26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 9 Kasım 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY/ MÜNEVVER OSKAY teslim olmayız TASARIM: İLKNUR FİLİZ 3 FÜSUN DEMİREL Cumhuriyet için oynadılar Füsun Demirel ve ekibi, önceki akşam “Aşk Dersleri” adlı oyunlarını Cumhuriyet gazetesi için sahneledi. İstanbul Kadıköy’deki Taşra Kabare’de sahnelenen oyundan hemen önce oyuncuların koltuklara bıraktıkları Cumhuriyet gazeteleri izleyicilere ‘armağan’ olarak sunuldu. Ekip haberde kullandığımız fotoğrafı da “Basın susturulamaz... Cumhuriyet’in yanındayız” notuyla sosyal medyada paylaştı. “Aşk Dersleri”ni Füsun Demirel, yakın zaman önce kaybettiğimiz Dario Fo, Franca Rame ve Jacopo Fo’nun kaleme aldığı “Seks? Eh Hayır Demem!” oyununu Türkiye’deki kadınların koşullarına uyarlayıp kendi kadınlık hikâyesiyle bes leyerek sahneye taşımıştı. Ekip, oyundan kadın işçilerin çalışma koşullarına ilişkin “Bant Sistemi” adlı bir bölümü 14 Kasım Pazartesi akşamı Cumhuriyet gazetesinin bahçesinde, gazetemizle dayanışma için oynayacak. ‘Cumhuriyet sahnesi’nde Demirel’e Ayşegül Cengiz Akman ve Mert Küçülmez eşlik edecek. DEMET YALÇIN GÜNEŞ Saat 20.00… Gazetenin önü, geleceğin umuduna gelen okurlarımızla dolarken Hikmet Ağabey ile birlikte 11 Cumhuriyet yöneticisi ve yazarın beş günlük avukatsız gözaltı sonrası Çağlayan adliyesine sevk edildiklerinin haberini alıyoruz. Kafam karmakarışık… Ancak bir gazeteci olarak soğukkanlılığımı yitirmeden yanımdaki okurlara ve meslektaşlarıma destek olmaya çalışıyorum. Elimde 17 yaşında masum bir lise öğrencisinin eli. Hikmet Abi’nin torunu Lara Çetinkaya… Yaşı küçük ama umutları ve bu ülkenin geleceğine biriktirdiği beklentileri oldukça büyük. Lara, Kadri Gürsel’in eşi.. ve bir Hikmet ağabeyi beklerken Hikmet Abi çıkar çıkmaz gazeteye geldi... grup gazete çalışanıyla birlikte soluğu, şimdilerde gazetecilerin ikinci durağı olan Çağlayan’da alıyoruz. Adliyenin soğuk ve büyük koridorlarında ilerlerken davanın yapılacağı bölüme giriyorum. İşte avukatlar ve gazeteci meslektaşlarımla bir aradayım. Tam üç buçuk saatlik gergin bekleyişin sonunda, 11 çalışma arkadaşım karşımda duruyor. Hepsi gülümsüyor. Dimdik. Hikmet Abi sonradan geliyor. Yaşına aldırmadan genç bir devrimci edasıyla selamlıyor hepimizi. Güçlü olmamız “sessiz sinema hareketleriyle” sıkı sıkı tembih ediliyor. Hepsi karşımda artık. Moralim çok daha iyi. Derken hâkimlikteki sorgu süreci başlıyor. Önce Aydın Engin ardından Hikmet Abi hâkim karşısına çıkıyor. İki buçuk saat bekleyişin sonunda, önce Aydın Abi çıkıyor. Ardından Hikmet Abi… Duygusal anlar, kucaklaşmalar ve gülüşmeler… Hikmet Abi’nin koluna giriyorum... Hikmet Abi “Haydi gazeteye… Çocuklar bekler. Hepsini çok özledim” diyor. İndiğimiz otoparkta, Aykut Küçükkaya ve Erdal Ulusoy, o soğuğa rağmen karşımızda. Foto muhabirimiz Can Erok bu anı ölümsüzleştiriyor. Hikmet Abi önde, dört kişi arkada… Hikmet Abi, “Ulan pikniğe mi geldiniz? Çıkabileceğimi hiç mi düşünmediniz? Bir araba daha getiremediniz mi” diye patlatıyor kahkahayı… İddiaların sefaleti Cumhuriyet yönetici ve yazarlarının tutuklanmasına neden olan iddiaları gördünüz mü? Tutuklama kararının üzerine inşa edildiği soruları gördünüz mü? Dava şayet arkasında “FETÖ” sanığı bir savcının olmasıyla çökmediyse bile bu sorularla çökmeyi bırakalım un ufak olmuş halde. Adalet Bakanı, soruşturmanın bizzat kendisi “FETÖ” üyesi olmaktan ağırlatılmış müebbetle yargılanan bir savcı tarafından yürütülmesini “talihsizlik” diye değerlendirdi. Meselenin kamuoyunda duyulmasıyla beraber derhal sanık savcının yanına sanık olmayan savcılar konuşlandırıldı. Bu büyük siyasi ve hukuki rezaleti örtmek için yapılan bu son dakika hamlesi belli ki işe yaramamış. “FETÖ” sanığı savcının yardımına koşturuveren yeni savcılar da kayda değer bir sav bulamamışlar. Efendim, Ahmet İnsel, Aydın Engin’e bir internet sitesinin masrafları için 250 lira mı göndermiş. Sorguda bu PKK bağlantılı Ahmet Faik İnsel’in Aydın Engin’e 250.000 lira yollamasına dönüşmüş. İddiada tek doğru husus İnsel’in göbek adının Faik olması. Bu sayede savcılarımız ceza hukukunun amacı olan maddi gerçeğe ulaşma konusunda müthiş bir başarı elde etmişler. Hepimiz İnsel’in göbek adını öğrenmiş olduk. Tebrikler. Başka? Cemaatçi olduğu ileri sürülen bir yatak firması Cumhuriyet’e 7 ilan vermiş. Aynı firma Sabah gazetesine 83 ilan vermiş ama ne gam. Parmağını ıslata ıslata toplam 7 adet yatak reklamı sayan bir hukuk aklı bu gazetenin yazarlarını Silivri’ye gönderdi. Zamanında soruşturma dahi açılmamış 7, soruşturma açılıp da kovuşturmaya gerek duyulmamış bir haber ile Cumhuriyet, PKK ve cemaat destekçisi olarak damgalanmaya çalışılıyor. Gazetenize gelen CIA ajanı var mı gibi herhalde soranın dahi içinden bu kadar da olmaz diye geçirdiği sorularla okuduğunuz gazetenin çalışanları, arkadaşlarımız hapse atıldı. Savcılar dosyayla çok ilgilenmişe de benzemiyor. Nedense bir bilirkişi de tutmuşlar. Gazetede çıkan haber ve manşetleri bir araya getirmek için bilirkişiye ihtiyaç duyan bir hukuk anlayışı Cumhuriyet’in gazetecilerinin özgürlüklerini elinden aldı. Yazı üslubunun en bilinen özelliği doğrudan anlatımı yeğlemesi olan Kadri Gürsel, “subliminal” mesaj vermekle itham ediliyor. Erdoğan’ın Bulgar bakan dahil herkesin sigarasına karışmasını eleştirdiği bir yazısı sebebiyle şu anda içerde. NTV’de tutuklama kararları tartışılırken, gazetenin avukatı Tora Pekin telefonla bağlanıp olan biteni anlatmak istiyor ancak reddediliyor. Medya üzerinde bir iktidar tahakkümü var. Kamuoyuna, gazete yazar ve yöneticilerinin hangi anlamsız, saçma sapan iddialarla içeriye atıldığını duyurmak neredeyse imkânsız hale getirildi. Cumhuriyet, gözaltıların ertesinde “Teslim Olmayız” manşetiyle çıktı. Doğrudur, hakikat için herkes elinden geldiğince direnecek. Ancak bu savunma hali ilelebet sürmeyecek. Bugün başvurulan bu ipe sapa gelmez iddialar yarın gerçekten adil bir ceza yargılamasının kanıtı olacak. Bu iddialara dayananlar ve onların iktidar ile medyadaki hınk deyicileri tam da bu sebeple hesap verecek. Böyle olacak zira maddi gerçeklik eninde sonunda iftira kumpanyalarına galebe çalar. İktidar gemisinin ambarında kendilerine atılan kırıntıları dişleyenler başta olmak üzere bu kumpasa dahil olan herkesin tarihin bu sarsılmaz ve yakıcı kuralını aklında tutması gereken zamanlar. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear