21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 7 Aralık 2015 yorum TASARIM: ECE KURTULUŞ 20 Sahipsiz Saip Köyü... alum, memleketin muhtarları son dönemde muteber. Seçim süreçlerinde “saray”da ağırlama, yemekler, alkışlar, televizyon şovları, al gülüm ver gülüm. Muhabbet pek bi güzel! Cumhurbaşkanı, memleket meselelerini onlara anlatıyor, mesajlarını onlar aracılığıyla iletiyor. Hatta muhtarlığın öneminin altını çizerken onlara teröristleri bulmak, izlemek ve ortaya çıkarmak gibi polisin, güvenlik güçlerinin misyonlarını yüklüyor.. hhh Gel gör ki muhtarların hepsi muteber değil, aralarında farklılar ve cezalandırılması gerekenler de var. Tuta tuta ayrımcılık, bizim köye, bizim muhtara yansıdı. Abartmayayım Türkiye’nin en güzel köylerinden Karaburun Saip Köyü’nün muhtarı, sahipsiz bırakıldı. Sahipsiz ne kelime, Turhan Karaoğlu eşyalarıyla birlikte muhtarlık binasından kapı dışarı atıldı. Neden, niçin mi? Anlatayım, hikâye ilginç... AKP iktidarı, 30’a yakın ili büyükşehir yapıp, yasayla bir gecede köyleri mahalleye dönüştürmüştü ya... Köylerin mal varlıkları, muhtarlık binaları, menkul ve gayrimenkulleri bir gecede el değiştirdi. Peki, ne oldu? Hemen hemen bütün köylerin varlıkları, illerde valiler başkanlığında kurulan komisyonlar tarafından Diyanet’e verildi. Şimdi bizim köyün imece usulü bağışlarla yaptığımız muhtarlık binası ve köy kahvesi, ayrıca bakkalı, 5 dönüme yakın zeytinliği belediyeye geçmesi gerekirken Diyanet İşleri’nin oldu. Açıkçası gasp edildi. Ya sonra? İzmir Valisi’nin tepeden gelen buyrukları onaylamasıyla gasp edilen köyümüzün varlıkları, birkaç gün sonra tayini çıkacak Karaburun Kaymakamı’nın talimatıyla yerine getirildi. Karaburun Müftülüğü’nün ısrarıyla, kaymakamın giderayak talimatıyla Saip Köyü Muhtarlığı boşaltıldı. Müftü Bey, sürekli, kendisi ve imamlar aracılığıyla köyümüzün bakkalı Ayfer Abla’dan dükkânı boşaltmasını istiyor. Eğer bira satmazsa kalabilirmiş, ama bu durumda işletemezmiş. hhh Muhtarımız Turhan şimdi sokağa atıldı. Ekmeğiyle oynanan Ayfer Abla ne yapsın, yakında bakkalın kapısına kilit vuracak. Karaburun Belediye Başkanı Ahmet Çakır, acil bir gereksinim olmamasına karşın muhtarlığın boşaltılmasını anlayamadıklarını söylüyor. CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “Halkın oylarıyla seçilen muhtar sahipsiz değildir. Kapı önüne konulmasının açıklaması nedir? Köyün iktidar partisine oy vermemesi olabilir mi?” diyor. Ben anladım; bizim bağış ve desteklerimizle yapılan muhtarlık binası ve köy kahvesi Kuran kursuna hazırlanıyor. Halkın vergileriyle lüks arabalara binen sayın Diyanet İşleri Başkanı... Gasp edilen köy kahvesi ve muhtarlık binası için yaptığım bağışları, geri istemiyorum ama sizin “değerlerinizle” helal etmediğimi bilmenizi istiyorum... Not: Sevgili okurlarım, bu son pazartesi yazım. Ekonomik gerekçelerden ötürü yönetimin kararıyla yazarların gün sayısının birer eksiltildiği bildirildi. Bundan böyle haftada iki gün yerine, yalnızca cuma günleri buluşabileceğiz... M meğin haklarını adım adım izleyen Şükrü Karaman uyarıyor: “Kıdem tazminatı fonuna ilişkin yasa bu dönemde Meclis’ten çıkabilir. Çünkü hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Ulusal İstihdam Stratejisi’nde hem de 2015 Ekimi’nde yayımlanan Orta Vadeli Program’da kıdem tazminatı fonun kurulacağı açıkça ilan ediliyor. Eğer fon kurulursa emekçinin alacağı kıdem tazminatı miktarı azalacak, alabilme koşulları zorlaşacak. Yani yürürlükteki sistem yok edilecek, yerine yepyeni bir fon gelecek.” Sıra kıdem tazminatında E Haiti depremi yardımları nerede? iyanet İşleri Başkanlığı genel D bütçeye bağlı bir kamu kuruluşu. Türkiye Diyanet Vakfı ise yasalara göre özel hukuk kişisi. Makamına oturduğundan bu yana şeyhülislam tavrına bürünen Mehmet Görmez’in sorumluluğundaki Diyanet İşleri Başkanlığı bu ayrımı hiçe sayıyor. CHP milletvekili Bülent Kuşoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı bütçeleri arasında ayrım gözetilmediğini saptamış bulunuyor. Dahası var... Bülent Kuşoğlu, 2010’da gerçekleşen Haiti depremi için toplanan 5.8 milyon Türk Lirası ile 520 bin Avro’nun, bu ülkeye gönderilmeyip Türkiye Diyanet Vakfı’na aktarıldığını belgeleriyle belirlemiş ve diyor ki: “Bir yardım için toplanan paraların vakfa aktarılması bir devlet skandalıdır. Vatandaş da istismar ediliyor, devlet de istismar ediliyor. Tam bir yolsuzluk ve rezalet örneği.” Bunun üstüne bir de vekâlet yoluyla kesilen kurban paralarının, hac ve umre işlemleri için vakfa aktarılanların, yurtdışındaki vatandaşların Hac ve Umre ziyaretlerinden elde edilen gelirlerin ne olduğunu eklediğinizde... Çürümenin ve çürütmenin toplamı çıkıyor karşınıza. Bize devrimcilik gerek ünlük özel haberleri, yorumları ve dizileri ile atağa geçen “telgrafhane. org” bilgisunar sitesinin genç Genel Yayın Yönetmeni Taylan Özbay, “Atatürkçülüğün Kurtuluş Savaşı” adlı kitabında gardırop Atatürkçülüğüne yönelik ciddi eleştiriler getiriyor. 1923 devriminden ödün vere vere karşıdevrimin doruk noktasına çıkaran ve çıkarmaya devam eden çevreler ve siyasetçilerin okuması gereken kitapta Özbay, Atatürk’ün pek bilinmeyen bir görüşüne de yer vermiş. Atatürk, 1918’de söylemiş şu sözleri: “Benim elime büyük yetki ve güç geçerse ben sosyal hayatımızda istenilen inkılâbı bir anda bir coup (vuruş) G Haftada bir buluşmak dileğiyle... yılı aşkın bir süredir okur20 larımızla olduğumuz Ankara Kulisi köşesi, tasarruf gerekçesiyle haftada bire indi. Karikatürist dostum Murat Sayın da çizgileriyle bu köşede olamayacak. Kendisine şimdiye değin harcadığı bilinç dolu emeği için çok teşekkür ediyorum. Bundan böyle her hafta yalnızca cumartesi günleri buluşmak dileğiyle... ile yapacağımı zannederim. Zira ben, bazıları gibi, halkı ve ulemayı yavaş yavaş benim görüşlerimin derecesinde görmeye ve düşündürmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılabileceğini kabul etmiyorum ve böyle bir harekete karşı ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıllık yükseköğrenim gördükten, sosyal ve uygar hayatı inceledikten ve özgürlüğü tatmak için ömür harcadıktan sonra neden halk seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarırım.” İdarei maslahatçılık, gelene ağam gidene paşamcılık, dönme dolapçılık, liboşluk, “yetmez ama”cılık, kof külhanlık, uydurukçuluk, popülistlik, merkez sağcılık ile yetinenler karşısında Atatürk’ün akılcı, bağımsızlıkçı devrimciliğini diri tutmak gerekiyor. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘Işık, ancak aranırsa bulunur…’ anırım böyle bir sloganla yola çıkmıştık. Nâzım Hikmet Akademisi’nin ardından: “Benimle gelir misiniz” soruma olumlu yanıt veren bir avuç öğrencimle birlikte o yaz, 2014 yazında “Ne yapalım, ‘akademi’ olmazsa biz de ’Atölye’ kurarız!” diyerek yola çıktığımızda, bir konuda daha en baştan görüş birliğine varmıştık. Artık hızla düşünce karanlığına kayan bir iklimde ışık, ancak onu aramakta direndiğimiz takdirde yeniden bulunabilirdi. Yoğunlaşan bir aydınlanma düşmanlığı ile savaşımda tek güvenebileceğimiz güç, sürekli bilgilenme ile desteklenecek eleştirel düşünmenin yardımıyla aydınlanma hedefinden asla ödün vermemeye yönelik kararlılığımız olabilirdi. S ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Hızlı bir kuruluş… İki tek parti 015 senesi sona ererken ülkede artık tek partinin kesin egemen olduğu bir siyasal yapı var. Hemen her konu milletvekili sayısı ana muhalefetin 2.4 katı olan Siyasal İslam ideolojinin odağı AKP tarafından biçimlendiriliyor. HHH 2 7 ARALIK 2015 SAYI: 32933 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay Biçimlendirilen yeni Türkiye İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Bu durumda geçmişin CHP tek partisi ile günümüzün AKP tek partisinin temel özelliklerini karşılaştırmak gerekiyor: HHH Ülke bugünkü tek partili siyasal yapıya bir gecede gelmedi; şu üç sürecin birlikte işlemesi bu sonucu doğurdu: 1. “Aydın” aymazlığı; 2. AKP’nin bilinçli uygulamaları ve 3. CHP’nin 2010’dan sonra üst yönetimi tarafından, ideolojisi ve kadrolarıyla, Yeni CHP adı altında projeyle AKP benzeri bir biçimde sağcılaştırılması. Geleceğe bakmak Bugün elbette eski tek partiyi geri getirmeyi düşünmek bile söz konusu olamaz. Türkiye siyaseti 1945’in bu aylarında çok partili yaşama geçti. O tarihten tam 70 yıl sonra bugün yeniden tek partinin tekeline girmiş bulunuyor. Başkanlık arayışlarıyla bu tekel daha da güçlendirilmek isteniyor. Oysa, bu gidişin kesinkes tersine çevrilmesi gerekiyor. Siyasetin gündemi, Cumhuriyetin kurucusu olan tek partinin sahip olduğu nitelikleri ve değerleri bugünün koşullarında yeniden yorumlamak; çağdaşlaşma, sol ve barış boyutlarıyla canlandırmak ve sağlıklı bir çok partili siyasal yaşama geçilmesini sağlamak olmalıdır. Bu yapılmazsa geriye çağdaş demokrasi için dört bir ağızdan (AKP+3) Fatiha okumak kalır! Tasarladığımız girişimi 2014 Eylülü’nde ‘Ahmet Cemal Kültür Atölyesi’ (kısa adıyla ‘ACKA’) adı altında gerçekleştirdik. Başlığımız, aslında amaçlarımızın genel bir özeti gibiydi. Uzunca bir zamandır çeşitli alanlarda “kültür” adı altında kültürsüzlüğün ve sığlığın üretildiği bir ortamda “kültür” kavramının içini yeniden ve bu kez doğru yönelimlerle doldurmayı amaçlamıştık. Öngörülen iki yıllık eğitim süresi boyunca atölye çalışmaları, bugünün okuyan, düşünen ve Sokrates’in “Üzerinde düşünülmeyen bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat değildir” söylemini ilke edinmek isteyen insanlarının, asıl uğraş alanları ne olursa olsun, en azından “haberdar” olmaları gereken konularda odaklaşacaktı. Bugün geriye dönüp yaklaşık bir buçuk yıldır bir yandan “Sanat Tarihi”, “Dünya Edebiyatı”, “Başlangıcından Günümüze Eleştirel Düşüncenin Gelişmesi”, “Psikanalitik Edebiyat Okumaları”, “Felsefe”, “Modern Çağın Kültür Tarihi”, “Mitoloji, İdeoloji ve Edebiyat”, “Anlatıbilim”(“Narotoloji”), “Marksizm ve Aydınlanma”, “Bilim Tarihi” vb. gibi başlıklar altında değerli eğitmenlerimizce yönlendirilen çalışmalara, öte yandan da bu ortak çalışmalara katılan atölye üyelerinin tartışmalara katkılarına tanık oldukça, yolumuzun doğruluğuna inancım daha da pekişiyor. Asıl karanlık, ışığın aranmamasıdır… T.C. ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2015/525 Davacı, ALTINDAĞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI ile davalı, OSMAN ÖZTÜRK, FULYA ÖZTÜRK arasında mahkememizde görülmekte olan kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescili) davası nedeniyle; Davacı Ankara ili, Altındağ ilçesi, Turan Mah. 601 Ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın davalıya ait hissenin kamulaştırmasına karar verilmiş olup; mahkememize ait 2015/525 esasında 17/11/2015 tarihinde kamulaştırma talebine ilişkin dava açıldığı, bu işleme karşı tebliğden itibaren 30 gün içerisinde iptal davası, adli yargıda hatalara karşı Altındağ Belediyesi hasım gösterilerek dava açılabileceği, süre içerisinde dava açılıp yürütmenin durdurulması kararının mahkememiz dosyasına ibraz edilmesi halinde kamulaştırma işleminin yapılacağı ve mahkememizce tespit edilecek bedel üzerinden taşınmaz kamulaştırma yapılan idare adına tescil olunacağı, tespit olunacak kamulaştırma bedelinin hak sahibi Vakıflar Bankası Ankara Adliye Şubesi’ne yatırılacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerini 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ait 2015/525 Esas sayılı dosyasına ön inceleme duruşmasının bırakıldığı 21/01/2016 tarihinden önce yazılı olarak bildirilmesi gerektiğinin 2942 sayılı yasanın 4650 sayılı değişik 10. maddesi 4. bendi uyarınca ilan olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 195958) İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.35 05.18 05.39 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.08 12.02 14.22 06.49 11.47 14.09 07.10 12.11 14.37 Akşam 16.45 16.32 16.59 Yatsı 18.1 0 17.57 18.22 Gerçek “Aydınlanma”, ancak birey olması istenenlere bu bağlamda dokunulabildiği, yeterince kararlılıkla seslenilebildiği ve bu yöndeki hiçbir bireysel çabanın küçümsenmediği takdirde gerçekleşebileceğine umut bağlanabilecek bir olgudur. ACKA’nın çok kısa geçmişinde atılan asıl büyük adım, sanırım bu oldu. Özellikle bu yılın başında eklenen yeni bir sınıfla birlikte atölyemiz, hiçbir verinin tartışılmadan bilgiye dönüştürülmediği bir “beyin fırtınası mekânı”na dönüştü. Ve bu mekândan yola çıkarak “Stüdyo A” adıyla oluşturduğumuz yeni birimimiz, bu fırtınanın güçlü düşünsel esintisiyle hayat buldu. “Stüdyo A”, atölyemiz üyelerinden bazı tiyatro çıkışlı arkadaşlar ile dışarıdan davet ettiğimiz ve yine tiyatrodan gelen çok değerli dostlardan oluşma küçük bir çalışma grubu; amaç ise tiyatro alanında kuramsal çalışmalar gerçekleştirmek. “Shakespeare ve Politik Tiyatro” başlıklı ilk üç toplantının düşünsel yoğunluğundan anladığım kadarıyla grubun “küçüklüğü”, yakın bir zaman için planlanan etkinlikleri ile sadece lafta kalmaya mahkum. Evet, karanlık bastığında, ışığı aramanın ve şair Octavio Paz’ın deyişiyle “düşlere layık olmanın” zamanı da gelmiş demektir! C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear