26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Pooh’a yeni arkadaş geldi İngiliz edebiyat ve çizgi tarihinin dünyaca bilinen karakteri “Winnie The Pooh”un 90’ıncı yaş günü kapsamında yeni dört macerası daha yayımlandı. Bu maceralardan Brian Sibley imzalı olanında, Penguen karakteri “Kış: Penguen Ormana Varıyor” ile okura sürpriz yaptı. Penguen karakteri, Pooh’un yaratıcı ve yazarı AA Milne’in oğlu Christopher ile birlikte çekilen ve ellerinde bir penguen figürü ile göründükleri fotoğrafa dayanıyor. Ayı Winnie ilk macerasını 14 Ekim 1926’da yayımlamıştı. 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr Cumartesi 15 Ekim 2016 Seninle büyüdüm ‘Aghet’ İtalya’da oyunculuk eğitimi aldığı yıllarda, kuliste ziyaret etmesiyle tanıştığı ve bir daha hiç kopmadığı Dario Fo’nun Türkçedeki tüm oyunlarının çevirmeni ve aynı zamanda telif hakları temsilcisi oyuncu Füsun Demirel, “canım, ustam, yoldaşım” dediği Dario Fo’nun ardından yazdı... KONUK YAZAR FÜSUN DEMİREL Dario Fo ve eşi Franca Rame. Sevgili Dario, Sizlerle geçirdiğim koskoca 35 yılı anlatmam istendiğinde bunun hayli zor olacağını tahmin ediyordum. Genceciktim. 22 yaşında genç bir oyuncu adayıydım henüz. “Kadın Oyunları”nı ilk izlediğimde öylesi etkilenmiştim ki... Hemen kitaplarını okudum, hemen çevirmeye başladım... Zaman kaybetmeden.... Aciliyeti var diyordum kendi kendime, bu oyunların ülkemde aciliyeti var. Seninle büyüdüm, sen ve Franca (Rame) ile... Hem kadın, hem oyuncu kimliğimi kazanmam da ışığım oldunuz ve önderim... Düşlerimi sizinle tamamladım... Gülmek devrimci bir eylemse eğer bunun en âlâsını yaşattınız bana. İçimin en karardığı, uçurumun en ucuna geldiğim anlarda size sarıldım ben... Bana el uzattınız her defasında... Sizi temsil etmemizi istediğinizde çekindik, ama yüreklendirdiniz bizleri... Nurettin Şen’le ortak sevdamızın çocuklarıydı kitaplarımız... Sizin eserleriniz bir bir Türkçede hayat buldu... Dario ve Franca artık Türkçe sesleniyordu... Her gün genç ölümlerin yaşandığı, adalet, vicdan, eşitlik ve insan haklarının unutulduğu ülkemde yüreklerimiz acıdan yanarken, öfke ve intikam duygusunu bir yere bırakıp sabrı, sevgiyi, daha çok üretmeyi hep senden öğrendim ben. Kimi zaman isyanın en doruğunu, kimi zaman yaralara merhem olmayı hep senden öğrendim. Sen bir çağlayan gibi verdin.. Ürettin, ürettin... O çağlayanın sularında serinlettik ruhumuzu... Ve senin ürettiklerini sunmaya çalıştık ülkenin değerlerine... ‘Seks? Eh hayır demem!’ Füsun Demirel; Dario Fo, Franca Rame ve Jacopo Fo’nun kaleme aldığı “Seks? Eh hayır demem!” oyununu da Türkiye’deki kadınların koşullarına uyarlayıp kendi kadınlık hikâyesiyle besleyerek sahneliyor. Sahnede Demirel’e Ayşegül Cengiz Akman ve Mert Küçülmez eşlik ediyor. Oyun, 28 Ekim Cuma 20.30’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde izlenebilir. Bu bize güç verdi. 35 yılda yeni kuşaklar yetişti bu topraklarda birliktelikten. En yalnız anlarımda çoğalttınız beni... Nobel ödülü konuşmamda sizin hikâyenizi anlatacağım, dediğinde dünyalar benim olmuşFüsun Demirel ve tu... Dario Fo bir arada. Aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerine destek verdiğinde de... Sivas’ta sanatçılar yakıldığında, aydın ve sanatçılar cezaevlerine konduğunda, oyunlar baskı, sansür ve yasaklar yaşadığında, sanatçılara uygulanan linç olaylarında her zaman her daim güç verdin bize. Desteğin hep bizimleydi. Sevgili Dario, Canım, ustam, yoldaşım... Şimdilerde sizlerden aldığım 35 yıllık destek ve cesaretle ilk kez senin ve Franca’nın bir oyunu ile sahnedeyim. Oyunu oynadığım her akşam selama çıktığımızda Franca ve seni de alkışlıyoruz... Alkışın hiç bitmeyecek sevgili Dario... Biz buradan, bu topraklardan sana alkışlarla selam göndermeyi sürdüreceğiz... Senin bizlere verdiğin bu muhteşem duyguyu sonsuza kadar yaşatmak dostların ve öğrencilerin olan bizlerin görevi olacak. Bize sundukların için çok teşekkürler can yoldaşım, can yoldaşımız. Işıklar içinde kal, kal ki o ışık bizim yolumuzu aydınlatmaya devam etsin. Sanat Buluşması ‘adalet’ arayışında Bundan üç yıl önce Gezi Direnişi’ni ve şehitleri selamlayarak yolculuğuna başlayan Sanat Meclisi, bu yıl 4’üncüsünü yapacağı Sanat Buluşması’nı bugün ve yarın İstanbul Okmeydanı’ndaki Sibel Yalçın Parkı’nda düzenleyecek. Bu yılki Sanat Buluşması festivalinin ana teması ise ‘adalet’. Sanat Meclisi üyeleri, yaptıkları basın açıklamasında, “Konserler, tiyatro oyunları yasaklanmakta, sergiler basılmakta, resim ve heykeller parçalanmaktadır. İşte tam da bu süreçte şarkılarımızı söylemeye, oyunlarımızı halkın sahnesinde sergilemeye, sanatın bütün disiplinlerini halkla buluşturmaya ihtiyaç vardır. İşte tam da bu nedenle bulunduğumuz her yerde adalet talebi haykırılmalıdır” ifadelerine yer vererek, halkı ve “halktan yana bütün sanatçıları” festivale katılmaya çağırdı. Pek çok sanatçının katılımıyla konser, sergi, tiyatro, sinema, grafiti ve dans etkinliklerinin sergileneceği festivale katılım ücretsiz. l Kültür Servisi Çizgen’in objektifinden iki özel sergi Fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen’in “Anbean” ve “Hezarfen Çizgen” isimli retrospektif sergileri 15 Ocak’a kadar İstanbul Kadırga’daki Fotoğraf Müzesi’nde izlenecek. Çizgen’in “Anbean” isimli sergisinde, sanatçının 1958 2016 arasındaki fotoğraflarından bazıları Türkiye’nin önde gelen 84 fotoğraf sanatçısı tarafından yorumlanıyor. Türkiye’de bir ilk olan bu yorumlu fotoğraf sergisinin dışında, sanatçının diğer çalışması “Hezarfen Çizgen” ise dijital illüstrasyonları, fotogra fik çalışmaları, cam işleri, cam heykelleri ve hatları içeriyor. Her iki serginin albümleriyle birlikte, fotoğraf yazarı Tekin Ertuğ’un “Işıkla Resmedenler’’ serisi için hazırladığı Gültekin Çizgen kitabı da sanatseverlerin beğenisine sunulacak. l Kültür Servisi İstanbul’a geliyor... Dresden Senfoni Orkestrası, Ermeni soy Dresden Senfoni kırımının 100’üncü yılı nedeniyle hazırladığı “Aghet“ (Ağıt) adlı konserini 13 Kasım’da Almanya’nın İstanbul’daki başkonsolosluğunda vermeye hazırlanıyor. Konsere Dresden Senfoni Orkestrası’nın aylık etkinlik programında da yer verildi. Konuyla ilgili haber dün Alman yayın Orkestrası’nın Türkiye ile Almanya arasında kültürel krize yol açan ve AB fonunu askıya aldıran “Aghet” projesi, 13 Kasım’da İstanbul’daki Alman organı Deutsche Welle’nin muhabiri Çelik Akpınar imzasıyla sunuldu. Başkonsolosluğu’nda çalınacak. Dresden Senfoni Orkestrası’nın “Aghet” konserini seslendirmesi, geçen nisan ayında da Türkiye ve Almanya arasında daha önce gerilime neden olmuştu. Habere göre, bilindiği üzere Türkiye, projeye Avrupa Birliği’ne bağlı Yaratıcı Avrupa Programı tarafından mali destek verilmesinden ve Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier’in de sözlü olarak destek açıklamasından rahatsızdı. Türkiye’nin bu nedenle projeye mali destek sunan Yaratıcı Avrupa Programı’ndan ayrılma kararı verdiği hafta sonu Alman basınında yer almıştı. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dresden Senfoni Orkestrası’nın kurucusu ve başkanı Markus Rindt , Türkiye’nin Yaratıcı Avrupa Programı’ndan çıkma kararının kendisini şaşırttığını belirterek çok sayıda Türk sanatçının bu yüzden Avrupa kurumları ile birlikte çalışamayacağına ve fon alamayacağına dikkat çekti. İstanbul’daki konserin ise oda orkestrası şeklinde daha küçük kapsamlı olacağını ifade eden Rindt, “Bunun akabinde de Türkiye’de bir AlmanTürkErmeni Dostluk Derneği oluşturulması için katkı sağlayacağız. Bu da Türkiye ile Ermenistan arasındaki diyaloğun gelişmesine ve davam etmesine hizmet edecek. Sahnede Türk, Ermeni ve Alman müzisyenleri bir araya getirerek, diyaloğun ve barışın birebir sergilenmesine, pratikte yaşanmasına çalışıyoruz ki, gelecekte de bu ilişkiler böyle devam etsin” şeklinde konuştu. Diğer yandan Türk, Ermeni ve Alman kökenlere sahip bir gitarist ve besteci olan Marc Sinan, Helmut Oehring’in bu eserinde 1915 yılında sağ kurtulmuş olan büyükannesinin hikâyesinin önemli bir rol oynadığını belirtti. Sinan, “Konser sırasında ben hem gitarımla hem de ninemin öz yaşamından sözel alıntılarla eşlik ediyorum” şeklinde konuştu. l Kültür Servisi Mimarlık ve kent filmleri... X.İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali, Belgesel ve Animasyon Filmleri Yarışması sonuçları belirlendi. 2007 yılından bu yana düzenlenen “İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali” her yıl ekim ayının ilk pazartesi günü tüm dünyada kutlanan “Dünya Mimarlık Günü” nedeniyle Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nce gerçekleştirilen “Mimarlık ve Kent Şenliği” etkinlikleri kapsamında yapılıyor. Festivale 84 ülkeden 833 film başvurdu. Filmler arasında yapılan değerlendirmede aşağıda isimleri belirtilen filmler ödüle değer bulundu. Belgesel Dalı: Ödül: “Ocean Hill Drive” (Miriam Gossing ve Lina Sieckmann Alman ya), “Exile” (Renata Claus Brezilya), “Darkened Water” (Alireza Dehghan İran). Animasyon Dalı: “Habitat” (Marcel Barelli İsviçre), “Scale” (Amin Rahbar İran), “Urban Audio Spectrum” (Marina Schnider İsviçre). l Kültür Servisi Dağlarca’ya sekiz yıldır bitmeyen özlem Sekiz yıl önce bugün, edebiyatın bereketli kalemi Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı yitirdik. Dağlarca, Kadıköy’de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmiş, evini de Kadıköy Belediyesi’ne bağışlamıştı. Gerçek adı Mehmet Fazıl Dağlarca olan ozan, 26 Ağustos 1914’te İstanbul’da dünyaya gelmişti. Uzun süre askerlik yapan sanatçı, 15 yılın ardından emekli olunca “Kitap Kitabevi”ni kurmuş ve 196064 arasında 43 sayılık “Türkçe” dergisini yayımlamıştı. Dağlarca’nın edebiyata olan ilgisi genç yaşlarda başladı; henüz 13’ünde iken Yeni Adana gazetesinin öğrenciler arasında açtığı öykü yarışmasında birinci oldu. İlk yazısı, 1927’de Yeni Adana gazetesinde yayımlanan bir hikâye olan Dağlarca, İstanbul Dergisi’nde 1933’te çıkan “Yavaşlayan Ömür” ad lı şiiriyle adını duyurmaya başladı. 1934’te Varlık, Kültür Haftası,Yücel, Aile, İnkılâpçı, Gençlik, Çağrı, Ataç, Yön, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri yayımlanan Dağlarca, 1967’de ABD’deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından “En İyi Türk Şairi” seçildi. Eleştirmenlerin, şiir evrimini üç döneme (Sezgisel/ Geçiş/Akılcı) ayırdığı şair 1960’lardan sonraki şiirlerin de, ülkede yaşanan toplumsal değişime paralel olarak iç ve dış sorunlara daha duyarlı, ulusal çıkarlara sahip çıkma bilincinin geliştirildiği, sömürüye ve ezilen halkların mücadelesine yakınlık duyan ve emperyalist baskıya karşı çıkan şiirler kaleme aldı. Çocuklara dair 20’nin üzerinde kitaba da imza atmış olan Dağlarca’nın toplu yapıtları Yapı Kredi Yayınları’nca basıldı. l Kültür Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear