26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 12 Ekim 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Saray’ın faturası ağır haber 11 Sayıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yapılan astronomik harcamayı ortaya koydu Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın harcamaları ilk kez Sayıştay raporlarına yansıdı. Raporla Cumhurbaşkanlığı’nın kullandığı örtü lü ödenek gideri de ilk kez ortaya çıktı. Saray’ın bir yıllık harca maları kalem kalem şöyle: Erdoğan’ın örtülüsü 150 milyon TL: Raporda “Cumhurbaşkanlığı’nın SİNAN TARTANOĞLU Gizli Hizmet Gideri” 150 milyon TL olarak belirlendi. Yani 27 Mart 2015’te yapılan yasal düzenle me ile gizlenen Cumuhrbaşkanlığı örtü lü ödeneği için 150 milyon TL harcandı. Yasaya Mart 2015’te koyulan bir madde ile Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki öde neklerin Cumhurbaşkanlığı kararname si ile belirlenmesi ve uygulanması dü zenlemesine gidildi. Bu da Cumhurbaş kanlığı örtülü ödeneğinin gizli kalması olarak yorumlandı. Şahsi ödeneği 43 bin TL: Erdoğan’ın kendisine 525 bin TL ödeme yapıldı. Cumhurbaşkanı ödeneği hanesine ya zılan bu tutardan, Erdoğan’ın aylık ma aşının 43 bin 750 TL olduğu anlaşıldı. Saray’ın personeline 2015 yılı içinde 67 milyon 255 bin 79 TL harcandı. Suya 3 milyon, deterjana 155 TL: Bir yıl içinde “kullanmaya yönelik su tüke timi aboneliği” için 3 milyon 2 bin 878 TL harcandı. Buna karşılık, “Sabun, de terjan ve temizlikte kullanılan kimye vi maddeler ile bu amaçlarla kullanıl mak üzere diş macunu, diş fırçası, kova, força, paspas” alımına ile sadece 155 TL harcanması dikkat çekti. Aylık ısıtma 266 bin TL: Saray’ın ısı tılması için bir yılda toplam 3 milyon 200 bin 196 TL harcandı. Bu da Saray’ın aylık ısıtma giderinin 266 bin 666 TL ol duğunu gösterdi. Saray’ın kullandığı ta şıtların akaryakıt ve yağ alımları için ise 4 milyon 330 bin TL harcandı. Parıltıya aylık 806 bin TL: Sarayın bir yıllık elektrik tüketim bedelinin ise 9 milyon 672 bin 688 lira olduğu görüldü. Yani Saray’ın aylık elektrik faturası yak 150 milyon lira Örtülü ödenekten harcamaları 43 bin lira Erdoğan’ın aylık maaşı 30 milyon lira Saray’daki organizasyon giderleri 8.7 milyon lira Saray’ın kiralık araç gideri 806 bin lira Saray’ın aylık elektrik gideri 266 bin lira Saray’ın aylık ısınma gideri 250 bin lira Saray’ın aylık su gideri laşık 806 bin TL. Organizasyonlara 30 milyon TL: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdiri ile temsil ve ağırlamanın gerektirdiği her türlü tören, fuar ve organizasyon giderleri için bir yılda 30 milyon 648 bin 492 TL harcandı. ‘Uydudan’ görüşme Derneklere 4 milyon: Dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık gibi kurullara 4 milyon 150 bin TL para transfer edildi. Vatandaşa 3.5 milyon: Bir dönem çok tartışılan Saray yardımı da Sayıştay’ın raporunda yer aldı. Raporun “hane halkına yapılan transferler” kaleminde 3.5 milyon TL para transfer edildiği görüldü. İnternete 580 bin TL: Telefon abonelik ve kullanım ücretlerine 1 milyon 2014 bin 306 TL harcandı. Anadolu Ajansı aboneliği ile birlikte internet servis sağlayıcılara abonelik ve internet erişimi karşılığında ödenen ücretler için ise 580 bin 155 TL harcandı. Uydu telefonuna 2 bin TL: Saray’ın uydu haberleşmesine ilişkin abonelik ve kullanım ücretleri için ise 2 bin 946 TL kaydedildi. Ankara dışı görevlere 10 milyon TL: Erdoğan’ın yurtiçi gezilerinde geçici olarak görevlendirilen Cumhurbaşkanlığı personeli için 3 milyon 799 bin 644 TL harcandı. Yurtdışı geçici görevlendirmeler için ise yaklaşık 6 milyon TL harcandığı görüldü. Yani Cumhurbaşkanlığı’nın Ankara dışı masrafı yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere toplamda 10 milyon TL’ye yaklaştı. Kiralık araca 8 milyon TL: Cumhurbaşkanlığı 2015 yılı içinde 8 milyon 767 bin lira harcayarak taşıt kiraladı. Saray, 40 bin TL harcayarak da yüzer taşıt kiraladı. Basına yakın takip Gazete ve dergiye 204 bin TL: “Hizmetin gerektirdiği kalem, silgi, zımba teli, topluiğne, ataç, disket, CD, flash disk, toner, mürekkep, klasör, dosya, basılı kâğıt, defter kırtasiye alımlarına 1216 TL harcandı. Saray; “gazete, resmi gazete, dergi, bülten gibi belirli sürelerde basılan yayınlar” için ise 204 bin 953 TL ödeme yaptı. Hayvanlar için 2 bin 448 lira: Canlı havyan alım bakım ve diğer giderleri için 2 bin 448 TL harcandı. Bu gider için hizmette kullanılan hayvanlar dışında, her cins ve çeşit hayvan alımı, havyanların koruması, bakımı, kurtarması ve dağıtımı” tanımlaması yapılıyor. Ölüye bile sağlık hizmeti 2015 yılının denetim raporları kamu kurumlarının içler acısı halini gözler önüne serdi MUSTAFA ÇAKIR Sayıştay’ın devlet kurumlarına ilişkin 2015 yılı denetim raporları, usulsüzlüleri de gözler önüne serdi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşmesi bulunan sağlık kuruluşlarının “ölmüş kişilere sağlık hizmeti verilmiş gibi” fatura düzenledikleri belirlendi. Bu durum Sayıştay tarafından bildirilmiş olmasına karşın SGK bu kurumlarla yeniden sözleşme imzaladı. Bu kurumlara ödeme yapılmaya da devam edildi. Sayıştay, SGK denetiminde mevzuata aykırı birçok uygulama saptadı. Toplam 81 bulguya yer verilen Sayıştay’ın SGK denetim raporunda, kurumun mali rapor ve tablolarının “doğru ve güvenilir bilgi içermediği kanaatine varıldığına” vurgu yapıldı. Kurum alacaklarının tahsilatında zafiyet bulunduğuna işaret eden Sayıştay, icra takibindeki toplam 39.4 milyar lira tutarındaki alacağın mali tablolarda raporlanmadığını vurguladı. SGK ile sözleşmeli sağlık kuruluşları tarafından üretilen sağlık verilerinin incelenmesi sonucu, “ölmüş kişilere sağlık hizmeti verilmiş gibi” fatura düzenlendiği belirlendi. Söz konusu faturalandırmaları gerçekleştiren Şanlıurfa’da 40, Adıyaman, Mardin, Şırnak ve Kırşehir’de 1’er olmak üzere 44 sağlık kuruluşu tespit edildi. Bu sağlık kuruluşlarından 30 tanesinin geçen yıl da ölü kişiler adına fatura düzenlediği ve bu konunun Sayıştay tarafından SGK’ye iletildiğine dikkat çekildi. Buna karşın SGK ile sözleşmelerinin devam ettiği, 2016 yılında yeni sözleşme imzaladıkları, dolayısıyla bu kuruluşlara SGK tarafından ödeme yapılmaya devam edildiği belirtildi. Kurumla sözleşmeli bazı sağlık kurumlarının, mevzuat hükümlerine aykırı olarak aynı hastalara aynı gün içerisinde “tanıya dayalı işlem ile ayaktan başvuru işlemi” faturalandırdığı ve SGK’nin fatura incelemesi sırasında bunlardan kesinti yapmadığı belirlendi. SGK ile sözleşmeli bazı sağlık hizmet sunucularının, kemik iliği nakli paket fiyatlarına her türlü tetkik, tahlil, işlem, kan ve kan bileşenleri, tıbbi malzeme, ilaç ve komplikasyon tedavisine ilişkin ücretler dahil olmasına rağmen bunları SGK’ye fatura ettikleri tespit edildi. Bu kapsamda 2015 Avrasya Tüneli Sayıştay’dan geçemedi Yapişletdevret modeliyle yapılan projelerdeki devlet garantisi yargıdan gizlenmiş Avrasya Tüneli’nin ilk denemesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendi kullandığı araçla yapmıştı. OZAN ÇEPNİ AKP iktidarının mega projelerini gerçekleştirme yöntemi yapişletdevret (YİD) modeli, Sayıştay denetiminde sınıfta kaldı. Her projede tartışma konusu olan ve şirketlere vaat edilen “hükümet garantisi”nin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın hesaplarını inceleyen Sayıştay’dan da gizlendiği ortaya çıktı. Muhasebe kayıtları doğru tutulmayan projelerin başında da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 8 Ekim’de makam aracıyla geçerek tanıttığı 1.25 milyar dolarlık bedeli ile Avrasya Tüneli geliyor. Ulaştırma Bakanlığı’nın 2015 yılı mali tablolarını inceleyen Sayıştay, milyarlarca dolarlık projelerin altına imza atan bakanlığın kayıtlarını düzenli tutmadığını ortaya koydu. Sayıştay tarafından 2015 yılına ilişkin hazırlanan raporda, AKP propagandasının temelini oluşturan ulaştırma projelerinin kaynağı olan YİD modeline dikkat çekildi. Sayıştay, YİD ile şirketlere garantiler verilerek yaptırılan projelerin, kamu finansmanı üzerinde oluşturacağı baskı, yükümlülüklerin karşılanabilme kapasitesi ve ge lecek dönemlerin finansman ihtiyaçlarının analiz edilebilmesi için sözleşmelerde hükümetin üstlendiği risklerin muhasebe sistemi içerisinde gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti. Tamamlanan ve yürütülen projelerde bu kayıtların yönetmeliklere uygun hazırlanmadığına dikkat çeken Sayıştay, YİD modeli kapsamında yürütülen projelere ilişkin hükümetin, şirketlere verdiği talep veya alım garantilerinin kayıtlarının yapılmadığını ortaya koydu. Sayıştay, şeffaflık ve denetlenebilirlik açısından açıklanması gereken yönetmelikteki hesapların hiç kullanılmadığını raporlaştırdı. 68 bin 500 araç garantisi Şirketlere verilen garantilerin hesaplarda yer almadığı YİD projelerinin başında 1.25 milyar dolarlık değeriyle Avrasya Tüneli geldi. YİD modeliyle Türk Kore ortak girişimi olan ATAŞ tarafından gerçekleştirilen projede, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan binek araç geçişinin 4 dolar + KDV ile ücretlendirileceğini belirtse de Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, yüklenici firmaya günlük verilen garantinin 68 bin 500 araç olduğunu açıklamıştı. l ANKARA yılında 147 bin 776 işlem fatura edildi. Bunların 33 bin 300 adedi SGK’nin MEDULA sistemi tarafından örneklenerek SGK tarafından incelendi. Ancak incelenen işlemlerin 31 bin 738’i hatalı olmalarına karşın uygun bulunarak sağlık kurumlarına ödeme yapıldı. Cezalar kimin hesabında? Sayıştay’ın Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) raporunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın taşra faaliyetlerini yürütmekle görevli olan İŞKUR’un bu faaliyetler kapsamında bakanlık adına kestiği idari para cezalarını, genel bütçeye aktarmayarak kendi bütçesine gelir kaydettiğine dikkat çekildi. Raporda, Türkiye Ulusal Ajansı ile Çalışma ve İş Kurumu Genel Müdürlükleri arasında imzalanan protokollere istinaden yürütülen projeler kapsamında, kurum emanet hesaplarına alınan Avro cinsinden paranın, kurum banka hesaplarından çıkarılarak resmi yetkisi (muhasebeci, mutemet vb.) olmayan ve yasaların öngördüğü şekilde yetkili kılınmamış kişilerin hesaplarına aktarıldığı ve proje kapsamındaki harcamaların da bu hesaplardan yapıldığına işaret edildi. Raporda, İŞKUR’un 2015 yılına ilişkin mali rapor ve tablolarının “doğru ve güvenilir bilgi içermediği” ifade edildi. İşçinin parası uçtu Sayıştay’ın işçilerin işsiz kaldıklarında yararlandıkları Türkiye İş Kurumu İşsizlik Sigortası Fonu’na ilişkin raporunda da dikkat çeken saptamalara yer verildi. Raporda, fon yönetim kuru lu tarafından mal ve hizmet alım giderleri ile cari transferler tertibinden toplam 6.3 milyar lira ödeneğin kullanılmasına karar verilmesine karşın yapılan harcama toplamının 7.3 milyar lira olduğuna dikkat çekildi. Raporda, yönetim kurulu kararı olmaksızın yaklaşık 1 milyar lira harcama yapıldığı belirtildi. Fon alacaklarının sınıflandırma ve tutar bakımından doğru, tam ve gerçeğe uygun durumu yansıtmadığına işaret edilen raporda, “SGK tarafından tahakkuku yapılıp tahsilatı yapılmayan işsizlik sigortası prim alacaklarıyla ilgili olarak 31.12.2006 tarihinden sonra SGK’den bilgi alınamaması sebebiyle fon bilançosunda alacaklar hesabı altında takip edilen 553 milyon 16 bin 721,18 TL güncel tutarı yansıtmamaktadır” denildi. l ANKARA Kadınlarını artık hiç sevmeyen ülke Dün “Dünya Kız Çocukları” günüydü. Tüm dünyada kız çocuklarının nasıl tehlikelere maruz kaldığına dair raporlar yayımlandı. Erkenden evlendirilen kızlar... Aile içi cinsel tacize uğrayan kızlar... Ağır ev işlerinde çalıştırılan kızlar... Okula gönderilmeyen kızlar... Çocuk yaşta anne olan kızlar... Sünnet edilen kızlar... Erkek egemen toplumlarda hiçe sayılan kızlar... Dünyada bu raporlar yayımlanırken biz sosyal medyada dolaşan amatör bir kısa filmi seyrediyorduk. Filmi Kayseri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, öğretmenleriyle birlikte çekmişti. Filmde başörtülü bir genç kız, Merve, onu günaha sokmaya çalışan şeytana direniyor, her seferinde “Hayır yapmamalıyım çünkü ben bir imam hatipliyim” diyerek doğru yolu buluyordu. Şeytanın cebindeki günahlar sırasıyla şunlardı: Telefonda erkeklerle mesajlaşmak, kafelerde erkeklerle tanışmak ve Müslümanlık dışı kısacık etek giymek. İlk iki “günah”ı uzun uzun tartışabiliriz. Evdeki kız çocuğunun telefonda erkek arkadaşlarıyla mesajlaşmasına veya kafelerde erkeklerle tanışmasına şiddetle karşı çıkabilecek yığınla ebeveyn olduğu gerçeği bu ülkenin ayrı bir sorunu. Ama Merve yine kendisi gibi başörtülü olan tezgâhtarın elinde tuttuğu diz altı uzunluğundaki etekle, bileklerine kadar inen etek arasında seçim yaparken kan ter içinde büyük bir ahlak bunalımı yaşıyordu. Neticede şeytana uymayıp, bir imam hatipli olduğunu hatırlıyor ve diz altı eteği değil bileğe kadar inen eteği alıyordu. Eğer bu kısa filmi bundan on sene önce izleseydik, muhtemelen amatörlüğüne ve mesaj kaygısına gülüp geçerdik. Ama biz bu filmi, tüm devlet okullarının ardı ardına “imam hatip”lere çevrildiği bir ülkede, yeni eğitim politikası seferberliğiyle hızlanan şu karşıdevrim günlerinde izledik. Bu ülke artık... Kız çocuklarını ağır bir psikolojik baskıyla varlığından utanmaya, cinsel kimliğinden tedirgin olmaya, toplumsal hayatın içinde korkularla yaşamaya eğiten okullarıyla övünen bir iktidarın hâkim olduğu bir ülke. Çocukların karanlık ideallere nefer kılınmaya çalışıldığı bir ülke. Okullarda beyinlerin kirli sularla yıkandığı bir ülke. Kız çocuklarıyla erkek çocuklarını değil aynı sınıfta mümkünse aynı binada bile okutmak istemeyen bir ülke. Resmi ve gayri resmi politikalarıyla küçücük kız çocuklarını eve kapanmaya erkenden ikna etmeyi marifet sayan bir ülke. Onları günahlardan müteşekkil tehditlerle erkeğin gölgesinde silik bir varlık olmaya eğiten bir ülke. Değil şort, diz altı etek giymeyi bile günah sayacak kız çocukları yetiştirmeyi hedefleyen bir ülke. Kadını hiçe saymak için toplumsal rolünü en baştan en rezil cümlelerle yazmaya ant içmiş bir ülke. HHH Etrafınızdaki kız çocuklarına bir bakın. On yaşındakilere bakın, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı... Çocukluktan genç kızlığa geçişin nasıl bir macera olduğunu düşünün. O tatlı maceranın tam orta yerinde mutluluğundan, hayallerinden, neşesinden, özgürlük bilincinden sökülüp korkularla ve utançlarla donatılmış kapkaranlık bir deliğe sıkıştırılan bir kız çocuğunun hikâyesinde dünyanın bütün kötülüklerini göreceksiniz. Cumhuriyetin en büyük artısı kadınları sevmesi ve kız çocuklarını eşitlikçi bir anlayışla kollayıp büyütme idealini topluma yaymasıydı. Bugünkü iktidarsa kadınları hiç sevmiyor... Ve kız çocuklarını en narin duygularından tutup hırpalamayı marifet biliyor. İstanbul Barosu’ndan Varşova’da büyük başarı Avrupa Barolar Federasyonu tarafından 69 Ekim 2016 tarihleri arasında Polonya Varşova Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Sözleşmeler Hukuk Yarışması’nda Av. Sezil Durmuş Av. Selim Arda Gürata’dan oluşan İstanbul Barosu ekibi birinci oldu. Romanya, ClujNapoca Barosu ekibi ikinciliği alırken, İstanbul Barosu adına yarışmaya katılan Av. Göktuğ Can BurulAv. Artemis Tosun’dan oluşan ikinci ekip de İspanyaBilbao ekibi ile üçüncülüğü paylaştı. Eski Polonya Kraliyet Sarayı olan Ujazdowski Palace’da yapılan resmi törenle İstanbul Barosu ekiplerine ödülleri Varşova Barosu Başkan Yardımcısı Monika Calkievicz tarafından takdim edildi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear