24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 20 Ocak 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Ekonomik performans FRITACTHİNG: siyasi risk altında’ Türkiye için not kararını 27 Ocak’ta açıklayacak Fitch, Türkiye’deki siyasi risklerin ekonomi ve dışa bağımlı olan bankalar üzerindeki risklerine dikkat çekti Anayasa tartışma ve oylamalarının devam ettiği bir ortamda, Türkiye’de ekonomik performansın ve bankaların varlık kalitesinin siyasi risk altında olduğu uyarısı geldi. Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Politikası ve Analiz Bölümü, “Türk ekonomisi, güvenlik ve politika endişelerinin yanı sıra, mali ve parasal politika duruşları üzerinde baskılardan yükselen önemli dal Merkez’in KUR tahmini 3.86 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu Dolar/TL beklentisi 3.86 oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi bir önceki anket döneminde 3.63 TL iken, bu anket döneminde 3.96 TL’ye yükseldi. 73 katılımcıyla yapılan ‘2017 Ocak ayı Beklenti Anketi’ne göre ocak ayı için tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde bulunduğu yüzde 1.21 düzeyinden bu anket döneminde yüzde 1.44’e çıktı. 2017 cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket döneminde 36.8 milyar dolar düzeyinde bulunurken, bu anket döneminde 35.4 milyar dolara geriledi. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2017 büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3.2 iken, bu anket döneminde yüzde 2.9’a geriledi. Gelecek yıla yönelik büyüme beklentisi ise yüzde 3.6 oldu. Öte yandan TCMB haftalık döviz depo ihalesinde TL faizi yüzde 8’den 8,5’e yükseltti. Tutarı 500 milyon dolardan 300 milyon dolara düşürdü. galanmalarla karşı karşıya” kaydını düşerken, uluslararası kredi dercelendirme kuruluşu Fitch de ülke ekonomisinin siyasi risk tehdidi altında olduğuna dikkat çekti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’deki ekonomik performansın ve bankaların varlık kalitesinin, siyasi risk tehdidi altında olduğu değerlendirmesi yapıldı. Frankfurt’ta düzenlenen toplantıda gelişmekte olan ekonomiler için değerlendirmelerde bulunan Fitch, gelişmekte olan banka negatif görünümlerinin finansal krizin tepe yaptığı dönem ile neredeyse aynı olduğunu belirtti. Fitch, Türkiye, Güney Afrika, Brezilya, Suudi Arabistan ve Kolombiya’nın negatif görünümlerinin bankalar için risk oluşturduğunu vurguladı. Bankaları dışa bağımlı Kurum ayrıca Twitter üzerinden yaptığı yorumlarda Türkiye ile ilgili, “Türkiye, Güney Afrika, Brezilya, Suudi Arabistan, Kolombiya ülkelerindeki negatif görünümler bankalar üzerindeki aşağı yönlü risklere katkıda bulunuyor. BBB kredi notu ve negatif görünümle değerlendirilen Türkiye’de mevduatlar sabit, el koyulan şirketler nedeniyle maruz kalınan kredi riski minimal düzeyde, yurtdışından fonlamaya erişim korunuyor. Türkiye: Politik riskler ekonomik performansı ve bankaların aktif kalitesini zayıflatabilir. Türk bankaları yabancı fonlamaya yüksek düzeyde bağımlı” değerlendirmelerini yaptı. Fitch Rating, Türkiye’ye yönelik not kararını 27 Ocak’ta açıklayacak. l Ekonomi Servisi Trump, Türkiye’yi zora sokabilir Donald Trump TD Securities Gelişen Piyasalar Stratejisti Cristian Maggio, “2016 yılı zaten çok kötü bir yıl oldu, o yüzden 2017 ne kadar daha çok kötü geçebilir emin değilim” diyerek, Türkiye’de özellikle son 1.5 yıldır bazı risklerin “ciddi şekilde yükseldiğinin” görüldüğünü söyledi. ABD’de cuma günü yemin ederek göreve başlayacak olan Trump’ın mali politikası belirsizliğini korurken Maggio, Trump’tan ötürü Türkiye’nin maruz kalabileceği üç risk olduğunu belirtti. Bunlardan birincisinin risk iştahındaki azal madan dolayı Türk varlıklarına da olan talebin azalma ihtimali olduğunu söyleyen Maggio, “ İkinci risk ise biraz daha yapısal. Eğer Fed faizleri artırırsa bu da küresel faiz göstergelerini yukarı çekecektir ve Türkiye de buna uyum sağlamak zorunda kalacaktır” dedi. Maggio’ya göre üçüncü risk de ABD’de faizlerin artması durumunda dolar üzerinden yapılan borçlanmanın da artacağı riski. Çünkü Türkiye’nin fazla kamu borcu yok fakat özel sektör borcuna bakıldığında bu sektörün özellikle dolar üzerinden bir hayli borçlanmış durumda olduğu görülüyor ki Türkiye, gelişen piyasalar arasında en çok dolar borcuna sahip olan ülkelerden biri. Dolayısıyla bu durum ekonomik büyümede negatif etki yaratacak. l Ekonomi Servisi Dolar daha da değerlenecek Şimşek, kurun reel sektörü olumsuz etkilediğini, bu konuda çalıştıklarını belirterek MB’nin de elinin kolunun bağlı olmadığını söyledi. Davos’ta Türkiye’yi temsil eden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek hem yaptığı konuşmada hem de kendisine sorulan sorulara verdiği yanıtlarda, ülkede kurun reel sektörü olumsuz etkilediğini ve bu konuda çalıştıklarını söyledi: “Kur reel sektörü olumsuz etkiliyor bu konuyu çalışıyoruz; enflasyonun hızlı şekilde TCMB’nin hedeflerine uygun hale gelmesine idari olarak destek vereceğiz.” ABD’den gelen işaretlerin doların daha fazla değer kazanmasına yol açacağına işaret eden Şimşek, bunun gelişmekte olan ülkeler için kötü bir gelişme olacağını söyledi. “Ekonomide şu anda bir yavaşlama söz konusu, piyasada ‘Dalgalanmaya kayıtsız değiliz.’ dalgalanmalar var; ama bir başka ekonomi bu şoklarla karşılaşsaydı çok daha büyük sarsılma yaşardı. Referandum belirsizliği bitince Türkiye toparlanır. Piyasalar açısından ortalık biraz tozduman; büyük ihtimalle referandum sonrası hızlı bir toparlanmaya gireriz” diyen Şimşek, hükümet olarak bir kur hedeflerinin olmadığını ancak bunun kurdaki dalgalanmalara kayıtsız oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Mehmet Şimşek, “Kur reel sektörü, açık pozisyonu olanları olumsuz etkiliyor; bu konuyu çalışıyoruz. Ortauzun vadede, Türkiye’nin kurla ilgili bir sorunla karşılaşmaması için cari açığı ve açık pozisyonları yönetilebilir düzeyde tutmak için çabalarımız var. Önümüzdeki haftalarda bu konuda makro ihtiyati düzeyde adımlar atacağız. Hane halkı ve tüketiciye dövizle borçlanmayı yasakladık. Kurun enflasyona etkisi var, vergilerle enflasyonun artmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu. l Ekonomi Servisi Perakende, felaket dönemini yaşıyor Tekin Acar Cosmetics Yönetim Kurulu Başkan Tekin Acar kurdaki sert yükseliş ve bazı yasal düzenlemelerin etkisiyle iş yapmayan çok sayıda mağazayı kapattıklarını ve mağaza kapanışlarına devam edeceklerini belirtti. Acar, kurdaki sert yükseliş, gerileyen alım gücü ve bazı yeni yasal düzenlemelerin etkisiyle perakende sektörünün en “felaket” dönemini yaşadığını belirterek, bazı segmentlerde yüzde 3040’ı bulan ciro düşüşleri yaşandığını söyledi. Çok sayıda mağaza kapanışı nın gözlendiği perakende sektöründe iflas noktasına gelen firmaların da bulunduğunu belirten Acar, öngörülemezlik nedeniyle Türkiye perakende sektöründen başka yabancı çıkışları yaşanmasının da muhtemel olduğunu söyledi. Acar, “İlk defa kiramı, aidatımı, maaşları ödemede zorlanıyorum. Başka işten kazandığım ne kadar varlığım varsa hepsini satıp bu işe koydum, sermaye artışı yaptım ama yetmiyor. Ben de George Soros değilim, benim için de buraya kadar” diye konuştu. Vodafone’dan 55 milyon TL tasarruf Hasan Süel Vodafone Türkiye’nin 2016 boyunca verimlilik uygulamalarıyla elde ettiği tasarruf miktarı 8.5 milyon TL, son 6 yılda sürdürülebilirlik projeleri ile ulaştığı toplam tasarruf değeri de yaklaşık 55 milyon TL oldu. Vodafone Türkiye, 20152016 mali yılı boyunca çevresel, sosyal, ekonomik ve etik konulardaki uygulamalarını ve elde ettiği performansı 6. Sürdürülebilirlik Raporu’yla açıkladı. Beş yıldır AA1000 Güvence Standardı ve son üç senedir de GRI G4 Rehberi çerçevesinde hazırlanan Vodafone Türkiye 6. Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, 2015/16 mali yılında 4.5G lisans bedeli dahil 4.2 milyar TL’lik yatırım gerçekleştirdi. Baz istasyonlarında 300 eski nesil klima, yenileriyle değiştirildi. Mevcut sahalarda yaklaşık 100 adet doğal havalandırma sistemine geçildi. Efatura sayesinde 1.33 bin ton kâğıt kullanımı önlendi, 22 binden fazla ağacın kesilmesinin önüne geçildi. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Bir yandan Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ederken, bir yandan da sürdürülebilirlik konusunda büyük bir sorumluluk taşıdığımıza inanıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Gümüşlüoğlu iddialar nedeniyle hiçbir ülkede ürünlerin raflardan inmediğini söyledi. Azmi Gümüşlüoğlu ‘Hodri meydan’ Nutella’da kullanılan palm yağının kansere yol açtığı iddialarıyla ilgili Ferrero Türkiye Genel Müdürü, “Palmı 80 derecede ısıtıyoruz. Ürünlerimize güveniyoruz. Palmı kullanmaktan vazgeçmeyiz” dedi. Nutella’nın üreticisi Ferrero Türkiye’nin Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu, kanserojen olduğu iddiasıyla araştırma başlatılan ‘palm yağı’nı 50 yıldır kullandıklarını söyledi. Gümüşlüoğlu “Biz ürünlerimize güveniyoruz. Hodri meydan. Bundan sonra da palm yağını kullanacağız” dedi. İtalyan gıda devi Ferrero’nun ürettiği ve dünya çapında bir üne sahip olan çikolatafındık ezmesi ürünü Nutella’nın başı Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin (EFSA) son raporu sonrası dertte. Raporda, Nutella içerisinde bulunan palmiye yağı, diğer yağ çeşitlerine göre daha kanserojen bir madde olarak tanımlandı. 2016 Mayıs’ta yayımlanan EFSA raporuna göre, 200 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda rafine edilen palmiye yağı, diğer tüm bitkisel yağlardan daha tehlikeli kabul ediliyor. Fabrikaları açıyor İddialarla ilgili basın toplantısı düzenleyen Ferrero Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu, haberlere konu olan riskin palm yağının 200 derecede ısıtılmasından sonra ortaya çıktığını oysa kendilerinin palm yağını 80 derecede ısıtarak kullandıklarını söyledi. Gümüşlüoğlu, “EFSA’nin raporunda Nutella geçmemek tedir. Dünyanın her tarafından Nutella satışları artarak devam etmektedir. Raflardan indiği yalandır. Palm yağıyla ilgili dünyada herhangi bir yasaklama yok. Palm yağı 15 yıl önce trans yağ sorununu çözmek için ve trans yağdan kaçınmak için sektörde tercih edilmeye başladı” ifadesini kullandı. Manisa Fabrikası başta olmak üzere üretim süreçlerini basın ve kamuoyuna açmaya hazır olduklarını anlatan Gümüşlüoğlu, dünyadaki tüm fabrikalarında yüzde 90 oranında Türk fındığı kullandıklarını, Türkiye’de 1 milyar Avro’nun üzerinde iş hacimlerinin olduğunu aktardı. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Türkiye’den Davos’a... Türkiye tarihinin en büyük sosyoekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Turizm can çekişiyor, imalat sanayi küçülüyor, dükkânlar peş peşe kapanıyor, işsizlik sürekli artıyor. Tüm bunlara dolar kurundaki büyük artışı, özel sektörün alarm verici dış borcunu ekleyin. Üstüne bir de terörün sosyal ve ekonomik maliyetini koyun... Ama bunların hiçbiri Türkiye’nin yaşamsal sorunları değilmiş, bunların yaşanmasında bu ülkeyi 12 yıl yönetenlerin hiçbir sorumluluğu yokmuş, hiçbir hesap verme yükümlülüğü yokmuş gibi ülkenin biricik gündemi başkanlık ve yeni anayasa. Her ne pahasına olursa olsun başkanlık... Ülkenin çivisi sadece bunun için yerinden oynatıldı, yargı, medya, eğitim bunun için hallaç pamuğu gibi darmadağın edildi, toplum bunun için “biz ve ötekiler” diye ayrıştırıldı, kutuplaştırıldı. “Öteki” grubuna giren akademisyenler, gazeteciler, siyasiler hapiste. İş dünyası sesini bile çıkaramıyor. Nedensonuç ilişkisi toz bulutu içinde... Eksen kayıyor, rejim değişiyor. Rejim değişirken gelecek nesiller de bu doğrultuda şekilleniyor. Müfredattan Atatürk ve İnönü, evrim, felsefe ayıklanırken “Allah’a kulluk”, “Allah yolunda mücadele: Cihat” ders programlarının içine sokuluyor. Türkiye’de bunlar yaşanırken dünya çok önemli bir değişimin içinde. Evet, tüm dünyada bir demokrasi krizi, bir kapitalizmin krizi yaşanıyor. Ama bir yandan da teknolojideki hızlı ilerleme süratle üretim ve iş yapış biçimlerini dönüştürüyor. Üretim otomasyondan robotlara, yapay zekâya, 3 boyutlu yazılımlara kayıyor. Nesnelerin interneti ile her şey birbirine bağlanıyor. Teknolojik gelişmenin etkileri yıkıcı. Ortadan kalkacak onlarca sektör var, tabii onların yerlerini alacak yenileri de... Üretimde insan ve emek boyutunun yeri değişiyor. Bilgiye en hızlı sahip olanın ve bilgiyi en iyi kullananın kazanacağı bir dönemin içindeyiz bir süredir. Üstelik Sanayi 4.0 yeni başlamışken Sanayi 5.0 konuşuluyor şimdiden. Yani işbirlikçi endüstri. Dünya ekonomisinin nabzının attığı Davos’ta işte tüm bunlar konuşuluyor. Gelişmekte olan ülke ekonomileri için hem büyük bir tehdit hem de büyük bir fırsat. Hangisinin olacağının yanıtı ise ülkelerin buna nasıl hazırlandıklarında, hangi stratejileri ve politikaları oluşturduklarında ve bunları nasıl uyguladıklarında. Davos’ta koca bir bölüm buna ayrılmış durumda. Paneller, söyleşiler... Fırsata dönüşebilmesi için bir “eğer”ler manzumesi sıralanıyor: Eğer o ülke rekabetçi bir sanayi üssü kurabilir ise, Eğer üretim teknolojileri için gelişen bir yenilik ekosistemi geliştirebilirse, Eğer hükümetler, ülkelerinin gelecekteki beşeri sermayesini oluşturmak için ihtiyaç duyulan bilgi ve beceriyi sağlayabilirlerse? Eğer kadınların da işgücüne katılımında önemli adımlar atılır, toplumsal birlik korunabilirse... Şimdi Türkiye’de yaşananlara bir de bu doğrultudan bakalım. Biz nereye? Dünyanın dinamikleri nereye? ŞOK 4000 kişiyi işe alacak Perakende Güneşi Ödülleri’nin 2016 yılı ödül sahipleri Suat Soysal ve ATÜ Duty Free İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Pınar Şener Harputlu’nun ev sahipliğinde buluştu. Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Tekin Acar, Perakendeye Katkı Ödülü sahibi Kubilay Özerkan, ATÜ Özel Ödülü sahibi Tasarım Tomtom Sokakta / Tomtom Gardens adına Krea Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal ile Moda Tasarımcısı Bahar Korçan ve Manner İstanbul Tasarım Yönetimi Ayşegül Temel, En Başarılı Sosyal Medya Kullanımı Ödülü sahibi Altınyıldız Classics ve En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü İpekyol/AyaydınMiroglio’nun oldu. Şok Marketler Üst Yöneticisi (CEO) Uğur Demirel, 2017’de 1000 yeni mağaza açarak yaklaşık 4000 kişiye daha istihdam yaratacaklarını söyledi. KISA...KISA... n Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararıyla Türkiye Petrolleri (TP) Petrol Dağıtım AŞ’nin yüzde 100 hissesinin ihalede 490 milyon TL bedelle en yüksek teklifi veren Zülfikarlar Holding AŞ’ye satılmasına onay verildi. TP Petrol Dağıtım AŞ, akaryakıt dağıtım sektöründe, yüzde 4.4’lük payı ile en büyük ilk 6 şirket arasında yer alıyor. n Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ ve Osmangazi Elektrik Perakende Satış AŞ’nin hisselerinin Zorlu Enerji’ye devredilmesine onay çıktı. Osmangazi EDAŞ ve EPSAŞ; Afyon, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinde 1.5 milyonu aşkın sayıda aboneye dağıtım ve perakende satış hizmetleri sunuyor. n Gazprom’dan yapılan açıklamada, bu yıl Türk Akımı projesinin inşası için 41.920 milyar ruble ayrılacağı belirtildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear