24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR AVRO 3.1020 0.4 kuruş 3.4050 0.1 kuruş FAİZ 9 0 puan BORSA ALTIN CUMHURİYET 78.340 903 puan 844.86 4.63 lira ALTIN 24 AYAR 126.00 0.7 kuruş 8 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Sağlıkta denetim de ruhsat da hak getire Aralarında vakıf ve devlet üniversiteleri, 5675 aile sağlığı merkezi, 160 entegre ilçe hastanesi olmak üzere toplam 6824 sağlık tesisi ruhsat olmaksızın faaliyet gösteriyor. Ayşegül Başar Sayıştay raporu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna, üniversitelere ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı olarak hizmet veren sağlık tesisleri ve bağlı birimlerinin ruhsatlandırılmaksızın veya geçici ruhsat ile faaliyet gösterdiklerini ortaya çıkardı. Sayıştay’ın 2015 yılı Sağlık Bakanlığı’na ilişkin denetim raporuna göre, 51 adet devlet üniversitesi hastanesi, 20 adet vakıf üniversitesi hastanesi, 27 adet devlet üniversitesi diş hekimliği fakültesi hastanesi, 10 adet vakıf üniversitesi diş hekimliği fakültesi hastanesi, 859 adet Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bağlı sağlık tesisi, 1262 adet Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı sağlık tesisi ve 2 adet belediye hastanesi olmak üzere toplam 2231 adet sağlık tesisi geçici ruhsat ile faaliyet gösterirken; Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna bağlı olarak hizmet veren 5675 adet aile sağlığı merkezi, 160 adet entegre ilçe hastanesi, 79 adet halk sağlığı laboratuvarı, 910 adet toplum sağlığı merkezi olmak üzere toplam 6824 adet sağlık tesisi ise ruhsat veya geçici ruhsat belgesi olmaksızın faaliyet gösteriyor. Sağlık Bakanlığı ise rapora ilişkin açıklamasında, hizmet veren sağlık tesisleri ve bağlı birimlerinin kayıt altına alınarak bundan sonra açılacak tesislerin planlama kapsamında izinlerinin verilebilmesi ve ruhsata tabi diğer işlemlerinin yapılabilmesi için söz konusu tesislere 01.01.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere geçici ruhsatnameler düzenlendiği ve bu sürenin 01.07.2016 tarihine kadar uzatıldığı, kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde Sağlık Tesisleri Planlama ve Ruhsatlandırmaya yönelik yönetmelik taslağı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Standart var mı? Sayıştay denetim raporunda, “Geçici ruhsat belgesi, sağlık tesisinin sahip olması gereken standartları taşıdığını gösteren bir belge değildir. Oysaki ruhsatlandırma hem sağlık tesislerinin taşıması gereken önemli nitelikleri garanti altına almak, hem tesisler arasında standardizasyonu sağlamak, hem de tesislerin denetimine esas göstergeleri belirle mek açısından gerekli olduğu” belirterek, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na, Belediyelere, üniversitelere ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı olarak hizmet veren Sağlık Tesisleri ve bağlı birimleri ile ilgili olarak gerekli ikincil mevzuat düzenlemelerin tamamlanması, ruhsatlandırılmaksı Sayıştay, Sağlık Bakanlığı’nın işletmeye dönüştürdüğü ve özel sağlık sektörü ile rekabete açtığını iddia ettiği kamu sağlık kurumlarının gerekli asgari koşulları sağladığını gösterir ruhsatlandırmayı bile yapamadığını ortaya çıkardı. zın veya geçici ruhsat ile faaliyet gösteren tesislerin çıkarılacak olan ikincil mevzuat hükümleri doğrultusunda ruhsatlandırma işlemlerinin tamamlanması ve denetimlerinin yapılarak kanunen öngörülen para cezalarının uygulanması ve muhasebeleştirilmesi önerisinde bulunuldu. Gerekli asgari koşullar yok Tüm sağlık tesislerinin standartlarının belirlenmesi, ruhsatlandırılması ve sonrasında faaliyetlerinin mevzuata uygun olup olmadığına dair denetimlerinin yapılması Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında yer aldığını hatırlatan Hekim Meclis üyesi Dr. Ergün Demir ve TTB Delegesi Dr. Güray Kılıç raporu şöyle değerlendirdi, “Bakanlığın özel sağlık kurumları için titizlikle aradığı ruhsatlandırma ve sonrasındaki denetlemeyi kendisine bağlı kuruluşlar için aramadığı ortaya çıktı. Bakanlık ‘kürek çeken değil dümen tutan’ olacağı iddiası ile işletmeye dönüştürdüğü ve özel sağlık sektörü ile rekabet açtığını iddia ettiği kamu sağlık kurumlarının hizmet verebilmek için gerekli asgari koşulları sağladığını gösterecek ruhsat düzenlemesini bile henüz gerçekleştirememiş durumdadır. ” Hillary Clinton’ın aklında Kent varmış Hillary Clinton’ın, başkan yardımcılığı için Muhtar Kent’i düşündüğü ileri sürüldü. WikiLeaks, ABD’nin Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton’ın kampanya direktörü John Podesta’nın epostalarını yayımlanmaya bugün de devam etti. ‘Podesta’nın mailleri 11. bölüm’ adıyla yayımlanan epostalarla, Clinton’ın olası başkan yar Muhtar Kent dımcısı adaylarının listesi açığa çıktı. Buna göre, Clinton’ın yardımcılığı için düşünülen isimler arasında Coca Cola’nın Türk Üst yönetisici (CEO) Muhtar Kent de vardı. Olası başkan yardımcıları listesindeki diğer dikkat çekici isimlerse Apple’ın Üst Yöneticisi (CEO) Tim Cook, Starbucks’ın Üst Yöneticisi (CEO) Howard Schultz ve Microsoft’un kurucusu Bill Gates oldu. Listede ayrıca Clinton’ın Demokrat Parti adaylığı için yarıştığı Vermont senatörü Bernie Sanders’da yer alıyordu. Bu uzun ve dikkat çekici liste içinde başkan yardımcısı adaylığı ‘kapan’ isimse Virginia Senatörü Demokrat Tim Kaine olmuştu. l Ekonomi Servisi KKTC’nin ilk yerlisi Günsel, tek şarjla 350 km gidecek Yakın Doğu Üniversitesi İnovasyon Merkezi ve ARGE ekipleri ile Otomotiv Mühendisliği bölümü tarafından üretilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilk yerli aracı Günsel, tek şarjla 350 kilometre kat ediyor. KKTC’nin ilk yerlisi olarak kamuoyuna tanıtılan ve KKTC’de üretilecek kırmızı renkte, tamamen elektrik motorlu üretilen prototip araç, 5 kilowatt gücünde elektrik motora sahip “Günsel” 0 kilometreden 100 kilometre hıza 8 saniyede ulaşıyor. KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, İçişleri Bakanı Kutlu Evren, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, milletvekilleri, bürokratlar ve üst düzey yetkililer katıldığı bir toplantı ile tanıtılan Günsel, 50 yıllık hayal olarak tanımlandı. Hedef seri üretim Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan Günsel, 8 yıllık bir çalışma sonucu 50 yıllık hayalin gerçeğe dönüştüğünü söyledi. Günsel, “Hedefimiz kısa süre içerisinde araba fabrikamızı kurarak seri üretime geçmek” dedi. İrfan Günsel de, “Günsel’le yolculuğun maliyeti bugünkü elektrik birim fiyatlarıyla 100 km’yi 4.90 lira olacak. Sınıfında petrol ile çalışan otomobillere kıyasla yüzde 80 üzerinde tasarruf sağladı. Şebeke elektriğinde 7, standart şarj ünitelerinde 2, kurulacak olan Günsel şarj istasyonlarıyla 30 dakikada şarj edilebilecek” diye konuştu. l KKTC Enflasyonda hedefi tutturamayan hükümetin, son çare olarak gıdanın etkisini azaltarak enflas Enflasyon artacakyonu düşürme taktiği emekçiyi vuracak. Düşük çıkacak fiyat artışı, maaşları da etkileyecek. farkı hayal olacak MUSTAFA ÇAKIR Hükümetin gıdanın ağırlığını azaltarak enflasyonu düşürme taktiği emekçiyi vuracak. Gerçekte enflasyon artacak ancak devletin resmi rakamlarına yansımayacak. Bu durumda ne işçi ne de memur devletin resmi rakamlarında enflasyon düşeceği için “enflasyon farkı” alamayacak. Maaş ve ücretler, artan fiyatlar karşısında eriyecek. Enflasyonda hedeflerini tutturamayan hükümetin son çare olarak enflasyon hesaplamasında belirleyici olan sepetteki gıda fiyatlarının ağırlığını yüzde 24’ten yüzde 20’nin altında çekme planı, memur ve işçi ailelerini daha da fakirleştirecek. Yaklaşık 210 bin kamu işçisini kapsayan çerçeve toplu sözleşmede 2015 için yüzde 6+5, 2016 için de yüzde 3+3 zam öngörülmüştü. Sözleşmeye göre enflasyonun bu oranları aşması halinde aradaki fark işçilere ödenecek. Özel sektör de çalışan işçiler adına imzalanan toplusözleşmeler de “enflasyon farkı” düzenlemeleri yer alıyor. Hükümet ile memur konfederasyonları arasında imzalanan 20162017 dönemi toplusözleşmesinde 2016 için yüzde 6+5 zam verilmişti. Toplusözleşmede enflasyonun bu yüzdelik oranları aşması halinde “enflasyon farkı” ödeneceği karar altına alınmıştı. Yıl sonunda yüzde 5’i aşması halinde “enflasyon farkı” alınacak. Emekçi savunmasız Hükümetin sepetteki gıdanın etkisini azaltması halinde gerçek yaşamda artan enflasyon, açıklanan rakamlara yansımayacak. Bu durumda enflasyon artacak ancak işçi ve memur “enflasyon farkı” da alamayacak. Artan fiyatlar karşısında savunmasız kalacak, maaş ve ücretler eriyecek. Zaten işçi ve memur konfederasyonlarının beklentilerinin altında belirlenen yüzdelik zamlar, otomatik düşecek. Asgari ücret gibi enflasyon karşısında hiçbir savunması olmayan emekçinin kaybı daha fazla olacak. Asgari ücret belirlenirken dikkate alınan enflasyon düşük olacağı için, asgari ücretteki artış da sınırlı kalacak. l ANKARA Şimşek’ten yalanlama Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin enflasyon sepetinde gıda ürünlerinin payının indirileceğini açıklamasının ardından ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten açıkla ma geldi. Twitter hesabından açıklama yapan Şimşek, “TÜFE sepetindeki ağırlıklar hanehalkı anketleri ile belirlenir. Bir müdahale söz konusu değildir, asla olmayacaktır” dedi. l Ekonomi Servisi Çarşamba 19 Ekim 2016 Bütçedeki ‘korkunç’ rakam Yaşı yetenler fark ediyordur; 80 darbesi sürecinde sıkça duyduğumuz, sonraki on yılda kullanımı seyrekleşen “münferit” kelimesi yeniden hortladı. Daha ziyade “devlet dersi” alan ve verenlerin aşina olduğu sözcüğün, ayırıcı iki özelliğine dikkat çekelim: Büyük oranda güvenlik bürokrasisi kullanır. Çoğunlukla insanlık suçunu anlatan sözcüklerle yan yana gelir: Münferit işkence, münferit tecavüz gibi... Aslında güvenlik bürokrasisi sözcüleri “münferit” derken, sistematik değil demek ister; ama kelimenin kendisi ve kullanılıyor olması bile, zaten bu insanlık suçunu meşrulaştırıcı, aklayıcı ve dolayısıyla da sistematik kılan bir işlev görür. Dolayısıyla bir yetkili “münferit” kelimesini kullandığında, orada insanlık onuruna aykırı işlemler yapıldığından emin olabilirsiniz. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na davet edilen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, burada bilgi verirken işkence vakaları konusunda “elbette münferit olarak birtakım olumsuzlukların yaşanma ihtimali” olduğundan söz etti geçenlerde. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltı süresinin 30 güne uzatılması, ilk beş gün avukatla görüştürülmeme keyfiyeti gibi düzenlemeler, işkence ve kötü muamele uygulamalarını, iddia olmaktan çıkarıp duymak ve bilmek isteyene tabii gözle görülür hale getirmişti zaten. Genel Müdür Yıldırım’ın bu ifadesi, gözaltı merkezleri ile cezaevlerinde, OHAL zırhına sığınarak gerçekleştirilen işkence iddialarını teyit eden bir nitelik taşıyor. HHH OHAL rejiminin sicili hakkında güçlü fikir veren bir diğer veri ise bütçe rakamlarında yer alıyor. İlk kez geçen ay gündeme getirdik. Ağustos ayı rakamları açıklandığında, belirgin hale gelmesi nedeniyle bu köşede yer verdiğimiz “Güvenlik Kuvvetleri Nezaretinde Bulundurma Giderleri”, eylül verileriyle birlikte, aylık anlamda, rakamsal ve oransal olarak tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı: 2 milyon 309 bin TL. “Güvenlik kuvvetleri nezaretinde bulundurma giderleri”, gözaltına alınan “şüpheliler” için gözaltı süresince ihtiyaç duyulan gıda ve içecekler için ayrılan bir ödenek. (Bu kaleme, mültecilerin “yiyecek, barındırma” giderleri ile terk edilmiş olarak bulunmuş çocukların kurumlara teslimine dek güvenlik güçlerinin yaptığı harcamalar da dahil.) 2 milyon 309 bin TL’nin nasıl bir rakam olduğunu anlatmak için şu veriyi aktaralım: Bu yılın ilk sekiz ayında, yani ocakağustos döneminde yapılan toplam harcama ile sadece eylül ayında yapılan harcama neredeyse aynı. 2016 bütçesinde “Güvenlik Kuvvetleri Nezaretinde Bulundurma Giderleri” başlığı altında ocakağustos döneminde 2 milyon 101 bin TL harcanmış. Son açıklanan eylül gerçekleşmelerine göre ise son bir ay içinde kullanılan ödenek 2 milyon 39 bin TL. Dokuz aylık toplam ise 4 milyon 140 bin TL: Geçen ay bu veriyi irdelerken 980 bin TL olan ağustos harcamasının, bir önceki ayın sekiz katı olduğunu belirtmiştik. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, işkence iddialarını sık sık reddediyor. İsim ve yer bildirilmesi çağrısında bulunuyor. Darbe girişimini hemen ertesinde iç çamaşırlarıyla, yüzleri dayaktan şişip morarmış insanların görüntülerinin servis edildiği, doktorların rapor vermekten çekindiği, savcıların şikâyetlere rağmen işlem yapmadığı bir ortamda, Bozdağ’ın sadece iktidar medyasını değil, soru sorabilen ve hak ihlallerini gündeme taşıyan yayınları izlemesi, bu çağrıyı hükümsüz kılmaya yetecektir. KISA...KISA...KISA l Asgaride ‘kesinti’ çalışması tamam. Maliye Bakanı Naci Ağbal, son 3 aya ilişkin olarak gelirleri 1300 liranın altına düşen çalışanların kayıplarını telafi etmek için çalışmayı bitirdiklerini ve Bakanlar Kurulu’nda kabul edildiğini belirterek, “1 Kasım’dan önce düzenleme hayata girecek” dedi. l Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) bir heyet, 2016 için geçerli olacak olağan Madde 4 görüşmeleri için Türkiye’ye geliyor. Heyet, 1924 Ekim 2016’da İstanbul’da özel sektör ve mesleki kuruluş temsilcileri ile görüşmeler yaptıktan sonra, 2431 Ekim’de Ankara’da resmi temaslarda bulunacak. l Türkiye Vodafone Vakfı’nın Habitat Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında Mardinli kız çocuklarına kodlama eğitimi verildi. Eğitimde, yaşları 714 arasında değişen kız çocuklarına programlamaya giriş, uygulama yapmak, hikâye oluşturmak ve oyun yapmak gibi konularda bilgi verildi. l Walt Disney’in mikroblog sitesi Twitter’ı satın almaktan şirketin imajı nedeniyle vazgeçtiği iddia edildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear