28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 30 Ocak 2017 4 AKP suskun, CHP tepkili haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ABD Başkanı Trump’ın ülkeye Müslümanları almama kararnamesi ve bunun mahkemece iptaline karşı hükümetten ‘çıt’ çıkmazken, CHP lideri Kılıçdaroğlu sert tepki gösterdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın nüfuslarının büyük çoğunluğu Müslüman olan 7 ülkenin vatandaşlarını belli bir süre için ABD’ye almama kararı ve bu kararın yargıdan dönmesine ilişkin “CHP, mülteci üreten savaş politikalarının karşısında, göçmenlerin ve mültecilerin haklarını savunan milyonların yanındadır” dedi. Kılıçdaroğlu, Trump’ın nüfuslarının büyük çoğunluğu Müslüman olan Irak, İran, Suriye, Yemen, Lib ya, Somali ve Sudan vatandaşlarının belirli bir süre ABD’ye alınmama kararını ve bu kararın New York Federal Mahkemesi tarafından askıya alınmasına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. ‘İnsan haklarına aykırı’ Trump’un kararını “Evrensel değerlere, temel insan haklarına ve yüzlerce yıllık mücadelelerle elde edilen insanlığın ortak kazanımlarına aykırı” olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, her ülkenin kendini terö re karşı koruma hakkı olduğunu ancak bir dine ve inanca yönelik ayrımcı uygulamaların kabul edilemeyeceğini kaydetti. Aslolanın istikrar, refah ve barışı sağlamak için çalışmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu amaca ulaşıldığında gerek terör gerekse mülteci sorununun kaynağının da çözüleceğini bildirdi. Başta İslam olmak üzere tüm dinlerin barışı, adaleti ve sevgiyi öğütlediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Din, inanç, mezhep farkı gözete rek ayrımcı politikalar izlemek ise terörü besler. İnançları kullanarak teröre başvuranlarla dünyadaki tüm ülkeler ortak mücadele etmelidir. Bir ülkeyi, vatandaşlarını toptancı bir anlayışla terör şüphelisi olarak görmek çağdışıdır. Bu bağlamda New York Federal Mahkemesi’nin kararnameyi askıya alan kararından memnuniyet duyuyoruz. CHP, mülteci üreten savaş politikalarının karşısında, göçmenlerin ve mültecilerin haklarını savunan milyonların yanındadır.” l ANKARA /Cumhuriyet ZorakI konuklar 15 Temmuz’dan bu yana Batı’dan beklenen üst düzey ziyaretler May’in ardından Merkel ile devam edecek. Ziyaretlerin arka planında ise çıkarlar ve korku var İngiltere Başbakanı Theresa May’in müttefik ülkelere yaptığı turların bir parçası olan günübir lik Ankara ziyaretinin açıklanan ama cı “Brexit sonrasını planlamak”tı. Al manya Şansölyesi Angela Merkel’in ise 2 Şubat’ta Ankara’ya yapacağı zi yaretin temel hedefi “bir türlü nihai hale getirilemeyen ABTürkiye arasın daki mülteci anlaşmasını tamamla mak olarak” açıklandı. Aslında bu zi yaretlerin iki temel he defi var; birincisi ül ke çıkarları, ikincisi de Türkiye’nin Batı’dan hem değerler hem de müttefiklik bazında DUYGU GÜVENÇ uzaklaşmasını önlemek. Artan insan hakları ih lalleri, hukukun üstün lüğü ilkesinden uzaklaşılması Türki ye ile Batı arasındaki diplomasi trafi ğini de etkiledi. Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan, 15 Temmuz’dan bu ya na Batı’dan “Cumhurbaşkanı ve Dev let Başkanı düzeyinde” sadece Sloven ya Cumhurbaşkanı’nı ağırladı. Kendi si ise Batı’ya bir ziyarette bulunmadı. Buna karşın, Türkiye’ye gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, İngiltere Başbakanı May ve 2 Şubat’ta gelecek olan Merkel ise aslında Türk protoko lüne göre Cumhurbaşkanı’nın değil, yürütmenin başı olan Başbakan’ın ko nukları. Ancak Erdoğan’ın anayasaya aykırı olarak fiili başkanlık uygulama sı bu ziyaretlerde de kendisini göster di. Başbakan’ın konukları ile yapılan tüm programlarda Erdoğan ile görüş me ziyaretin belkemiğini oluşturdu. Ziyaretlerin amacı Tamamen ‘duygusal’: Ülke çıkarları ve iç politika kaygıları; yani re el politik, May ve Merkel’in ziyaretlerinin belkemiğinde yatan nedenler olarak sıralanıyor. Brexit turları kapsamında May, Türkiye ile başta Serbest Ticaret Anlaşması ile güvenlik ve savunma alanında işbirliğini artırmak için Türkiye’ye geldi. Bugüne kadar Türkiye’nin AB sürecinde en etkin desteği veren İngiltere ile Türkiye’nin Brexit sonrasında diğer bir Gelen yok 15Temmuz’dan bu yana Türkiye, Batılı ülkelerden Cumhurbaşkanı düzeyinde sadece Slovenya Cumhurbaşkanı’nı ağırladı. Son 7 ayda Erdoğan’ın konuğu olarak Türkiye’ye gelen ülke liderleri, Kosova, Gine, Arnavutluk, Slovenya, Benin, Bahreyn, KKTC, Kazakistan’dan oldu. 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan’ın ziyaret ettiği ülkeler ise Madagaskar, Mozambik, Tanzanya, Özbekistan, Pakistan, Belarus, Çin, Rus ya ve BM’ydi. ortak noktasını da “AB üyesi olmayan NATO üyesi olmaları” oluşturacak. Merkel için ise ziyaretin ana gündemi 1 yılı aşkın süredir çabalamak “Türkiye ile mülteci mutabatını tamamlamak” oluşturuyor. Brüksel hâlâ Türkiye’nin Terörle Mücadele Yasası’nda adım atmasını beklerken, Ankara’dan bir yol haritası istemeye devam ediyor. Buna karşın, Türkiye’nin mutabakatın temelini oluşturan Yunanistan ile Geri Kabul Anlaşması’nı iptal edebileceğini duyurması da bu süreci zorlaştıran diğer bir etken. Batı’dan uzaklaşmasın: Bir yanda ErdoğanPutin yakınlaşması, Trump yönetiminin getirdiği belirsizlikler, terör tehdidi, artan milliyetçilik; diğer yanda ise Türkiye’nin Batı değerlerinden uzaklaşan görüntüsü ziyaretlerin temelini oluşturuyor. TürkiyeRusya arasında özellikle Suriye politikasında ortaya çıkan yakınlaşma ve yeni ABD yönetiminin izleyeceği politikadaki belirsizlik karşısında Ankara önemli bir kavşak. Hem May hem de Merkel, Türkiye’nin Batı blokundan uzaklaşmasını istemiyor. Ankara’nın, Batı nefreti ile birlikte dillendirdiği Batı’ya yönelik “Beni anlamadın ya” yönündeki serzenişleri ve “Rusya ile devam ederim” tehditleri bu ziyaretlerin en önemli nedenlerinden. Erdoğan’ın nereye kadar gideceğini anlamak istiyorlar. 7 Haziran’dan bu yana Türkiye’de giderek artan otoriterleşme, hukuktan ve insan haklarından uzaklaşma da May ve Merkel’in ziyaretlerinin temelinde yatan nedenler. Nitekim May’in sözcüsü bunu Türkiye yolunda, “Başbakan Türkiye ile angaje olmanın İngiltere’nin çıkarına olduğunu düşünüyor. İngiltere Türkiye’nin demokrasisine ve kurumlarına darbe girişimi sonrası güçlü destek verdi. Ama gösterilen tepkiler ‘uluslararası alandaki insan hakları yükümlülükleriyle orantılı olmalı’ diyerek dile getirdi. Merkel ise basın özgürlüğü ve binlerce kişinin tutuklanması konusunda “Bu noktada eleştirilerimizi açıkça dile getirmeliyiz” derken Türkiye ile iletişim kanallarını korumak istediklerini de sık sık vurguluyor. l ANKARA BAŞKAN PEKDAŞ: Bu ülke hepimizin İzmir Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Türkiye’nin içinden geçtiği zor günleri aşacağına inancının olduğunu belirterek “Hepimiz tedirginiz ama bu ülkede umutlar da beslemek istiyoruz. Çünkü geleceğimiz bu ülkede ve bu ülke hepimizin” dedi. CHP İzmir İl Başkanlığı’nın referandum öncesi muhtarları dinlemek amacıyla başlattığı toplantılar sürüyor. Halkoylamasına sunulacak anayasa değişikliğiyle ilgili görüş ve önerilerin alındığı toplantıların son adresi 113 mahalle muhtarının görev yaptığı Konak oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan Sema Pekdaş, Türkiye’nin son yıllarda acı ve hüzün dolu pek çok olay yaşadığını söyledi. Geçen ay İzmir Adliyesi önünde meydana gelen terör saldırısını anımsatan Pekdaş, “Kahraman polisimiz sayesinde büyük bir katliamın önüne geçildi. Hepimiz tedirginiz ama bu ülkede umutlar da beslemek istiyoruz. Çünkü geleceğimiz bu ülkede ve bu ülke hepimizin. Sizlerin varlığı, İzmir’in aydınlığı önemli. Ülkemizin aydınlığı için el ele çalışalım istiyoruz” dedi. l İZMİR/İHA ‘Evrim’i de çürütüverdi! Kurtulmuş, evrimin müfredattan çıkarılmasını açıklamaya çalıştı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın referandum kampanyasına katılması ile ilgili olarak, “Cumhurbaşkanı yukarıda bir yerde, fanusun içerisinde oturan bir adam değil ki; sahaya inip inmeyeceğini tartışıyoruz. Zaten her gün sahada olan birisi” dedi. Kurtulmuş’un CNN Türk’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle: Erken seçim yok: Erken seçim ihtimali yoktur. Yeni seçilmiş bir parlamento var, yapacak çok işi var. ‘Her şey referanduma bağlı’ şeklinde görmemek lazım. Referandum olacak, ne sonuç çıkarsa çıksın başımızın üstünde, Türkiye yoluna devam edecek. Her şeyi getirip, referandum üzerinden konuşmanın da doğru olmadığını düşünüyorum. Evrim teorisi çürümüştür: (Yeni müfredatta evrim tartışması) Evrim teo risi zaten bilimsel olarak eskimiş ve çürümüş bir teoridir. İlla bu teori, mutlaka okutulacak diye bir kural yok. Müfredatın içinde bu çalışma yapılır. Tezlerden bir tez olarak belki gündeme gelebilir. ‘Evrim teorisine inananlar, evrim teorisini bilenler çağdaş, ilerici insanlardır, buna karşı çıkanlar gerici, çağdışı insanlardır’ görüşü esas çağdışı görüştür. Evrim teorisi bu anlamda, eski tarih boyunca da tartışılan görüşlerden birisidir. Dolayısıyla bunun üzerinden bir tartışmayı çok doğru bulmuyorum. ‘Evet’ terörle mücadeleye destektir: Sandıktan ‘evet’ çıkmış olması, terörle mücadeleye verilen bir destek anlamına da gelir. ‘Hayır’ isteyenler buradan da tersini okuyup yine kasıtlı bir yorum yapmasınlar. Ama ‘evet’ oyu çıkarsa, bu terörle mücadelenin daha etkin bir şekilde sürdürülmesine de ‘evet’ an lamına gelir. Ayrıca yürütmenin tek elde toparlanması dolayısıyla hem ekonomi alanında hem diğer alanlarda olduğu gibi terörle mücadele alanında da süratli, etkin kararlar alınmasına vesile olabilir. MuhafazakÂrlar da MHP seçmeni de ‘evet’ diyecektir: MHP’nin seçmeni de süreci değerlendirecek. MHP’nin seçmeni de genel merkezin göstermiş olduğu istikamette oyunu kullanacaktır. Muhafazakâr camianın, büyük oranda benzer şekilde davranacağını görüyoruz. Çok büyük bir kırılmanın, farklılaşmanın olmayacağı ortadadır. Suikastlar yapabilirler: Bilinen terör yöntemlerinden birisi olarak suikastları da kullanabilirler. Etkili isimler üzerinden, halkı terörize edecek, korkutacak, sindirecek ve kendi siyasi amaçlarına ilişkin mesafe alabilecekleri eylemlere girebilirler. l ANKARA Cami duvarına ‘EVET’ pankartı! Büyükçekmece’de bulunan Beykent Camii duvarına kimliği belirsiz kişiler tarafından, “Gençlik yeni Anayasa istiyor” pankartı asıldı. Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Kazancı, pankartın izinsiz asıldığını söyleyerek, “Bizler haberdar olduğumuz bu tarz pankartları toplatıyoruz. Bu pankartla ilgili de gerekli işlem yapılacaktır” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyet okuru...umhuriyet gazetesi sadece gazete değildir. C Okuru için bir yurt, bir bayrak, bir kale. Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyet belgesi. Cumhuriyet okuru, sadece gazete okuru değildir, emanetin sahibidir. Onun için de çok dikkatlidir. En küçük bir yanlışı kabul etmez. İş edinir, arar, eleştirir, ulaşır, ulaştırır. Cumhuriyet gazetesi, okurunun yurdudur. Öyle olduğu için de gazetesini dikkatle izler. Ne olup gittiğini titizlikle araştırır. Zaman gelmiş, gazetesi yüzünden işinden edilmiştir. Zaman gelmiş, gazetesi için dövüşmüştür. Onun için de her değişikliği kuşku ile karşılar. Ne olup bittiğini araştırır. Yaşamında kör inancı değil, gözü açık bilinci seçmiştir. Eleştirel düşünceyi yaşamının rehberi yapmıştır. Bu okur, vefalıdır. Bu okur, gazetesini neden aldığını bilir. Bu okur, okuduğu üzerinde düşünür. Paylaşımcıdır. Beğendiğini iletir, yaygınlaştırır. İşte bu okura “gazeteni bırakma”, “her gün bir Cumhuriyet” diyoruz. HHH Bu okur gazetesini bırakmıyor ama kırgın. “Okumak istemediğim yazarlar geldi” diyor. “Gazetemin ekseni değişti” diyor. “Alıyorum ama hiç okumadıklarım var” diyor. “Artık bu gazetede yazmayın” diyenler oldu. “Artık gazetemi almaya elim varmıyor” diyenler oldu. Onlara hep şunu söyledim; “Elbette okumadığınız yazarlar olabilir. Okuyup beğenmediğiniz yazılar olabilir. Okumayın. Beğenmeyin. Benim de okumadığım yazarlar var, beğenmediğim yazılar var. Ama ben yazmaktan vazgeçmiyorum, siz de almaktan vazgeçmeyin. Farklı görüşlerin olması bir gazete için kayıp değildir, kazançtır. Gazetenin ekseni ise değişmez, değişemez.” İlhan Selçuk, bu gazetenin kaptanı idi. Onun kaybı hepimizin travmasıdır. Ama İlhan Selçuk döneminde de eksen korunarak farklı görüşler yer almıştır. Ben de gazetede değişim olmasını İlhan Selçuk’la konuşmuştum. Ailede değişim olmuştu. Çocuk değişmişti. Genç değişmişti. Kadın değişmişti. Eğitim değişmişti. İlhan Selçuk bunları çok iyi bilirdi. Değişimi anlardı. Onun hassasiyetleri, “Atatürk Cumhuriyetinin bağımsız, laik karakteri, Rönesans ve Aydınlanma felsefesine dayalı özgür insan aklı ve özgür iradenin toplum yaşamına egemen olması” idi. Bu dünya görüşünü paylaşıyorduk. Cumhuriyet gazetesinin ekseni de budur. Bu gazete hiçbir zaman FETÖ’cü olmamıştır, olamaz. Bu gazete hiçbir zaman PKK yanlısı olamaz. Kürt halkının sorunları elbette konu olacaktır ama terör örgütleri hiçbir zaman desteklenemez. Şu anda tutuklu olan yönetici ve yazar arkadaşlarımız böyle suçlamaların hedefi olamazlar. Cumhuriyet gazetesi, toplum üzerinde daha etkin olmalıdır, doğru. Kitap Kulübümüz daha geniş çalışmalarla toplumla buluşmalıdır, doğru. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarımızla daha yakın bağlarımız olmalıdır, doğru. Ama unutulmamalıdır ki; Cumhuriyet gazetemiz siyasal iktidarın hedef seçtiği çok yönlü baskının altındadır. İlan konusunda baskı altındadır. Mali kaynakları denetim altındadır. Gazetemiz her yönden baskı altına alınmaktadır. Arkadaşlarımızın tutukluluk süreleri uzatılmaktadır. Ülkenin sürüklendiği karanlıkta gazetemizin görev yapması istenmemektedir. Buna boyun mu eğeceğiz? Asla! Buna boyun eğmeyeceğimiz bilinmelidir. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı bizim cesaretimizle kazanılacaktır. Şu anda görevimiz, bütün gücümüzle HAYIR demektir. HHH Atatürk, ülkenin kuruluşunda Saray’la mücadele etmişti. Saray’da padişah ve halife olan kişi oturuyordu. Gene karşımızda yeni bir Saray vardır. Yeni Saray’da yeni bir padişah ve halife adayı yetki istemektedir. Adı ne olursa olsun, bu yetkileri alacak kişi, Padişah ve Halife olacaktır. Buna HAYIR diyoruz. Buna HAYIR diyeceğiz. Gün mücadele günüdür. Gün el ele verme günüdür. Cumhuriyet gazetesi bu mücadelenin bayrağıdır. Yazacağız, okuyacağız, okutacağız. Bir kez değil, bin kez Atatürk diyeceğiz. Bir kez değil, bin kez Cumhuriyet diyeceğiz. Padişahlığa, halifeliğe HAYIR diyeceğiz. Bir kez değil, bin kez HAYIR. Ve Cumhuriyetimizi yeniden kurtaracağız. Biz, hepimiz... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear