığıyla Elçi ailesine, Diyarbakır Barosu’na ve sevenlerine cinayetin aydınlatılacağına dair sözler verdi. Aradan koskoca iki yıl geçti, bırakın faili şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulan bir kimse dahi yok” diye konuştu. Mehmet Durakoğlu ise “Umarım bu protestonun bazıları için bir anlamı olacaktır. Tozlanmış dosyanın kapağı açılacaktır” dedi. Ali Uğur Çağal “Soruşturmada bir gelişmenin olmaması devletin ayıbıdır” ifadelerini kullanırken Zafer Kazan da “Tahir Elçi ölümünde bile birleştiren böylesi büyük bir insan. Bir köprü idi köprümüzü yıktılar. Bugün burada yeni köprüler inşa etme zamanıdır” diye konuştu. BARIŞ KAZANACAK Cumartesi Anneleri, kayıp yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 662’nci kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Üzerine kımızı karanfillerin bırakıldığı “Failler belli kayıplar nerede” pankartı açılan eylemde eylemde 1991 yılında Şırnak’ta gözaltında kaybedilen Agit Akipa ve İbrahim Demir’in akıbeti soruldu. Eylemde konuşan Akipa’nın oğlu Fehmi Akipa “26 yıldır adalet arayışımız devam ediyor. İki yıl önce Tahir Elçi’yi de katlettiler. Adalet ararken barış elçimizi katlettiler. Adaletin olmadığı bir ülkede adalet arayışındayız. Biliyoruz barış kazanacak” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Demir’İ bırakın Hasta mahpusların durumuma dikkat çekmek amacıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu tarafından düzenlenen “F Oturumu” eylemi Galatasaray Meydanında 297. kez düzenlendi. Basın açıklamasını okuyan sanatçı Nur Sürer, Tarsus C Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta mahpus Seyran Demir’in 2006’da lenf kanserine yakalandığını, maddi olanaksızlıklar nedeniyle hastalığın ilik kanserine dönüştüğünü belirtti. Sürer, Demir’in hapishane koşullarında zamanında ve gerekli bir şekilde tedavisi yapılamadığı için serbest bırakılarak tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet TMMOB’DEN YASAĞIN İKİNCİ YILINDA SUR RAPORU Yıkım hız kesmiyor MAHMUT ORAL TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen ve 2. yılını dolduran sokağa çıkma yasağı ile Bakanlar Kurulu’nun “riskli alan” kararının ardından başlatılan yıkımla ilgili hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. TMMOB İl Koordinasyon Sözcüsü Mehmet Orak, şirketlerin kendilerine Sur’un uydu görüntülerini vermediğini belirterek şirketelere baskı uygulandığını söyledi. Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Yöneticisi Herdem Doğrul, alandan doğrudan bir tespit çalışması yapamadıklarını, ancak alana girip çıkabilen işçiler ve benzeri çalışanlar ile güçlükle elde ettikleri uydu görüntüleri üzerinden veri topladıklarını kaydetti. . Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Fatih Tekin de hazırlanan raporu okudu. Sur’daki birçok önemli yapının yıkıldığına dikkat çekilen raporda Kurşunlu Camii, Hacı Hamit Camii, Paşa Hamamı, Mehmet Uzun Evi, Ermeni Katolik Kilisesi, Dört Ayaklı Minare gibi kimi tescilli yapıların ağır hasarlı olduğunun görül SUR’DA EV ARIYORLAR Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinin 6 mahallesinde sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Önceki yıllarda bu mahallelerde oturan aileler, eski mahalle, sokak ve evlerinin yerini görebilmek için tehlikeyi göze alarak yasak olmasına rağmen İçkale’deki surlara çıkıyor. Surlara çıkanlar eski evle rinden geriye kalanları izliyor, sık sık selfie çekiyor. l DHA düğü belirtildi. Raporda, Sur’da yıkımın sürdüğü, Suriçi’nde 6 adet karakol yapımı, yol genişletilmesi gibi değişiklikler olduğu, güvenlik gerekçesi ile Sur’un emniyet hizmet alanlarına çevrildiği aktarıldı. TMMOB’nin son yaptığı tespitlere göre yeni açılacak yollar ve Emniyet Hizmet Alanları olarak ayrılan alanlar içerisinde 17 adet tescilli yapı, 42 adet korunmaya değer geleneksel yapı olmak üzere toplamda 976 adet yapının, plan kararı ile yıkımı öngörüldüğü belirtildi. l DİYARBAKIR Kani Beko Raşit Tükel DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, ortak olarak yürüttükleri “OHAL Değil Demokrasi İstiyouz” kampanyası kapsamında; İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” forumu düzenledi. Forumda DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Darbe püskürtüldü ancak maalesef kazanan demokrasi olmadı. Tersine hükümet anayasayı askıya alarak adeta bir sivil darbeye yöneldi” dedi. Karanlık gidişe karşı yakılacak ateşin “hep beraber” yakılması gerektiğine işaret eden Beko, “Farklılıklarımız var, mücadele yöntemlerimiz farklı olabilir, geçmişimiz farklı olabilir. Geleceği kurmak için tüm farklılıkları bir zenginlik olarak görmeliyiz. Çocuklarımıza kalıcı bir olağanüstü hal rejimi değil, aydınlık bir gelecek bırakmak istiyoruz” diye konuştu. MUHALİFLER BU MİLLETTEN DEĞİL Mİ? Beko, “OHAL millete karşı ilan edilmedi’ diyenlere soruyoruz. Millet biz değilsek, millet kim? Sırf muhalif olduğu için tutuklanan avukatlar, öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar, sağlık emekçileri siyasetçiler kim? Bunlar millet değil mi? Akademisyenlerin kanı ile banyo yapmak isteyen mafya üyeleri milletin bir parçası oluyor da çocuklarımız ölmesin diyen barış akademisyenleri niçin milletin bir parçası sayılmıyor? İşsiz kalan, hapishanelere atılan gazeteciler ve tek sese mahkum olmak istemeyen bu ülkenin insanları millet değil midir” dedi. DİSK üyesi 2 bine yakın işçinin, KESK üyesi 4 bin 99 kamu emekçisinin, 3 bin 315 hekim ve 3 binin üzerinde TMMOB üyesi mühendis, mimar ve şehir plancısının ihraç edildiğini belirten Beko, “AKP’ye muhalif olanlar milletten değil midir?” sorusunu yöneltti. Man Adası mı? Beko, “Hakkını arayan işçi, emekçi milletten değilse, sizin milletiniz kimdir? Millet sadece tek bir kişi, ailesi ve onun kadroları mıdır? Millet, dolarlarını yurtdışına kaçıran oğul, kardeş, enişte, dünür müdür? Vatan dediğiniz Man Adası mıdır, Malta bankaları mıdır? Sizin vergi cennetleriniz olabilir, sizin petrol zengini krallıklarla aranız iyi olabilir. Siz bugün bir emperyalist güçle, diğer gün başkasıyla iş tutabilirsiniz. Ama işçilerin, emekçilerin başka bir vatanı yok” ifadelerini kullandı. Aramızı bozmayız KESK Eşbaşkanı Aysun Gezen ise “AKP OHAL’den istifade ederek yaptığı değişiklikler ile terörün tanımını genişletti. Kendine muhalif olan bu politikalara karşı çıkan, yağma, talan, rant ekonomisine itiraz eden bütün kesimlere karşı ‘terörist’ yaftası ile bir savaş başlattı. Şunu bilmeliler ki, ne emek meslek örgütleri olarak bizler çekiliriz ne de bizlerle birlikte mücadele kararlılığında olan yoldaşlarımızla aramızın bozulmasına izin veririz. Yan yana omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Emek ve meslek örgütleri olarak güvencesizliğin ve çıkarılan KHK’lerin yarattığı sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak referandumda kazandık bir daha kazanabiliriz diyoruz” dedi. AKP’siz bir Türkiye TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Kendi halkına yalan söyleyen, kendi halkına zulmeden, kendi halkının taleplerini görmezden gelen bir iktidarın hiçbir toplumsal meşruiyeti yok. AKP Hükümeti, Gezi Direnişinde ortaya çıkan bu gerçekle yüzleşmek yerine, yıllardır yalanla, zulümle, baskıyla, zorla ülke yönetmeye çalışıyor. Darbecilerle mücade Emin Koramaz Aysun Gezen le etmek için çıkartıyoruz dedikleri OHAL’in asıl amacı AKP’nin 15 yıllık rant düzenine, rüşvet çarkına, yağma ekonomisine karşı çıkan toplumsal muhalefet hareketini, emek ve demokrasi güçlerini bastırmak. 16 aydır hüküm süren OHAL Rejimi, FETÖ’nün devlet içindeki uzantılarını tasfiye etmek için değil, emekçilerin sokağa çıkmasını, hakkını aramasını, hesap sormasını engellemek için kullanılıyor” diye konuştu. OHAL koşulları altında inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı mücadele eden herkesin, AKP iktidarının topyekun saldırısına maruz kaldığını söyleyen Koramaz, “AKP zulmüne de boyun eğmeyeceğiz, hiçbir arkadaşımızın boynunu eğdirmeyeceğiz. Emekçi ve yoksulların istikbali, OHAL’siz, KHK’siz, AKP’siz bir Türkiye’dedir” dedi. Sağlığımız için TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel ise, “KHK’lerle ihraç edilen hekim sayısı, Sağlık Bakanlığı’ndan bin 960, Tıp Fakültelerinden bin 382 olmak üzere toplam 3 bin 342’dir. Bu konuda çarpıcı bir olgu, son 10 yıl içinde Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığı’nı yapmış ya da yapmakta olan 5 meslektaşımızın OHAL sürecinde ihraç edilmiş olmasıdır” dedi. Tükel, “İhraçlar, nitelikli sağlık hizmeti verilmesini, hastalarının ve öğrencilerin ülkemizin değeri olan bilim insanlarından faydalanmasını, iyi ve donanımlı hekim yetişmesini engelledi. OHAL kaldırılmalı, KHK’ler iptal edilmelidir. Herhangi bir somut suçlama dahi yöneltilmeksizin hukuksuz olarak ihraç edilen kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidir. Sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz ve toplumsal sağlığımız için; emek, demokrasi, adalet ve toplumsal barış için, hukuksuz biçimde ihraç edilen meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmeleri için mücadeleye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. OHAL örtüsü HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Erdoğan’ın ‘Allah’ın bir lütfu’ diye gördüğü 15 Temmuz darbe girişimi gerçek bir darbeye dönüştü. Darbe süreci OHAL örtüsü altında yürütülmektedir. HDP’ye yönelik 4 Kasım’da gerçekleştirilen darbe, DEP milletvekillerinin tutuklandığı 2 Mart 1994 darbesinin devamıdır. Ama ne oldu, o siyasi irade daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Bugün hâlâ devam eden hukuksuzluklar, dokunulmazlıkların kaldırılması ile başlayan sürecin devamıdır ve HDP dışındaki partilerin onayı ile gerçekleşmiştir. OHAL işçiler, emekçiler için cehennem, sermaye için cennet olmuştur. O yüzden demokrasi ve barış mücadelesi, halkların ve emekçilerin mücadelesi ile birleşerek bu çürüyen sisteme yönelmek durumundadır” dedi. Kemalbay, “Gücümüzü sokakta ve her alanda birleştirmemiz ve büyütmemiz gerekiyor. Geri adım atmıyoruz, bulunduğumuz alanlarda ilkelerimizle mücadeleye devam ediyoruz. Mutlaka kazanacağımıza inancımız sonsuz. Nuriye ve Semih’in mücadelesi ile sevgili Selahattin ve Figen’in mücadelesi ile sizleri selamlıyoruz” diye konuştu. Cinayet girişimi CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise OHAL’in doğrudan doğruya yaşam hakkına yönelik bir müdahale olduğunu belirterek, “Devlet yurttaşlarına karşı cinayet gişrişmine bulundu. Bütün olanakları ellerinden alındı. Yoksulluğa ve ölüme mahkum edildi” dedi. Birlikte mücadele vurgusu yapan Sarıhan, barışın inşasının demokrasi olmadan gerçekleşemeyeceğini söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear