20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 1 Nisan 2015 KULTUR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Tiyatroadam oyunlarıyla yine sahnede Tiyatroadam’ın oyunları “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” ve “5.Frank” tiyatroseverlerle buluşmaya devam ediyor. “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” 8 Nisan akşamı saat 20.30’da Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde, 11 Nisan akşamı saat 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. “5.Frank” ise 9 Nisan akşamı saat 20.30’da Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde sahnede olacak. ÇÜ kütüphanesindeki tablolar kaldırıldı ukurova Üniversitesi’nin kütüphanesinde bulunan nü tabloların Yeni Akit gazetesinde yer alan bir haber üzerine kaldırıldığı iddia edildi. Kütüphane yönetimi ise talimatın rektörlükten geldiğini belirtirken tabloların “eskidiğini”, o nedenle indirildiğini savundu. Yeni Akit 6 Mart tarihli haberinde kütüphaneye Yeni Akit’in alınmadığını belirtmiş “Öğrenciler şikâyetçi, nü resimlerin dikkatlerini dağıttığını belirtiyorlar” demişti. Sol.org’un haberine göre bu haberin hemen ardından nü tablolar duvardan kaldırıldı. Kütüphane yönetimi tabloların kaldırılma gerekçesi olarak “eskimelerini” gösterirken zamanlamanın tesadüf olduğunu dile getirdi. l Kültür Servisi ‘Nü’ler eskimiş... Ç 19. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nin adayları açıklandı Tiyatroda ödül heyecanı... u yıl 19’uncusu verilecek olan Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nin aday listesi ve özel ödüller açıklandı. Bu yıl “Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü”ne Zeliha Berksoy, “Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü”ne Firuze Engin, “Yapı Kredi Özel Ödülü”ne Şahika Tekand değer görüldü. Önceki akşam Four Seasons Otel’deki basın toplantısında, en iyi prodüksiyon adaylarının Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın “Hayvan Çiftliği”, DOT’un “İki Kişilik Yaz”, İBB Şehir Tiyatroları’nın “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, İBB Şehir Tiyatroları’nın “Sırça Hayvan Koleksiyonu”, Oyun Atölyesi’nin “Dolu Düşün B Boş Konuş” oyunlarının olduğu açıklandı. Ödül töreni 27 Nisan’da Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak Ödüllerde en başarılı yönetmen dalında Muharrem Özcan, Alexandar Popovski, Alexandar Popovski, Yıldırım Fikret Urağ ve Berfin Zenderlioğlu yarışacak. Yarışmada jüri başkanlığını Merih Tangün yaparken, en başarılı kadın oyuncu dalında Gizem Erdem, Hasibe Eren, Selen Öztürk, Melisa Sözen, Aslı Yılmaz; en başarılı erkek oyuncu dalında Fatih Al, Salih Bademci, Bedir Bedir, Rıza Kocaoğlu, Tuğrul Tülek yarışacak. l Kültür Servisi Romantizm doruktaydı autier Capuçon (keman) ve Gülru Ensari (piyano) Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de alabildiğince romantik bir program sundular. Programa “Romantizm Dorukta” başlığı verilmişti; Schumann, Brahms ve C. Franck çalıyorlardı. Ünlü müzisyen kardeşler Renauld Capuçon (kemancı) ve Gautier Capuçon (viyolonsel) dünyanın önde gelen salonlarında ve festivallerinde adını en çok duyduğumuz sanatçılarla çalıyorlar. Bazen günde birkaç kez onlara Mezzo kanalında rastlayabilirsiniz. Solo kariyerleri kadar oda müziğinde de uzmanlar. Martha Argerich’in gruplarıyla defalarca konser verdiler. Gautier Capuçon (1981) viyolonsele 5 yaşında başlamış. Paris’te Conservatoire National Supérieur’i bitirmiş, Viyana’da Heinrich Schiff’in öğrencisi olmuş. Başta André Navarra Ödülü olmak üzere uluslararası pek çok birincilik almış. 2001’de Fransa’nın Grammy’si sayılan Victoires de la Musique’te “Yılın Yeni Yeteneği” seçilmiş; üst üste Echo Klassik ödülü kazanmış. Virgin, EMI, Deutsche Grammophon ve Erato Classics’ten toplam 30 albümü çıkmış. Elindeki 1701 Matteo Goffriller yapımı viyolonsel de çok değerli. Gülru’ya gelince: Müzisyen bir ailenin çocuğu, 1987 doğumlu. Babası gitarcı Şadi Ensari, annesi piyanist Mehru Ensari. Onu 6 yaşında piyanoya başlattılar, konservatuvar 19 Capuçon ve Ensari Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’deydi G Albert Long Hall’deki konser Schumann’ın Fantazi Parçaları’yla başladı. Brahms’ın Mi minör sonatıyla yükseldi ve Franck’ın (aslı kemanpiyano için olan) sonatıyla doruğa tırmandı. da Meral Yapalı’nın öğrencisi oldu. Aynı zamanda Alman Lisesi’ni bitirdi ve Köln müzik yüksek okulunda Lobanov’un sınıfından mezun oldu. Oda müziği alanındaki yüksek lisans çalışmalarına Prof. Anthony Spiri ile devam ediyor. Sanatçı, Amerika, Polonya, Macaristan, Almanya, Avusturya, Portekiz ve İsviçre’de ve Zürih Tonhalle’de konserler verdi. Piyanist eşi Herbert Schuch, Ilya Gringolts, Mirijam Contzen, Sebastian Manz ve Ramon Ortega Quero gibi dünyaca ünlü sanatçılarla da oda müziği konserlerine devam ediyor. Solist olarak ün yapmak bir yana nitelikli bir “oda müzikçisi” olabil Yağmur sonrası gökkuşağı Cazın usta ismi David Murray, Mehmet Uluğ için bestelediği parçayla sahnedeydi SAMİ KISAOĞLU mek çok önemli. Birbirini dinlemek, eşlik etmek ve çalgıların renklerini kavramak için en önemli okul oda müziğinden geçer. Geçen yıl o gençlerin Zürich Tonehalle’de çaldıkları konserde Gülru Ensari de konuk piyanist olarak yer almıştı. Pekinel’ler, üstün yetenekli genç müzikçileri seçip onları dünyanın önemli okullarında eğitime yolluyorlar, iyi sahnelerinde konser olanağı yaratıyorlar. Ama sadece solo çalmak değil, oda müziği yapmalarına ayrıca özen gösteriyorlar. Albert Long Hall’deki konser Schumann’ın Fantazi Parçaları’yla başladı. Brahms’ın Mi minör sonatıyla yükseldi ve Franck’ın (aslı kemanpiyano için olan) sonatıyla doruğa tırmandı. Bu sonata kimlik veren ezgiler, dört bölüm içinde bir sarmal oluşturur, yeni renklerle karşımıza çıkar. Sanki yoğun bir çiçek kokusunun peşine takılmışçasına, dinleyeni de çalanı da alıp sürükler. Gautier ve Gülru bu etkiyi öyle güzel yarattılar ki konser bittiğinde sanırım tüm dinleyenler uzun bir süre o sarmalın içinde dönüp durdular. homo homini lupus!... insan insan’ın kurdudur sen kitap kurdu ol ğaçların çiçeğe durduğu fakat İstanbul’a baharın tam anlamıyla gelmediği, soğuğun sokaklarda ceket kapattırdığı mart ayının son haftasında şehirde iki günlük bir caz baharı yaşandı. Babylon sahnesine konuk olan cazın efsane isimlerinden David Murray’di bu zamansız baharın nedeni. Kendi adına yüzden fazla albüm kaydeden, Butch Morris’den McCoy Tyner’a cazın kilometre taşı isimleriyle çalışan, Grammy’den Guggenheim Bursu’na onlarca ödülün sahibi olan Murray, 1980’lerin başından beri yolunun düştüğü yedi tepeli şehre bu kez değerli müzik insanı Mehmet Uluğ anısına bestelemiş olduğu caz süitini seslendirmek üzere gelmişti. Dünya prömiyerini gerçekleştirdiği eserin ilk performansına saatler kala usta müzisyen ile Babylon kulisinde buluşuyoruz. Dünya halleri üzerine kısa bir süre sohbet ettikten sonra Murray saksafon çantasından Mehmet Uluğ anısına yazdığı eserin notalarını çıkartıyor. Onları başka türlü bir şefkat ve sevgi ile tutuyor. Belki bir babanın bebeğini kucaklaması gibi. Kırmızı şarabından bir yudum aldıktan sonra söze “Buradaki birçok konserimi Mehmet gerçekleştirmişti. Türkiye’de yaptığım her şey onların sayesinde oldu. Birlikte harika zamanlar geçirdik. Mehmet’i kaybettikten sonra onun için bir şeyler yapmak istedim” diye başlıyor. Önümde duran küçük sehpaya Forever Brothers, Blues for Mehmet ve Positive Messages başlıklarını taşıyan üç bölümlü eserin notalarını sıralıyo A Dünya halleri üzerine kısa bir süre sohbet ettikten sonra Murray saksafon çantasından Mehmet Uluğ anısına yazdığı eserin notalarını çıkartıyor. Onları başka türlü bir şefkat ve sevgi ile tutuyor. rum. Caz müzisyenlerinin çok sevdiği yedili akorlar bestelerin armonik temelini oluşturuyor. Swing ritmi ile moderato tempoda çalınan Positive Messages dışında ağır tempolar için yazılmış bir süit var karşımda. Ahmet ve Mehmet Uluğ kardeşlerin arasındaki dostluk ilişkisinden yola çıkarak yazdığı Forever Brothers eserinin notasını eline alıp süitin besteleniş hikâyesini anlatıyor Murray: rika müziklerini de avucunun içi gibi bilen Murray’nin geride bıraktığı her cümlede gözleri parlıyor. Geçen yılların yaşanmışlıkları onu bugün başka türlü mutlu kılıyor sanki. Ama birazda hüzne çalan bir mutluluk bu. Peki ya ortak anılarınız sorusunu yönelttiğim vakit söze şöyle devam ediyor: “Mehmet ile burada, İzmir’de ve New York’ta çok güzel zamanlar geçirdik. 1990’ların başında Akbank Caz Festivali’nde çaldığımız bir gecenin sonunda Tarlabaşı’nın ara sokaklarında yer alan manastır diye bilinen bir kiliseye gittik, orada Okay Temizle birlikte çaldığımızı hatırlıyorum. Hepimiz için unutulmaz bir geceydi.” Sohbetimizin birkaç saat sonrasında onu bu kez sahnede izlemek üzere yeniden kulübe vardığımda Murray piyanoda Abel Calderon, kontrbasta Jaribu Shahid ve davulda Nasheet Waits’den oluşan ekibini tanıtıyordu. Coşku ve neşenin el ele ilerlediği konserin bir yerinde Murray’nin Mehmet ismini kesik kesik altı kez tekrarlaması ise gecenin duygusallık boyutunu biraz daha yükseltiyor; Murray bir kez daha Uluğ Kardeşlere ve Cem Yegül’e teşekkür ederek sahneden ayrılıyordu. Konserin ardından yağmur sonrasında beliren gökkuşağının gözlerimizde bıraktığı görsel mutluluğa benzer bir duygu kulaklarımızda kalıyordu. “Piyanomun üzerine Mehmet’in bir resmini koydum ve birkaç gün boyunca önünden her geçişimde ona baktım. Daha sonra müzik defterimi de oraya bıraktım. Zamanla bir şeyler belirmeye başladı. Bir hafta sonra bir şarkı ortaya çıkmıştı. Ve ardından bir şarkı daha. Neler yaptığımızı, nerelerde takıldığımızı, birlikte yaşadıklarımızı hatırladıkça yağmur gibi akıp gitti müzik.” Cazın yanı sıra Küba ve Latin Ame Yağmur gibi akıp gitti müzik C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear