26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 30 Ocak 2017 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ yorum 13 Küresel ve yerel ABD Amerika Birleşik DevletleriABD, içe kapanıyor. Yeni başkan Trump Amerika’yı daha büyük yapacağız derken, elbette tüm kıtayı değil, sadece ABD’yi kastediyor. Adaylığı sırasında ABD’nin kapılarını özellikle de Müslümanlara ve Meksikalı göçmenlere kapatacağını açıklayan Başkan, işbaşına gelir gelmez bir taraftan Meksika sınırına duvar yapılması için harekete geçerken, bir taraftan da halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan yedi ülkenin yurttaşlarına vize yasağı getirdi. Küreselleşme, sosyalizmin sonunu getiren Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başlamıştı. Çeyrek yüz yıl sonra bugün en büyük küresel güç, ABD kapitalizmi, kendini bir duvarla korumaya alıyor. Başkan, içeride de ABD halkına Amerikan malı satın alın; ABD sermayesine de Amerikalıyı işe alın diyor. Bizim yerli malı kullanmalı diyenlerle alay eden, ancak içi boş biçimde halk dalkavukluğu bayraktarlığı yapanlar, bu sözlerden bir şey anlar mı? Küresel ekonomi ve siyaset, 10 büyüklüğünde bir deprem geçiriyor. Başta Avrupa Birliği, Çin ve Rusya olmak üzere ülkeler, bu büyük yıkımın sonuçlarına göre yer tutmaya çalışıyor. Kurtuluş Savaşı’na, Lozan Barış Antlaşması’na ve Atatürk’ün kurduğu ulusal bağımsızlığına kıskançlıkla bağlı olan Cumhuriyet’e, ABD, 1945’e dek hiç sıcak bakmadı; çünkü uydusu yapamazdı. Ancak ABD, bu tarihten sonra birdenbire Türkiye sevgilisi oldu; Türkiye’yi tam bir ileri karakol yaptı; bu ülkenin yalnız iktidarlarını değil, muhalefetini ve de FETÖ türü süreçlerini de belirledi. Göz ucuyla bakılsa bile görülür ki, ABD, komünizm karşıtlığında, bu ülkenin İslamcı ve aşırı milliyetçilerini vurucu gücü olarak kullandı. Yer yer güvenlik güçlerinin de desteklediği, içlerinde bugünkü AKP’nin ve MHP’nin kimi önde gelenlerinin bile yer aldığı o saldırılarda, bu ülkenin onlarca ABD karşıtı yurtsever insanı öldürüldü; işkenceden geçirildi; yok edildi. O ABD gerçeği halktan ustalıkla saklandı. Bu ülkenin yaşadığı o karabasan yılları ayrıca anlatılmalı. İşte bir ipucu: Geçen günlerde ABD Merkezi Haberalma ÖrgütüCIA, Türkiye’nin kanlı iç çatışma ortamına sürüklenmesinin başlangıç tarihi olan 12 Mart 1971 ile ilgili gizli belgelerini yayımladı. Belgelerde CIA’nın, 12 Mart’ı bir gün önce haber verdiği görülüyor; ancak, ordunun müdahalesinin şekli ve alınacak önlemlerle ilgili noktalar silinmiş; metinde yok (HaberTürk gazetesi, 21 Ocak). ABD 45 sene önceki cinayetinin ayrıntılarını bugün bile açıklamıyor; tıpkı, 27 Mayıs sonrasında, özellikle Menderes ve iki bakanın idamıyla ilgili olarak neler yaptığını sakladığı gibi! Peki, Türkiye’nin o çok parlak tarihçileri saray şarlatanlığından başka ne yapıyor? Adı ‘Cumbaş’ olsun! Türkiye’nin siyasal rejimini kökten değiştiren AKP, getirdiği düzenin adını bir türlü koyamıyor; partililer ve destekçiler arasında büyük şaşkınlık yaşanıyordu. Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilmesi ağırlık kazandı. Bunun kısaltması CHS olur; Allah korusun, başka çağrışımlar yapabilir! Oysa şaşkınlığa gerek yok, doğması istenen tek organlı çocuk, cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemlerinin birleşmesi gibi bir şey olduğuna göre, adı da bu kelimelerin ilk hecelerinden bulunabilir: cumbaş. Cumbaş denilirse, cumhur ile başı çok daha yakınlaşır; giderek bütünleşir. Gelecekte eğer gerekirse bunun sağdan sola doğru okunması da kolay: başcum. Böylece, tümüyle yerli malı, İslamTürk sentezinin ürünü ve dünyada eşibenzeri bulunmayan bir yönetim ucubesinin adı da doğru konmuş olur. Geçmişte dolmuş ve gecekondu gibi buluşlarıyla ünlenen Türkiye, cumbaş/başcum ile çok anlamlı ve diğer ülkelere örnek olabilecek bir buluşa da imza atar! Hem ABD 15 yıl önce AKP ılımlı İslamı ile Türkiye’nin bir örnek ülke olmasını istemiyor muydu? 30 OCAK 2017 SAYI: 33353 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.41 06.24 06.46 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 08.10 13.24 16.00 18.26 07.52 13.09 15.47 18.13 08.12 13.32 16.13 18.39 Yatsı 19.49 19.34 19.58 Akar’ın Kardak seyri Milli Savunma Bakanı Edirne’de, Genelkurmay Başkanı Kardak’ta Yunanistan’ın 8 FETÖ’cü askeri Türkiye’ye iade etmemesi tartışması sürerken Ankara’dan kritik bir adım geldi. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Edirne’de askeri birlikleri ziyaret ederken; Genelkurmay Başkanlığı da 21 yıl önce Türkiye ile Yunanistan arasında kriz yaratan Kardak bölgesine gitti. Yunanistan ile Türkiye arasındaki FETÖ’cü askerlerin iadesi tartışmasında Ankara dün yeni bir adım attı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Edirne’deki askeri birlikleri ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ise kuvvet komutanları ile birlikte Kardak bölgesindeki savaş gemilerini denetledi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Orgeneral Akar, Aksaz Deniz Üs Komutanlığı ve Do nanma Komutanlığına dün ziyaret gerçekleştirdi. Beraberindeki Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlarıyla Üs Komutanlığı ile Donanma Komutanlığı’na bağlı gemilerde inceleme ve denetlemelerde bulunan Orgeneral Akar, ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait 2 hücumbotla Kardak Kayalıkları bölgesinde seyir icra etti. Ziyaretinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olarak Ege Denizi’nde icra edilen faaliyetlerde deniz alaka ve menfaatlerin korunmasında daima dostluk ve barışı göz önünde bulundurduklarını belirten Orgeneral Akar, Türkiye ve Türk milletinin hak ve menfaatlerinin karada, denizde ve havada korunması için TSK’nin azim ve kararlılıkla, gayret ve çabalarını artırarak sürdürmekte olduğunu vurguladı. Orgeneral Akar, TSK’nin bölgesinde etkin, caydırıcı ve saygın bir güç olduğunu ifade etti. Gerginlik iddiası “Kardak seyri” sırasında Akar’ın bindiği botun, Yunan botları tarafından engellendiği ve kısa süreli bir gerginlik çıktığı iddia edildi. Ancak iddia kısa sürede yalanlandı. Askeri kaynaklar, bölgenin hassasiyeti nedeniyle her iki ülkenin Deniz Kuvvetlerince 23 saat gözlendiğini, Akar’ın seyri sırasında bölgeye küçük bir Yunan Sahip Güvenlik Botu’nun geldiğini, buna karşılık olarak bir Türk botunun da Yunan botuna yanaştığını, ancak Yunan botunun uzak bir mesafeden gözlem yaptığını aktardı. Kaynaklar, iddia edildiği gibi bir engellemenin olmadığını dile getirdi. l ANKARA/Cumhuriyet 130 IŞİD hedefi vuruldu Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 159 günden bu yana sürdürülen Fırat Kalkanı Harekâtında, Özgür Suriye Ordusu ilerleyişini sürdürürken IŞİD’e ait 130 hedef karadan ateş destek vasıtalarıyla imha edildi. Türkiye ve koalisyon ülkelerine ait jetler tarafından ise, IŞİD’e 20 hedef savaş uçaklarıyla vuruldu. TSK tarafından yapılan açıklamada, 18 IŞİD’linin öldürüldüğü ve IŞİD’den temizlenen bölgelerde 87 el yapımı patlayıcının imha edildiği belirtildi. Muhalifleri destekleyen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye hükümet güçlerinin 7 kilometre kadar yaklaştığı Bab bölgesinde önceki gün düzenlenen hava saldırılarının 10 sivilin ölümüne yol açtığını belirtti. Açıklamaya göre; Suriye jetlerinin Tadif’teki bombardımanında 1 çocuk ölürken, Türkiye’nin düzenlediği hava saldırıları El Ureyma ve Bezaa’da 6’sı çocuk 9 sivilin ölümüne yol açtı. Gözlemevi, Türkiye’nin hava saldırıları ve bombardımanlarında cuma günü de 10 sivilin öldüğünü açıklamıştı. Öte yandan, güneybatı yönünden Bab’a ilerleyen Suriye ordusunun cuma gününden bu yana 3 köyü daha denetimine aldığı, Türk güçlerininse kasabanın kuzeyinde toplandığı belirtildi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK El Bab’da yine IŞİD saldırısı: 1 şehit Suriye’de yürütülen Fırat Kalka nı Harekâtı’na Türk askerlerinin bulunduğu El Bab bölgesindeki birliğe, dün öğle saatlerinde IŞİD tarafndan saldırı düzenledi. Saldırıda uzman çavuş Ayhan Elmacı şehit oldu, 2 asker de yaralandı. Gaziantep ve Kilis’te tedaviye alınan yaralı askerlerin genel sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Şehit uzman çavuşun cenazesi, Gaziantep Havalimanında düzenlenen törenin ardından memleketi İzmir’e gönderildi. Aynı saldırıda yaralanan 1 ÖSO üyesinin de Kilis Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğü öğrenildi. behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Engin Cezzar da yok artık! Cumartesiyi pazara bağlayan gece, sevgili öğrencim Selami’den gelen bir mesaj. “Bilmem duydunuz mu?” diye başlıyor. Duydum. Engin Cezzar da yokmuş artık. Epey uzun bir süredir kimi ölümlerin bir anlama daha geldiğinin farkındayım. Böyle ölümlerin her biri benim için yeni bir tenhalaşma. Hem de artık kalabalıklaşması olmayan bir tenhalaşma. Haberi televizyondan duymamın hemen ardından anılar yağmuru da başlıyor. İlk kapımı çalan, dostların dostu Erdal Öz’ün birinci ölüm yıldönümünde mezarlık ziyaretinden sonra Öz’lerin Şile’deki evlerinin bahçesinde geçirdiğimiz saatlerin anıları. Öğlen yemeği için Gülriz Sururi, Engin Cezzar, Cüneyt Türel ve daha birkaç dostla birlikte kafamıza göre bir masa oluşturmuştuk. Neşemizle ve esprilerle, sanki Erdal’ın ölmüşlüğüne meydan okumuştuk. Bunun ardından, çok daha eskiye ait bir anılar tutamının içine düşüyorum. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’de yarattığı uygarlık ve aydınlanma anıtı Anadolu Ünversitesi’nde, Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ndeki ilk yıllarım. “Dünya Tiyatro Tarihi” derslerinin yanı sıra, o yıl konservatuvar müdürü Prof. Dr. Zühtü Altan’ın ricasını kırmayarak son sınıfın programındaki “Çağdaş Tiyatro” derslerini de üstlenmişim. Ama bu işin üstesinden gelebileceğimden pek emin değilim. O yıl konservatuvar öğrencileri ile bir oyun hazırlamak üzere Engin Cezzar da Eskişehir’de. Bir gün bana: “Bu çarşamba vaktim var, senin Çağdaş Tiyatro dersinin ilk saatine konuk olarak geleceğim!” diyor. Tiyatronun Olimpos Dağı’ndan benim dersime bir konuk! İlk saatten sonra bir şey söylemiyor. “İkinci derse de kalıyorum” diyor. İkinci dersin bitiminde ayağa kalkıp öğrencilerime şöyle diyor: “Kısa konuşacağım. Ahmet Cemal gibi bir hocanız olduğu için çok şanslısınız. Doğrusu yerinizde olmak isterdim!” Engin Cezzar’ın bu kendinden son derece emin yüreklendirmesi olmasaydı, sonraki yıllarda Eskişehir’de ve ardından İstanbul’daki konservatuvarlarda tiyatro dersleri vermeye onca hevesli olur muydum, gerçekten bilemiyorum. Engin Cezzar’ın Eskişehir’de geçirdiği zamanlar boyunca o tadına doyulmaz akşam sohbetlerimizin bana kazandırdığı zenginlikleri sonradan hep öğrencilerime de aktarmaya çalıştım. Bu kazanımlarımı “zenginlik” diye nitelendiriyorum, çünkü Engin Cezzar, her şeyden önce katıksız bir “Tiyatro İnsanı”ydı, bundan ötürü de hayatı boyunca tiyatro alanındaki bütün etkinliklerini bir “Tiyatro İnsanı” kimliğiyle sahip bulunduğu, eşine ender rastlanır bir tiyatro kültürü zemininde inşa etti. Böyle bir kimliğe ve o kimliği oluşturan kültüre sonradan Beklan Algan, Ayla Algan ve Erol Keskin’de rastlayacaktım. Engin Cezzar’ın Türkiye’ye döndükten sonra sergilediği o efsanevi “Hamlet”ini seyretmenin mutluluğuna da ermiş biri olarak, anısı önünde saygıyla eğiliyorum. 267 SANIK YARGILANACAK İzmir’de FETÖ davası başlıyor İzmir’de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin, 145’i tutuklu 267 sanığın yargılanacağı dava, bugün Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampusu’ndaki duruşma salonunda başlanacak. Davayı takip edecek olan avukatlar ile sanık yakınlarının en büyük sorununun konaklama yeri olduğu belirtildi. İzmir’de, 15 Temmuz’un ardından 801 şüpheli hakkında soruşturma açıldı. Şüpheli ifadelerinin ardından, 267 kişi hakkında kamu davası açıldı. 53 şüphelinin dosyaları ayrılırken, 481 şüpheli hakkında ise ek kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildi. 1300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampusu’ndaki duruşma salonunda başlayacak yargılamada, bir numaralı sanık olarak Fethullah Gülen yer alıyor. Aralarında Ege Ordusu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen’in de bulunduğu 267 sanık, 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hâkim önüne çıkacak. Davadaki sanıklar arasında, 15 Temmuz öncesi NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57’nci Topçu Tugay Komutanı olan Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı olan Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı olan Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı olan Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı olan Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkâm Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı olan Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı olan Tuğamiral Süleyman Manka, Amfibi Okullar Komutanı olan Tuğamiral Erdal Ergün, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Tuğgeneral Veyis Savaş ve Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı olan Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear