20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 1 Nisan 2015 yorum TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 20 Katırları da Vururlar... u yazının başlığı, “Çalıyor Ama Çalışıyor” da olabilirdi. İlk bakışta ilgisiz görünse de dünyanın en çilekeş hayvanları arasında yer alan zavallı katırlar, hem çalıyor, hem de çalışıyor... Daha doğrusu, Roboski örneğinde olduğu gibi geçim kaynağı sınır kaçakçılığı olmak zorunda bırakılan insanların emrinde, çalmak için çalıştırılıyorlar. Dağ tepe, insanın geçemeyeceği yollardan, insanın taşıyamayacağı ağırlıkta yükleri sırtlanan katırlar, devletin silahlı güçleri tarafından “çalıyor” diye vuruluyor. Çünkü devlet, izin vermediği ve vergilendirmediği kaçak alışverişi, daha doğrusu aracı payı almadığı ticaret metaını çalıntı sayıyor. Çalmak da suç... Suç kovuşturma sürecinde, genellikle önce suçu ifa eden yakalanır, ardından onu suça azmettirenin peşine düşülür. 1 nisan Şakası! evgili okurlarım, biliyorum şu anda canınız çok sıkkın, çünkü elektrikler kesik. Bütün Türkiye’de kesik! Yani sevgili dostlar, hal öyleyken depreme dayanıklı evlerde otursanız ne olur, oturmasanız ne olur? Bir tuhaf elektrik kesintisi tüm hayatımızı felç etti. Bu da bize kapak olsun! Bu durumda Türkiye’yi kurtarmaya çalışmanın da bir manası kalmadı. Öyleyse Türkiye’yi kurtarmayı çok çok bilgili yazarlara bırakarak, biz bugün geyik yapalım. Hep ciddi ciddi yazacak değiliz ya, biraz da gülelim. Efendim, geçenlerde bir grup sanatla iştigal eden arkadaş B Sınır ticareti. Devletin Uludere, yöre halkının Roboski dediği sınır bölgesinde bunun tersi oldu. 2011 yılında çoluk çocuk demeden 34 kişi öldürüldü. Yetkili ağızlar, kaçakçıların PKK’li sanılıp yanlışlıkla vurulduğunu ileri sürdüler. Yetkili ağızlara borazanlık yapanlar da katliamı “öldürülenler kaçakçı” önemsizleştirmesiyle savundular. Oysa bir hukuk devletinde, devletle silahlı çatışmaya girmeyen suçlular yargısız infaz edilemezdi. Hele devleti hamuduyla yu tanların bırakın cezalandırılmayı, kovuşturmaya bile uğramadığı ve bizatihi ahali tarafından “çalıyor ama çalışıyor” diye takdir edildiği bir düzende, böyle bir savunma hem yersiz, hem de abesti... Üstelik, çalmaya ihtiyacı kalmadığı halde hırsızlığa ayan beyan devam edenlerin ganimetlerini gerine gerine sergiledikleri yerde, bir avuç muhtaç yoksulu sınır kaçakçılığıyla suçlamak bile ayıp sayılırdı! Devletin tepelemekle yetinmediği kaçakçı yurttaşlara hakaret içeren söylemi, konuyla görevli medya düzeltti: Sınır kaçakçılığı, oldu size “sınır ticareti”. Ölçüsüz bir gaddarlıkla öldürülen 34 sınır tüccarımız da zaten şehit sayıldı! Roboski katliamı, gerek yurtta, gerekse dünyada öyle bir tepki yarattı ki; eh devletin de bir aklı var tabii, “sınır ticareti” yapan Kürt yurttaşlarımızı sorgusuz sualsiz bombalamamaya özen gösteriyor, artık. Ne var ki vergi alamadığı, denetleyemediği sınır aşırı ticarete hâlâ kini var. Bu kez tüccarları değil, dört nallı ticari araçlarını hedef alıyor, askerini masum katırların üstüne salıyor. Asker “Kaçağa gidiyor” diye daha şimdiden 8 katırı vurdu, 17 katır da kaçarken uçuruma düştü. Sağ kalan 72 katır için de itlaf kararı alınmış... Özetle iki ayaklı çalıyor ama çalışıyor olanlar, dört ayaklı çalıyor ama çalışıyor olanları imha ediyor. Bu işte bir yamukluk var. Zavallı katırlar. S sohbet ediyoruz. Önce tabii Türkiye’yi kurtardık, sonra Cumhuriyet gazetesini kurtardık ve söz döndü dolaştı, hastane ortasına büyük aptesini yapan teyzeye geldi. Dostlarımızdan biri kavramsal sanatlarla çok ilgilidir ve bu olayı kavramsal açıdan çok önemli bulmuş. Şöyle diyor: “İlk kavramsal sanatçıları düşünün... Koskoca bir salonun ortasına kendi büyük apteslerini koyup, şuna artık bok diyeceğim, büyük bir sanatsal olay yaratmışlardı; bu teyzenin yaptığını da o açıdan değerlendirebiliriz.” Ve arkadaşım devam ediyor, “Postmodern sanatın güzel bir uygulaması bu. Sanatçı bu rada özgürlük kavramını yeniden uygulamakla kalmamış, aynı zamanda insanların da bazı hayvanların haklarına sahip olması gerektiğinin altını çizmiştir. Ayrıca kendisinin anarşizm ve insürrektionalizm (isyancılık) akımının da yeni bir öncüsü olduğunu söylemek yanlış olmaz.” Arkadaşımızın bu sözleri doğrusu kafamızı karıştırdı. Grubun en anarşisti, her türlü kurala karşı olan bir genç arkadaşımız “Vay!” diye bir çığlık atıp söze girdi: “Arkadaşlar bu, doktorların ağır çalışma koşullarından dolayı hastalara yansıttıkları negatif tavırlara, bozuk yönetim ve sağlık hizmetlerine karşı da yapı[email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK “İğdİş edİlmİş atları, katırlar alkışlar.” GUStaVe FlaUBert ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] G NOKTASI genç bir ekip tarafından yönetiliyor. Kayıt portföyüne seslenenkitap.com ve ücretsiz Seslenen zarların ya da oyuncuların okuKitap iOS, Android ya da Winduğu bu kitaplar, mobil uyguladows Telefon mobil uygulamamaların yaygınlaşmasıyla cep te larıyla ulaşılıyor. Satın alınan ya lefonlarında ve tabletlerde taşıda armağan edilen sesli kitaplar nabiliyor. Yolda yürürken, aradinleniyor. bada giderken ya da eliniz başSeslenen Kitap raflarında kika iş yaparken okuyamayacağı tapların yanı sıra Forbes sesli nız eserleri, dinliyorsunuz. dergisini ücretsiz olarak bulmak Özellikle İngilizce, Almanca ve mümkün. Her ay Forbes dergiFransızca yayın dünyasında yay sinden seçilen makaleler seslengınlaşan sesli kitap uygulaması, diriliyor ve Seslenen Kitap üyele2014’ten beri Türkiye’de de var. rine ücretsiz olarak sunuluyor. Seslenen Kitap, ülkemizdeŞimdiden 55 bin üyesi olan ki “dinleyici okurlara” web sitesi Seslenen Kitap, yerel yayıncıve mobil uygulamalar üzerinden lık sektörünün hızla gelişen yeni ulaşan ilk sesli kitap dükkânı. bebeği. Genç yönetimini ve heDört dörtlük bir düzeneği ken deflerini çok beğendim, sizlere di elleriyle kurmuş, çok başarılı de tanıtmak istedim. esli kitaplar, yayıncılık dünS yasında yeri giderek büyüyen bir bilgi kaynağı. Bizzat ya HARBİ SEMİH POROY mış eylemsel bir olaydır. Ayrıca sanatın sanat için değil, sanatın halk için olduğunu da orta yere bırakmıştır. Sanat galerilerini gezemeyen Türk halkına da sanatın o cezbedici kokusunu tattırmak istemiştir.” Anarşist arkadaşımızın bu açıklamaları, açıkça söylemeliyim grup tarafından alkışlarla karşılandı ve eylem fikirleri havada uçuşmaya başladı. Dostlarımdan biri, bir grup kadının çarşaf giyerek AKM’nin önüne gitmelerini ve orada bu sanatsal eylemi gerçekleştirmelerini önerdi. Yani eylem şunu demek istiyor, 10 yılda AKM’nin içine ettiniz! Biliyorsunuz, Türk halkı gözüyle görmediği şeye inanmaz. İşte bu müthiş eylem herkese söyleyeceğini söyleyecekti. Ancak eylemi yapacak kaç kişi çıkar!.. Bu konuda herkes biraz karamsarlığa kapıldı. Kavramsal sanatın tüm inceliklerini bilen sanatçı arkadaşımız yeniden söz aldı: “Bu teyzemizin ortaya bıraktığı eser amorf bir yapıda olduğu için, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak ve eser hakkında kişilerin farklı yorumlarını kendi aralarında tartışmalarını sağlayarak, sanat eleştirmenlerine de farklı ufuklar açmıştır. Bu nedenle teyzemize teşekkür borçluyuz.” Grup olarak teyzemize en içten alkışlarımızı gönderdik. Ben bunları yazarken hâlâ elektrikler gelmemişti. Ben de sokağa çıkıp jeneratörü çalışan bir market ya da bir kırtasiye aramaya başlamak üzere hazırlandım. Çocukluğumdan beri peşimi bırakmayan vazife aşkı içimde yeniden şahlandı. Sonunda bir yer bulup çöktüm ve yazımın sonunu getirebildim. Yolda, bir eczaneye uğradım, kalabalık ama reçeteler alınamıyor. Herkes elektrik kesintisinin bir hiper saldırı olduğunda hemfikir. Acaba kim yapmış olabilir? İlk akla gelen AKP iktidarı. Çok doğal; çünkü seçimler sırasında tüm ülkede yaygın bir biçimde gelişen elektrik kesintilerine Enerji Bakanı ne demişti: “Trafolara kedi girmiş.” İkinci şüpheli Suriye, üçüncü şüpheli İran... Ben söz hakkımı kedilerden yana kullandım. Ah o benim anarşist arkadaşım, hemen şöyle dedi: “Seçimlerde ilk işimiz sokak kedilerini toplayıp, bir alanda sakin bir biçimde beslemek olmalıdır!..” Bu öneri yabana atılır gibi değil... Ne dersiniz? Ben mahalle sorumlusu olabilirim... Siz de... İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn AtALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR trafo Kedileri ün bu yazıyı yazmak üzere işyerimde bilgisayarımın başına oturduğumda saat 12.40’tı. İşyerim, TÜYAP Büyükçekmece’de, evim ise Moda’da. Evden çıkıp uzun yoluma koyulduğumda hayatın akışında hiçbir anormallik çarpmamıştı gözüme. Olayın, yani elektrik kesintisinin farkına yoldayken vardım; sis bastırmış, havanın neredeyse kararmış olmasına rağmen önünden geçtiğim evlerin, yüksek yapıların pencerelerinde her zaman olan ışıkları göremiyordum. Arabanın radyosunu açtım. Saat 10.36 itibarıyla İstanbul, Ankara, İzmir dahil ülkenin 30’dan fazla ilinde elektrik kesilmiş. HHH İster istemez o hınzır “trafo kedileri” geldi aklıma. Herhalde anımsıyorsunuz... Enerji Bakanı Taner Yıldız, geçen yıl yerel seçimlerin yapıldığı 30 Mart günü yaşanan, seçim sandıklarını karanlıkta bırakan elektrik kesintileriyle ilgili açıklama yapmış, “Espri yapmıyorum, trafoya kedi girdi. Bu ilk kez yaşanmadı. Bunu seçime bağlamak yanlış” demişti. Bakan, sözlerini “Zaman zaman eksiklerin olabileceğini söylüyorum. Kasıt aramak yan Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı D lıştır. 5 yılda bir seçimde, bir referandumda istediği sonuca ulaşamayan partilerin bu tür mazeretlerin ardına sığınmasını doğru bulmayız. Yenileceklerini anlayanlar mazeret üretiyor” diyerek sürdürmüştü. Ne var ki, uzunlu kısalı elektrik kesintisi yaşanan il ve ilçelerin sayısı 40’ın üzerindeydi. Bakan’ın açıklamasına göre ülke geneline yayılan çok sayıda kedi aralarında iyi işleyen bir iletişim ağı kurarak tam da oyların sayıldığı sırada örgütlü bir trafo saldırısına girişmişlerdi. Tarihimize “trafo kedileri” olarak geçen bu hınzırları suçlayan yalnızca Taner Yıldız değildi. Enerji Bakanlığı bürokratları da Bakan’ı izlemişler, hep bir ağızdan kedilere karşı sözlü saldırıya geçmişlerdi. HHH Fakat Bakan’ın ve Bakan’ın adamlarının onca çabalarına karşın kamuoyunu “trafo kedileri” olayına inandırmak mümkün olmamıştı. İnsanlar, tam da oy sayımı sırasında elektriklerin kesilmesini “trafo kedileri” ile açıklamanın oy hırsızlıklarını perdelemek için uydurulan bir “kaşkariko” olduğuna inanıyorlardı. Dünkü kesintinin nedeni ise aradan saatler geçmesine karşın ilgililerce açıklanmamıştı. Herhalde bu kez “makul”, “inandırıcı” bir neden aranıyor fakat bulunamıyordu. Acaba “trafo kedileri” yine işbaşında mıydı? Sokaktaki insanlar aralarında bu elektrik kesintilerinin genel seçimlerin yapılacağı 7 Haziran gününe yönelik bir tatbikat olup olmadığını tartışıyorlardı. Öyle ya AKP düşüşte, muhalefet partileri ise çıkıştaydı. Toplumun geniş kesimlerindeki kanı AKP’nin iktidarı yitirmemek için elinden geleni ardına koymayacağıydı. Dün, bu yazıyı noktaladığımda saat 14.52 idi. Dolayısıyla nasıl bir açıklamayla karşılaşacağız, bekleyip göreceğim. Kabak yine hınzır mızır o “trafo kedilerinin” başına patlamasın da... Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl üster l Spor: Arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİtLERİ İmsak İstanbul 05.13 Ankara 04.59 İzmir 05.25 Güneş Ögle 06.42 13.15 06.27 13.00 06.50 13.22 İkindi 16.46 16.31 16.54 Akşam 19.37 19.20 19.43 Yatsı 20.58 20.40 21.02 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear