20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 17 Eylül 2015 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 KONUK YAZAR AYŞE KULİN ‘Devlet terörü olamaz’ diyenlere lk üç emektup özellikle ilgimi çekti. Biri saat 05.42’de, ikincisi 05.51’de, sonuncusu da 06.10’da yollanmıştı. Ben “Ulan bunlar sabah namazını eda edip ardından bilgisayar başına oturmuş AKP’li cihatçı ve milliyetçi klavye yiğitleri mi, yoksa gece boyu uyanık kalmış, benim Tırmık’la geceyi noktalayıp yatağa giden ulusalcı yiğitler mi” diye sorup cevabını tahmin etmeye çabalarken öğlen oldu ve sayıları 30’u geçti. Hâlâ da benzerleri geliyor. Sabahın köründe yazanların da, gün boyu onları izleyenlerin de ortak derdi dünkü Tırmık. Dünkü Tırmık’ta vurgulanan “devlet terörü” ve “Devlet terörüne de karşı mısınız” sorusu... Ortak dertleri bu da, ortak cevapları yok. Kimileri, “Ne yani devlet, Cizre’de, Diyarbakır’da, Nusaybin’de, Şırnak’ta devlete başkaldıranlara seyirci mi kalsın çiçek mi yollasın. Elbet inecek tepelerine” diyerek “devlet terörü” kavramına değinmeden özel harekâtçıların yapıp ettiklerine, damlarda mevzilenmiş keskin nişancılara kılıf arıyor... Kimileri ise devlet terörü kavramının kendisine itiraz ediyor. “Silahlı isyancı grupların yaptıklarına terör denir ama devletin bunlara karşı yaptıklarına terör denemez” diyor ve “Olanlar devletin kendini savunmasıdır ve meşrudur” fetvasını ekliyor... At izini it izine karıştırmayalım. Demokrasilerde zor kullanma hakkı sadece devlete aittir. Buna hukuk dilinde “zor kullanma tekeli” diye niteleyenler de var. Demokrasinin egemen olduğu bir hukuk devletinde zor kullanan kişi ya da gruplar suç işlemektedirler ve devletin kolluk güçleri tarafından gerekirse zor kullanılarak yakalanıp (öldürülüp değil yakalanıp) yargıç karşısına çıkarılırlar ve yasalarda tanımlanan ölçülerde cezalandırılırlar. Bir daha: Bir hukuk devletinde zor kullanan kişi ya da gruplar yasadışına çıkmışlardır ve zor kullanma tekelini elinde tutan devlet tarafından yakalanıp, yargılanıp cezalandırılırlar... Pekiiiii... Devletin kendisi yasadışına çıkarsa ne olur? Mesela MGK kararı ile Kürt işadamlarının devletin memurları (özel harekâtçı polislerden söz ediyorum) tarafından Adapazarı – İzmit – Hendek ölüm üçgeni denen bölgede enselerinden kurşunlanarak art arda öldürülmeleri gibi. “Ama onlar PKK’ye parasal destek sağlıyorlardı ve çoğu uyuşturucu kaçakçısıydı” yollu itirazları çok duyduk. Ama şu sorunun cevabını hiç duymadık: Hukuk devletinde terör örgütüne mali destek sağlayanlar ve bunun kaynağını da uyuşturucu ticaretinden sağlayanlar varsa bunlar MGK kararı alınarak yani devlet talimatıyla enselerine birer kurşun sıkılarak öldürülürlerse orada hukuk devletinden ve devletin yasalar içinde yetkisini kullanmasından söz edilebilir mi? Devlet yurttaşlarını, velev ki suç işleyen yurttaşlarını yıldırarak (=terörize ederek) ülkeyi koruyabilir mi? Devlet terörü dediğim... HHH Hay Allah!.. Yerim bitti. Yarın da yazı günüm değil. Ama belki yazıişleri bana torpil yapar da bu yarım kalmış yazıyı yarın tamamlarım... Yani yarına... Yeniden başlamak İ Barış için kadın girişimi Cizre’de Akademisyen, avukat, yazar, iş kadını, doktor, yapımcı, politikacı, sinemacı ve eczacıların aralarında bulunduğu 22 kişilik Barış İçin Kadın Dayanışma Grubu, 8 gün sokağa çıkma yasağı süren Cizre’ye gitti. Çatışmalarda hayatını kaybeden vatandaşların taziye evlerini ziyaret eden ve aralarında yazar Ayşe Kulin’in de olduğu kadınlar, Sur ve Nur mahallelerinde incelemelerde bulundu. Gazeteciyazar Oya Baydar, “Gördüklerimiz bile bize yetti. Bir savaş yeri gibi, bir ordu girmiş gibi. İşte akrepler, kobralar, şunlar bunlar. Cizre halkı nı gördük, en önemli 3 şehit Mardin’de zırhlı aracın geçişi sırasında yaşanan patlamada 3 polis şehit ‘Hakk’a yürümenin oldu, 1 polis de yaralandı. PKK’liler düzeneği ekmek tandırına tuzakladı en güzel şekli!’ Özel Harekât’ta patlama korkuttu Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nün mühimmat deposunda dün akşam saatlerinde patlama meydana geldi. Patlamada ölen ya da yaralanan olmadı. Diyarbakır Valiliği, patlamanın toplumsal olaylarda ele geçirilen patlayıcıların kendi kendine infilak etmesi sonucu meydana geldiğini açıkladı. ardin’in Nusaybin ilçesinde önceki gece saat 23.40 sıralarında yol kenarındaki bir tandıra tuzaklanan bomba polis zırhlı aracının geçişi sırasında patlatıldı. Saldırıda 3 polis şehit oldu, 1 polis de yaralandı. Patlamanın etkisiyle çevredeki ev ve işyerleri de büyük hasar gördü. Mardin’in Nusaybin ilçesinde Üçyol mevkiinde devriye görevi yürüten zırhlı polis aracına önceki gece saat 23.40 sıralarında PKK’liler tarafından bombalı saldırı düzenledi. Şiddetli patlamada zırhlı araçta bulunan Kayserli komiser yardımcısı Oktay İzgi ve polis memurları Zonguldaklı Çağdaş Arslan ile Ispartalı Sezgin Uludağ şehit olurken, polis memuru Yunus ‘Tandır’da bomba M Ak ise ağır yaralandı. Bölgede inceleme yapan olay yeri inceleme uzmanları, zırhlı aracın geçişi sırasında patlatılan tahrip gücü yüksek, el yapımı bombanın yol kenarında bulunan bir ekmek tandırına tuzaklandığını ve uzaktan kumanda ile patlatıldığını tespit etti. Patlamanın şiddeti ile çevrede bulunan çok sayıda ev ve işyeri hasar gördü. 20 Temmuz’da Suruç’ta 33 gencin katledilmesinin ardından başlayan çatışmalarda 123 güvenlik görevlisi şehit edildi. 1’i İran uyruklu 29 kişi hayatını kaybetti. l MARDİN/ Cumhuriyet si zaten bizim buraya geliş nedenimiz de Cizre halkı için, biz sizinleyiz, biz sizinle birlikte ağlıyoruz, birlikte bu işi başaracağız, birlikteyiz demek için. Bunun yaralarının sarılması gerçekten zaman alacak. Çok zor olacak. Cizre bir sembol. Yani hepimiz Cizreliyiz diyebilmeliyiz. Bir el uzatmalıyız” dedi. Başbakan Davutoğlu’nun “Cizre’de siviller ölmedi” açıklamasına tepki gösteren Baydar, “Göz göre göre böyle yalan söylenemez, artık herkes biliyor, herkes görüyor, böyle yorumlarsa da bunu bilmeyen kimse kalmadı” ifadesini kullandı. ŞIRNAK/ DHA en bunu daha önce gördüm! Bu göğsünün üzerinde 35 günlük bebesinin resmini taşıyan gencecik anneyi, doyamadığı kocasıyla bir yıl önce çektirdiği gelinlik fotoğrafını kalbine bastıran genç kadını, dövünen anayı gördüm ben! Acıdan takallüs etmiş yüzleriyle eşleri, anaları, evlatları al bayrakla tabutlara sarılırken gördüm. Defalarca! Bu acıyı yüreğimde duydum... Tam 35 yıl! Delik deşik olmuş binaları, yürünmez haldeki sokakları, yollarda yatan ölü kuşları, kedileri de... Saraybosna’daydım, Sırpların, Hırvatların ve Boşnakların hiçbirine bir şey kazandırmamış iç savaşından hemen sonraydı. “Allahım” demiştim, “Bu benim vatanımın başına gelmesin. Sen bizi koru!” Bizi korumadı Allah. Hep düşünürüm, bu coğrafyaya indirdiği güzel dini rezil etmiş olduğumuz için mi sevmedi bizleri diye. Ben başsağlığı çadırında, tam da küçük kızın cesedini buzdolabında bekleten o annenin karşısında oturuyorum. Anne önüne koyduğu re B simde, kızın usul usul yüzünü okşuyordu, resmi canlandırmak istermişçesine. Bir şeyler söylemek istedim... Söz bitmiş! Söylenecek tüm kelimeler anlamını yitirmiş. Genç bir çocuk mikrofon uzattı. “Niye burdasınız” diye sordu. Bakın, işte onu biliyorum. Bu çadırda toplanmış kadınların acısını paylaşmaya, onlara sarılmaya geldim ben. Çünkü onların arkasında devlet yok. PKK var. Korku içindeler, çaresizlik içindeler. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık. Kerli ferli beyler, bakanlar bir liderin sultasında tir tir titrerken, onlar elleri silahlı örgütün kucağında ne yapsınlar! Kime anlatsınlar dertlerini! Kimden aman dilesinler? Kime “yetti gari” desinler!.. Ben işte bunun için burdayım. “Kardeşlerim, korkmayın, Biz Türk ve Kürt kadınları el ele verirsek, birlik olursak, birbirimize inanırsak, gözü dönmüş erkeklere gücümüz yeter!” demek için. Ankara’da duran beyler, dağlara çıkan gençler, kurşun sıkanlar, uçaklarla gelip bomba yağdıranlar, köyleri, mahalleleri yerle bir edenler bir durun hele! 35 yıldır yaptınız bunu karşılıklı. Ne kazandınız? Bir düşünün! Ölü, ölü, ölü, yine ölü! Oturun yeniden bir masanın başına, bağırın, çağırın, kavga edin ama sonuçta bir çözümle çıkın oraya! Bilin ki hiçbir savaşı ölüm bitirmedi, kalem bitirdi! Toprağa ilk düşenler artık orta yaşı geçti. Doymadınız mı kana! Haydi! Yeniden masaya! Acı bilanço: 123 şehit de tören düzenlendi. Mardin Em yet Müdürü Lütfullah Uğur Pek niEvlatlarını vatana adamış kıy can, me li analarımız, çocuklarımızın tadl rı taşların üstünde, naaşları top ata kaldı zannetmeyin. Şehitle rakrimizin kutsal isimleri arşta, aziz naaşları ise cennet bahçelerinded ir. Şehitlik Hakk’a yürümenin en güz şeklidir” dedi. İl Müftüsü Dursu el Ali Coşkun, şehitler için dua n oku Ağıt yakan şehit yakınları, tab du. utl ra sarılarak gözyaşı döktü. Fen aala şan şehit yakınlarına sağlık eki pleri müdahalede bulundu. ehit polisler için dün Mardin ŞEm niyet Müdürlüğü bahçesin YETKİLİLER KAMERALARI ALIP ŞEHİT HABERİNİ VERDİLER Bu kadar da olmaz! Hakkâri’de şehit olan polis memuru Tuhal’ın evine yetkililer kamera eşliğinde gitti. Anne Tuhal’in ‘Aman Mehmetim’ diye ağıt yaktığı sırada eteğine mikrofon takmaya çalıştılar. Tuhal Antalya’da asılan ırkçı afiş kaldırıldı Antalya’nın Kazım Özalp Caddesi’nin Muratpaşa Camii güneyindeki girişine 13 Eylül’de “Ölünüzü dirinizi bir gün hepinizi ay yıldızlı bayrağa selam durduracağız” yazılı afiş asıldı. Geçen hafta sonu, afişin bulunduğu caddenin üzerine Yörükler Derneği öncülüğünde bir grup tarafından marşlar eşliğinde dev Türk bayrağı ile Atatürk posteri asıldı. Ancak afiş, şikâyet üzerine polis tarafından kaldırıldı. HDP de savcılığa suç duyurusunda bulundu. l ANTALYA/ DHA Yüksekdağ: Kandil’e gitmedik Irak Kürdistan Bölgesi’nde temaslarda bulunan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ dün HDP Genel Merkezi’nde söz konusu ziyaretle ilgili açıklama yaptı. Yüksekdağ, ziyaret kapsamında Kandil’e gitmediklerini, Kandil’le iletişim kurulmadığını belirterek, “Bence Kandil’le siyasi bağ ve siyasi köprünün kurulması gerekir. Bütün kamuoyu ve siyaset şu soruya odaklanmalı: Neden Kandil’le bir görüşme yapılamıyor? Üç ay önce HDP heyeti Kandil’e gidip gelebilirken, bugün neden bütün bağlar ve iletişim köprüsü de dahil kesilmiş durumda? Kandil’e HDP heyeti gitmiyor; çünkü siyasi iktidar savaşa karar verdi.” l ANKARA KCK: Çift taraflı ateşkese hazırız KCK, dün yaptığı açıklamada çift taraflı ateşkese hazır olduğunu belirtti. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Türkiye’deki demokrasi güçlerinden ve başta Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu’ndaki siyasi gruplardan olmak üzere birçok çevreden çift taraflı ateşkes ve müzakereye dönülmesi çağrıları yapılmaktadır. Bu çağrıları değerli ve anlamlı buluyoruz. Biz bu temelde çift taraflı tahkim edilmiş bir ateşkese hazır olduğumuzu bir daha vurguluyoruz” denildi. akkâri Van Karayolu’nda önceki gün düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Mehmet Tuhal’ın Hatay’ın Yukarı Bucak Mahallesi’nde oturan ailesi acı haberle yıkıldı. Hassa Kaymakamı Mustafa Pala, Hassa Belediye Başkanı Abdurrahman Demirel, İlçe Emniyet Müdürü Murat Şimşek ve İl Emniyet Müdür vekili Mustafa Ay’ın aileye kameralar eşliğinde haber vermesi ise Hatay’da yetkililerin şehit ailesine kameralarla gitmesi tepki topladı. tepki çekti. Bir kişinin “Aman Mehmetim” diye ağıt yakan şehit annenin şalvarına mikrofon takması da dikkat çekti. Hassa Kaymakamlığı, büyük tepki gören görüntüleri kendi internet sitesinde “şeANTALYA: Yüksekova’da şeUludağ’ın facebookta sohbet ettiği bir hidimizin acı haberi baba evinde yürekhit olan 24 yaşındaki Serkan Çölkearkadaşının “Çatışma olursa kaç, aileri dağladı” başlığıyla verildi. sen için memleketi Muratpaşa’da töleni düşün, uzak dur beladan” sözleKaymakam Pala tepkiler üzerine “Gizli ren düzenlendi. Şehidin cenazesi Unrine, “Kaçmak olmaz, sen buraya gelve habersiz gitmeye çalıştık. Açıklamayı calı Mezarlığı’na götürülürken, haresen 1 ay sonra ‘gidelim çatışalım’ deryaparken fark ettim, dışarı çıkmaları için ket eden araca arkadan asılan Baba sin. Kaçmak yakışmaz”yanıtını vediği talimat verdim. Gelmeleri tamamen bilBayram Çölkesen, bir süre bu şekilde ortaya çıktı. gim dışında. Fotoğraf çektiklerini zannegitti. Aracı bırakmak istemeyen baba ZONGULDAK: Nusaybin’de şehit diyordum” açıklaması yaptı. Çölkesen, aracın durdurulmasından olan polis Çağdaş Arslan’ın cenazesi, Başbakan Ahmet Davutoğlu soruştursonra ikna edildi. akşam saatlerinde Zonguldak’a getirilma açılması tamilatı verdiğini açıkladı. ISPARTA: Nusaybin’de şehit olan di. Şehidin ablası Çağla Arslan, ağabeŞehit Tuhal için Aktepe Mahallesi’nde3 yıllık polis Sezgin Uludağ’ın babası yinin Türk bayrağına sarılı tabutunu ki Çarşı Camii’nde düzenlenen törene 5 68 yaşındaki Mehmet Uludağ, oğluypolis beresi takarak karşıladı. bin kişi katıldı. Ankara’daki uzman erla en son 2 gün önce görüştüğünü beKAYSERİ: Nusaybin’de şehit dübaş okulundan yarın mezun olacak Fuat lirterek rüyasını anlattı: “Önceki gün şen komiser yardımcısı Oktay İzgi için Tuhal da törene uzman çavuş üniformaakşam rüyamda gördüm. Rüyamda ka Melikgazi ilçesi Hunat Camii’nde düsıyla katılıp ağabeyini asker selamıyla pıyı açtı, ‘Baba ne yapıyorsun’ dedi. zenlenen töreni şehit komiserin oğuluğurladı. Şehidin kardeşi Fuat’ın mezu‘İyi oğlum bir şey mi var’ dedim. ‘Yok ları 5 yaşındaki Hikmet Can ve 3 yaniyet törenine ailesinin katılmalarını isyok rahatına bak sen’ dedi” dedi. Şeşında Eymen, babalarının yanı başıntediği ve bunun için para gönderdiği orhit son yolculuğuna dün uğurlandı. daki musalla taşına oturup izledi. taya çıktı. l HATAY / Cumhuriyet H Şehit babası: Ben özür dilerim YİNE EVLERE ATEŞ DÜŞTÜ Bolu’nun Mudurnu İlçesi’ne bağlı Taşkesti Beldesi’nde inşaatta çalışan Kürt işçilere saldıran grubu saatlerce ikna etmeye çalışan şehit babası Ahmet Temel yeniden çalışmaya gelmeleri durumunda yaşananlar nedeniyle işçilerden özür dileyeceğini belirtti. Temel, “2 kişinin bir yıl sonra ilahiyattan hoca çıkacağı, iki kişinin üniversitede okuduğu, 4 kişinin ise babalarının korucu olduğu ve PKK ile savaştıkları ortaya çıktı” dedi. l BOLU/ DHA 1 sivil kaçırıldı 1 sivil öldürüldü Van’ın Çatak İlçesi Dalbastı Mahallesi’nde önceki yol kesen PKK’liler, bir kişiyi yanlarına alarak kaçtı. Hacıbekir Mahallesi’nde de önceki gece YDGH müdahalesinde ağır yaralı 16 yaşındaki Muhsin İltaş dün yaşamını yitirdi. Erzurum’un Çat ilçesinde 19 Temmuz’da PKK’lilerce kaçırılan AKP İlçe Belediye Encümen Üyesi İsmail Yıldıztaş, Zaho'da serbest bırakıldı. l VAN ERZURUM / Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear