28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 12 Eylül 2016 6 İlk kez ayak bastığım 1971’den bu yana kim bilir kaçıncı Moskova yazım olacak bu... Gözüme ilk çarpan genç nüfustaki büyük patlama oldu. Yirmi yaş altı, erkekli kızlı bir gençlik seli metroda ve caddelerde sözcüğün gerçek anlamıyla akıyor... Moskova’nın Prens Yuri Dolgoruki tarafından 1147’de kuruluşunun bayramı yaşanmakta şu günlerde. Kalabalığın büyük çoğunlukla genç olmasının bir nedeni, orta yaş ve üstündekilerin bayram tatilinden yararlanarak trafik belasından uzakta kafa dinlemeleri olabilir. Moskova’ya bu kez gelişimin nedeni ise, birkaç yıl önce kurulan Çeviri Enstitüsü’nün uluslararası toplantısına katılmam için yapılan davetti. İki yılda bir yapılan toplantılara bu yıl katılan çevirmen, yayıncı, akademisyen sayısı üç yüz... Rusya, edebiyatını, kültürünü, sanki zaten tanınmıyormuş gibi, sınırları ötesinde daha çok tanıtmak için büyük çaba harcıyor... Uçak biletlerini de alarak bunca insanı ağırlamak kolay iş değil. Sovyet döneminde Yazarlar Birliği’nin yaptığını şimdi Çeviri Enstitüsü gibi kuruluşlar yapıyor. Yöneticileri, arı gibi çalışan, çoğunluğu kız, şaşılacak kadar genç insanlar. Bir ülkenin gençlerine duyduğu güven, onlara girişim ve yöneticilik olanakları sağlaması, o ülkenin Moskova’dan... geleceği bakımından sanırım yapılması gereken en önemli şeydir. İki gün süresince, Başka Ülke Edebiyatları Kitaplığı’nın farklı salonlarında yazınsal çeviri sorunları konusunda çok sayıda bildiri sunuldu. Ben, “Şiirin Çevrilebilirliği ve Çevrilemezliği” başlıklı bir konuşma yaptım... Konuşma metinleri, bildiriler daha sonra kitap olarak yayımlanıyor. Bu toplantıda benim dışımda bizden Okan Üniversitesi öğretim üyesi ve çevirmen Hülya Arslan, yine şiir çevirisi konusunda güzel bir konuşma yapan Uğur Büke, İstanbul Üniversitesi’nden öğrencim ve son yıllardaki başarılı çevirileriyle gerçek bir övgüyü hak eden Sabri Gürses ve yine çevirmen arkadaşımız Mehmet Yılmaz’la birlikte beş kişiydik. Bu gibi uluslararası toplantılarda başka ülkelerden gelen meslektaşlarla ilişkiler, görüşmeler, kendi ülkemizin tanıtımı, dünyaya açılması bakımından da büyük önem taşıyor. HHH Moskova kuruluş yıldönümünü kutluyor. Otele giderken sohbet ettiğimiz sürücü arkadaş, sizde de böyle kutlamalar var mı, diye sorduğunda biraz şaşırdım doğrusu. Sonra, bizde kuruluş kutlamaları değil kurtuluş ya da fetih kutlamaları yapıldığını söyledim... Slav tarihi de oldukça karışık olmakla birlikte Ruslar denebilir ki “kalu bela”dan beri bu topraklarda yaşıyorlar... Biz Türkler Anadolu’ya geldiğimizde ise bu topraklarda zaten gelmiş geçmiş ve yaşamakta olan sayısız uygarlık vardı... Üzerinde düşünülmesi gereken ilginç bir konu... Kurtuluş ve fetih kutlamalarının yanı sıra, daha barışçıl kuruluş şölenlerimiz de olmalı... HHH Sovyet döneminde geldiğimizde bizi eski moda Ladalarla Yazarlar Birliği sorumluları karşılardı... Sonrasında ve şimdi ise RusTürk İşadamları Birliği’nin (RTİB) dost yöneticilerinin oldukça lüks araçlarıyla karşılandığımız oluyor... Dernek önümüzdeki yıl yirminci kuruluş yılını kutlayacak. TürkiyeRusya ilişkileri saçma ve trajik bir nedenle bozulunca ben doğrusu çok kaygılanmamıştım. Çünkü bu ülkede başarılı işadamlarımızın, binlerce insanımızın yarattığı geriye dönülmesi olanaksız bir dostluk ve karşılıklı anlayış temelinin sağlamca oluşmuş olduğunu biliyorum. Gelişimin ertesi günü RTİB salonunda yaptığımız söyleşinin konusu da esas olarak buydu. Aydınlık kafalı insanlarımızla ülkemizin, Rusya’nın ve TürkiyeRusya ilişkilerinin bir değerlendirmesini yaptık... Bana bu fırsatı sağlayan RTİB’in değerli başkanlarından Ali Galip dostuma, bugünkü başkan Naki Karaaslan ve başkan yardımcısı Sabahattin Yavuz kardeşlerime teşekkür borçluyum. HHH TürkiyeRusya ilişkileri gelişerek sürmelidir ve öyle de olacaktır... Fakat Batı dünyasıyla ilişkilerimizi de koruyup geliştirerek... Hem Rusya hem Türkiye’de demokrasinin gelişimi ve geleceği bakımından bunun yaşamsal önem taşıdığı kuşkusuzdur... YAZARLAR VE AKADEMİSYENLER GÖZALTILARA TEPKİ GÖSTERDİ Dünyadan destek Dünyanın önde gelen yazar, akademisyen ve yayıncıları, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın gözaltına alınmasına ortak bir mektupla tepki gösterdi. Mektupta Türkiye hükümetine yazarlara yönelik sindirme harekâtına son vermesi çağrısı yapıldı. Dünya çapındaki yazarların imzaladığı mektuba ayrıca tarih, ekonomi, sanat tarihi, antropoloji, edebiyat gibi alanlarda dünyanın önemli üniversitelerinde görev yapan akademisyenler ve uluslararası yayınevlerinin sahipleri de destek verdi. Dünyadan 54 çağrıcının imzaladığı mektup çeşitli mecralarda yeni destekçilerin imzasına açıldı. Mektup özetle şöyle: Biz aşağıda imzası bulunanlar, dünyanın tüm demokratlarını, Türkiye’yle ve Türkiye’nin önemli bir rol oynadığı Ortadoğu’nun geleceğiyle ilgilenen herkesi, Türk Hükümeti’nin, farklı fikirleri savunan Türkiye’nin en parlak düşünür ve yazarlarına karşı yürüttüğü sindirme ve baskı harekâtına karşı durmaya çağırıyoruz. Bu mektubun arka planında 15 Temmuz 2016’da neyse ki başarısızlıkla sonuçlanan ve başlamasından sonra kısa sürede bastırılan darbe girişimi yatmaktadır. Türkiye halkı, ülke kurumlarına karşı yapılan bu saldırıya direnmemiş olsaydı, ortaya çıkan yıllar boyu sürecek bir sefalet olacaktı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümetin geçici olarak Olağanüstü Hal ilan etmesi anlaşılabilir. Ancak başarısız darbe girişimi, McCarthy tarzı bir cadı avı yürütmek için bir bahane olarak kullanılmamalı ve Olağanüstü Hal’de yaşananlar temel hakları, delillerle ilgili hukuk kurallarını ve hatta genel sağduyu kurallarını hiçe saymamalıdır. Yazar, akademisyen ve ifade özgürlüğü savunucuları olarak bizler, tanıdığımız ve saygı duyduğumuz meslektaşlarımızın Olağanüstü Hâl düzenlemeleriyle hapsedilmesinden özellikle rahatsızlık duyuyoruz. Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak gibi gazeteciler ve yazar Aslı Erdoğan, demokrasiyi daima yüksek sesle savunmuş ve militarizm ve her türlü baskı rejiminin her zaman karşısında olmuşlardır. Tanınmış romancı Ahmet Altan ve önde gelen bir iktisat profesörü aynı zamanda yazar olan kardeşi Mehmet Altan’ın 10 Eylül 2016 tarihinde bir şafak baskınıyla gözaltına alınmış olmasından özellikle rahatsızlık duyuyoruz. İki yazar 14 Temmuz akşamı, yani darbe girişiminden bir gece önce yayımlanan bir televizyon programında darbe destekçilerine bir şekilde subliminal mesajlar vermiş olmakla suçlanıyor. Bu nedenlerle Türk Hükümeti’ne ülkenin kıymetli yazarlarını soruşturmaktan vazgeçmesi ve Ahmet ve Mehmet Altan’la birlikte haksız yere suçlanan birçok diğer dost ve meslektaşımızın hızla tahliyesini sağlaması çağrısında bulunuyoruz. l Haber Merkezi Aslı Erdoğan Mehmet Altan Ahmet Altan Biz aşağıda imzası bulunanlar... l Héctor Abad, Yazar. l Daron Acemoğlu, İktisat Profesörü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü. l Profesör Rosental Calmon Alves, Knight Vakfı Gazetecilik Programı Kürsüsü, Texas Üniversitesi İletişim Bölümü UNESCO Kürsüsü, Kuzey ve Güney Amerika’da Gazetecilik için Knight Merkezi Direktörü. l Chloe Aridjis, Yazar, Meksika / Birleşik Krallık. l Hans Jürgen Balmes, Editör, S. Fischer Verlage. l Russell Banks, Yazar. l Berger, Yazar. l Warren Breckman, Rose Family Kürsüsü, Tarih Profesörü, Pennsylvania Üniversitesi. l Breyten Breytenbach, Yazar, Güney Afrika / Fransa. l Daphné Breytenbach, Bağımsız Gazeteci, Fransa. l Jamie Byng, Yayıncı, Canongate Books. l Peter Carey, Yazar. l JM Coetzee, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. l Catherine Farin, S. Fischer Verlage. l Rita Felski, Edebiyat Profesörü, Virginia Üniversitesi ve Güney Danimarka Üniversitesi. l Elena Ferrante, Yazar. l Sandro Ferri, Yayıncı, edizioni e/o, Europa editions. l Maureen Freely, Yazar, İngiliz PEN Başkanı. l Profesör Anthony T. Grafton, Tarihçi, Princeton Üniversitesi. l Constanze Güthen ke, Yunan Edebiyatı Doçenti, Antik Dönem Fakültesi, Oxford Üniversitesi. l Chris Hedges, Yazar. l Jim Hicks, Massachusetts Review Genel Yayın Yönetmeni; Massachusetts Üniversitesi’nde Profesör. l Adam Hochschild, Gazeteci, tarihçi. l Violaine Huisman, Brooklyn Müzik Akademisi Sosyal Bilimler Direktörü. l Ayesha Jalal, Mary Richardson Tarih Profesörü ; Tufts Üniversitesi Güney Asya ve Hint Okyanusu Çalışmaları Merkezi Direktörü. l A.L. Kennedy, Yazar. l Laurens van Krevelen, Yazar ve yayıncı, Hollanda. l Wolf Lepenies, Profesör, Berlin Freie Universität Sosyoloji Bölümü. l Mark Lilla, Yazar, Columbia Üniversitesi Beşeri Bilimler Profesörü. l Clementina Liuzzi, Yazar ajanı. l Alberto Manguel, Yazar, Arjantin Milli Kütüphane Direktörü. l Hisham Matar, Yazar. l Tom McCarthy, İç haberler muhabiri, The Guardian. l Claudia Mattalucci, MilanBicocca Üniversitesi, Antropoloji Profesörü. l Allan Megill, Virginia Üniversitesi Tarih Profesörü. l Laurent Mignon, Türk Dili Doçenti, Oxford Üniversitesi Antony’s College, Doğu Enstitüsü. l Rick Moody, Yazar. l Paul W. Morris, Amerika PEN Merke zi Edebiyat Programları Direktörü.l Dirk Moses, Profesör, Sydney Üniversitesi Tarih Bölümü. l Glenn W. Most, Klasik Antik Dönem Profesörü, Scuola Normale Superiore, Pisa ; Chicago Üniversitesi, Sosyal Düşünce Komitesi. l Enrique Murillo, Editör, Los libros del lince. l Françoise Nyssen, Yayıncı, Actes Sud. l Sandra Ozzola, Yayıncı, edizioni e/o, Europa editions. l Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi. l Tim Parks, Yazar. l Daniel Rondeau, Yazar, Eski Büyükelçi. l Profesör Philippe Sands QC, Hukukçu ve Akademisyen, University College London ve Matrix Chambers. l Roberto Saviano, Gazeteci, yazar. l Anya Schiffrin, Columbia Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Kamu İlişkileri Bölümü Uluslararası Medya Savunuculuğu ve İletişim (IMAC) programı Direktörü. l Eugene Schoulgin, Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı. l Profesör Salvatore Settis, Sanat Tarihçisi, Louvre Müzesi Bilim Kurulu Başkanı, Scuola Normale Superiore di Pisa Eski Başkanı. l Dan Simon, Yayıncı, Seven Stories Yayınevi kurucusu. l Adam Thirlwell, Yazar. l Regula Venske, Almanya PEN Başkanı. Yunanistan’a kaçacaklardı Meriç Nehri’nden botla geçecekleri ihbarıyla yakalanan iki FETÖ/PDY şüphelisi mahkemece serbest bırakıldı Edirne Uzunköprü İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yasadışı yollardan 2 şüphelinin Yunanistan’a gideceği bilgisi üzerine harekete geçti. Yanlarında Meriç Nehri’nden Yunanistan’a geçmek için kullanacakları şişme bot ve pompayla yakalanan 2 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden Hakan Akın’ın Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalında Doç. Dr. olduğu ve 26 Temmuz tarihinde açığa alındığı belirlendi. Diğer şüpheli Şenel Özdemir’in de İstanbul Sancaktepe Anadolu Lisesi’nde Edebiyat öğretmeni olduğu ve FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 1 Ağustos tarihinde meslekten ihraç edildiği ortaya çıktı. Akın ve Özdemir, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. Onları 12 bin 500 Avro karşılığında yurtdışına kaçırmak için yardımcı oldukları belirlenen M.B. ve B.B. ise, ‘insan kaçakçılığı’ suçlamasıyla tutuklandı. Hakan Akın ve Şenel Özdemir serbest bırakıldı. ByLock’çılar bırakıldı Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde ‘By Lock’u kullandığı iddia edilen eski İpsala İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Caner Aksundur ve Emniyet Amiri Rüksan Çelik ile Keşan Hâkimi Fatma Aslan gözaltına alındı. Emniyet’teki ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 2 polis ve kadın hâkim adli kontrol ve yurtdışı çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu besi ekiplerince gözaltına alınan 2 albay, 1 yüzbaşı, 1 üsteğmen ve 3 astsubay da mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 1.6 milyon dolar Zeytinburnu’nda 34 ev ve işyerine eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonlar sırasında yapılan aramalarda örgütün, Zeytinburnu mütevelli heyetinde olduğunu belirtilen Z.Z’nin evindeki özel bir kasada 1 milyon dolar ve banyo kapısına asılı havluların altındaki poşet içerisinde 600 bin dolar ele geçirildi. Bodrumda yakalandı FETÖ soruşturması kapsamında aranan ve “ByLock” adlı yazılımı geliştiren ekibin içerisinde yer aldığı öne sürülen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) eski yöneticisi 36 yaşındaki Mesut Yılmazer, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yakalandı, Yılmazer tutuklandı. haber EDİTÖR: TAMER KAYAŞ Okurlar tartışmaya katıldı, yüksek teknoloji İyi bayramlar, inşallah bayram gibi geçer bugünler... Geçen hafta salı ve perşembe günkü Yüksek Teknoloji ve Türkiye konulu yazılar epey ilgi gördü. Okurlar görüş belirttiler. Ayrıca Odatv, yazılardan birini yayımladı ve okurların ilginç notlarını okudum. Şimdi okur düşüncelerini kısaltarak da olsa paylaşıyorum. HHH “Yazılarınız can alıcı bir konunun ilk kez lafı dolandırmadan yapılmış bir düzenlemesi olmuş. Türkiye’nin 60 yıldır kapatılamayan borç yükü ve bunun GSMH içindeki payı bazında bir basit yazı da toparlarsanız, büyük resim tamamlanacak ve herkes ülkemizin neden bağımsız olamayacağını ve emperyal devletlerin sözünden çıkamayacağını anlayacak. ABD ve Batılı ülkeler bizim bu durumumuzdan yarım asırdır yararlanıyor.” Haldun Durukan HHH “Siyasal kurumsallaşmamızı başaramazsak yüksek teknoloji üretim tabanı kurmak mümkün olmayacak. Dengelidemokratik dağıtım, vatandaşların sisteme güvenerek geleceğe, eğitime ve işe yatırım yapması ancak dünya standardına yakın bir sistemle mümkün olur. Varolan sistemle yıllardır başarılamıyor. Yenilik stratejilerimiz kalkınma planlarında, on yıllardır var. Fakat sonuç belli. Neden? Çünkü demokrasi olmadan söylenen amaçlarla yapılan (hibe dağıtımları vb.) uyuşmuyor, denetlenemiyor, çünkü sistem halka kapalı.” Halil Deligöz HHH “Şeytan icatlarıyla işimiz olmaz bizim elhamdülillah...” HHH “Yüksek teknoloji ihracı ‘akıl, bilim, hür vicdan’ felsefesi ile mümkün. AKP 100 yıl geriletti derken kastımız budur işte”. Baydurhan Tomanbay HHH “Bilimle teknikle ne işimiz olur, biz imamlarla kakınma modelini seçtik.” HHH “Teknoloji mi dediniz? İki resim sunuyorum: ilki Çorum Fen Lisesi. ikincisi Çorum İmam Hatip Lisesi, maketin aynısı şu anda tamamlandı. Fen lisesinin olduğu resimin solunda ‘imam hatip’in arka tarafı gözüküyor.” HHH “Bırakın ileri teknolojiyi, AKP Türkiye’de üretimi yıllardır cezalandırıyor. Sanayii, tarım, hayvancılık; bilinçli olarak ile ve ısrarla yok ediliyor. KOBi’lere destek veren KOSGEB, ön ce Fethullah tarafından, ardından AKP tarafından iğdiş edildi, sanayii yerine kuaför ve kahvehanelere destek veriyor. Sanayi yatırımı yapanlara destek yok, sadece uluslararası devlere destek veriliyor. Ufak bir sanayici olarak yapacağım 67 milyon dolarlık yatırıma sıfır destekbol köstek; yatırımı iptal ettim. TÜBiTAK’tan yıllardır destek almaya çalışanlar saçlarını başlarını yoluyorlar. Bursalı’nın dediği gibi, varsa yoksa bezirgânların servetini artıran, görkemli ama getirisi minimal yatırımlar. Dört saatte ulaşabileceğiniz havaalanı, mevcut Boğaz’a rakip, sıfır getirili arazi yatırımcılarının servetine servet katacak İstanbul Kanal. Türkiye her yönü ile AKP tarafından bir OrtadoğuArap ülkesine dönüştürülüyor. Yağmaya son verin, yoksa paranız sizi yıkılan ülkenin altından kurtaramayacak.” HHH “Ekonomi tamamen kara ekonomi üzerine kurulmuş durumda. Silah, petrol, insan, altın, uyuşturucu kaçakçılığıyla dev bir havuz oluştu. En yukarıdan, en alta kadar milyonlarca insan bu kara ekonomiden para kazanıyor. Kara ekonominin, kayıtlı ekonomiden fazla bir bütçesi olduğuna inanıyorum. Milletin karnı şu ya da bu sekilde doyduktan sonra, kim takar innovatif yatırımı; üretim yerine avantacılığa, hap yap para kap zihniyetine alıştırılan toplum da böyle çürüyor işte.” HHH “Bir teknoloji işçisi (yazılımcı) olarak Türkiye’nin 5. ya da 6. büyük şehrinde (Adana) iş bulamıyorum. Teknokentler rant yuvası olmuş. Çukurova Teknokent’teki ofislerin yüzde 90’ı dolu ama çalışan şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Denetim yok. Ama neden yok? Kiralanmış boş ofislerin sahiplerine bakınca sanki denetim kasıtlı olarak yok gibi görünüyor.” HHH Devamı yarına... İki IŞİD hedefi vuruldu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 19. gününe giren Irak’ta PKK terör örgütü kamplarına yönelik hava operasyonu Fırat Kalkanı harekatı ile ilgili düzenlendiği bildirildi. Açıkla yaptığı açıklamada, dün 2 IŞİD mada, “Avaşin/Basyan bölge hedefinin 7 atımla vurulduğu sinde tespit edilen BTÖ’ye ait belirtildi. Açıklamada, buna ka bir dinamik hedef, savaş uçak dar Fırat Kalkanı operasyonu ları tarafından hava taarruzuy kapsamında 516 hedefe 2 bin la ateş altına alınmıştır. Hava 223 atım yapıldığı bildirildi. dan yapılan ilk tespitte 10 te Öte yandan TSK’den yapılan rörist etkisiz hale getirilmiştir” başka bir açıklamada ise Kuzey denildi. l ANKARA Yayladağı’na top mermisi düştü Suriye’nin Lazkiye kırsalında Türkmen Dağı ve Cebel Ekrad’da muhalifler ile Esad rejimi arasında şiddetli çatışmalar sürerken, dün saat 16.00 sıralarında bölgeden atılan 1 top mermisi, Yayladağı Topraktu tan mevkiinde kırsal alana düştü. Olayda ölen ve yaralanan olmazken, Esad rejiminin kontrolündeki mevzilerden atıldığı belirlenen top mermilerine, sınırdaki birliklerin angajman kuralları çerçevesinde karşılık verdi. l DHA 19 yargı üyesi tahliye edildi Darbe girişiminin ardından tutuklanan 2 Yargıtay üyesi ile 17 hâkim ve savcı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, darbe girişiminden sonra tutuklanan yargı mensuplarının dosyalarını incelemeye aldı. İncelemeler neticesinde cumhuriyet savcısı tarafından, toplam 19 yargı mensubunun tahliyele ri talep edildi. Talebi değerlendiren Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimi Yunus Süer, aralarında Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Üyesi Nurettin Türkmen, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Üyesi Özcan Avcı ile 17 hâkim ve savcının tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi. Kararda, bazı şüphelilerin sağlık durumlarının, bazı şüphelilerin ise delil durumlarının değerlendirildiği öğrenildi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear