16 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE 4 HABERLER 3 ay önce Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyetini 1.3 milyar lira olarak açıklayan Şimşek, bu kez ‘bilgi yok’ dedi TBMM Sürü mü? Anayasa profesörü, 22, 23 ve 24. dönemler AKP İstanbul milletvekili olarak üç dönemdir parlamento üyesi olan Burhan Kuzu, öyle herhangi bir parlamenter konumunda değil. Kendisi aynı zamanda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olduğuna göre, konumu gereği sözüne ve yorumuna kulak kabartılması gereken bir kişidir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yüzde 10 seçim barajının kaldırılması konusunda yapılan kişisel başvuruyu görüşeceklerini söylemesi üzerine, “Baraj kaldırılırsa kararı yok hükmünde sayarız” demek garabetini göstermişse de, yine de konumu gereği söylediklerini bir kenara atamayız, hiç değilse lahavle çekerek de olsa, ileri sürdüklerini tartışmak durumundayız. Kendisi, son olarak yine kendine özgü olan ve ayrıca da kendisine pek yakışan görüşlerinden birini daha ileri sürmüş ve Ahmet Hakan ile yaptığı, dün yayımlanan söyleşisinde şunları söylemiş: Milletvekilleri sürü psikolojisiyle parmak kaldırıp indiriyor. Ardından da eklemiş: Meclis denetim yapamıyor. Meclis kanun yapamıyor. Meclis bütçe yapamıyor. Burhan Kuzu’yla göre, bütün bunlar parlamenter sistemin aksaklıklarından kaynaklanmakta. HHH Türkiye’de Burhan Kuzu’dan başka onun gibi, bozuklukların nedenini parlamenter sisteme bağlayanlar yok değil. Parlamenter sistem tartışılır, onun karşısında başkanlık sisteminin yararları sıralanabilir. Bütün bunlara bir diyeceğimiz yok. Ancak bunu yaparken, bir noktaya da dikkat etmek gerek: Acaba bizde parlamenter sistem şimdiye dek gereğince uygulandı mı? Yaşadığımız aksaklıklar acaba sistemin özünden mi kaynaklanıyor, yoksa doğru dürüst uygulanmamasından mı? Yasama ile yürütmenin yetkilerinin yaşamda net bir biçimde ayrılmaması ve uygulamada, iktidarın ve yürütmenin başının dediğinin parlamento çoğunluğunda tartışmasız kabulünde, çoğu halde iki erkin aynı siyasi partiden gelmesinin etkisi olduğu bir gerçektir. Ama milletvekillerinin sürü psikolojisiyle hareket etmelerinin nedeni salt bu değildir. Siyasi partilerin yapısı burada daha büyük etken olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekten de siyasi partiler kendi yöneticilerinin organlarının seçiminde olduğu gibi, yerel ve genel seçimlerdeki adayların seçimlerinde de, bütün partililerin katılacağı önseçimlerde seçilerek saptansalar, sonuç daha değişik olacaktır. Milletvekilinin gerçekten milletin vekili olması ancak o durumda gerçekleşebilir. HHH Bizdeki parlamenter sistem diye yutturulan lider sultası sisteminde, partilerin organlarının oluşmasında olduğu gibi, milletvekili adaylarının saptanmasında da liderin dediği olur. Tabandan geniş katılımla önseçim uygulamasına gidilmez. Böyle olunca da milletvekili olarak, kimlerin parlamentoya gireceği, her partinin alacağı oylar da bilindiğinden daha seçmen sandık başına gitmeden önce, üç aşağı beş yukarı bellidir. Sandık başına giden seçmen, tercih ettiği partinin listesindeki adayları seçmiş değil, onaylamış olur. Yani bu sistemde, milletvekillerini seçen milli irade değil, liderin iradesidir. Milletvekilleri de milletin iradesiyle seçilmişler değil de, liderin iradesiyle atananlar olduklarından bu durumun gereğini yerine getirecekler, yürütmeyi denetlerken, kanun çıkarırken, bütçe yaparken, parmaklarını, milletin iradesini değil, liderin iradesini düşünerek kaldırıp indireceklerdir. Parlamenter sistemin özü, vekillerin kendilerini parlamentoya sokan iradeye uygun davranmalarında odaklanır. Onları oraya millet değil, lider seçince de bu öz ortadan kalkar. Sen hem parlamentarizmin gereğini yerine getirmeyeceksin, hem de çıkıp “sistem işlemiyor!” diye haykıracaksın... Öyle şey olmaz! Saray unutkanlığı Erdoğan’ı 3 bin MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 1 milyar 370 milyon lira olarak açıkladığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyetini aradan daha 3 ay geçmeden unuttu! Şimşek, maliyet sorularına bu kez “Bu konuda bakanlığımızda bilgi yok” demekle yetindi. Kamu tarafından yapılan harcama tutarlarının Maliye Bakanlığı’nda bulunmadığının savunulması şaşkınlık yarattı. Maliye Bakanı Şimşek 4 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2015 yılı bütçesinin geneli üzerindeki görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyeti ve maliyetin hangi bütçeden karşılanacağı sorusu üzerine Şimşek, yeni hizmet binasının proje bedelinin toplam 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı. Şimşek, o zamana kadar Başbakanlık bütçesinden 963.4 milyon lira harcandığını, 2015 yılında tamamlanması planlanan proje nedeniyle bütçeden 300 milyon lira ödenek ayrıldığını bildirdi. Bunun üzerine CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Meclis’te soru önergesi verdi. Tanal, sarayın 1 milyar 370 milyon liraya kamera koruyacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın güvenliği için 3 bin kamera kullanıldığını ve toplam güvenlik maliyetinin 50 milyon TL olduğunu açıkladı. Candan, oda yönetimiyle düzenlediği basın toplantısında, sarayın bir özelliğini daha açıkladı. Candan, yerleşkede kullanılan güvenlik sistemi kapsamında toplam 3 bin kameranın yer aldığını dile getirdi. Kameraların piyasadaki en kalitelilerden seçildiğini anlatan Candan, “Kameraların tanesi KDV hariç en az 20002500 Avro. Kullanılan güvenlik sisteminin maliyeti en az 50 milyon TL. Biz bu hesaplamayı yaparken sisteme parmak izi, sağır oda, ayak izi tanıma sistemlerini dahil etmedik” diye konuştu.Başbakanlık’a bağlı çalışan İnsan Hakları Kurumu’nun yıllık bütçesinin 4 milyon TL olduğuna dikkat çeken Candan, “Halka iç güvenlik paketi ile ‘vur emri’ verenler, eleştiriye tahammül edemeyenler, kendilerini böyle koruyor. Neden korkuyorlar onu bilemiyoruz” değerlendirmesini yaptı. mal olduğu bilgisinin gerçek maliyeti yansıtıp yansıtmadığını sordu. Tanal, şu soruları yöneltti: “Sarayın maliyeti, inşaat için yıkılan 151 bin 723 metrekare binanın değeri, 5 ayrı binaya dağıtılan bakanlık birimlerinin kira giderleri, inşa edilecek yeni Orman Genel Müdürlüğü hizmet binası, hizmet evi ve sosyal tesislerin yapım bedelleri, lojmanlardan çıkarılanların kira giderleri de eklendiğinde iki katına çıkmakta değil midir? Maliyet hesaplarına Ankara’nın merkezindeki alanın kıymeti eklenmiş midir? Bu durumda Kaçak Saray’a ilişkin olarak açıklanan maliyet bedelinin iki katına çıkacağını söylemek mümkün olmayacak mıdır?” Bütçede sarayın maliyetini açıklayan Şimşek, soru önergesine 27 Ocak’ta verdiği yanıtta ise şaşkınlık yarattı. Tanal’ın önergesine tek cümle ile yanıt veren Şimşek, aradan daha 3 ay geçmeden bu kez sarayın maliyetini bilmediğini savundu. Şimşek, “Soru önergesinde yer alan hususlarla ilgili bakanlığımızda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır” demekle yetindi. Bütçeden yapılan harcamalar hakkında Maliye Bakanlığı’nda bilgi bulunmadığının savunulması ise soru işareti yarattı. Çünkü kamu tarafından bütçeden yapılan harcamaların Maliye Bakanlığı tarafından bilinmemesi olanaklı değil. Maliye Bakanı’nın “bilgi yok” demesi, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı için yapılan harcamalar kayıt altına alınmıyor mu” sorusunu gündeme getirdi. ‘İnşallah sonsuza l HDP Eş Genel Başkanı kadar ertelenir’ ‘Nasıl sakin olacağız ya’ Cumhurbaşkanı Erdoğan sert üslubu hakkındaki eleştirilere ilişkin olarak ise, “Diyorlar ki sayın Cumhurbaşkanım bu konularda biraz daha sakin olsanız. Nasıl sakin olacağız ya? Ne demiş Mehmet Akif: ‘Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım’ diyor. Peki Rabbimiz ne diyor: Ya elimizle, müdahale edeceğiz ya dilimizle buna da muktedir değilsek kalbimizden buğz edeceğiz” yanıtını verdi. (AA) İstanbul Haber Servisi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iç güvenlik paketinin önümüzdeki haftaya ertelenmesiyle ilgili olarak “İnşallah sonsuza kadar ertelenir. Biz o güvenlik paketinin parlamentodan geçmemesi için muhalefet olarak iç tüzükten kaynaklı ne kadar imkânımız varsa sonuna kadar kullanırız. Türkiye’yi zora sokacak, toplum içinde ciddi sorunlar yaratacak güvenlik değil güvensizlik yaratacak bir pakettir. Hükümet umarım bu yanlıştan döner” dedi. Demirtaş dün Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ile partinin Aksaray’daki İstanbul İl Başkanlığı’nda bir araya geldi. Baraj tartışmalarına değinen Demirtaş, “CHP, MHP yapar mı bilmiyorum ama biz iktidara gelirsek barajı sıfıra düşüreceğiz. Barajdan hepsi nemalanıyor. İsteseler bugün de yaparlar, geçici bir maddeyle, ilk seçimde uygulanır diyerek barajı düşürebilirler. HDP’nin seçim barajı altında kalacağını düşünüp korkuyorlarsa, bizi bu kadar seviyorlarsa, parlamentoda olmamızı çok istiyorlarsa, buyursunlar hemen yarın barajı düşürelim. Bu risk ortadan kalksın. Bizim dışımızda partiler de parlamentoya girebilsin” diye konuştu. Demirtaş, HDP’nin herhangi bir baraj sorunu olmadığını dile getirerek barajı aşacaklarına inandıklarını söyledi. Bütün toplumsal kesimlerle temasta olacaklarını ifade eden Demirtaş, “Seçim ittifakından çok mücadele birliğidir bizim aradığımız. Yeni yaşam tek partili yaşam değildir. Herkes HDP’li olsun, herkes HDP çatısı altında tek partiye dönüşsün, arayışı değildir” dedi. l Özellikle 21 Mart seçildi MHP kongreyi SELDA GÜNEYSU Nevruz’da yapacak l Erdoğan başkanlık sistemine neden geçilmesi gerektiğini ilginç ifadelerle savundu ANKARA MHP yönetimi, 11. olağan kongresini 21 Mart’ta, Nevruz Bayramı’nda yapma kararı aldı. Parti yönetiminin özellikle bu tarihi seçtiği, çünkü 21 Mart’ın salt bahar bayramı olarak kutlanması amacı taşımadığı, bunun yanında Nevruz’un bir Orta Asya geleneği olduğu belirtilirken kongre yeni kadroların oluşması açısından da önem taşıyor. Parti yönetimi seçim çalışmaları sırasında kullanılacak şarkılar üzerinde de çalışmalar yapıyor. İlk şarkı belli oldu. “Ben Türkiye’yim” adını taşıyan şarkıyı, Volkan Sönmez adlı bir ses sanatçısı seslendirecek. MHP’nin geçen günlerde yapılan Başkanlık Divan Toplantısı’nda kongre tarihi 21 Mart 2015 olarak belirlendi. Olağan kongrenin Kasım 2015’e kadar yapılması gerekirken partide kongrenin 7 Haziran Genel Seçimleri’nden sonra olacağı beklentisi vardı. Ancak parti yönetiminin özellikle kongre tarihini 21 Mart olarak belirlediği öğrenildi. MHP’nin, geçen ay Kayseri’de Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı gerçekleştirilmişti. Toplantıda ele alınan ana gündem maddelerinden biri de hükümetin yürüttüğü “çözüm süreci” olmuştu. Parti yönetiminin seçim stratejisini 1725 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının yanı sıra çözüm sürecine de yoğunlaştıracağı belirtilmişti. MHP’nin “çözüm süreci” değil, “ayrışma süreci” olarak tanımladığı süreçle ilgili özellikle Anadolu’daki yurttaşların bilgilendirilmesi kararlaştırılırken parti yönetiminin bu anlamda kongre tarihini 21 Mart’a alması da dikkat çekti. Parti yönetiminde, kongre tarihi kararlaştırılırken Nevruz’un aslında bir Orta Asya geleneği olduğuna dikkat çekildiği belirtildi. Nevruz’un “Türk dünyasının mevsimiyle, insanıyla kucaklaşması ve uyanışını” simgelediği Başkanlık Divan Toplantısı’nda dile getirilirken “seçime yeni kadrolarla gidilmesi” kararının da alındığı belirtildi. Toplantıda ayrıca, “O gün salt Nevruz’u kendilerinin görenlerin değil, Türk dünyasının da konuşması gerekli ve lüzumludur. O gün milletin asıl sahipleri konuşacak” görüşünün hâkim olduğu kaydedildi. ‘Milli şef çıkmasın’ diye istiyormuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak “Biz bu ülkede bir daha milli şef özentileri çıkmasın diye başkanlık sistemi diyoruz. Bir daha vesayet odaklarından güç alınarak milletin iradesi hiçe sayılmaya kalkışılmasın diye başkanlık sistemi istiyoruz. Hiç kimse millete efendilik taslamayı mürebbi edasıyla parmağını sallayarak milleti terbiye etmeyi aklından geçirmesin diye başkanlık sistemini teklif ediyoruz” dedi. Erdoğan, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile beraberindeki heyeti kabulünde konuştu. Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Erdoğan, “Artık Türkiye’deki bu idari yapıda elbise Türkiye’ye dar geliyor. Artık bunu aşmamız lazım. Türkiye’yi hâlâ eskinin kriterleri ile, ölçüleri ile, eskinin parametreleri ile değerlendirenler bu gerçeği göremiyorlar. Yeni, büyük Türkiye’yi anlamayanlar, başkanlık sitemi tartışmasında da yanlış yerde duruyor, yanlış pencereden bakıyorlar” diye konuştu. ATALAY: BAŞKANLIK İHTİLAFI OLMAZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili olarak partide tartışılmayan bir konunun olmayacağını belirterek “Burada ihtilaf falan olmaz” dedi. Konunun önceki gün toplanan MKYK toplantısında gündeme gelmediğini belirten Atalay, “Biraz da bunlar sürpriz olacak” diye konuştu. Atalay, milletvekili adayı olacak bürokratların istifası ile ilgili bir sınırlama getirilmediğini bilidirdi. Atalay, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soru üzerine Atalay, AKP seçim beyannamesine nihai şeklin verilmediği belirterek “15 Nisan’da, tanıtım programımız yapılacak ve ‘öncelikli söylemimiz ne, hangi konuları en öne alıyoruz’ bunları genel başkanımız açıklayacaktır. Bu tartışmaya girmiyoruz. Bu konularda işin özü diye sizlere bir şey söylemedim, biraz da bunlar sürpriz olacak” dedi. AKP’nin başkanlık sistemiyle ilgili bakışının sorulması üzerine Atalay, “Partimize, tartışılmayan hiçbir konu olmaz, herkes özgürce düşüncesini söyler. Burada ihtilaf falan olmaz. Dünkü MKYK toplantımızda böyle bir konu değerlendirilmedi” ifadelerini kullandı. Atalay Başkanlık sisteminin tartışılmasını sağlık demokrasi için olumlu bulduğunu söyledi. Seçimlerde aday olacak bürokratların istifasının frenlendiği iddialarına da Atalay, “O konuda hiçbir engelleme düşüncemiz söz konusu değil” diye konuştu. ni atsın hem de yeni anayasa ile birlikte isterse başkanlık sistemini getirir istemezse getirmez. Karar milletindir benim değil” dedi. Muhalefetin “Erdoğan denetim mekanizmalarını kaldırıyor” eleştirilerine de değinen Erdoğan, “Haşa haşa. Amerika’da çift kamaralı bir sistem var. Bu çok korumalı bir sistem. Biz de çift olmasın tek olsun diyoruz. Bu parlamento neye müsaade ederse başkan onu yapabilir, o kadarını yapabilir. Sen tercihlerinden dolayı gece gündüz millete hakaret et, seçim günü gelince destek iste. Göbeğini kaşıyan adam dediğin millet sana oy verir mi? Oy vermez. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu hiç vermez” dedi. AKP ve kendisi hakkındaki diktatör eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan, “Bize diktatör diyenlerin kendi partilerinde, camialarında yaşanan en küçük bir farklılığa nasıl tahammülsüz olduklarını gördük. İhraç ediyorlar mı? Ediyorlar. Hadi tahammül edin” ifadelerini kullandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile arasını bozmak isteyenler olduğunu dile getiren Erdoğan, “Amerika en ileri demokrasi, ekonomi, deniliyor değil mi? Amerika ne ile idare ediliyor. Başkanlık sistemiyle. Şahsım olması, başkası olması önemli değil. Millet kimi bu noktada layık görüyorsa onu getirecektir. Başbakan’la benim arama bir şeyler sokmaya çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar biz dertliyiz. Milletimize bedel ödettirecek hiçbir kararın altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası olmaz” diye konuştu. Erdoğan, iç güvenlik paketine yönelik eleştirilere de “Sokağa dökülürüz diyorlar. İç güvenlikle ilgili yasal bir çalışma var. Molotof suç olmayacakmış. Böyle bir mantık olabilir mi? Siyasetçi, ‘ben elinde molotof olanların önünde giderim’ diyor. Böyle bir mantık olabilir mi? Milletimiz bunları hep muhalefete mahkum edecektir” savunması yaptı. ‘Türk dünyası konuşacak’ AKP’ye geçti, 4 günde her sorun çözüldü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 30 Mart seçimlerinde MHP’den İzmir’in Kiraz Belediye Başkanlığı’na seçilen Saliha Özçınar Şengül, çarpıcı bir itiraf yaptı. 30 Mart’tan bu yana ilçesinin hizmet alamadığını bildiren Şengül, AKP’ye geçtikten sonra ise başta ambulans olmak üzere birçok sorunlarının çözüldüğünü söyledi. İzmir’de yerel bir televizyon kanalının yayınına telefonla bağlanan Şengül, AKP’ye geçişinin 4. gününde merkezi idarenin ilçelerine el attığını bildirdi. İlçede ciddi sağlık sorunları yaşandığını bildiren Şengül, Kiraz’ın ihtiyacı olan ambulansın sağlandığını, ayrıca karayolu problemi için ekiplerin harekete geçerek sorun tespit çalışmalarına başladığını duyurdu. armak sallayarak terbiye etmeyi düşünmesinler’ “Biz bu ülkede bir daha milli şef özentileri çıkmasın diye başkanlık sistemi diyoruz” diyen Erdoğan, “Bir daha vesayet odaklarından güç alınarak milletin iradesini hiçe sayılmaya kalkışılmasın diye başkanlık sistemi istiyoruz. Hiç kimse millete efendilik taslamayı mürebbi edasıyla parmağını sallayarak milleti terbiye etmeyi aklından geçirmesin diye başkanlık sistemini teklif ediyoruz” dedi. Erdoğan, başkanlık sistemini milletin kendi iradesiyle istemesi halinde yerine getireceğini dile getiren Erdoğan, “Şunu söylüyorum; 7 Haziran bu ülkede milletimizin Yeni Türkiye için irade ortaya koyma günüdür. Milletimiz kime bu yetkiyi verecek olursa bu yetkiyi alan da anayasayı yapacak bir güçle alsın ki gelsin hem yeni Türkiye’nin temelleri ‘P ‘Bize diktatör diyenler...’ C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear