29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2015 CUMA 6 HABERLER Cirit, Cihaner’in Yargıtay’da değil Ergenekon davasına bakan mahkemede yargılanmasını istemiş Savaşmama Hali Çoğu gözlemcinin gördüğünü, nihayet Bülent Arınç da görmüş: İnsanların gözündeki nefret, kin ve en azından öfke. Bülent Bey insanların yüzde ellisinin gözünde gördüğü nefretin Türkiye’yi yönetilemez kılmasından korkuyor ki, haklıdır. Bu gerçeği keşke daha önce görmüş olsaydı. Bilmiyorum, görseydi, uyarmaya gerek duyar mıydı ya da uyarabilir miydi? Ama birilerinin “dur!” demesinin zamanı geldi de geçiyor bile. Yalnız ekonomik alanla sınırlı bir olgu olmayıp toplumsal yaşamın ve kültürün tümünü kapsayan bir süreç olan az gelişmişlikte, siyasetçilerin, geniş kitleleri kendi politikaları doğrultusunda seferber edebilmelerinde öteki ve “düşman” kavramları çoğu zaman etkili olmaktadır. Bu gerçeğin farkında olan Tayyip Erdoğan bu çok tehlikeli yöntemi sıklıkla kullanıyor. Herkesin gözünün içine baka baka yaptığı, “dinine ve kinine sahip gençler” istediği konuşması daha akıllarda. Sürekli gerginlik toplumu patlamaya hazır bir dinamit haline sokmuş durumda. Türkiye etnik ve mezhepsel gerginliklerin hatta patlamaların yaşandığı bir ülke. Buna bir de bölgenin şu anda içinde bulunduğu patlamaya elverişli ortam da katılınca ortaya çıkan manzara daha da korkunç oluyor. Şu anda Türkiye KürtTürk, SünniAlevi sürtüşmelerine eğilimli bir ortamı yaşıyor. HHH Uygarlıklar mozaiği olduğunu hep iftiharla öne sürdüğümüz Anadolu’nun çoklu yapısı her zaman için farklılıkları ötekileştirici değil, birleştirici politikaları zorunlu kılmıştır. Bu gerçek kavranıp gereği yerine getirildiğinde etnik ve mezhepsel çekişmelerin, patlamaların uzağında kalınmış, aksine davranıldığında da batağa saplanılmıştır. Bölgenin mezhepsel ve etnik karışıklıklarla, patlamalarla sarsılmakta olduğu günlerde Türkiye’nin bu tür gerginliklerin sınırlarından sızmasını engellemek konusunda dikkatli olması gerekirken Tayyip Erdoğan’ın bir yandan Kürt sorununa çözüm sürecini geliştirmeye çalışırken öte yandan tam tersi bir yol tutarak toplumsal gerginlikleri kışkırtıcı davranışlarını arttırmakta olduğunu görüyoruz. Sürekli kin ve nefret, toplumu gerdikçe geriyor. Zaten 30 yılı aşkın süredir devam eden Kürt sorununun iki tarafta da meydana getirdiği gerginlik tehlikeli boyutlara varmışken, buna bir de bölgeyi saran SünniŞii çatışmasının içeriye SünniAlevi gerginliği olarak yansıması tehlikesi eklenirken, şimdiye kadar Cumhuriyet tarihinde tanık olunmamış, tamamen Erdoğan politikalarının yan ürünü olan laik mütedeyyin gerginliği de katılınca toplumsal gerilim daha da tırmanıyor. HHH Büyük gerginliğin belirtilerini Bülent Arınç da görmüş. Herhangi bir toplumsal patlamanın henüz yaşanmıyor olması, kimseyi kandırmasın! Silah seslerinin duyulmadığı her ortam barış ortamı değildir. Kimi zaman sessiz ortamlar, gerçek barış ortamları değil, savaşmama hali ortamlarıdır. Ortada çatışma yoktur ama çatışmayı her an fitilleyecek her şey mevcuttur. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu ortam bu. En ufak bir kıvılcım her an bir patlamaya yol açabilir. Ve bu patlamaya yol açabilecek olan en büyük etken de Tayyip Erdoğan’ın çok sevdiği, şimdiye kadar da yarar sağladığı gerginlik politikalarıdır. Biri Tayyip Bey’e anlatabilmeli ki, artık gerginlik politikaları çok tehlikeli olmaya başlamıştır. Zaten gerçek bir iç barış değil, üç cephede savaşmama ortamında olan toplum, artık yeni gerginliklere tahammülü olmayan tehlikeli eşiğe dayanmıştır. Bu eşik aşıldığında Türkiye tümüyle yönetilemez hale gelecektir. Türkiye’yi savaşmama halinden kurtarmak, hızlı barış ortamına doğru çekmek gerekmektedir. Asıl sorun da Tayyip Erdoğan’ın kin ve nefret ısmarlayan politikalarıyla bunun nasıl sağlanabileceğidir. DÜZELTME: Dünkü yazımda, dostum, sınıf arkadaşım Prof. Dr. Fazıl Sağlam’ın adı sehven Mehmet Sağlam olarak çıkmıştır. Düzeltir, hem okurlarımdan hem de Fazıl Sağlam’dan özür dilerim. Tartışılan heyeti övmüş ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Hükümet desteğiyle Yargıtay Başkalığı’na seçilen İsmail Rüştü Cirit’in cemaatler hakkında soruşturma yürütmesi sonrası tutuklanan dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in Yargıtay’da değil, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerektiği yönünde muhalefet ettiği ortaya çıktı. Cirit, İstanbul’daki mahkemenin Cihaner davasıyla Ergenekon dosyasını birleştirme kararını “Manifesto niteliğinde çok güzel bir karardır” diye övmüş. Cihaner’in Yargıtay’da u Yargıtay Başkanlığı’na seçilen Cirit’in 2010’da İstanbul’daki mahkemenin Cihaner davasıyla Ergenekon dosyasını birleştirme kararını “Sağlam hukuki temellere dayanan, dosyadaki sorunu çok iyi yansıtan manifesto niteliğinde çok güzel bir karardır” diye övdüğü ortaya çıktı. yargılanması yönündeki karar alındığında, henüz buraya yeni HSYK tarafından cemaate yakın 160 kişi atanmamıştı. Bu nedenle hükümetin Yargıtay üzerinde etkinliği yoktu. O dönem Cihaner’in aralarında bulunduğu 11 sanık hakkında “Ergenekon terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Bir sürede bu yargılamayı yapan Erzurum 2. Ağır Ceza, 10 Mayıs 2010 tarihinde ise dosyanın İstanbul’da görülen Ergenekon davası ile birleştirilmesine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de birleştirmeyi kabul etti. tiğini düşünen Cirit’in arasında bulunduğu bazı üyeler, bu karara muhalefet etti. O dönem Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı Cirit, 13 sayfalık karşı oy yazısı kaleme aldı. Yargıtay’ı “Türk milleti adına” karar vermemekle suçlayan Cirit, şunları kaydetti: “Bir kere bu suçun soruşturmasından başlayarak birçok kasıtlı ve tasvip edilemez müdahaleler ve tasarruflar olmuştur. Davaya konu olayların başlangıcı ve gelişmelerinde olduğu gibi bu karar yalnız başına değerlendirilmeyecek, TV ekranlarına, gazete sayfalarına ve internet sitelerine yansıyan birçok bilgi ve belge ile anılacak ve yorumlanacaktır. Fotokopi belgeler üzerinden birleştirme kararı verilmesi en başta kökleşmiş Yargıtay kararlarına aykırıdır” GENEL SEKRETER DEĞİŞTİ AYM’de ilk operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na salı günü seçilen Zühtü Arslan, ilk olarak Genel Sekreter Oğuz Kaya’yı görevden alarak yerine Selim Erdem’i atadı. 2004 yılı Kasım ayında Anayasa Mahkemesi tarafından Yüce Divan’da çalışmak üzere görevlendirilen Erdem, 2011’de Anayasa Mahkemesi Raportörlüğü’ne atanmıştı. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli’nin başkanvekilliği için görev süresinin 14 Nisan 2015’te dolması nedeniyle bu tarihten önceki iki ay içinde seçim yapılacak. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçiminde Zühtü Arslan ile yarışan Serruh Kaleli, 6 oy almıştı. Kaleli, yeniden başkanvekilliğine aday olmazsa, Anayasa Mahkemesi üyesi olarak görev yapacak. 26 Ekim 2011’de Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliği’ne seçilen Alparslan Altan’ın görev süresi 26 Ekim 2015’te sona erecek. Altan, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü’nün başkanlığını yürütüyor. ‘Manifesto niteliğinde’ ‘İstanbul’da yargılanmalı’ Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit Ancak bu süreçte Cihaner’in başsavcılık döneminde işlediği iddia edilen “görev suçu” yönünden açılan davaya bakan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, dosyanın kendisine gönderilmesi gerektiğine karar verdi. Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz ederek Cihaner’in nerede yargılanacağı konusunu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündemine taşıdı. 28 Eylül 2010 tarihinde toplanan Ceza Genel Kurulu, oyçokluğuyla Cihaner’in Yargıtay 11. Ceza’da yargılanması gerektiğine hükmetti. Cihaner’in İstanbul’da yargılanması gerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilk birleştirme kararını öven Cirit, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme kararı da yaklaşık 15 sayfa olup tamamen sağlam hukuki temellere dayanan, dosyadaki sorunu çok iyi yansıtan manifesto niteliğinde çok güzel bir karardır” ifadelerini kullandı. Cirit, muhalefet şerhinde, şunları da kaydetti: “Sonuç olarak çeşitli nedenlerden dolayı bu dava ve bu davaya konu gelişmeler basın tarafından Yargıtay’ın kamuoyu nezdinde yıpratılmasına sebep olmuştur. Üzülerek söylemek gerekir ki, Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararı ile bu kapıyı kapatmamış aksine derin sorunlara ve tartışmalara kapı açmıştır. O nedenle bugün burada verilen karar ‘millet adına’ görev yapan yüksek yargının itibarını tekrar kazanmaya başlaması adına bir dönüm noktası olmamıştır.” KILIÇDAROĞLUBAYKAL Emir Sarıgül’ün Şişli Belediye Başkanı’na yönelik küfürleri internette yayımlandı CHP’de süpriz zirve FIRAT KOZOK ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, selefi Deniz Baykal ile sürpriz bir görüşme yaptı. Baykal, görüşmede Antalya için hâkim gözetiminde önseçim yapılması görüşünü iletti. Kılıçdaroğlu’nun bu görüşe sıcak baktığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu, dün TBMM’deki makamında, pazar günü yapılacak Parti Meclisi öncesi, bazı milletvekilleri ile ayrı ayrı görüşerek, seçim bölgelerindeki aday belirleme yöntemlerine ilişkin görüşlerini sordu. Kılıçdaroğlu, Denizli’ye hareketinden önce ise sürpriz bir şekilde selefi Baykal ile de yaklaşık yarım saat makamında bir araya geldi. Alınan bilgilere göre, görüşmede Antalya için nasıl bir yöntem belirlenmesi konusunda Baykal’a düşüncelerini soran Kılıçdaroğlu’na, Baykal’ın, “Daha önce de arkadaşlarla görüşlerimi paylaşmıştım. Hâkim gözetiminde ön seçim olması doğru olacaktır” ifadesini kullandığı belirtildi. Baykal’ın vekil adaylarının büyük çoğunluğunun önseçim ile belirleneceğine ilişkin tüzük değişikliğini de olumlu bulduğunu ilettiği belirtildi. İnönü’ye küfür videoda Akrabası CHP’li çıktı İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ile görevinden istifa eden eski Başkan Yardımcısı Emir Kılıçdaroğlu’nun öğrenci velileriyle yaptığı toplantıya Cumhurbaşkanı Sarıgül arasında yaşanan Tayyip Erdoğan’ın Rize’den akrabakrizle ilgili bir video insı olan Rize Anadolu Lisesi Okul Aiternette yayımlandı. Dün le Birliği Başkanı Osman Erdoğan da yayınlanan video kısa sükatıldı. Erdoğan gibi Rize Güneysulu rede sosyal medyanın en olan Osman Erdoğan, Cumhurbaşkaçok konuştuğu konularnı için “Ailece görüştüğümüz biri, yadan biri haline geldi. bancı değil… Kız alıp vermişliğimiz olmuştur” derken, yerel seçimlere kadar Videoda belediye mecAKP’ye oy verdiğini ancak CHP Genel lisindeki yerine otuBaşkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğran Hayri İnönü’ye sonlu ile birlikte CHP’li olduğunu açıklaradan salona gelip yandı. Osman Erdoğan, “Cumhurbaşkadaki sıraya oturan Emir nı Erdoğan ile görüşüyor musunuz?” Sarıgül’ün sorusuna da “Kendisine kim ulaşabiliyor ki. Rantçıların dışında kimse ulaküfür ettiSarıgül şamıyor ki” yanıtını verdi. ği öne süErdoğan şöyle konuştu: “Aynı köyrülüyor. İnönü lüyüz. Aynı soy ismindeniz. Akraba deKonuyla ilğiliz desem olmayacak ama iyi görügili gazeşürüz. Son seçime kadar AKP’liydim. tecilerin Bazı şeyler hoşuma gitmediği için isOsman sorularıtediğim yerdeyim. CHP üyesiyim. 12 Erdoğan Eylül’de ceza yemiş, devletin sillesini nı yanıtlayemiş biriydim. Ülkücüydüm.” yan İnönü, “O videoyu duydum daha bak‘Geleceği Birlikte Kuruyoruz’ toplantılarının sekizincisi velilerle yapıldı madım. Ama doğru, bana her ay belediye meclis toplantısında küfrediyor. İkiüç kere oldu böyle. Aldırmıyorum. ANKARA (Cumhuriyet Bürotası yapılmalı, primini de devlet sorunlara dikkat çekti: Basit kişilerin basitlisu) CHP Genel Başkanı Kemal karşılamalı. l 21’inci yüzyılda, Ankara’da biği olarak gördüğüm için Kılıçdaroğlu, “Eğer Türkiye çağl Ücretsiz dağıtılan kitapların bile ikili öğretim yapılıyor. Derslikler aldırmıyorum. İnsanın daş uygarlığı yakalayacaksa, bilimsel içeriği yetersiz. artırılmalı. terbiyesine şey yapamılimsel bir eğitimi çocuklarımıl Meslek liselerinde öğrenciler l Yeterli öğretmenin atanması yayorsunuz ki!” dedi. za vermek zorundayız” dedi. Kıyeterli staj imkânı bulamıyor. pılmalı. Öğretmenin geçim sıkıntılıçdaroğlu “Geleceği Birlikte Kul Okulların temizlik ve güvenlik sı olmamalı. Önceki tartışmalar sonruyoruz Öğrenci Velileriyle Buluşgörevlilerinin maaşını veliler ödüyor. l Okullarda 67 yaşındaki çocukrasında da İnönü, Emir ma” toplantısının sekizincisinde okul l Kılık kıyafet serbestliği gelir dülarla, 1617 yaşındaki öğrenciler aySarıgül’ün kendisine küaile birliklerinde yöneticilik yapan, zeyi farklılıkları nedeniyle olumsuz. nı bahçeyi paylaşmamalı. für ettiğini, eski Başkan Türkiye’nin farklı illerinden gelen vel Seçmeli dersler konusunda, l Eğitim sistemi bakana göre deMustafa Sarıgül’ün ise lileri dinledi. Velilerin şikâyetlerini öğretmenler kasıtlı yönlendirmeler ğişiyor. Sistem kalıcı, istikrarlı olmalı. tehdit ettiğini söylemişti. basına aktaran Kılıçdaroğlu, şu l Bütün öğrencilere kaza sigoryapmamalı. Kılıçdaroğlu: Bilimsel eğitim şart ek olasılık Baykal’a istisna Parti kulislerinde Baykal’ın önerdiği biçimde önseçim yönteminin Antalya’da uygulanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Buna karşın Kılıçdaroğlu’nun istemesi durumunda Baykal için Antalya 1. sırayı kontenjan olarak kullanabileceği konuşuluyor. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, “Sürecin içinde Sayın Genel Başkan elbette ki milletvekilleriyle görüşüyor, görüşecek. İşte ben de onlardan birisi olarak görüşmemi yaptım. Adaylık konusu konuşulmadı. Değerlendirme paylaştık. Ben seçim yöntemleriyle ilgili tercihimi, anlayışımı ifade etmeye çalıştım. O konularda karşılıklı değerlendirmeler yaptık” dedi. Baykal, “Antalya’da önseçim mi istiyorsunuz?” sorusuna, “Benim bu konuda ne istediğimi şu ana kadar bilmiş oluyor olduğunuzu düşünüyorum” karşılığını verdi. Görüşme sonrasında odasında bir grup milletvekiliyle değerlendirme toplantısı yapan Baykal, çıkışta da benzer görüşleri dile getirdi. Kılıçdaroğlu da, “Güzel bir görüşme oldu” demekle yetindi. T Barış anlamına gelen ‘Aşiti’ AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi ‘MİT yetkililerini PKK ile mi irtibatlandırdınız?’ n İstanbul Haber Servisi Emniyette “paralel yapı” iddialarına ilişkin gözaltına alınan 21 şüpheli polis, tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Polislerden Gafur Ataç’a savcı Zafer Koç, 7 Şubat MİT krizi dosyası olarak bilinen dosyayı, Selam Tevhid soruşturması üzerinden yeniden canlandırarak çözüm sürecini yürüten olarak tanımladığı MİT yetkililerini Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan üzerinden PKK/KCK örgütleri ile irtibatlandırmaya çalışıp çalışmadıklarını sorusunu yöneltti. Ataç da, suçlamayı kabul etmeyerek, bununla ilgili kendisine hiçbir delil, bilgi, belge ve doküman sunulmadığını söyledi. İBB’den Kürtçe sokak ismine ret HAZAL OCAK 14 Aralık protestosuna 26 gözaltı n ŞANLIURFA (DHA) Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, 31 kişinin gözaltına alındığı 14 Aralık operasyonunun ardından, Şanlıurfa’da düzenlenen protesto gösterilerine katılanlara yönelik inceleme başlattı. Polis ekipleri, 17 polis ve Zaman Gazetesi Şanlıurfa Temsilcisi Murat Şimşek ile Aktif EğitimSen üyesi 8 kişiyi evlerinde gözaltına aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclis toplantısında Dikilitaş Mahallesi’ndeki “Barış” adlı sokağa “Barış Aşiti” isminin verilmesi AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi. Beşiktaş Belediyesi, Hakkâri Belediyesi ile başlattığı kardeş belediye ilişkileri kapsamında Dikilitaş Mahallesi’ndeki “Barış” adlı sokağı “Barış Aşiti” olarak değiştirilmesini talep etti. Teklifle ilgili Harita ile Kültür, Turizm ve Sanat Komisyonu ortak görüşünde sokak isim değişikliği talebini “mevcut adres sisteminin bozulmasına, resmi kurumlarda ve özel sektörde adres kargaşasına neden olacağı” gerekçesiyle uygun görmedi. Komisyonların CHP’li meclis üyeleri bu görüşe katılmadığını bildirdi. İBB’nin dünkü meclis toplantısında söz konusu isim değişikliği gündeme geldi. Toplantıda söz alan İBB’nin CHP’li meclis üyesi Cevdet Bayram, “Barış ve kardeşlik ortamı oluşturulmaya çalışıldığı bugünlerde Kürtçe barış anlamına gelen ismin uygun görülmemesini anlamış değilim. Biz Hakkâri’de Türkiye için çalışmalar yaptık. Orada bir sokağa Beşiktaş ismini verdiler. Biz de nezaketen isim değişikliği istedik” diyerek teklifin komisyonlara iade edilip yeniden değerlendirilmesini istedi. İBB’nin CHP’li Meclis üyesi Coşkun Tanış da “Türkiye’de açılım denen sü ‘Açılım sürecinde skandal’ reçte değişikliğin uygun görülmemesi skandal” dedi. İBB CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever ise “Mevzuattan kaynaklanan nedenler gerçeği yansıtmıyor. Daha geçen gün sokak ismi değiştirdik. Bunun neden değiştirilmediği konusunda açıklamazsak mevzuata dayalı nedenler sunarsak doğru olmaz. CHP, AKP’den daha fazla bu ülkede barışa katkı sunmaya hazır bir örgüttür” diyerek komisyona iadesini aykırı teklif olarak oylanmasını talep etti. Ancak AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi. Daha sonra asıl sokak isim değişikliği teklifi oylandı. Teklif yoğun tartışmaların ardından CHP’li meclis üyelerinin “ret” oyuna karşılık AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla uygun görülmedi. C M Y B i i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear