26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 7 Ocak 2016 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Havuz böyle doldu rinden biri haline gelen, yandaş holdinglere milyonlarca TL kredi açan kamu bankaları, son 5 yılda 1 milyar 32 milyon 273 bin TL’lik reklam ve ilan harcaması yaptı. Devlet kurumları, FIRAT KOZOK tirajı olmayan yandaş havuz medyasını reklamlarla desteklerken, muhalif ya da hükümetin doğrudan yanında yer almayan gazetelere hemen hiç reklam vermedi. Kamunun reklam pastası gazetelerde en fazla Sabah, Star, Yeni Şafak, Akşam, Güneş, Takvim, Yeni Akit ve Türkiye arasında dağıldı. Gazeteler gibi, hükümete yakın televizyon kanalları da kamunun reklam pastasından “aslan payını” aldı. Kamu bu alanda da Ülke Tv, TVNet, 360 TV, 24 TV, aHaber, Beyaz TV’ye reklam yağdırdı. Kamu bankalarının reklam har 6 Üç kamu bankasının yandaş medyaya giden reklam bütçesi 5 yılda 1 milyar TL’yi aştı KP iktidarında yandaş sı 5 yılda tam 514 milyon 547 medya havuzunun en bin TL’lik harcamayla ilk sıraSAADET ZİNCİRİ KURULMUŞ önemli reklam verenleda yer aldı. 2011’de 55.8 milyon, A Levent Gök, ortaya çıkan astronomik tablonun dikkat çekici olduğunu belirterek, “Kamu bankalarının AKP iktidarına yakın medyayı ve kuruluşları desteklediği ve muhalif kesime hiçbir şekilde reklam vermediği ve bu şekilde bir saadet zincirinin kurulduğu görülüyor. Bir yandan reklam payı bir yandan açılan kredilerle AKP iktidarında yandaşlar kayırılıyor ve kamu bankaları bu işe aracılık ediyorlar. Bu aynı zamanda, saadet zincirinin nasıl kurulduğunu da göstermektedir. Bankalar, kime ne verdiklerini tek tek belirtmelidir. Demek ki bu bankaların da veremeyecekleri hesaplar var” dedi. camaları Sayıştay raporlarına da konu olmuştu. Sayıştay yalnızca yandaşa akan reklamlar konusunda değil, yandaş holdinglere aktarılan kredilerle ilgili olarak da en son 2014 yılı denetim raporlarında çarpıcı saptamalar yapmıştı. Raporlarda, daha önceki yıllarda çektikleri kredileri ödememelerine ve zarar açıklamalarına rağmen milyonlarca Türk Lirası kredi kullandırıldığı ortaya konulmuştu. Bankaların reklam ve ilan harcamaları konusunda son çarpıcı bilgiyi CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Cumhuriyet’le paylaştı. Bankalardan bilgi edinme yoluyla son 5 yılın reklam ve ilan giderlerine ilişkin tabloları isteyen Gök, ayrıca bankaların Türkiye Bankalar Birliği’ne gönderdiği bilanço ve bağımsız denetim raporlarını inceledi. Ortaya çıkan tablo, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası’nın son 5 yılda yaptığı harcama tutarının 1 milyar TL’yi aştığını gözler önüne serdi. Halk Bankası lider Levent Gök’ün TBB’ye gönderilen raporlar üzerinden yaptığı incelemeye göre Halk Banka 2012’de 95.9 milyon, 2013’te 144.6 milyon, 2014’te 142.5 milyon, 2015’te ise eylül ayına kadar 75.6 milyon lirayı reklam ve ilan için harcadı. Vakıflar Bankası 5 yılda 270 milyon 487 bin TL’lik bütçeyle ikinci sıraya oturdu. Banka, 2011’de 43.7 milyon, 2012’de 44.6 milyon, 2014’te 68.6 milyon, 2014’te 88 milyon, 2015’in ilk 9 ayında da 70.8 milyon lira harcadı. Ziraat Bankası 5 yılda 247 milyon 239 bin TL’ye ulaştı. Banka 2011’de 36.4 milyon, 2012’de 43.5 milyon, 2013’te 77.9 milyon, 2014’te 53.8 milyon, 2015’in 9 ayında da 35.5 milyon lira harcadı. Ancak banka Gök’e gönderdiği yanıtta ise 2011’de 1.1 milyon, 2012’de 14.3 milyon, 2013’te 25.4 milyon, 2014’te 13.5 milyon, 2015’te de 18 Aralık’a kadar 25.9 milyon lira hacadığını bildirdi. Başkanlık rejimi = iki partili sistem = diğerlerine tasfiye aşkanlık rejimi, sağ iktidarların ülkeyi adeta sürekli yönetimi anlamına gelir mi? Gelir... Ortada fonksiyonel olarak sadece iki parti kalır. Biri diyelim ki bugünkü koşullarda AKP, diğeri de CHP. Ne MHP’nin ne mesela HDP’nin ne de başka küçük partilerin esamesi okunur... Tıpkı Amerika’daki iki partili sistem gibi. Ama oradaki iki parti, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ülkede dengeli bir oy potansiyeline sahip, tahterevallinin iki ucunda oturuyorlar. Biri iniyor diğeri çıkıyor... Üçüncü parti “liberaller” ve minik partiler yerlerde çerçöp topluyorlar... Ama bizde bu bile olmaz, sürekli olarak bir sağ parti iktidar olur, daha doğrusu her çeşidinden ve renginden bir başkan, artık padişah mı, muktedir mi, diktatör mü her neyse, ülkeyi yönetir. O cenahtan biri biner diğeri iner. Tabii sürdürülebilir bir rejim kurabilirlerse... Bakın nasıl... B kümet kurabilecek partilerin bu şansı sıfır. Çünkü “Başkan” bakanları kendi atıyor, eldeki bilgilere göre de Meclis dışından. Oysa güçler ayrılığına dayanan parlamenter sistemde ise, hemen her partinin, koşullar olanak tanırsa, hükümete ortak olma olasılığı bulunuyor. Şüphesiz, biraz olağandışı koşullarda, eğer Türkiye’ye özel başkanlık rejimi yasaları izin verirse, Meclis’te çoğunluğun muhalif partilere geçmesi de mümkün olabilir. Dijital platformlar lisans bildirimlerini sahte belgeyle yaptı, devlet milyonlarca lira zarar etti FIRAT KOZOK RTÜK’ü sarsan skandal İ letimini yapacakları yayın hizmetlerini RTÜK’e bildirmek zorunda olan bazı platformların, Üst Kurul’a yaptıkları bildirimlerin sahte olduğu ortaya çıktı. Sahte belgelerin İngiltere’nin düzenleyici kuruluşu olan OFCOM lisanslarından kopyalanarak hazırlandığı ve RTÜK’ün bu yolla milyonlarca TL zarara uğratıldığı saptandı. Zararın boyutunun yıllık 20 milyon TL’yi aştığı belirtiliyor. RTÜK Yasası’nda platform sağlayıcıların uymakla yükümlü oldukları kurallar arasında “İletimini yapacakları yayın hizmetlerini Üst Kurul’a bildirmek zorundadır” hükmü yer alıyor. Ancak RTÜK’ten altyapı işletmesi izni alarak uydudan televizyon yayınları ileten 3 kuruluşun, toplam 97 yayın kuruluşu ile ilgili RTÜK’e sahte belge verdiği ortaya çıktı. 97 yayın kuruluşu için İngiltere’nin düzenleyici ve denetleyici kurulu OFCOM lisanslarının kopyalandığı, isim ve numaralar değiştirildikten sonra fotokopi ile çoğaltılıp RTÜK’e verildiği anlaşıldı. Lisansların sahte olduğu OFCOM’la yapılan yazışmalarla öğrenildi. Şirket yazılara yanıt olarak, “Bu lisansların kendilerine ait olmadığı” bildirildi. Bu kapsamda Digimedya Digital Platform Uydu Alt Yapı İşl. A.Ş’nin 28, Doğan Uydu Hb. Hiz ve Tel. Tic. A.Ş.’nin 26 ve Güç Digital Platform Uydu Alt Yapı İşletmeciliği A.Ş’nin 43 sahte lisans belgesi verdiği tespit edildi. RTÜK, gerçek dışı beyanda bulunan kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunulması kararı aldı. Islak imza bulunmayan fotokopi yöntemiyle oluşturulan sahte belgeleri kabul eden personelle ilgili de RTÜK’te inceleme ve gerekirse soruşturma açılmasına karar verildi. Söz konusu kuruluşların isimleri daha önce izinsiz yayınlarla gündeme gelmiş ve bu şirketlerle ilişkisi olduğu öne sürülen İzin ve Tahsisler Dairesi Başkan Yardımcısı Emin Maltaş ile aynı dairede çalışan mühendis Veli Ünal hakkında soruşturma açılmıştı. Ünal daha sonra memuriyetten istifa etmiş, Maltaş ise başka daireye sürülmüştü. Cumhuriyet’e konuşan RTÜK üyesi Süleyman Demirkan yaşanan süreçten devletin uğradığı zararın milyonlarca TL’ye ulaştığını ifade ederken sözlerini şöyle sürdürdü: “Altyapı kuruluşu, Türksat’ın 22 bin 500 dolara sattığı 1 frekans aralığını üçe bölerek üç yayın kuruluşuna aylık 37 bin 500 dolara satıyor. Yani frekans başına 15 bin dolar zarar ediliyor. 97 yayın kuruluşu RTÜK’ten izin almayarak RTÜK’ü televizyon başına yıllık 24 bin lira zarara sokuyor. Bunun sorumlusu da en başta bir önceki başkan Davut Dursun’dur.” l ANKARA Başkanlık rejimi kabul edilirse, başkanı ve partisini halk seçecek. Oyların yarısından bir fazlasını alan bakan seçilecek. Seçim iki partinin başkan adayları arasında geçecek. Ülkemiz seçmeninin genellikle sağda olduğunu görürsek, sağ kanattan bir lider ülkeyi yönetiyor olacak. İki partili bir rejime dönüşecek. Genellikle kaybeden “demokrat ve sosyal demokrat” kanatlar olacak, görünmez geleceğe kadar. Başkan seçilen kişi, hükümeti kuracak, istediği kimseleri bakan olarak atayacak. Bir başbakana da ihtiyaç olmayacak. Küçük partileri (MHPHDP ve diğerleri) tasfiye eden bir sistemden bahsediyoruz. Özetle iki partili bir başkanlık rejimimde, pratikte ülkemizde sürekli sağ partilerin iktidarını öngören, ancak başkan ve adamlarının ülkeyi siyasi ve iktisaden çökertmesi gibi olağanüstü koşullarda, eğer seçimler düzgün yapılabiliyorsa hâlâ, demokrat bir liderin seçilmesi gündeme gelebilecek. Mesela bu sistemde “koalisyon” bulunmuyor. Meclis’te temsil edildikleri milletvekili sayılarına göre ortak bir hü Başkan seçimi yüzde 50+1 oy Küçük partilere tasfiye Bilal Erdoğan’ın ziyareti nedeniyle Çapa Fen Lisesi’nde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Bilal Erdoğan, okul teftiş etti C netim kurulu üyeleriydi. Demir, operasyon kapsamında gözaltına alınmış; Bilal Erdoğan da şüpheli sıfatıyla savcılığa ifade vermişti. Ziyaret öncesi gazetemize konuşan Lise Müdürü Kemal Karabulut, Bilal Erdoğan’ın ziyaretinin Milli Eğitim Bakanlığı ya da başka eğitim kurumunun programı çerçevesinde olmadığını belirterek “kişisel arkadaşlıkları olduğunu ve Erdoğan’ın bu sebeple okulu ziyaret ettiğini” söyledi. Bilal Erdoğan’ın ziyareti üzerine konuşan bazı öğrenciler ise okulda adeta olağanüstü hal ilan edildiğini vurguladı. Ziyaret basına kapalı olarak gerçekleşti. Ziyaret sırasında gazetemiz muhabirleri okula alınmadı, bazı gazetecilere ise izin verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan dün İstanbul’da Çapa Fen Lisesi’ni ziyaret etti. Doktorasını tamamlamak için İtalya’ya giden Bilal Erdoğan’ı lisenin merdivenlerinde AKP’li Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir karşıladı. Her iki isimde 1725 Aralık yolsuzluk soruşturması boyunca kamuoyunun gündeminden düşmeyen TÜRGEV’in yö Cumhuriyet’e engel Bugünkü kurumların nasıl çalıştığı belli. Yargı dahil, iktidarın elinde bir alet. Demokrasi ve güçler ayrılığı diyemeyeceğimiz bir rejimin yönetimi altındayız. Ülkemiz kusurlu demokrasi sınıfına bile girmeyen bir melez ülke yapısında. Bazı parlak fikirler dolaştırılıyor kamuoyunda: “Zaten RTE bakan gibi yönetmiyor mu, istediğini yaptırmıyor mu, eee o halde, yasalarda, anayasada olmayan, sorumluluğu olmayan böyle bir yetki kullanıyor olmasındansa, hiç olmazsa yasalar karşısında hesap vereceği ve sorumlu olacağı bir başkanlık yetkisi kullanması daha iyi değil mi?” Nerelere düştük! Kanseri göstererek, zatürreeye razı etme manevrası bu. Hayır değil! Cumhurbaşkanı bu aslında olmayan yetki kullanmaktan son derece rahatsız. Yarın partisi içinde veya dışında dengeler değiştiğinde, kullandığı yetkiler esas sahiplerinin eline geçerse ortada kalır ve üstelik soruşturmaya konu olacak yasal durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bugünkü durumunu anayasal güvence altına almalıdır. Daha da önemlisi, başkanlık rejimi, Cumhuriyet döneminin kapanması ve Yeni Türkiye dedikleri, RTE dönemini resmen başlatacak olan esas sayfadır. Ülkenin bugüne kadarki demokratik, kurumsal deneyimleri ve kazanımlarını da sıfırlayacak bir dönemi... ...“Adaleti” tek adamın dağıtacağı... Bu oyunu oynamaya hazır muhalefet partilerini görüyorum.. Haydi hayırlısı! Demokrasi kırıntılarını tasfiye RTÜK’te soruşturma Gazetecilerin gözünden 2015’in yolsuzluk karnesi konferansı luslararası Şeffaflık Derneği’nin düzenlediği “Gazeteciler Gözünden 2015’in Yolsuzluk Karnesi” adlı konferans, Taksim Elite World Otel’de dün gerçekleşti. Konferansa, gazetemiz Haber Müdürü Küçük Dünyada işadamlarının en sevdiği vakıf TÜRGEV U kaya, gazetemiz muhabiri Coşkun, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Gazeteci Erol Önderoğlu, BirGün gazetesi muhabiri Hüseyin Şimşek, İleri Haber muhabiri Rıfat Doğan ve Bosna Hersek Araştırmacı Gazetecilik Merkezi Yöneticisi Leila Bicakcic konuşmacı olarak katıldı. Konferansta konuşan Küçükkaya sözlerine gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün bir an önce özgürlüklerine kavuşması dileğiyle başladı. Küçükkkaya, 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmasının şüphelilerinin kamuoyu vicdanında aklanamayacaklarını belirterek, “10 yıl sonra dönemin dört bakanı göğsünü gere gere oy aldıkları memleketlerinde gezebilecek mi?” diye sordu. 2013’ten bu yana TÜRGEV ile ilgili haberler yaptıklarını belirten Küçükkaya, “Dünyada işadamlarının en sevdiği vakıflar listesi yapılsa TÜRGEV herhalde ilk 3’e girer” diye konuştu. Canan Coşkun da “Yargı bir parti organı gibi hareket ediyor. Bağımsız yargı uzaklardaki vaha gibi” diye konuştu. Önderoğlu ise 2015 yılında internet ortamında 397 habere sansür getirildiğini ifade etti. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Bahçeli MHP kampında kurultay kararı alsın’ M Kurultay tartışmalarının yaşandığı MHP’de, muhalif kanattan son açıklama Oğan’dan HP Genel Başkan ce olağanüstü kurultaadayı Sinan Oğan, yın toplanması için gere1 Kasım seçimlerinden bu ken sayının çok üzerinde yana olağanüstü kurulimza toplandığını belirtetay için delegelerden toplarek “Sayın Genel Başkanınan imzaları, partinin 810 mızın ülkücü iradenin taSinan Oğan lebine saygı göstererek, Ocak’ta Kızılcahamam’da yapılacak kamptan sonKızılcahamam’da partimiz ra genel merkeze ileteceklekarar alma organı olan Merkez rini belirterek Genel Başkan Yönetim Kurulu üyelerimizle yaDevlet Bahçeli’ye, “ülkücü irapacağı istişare toplantısında oladenin talebine saygı duyarak, ğanüstü kurultayın toplanması Kızılcahamam’da olağanüstü ku yolunda karar almasını umuyor rultayın toplanması yolunda kave bekliyoruz” dedi. Oğan, imrar alması” çağrısında bulundu. zaları MYK kampı sonrası genel Sinan Oğan, yaptığı yazılı açık merkeze teslim edeceklerini de lamada parti tüzüğü gereğinbelirtti. l ANKARA SORUŞTURANLAR YARGIÇ KARŞISINDA umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şüphelileri arasında yer aldığı kapatılan 25 Aralık soruşturmasını yürüten polisler ve Fethullah Gülen hakkında açılan “25 Aralık kumpas” davasında sanıklar hâkim karşısına çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada tutuklu yargılanan eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy ile İbrahim Şener, Arif İbiş, Mehmet Habip Kunt, Hüseyin Korkmaz ile başka suçtan tutuklu Mahir Çakallı, Mehmet Fatih Üner, Ya Üçe bölüp satıyor C sin Topçu ile 28 tutuksuz sanık hazır bulundu. Yakub Saygılı’nın avukatı Muammer Aydın duruşmada dava dosyasının Ankara’daki hâkim ve savcılarla ilgili olarak devam eden dosya ile bağlantılı olduğunu ifade etti. Avukat Aydın, “Mahkemeniz bu davaya bakmakla yetkili değildir. Yetki çevresi Ankara’dır. Hâkim ve savcıların katıldığı suçlara iştirak edenlerin de yargılanma yeri Yargıtay’dır. Dava dosyasının yetkili Yargıtay’a gönderilmesini talep ediyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet HDP’li Baydemir’in Kürtçe duasına tutanaklarda ‘X’ işareti DP Milletvekili Oskonuşmasına dair Mecman Baydemir’in lis tutanağının ilgili böTBMM Genel Kurulu’nda lümü şu şekilde: “DoğruKürtçe dua etmesi Meclis sunu ifade etmek geretutanaklarında ‘X’ işareti kirse bugün yaşamış ololarak kayda geçti. duğum coğrafya büyük Baydemir bir yıkımla karşı karşıya. Kürsüde duygusal bir konuşma yapan Baydemir’in koGözlerimin önünde halkımın evnuşmasının başında iki yerlatları katlediliyor. Kadınlar, ande Kürtçe ve Türkçe dua etmeneler, yaşlılar, 80 yaşındaki, 71 si tutanaklara yansıdı. Ancak yaşındaki, henüz anne karnınBaydemir’in Kürtçe duaları ‘X’ daki bebe katlediliyor. ‘...’ ‘x’ Ya, ve ‘XX’ olarak Meclis tutanakRabb’im bu zulmü bırakmayasın. ları kaydına geçti. Baydemir’in ‘...’ ‘xx’ ” l ANKARA H C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear