20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Aralık 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY tasarım: ZARİFE SELÇUK haber 7 HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ: Bize suikast beklerken TAHİR ELÇİ’Yİ VURDULAR HDP BİR ADAMIN ÇILGINLIĞININ BEDELİ 4 Suriye sorunu Rusya uçağının düşürülmesiyle başka bir boyuta ulaştı. Rusya’nın Erdoğan ve ailesine yönelik IŞİD’in petrol ticaretinde bağlantıları olduğu yönünde suçlamaları oldu. Türkiye’nin kolayca girdiği Suriye’den daha zor çıkacağı söyleniyor. Ne dersiniz? Öncelikle Erdoğan ve AKP’nin Suriye politikası Türkiye’yi her zaman zora soktu, bu halkın başını belaya soktu. Başarısız oldular, başarısızlıklarını son derece büyük bir kibir ve küstahlıkla kabul etmediler. O stratejik derinlikleri su birikintisi derinliğinin ötesinde değildi. Ve Türkiyeyi bir su birikintisinin içinde boğdular. Şimdi de Rus uçağının düşürülmesinde başka bir felaketin kapısını açtılar. Bir adamın çılgınlığının, agresifliğinin sonuçlarını, bedellerini bugün Türkiye halkları ödüyor. En son Rusya elindeki IŞİD’le petrol ticareti görüntülerini de açıkladı. Bize göre ayan olanın beyan edilmesidir. Bize soruyorlardı elinizde belge var mı diye. Biz partiyiz sonuçta istihbarat uydu görüntüleri yoktu, o belgeleri sunamıyorduk. O nedenle bizi suçlu ilan ettiler. İşte Can Dündar’ı Erdem Gül’ü suçlu ilan ettiler. Hapse attılar, bizleri de hedef haline getirdiler. Erdem Gül’ün Can Dündar’ın günahı neydi? Bir gerçeği şu kadarcık küçücük bir belgesiyle ifşa etmek dışında suçları neydi? ‘Yapmayın böyle şeyler IŞİD’le işbirliği yapılmaz, dost olunmaz. Kürtlerle dost olun, Kürtler Türkiye’nin en güvenilir müttefikidir, gelin sırtınızı Kürtlere yaslayın IŞİD’e yaslamayın’ dedim diye bakın hâlâ kafama gaz fişeği atıyorlar, bizleri hedef tahtası haline getiriyorlar. Davutoğlu da ‘sıçrama’larına dikkat etsin! Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Silvan’da iki gün üst üste saldırıya uğradı, ölümden döndü. Bu saldırıların bir suikast girişimi olduğunu söylüyor. Demirtaş’ın aracına sıkılan kurşundan bir hafta önce ‘Kürt siyasetçilere suikast yapılacağı ihbarı’ aldıklarını anlatıyor. “O listede Tahir Elçi yoktu. Bize beklerken onu vurdular” diAyşe yor. Yüksekdağ ile kendilerine ve partiYıldırım lerine yönelik saldırılardan Suriye’ye, başkanlık sisteminden HDP kongresine dek son dönemde yaşananları konuştuk. 4 Kasım ayında Diyarbakır Silvan’da üst üste iki saldırıyla karşılaştınız. Önce kafanıza gaz fişeği atıldı, sonra içinde yer aldığınız heyet kurşunlandı. Bunlar suikast girişimi miydi? Evet, bizim ilk yorumumuz da o oldu. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz, AKP Saray iktidarının yönettiği bir ülke ve başımıza gelen bir belanın siyasi bir gerekçesi olmadığını düşünemiyoruz. Silvan’da normal koşullarda olması gereken şuydu; benimle birlikte 15 milletvekili oradan geçebilirdik. Oradaki güvenlik güçleri bizi korumakla görevliydi. Ama böyle olmadı. Yanımızda üstelik herhangi bir güvenlik zaafiyetine yol açmayacak bir grup olmasına rağmen girişimiz engellendi ve çok açık bir saldırıyla karşılaştık. Gaz fişeğinin kafama gelmesi de aslında hedef, nişan alınarak sıkıldığını gösteriyor. İlk önce koruma arkadaşımızın kolunu sıyırdı sonra kafamı sıyırdı. HEDEF ALINDIM NECATİ SAVAŞ Saldırıların sevk ve idare merkezi Saray 4 Bir partinin iki eşbaşkanı da saldırıya uğradı, milletvekilleriniz sürekli polisin saldırısına maruz kalıyor. Başka bir partiye yönelik olsa bunlar yer yerinden oynardı. Size yönelik olduğu zaman mı olağanlaşıyor? Bize yönelik olduğu için olağan görülüyor bu saldırılar. Çünkü HDP onların reddettikleri, resmi ve meşru görmedikleri bir halk iradesini temsil ediyor. O nedenle bize dönük geliştirilen bu saldırılar sadece göz yumarak, yokmuş gibi davranarak değil aynı zamanda azmettirilerek sürdürülüyor. HDP’ye yönelik saldırıların sevk ve idare merkezi AKP Saray iktidarıdır. 4 Bu devam edeceği anlamına mı geliyor? Tabii ki çok sistematik ve iktidar odaklı bir saldırı projesi, planı çünkü bu. Ve bundan sonraki dönemde de sürdüreceklerine dair çok açık mesajlar veriyorlar. 4 Tehdit mesajları, suikast duyumları var mı? Tehdit mesajları artık bizim günlük yaşamımızın bir parçası haline geldi. Selahattin Bey’e dönük o son saldırıdan bir hafta önce aslında bize bu yönde bir bilgi gelmişti. Bazı kişilere dönük suikast planları olduğuna dair bir bilgiydi bu. Selahattin Bey ve bana dönük zaten çok daha öncesinde değişik süreçlerdeki yenilenen bilgilerdi bunlar. Adeta biz seçim kampanyası boyunca arkamızda suikastçılarla seçim çalışması yürüttük. Bunların bir kısmı devlet kayıtlarına da girdi. Yakalanan IŞİD militanlarının ifadelerinin yansıyan boyutları oldu. IŞİD’in Ankara’da gerçekleştirdiği saldırıdan sonra bazı IŞİD hücrelerine dönük operasyonlar yapıldı. O operasyonların Antep ayağında gözaltına alınan bir IŞİD militanının emniyette verdiği ifadeden öğrendik ki Antep’te benim Şahinbey ilçesindeki bir halk toplantısına dönük bir saldırı planı ve görevlendirme yapılmış. Selahattin Bey’e saldırıdan bir hafta önce böyle bir bilgi bize ulaşmıştı. Ne yazık ki Selahattin Bey’e saldırı üzerine bu iddiaların hiçbirinin mesnetsiz olmadığını gördük. Tahir Elçi ondan kısa bir süre sonra saldırıya uğradı. Kürt siyasetçiler, HDP’li siyasetçiler başta olmak üzere bazı kişilere dönük suikastlar olacağı bilgisi çok somut bir şekilde gelmişti bize. 4 Tahir Elçi de var mıydı o listede? Hayır. Biz daha çok bizlere siyasetçilere dönük suikastlar olacağını düşünüyorduk, bekliyorduk. Ama Tahir Elçi gibi bir insan hakları savunucusuna dönük bir suikastı beklemiyorduk. Beklemediğimiz yerden gelen bir saldırıydı bu. Bu bizim için daha da bir sarsıcı oldu. Tahir Elçi gibi insanların öldürülmesi adaletin, vicdanın öldürülme girişimidir. Bu son dönemdeki gerilim ve çatışmacı siyasetin ne kadar kıyıcı bir aşamaya geldiğinin göstergesidir. SORUŞTURMA YOK 4 Gaz fişeği kafanıza gelseydi ölebilirdiniz... Kafama geldi, sıyırıp geçti. Hafif bir şişlik oldu kafamda. Türkiye’de biliyorsunuz gaz fişeğiyle insan öldü, çocuklar öldü. O nedenle bir tesadüf olduğunu düşünmüyoruz. Onunla da sınırlı kalmadı üzerimize tazyikli su sıkarak, gaz bombası atarak saldırıyı sürdürdüler. Biz ikinci gün yeniden mahalleye girmek için yola çıktık. O gün de çok enteresan bir tuzakla, pusuyla karşılaştık. Sokağa çıkma yasağının olduğu mahalleye yine 1314 milletvekili ve yaklaşık 100 kişilik sivil halktan oluşan bir grupla girdik. Herhangi bir uyarı, polis barikatı, görüşme yapılmadı. Mahallenin içerisine girdikten sonra üzerimize ateş açıldı. Çok açık taammüden gerçekleştirilmiş saldırılardı bunlar. Bir süre önce biliyorsunuz Selahattin Beyin aracına bir saldırı düzenlendi. Hâlâ kayda değer soruşturma, adli bir kovuşturma süreci işletilmiş değil. 4 Hiçbir işlem yapılmadı mı bu polisler hakkında? Gaz fişeğini atan polis bulunmadı mı? Hayır, tam tersine benim hakkımda soruşturma başlatıldı, polis memurlarına hakaretten. Öyle bir can pazarı içeri sinde bizim verdiğimiz tepki soruşturma gerekçesi haline getirildi. Tam bir can pazarıydı, Silvan bugün Derik’te, Nusaybin’de Sur’da aynı tablo yaşanıyor. Kesinlikle sivil, silahlı ayrımı yapmaksızın bütün bir halk düşman olarak görülüyor oradaki saldırı birimleri tarafından. Ve biz bunların kayıtlı silahlarla, kayıtlı sicil numaralarıyla orada operasyon düzenleyen güvenlik birimleri olmadığını biliyoruz. Aynı zamanda Saray’a bağlı özel güvencelerle bölgeye gönderilmiş birimler var. İşte Esedullah Timi gibi adı da ifşa edilen timler... 4 Esedullah Timi’ne dair bir çalışmanız ya da elinizde belge, bilgiler var mı? IŞİD’ci oldukları da söyleniyor... Bizim özel bir çalışmamız var elbette. Basına, kameralara, fotoğraflara yansıyan görüntüler var. Onun yanı sıra yüz IŞİD BAĞLANTILI lerce tanık var. O bölgede yaşayan sivil halk var, siyasetçiler var. Benim sözlerimin objektif veri ve kanıt kabul edilmesi gerekir ama bunların hiçbiri hiçbir yargı kurumu tarafından delil olarak resmi tanıklık olarak kabul edilmiyor. Biz IŞİD bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Söyleşinin geniş hali cumhuriyet.com.tr’de SÜRECEK Demirtaş: Söz ağızdan bir defa çıkar Sur ilçeiyarbakır’ın hallede 2 a m sinde 6 okağa n edilen s Aralık’ta ilağı sürüyor. Gea çıkma yas z vardiyalı olarak ü ce günd operasyonlarda sürdürülen e ve dün güvenc önceki ge PKK’nin gençile lik güçleri ası YDGH üyem n ıla p a çatışlik y a şiddetli leri arasınd dı. Sık sık patlan malar yaşa seslerinin yükh ila s e 4 poma v de, 1’i ağır seldiği ilçe ı. Fatihpaşa d lis yaralan de yanan iki eve Mahallesi’n leri müdahale itfaiye ekip dürürken yoğun n ederek sö an dolayı itfaiye çatışmalarder yanan evlere ekipleri diğ demedi. e müdahale aşbakan Ahmet Davutoğlu ha bire tekrarlıyor Can Dündar ve Erdem Gül’ün Silivri’ye yollanmalarına ilişkin; “Bu tür davalarda esas olan tutuksuz yargılamadır” diye… Peki, “istisnai” olan bu durum neden/ nasıl ortaya çıktı diye müteakip bir soru sormak kimsenin aklına gelmiyor. Sorulsa Davutoğlu’nun “Bu sorunun muhatabı ben değilim” demesi büyük olasılık. Ama soruya muhatap bir merci işaret etmeyeceği, edemeyeceği de büyük olasılık. HHH Böylesi bir “merci” aramaya kalkacak olanlar için en büyük ipucu, önceki yazımızda ele aldığımız üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Can’la Erdem’in tutuklanmasını ima ile sarf ettiği ileri sürülen sözlerden çıkıyor: “Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı, üç sıçradı, bitti.” Demek ki esas olan tutuksuz yargılama olsa da “kaideyi bozan istisna”, böyle (hukuki olmaktan ziyade siyasi) bir “çekirgeyi bitirme” operasyonu ile alâkalı… HHH Hâl böyle olunca 1 Kasım seçimi sonrası süreçte Davutoğlu’nun “iktidar protokolü”ndeki yerine ilişkin yaptığımız “Düzeltmen”lik nitelemesi ne yazık ki geçerliliğini sürdürüyor. Onun “tutuksuz yargılama” şeklinde serdettiği kanaat, iktidarın demokrasi ile imtihanında bir “düzeltmen” tavrının nişanesi olmaktan öteye gitmiyor. HHH Fakat iddiayı haksızlık noktasına da vardırmamamız gerekir. Başbakan, belirgin şekilde fark edildiği ve hissedildiği üzere kendince bir “restorasyon” çabası içinde de görünüyor. Gerek kurduğu hükümetin Meclis’te güvenoyu alması sonrasında, gerekse TÜSİAD toplantısının açılışında yaptığı konuşmalardan hissediyoruz ki Davutoğlu, Erdoğan’ın çatışmacı siyaset stratejisi ve üslubundan farklı ama tabii böylesi bir “siyaset panzeri”nin gölgesinde ne kadar mümkün olabilecekse o kadar, o ölçü ya da çapta bir uzlaşmacı, barışçı, diyaloğa açık siyaset yapmaya çalışıyor. HHH “Ahmet Hoca” mizaç olarak çatışmacı bir pratik ve performansın insanı olmadığını biliyor. Hem de bugün gelinen noktada AKP’ye oy vermeyenleri iyice kıyıya itip köşeye sıkıştırarak, yaşam biçimi açısından nefes alamaz kılarak yola devam edemeyeceğini düşünüyor olabilir. Çünkü onu iktidara getiren ama kendisinden çok Cumhurbaşkanı’nın marifeti olan çatışmacı, kutuplaştırıcı siyaset stratejisinin sonucu belli: Elde edilmesi zor bir başarıya imza atarak toplumun yarısını arkasına almak; ama aynı şekilde elde edilmesi çok zor bir ikinci başarıya daha imza atarak toplumun diğer yarısını da büyük bir nefretle karşısına almak… Başbakan, yöneteceği toplumla böyle şekillenmiş bir aşknefret “ikili sarmal”ından çıkma yolunda mesajlar veriyor. “100’de 100’ün hükümeti olacağız; en aykırı görüşlere bile yer vereceğiz” diyerek. Can DündarErdem Gül tutuksuz yargılanmalı beyanında bulunarak. Muhalefetle birlikte uyumlu çalışma önerisiyle herkesi dinlemeye hazır olduklarının altını çizerek. Ve iş dünyasına, daha doğrusu “laik burjuvazi”ye de “Bizim yönümüz Avrupa’ya dönük, Türkiye bir Avrupa halkıdır” şeklinde lâflar ederek… HHH Tüm bunlar hoş, ama ne ölçüde uygulamaya yansıyacak ve Başbakan nereye kadar pürüzsüzkesintisiz böyle devam edebilecek, doğrusu bunu da endişe içinde merak ediyoruz. Aman, “Ahmet Hoca” da “sıçrama”larına dikkat etsin diye uyarmak geliyor içimizden!.. B YAR S İ L O P 4 1’İ AĞIR SUR’DA Y N GÜN E T Ş E T A İNE ALI BAŞKANLIK SORUSUNA YANIT D Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nün Türkiye Konferansı’nda soruları yanıtladı. Demirtaş, çözüm süreci konusunda yeniden masaya dönülmesinin tartışılması gerektiğini belirtti. “Türkiye’de başkanlık sistemini destekler misiniz” sorusu yöneltilen Demirtaş, “Söz ağızdan bir defa çıkar” yanıtını verdi. Hak ve özgürlüklerin pazarlık mevzusu edilemeyeceğini belirten Demirtaş, “Hiçbir zaman net bir teklif sunmadılar. Halen de başkanlık derken neyi kastediyorsunuz diye sorduğunuzda söyleyebilecekleri hiçbir şey yok çünkü bir başkanlık modeli önermiyorlar” dedi. ABD dönüşü basın toplantısı düzenleyen Demirtaş, “Şahsi kariyer planınız nedir” şeklindeki soruya “Bırakmıyorlar bizi. Biz genel başkanlığı bırakmak istiyoruz da genel başkanlık bizi bırakmak istemiyor. Herhalde bu kongrede de başka aday çıkmayacağı görülüyor. Bir dönem daha böyle götürürüz” yanıtını verdi. l AA HDP ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısıyla gözaltı 20 Temmuz’daki Suruç katliamından yaralı kurtulan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri ile ESP’lilerin evlerine 5 ilde baskın yapıldı. Aralarında SDGF Eş Başkanları Oğuz Yüzgeç ve Özgen Sadet, Figen Yüksekdağ’ın basın danışmanı Ece Şimşek’in de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. ESP Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok ile Diyarbakır İl Başkanı Soner Çiçek’in gözaltına alındığı sırada polisler “Ölürüm Türkiyem” şarkısını dinledi. Bırakmak istiyorum ama... Babası: Dilan evde tek başınaydı DP ve DBP Diyarbakır il örgütleri sokağa çıkma yasağını protesto için yürüyüş düzenledi. H HDP Diyarbakır Milletvekilleri Ziya Pir, Feleknas Uca ve yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı yürüyüşte katılımcılar 500 metre sonra Ofis semtinde durduruldu. Terörle mücadele ekiplerinin önceki gün Sancaktepe’de PKK’ye ait olduğu iddia edilen eve düzenlediği operasyonda öldürülen Dilan Kortak’ın (19) ailesi, kızlarının infaz edildiğini ileri sürdü. Baba İbrahim Kortak, çatışma iddialarının gerçek dışı olduğunu söyleyerek, “Devletin yaptığı infazlardır bunlar... Kızım evde tek başınaydı” dedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear