28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 27 Ekim 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Don Kişot mudur? 17. yy. başlarında İspanya altın çağını yaşamaktaydı: Columbus, okyanusu aşmış, Velazquez nefis tablolarıyla ünlenmiş, Cervantes de romanlarını yazmaya başlamıştı. Bu zamanlarda La Mancha bölgesinde, Toledo’ya yakın bir yerde birbirine yakın beş yel değirmeni yaşardı. Yel değirmenlerinden “yaşardı” diye söz açmak yadırganabilir ama bu değirmenler gerçekten canlıydılar: Rüzgâr sert estiğinde beraberce devinir, yorulduklarında kanatlarını sıyıran lodosun ve poyrazın fısıltıyı andıran sesleriyle söyleşirlerdi. O sıralarda Cervantes, ünlü romanını yazmış, Don Kişot’u meşhur etmişti. Bir sabah ovadan kıvrıla kıvrıla gelen ve yanlarından geçen yolda zırhlara bürünmüş ve zayıf bir ata binmiş acayip bir adam belirdi; uzunca boyluydu, arkasında eşeğe binmiş şişmanca biri vardı. İkisi de değirmenlere doğru geliyorlardı. Onları yola en yakın duran değirmen gördü, diğerlerine seslendi, “Sakın bu Don Kişot olmasın!” “Maalesef ta kendisi!” Değirmenler, kendini asil şövalyelerin en âlâsı sanan bu tuhaf kişinin ikide bir de bir değirmene saldırmadan edemediğini biliyorlardı: “Bakalım bu sefer piyango hangimize vuracak.” “Yardımcısı ona, bizim kendi halinde, zamanını sakin ve demokratik devinimlerle geçiren değirmenler olduğumuzu kaç kez anlattı ama anlamıyor, canavar olduğumuzu söyleyip saldırıyor.” Bu sırada Don Kişot değirmenlere oldukça yaklaşmıştı, atının teklediği, onu güçlükle taşıdığı belli oluyordu. “Bakınız” dedi İkinci Değirmen, “Atın uzun süredir aç olduğu belli; kemikleri sayılıyor.” Don Kişot bu sırada mahmuzlarıyla atının karnını dürttü; hayvan hızlandı. Üçüncü Değirmen, diğerlerine, “Bana geliyor!” dedi. “Doğru” dediler diğerleri, “Bu sefer kafasına bir güzel vur da bir daha doğrulamasın!” “Ona değil, herifi zırhıyla, mataralarıyla, tüm yüküyle taşıyan şu zavallı ata acıyorum” dedi Üçüncü Değirmen, “Zavallı at nasıl çekiyor bu yükü?” Don Kişot bu sırada saldırdı ama mızrağı değirmenin kanadını sıyırdı, at devrildi, Kişot kendini yerde buldu... Yaver geldi, Don Kişot’u kaldırdı. “Görürsünüz bundan da ders almaz, yarın gelir yeniden saldırır!” dedi İkinci Değirmen, “Nasıl kurtuluruz bundan?” Beşinci Yel Değirmeni en akıllılarıydı, “Ona dersini eninde sonunda biz değil, şu at verecek” dedi, “Ben bu atın gençliğini bilirim; soylu, asil bir attı... Bu adam onu böyle sütçü beygirine çevirdi. Ama ben onun yavaş yavaş Don Kişot’un ne menem bir şey olduğunu anladığını görüyorum. Bir zaman sonra kendisini şöyle bir toplayıp onu sırtından attığında göreceksiniz, o da, bütün değirmenler de hatta yaveri de yani tümümüz rahata kavuşacağız!” Gaziantep’teki kına gecesi saldırısının sırrı çözüldü Gaziantep’te geçen 20 Ağustos günü çoğunluğu çocuk 56 kişinin ölümüne, 94 kişinin de yaralanmasına yol açan IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısı aydınlatıldı. Saldırıyı16 Ekim hücre evi baskınında kendini havaya uçuran IŞİD emiri Mehmet Kadir Cebael’in talimatıyla 22 23 yaşlarında, uzun saçlı, Türkçe konuşan bir kişinin yaptığı belirlendi. Cebael’in, kına gecesine yönelik saldırının ardından ikinci bir saldırı için yeni Kürt düğünü bulunması talimatı verdiği de ortaya çıktı. Cemevinde düzenlenecek aşure gününde bombalı saldırı planlayan IŞİD militanlarının başındaki isim olan Cebael’in, bir konuşmasında Ankara Gar Meydanı saldırısına katılan ve deşifre olan diğer militanları, “Yanlış yaptılar, iki araba birleşmeyeceklerdi” sözleriyle de eleştirdiği belirlendi. Cebael’in M.Ş.E ile yaptığı telefon görüşmesinde “Hacı Ali’nin tarlasındaki malzeme hâlâ gömülü duruyor mu?” diye sorduğu, tarlada yapılan aramalarda, 22 kilo TNT patlayıcı madde ele geçirildiği bildirildi. l DHA 27 EKİM 2016 SAYI: 33258 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.56 05.40 06.01 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.22 12.55 15.46 07.05 12.40 15.32 07.25 13.02 15.58 Akşam 18.15 18.01 18.27 Yatsı 19.35 19.20 19.44 haber/yorum 13 Ozaman başbakandı Erdoğan ve talimatı kesindi: Diyarbakır’ı alın. Mardin zaten AKP’deydi, Van ise bir önceki seçimde kaybedilmişti. Erdoğan, Van’ın kaybedilmesinde ilçelerin etkisi olduğunu belirterek yeniden alınmasını istiyordu. Diyarbakır’ı o kadar çok istiyordu ki seçim öncesi IKBY Başkanı Mesud Barzani ile görüşme yeri olarak Diyarbakır’ı seçmişti. AKP’li milletvekilleri Diyarbakır’ı kazanabilmek için proje üretme yarışına girmişti. Sonuç AKP için hüsran oldu. Erdoğan, 2014 yerel seçimlerinde çok istediği Diyarbakır ve Van’ı alamadı. Üstüne elindeki Mardin’i de kaybetti. İşte o gün alamadığı illeri şimdi kayyım yoluyla ele geçirmeye çalışıyor AKP. İlk işareti bu yılın ocak ayının başında henüz başbakan iken Ahmet Davutoğlu vermişti. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde terörle mücadele adı altında açıkladığı 10 maddelik master planını anlatırken DBP’li belediyeleri “terörist istihdam etmek” ve “paraları teröre harcamakla” suçlamıştı. Özellikle üç belediye hedefindeydi, Diyarbakır, Van ve Mardin. Sonra o gitti, Binali Yıldırım geldi. Başbakanlar değişti ama söylemler değişmedi. O da “HDP’li belediyeleri gençleri terör örgütüne yönlendirmekle”, “Bomba yapımından tuzak kurmaya kadar eğitim vermekle” suçladı. Ama o sırada DBP’li belediyeler zaten müfettiş incelemesine çoktan alınmıştı bile. Sadece Ağustos 2015’ten Haziran 2016’ya kadar Diyarbakır Belediyesi’ne 20’nin üzerinde müfettiş gönderilmişti. Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Fırat Anlı, “Yani her ay iki müfettiş” diyordu: “Bütün dosyalarımız, 2005’e kadarkiler dahil olmak Erdoğan, o üç kenti çok istiyordu üzere defalarca incelendi. Diyarbakır’da incelediler, Ankara’ya götürüp incelediler, özel bir ekip kurup incelediler. Gelen müfettişlerin artık kendi rahatsızlıklarından da biliyoruz, bu dosyalarda bir şey yok ama Ankara’da ısrarlı bir biçimde ‘Bir şey bulun’ yani aslında ‘bir şey yaratın’ deniliyor.” Gültan Kışanak da aynı şeyleri sürekli anlatıyordu: “Müfettişlere özel oda tahsis ettik. Onların istedikleri dosyaları yetiştirmek için çalışamaz hale geldik.” Özellikle sokağa çıkma yasaklarının ardından DBP’li belediyeler günlük çalışma raporlarını ki hangi iş makinesinde kimin çalışacağına TC vatandaşlık no’suna varıncaya kadar yetkili makamlara bildiriyordu. “Şoförlerden biri hastalansa yerine başka birini bile koyamıyoruz” diye anlatıyordu Gültan Kışanak. Müfettiş incelemelerinden bir şey çıkmayacağını bi liyordu Diyarbakır Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı. AKP’nin yapmaya çalıştığı şeyin farkındaydılar. Fırat Anlı, mayıs ayında kente yaptığım bir ziyaret sırasında bugünleri öngörmüştü: “Bu yaz görünen o ki devlet tekrardan 90’lı yıllardaki konseptine benzer bir konsepti gerçekleştirecek. Parlamenterlere dokunacak, belediyelere dokunulacak, aydınlara, sivil toplum örgütlerine, gazetecilere, muhtarlara, kadınlara, berberlere, terzilere, öğrencilere dokunulacak. Ama ondan sonra umarım ki birbirimizin yüzüne bakacak, tekrardan beraber yürüyelim denilebilecek bir ortamı bulabiliriz.” Ve önceki akşam Kürtler için anlamı başka olan kentin eşbaşkanları gece operasyonuyla gözaltına alındı. OHAL’e dayanarak beş gün avukatlarıyla görüşme yasağı getirildi. AKP, barış istemediğini Kürtler için başka bir anlamı olan Diyarbakır’ın göbeğinden çok net bir mesajla verdi. Bunun yaratacağı tehlikeyi bilerek ve ne yazık ki isteyerek. Fırat Anlı, o gün yaklaşan tehlikeyi açıkça dile getirmişti: “Kürtler iki de bir Ankara’daki bu Meclis’e girmeye çalışıyor. Ya, bu Meclis bu kadar çok naza bindirirse kendini gerçekten Kürtler o Meclis’e girip girmemeyi sorgulamaya başlar. Ben bunu pek sorgulamam ama benden sonraki kuşak bunu çok rahat sorgular, hatta bizi de sorgular.” Bundan tam yedi yıl önce bir tespiti olmuştu Anlı’nın: “Biz diyalog kurulabilecek son kuşağız. Bizi de aradan çıkarırlarsa diyalog kurulacak kimse bulunmaz.” Yaşananlara bakılırsa AKP, Kürtlerle diyalog kurulabilecek son kuşağı da aradan çıkartıyor. 1.5 yaşındaki Yiğit’ten babaya acı veda Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Yeniyazı köyü kırsalında PKK’ye yönelik operasyonda şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Emrah Çeçen (29) için memleketi Tokat’ın Turhal ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Baba Metin Çeçen, annesi İpek Çeçen, erkek kardeşi Jandarma Uzman Çavuş Burak Çeçen tabuta dokunarak ağladı. Şehidin eşi Rukiye Çeçen gözyaşı dökerken, şehidin 1.5 yaşındaki oğlu Yiğit Ferman bir yakınının kucağında ağladı. Belediye önündeki törende, şehidin yakınları gözyaşı dökerken, anne İpek Çeçen oğlunun tabutuna sarılarak “Kuzum” diyerek tabutu okşadı. Şehit eşi Rukiye Çeçen ise 1.5 yaşındaki oğlu Yiğit Ferman ile tabutun başına gelerek gözyaşı döktü. Anne Rukiye Çeçen, bu sırada “Hadi oğ lum babanın tabutuna dokun” diyerek oğlunun tabuta dokunmasını sağladı. Şehidin cenazesi Kuşoturağı köyünde toprağa verildi. Şehit komisere tören İstanbul Sarıyer’de bulunan Adile Mermerci Polis Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim atışı yapıldığı esnada arkadaşının kaza kurşunu ile şehit olan Komiser Yardımcısı, evli ve 2 çocuk babası Erdem Uçar (33), ailesinin oturduğu Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Törende şehit eşi Hülya Uçar, “Ah bir tanem, ben sana kıyamam, çocukların bana emanet canım. Ben sana gelirim” diyerek gözyaşı döktü. l SAVAŞ KALKAN/ TOKAT AYM’den 4 örnek karar Anayasa Mahkemesi; TSK’den atılan subaylar, polis şiddetine maruz kalan vatandaş lar ile zorunlu aşı/topuk kanı uygu lamasına karşı çıkan anne ve baba larla ilgili dört önemli karara imza at tı. Ankara’da düzenlenen bir eylem de polisin attığı gaz bombası fişeği yü züne isabet eden market çalışanı Öz lem Kır’a 25 bin TL tazminat veren, so rumlu polisin de bulunmasını isteyen AYM, İstanbul’da polisler tarafından dövülen Araş ailesine 37 bin TL taz minat ödenmesine hükmetti ve polis lere verilen cezaları yetersiz bularak, yeniden yargılama ka rarı verdi. Yüksek Mah keme, Maltepe Askeri Lisesi’nde öğrencileri ne “Games Of Thrones Taht Oyunları” adlı di ALİCAN ULUDAĞ ziyi izleten Yüzbaşı İskender Gülbahar’ın “ahlak dışı hareketlerde bu lunduğu” gerekçesiy le TSK’den atılmasını hak ihlali ola rak değerlendirdi. Gülbahar’a yeniden TSK’ye dönüş yolu açıldı. AYM, ye ni doğan bebekten topuk kanı alınma sına onay verirken, zorunlu aşı uygu lamasını ise hak ihlali olarak gördü. AYM’nin emsal niteliğindeki kararları nın ayrıntıları şöyle: Gaz fişeğine 25 bin TL 1Ankara’nın muhalif semtlerinden Tuzluçayır’da 8 Eylül 2013’te düzenlenen gösteriye müdahale eden polisin attığı gaz bombası fişeği, o sırada markette kasiyerlik yapan 1990 doğumlu Özlem Kır’ın yüzüne isabet etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin kamera kayıtları olmasına karşın 27 Kasım 2013 tarihinde takipsizlik kararı verdi. Anayasa Mahkemesi, Özlem Kır’ın başvurusu üzerine “kötü muamele yasağının maddi ve usule ilişkin boyutlarının ihlal edil diğine” karar verdi. Hak ihlali nedeniyle Kır’a 25 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme, gaz bombası atan polis hakkında soruşturma açılması amacıyla kararı Ankara Başsavcılığı’na gönderdi. Kararın gerekçesinde Kır’a isabet eden gaz fişeği atımının, kullanıcının vücuduna göre 45 derece açıyla yapılması gerektiği, bu kurala uyulmadığı belirtilirken, “Kolluk görevlileri olaya müdahaleleri sırasında kontrolsüz bir şekilde gaz fişeği atamaz” denildi. ameleyi “eziyet”, başına cop vurulan Ahmet Araş’a yapılanın ise “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” olarak nitelendirerek hak ihlali kararı verdi. Polislere verilen ve ertelenen cezayı yetersiz bulan AYM, kararı yeniden yargılama yapılması için İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. AYM, Mehmet Şah Araş ve Serhed Araş’a 15’er bin, Ahmet Araş’a ise 7 bin TL manevi olmak üzere toplam 37 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. AYM, askeri öğrencilere Game of Thrones’u izlettiği için Yüzbaşı Gülbahar’ın TSK’den atılmasını hak ihlali olarak değerlendirdi. Polis şiddetine maruz kalan vatandaşlara tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme zorunlu aşı/topuk kanı uygulaması ile ilgili kararlara imza attı. Polis dayağına 37 bin TL 2İstanbul’da yaşayan Mehmet Şah Araş, eşi Aycan ve oğulları Serhed ve Ahmet Araş ile 2008’de taksi ile yolculuk yaparken önlerine bir çöp kamyonu çıktı. Araş ailesi, orada bulunan polislerden yolun açılmasını istedi. “Görevimizi bana mı öğretiyorsun” diyen polislerden biri baba Araş’ın başına cop ile vurdu ve darp etmeye başladı. Araya girmek isteyen Aycan Araş’a tokat atılırken, büyük oğul Serhed Araş da polisler tarafından dövüldü. Ahmet Araş’ın başına da cop ile vuruldu. Kelepçelenen Mehmet Şah Araş ve Serhed Araş, bindirildikleri polis aracında da darp edildi. Araş ailesinin şikâyeti üzerine hakkında dava açılan 6 polisten 3’ü beraat etti. Kalan 3 polis ise 5 ay 18 gün hapis cezası aldı, ancak bu ceza ertelendi. Anayasa Mahkemesi, Mehmet Şah Araş ve Serhed Araş’a yapılan mu Taht oyunlarına aklama 3Anayasa Mahkemesi’nin bir diğer kararı, askeri lise öğrencilerine dünyaca ünlü “Games Of ThronesTaht Oyunları” dizisini izlettiği gerekçesiyle Yüzbaşı İskender Gülbahar’ın TSK’den atılmasına ilişkin oldu. Maltepe Askeri Lisesi Yabancı Diller Bölüm Başkanlığı İngilizce Dersi Grubu’ndan Yüzbaşı Gülbahar ve kendisinden rütbeli 3 subay öğretmen ile, öğrencilere yabancı dillerinin gelişmesi amacıyla Games Of Thrones dizisinin izletilmesi kararı aldı. RTÜK’ün +13 yaş kategorisi koyduğu dizi, 1619 yaş arasındaki öğrencilere izletildi. Gelen bir “ihbar” üzerine başlatılan disiplin soruşturması sonucunda Yüzbaşı Gülbahar, TSK’den ihraç edildi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesi, önce ihraç kararını 2013’te iptal etti. Ancak devreye giren Milli Savunma Bakanlığı, karar düzeltme talebinde bulu nunca aynı daire Gülbahar’ın ihracını onadı. Karara, Gülbahar’ın TSK’nin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğu gerekçe gösterildi. Ancak Yüzbaşı’dan daha üst rütbedeki 3 subay hakkında disiplin soruşturması dahi açılmadı. Anayasa Mahkemesi, Gülbahar’ın adil yargılanma hakkının, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı yönünden ihlal edildiğine hükmetti. Kararda, dizinin izletilmesinde rol alan diğer 3 komutan hakkında işlem yapılmamasının hakkaniyete uygun olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği vurgulandı. Yüksek Mahkeme, ihlalin giderilmesi kararı için yeniden yargılama yapılması amacıyla AYM Birinci Dairesi’ne gönderdi. Daire’nin bu kararı kaldırmasıyla Gülbahar yeniden TSK’ye dönecek. Zorla aşıya hayır 4Mersin’de yaşayan Caner Bayram, yenidoğan çocuğundan topuk kanı alınması ve zorunlu olarak aşı yapılmasına karşı çıktı. Ancak Sağlık Bakanlığı, mahkemeden bebekten topuk kanı alınması ve çocukluk dönemi aşılarının yapılması için tedbir kararı aldırdı. Caner Bayram, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, bu durumun çocuklarının fiziksel ve ruhsal sağlığını koruma amacına hizmet etmediğini, zira çocuklarının sağlıklı olduğunu öne sürdü. Anayasa Mahkemesi, zorunlu aşı uygulaması açısından başvurucunun maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine hükmetti ve bu mahkemeden bu ihlalin giderilmesini istedi. Ancak AYM; zorunlu topuk kanı uygulaması açısından ise başvuruyu reddetti. Topuk kanıyla ilgili kararın gerekçesinde, bebekten topuk kanı alınması işleminde kamu sağlığına ilişkin yarar bulunduğu, bebeğin sağlığı açısından olumsuz bir etkisi bulunmadığı anlatıldı. l ANKARA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Malkoç ombudsman adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı Şeref Malkoç, kamu başdenetçiliğine aday oldu. TBMM Dilekçe ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon, görev süreleri dolan kamu başdenetçisi ve denetçilerin yerine yapılacak seçimle ilgili olarak toplandı. Kamu başdenetçisi adaylığı başvurusu yapan diğer isimler ise Kırıkkale Vali Yardımcısı Ayhan Özkan, eski Cumhuriyet Savcısı Hasan Şahin ile eski Karaman milletvekilli Mevlüt Akgün oldu. Komisyon 1 Kasım’da 3 isim belirleyecek ve Meclis Genel Kurulu’na sunacak. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear