24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 6 Ekim 2016 2 Belki kasabaya bir Lenin gelir Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla Karadeniz’e kıyısı olan Akçakoca sahillerine vuran Lenin büstünün hikâyesi, ‘kara mizah’ türünde bir filmle beyazperdeye taşınacak Yazar Barış Bıçakçı, 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) yıkılma sıyla birlikte denize atılan Ekim Dev rimi lideri Vladimir İlyiç Lenin’in, Karadeniz’e kıyısı bulunan Düzce’nin Akçakoca sahiline vuran ağaç oyma büstü üzerine yeni bir senaryo kaleme aldı. Yönetmenliğini Tufan Taştan’ın üstleneceği “Sen Ben Lenin” isimli fil min çekimlerinin önümüzdeki günler de başlayacağı açıklandı. “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” ad lı romanı 2011’de yönetmen Seyfi Teoman tarafından beyazperdeye de aktarılan Bıçakçı, bu projenin Taştan’la birlikte yazdıkları senaryosunu Akçakoca Kıyıya vuran heykel belediyenin deposuna taşınırken. Belediyesi’nin heykeli dikme fikri üzeri ne şekillendirmiş bulunuyor. Bu olay se bebiyle turizm konusunda tüm ilgileri üzerine çeken Akçakoca, Ankara’nın da gözünden kaçmamıştı. 2009’da baş kent ile gerçekleşen bürok ratik görüşmeler sonucunda, Lenin heykelinin kasaba meydanına dikilmemesi, ancak kasabaya yapılacak bir mü gerçekte yarım kalan bir hikâyeyi sonlandırıyor. Depoda tutuldu zede sergilenmesi kararı çık mıştı. Bugün ise, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen Le nin heykeli hâlâ belediye de posunda bekletiliyor. İşte film de bu durumda ortaya çıkan “Lenin heykeli kasabanın mey danına dikilseydi ne olurdu?” sorusuna kara mizah ile yeni bir bakış kazandırmayı hedefliyor. Senaryoya göre Bvhuüarsbmteüranosılkmgıyauızşyetatue.mizde Hatırlanacağı gibi, Mayıs 2009’da eski Dışişleri Bakanı, TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Düzce Milletvekili Yaşar Yakış, heykelin bir hikâyesi olduğuna inandığını ama açık havada sergilenmesi veya bir yere dikilmesinin doğru olmayacağını Lenin heykelinin kasaba mey söylemişti. Dönemin Akçakoca Kayma danına dikilmesiyle birlikte, kasabalıla kamı Savaş Tuncer, 29 Mayıs 2009’da rın değişen hayatlarını konu alan film, Lenin’in ağaç oyma heykelinin yıllardır belediye deposunda bulunduğunu dile getirmiş ve heykeli ilçenin uygun bir yerine koymayı planladıklarını belirterek “Böylece Lenin’in Rusya’dan sonra heykelinin olduğu ender yerlerden birinin Akçakoca olacağını” kaydetmişti. Yine aynı dönemin Akçakoca Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Göral ise konuya ilişkin olarak o günlerde “Lenin’in siyasi görüşleri bizi ilgilendirmez. Ancak tarihi bir kişilik olduğu tartışılmaz. Büstü ne yapacağımızı araştırıyoruz. Büstün uygun bir yere dikilmesinin, Akçakoca’da başlatacağımız turizm atağı için iyi bir tanıtım vesilesi olacağına inanıyoruz’’ ifadesini kullanmıştı. l Kültür Servisi Film, Erdoğan heykeliNİN hikâyesini andırıyor Barış Bıçakçı ve Tufan Taştan imzalı film, geçen ay başında gündeme gelen “Recep Tayyip Erdoğan Heykeli” hikâyesini de akıllara getirdi. Bilindiği gibi heykeltıraş Nuh Açın, bir belediyenin siparişi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ton ağırlığında, dört metrelik heykelini yapmıştı. Ancak siparişi veren belediye, bu heykeli almadı. Erdoğan’ın heykelini geçen ay atölyesinin önünde sergileyen Açın, “Biz heykeli bitirinceye kadar memleket karıştı, darbe teşebbüsü oldu. Bu heykel de bu olaylar sonrasında bende kaldı. Ne arayan, ne soran oldu. Cumhurbaşkanımızın heykelini almadılar. Heykeli galerinin önüne koydum” demişti. Nuh Açın Yaratıcılığın Davos’u Pence ve Kaine karşılıklı tartıştı. ABD’de ‘ikinci adamlık’ kapışması ABD’nin başkanlık seçimlerine 34 gün kala, Demokrat Parti’nin başkan yardımcısı adayı Tim Kaine ve Cumhuriyetçi Parti’nin başkan yardımcısı adayı Mike Pence bir televizyon tartışmasında kozlarını paylaştı. 90 dakika süren Tartışmada, Cumhuriyetçi başkan adayı Trump’ın vergi kayıtlarından, başkan adaylarının profillerine, Rusya ile ilişkilerden nükleer silah kullanımına kadar pek çok başlık gündeme geldi. Kaine, Donald Trump için “budala ve manyak” benzetmesi yaparken, Mike Pence de Clinton için, özellikle Dışişleri Bakanlığı döneminde kendi elektronik posta adresi üzerinden resmi yazışmalarını yaptığının ortaya çıkmasına dikkat çekerek “zayıf ve sorumsuz” ifadelerini kullandı. New York Times gazetesinin Trump’ın 1995 yılına ait vergi beyannemesine ulaşması ve başkan adayının 18 yıl boyunca vergi ödememiş olabileceğini iddia etmesine de değinen Keine, Trump’ın tüm vergi kayıtlarını halka açıklaması gerektiğini söyledi. Pence’in yanıtı ise Trump’ın “vergi yasasını tam kullanılması gerektiği gibi kullandığını ve bunu çok akıllıca yaptığını” söylemek oldu. Kaine ayrıca Trump’ın başkan olması durumunda nükleer silahlar tehlikesine de dikkat çekti. Trump’ın Rus lider Vladimir Putin’i övdüğü sözlerini de eleştiren Kaine, “Diktatörler ve liderler arasındaki farkı bilmiyorsanız, yeniden ilkokul beşinci sınıf yurttaşlık bilgisi derslerini almalısınız” dedi. CNN’in açık oturumdan sonra yaptığı ankette tartışmayı seyredenlerin yüzde 48’i Pence’i daha inandırıcı buldu. Kaine’nin daha başarılı olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 42 oldu. İstanbul’da başladı Kristal Elma Festivali’nde reklam sektörünün en iyileri ödüllendirilecek Reklamcılar Derneği’nin Volkswagen, Turkcell ve Google sponsorluğunda, LIFT Content Factory işbirliğiyle düzenlediği Uniq İstanbul’da üç gün devam edecek festivalde, reklamcılık sektörünün temsilcileri bir araya gelecek. Açılışta konuşan Reklamcılar Derneği Başkanı Kayhan Şardan, “Ülkemiz ve bölgemiz çok hareketli bir gündeme ve enteresan bir şekilde, bir türlü sakinleşemeyen siyasi ortama sahip. Bu festivali yapmanın bizim için öneminin bir kez daha altını çizmek istiyorum. Bizim işimiz üretmek. Yaratıcılık sektörünün bir araya gelmesi için en önemli organizasyonun hayata geçmemesi, düşünülemezdi” dedi. Teröre karşı boyun eğmeyeceklerini anlatan Şardan, “Her şekilde işimize devam edeceğimizin, üretmeye devam edeceğimizin en önemli kanıtı bu festival” diye konuştu. Ödül töreni yok 6 yıldır devam ettirdikleri ‘İz ödüllerini’ bu yıl vermeyeceklerini, ödül törenini yapmaktan vazgeçtiklerini anlatan Şardan, “Bunun en önemli sebebi de Türkiye’de yaşanan olaylar. Derneğimizin üyesi olan Erol Olçak ve oğlu ve yine sektörde çalışan bir arkadaşımızı kaybettik. Yönetim kurulu kararıyla bu sene iz ödüllerini vermek yerine, demokrasi adına yaşanan bu olaylarda iz bırakanlar olarak adlandırdığımız bu insanlar adına bu sene Reklamcılar Derneği olarak Kristal Elma’nın gelirinin yüzde 10’unu 15 Temmuz şehitler kampanyasına bağışlamaya karar verdik” dedi. Açılışta konuşan Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu “Türkiye’nin bütün yaşadığı olaylara rağmen, çalışmaya, üretmeye ve tüketmeye devam etmesi çok önemli” derken, Volkswagen Binek Araç Marka Genel Müdürü Vedat Uygun da, “4 senedir beraberiz, in Reklamcılar Derneği ve sponsor firmaların yöneticileri açılışta buluştu. Dünyaca ünlü katılımcılar Facebook’un rock yıldızı olarak tanınan Facebook Creative Shop’un APAC Bölge Direktörü Fergus O’Hare, IAM Associates kurucu ortağı Jon Blakeney, Twitter Medya Bölümü Avrupa Afrika Başkan Yardımcısı Mark Little, Felix BNI Kurucusu Peter Economides, YouTube Pazarlama Direktörü Rich Waterworth, Media Futures Ltd CEO’su ve Dijital Danışmanı olan Mark Challinor; Daily Mail, Telegraph, Trinity Mirror gibi ulusal ve yerel İngiliz gazetelerinde yönetici olarak görev yapmış olan Steve McLaughlin, Trendwatching.com Genel Direktörü Henry Mason, R/GA Grup Kreatif Direktörü Fura Osp Johannesdottir, yeni arkadaşlar edinmek ve yeni şeyler denemek için tutku duyan bir seyyah olarak tanınan YouTuber Haifa Beseisso festivalin bu yıl dikkat çeken isimleri arasında yer alıyor. şallah nice 40 senelere beraberiz” ifadesini kullandı. Festivalde, sektörün en iyi işleri, bu yıl 28’inci kez düzenlenecek olan Kristal Elma Yarışması ile sahiplerini bulacak. Festivalin, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da kreatif endüstriye değer katan önemli konuşmacılarla yoğun bir programı var. Geçen yıl 11 bin kişinin izlediği festivalde, bu yıl bu rakamın daha da artması bekleniyor. l Ekonomi Servisi haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İmam hatip ipoteğine karşı veli direnişi Zaten 4+4+4 sistemi ile altüst edilen eğitim sistemimiz tümüyle İmam Hatip eğitimine dönüştürülüyor. Bir yandan TEOG sınavına giren çocuklarımız doğrudan İmam Hatiplere yönlendirilirken öte yandan normal okullarımız İmam Hatip Okuluna dönüştürülüyor! (Orhan Bursalı’nın ısrarla üzerinden durduğu “Proje Okulları” skandalı ise yaşanan eğitim rezaletinin ayrı bir konusu.) Bu dinbaz iktidar bizim yaşamlarımızı karartmakla yetinmiyor, çocuklarımızın geleceğine de ipotek koyuyor. İşine geldiği zaman üç beş parti militanının isteğini “milli irade”, “halkımız böyle istiyor” diye derhal devlet gücüyle uygulamaya koyan bu iktidar, annebabaların feryatlarına kulaklarını tıkayarak, tüm eğitimimizi İman Hatip eğitimine dönüştürmekte ısrarlı görünüyor. Bugün, konunun ne kadar önemli olduğunu ve iktidarın nasıl duyarsız davrandığını belirtmek için bağrı yanık bir velinin mektubunu, kısaltarak yayımlıyorum. HHH “Bu sene 7. sınıfa başlayan oğlumun okulu ‘İsmail Tarman Ortaokulu’ bir bağışçı tarafından yapılmış ve kendisinin ismi verilmiş İstanbul Beşiktaş ilçesinde bulunan başarılı bir ortaokuldur. Bu sene okulların kapanması sırasında öğrendik ki okulumuzun kademeli olarak İmam Hatip’e çevirmeye karar verilmiş, bunu duyan veliler ve mahalle sakinleri İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine, Kaymakamlık, Valilik, Belediye olmak üzere tüm mercilere başvuru yaptık. Okulumuzun dönüştürülmemesi için ‘Okuluma Dokunma’ sloganı ile kampanya yaptık, dava açtık, velilerimizden 970, toplamda ise 7.000 imza topladık ve okulun önünde düzenli olarak masa kuruyoruz. Bu arada eşimin de içerisinde bulunduğu veli ve mahalle sakinlerinden oluşan 10 kişilik bir ekip Meclis’te bulunan partilerden randevu almak sureti ile 12 Temmuz 2016 Salı günü ziyarete gidildi... ...Eğitim hakkımız bize sorulmadan, emrivaki yapılmak kaydı ile elimizden alınmaktadır. Çocuğunu İmam Hatip okullarına göndermek isteyenleri saygıyla karşılıyoruz, ancak vatandaşlık hakkımız olan eğitim hakkımızın elimizden alınmasına ve okulumuzun dönüştürülmesine karşıyız. O. Ü.” HHH Bazı veliler çocuklarının geleceğine ipotek konmasından dolayı çok kızgın, çok sert mektuplar yolluyorlar; aslında yukarıdaki mektubun üslubu bir istisna. HHH Bu çağda, bu dünyada, tüm çocuklarımızı din eksenli eğitime mahkum etmek, sadece onların değil, tüm ülkenin geleceğini de karartmaktır... Bu yanlış politikadan mutlaka vazgeçilmelidir! HHH Hani kimsenin yaşam biçimine müdahale edilmeyecekti? Bırakın, isteyen çocuğunu istediği okula yollasın! HHH Bugün İstanbul’un 4 yıl 10 ay 23 gün süren düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıldönümüdür... Bakalım okullarımız bu zaferi nasıl kutlayacak? Lozan tarihi tersine çevirdi İstanbul’un kurtuluşunun 93. yıldönümü kutlanıyor SEYHAN AVŞAR İstanbul’un, 1. Dünya Savaşı sonrasındaki beş yıllık işgalden kurtuluşunun 93. yıldönümü bugün. ‘6 Ekim 1923’ün kutlanacağı bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi saat 10.00’da Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakacak. Aynı saatte, İstanbul’a ilk giren Türk ordusunu kumanda eden Şükrü Naili Paşa’nın Edirnekapı Şehitliği’nde bulunan kabri ziyaret edilecek. Cemal Reşit Rey Konferans Salonu’nda saat 11.00’de bir kokteyl düzenlenecek. İstinye Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç, 6 Ekim’in önemini gazetemize şöyle anlattı: “İngilizler, 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal edip Meclisi Mebusan’ı basarak yönetime el koymuşlardı. Galata Köprüsü’nden, Dolmabahçe Sarayı’na kadar olan mesafede yaptıkları törenle Sultan Vahdettin’in bakışları arasında Dolmabahçe Sarayı’ndaki bayrağı indirerek kendi bayraklarını çektiler. Lozan Antlaşması sayesinde tarih tersine döndü. Türk bayrağı, ebediyen indirilmemek üzere yine Dolmabahçe Sarayı’nda dalgalanıyor.” l İSTANBUL C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear