28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR ‘KOR’ Asya Pasifik Ödülleri’ne 3 dalda aday gösterildi Avustralya’nın Brisbane kentinde düzenlenen 10. Asya Pasifik Ödülleri’nde Zeki Demirkubuz’un “Kor” filmi üç dalda aday gösterildi. ‘En İyi Film’ , ‘En İyi Yönetmen’ dallarında aday gösterilen filmde rol alan Aslıhan Gürbüz de performansıyla ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünün adayları arasında yer alıyor. Ödül töreni 24 Kasım’da Brisbane’de yapılacak. Demirkubuz’un tüm filmlerinden bir retrospektif de 313 Kasım tarihleri arasında yapılacak 57. Selanik Uluslararası Film Festivali’nde gösterilecek. Perşembe 27 Ekim 2016 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Tarık Akan için Köln’de buluşma kultur@cumhuriyet.com.tr Türk sinemasının ‘Cumhuriyet sevdalı sı’ delikanlısı Tarık Akan için pek çok sanatçı dostu Almanya’da buluşacak Türk sinemasının unutulmaz oyuncularından Tarık Akan için Almanya’nın Köln kentinde Derneği Başkanı Günay Çapan üstleniyor. Cumhuriyet sevdalısı bir anma düzenlenecek. 31 Rutkay Aziz’in yapacağı açı Ekim akşamı yapılacak etkin lış konuşmasının ardın likte Türkiye’den birçok sa dan Nebil Özgentürk im natçı ve gazeteci de yer ala zalı “Bir Cumhuriyet cak ve şiirler, şarkılar, anılar, Sevdalısı’nın Yolu: Ta filmler eşliğinde Tarık Akan rık Akan” adlı belgeselin anılacak. Gecenin sunuculu gösterimiyle başlayacak ğunu da üstlenecek olan Nebil anmada Fazıl Say kısa bir Özgentürk’ün Tarık Akan için dinleti sunacak. Bu an hazırladığı yeni bir belgese maya katılmak için Vi lin de gösterileceği anmanın yana’daki konserini er organizasyonunu ise daha ön teleyen Fazıl Say’a sah ce düzenlenen Nâzım Hikmet nede şiirleriyle Genco geceleriyle tanıdığımız Cum Erkal ve vokaliyle Sere huriyet Halk Platformu Köln nad Bağcan eşlik edecek. Bir deste Livaneli ve Say ilk kez birlikte Ayrıca yine aynı gecede Zülfü Li ta şair Ataol Behramoğlu’nun şiirler vaneli ilk kez Fazıl Say ile birlikte okuyacağı etkinlik bir yandan da sahne alacak ve Say’ın piyano 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın su eşliğinde “Yiği da kutlanacağı bir gece olacak. Ta dim Aslanım”ı ses rık Akan’ın ailesinin de katılacağı ve lendirecek. Sunay yaklaşık üç saat boyunca, oynadığı Akın’ın Tarık Akan’a filmlerden derlenmiş görüntüler eş dair çok özel bir anı liğinde hayatını sinemaya ve Cum sını paylaşacağı an huriyet idealine adamış bir aydına mada gazeteci ya yürek dolusu bir selam yollana zar Zeynep Oral da cağı gecenin finalinde tüm ka Akan hakkında bir ko tılımcılar “Yiğidim Aslanım” tür nuşma yapacak. Us küsünü seslendirecekler. plak yağmuruZülfüLivaneli Fazıl Say Son aylarda yağmur gibi yağan yeni plaklara her geçen gün yenileri ekleniyor. Fiyatları neredeyse bir yabancı CD’yle mukayese edilebilir. Baskı kaliteleri ise kabul edilebilir ölçüde Dresden Orkestrası’ndan iptal kararına cevap 1915 Ermeni acılarının 100. yıldönümü için hazırladığı Aghet (Ağıt) konserini 13 Kasım’da İstanbul Alman Başkonsolosluğu’nda sahnelemeye hazırlanırken konserin iptal edildiğini öğrenen Dresden Senfoni Orkestrası’ndan ilginç bir hamle geldi. Orkestra yönetmeni Markus Rindt ve besteci Marc Sinan, Alman Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier’e hitaben açık bir mektup yayımladı. Türkiye’de durumun iyileşmesinin beklenmediğine dikkat çeken müzisyenler, “Vakit daralıyor. Size bir karşı teklif yapmak istiyoruz. Yakında Berlin’de kuracağımız AlmanTürkErmeni Dostluk Derneği’mizin başkanı olmanızı dileriz” teklifinde bulundu. Mü zisyenler, bakanlığın konseri iptalini ise şu ifadelerle eleştirdi: “Berlin 1915’te dahi tarihin gidişatını, Türkiye’deki Ermenilerin kaderini değiştirebilirdi. Bugün o dönem yaşananları ciddi bir ihmal ve hatta işbirliği olarak görüyoruz. Öte yandan Türkiye’de azınlıkların ve diğer insanların çilesi sürüyor. Son haftalarda on binlerce insan serbest bırakıldı, gözaltına alındı, işkence gördü, öldürüldü. Bu durumu müttefikler ve partnerlerin uzun sessizliği de mümkün kılmıyor mu? Elbette diplomatik bağların tehlikeye atılmaması gerekir. Ancak hata, sessizliğin başında yer alıyor. Bunun düzeltilmeyip devam ettirilmesi, en büyük acılara yol açacaktır.” CD satışlarından ümidi kesen mü gether)” ve yeni albüm “Rewend”. zik piyasası, teselliyi Sony Music plaklarda arıyor. Son Türkiye’nin katalo aylarda yağmur gi ğundan rock tarzında bi yağan yeni plaklara her geçen gün yenile MURAT BEŞER ri ekleniyor, boynu bü basılan plaklar “Sen Uyurken” albümüyle Ogün Sanlısoy ve kük piyasa az da olsa şenle “Fanus” albümüyle Murat İl niyor. En son atağa kalkan kan olurken, poprock kate firmalardan biri olan Sony gorisinde ise “Başka” albü Music, eskiyeni tam 10 al müyle Feridun Düzağaç, çı bümü birden plak formatın kış yaptığı “Afili Yalnızlık” da piyasaya sürdü. Daha ön adlı ilk albümüyle Emre Ay ce kataloğunda 13 plak bu dın bulunuyor. Plaksever lunduran Sony Music Türki ler için pop yıldızları da ih ye, bu hamleyle çeyrek yüz mal edilmemiş; “Hepsi Be lüğe çok yaklaştı. nim Yüzümden” albümüyle Tamamı plak formatı ile Mehmet Erdem, “Mürekkep” ilk kez buluşan bu albüm ile de Sıla bu listeye dahil ler arasında, ilk kez bir al edilmiş. bümü plağa basılan sanatçı Denebilir ki; piyasada lar da var. ki yeni basılmış plaklar ara Son partide dikkati çeken sında, fiyat ve kalite denge isimler ikişer plağı ile Cey si açısından en makul lan Ertem ile Aynur. “Aman ürünler bunlar. Nere sız Gücenik” ve “Yuh!” al deyse bir yabancı CD bümleri plağa basılan Cey lan, son dönem alternatif müzik camiasının “ütopik” karakteri. Kürt müziğinin parlak sesi Ay nur ise son iki albümüyle yer alıyor bu liste de: “Hevra (To ile mukayese edilebilecek fiyatları iyi ses uğruna yüksek paraları gözden çıkarmış plak meraklıları için gayet uygun. Baskı kaliteleri ise kabul edilebilir ölçüde. Her biri plak baskısı için yeniden elden geçirilmiş ve plaklara basılmaya uygun hale getirilmiş. Sony plaklarının tek eksiği, CD formatında yer alan (şarkı sözleri ve diğer ayrıntıları içeren) bilgilerin plaklara taşınmamış oluşu. Halbuki beyaz iç kâğıtlar bunun için ne kadar da uygun olurmuş. Umarız bu plakların ilk baskıları hızlıca tükenir ve yeni baskılarında iç kâğıtları gerekli bilgileri içeren bilgilerle çıkar. (muratbeser@muratbeser. com) Soldan sağa: Feridun Düzağaç’ın ‘Başka’, Ogün Sanlısoy’un ‘Sen Uyurken’, Aynur’un ‘Hevra (Together)’ ve Ceylan Ertem’in ‘Amansız Gücenik’ adlı albümlerinin plakları. Sony Music etiketli bu plakların tek eksiği CD formatında yer alan bilgilerin plaklara taşınmamış oluşu... Man Booker Ödülü Amerikalı yazara gitti Paul Beatty Nobel kadar olmasa da, edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve her yıl İngilizce yazılmış ve İngiltere’de yayımlanmış bir esere verilen Man Booker Ödülü bu yıl ilk kez bir ABD’li yazara, “The Sellout” adlı romanıyla Paul Beatty’ye verildi. Ödülün yanı sıra 50 bin Pound tutarında bir para ödülünün de sahibi olan Paul Beatty’nin bu ödülü kazanması çok da beklenen bir durum değildi aslında. “The Sellout” 6 romanın yer aldığı aday listesine alınmıştı ama herkes daha önceki yıllarda olduğu gibi satirik bir romandan ziyade daha “ciddi” bir esere ödülün verileceğini tahmin ediyordu. 1984 yılında da Martin Amis’in mizahi bir üslupla yazdığı “Money” adlı romanı es ge çilmiş ve Anita Brookner’ın “Hotel du Lac”ına ödül verilmişti. Man Booker’ın tarihinde komedinin genellikle geri plana itilip epik romanların tercih edilmesi artık alışıldık bir duruma dönüşmüştü ki Paul Beatty tüm bunlara bir son verdi. Okunması zor roman “The Sellout” için yapılan yorumlardan biri de romanın kolay okunmadığı ve okurdan ciddi bir çaba beklediği yönünde. Man Booker jürisinin başkanı Amanda Foreman ise bunun çok da kötü bir şey olma dığı görüşünde. “Edebiyat konforlu olmamalı. Gerçek nadiren güzeldir. Bu roman okuru çarmıha çivilerken bir yandan da gıdıklıyor. ‘The Sellout’ nadir rastlanan romanlardan. Hiciv gibi zor ve her zaman iyi kotarılamayan bir işi alıp modern Amerikan toplumunun kalbine dalıyor ki, bu kadar iyisinin Mark Twain ya da Jonathan Swift’ten beri görmemiştik.” Henüz dilimize çevrilmemiş olan Paul Beatty’yi Türkiye’de hangi yayınevinin kapacağı ise bir merak konusu elbette. 15 Bir ülke nasıl aşağılanır!.. Türkiye’ye nasıl kötülük yapabilirim diye düşünseniz, düşünseniz, düşünseniz... Bu ülkeyi nasıl rezil edebilirim, aşağılayabilirim, 7 düvelin lanetlemesini sağlayabilirim diye planlar, programlar tasarlasanız... Cumhurbaşkanını ve bu hükümeti daha çok nasıl zora sokabilirim, dünyanın öfkesini onlara nasıl yöneltirim diye sinsi sinsi yollar arasanız, bundan iyisini yapamazdınız!!! Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ı hapse tıkarak, hiç ama hiçbir “terör” olayına karışmadıklarını bile bile onları hapiste tutarak yapılan budur. Yalnız onlar mı? Hayır! Onlar artık dünya çapında simge isimler olduğu için onların adını veriyorum. Onlar gibi daha niceleri var. 128 gazeteciyi, yazarı, yargısız infazla hapse tıkarak yapılan budur. Hem kendimize karşı, hem dünyaya karşı ülkeyi aşağılamak... Bia.net’in son gözlem raporuna göre hapisteki gazetecilerin 71’i “Cemaat”, 29’u Kürt medyasından... Şu son üç ayda 155 medya organı kapatıldı... Kapatılan medyadan 2 bin 500 kişi işsiz... 775 basın kartı, 49 pasaport iptal... 191 gazeteci, 1 müebbet ve 2 bin 152 yıl hapis talebiyle yargılanıyor. 29 kişi Erdoğan “sanığı, mağduru, şüphelisi”... Sonradan pişmanlık Nereden nereye... Bakın gördünüz Mehmet Ağar bile yıllar sonra solcuları aklama çabasına girdi... “Zaten sol örgütler de bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı. Kabul etmek lazım ki temiz fikir adamlarıydı” dedi... “Solcuların şiddete bulaştığı önyargısını yıllarca gözümüzde büyüttük” dedi. Sırf sol düşünceye yatkın oldukları için yıllarca hapiste çürüyen, işkence gören, hayatını yitiren yazarların ülkesinde söylüyor bunu. Genç ve yiğit fidanların yeşermeden biçildiği, zulüm gördüğü ülkede söylüyor. Bizim ülkemizde... Komplo teorilerinin yaşamımızın ayrılmaz parçası olduğu şu günlerde, bakarsınız çok değil birkaç yıl sonra bugünün güç sahipleri de, yine, “Aa kandırılmışız meğer” diye nedamet getirirler... Beni dehşete düşüren Türkiye’yi yeryüzünün en büyük hapishanesine çeviren bu duruma anlı şanlı büyük medyanın sessiz kalması. Sessiz kalmak bir yana, hükümetin medya kışkırtıcıları aracılığıyla daha çok mağdur, daha çok kurban yaratma çabaları... Oysa her birimize düşen görev, bu haksızlığa, bu hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltmektir Susmayın! Aslı Erdoğan 70 gündür tutuklu. Necmiye Alpay 57 gündür tutuklu... Yazdıkları için yazmayı seçtikleri için savaştan değil barıştan yana oldukları için tutuklu. Kapatılan, baskı gören yasaklanan gazete ve gazetecilere destek verdikleri, adlarını verdikleri için tutuklu. Hukuksuzluğun, keyfiliğin alıp başını gitmemesi için susmayın! Hapishanelerden pis kokular geliyor. Yeniden hortlayan işkence, kötü muamele, maddi ve manevi taciz haberleri birbirini izliyor. Susmayın ki, içeri tıkılmış bu insanlar sahipsiz sayılmasın. Susmayın ki işkenceye yol açmayın. Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin birikimlerine ve ideallerine karşı düzenlendiği söylenen darbeye karşı en sağlam mücadele de ancak demokrasi değerlerine bağlı kalınarak verilebilir. Susarsanız bu gerçeği yok sayarsınız! İktidar güçlerine yönelik her eleştiriyi, her karşı çıkışı “terör”den saymak, teröre yardım ve yataklık saymak, 11 binden fazla öğretmeni açığa almak, ülkenin geleceğini karartmaktır. Susmayın ki geleceğimiz daha da çok kararmasın! Hasan Fehmi’nin katledilmesinden bu yana yüzyılı aşkın süre geçti. Ülkemizde Sabahattin Ali’den Uğur Mumcu’ya, Metin Göktepe’den Hrant Dink’e kadar 100’ün üzerinde gazeteci ve yazar katledildi. Susmayın, susarsanız sıra size gelecek. NOT: İki gün sonra benim için en büyük bayram. Türkiye Gençlik Birliği’nin liseli birimi, Türkiye Liseliler Birliği önderliğinde birçok demokratik kuruluş 29 Ekim’de Anıtkabir’e yürüyor. “Cumhuriyetin Çocukları Atası’na Yürüyor” sloganıyla düzenlenen yürüyüşün, proje okulu uygulamasına karşı en büyük protesto gösterisi olması bekleniyor. Türkiye Gençlik Birliği ise Türkiye’nin dört bir yanında meydanlara çıkıyor. Tüm şehirlerde “Cumhuriyet Geleceğimizdir” sloganıyla yürüyüşler düzenliyor. Duyurması benden... Tutuklu Yazarlar Günü’nde Aslı Erdoğan vurgusu PEN İngiltere Risk Altındaki Yazarlar Programı Başkanı Cat Lucas, Uluslararası PEN ve ulusal PEN merkezlerinin 15 Kasım Tutuklu Yazarlar Günü’nde Aslı Erdoğan vurgusu yapacağı bilgisini paylaştı. Lucas, “Biz şimdi onun sesinin mümkün olduğunca geniş duyulduğundan emin olmak için mümkün olduğunca çok sayıda farklı dile Aslı Erdoğan çalışmalarını tercüme etmeye yardımcı olacak destekçiler arıyoruz” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear