20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 17 Eylül 2015 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 50 kişilik grup geri döndü andarmanın Edirne’ye girişlere izin vermemesi üzerine dün kendi aralarında konuşan yaklaşık 50 kişilik bir grup jandarmaya müracaat ederek İstanbul’a dönmek istediklerini bildirdi. Bunun üzerine jandarma tarafından çağırılan otobüsle İstanbul’a dönen gruptakiler, kişisel nedenlerle döndüklerini, ailelerinin ve çocuklarının hastalanması nedeniyle daha fazla sokakta kalamayacakları için böyle bir karar aldıklarını söyledi. Geriye kalan yaklaşık 500 kişi ise Yunanistan’a gitmelerine izin verilmesi için açlık grevine başladı. J YARDIM ÇIĞLIĞI Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında önceki gün batan tekneden kurtarılan 249 kişi İlçe Jandarma Komutanlığındaki işlemlerinin ardından Osmaniye’deki Düziçi kampına gönderildi. Otobüse bindirilen göçmenler kâğıtlara İngilizce “Bize yardım edin” yazarak camlardan gösterdi. Fotoğraf: DHA Siyasal romantizm tehlikesi omantizm, sadece bir edebiyat akımı veya duyguların ağdalı biçimde ifade edilmesi değildir. Aynı zamanda son iki yüzyıla damgasını vurmuş bir siyasal dildir. Edebiyatta klasisizme tepki olarak geliştiği gibi, siyasal dil olarak, Aydınlanma’nın akılcılığına karşı tepkiden beslenmiştir. Aydınlanma’nın bu katı ya da yalınkat akılcılığının sadece elitlere hitap ettiği, sıradan insanlara, halka fazla bir şey söylemediği tespitini benimser. Modernleşme ile birlikte büyüsü bozulan varoluşa yeni bir ruh üfleme çabasıdır. Romantik siyasal söylem, bu ruhu mitolojik anlatıyla yaratmaya, bu yolla toplum var etmeye, kamuoyu oluşturmaya önem verir. Bu ruhu toplumun asli gücü olarak görür. Siyasal romantizm, akılcılığa karşı, millete, milli ruha, milli kimliğe vurgu yaparak, bir şahlanış özlemini tetikler ya da canlandırıp, yönlendirir. Bu mitolojik anlatının hamaset dozunun zaman içinde aşırılaşması kaçınılmazdır. Melankolinin, maziyi cennet olarak algılamanın ve fetih özleminin bileşkesinde yer alan bir siyasal söylem ve bir toplumsal tahayyül dünyasıdır bu. Romantizmin ortaya çıktığı Avrupa’da köken mitolojisini yarattı veya ihya etti. Ama köken mitolojisinin içine bir kere dalındı mı, işin ucunu kaçırmamak neredeyse imkânsızdır. Hamasileşme, mübalağa dozu giderek artan değerlendirmeler, olurolmaz kültürel ilişkilendirmeler başını alır gider. Romantizmi ortalığı kan gölüne çevirecek bir milliyetçiliğin, ırkın veya milletin ariliği saplantısının yol açtığı soykırımların yegâne sorumlusu değildir elbette. Ama Nazizmin Almanya’da, başta Heidegger olmak üzere aydınların önemli bir kısmını az veya çok cezbetmesinde romantik dünya görüşünün rolü büyük oldu. Bir yüzyıl boyunca tarihsel kaderini tartışan Almanya’da, bu çerçevede gelişen medeniyet ihya misyonu, aydınların da Hitler gibi güçlü bir demagogun etki alanına girmelerine yol açtı. Alfred Rosenberg’in 20. Yüzyılın Ruhu başlıklı kitabı, Alman romantizmini Nazizme taşıyan mitlerin hepsini içinde toplar. Şerif Mardin, Türkiye gibi geç modernleşen toplumlarda Romantizmin fikri bir güç oluşturduğunun altını çizer. Türkiye’deki romantik akım da tek değildir. En güçlü olduğu mecra edebiyattır. Ama muhafazakârlıkla harmanlanmış bir romantik felsefe geleneği ve milliyetçilikle iç içe girmiş siyasal romantizmi hiç ihmal etmemek gerekir. Hasan Aksakal’ın yeni yayımlanan Türk Politik Kültüründe Romantizm (İletişim Yayınları) başlıklı kitabı bu konuda çok büyük bir boşluğu dolduruyor. Namık Kemal’den başlayan, Ziya Gökalp’le genel çerçevesini çizen Türk romantizmi, Şarkiyatçılığın indirgemeci yaklaşımına benzer indirgeme düzeyinde, hatta daha da sığ bir Garbiyatçılığa sarılıyor çoğu zaman. Milliyetçiliğin ruhunu üflüyor. Bu romantizmin Türkiye’de üç evrede geliştiğini belirten Aksakal, 1960’lardan bugüne kadar gelen üçüncü evrede romantik görüşün ideolojik olarak çeşitlendiğini ve farklı yollara ayrıldığını belirtiyor. Milliyetçi ve faşist romantizmin yanında, romantizmin muhafazakâr, İslamcı, Kemalist, devrimci, popülist ve hümanist türlerine işaret ediyor. Bu romantik siyasal söylemler arasında bugün Türkiye’de üzerinde dikkatle durmamız gerekeni İslamcımilliyetçi romantizmdir. İktidar söylemini besleyen anadamarlardan biridir bu. AKP milletvekili Hüseyin Yayman, milletvekili olmadan önce bir yazısında (Vatan, 26.10.2014), Ahmet Davutoğlu’nu “son tahlilde romantik bir Türk milliyetçisi olarak” tanımlamış, metaforlarla, simgelerle konuşmasına dikkat çekmişti. Davutoğlu genel başkanlığı kabul ederken, ihya, restorasyon ve inşa simgelerinin çok bol kullanıp, tarihin derinlikleriyle geleceğe yön verildiği, hamaset derecesi zirve yapan bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmayı, “siyasetçiden ziyade edebiyatçı edasıyla” yapıldığı için beğenenler oldu. Derin muhafazakâr/milliyetçi sosyolojiye ayağını basan ve geleceğe oradan bakan bu taşkın romantik tahayyül, Türkİslam sentezinden ilham almış bir İslamcı romantizmi ifade ediyor. Sanatta romantizmin insanlığın ortak mirasını zenginleştiren çok önemli katkıları olduğu doğrudur. Ama siyasette romantizmin hep büyük felaketlerle son bulduğu da bir o kadar doğru değil midir? R CUMHURİYET EKİBİ GECEYİ SIĞINMACILARLA BİRLİKTE GEÇİRDİ Edirne’ye giriş yok Avrupa ülkelerine Edirne üzerinden geçmek isteyen Suriyeli sığınmacıların önünü kesen jandarma ve polis geçişe izin vermedi. Geceyi burada geçiren sığınmacılar açlık grevine başladı vrupa ülkelerinin Suriyeli sığınmacıları kabul edeceği yönündeki asılsız söylemler üzerine Türkiye’nin çeşitli yerlerinden Yunanistan’a gitmek için birkaç gündür Suriyeliler Edirne’ye gelmek için yoğun çaba gösteriyor. İstanbul otogarında Suriyeli sığınmacılara bilet satışı yapılmaması üzerine birçok kişi taksi tutarak ya da TEM otoyolu üzerinden yürüyerek ALİ Edirne’ye gitmeye çalışıAÇAR yor. Sığınmacıların yaşadığı sıkıntıları ve yürüyüşlerini takip etmek için Cumhuriyet ekibi olarak geceyi onlarla geçirdik. A yoldan ayırmayarak, yola devam ediyoruz. Edirne girişindeki gişelere geldiğimizde ise yolda jandarmanın ve polislerin Suriyeli sığınmacıları bir kenara toplayarak kent girişine izin vermedikerini gördük. Küçük çocuklar, yaşlı kadınlar, hastalar otoyol kenarındaki ağaçlık alanda bekleyerek yurtdışına çıkma hayallerinin peşinde bekleyişlerini sürdürüyorlar. Bu sırada dini bir sivil toplum örgütü olan kuruluş tarafından sığınmacılara sıcak çorba getirilerek dağıtılıyor. Gecenin ayazında hem karınlarını doyuran hem de ısınmaya çalışan sığınmacılar, savaştan sonra kapılarını açan Türkiye’ye teşekkürlerini belirtiyorlar. Sivil kıyafetli ve üzerinde jandarma yeleği olan bir yetkiliye Suriyeli sığınmacıları sorduğumuzda “Edirne’ye geçişlerine kesinlikle izin verilmeyecek. Bizlere ‘Bizi Almanya çağırdı bırakın gidelim’ diyorlar. Onlara durumu anlatıyoruz ama hâlâ gidebilme umutlarını koruyorlar. Saf insanların duyguları ile oynarak bazı kişiler onları buraya yönlendiriyor. Biz aracılarla önce onları ikna etmeye çalışıyoruz. Yoksa buradan Göç Merkezi birimine götürülerek onrada ilk kimlik bilgileri tespit edildikten sonra geldikleri şehire geri gönderilecekler” diye durumu özetledi. l EDİRNE n vermediği Su hemşirelik yapan sığın riye’de macılardan Visdam, iç savaşta sı kaybettiğini, çocukla kocatarmak için yakınları rını kurile Türkiye’ye kaçtıkların birlikte ı gündür yol kenarında söyledi. 3 beklediklerini, önce Edirne or ad nanistan üzerinden Al an da Yumanya’ya geçmeyi istediklerini belirten Visdam, “İnsan hayatın da bir ke Kocamı kaybettim, çocuğu m u asla! Jandarmanın Edirne’y e geçişre ölür ama biz lerine izi Suriye’d vaştan bu yana yüzlerc eki sae dük. Çocuklarıma hem kez ölhem babalık yapmaya annelik, çalışıyorum. 3 tane çocuğum var yanımda. Siz çocuklarınız de ni ğularak ölmesini ister zde bomisiniz? Ben eşimi kaybettim am larımı kaybetmeyeceğ a çocukim geleceği için Avrupa biz . Onların tek kurtuluş yolu” diy im için er dığı zorlukları dile ge ek yaşatirdi. Geri gönderilecekler Gişelerde toplandılar Gün boyu süren yürüyüşün ardından gece karanlığında da çok sayıda kişi otoyol kenarından süratle geçen araçlara aldırış etmeden Edirne’ye doğru yürüyorlar. Araçtan inip fotoğraflarını çektiğimiz gruptan yaşları 20 ila 23 arasında değişen gençlerden biri yanımıza gelerek uzun süredir yürüdüklerini ve kendilerini Edirne’ye götürüp götüremeyeceğimizi sordu. Kendilerine bunun yasak olduğunu ve ileride jandarmanın çevirme yapabileceği uyarısında bulunduktan sonra Edirne’deki diğer sığınmacıların yanına gitmek için gözümüzü de Vedat ARIK CE YÜZLER NLER Lİ ESE SURİYE RI’NDA A OTOG DEVAM EYE BEKLEM İYOR ED Onlara bilet bile yasak İçişleri Bakanlığı’nın gönderdiği genelge nedeniyle sığınmacılar otobüs bileti alamadıkları için Esenler Büyük İstanbul Otogarı’nda dram yaşıyor gitmek istiyorum” derken; meme kanseri olan 30 yaşındaki karısını gösteren Mohammed Ali Allbaya da “Ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyor. Edirne’ye yolcu taşıyan otobüs firmaları ile görüştüğümüzde Edirne Valiliği’nden gelen yazıyı bize gösteriliyor. Firma yetkilileri, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine aykırı davranmaları halinde “insan kaçakçılığı” iddiasıyla işlemler yapıldığı söylüyorlar. Bir otobüs firmasının yetkilisi, “Geçen hafta Suriyeli taşıdığımız için 570 lira ceza kesildi. Bir kişi de taşısanız, 10 kişi de taşısanız ceza kesiliyor. Ceza miktarı artabiliyor” diyor. Bir başka firma yetkilisi 220 liradan 5 bin liraya varan cezalar kesildiğini, hatta 5 otobüslerinin bu nedenle bağlandığını anlatıyor ve ekliyor: “Bu yapılanlar aslında Taşıma Kanunu’na aykırı. Burada yapılanlar AB yasalarına da aykırı. Dolaşım özgürlüğü bu şekilde engellenemez. Suriyeliler yalnız Edirne değil, hiçbir yere taşınmıyor. Bazı firmalar ise diğer yolcuların ‘kokuyorlar’ gibi şikâ yetleri nedeniyle birkaç aydır bilet satmıyor. Araçlar bağlandığında, araç bedeli kadar teminat göstermeniz gerekiyor ve öyle aracınızı alabiliyorsunuz. Bunların maliyeti çok yüksek. Hükümetin yanlış politikalarını bizler çekiyoruz.” l İSTANBUL SİBEL BAHÇETEPE üyük İstanbul Otogarı’nda kendilerine otobüs bileti satılmayan Suriyeliler insanlık dramı ile karşı karşıya. Geceyi sokakta, otogarın bitişiğindeki cami ve avlusunda geçiren Suriyeliler, temel insani ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çekiyor. Sığınmacıların bulunduğu alanın etrafı polis bariyerleri ile kapatılırken, alandakiler “Gitmek istiyoruz” sloganları atıyor. Alana gelen İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yetkilileri “Buradan gitseniz bile diğer ülkeler sizi almayacak, kamplara geri dönün” uyarıları yapıyor, ailelerle görüşüyor. Cami avlusunda bekleyişini sürdüren Recep Hachalil, 8 yaşındaki oğlunu göstererek “Oğlumun mesanesi doğuştan problemli, böbreklerinde de sıkıntı var. Suriye’de 3 kez ameliyat oldu. Bunun tedavisi Avrupa’da yapılıyor. Ne olur bize yardım edin. Hergün yüzlerce Suriyeli, deniz yolu ile Avrupa’ya gitmek istediği için ölüyor, boğularak ölmek istemiyoruz” diye gözyaşları içinde yaşadıklarını anlatıyor. 15 yaşındaki Suriyeli Nurşen ise babasının, ağabeyinin ve eniştesinin deniz yoluyla Almanya’ya gittiğini belirterek “İki kez Edirne’ye gittik ve ama geri gönderildik. Babamın yanına B Cezası 570 lira Can erok ‘Ölmek istemiyoruz’ Cumhurbaşkanı Merkel ile görüştü 500 Suriyeli geri döndü stanbul Valiliği otogarda bekleyişini sürdüren Suriyeli sığınmacıların durumuyla ilgili yaptığı açıklamada ise Avrupa ülkelerinin göçmen kabul edeceği yönünde basın yayın organları ile özellikle sosyal medya üzerin İ de yayılan asılsız söylentilere inanan yaklaşık bin 200 Suriyeli göçmenin Kapıkule Sınır Kapısına gitmek üzere Esenler’e geldiği ve bunların asılsız olduğunun anlatılması üzerine 500 Suriyeli göçmenin geri döndüğü belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel ile dün telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, yasa dışı göç, Suriyeli sığınmacıların dramı, Suriye meselesi ve Mescidi Aksa’daki ihlaller nedeniyle yaşanan gerilim ele alındı. Angela Merkel son gelişmelerin ardından Almanya olarak yıl sonuna kadar kabul edecekleri mülteci sayısını 800 bini bulabileceğini belirtti. Bu rakamın memnuniyet verici olduğunu belirten Erdoğan, IŞİD ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadele konusunda müttefik ülkeler arasında dayanışmanın önemli olduğuna değindi. Merkel de PKK’nin Almanya’da da terör örgütü olarak görüldüğünü ifade ederek işbirliğine açık olduklarını belirtti. lANKARA /Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear