22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 28 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: YALÇIN ERZAN 6 2013 YILINDA TÜRKİYE TARİHİNE GEÇEN GEZİ DİRENİŞİ 2 YAŞINDA ‘HER YERDEYİZ’ G ezi Direnişi’nin 2. yıldönümünde bir araya gelen Taksim Dayanışması bileşenleri Gezi Direnişi’ndeki taleplerinden vazgeçmediklerini belirterek “Gezi süreci devam eden bir süreçtir. İkinci yıl buluşmasında bütün dünyaya ‘her yerdeyiz’ diye seslenmek istiyoruz. HAZAL İstanbul’da ve ülOCAK kenin dört bir yanında şehirlerin parklarında ve meydanlarındayız” dediler ve pazar günü saat 13.00’te Taksim Gezi Parkı’nda olacaklarını duyurdular. Toplantıya katılan İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı ve sosyal kuramcı David Harvey, “Gezi Parkı başka bir sürecin başlangıcı” ifadesini kullandı. Ali Çerkezoğlu Mücella Yapıcı David Harvey Berkin Elvan Ali İsmail Korkmaz Abdullah Cömert Hasan Ferit Gedik DİRENİŞTE ACI BİLANÇO Ethem Sarısülük G Gezi Direnişi’nin 2. yıldönümü nedeniyle dün TMMOB Mimarlar Odası bir basın toplantısı düzenledi. devam etmekte” de yada birbiriyle yabancılaşmamış yaşam formuydu. Farklı bir kent, di. Toplantıya desfarklı bir yaşam biçimi, kente datek veren Harvey ir kararlar olabileceğini düşünüda Gezi Parkı’nda yorum. Savunma hattından yeni başlayan protestobir yaşam biçimi formunu koruların Türkiye’nin maya yönelik yeni bir hatta geçher yerinde farklı şekilde taleplerin memiz gerekiyor. Benim bildiğim kadarıyla kamusal mekânlar oladile getirildiği prorak dediğimiz yerler kamu olarak testolara dönüştükullanılmayan alanlara dönüşüğünü söyledi. yor. Taksim gibi, bu süreç bildiGezi süreci bitmedi ğim tüm şehirlerde gerçekleşiyor. Artık politik taleplerimizi, niyetGezi Parkı Direnişi’nin kürelerimizi anlatabileceğimiz kamusel eylemler arasındaki eşsiz eysal alanlar yaratmak durumundalem biçimlerinden biri olduğuyız. Bu bağlamda Gezi Parkı’ndan nu belirten Harvey, “Protestoların bulaşıcı etkileri var. Gezi Par çıkılmasıyla Gezi süreci bitmiş kı’ndaki eylemlerin ardından San değil. Başka bir sürecin başlangıcı haline gelmiştir.” Paulo’da benzer eylemler yapılDayanışma 31 Mayıs Pazar güdı. Bu eylemler Brezilya’ya sıçradı. Eylemler birbirinin aynı de nü Taksim Gezi Parkı’nda olacaklarını belirterek aynı gün sağil, hepsinin farklı kökenleri var ancak ortak noktaları da bulunu at 15.00’te de eşzamanlı olarak Abbasağa ve Göztepe Özgürlük yor” dedi. Harvey şöyle konuştu: “Benim anladığım kadarıyla Ge Parkı’nda Gezi Buluşması’nda bir araya geleceklerini duyurdu. zi birbiriyle yabancılaşmış dünMehmet Ayvalıtaş 9 kişi öldü, 8 bin kişi yaralandı Taksim Dayanışması adına basın açıklamasını Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu okudu. “Yaşıyorsak ve hâlâ nefes alıyorsak, bilinmelidir ki o güzel çocukların gülen yüzü hürmetinedir” sözleriyle konuşmaya başlayan Çerkezoğlu “Artık hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak. Yaşıyor ve hatırlıyoruz. Sesimiz ve bedenimizle, geçmişimiz ve geleceğimizle sahip çıkıyoruz” dedi. Çerkezoğlu Gezi direnişinin 2. yıldönümünde ‘her yerde’ olacaklarını belirterek “Gezi’yi yaşadığımız ve anımsadığımı yerde ve Sahip çıkıyoruz Ahmet Atakan her yerdeyiz. Ethem, Ali İsmail, Abdocan, Mehmet, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet ve Berkin’in adlarının anıldığı, suretlerinin yansıdığı her yerdeyiz” dedi. Mücella Yapıcı da Gezi direnişi sürecindeki taleplerinden asla vazgeçmediklerini vurgulayarak “Türkiye tarihinin en barışçı, en haklı direniş çığlığının ikinci yılındayız. Taleplerimizden ilk günkü asla vazgeçmiş değiliz. Yitirdiğimiz canlarımızın mahkemeleri devam ediyor. Cezasızlık halen sürmekte. Hukuksuzluk ve cezasızlık çok ciddi şekilde halen Medeni Yıldırım Mustafa Sarı ezi direnişinde 3 bin 761 kişi gözaltına alındı, 7 bin 987 kişiye soruşturma açıldı, 3 bin 940 kişi yargılandı. 764’üne takipsizlik verildi, 854’ü beraat etti. 151’i tutuklandı, 15’i ceza aldı. 345 kişi ise yargılanıyor. Direnişte 8 bin kişi yaralandı. Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren ise şöyle: 4 Mehmet Ayvalıtaş (20İstanbul, 2 Haziran 2013) Direniş sırasında üzerine sürülen aracın çarpması sonucu öldü. 4Abdullah Cömert (22 Antakya, 3 Haziran 2013) Başına aldığı darbe sonucu öldü. 4 Ethem Sarısülük (26 Ankara, 12 Haziran 2013). 1 Haziran’da polis tarafından başından vurularak ağır yaralandı.12 Haziran’da beyin ölümü gerçekleşti. 4 Medeni Yıldırım (18 Lice, 28 Haziran 2013). Kayacık Köyü’ndeki karakolun yenilenip kalekol yapılmasını protesto edenlere askerler tarafından açılan ateşle öldürüldü. 4 Ali İsmail Korkmaz (19Eskişehir, 10 Temmuz 2013). Sivil giyimli saldırganlar tarafından feci şekilde dövüldü.Bir ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. 4 Berkin Elvan (15İstanbul 15 Haziran 2013) Evinden ekmek almak için çıktı, polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu. 269 gün komada kaldı. 11 Mart’ta öldüğünde 16 kiloydu. 4 Ahmet Atakan (22 Hatay) Polisin gaz fişeğiyle kafasından vurulup çatıdan düştü. 4 Hasan Ferit Gedik (21 Maltepe) Gülsuyu’nda 29 Eylül 2013’te uyuşturucu çete üyeleri tarafından öldürüldü. 4 Mustafa Sarı (27 Adana, 5 Haziran 2013) Polis komiseriydi, eyleme müdahale ederken altgeçit inşaatından düşerek yaşamını yitirdi. ‘Devir eleştirel yandaşlık devri’ Abdülkadir Selvi’yle fitili ateşlenen yandaş gazeteciler arasındaki ayrışmaya Hürriyet yazarı Akif Beki ile Star yazarı Cem Küçük de dahil oldu. rdoğan’ı tanıdıkça Erdoğan’ı indirmek isteâşık oldum” diyen yen Doğan’ı tek cümleyle Star Medya Grubu Başkabile eleştirmiyorsun. Öte nı Ethem Sancak ve “İki yandan Tayyip Bey’e tüm silahım yüzlerce mermim samimiyetiyle sahip çıkan var, ben ölmeden kimEthem Sancak’ı yerden se Erdoğan’a dokunamaz” Küçük yere vuruyorsun” dedi. açıklaması ile tartışmaya Son dönemde AKP’nin yol açan Cumhurbaşkanı oy kaybettiğine yönelik Tayyip Erdoğan’ın ekonoaçıklamaları ile dikkat çemiden sorumlu başdanışken Hürriyet yazarı Akif manı Yiğit Bulut’u “Ayağı Beki ise, “AK Parti’nin kutökezlediğinde Erdoğan’ı rucu lideri Cumhurbaşilk terk edecek bunlar” kanı Tayyip Erdoğan bile sözleriyle tepki gösteren Beki hükümeti, bakanları, büYeni Şafak Ankara Temrokratları açıktan eleştirsilcisi Abdülkadir Selvi’ye bir mekte hiçbir beis görmezken eleştiri de Nisan ayında Yeni muhafazakâr medyadan eleşŞafak’tan ayrılarak Star’da yaz tirilerini sakınması beklenebimaya başlayan Cem Küçük’ten lir mi daha fazla?” sorusunu yögeldi. Star yazarı Ahmet neltti. Beki, “Sürekli övmekKekeç’in Selvi’nin tutumunu ten daha fena bir kötülük, ya“çok ayıp” bulduğunu söylemepıcı eleştiriden de daha güçlü sinin ardından Cem Küçük de bir destek, daha büyük bir iyiözeleştiri çağrısı yaptı. Cem Kü lik olmadığı bizzat tecrübe edilçük, Abdülkadir ağabey sen de di. Böyle fırsat tepilir mi; devir bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a eleştirel yandaşlık devri” ifadesavaş açan Aydın Doğan’a dair lerini kullandı. tek bir eleştiri cümlesi etmedin. l Haber Merkezi “E Bölyönet mantığıyla içimizde hain yaratıldı KONUK YAZAR PELİN BATU ntropoloji dünyasının rock n roll yıldızı Michael Taussig ile birkaç gün geçireyim derken Borgesvari bir sergüzeşte kapıldım. Önce Boğaziçi Üniversitesi’ndeki dersinde, güneşi simgeleyen plastik bir topun etrafında yeni vücut bilincinden bahsettik. Ardından Hisarüstü’ndeki bir balıkçıda, arkada bangır bangır arabesk çalarken dört saat boyunca “devlet fetişizmi” “lider putlaştırması” ve “ezilenin intikamı” gibi konular üzerine tartıştık. Son günümüz ise en tuhafıydı. Beyoğlu’nda bir binanın zemininde, 1500 yıllık iskeletler eşliğinde muhabbet ettik. Üç günden arda kalan, renkler üzerine yazdığı kitaptan daha renkli anlar... Üzerimizde savaş uçakları uçarken konuşmaya çalışıyoruz. Mick, “Bunlar bizim için, işte devletin gücü!” diyor... Devlet fetişizminde, liderlerin eski putlar arkasına saklanıp ilahlaşmasından bahsediyorsunuz. Bugün Putin ve Erdoğan gibi liderleri nasıl okuyorsunuz? Güce aç insanlar, daha fazla güç arzuladıkça çaresizliğe kapılan insanlardır. Elias Canetti’nin Kalabalıklar ve Güç diye bir kitabı vardır. Ona göre, sadece güce sahip oldukça daha fazla güç istemezsiniz; aynı zamanda öldürdükçe daha da fazla öldürmeniz icap eder. Tüyler ürperticidir. II. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra yazılmıştır. Durdurulamaz bir çarka binmek gibidir. Cesetlere ihtiyaç duymak: Canetti’nin bahsettiği bu. Paranoyak lider kime güveneceğini bilmez ve daha fazla insan hapse tıkılır. Bu kulağa tanıdık geliyor. Erdoğan insanları ortadan kaldırıyor mu? Mesela korktuğu için Antropoloji dünyasının rock n roll yıldızı Michael Taussig: A H alen Columbia Üniversitesin’de öğretim görevlisi olan Taussig, antropoloji, felsefe ve edebiyatı harmanlayan bir yazar. Devlet ve eşya fetişmi, şamanizm, renk teorisi ve Walter Benjamin gibi konularla ilgili yazdığı kitaplarla nam salmış. Belkide önce tıp okuyup antropolojiye geçtiği için, eleştirmenler onu felsefenin cerrahı olarak değerlendiriyor. Felsefenin cerrahı Michael Taussig ile Pelin Batu söyleşi sırasında. Gezi ile ilgili bir makale yayımladınız. O günlerde güdülmeye başlanan Makyavellist “böl ve yönet” ya da, “benim yüzde 50” yöntemine ne diyorsunuz? Bana göre Machiavelli kabile mantığını dillendiriyor. Ama buna sınıfsal bir şekilde bakalım. Sizin burada okumuş bir orta sınıf var. Bir de dinibütün köylü bir çoğunluk. Bu sömürülmeyi bekleyen bir ayrım. Böl ve yönet taktiğiyle bağlantılı olan “içimizdeki hain,” içeride ve dışarıdaki hain meselesi ilginçtir. Bütün suçları üstüne yıkacak bir düşman yaratırsınız, ya içeride ya da dışarıda. Bu bir gün Ermeni olur, bir gün Kürt. Ama Kürtler o kadar kolay lokma olamaz, bir kere çok nüfuslular, toplumun yüzde yirmisi gibi bir şey, öyle değil mi? Eserlerinizde 30 yıldır çalıştığınız Kolombiya”daki yolsuzluklara sık sık değiniyorsunuz. Yolsuzlukla ilgili merak ettiğim şey şu: Bugün neredeyse legalize olmuş vaziyette. Ülkemizde “çalıyor ama çalışıyor” diyen çok. Bu ahlaki değişimi nasıl yorumluyorsunuz? Buna ben “toplumsal sır” diyorum. Herkes ne olup bittiğinin farkında ama bilmiyormuş gibi davranıyor. Ama sen diyorsun ki artık rol de yapılmıyor. Aynen öyle. Şuna benziyor. George Bush ve Cheney, Irak’ı bombalama sebeplerini, var olduğunu söyledikleri kitle imha silahlarına dayandırdılar. Colin Powell gibi en azından onlardan daha çok saygı gören bir adam çıktı, alüminyum borular falan göstererek BM’de kitle imha silahlarına dair tartışılmaz kanıtları olduğunu söyledi. Bir yıl sonra, basın yayın kulübünün yemeğinde, çok parlak olmayan Bush, ,çoğu başkanın yaptığı gibi espri yapmaya kalkışınca masanın altına girdi ve “kitle imha silahı” aradığını söyledi. Gerçekten inanılır gibi değil. Bir yazar ya da gazeteci, gerçeğin bir değer olduğuna inanmalıdır. Ama bugün müthiş bir ahlaki çöküş var. Yeni siyaset. ‘Toplumsal sır’ Güce aç insanlar en yakın çevresindekileri uzaklaştırdı mı? Victor Serge’in “Yoldaş Tulayev Vakası” romanında, soğuk bir Moskova gecesi silah patlar. Pat diye bir adam yere yığılır. Kabinedeki bir bakandır. Rejimdekiler ve Stalinvari liderleri, Troçkistlerin ya da diğer “ötekilerin” sorumlu olduğuna inanır. Romanın devamında dört mahpusun hayat hikâyesini dinleriz.. Bu konu bana romanı hatırlattı. Devlet Büyüsü adlı kitabımda “absürt dilsizin dehşeti” adlı bir kavram ortaya koydum. Ortada terör var, dilsiz var, ve absürtlük var. Gezi sırasında burada olduğunu biliyorum, tesadüfi miydi? Evet. Bilgi Üniversitesinin “Kitleler ve Demokrasi” diye bir konferans için davet etmişti, tam da o günlerde “Gezi” oldu! On gün boyunca hiç uyumadım. İstanbul, şimdiye kadar gördüğüm en güzel şehir ama şu anda açgözlü bir “gelişimin” kurbanı oluyor. Gezi’nin olduğu yer Ermeni mezarlığının üstüne inşa edilmiş askeri komp ‘10 gün uyumadım’ leksin üstüne inşa edilmiş bir parkın sembolik öneminin altını çizmeme gerek yok. Bu direniş hareketi, “Occupy Zuccotti Park” hareketine benziyordu; ama çok daha büyüğü ve kalabalık hali. Orada olduğu gibi burada da “keşke bundan politik bir oluşum” çıksa gibi bir düşünce vardı ama Marx’ın “Devrimin ihtiyar köstebeği” gibi, bu tür hareketler dünyanın beklenmedikleri yerlerinde ve zamanlarında yüzeye çıkarlar. Oradayken ne hissetin? Mayıs 68, Paris’i andırdı bana. Gerçeklik duygusu çatlamıştı. Civardaki kafelerde oturup biramızı yudumlarken hayat olağan akışıyla devam ediyor gibiydi ama aynı zamanda insanın derisinin altına giren bir gerçeküstü bir his vardı. Bir güzellik salonunun camına, “Biber gazı cildi güzelleştirir” diye bir yazı iliştirilmiş, insanlar parkta bedava su ve yemek dağıtıyorlardı. Hep, uçurumun ucunda olma olgusuyla birlikte gelen, her an her şey değişebilir duygusu vardı. Sanıyorum bu sadece savaş değil, her an patlamaya hazır yeni hayat. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear