Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE 4 HABERLER HDP’den milletvekili aday adayı olan Fırat, eski partisi AKP’den ve Erdoğan’dan çok kaygılı: Salt AKP’nin Oy Kaybetmesi Yetmez Oscar Ödül törenlerini izlediniz mi? En iyi film ödülü de dahil dört dalda birinci olan, “Birdman”in Meksikalı yönetmeni Alejandro Gonzales Inarritu TV ekranlarından bütün dünyaya şöyle seslendi: Bu ödülü Meksika’da yaşayan hemşerilerime ithaf ediyorum. Hak ettiğimiz bir hükümete kavuşabilmemiz, böyle bir hükümeti geliştirebilmemiz için dua ediyorum. Bu sözler, büyük ekonomik bunalım, çeteler ve şiddet eylemleriyle boğuşmakta olan Devlet Başkanı Pena Nieto’ya yöneltilmiş bir eleştiri. Şimdi ülkemizde Tayyip Erdoğan uygulamalarına alışmış olanlar, sormuşlardır: Kim bilir Meksika Devlet Başkanı ne ağır, ne yenilip yutulmaz bir yanıt vermiştir? Halbuki, Pena Nieto şunları söylemekle yetinmiş: Yetenekli Meksikalılar büyük özveriyle ve kendilerini adayarak tarih yaratıyorlar. Kutlarım. Bir de aynı eleştirilerin Tayyip Erdoğan’a yöneltilmesi halinde tepkisinin ne olacağını düşünün! En hafifinden “Ben milli iradeyim. Sen kim oluyorsun da..”dan başlayıp kim bilir nerelere kadar tırmanırdı. Oralara kadar gitmeye gerek yok haziran seçimlerinde AKP’nin oy kaybedeceğini söyleyenlerin nelere maruz kaldıklarına bakmak yeter. HHH Gerçekten de, gelecek seçimlerde AKP’nin yüzde kırkların altına düşeceğini ileri süren Gezici Araştırma şirketi, Maliye’nin yıldırım baskısına maruz kaldı. Son yerel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu en yakın tahmin eden araştırma şirketinin sahibi Murat Gezici yapılan denetleme için “normal değil” diyor ve daha önce de çeşitli tehditler aldıklarını söylüyor. Tayyip Bey ve AKP’liler kızadursunlar, oy kaybı sinyalleri gelmeye devam ediyor. Nitekim Bülent Tanla’nın da dünkü Cumhuriyet’teki yazısının başlığı şöyleydi: “İktidar çakılıyor mu?” İktidarın büyük bir kan kaybına uğramakta olduğu gerçektir. Ama gerek Gezici Araştırma’nın anketi, gerekse Tanla’nın yazısı açıklıkla göstermektedir ki Türkiye’nin önümüzdeki dönemin kaçınılmaz büyük kaosunu atlatma konusunda tünelin ucundan bir ışık görebilmesi için bu kayıp tek başına yeterli değildir. Her şeyden önce, HDP’nin parti olarak, seçime girip de barajı aşamaması halinde, AKP’nin seçimden oy oranı olarak azalmasına karşın sandalye sayısı olarak artışla çıkması gerçeği ile karşılaşacağız. HHH Demirtaş barajı aşacaklarına kesin gözüyle baksa da oylarının kritik eşikte bulunduğu yadsınamaz. Çözüm süreci de önemli. Gerçi taraflardan, hiçbirinin, seçime kadar dramatik kopuşlara ve kargaşaya yol açacak politikalara iltifat etmeleri beklenemez. Ama çözümü savsaklıyor görüşünü pekiştirecek bir gelişmenin doğuracağı düş kırıklığı HDP’nin barajı aşmasını tehlikeye atacaktır. AKP’nin gelecek seçimde kaybedeceği oyların onu iktidardan düşürmesi beklenemez. Zaten AKP çoğunluğu kaybetse bile fiili Başkan Baba yerinde duruyor olacaktır. Kaldı ki tam hesabın ödenmesi aşamasında AKP’nin ve Tayyip Bey’in gitmiş olmaları, olasılıkların en kötüsüdür. Ancak, önümüzdeki dönemin çalkantılı günlerinde, umut ışığının parlayabilmesi için muhalefetin de güçlenmesi gerekmektedir. Bunun için iki önemli koşul var. Birincisi, MHP’nin stepne olmaktan çıkıp gerçek alternatif olması, ikincisi de CHP’nin içinde debelendiği yüzde yirmiler bandından yüzde otuzlar bandına bir sıçrayış yapması. Bu da iki koşula bağlı. CHP’nin kısa süre içinde, önce kendi örgütünde sonra da potansiyel seçmeninde bir ivme yaratabilmesi. Bu konuda İstanbul 1. Bölge’den adaylığını açıklayan Prof. Dr. Tolga Yarman’ın şu sözü ne kadar güzel: Büyük eserlere yiğitçe, cesaretle imza atabilmek için güç, ancak örgütlerden alınır. Bu gidiş durdurulmalı ERDEM GÜL ANKARA HDP’den milletvekili adayı olan Dengir Mir Mehmet Fırat, bir dönem en etkili konumda bulunduğu eski partisi AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Fırat, “Türkiye buz gibi otoriterleşmeye, hatta diktatör devlet yapısına gidiyor. 7 Haziran son demokratik seçim olabilir. Her gün anayasayı ihlal eden bir cumhurbaşkanı var. AKP’den Kürt sorununda çözüm beklemek hayalperestliktir. Bu gidişi durduracak tek güç HDP’dir” dedi. Fırat, ikinci adam konumundayken Erdoğan’la Kürt sorunundaki güvenlikçi politikaları nedeniyle yaşadığı anlaşmazlık sonucu 2008’de AKP’den ayrıldıktan sonra kendi ifadesiyle sürdürdüğü “emekli siyasetçiliğine” HDP’den aday olarak son verdi. Siyasete yeniden dönmesini, “Ülkenin kötüye gidişine karşı 77 milyon insana karşı bir görev” olarak gördüğünü belirten Fırat, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: Türkiye’nin felaketi olur: Biz 2008’e kadar başkanlık sistemini hiçbir zaman tartışmadık. Ama başkanlık sisteminin zaten dünyada ABD’nin dışında ki onun özel bir yapısı var başka yerde başarı ile uygulandığını söylemek mümkün değil. Ancak AKP’nin başkanlık sistemi diye sunduğu şey, aslında başkanlık sistemiyle ilgisi olmayan bir yapılanma. Bu yapılanmanın adı buz gibi otoriter bir devlet yapısı. Hatta diktatörlüğe gidebilecek olan bir devlet yapısı. Her üç erkin tek bir kişide birleşmesini esas alan bir öneri getiriyorlar. Bu Türkiye’nin felaketine neden olur. AKP’deki bürokrat istilasına bakın: Sayın Cumhurbaşkanı hep şikâyet ettiği CHP’nin o meşhur İnönü dönemindeki cumhurbaşkanlığını örnek alıyor. Valilerin, yöneticilerin partili olması. Son AKP aday adaylarını incelediğiniz zaman bir bürokrat istilasına uğradığını görüyorsunuz. Goebbels’i uyguluyorlar: Türkiye’de son zamanlarda iktidarın sahip olduğu medya ve hükümetin, partinin şiddetinden korkan diğer medya grupları Türkiye’de büyük bir algı operasyonu yürütüyorlar. Benzetmek gibi olmasın ama Goebbels’in o meşhur 30 bin sayfalık propaganda kitabının neredeyse tamamı uygulanıyor Türkiye’de. Aslında siyaseti noktalamıştım: 2008 itibarıyla ben siyaseti noktalamak istedim. Ama bugünkü şartlarda Türkiye’nin giderek kutuplaştırıldığı, her şeyin ama her şeyin manevi değerlerin dahi, istismar, siyasete alet edildiği, toplumun düşman kamplar şeklinde ayrıştırıldığı, demokratik birey hak ve özgürlüklerin saygılı eşitlikçi paylaşımcı bir hukuk devleti olma vasfını giderek yitiren bir ülkeyle karşı karşıyayız. Ben CHP’nin ve MHP’nin bu gidişe dur diyebileceğini zannetmiyorum, göremiyorum. Bir tek HDP’nin barajı aşmasıyla meclis aritmetiğinin değişmesi sonucu belki bu gidişe bir şekliyle dur demek imkânı var. Bu seçimlerin son demokratik seçim olma tehlikesi var. Çünkü Ortadoğu’nun bu hale gelmesinde bizim büyük payımız var, biz çomak soktuk. Yarın ne olacağını Türkiye’nin istemese dahi bir savaşa taraf olup olamayacağını kestirebilmek şu Dengir Fırat anda mümkün değil. Sancar ve Fırat başvuruyu yaptı ‘HDP tahminlerin ötesinde oy alacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP kurucuları arasında yer alan bir dönem AKP Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Dengir Mir Mehmet Fırat ve çözüm süreci kapsamında akil insanlar heyetinde yer alan Prof. Dr. Mithat Sancar dün HDP Genel Merkezi’nde eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a 7 Haziran 2015’te yapılacak seçimler için aday adaylığı başvurusunu sundu. Mithat Sancar Başvurunun ardından konuşan Fırat, HDP’nin barajı aşarak TBMM’de bulunması halinde Erdoğan’ın 400 vekil isteğinin önüne geçilebileceğini kaydetti. Aday adaylığı konusunda Öcalan ve Kandil’in görüşünü bilmediğini söyleyen Fırat, Mersin’den aday olmak istediğini ifade etti. Fırat, HDP’nin barajı aşıp, aşmayacağına ilişkin soru üzerine “Baraj sorunu yok. Yüzde 15’in neresinde olacak; altında mı, üstünde mi?” dedi. Prof. Sancar da HDP’nin seçimlere parti olarak girme kararı verdiği andan itibaren Türkiye’de yeni dönemin inşasında kurucu aktör olmayı talep eden bir iddiayı da ortaya koyduğunu söyledi. Sancar, “Bu yeni dönemde demokrasinin, kardeşliğin, barışın, eşitliğin Türkiye’de yerleşmesini sağlayacak bir toplumsal zemin sağlamaktır. Baraj sıkıntısı olacağını düşünmüyorum. Tahminlerin ötesinde oy alacağı kanısındayım” dedi. Sancar, HDP’nin barajı aşmaması durumunda temsil adaleti krizi çıkacağını dile getirdi. Sancar, İstanbul ya da Mardin’den aday olmasının gündemde olduğunu belirtti. Öte yandan Mardin’in Derik ilçesinde yaşayan 3 Ermeni asıllı vatandaştan biri olan Zekeriya Sabunci de HDP’den aday adayı oldu. Sabunci, “HDP’nin bize kendimizi Meclis’te ifade etmemiz için hak tanıması sevindirici” dedi. İsyanı tecavüz başlattı Fotoğraf: DHA Kılıçdaroğlu, yaşamının anlatıldığı kitapta Dersim’le ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu: u CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gazeteci Erdal Emre’nin kaleme aldığı “Öteki Kemal” kitabında Dersim isyanının jandarma karakolu komutanının bir kadına tecavüzüyle başladığını belirtti. Bingöl Üniversitesi’nde 9 öğrenciye uzaklaştırma, kınama ve uyarı cezalarının verilmesinin ardından, Bingöl Üniversitesi Öğrenci Derneği üyesi 20 öğrenci bu duruma tepki göstermek için Eğitim Sen Bingöl Şubesi’nde açlık grevi başlattı. Dönüşümlü olarak açlık grevi yapacaklarını belirten öğrenciler, keyfi ve haksız cezaların geri alınmasına kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi. Fen Edebiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Emine Erdoğan, “Üniversite yönetimi tarafın 20 öğrenci açlık grevinde dan 9 öğrenciye açılan soruşturmalar sonrası verilen uyarı, kınama ve uzaklaştırma cezaları geri çekilmelidir. Biz de sesimizi duyurmak ve haklı tepkimizi ortaya koymak amacıyla süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi başlatıyoruz. Rektörlük bu keyfi soruşturmaları keyfi hareketleri geri çekinceye kadar bir nevi bizi kabulleninceye kadar biz direnişimizi sürdüreceğiz” dedi. Açlık öldürmüyor, duyarsızlık öldürüyor” yazılı pankart açan öğrenciler, üzerlerine de “Açlık grevindeyiz” yazılı beyaz yelekler giydi. Vebalı gibi davrandılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) lirterek, “Hükümet ve HDP temel 10 madHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Dedeyi müzakere etmek üzere anlaştık diyemirtaş, yerel seçim ve Cumhurbaşkaceğiz. Ancak hükümet hâlâ daha bu 10 tenı seçim süreçlerinde CHP ile ortak aday mel maddeden söz etmiyor” dedi. Öcalan’ın çıkarma gündeme geldiğinde CHP’nin temel ilkelerin müzakere edilmesinden sonra HDP’ye vebalı gibi davrandığını belirtesilah bırakma çağrısında bulunacağını ifade rek, “Bizimle bir arada görünmenin eden Demirtaş, PKK’nin silah bırakmak için kendilerine zarar vereceğini, oy kaysürecin başındaki müzakereyi hatırlattığını ve bettireceğini belirttiler” diye konuştu. “Öcalan’ın silah bırakma çağrısına rağDemirtaş, internet sitesi t24’e seçim itmen HDP’nin bunu açıklamadığı” görütifakları arasında CHP’yle ilgili bir seçeşünün gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. S. Demirtaş neğin gündemde olmadığını ifade etti. Yerel Demirtaş. “PKK, AKP sayesinde silah bıseçim sürecinde İstanbul için CHP’ye ortak aday çırakmayacak, biz Meclis’te demokrasiyi güçlenkarmayı teklif ettiklerini kaydeden Demirtaş, “O dödirdiğimizde silah bırakacak” dedi. nem CHP bize ‘vebalı’ gibi davrandı. Bizimle bir maddeyi açıkladı arada görünmenin kendilerine zarar vereceğini, oy kaybettireceğini belirttiler” dedi. Demirtaş, müzakere edilmesi talep edilen 10 madCumhurbaşkanı seçimlerinin de bir fırsat sundeyi de açıkladı: 1Demokratik siyasetinin içeriği tarduğunu kaydeden Demirtaş, CHP Genel Başkatışılmalı, 2Demokratik çözümün ulusal ve yerel bonı Kemal Kılıçdaroğlu’na ortak aday göstermeyutlarını tartışmalıyız, 3Özgür vatandaşlığın yasal ve yi teklif ettiklerini açıkladı. Demirtaş, MHP ile ordemokratik güvenceleri, 4Demokratik siyasetin devtak aday çıkaran CHP ve HDP’nin 2015 seçimlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına lerine gidemeyeceğini ifade etti. Demirtaş, “CHP ilişkin başlıklar, 5Çözüm sürecinin sosyo ekonomik akıllı davransaydı 2015’te halk iktidarı kurabiboyutları, 6Çözüm sürecinin yol açacağı yeni güvenlirdik. Bir defa biz parlamento dışında da kallik yapısı, 7Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal sak, Türkiye’nin dördüncü büyük partisi olmagüvenceleri neler olabilir?, 8Kimlik tanımı, kavramına ya devam ederiz. Sadece Meclis grubu oluşturilişkin eşit mekanizmaların geliştirilmesi, 9Demokramamış oluruz. AKP belki bundan faydalanarak tik cumhuriyet, ortak vatan, milletin demokratik ölçükendi sandalye sayısını artırabilir. Ama siyaset lerle tanımlanması, 10Bütün bu demokratik hamlelesadece parlamento değildir” diye konuştu. ri içselleştirmeye yarayan yeni anayasa. CNN Türk yayınında konuşan Demirtaş, çözüm süDemirtaş, “İmralı silah bırakın derse kandil bu recinin “köklü bir demokratikleşme” olduğunu beçağrıya uyar” diye konuştu. Demirtaş, ittifak tartışmalarıyla ilgili CHP’yi sert sözlerle eleştirdi: Haber Merkezi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşamının anlatıldığı, radyocu ve gazeteci Erdal Emre’nin Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşilerden oluşan “Öteki Kemal” kitabı, Destek Yayınları’ndan çıktı. Kitapta, Kılıçdaroğlu’nun “Dersim İsyanı” ile ilgili değerlendirmeleri de yer alıyor. Kılıçdaroğlu, isyanın fitilini, jandarmanın bir kadına tecavüz etmesinin ateşlediğini anlatıyor. Kılıçdaroğlu, çocukluğunda her akşam bir araya gelindiğinde bir şekilde sohbet konusunun Dersim İsyanı’na geldiğini söylüyor: “Rahmetli babam, jandarmanın kadınlara sarkıntılık yaptığını anlatmıştı. Hatta isimler filan da var. Ben de babama, bunları bir ara yazmasını söylemiştim. Yazıp bana bırakmış ama o notların şimdi nerede olduğunu bilmiyorum. İki eşi olan bir muhtar var, küçük eşi çok güzel. Karakol komutanı, muhtarın bu eşine göz koyuyor. Muhtarı karakola davet ediyorlar. Sonra adamı nezarete atarak, gidip kadına tecavüz ediyorlar. Kadın da ahırda kendini asıyor. Bu olayın ardından da oradaki insanlar bir araya gelip karako lu basıyor, askerleri öldürüyorlar. Ondan sonra Dersim isyan etti diye olay büyüyor. Patlak vermesi bu. Yani jandarmanın baskısı aslında… Çünkü ondan önce Dersimli zaten silahlarının çoğunu Abdullah Alpdoğan zamanında teslim ediyor. Zülfü dedem. Derdi ki: “Abdullah Alpdoğan gelirdi Nazımiye’ye, o kadar çok konuşur ki, dudaklarının iki tarafına beyaz köpük çarpardı. ‘Biz şunu yapacağız, okul açacağız, hayat şartlarınız değişecek…’” Herkes gitti silahlarını teslim etti. Dağ gibi silahları teslim ettiklerini söylerdi” Kılıçdaroğlu, Dersim katliamının sorumlusunun Atatürk, İsmet İnönü ya da dönemin başbakanı Celal Bayar, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, olup olmadığı yönündeki soruya şu yanıtı veriyor: “O konu biraz karanlık... En azından ben ulaşamadım bu verilere...” CHP’nin sorumluluğu sorulunca da “O dönemin CHP’sini, bugünkü CHP ile kıyaslamak çok doğru değil. Maurice Duverger, önemli bir Fransız tarihçisidir. O dönemin Cumhuriyet Halk Partisi’ni bir koalisyon olarak belirtir zaten” diyor. AKP’de HDP hesabı: Katılım yüksek olursa barajı geçemez EMİNE KAPLAN ANKARA AKP’de, parti olarak seçime girme kararı alan HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği hesapları yapılıyor. AKP yöneticileri, seçmen katılımının yüksek olması durumunda HDP’nin barajı geçemeyeceğini değerlendirirken, “Eğer katılım düşük olarsa barajı geçme şansı var. Bu da yüzde 85’in altında bir katılım olursa mümkün olabilir. Sol seçmen, AK Parti’nin anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmaması için HDP’ye kayabilir, ancak çok büyük bir kayma olmaz” görüşünü dile getiriyor. AKP’de, HDP’nin baraj sorunuyla ilgili şu analiz yapılıyor: HDP’nin kaderi katılıma bağlı: Seçime katılım oranı HDP’nin barajı aşıp aşmayacağında belirleyici olur. Katılım yüksek olursa HDP’nin barajı geçmesi çok zor. CHP, MHP; ve AKP’li seçmenler seçimlere çoğunlukla katılırsa HDP’nin barajı aşması mümkün gözükmüyor. Katılım az olursa ise barajı aşma olasılığı var. Seçmen sayısı 55 milyon dolayında, yüzde 85 oranında bir katılım olursa aşağı yukarı 45 milyon seçmen sandığa gider. Bu durumda HDP’nin 4.5 milyonun üstünde oy alması lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın aldığı oy sayısı 3.9 milyon dolayında. Bu oy sayısına ulaşması bu seçimde mümkün değil. İstanbul çok önemli: Bir partinin barajı geçebilmesinde İstanbul’da alacağı oy oranı çok önemli. İstanbul’da seçmenden yüzde 10 dolayında oy almak ülke barajını da aşabilmesi için önemli bir gösterge olur. 10 Yurt Haberler Servisi Konya’da AKP’den milletvekilliği için aday adayı olan Osman Yavuz, Osmanlı padişahlarının başına taktığı börk ve postlu cübbe ile afiş hazırlattı. Yavuz, “Biz Osmanlının Kayı boyundanız. Soyadımın Yavuz olması da dedemin babası, Yavuz firkateyninde görev yaptığından dolayı soyadı kanunuyla birlikte bu soy ismini almışız. Ecdadımızla birlikte övünüyoruz” diye konuştu. Adaydan Osmanlı börklü afiş C M Y B