25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 4 Aralık 2015 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 5 Festivalde Jeremy Irons’u şalgam meraklısı yaptılar Mena Suvari maatinin gizli dosyası yanlığın en karanlık tadiye bir haber yer aldı. rikatı olarak gösteriİddianamaye dayanlen ve kelime anlamı dığı söylenen haberde, “Tanrı’nın işi” demek “Opus Dei” tarikatından olan Opus Dei’de müsöz ediliyor, masonAhmet Taşçı’nın kispeti ritlerin, dikenli telli melar, Moon tarikatı ve bital halkayı bacaklarına lumum gizli istihbarat örgütleri taktıklarına inanılır. sıralanıyor. Dan Brown’ın ünlü kitabı Da Bugün gazetesi editörleri ise Vinci Şifresi kitabında da böyle Opus Dei’nin ve masonların bir mürit vardır. Bizim kispetin herhalde gizli işaretlerini yan yana koyböyle bir işlevi vardı da biz muşlar. İzmir Yamanlar Koleji’nde bilmiyoruz. Acaba 654 yıldır Kırkpınar’da bulunan Fethullah Gülen’in toplanan güreşçiler, orada bu özel odasında bunlar varmış. kispetleri giyip, kendilerini sıAncak bir de Kırkpınar Başkıştırarak gizli birtakım faaliyetpehlivanı Ahmet Taşçı’nın kislerde mi bulunuyorlar. petini oraya yerleştirmişler. Eğer böyleyse, savcılarımız Bu kıspet meselesinin, nasıl uyuyor mu? gizli bir anlam taşıdığını çöz Opus Dei ile Kırkpınar kispetinin casus ilişkisi ayyum yönetiminmek mümkün olmaK deki Bugün gazedı tabii. tesinde dün Gülen ceBiliyorsunuz, Hıristi Jeremy Irons Catherine Deneuve Dibi boylayan ülkemiz ntalya’daki Altın Portakal’da, yıldızlara kahve falını bakıldığını anlatmıştık. Dün bir gazeteci dostumuz aradı, “Masalara dikkat ettiniz mi, içki servisi yok” diye uyardı. İnanılır gibi değil ama gerçekten de pek çok yabancı yıldızın katıldığı yemekte içki servisi yapılmadığı ortaya çıktı. Altın Portakal’ı Antalya Belediyesi düzenliyor. Ana sponsorlardan biri ise Sabah gazetesi ve atv televizyonu. Aralarında Catherine Deneuve, Jeremy Irons, Sinead Cusack, Kathleen Turner ve Mena Suvari’nin bulunduğu ünlülere bir gala yemeği verildi. Gala yemeğinin masasında, sadece su bardakları görülüyor. Ancak haberde, Jeremy Irons’un “Sizin milli içkiniz nedir” diye sorup, “Rakı” yanıtı alınca da içtiği ama şalgam suyuna A Gülben Ergen meydan okudu aray köşe münde dolaşan, S yazarı Cem varlığı kötü niyetKüçük’ün, Gülten ibaret, konuben Ergen ve eşi Erhan Çelik’e yazdıklarını dün aktarmıştık. Gülben Ergen cesur kadın. Dün Twitter’da Cem Gülben Ergen Küçük’e isim vermeden meydan okudu ve şöyle dedi: “Aramızda insan görünüşan, yazan, varlığını nefret kusarak belli edenler var. Onlar benden değil.” Saraylardan güç alıp, sanatçılara yüklenmek bayıldığı yazılmış. Bir de Sabah yazarı Prof. Hasan Bülent Kahraman’ın önünde rakı bardağı dikkat çekiyor. Olayı izleyen muhabirlere sorduk. Şöyle dediler: “Genelde kimse içki içmedi ancak isteyene servis yapıldı. Gala yemeğinde ise sadece belli konuklar vardı. Bilemiyoruz.” Şimdi bu ünlüler gidip Amerika’da, Türkiye’yi şöyle anlatabilirler: “Valla, bir festival düzenlemişler ama içkisiz. Yemekte de ancak zorla isteyince içki servisi yapıldı, bir iki kişiden fazlası da içmedi. Bol bol şalgam suyu ikram ettiler. Sarhoş olmak için de üzüm yemek serbestmiş. Ayrıca ülkenin en önemli gazetelerinden birinin yayın yönetmeni ile Ankara temsilcisini de biz ordayken tutuklayıp hapse attılar.” kolaydır. Ancak bazen böyle sert kayalar çıkar. umhurbaşkanı Erdoğan dün Rusya ile uçak krizini anlatırken, Sokollu Mehmet Paşa’nın Venedik Elçisi’ne “Biz sizden Kıbrıs’ı alarak kolunuzu kestik, siz İnebahtı’da donanmamızı yakarak sakalımızı kestiniz” dediğini hatırlattı. Eğer kastedilen, “Biz sizin uça Teşbihte hata olmaz ama... C ğınızı düşürdük, pilotun ölümüne yol açtık” demekse, bu çok ağır. Yok başka bir şeyse, o da tutmuyor. Gerçi eskilerin bir sözü vardır, “Teşbihte (benzetmede) hata olmaz” derler ama sözler yine de tartışmalı. Nerden baksan olmadı yani. nsanın ülkesinin dibi boyladığını adım adım izlemesi, katlanması zor bir iş. Katlanmak, dahası umutsuzluğa kapılmamak lazım, orası ayrı. Geçen hafta tam bir kâbus gibiydi, daha kötüsü memleketi idare edenlerin durumun vehametini hâlâ kavramamış, sadece kuyruğu dik tutma peşine düşmüş olması. Ülkede kıyamet kopuyor, iktidarda olanlar hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyor, dahası AB’den üç beş milyon koparmayı “başarı” sayıyor, nutuklar atıyor. Son olarak Rusya ile çıkardıkları kriz ters tepince, Katar’a doğalgaz peşine düşüyor. Sanki, kışı geçirecek gaz, tavuk satacak yer bulununca her şey düzelecek. Nasıl büyük bir türbülans içinde olduğumuzun gerçekten farkında değil gibiler. Büyüğü, küçüğü sert çıkan adam rolü oynamak peşinde. Kimse takmayınca hırslarını bizden çıkaracaklar, çıkarıyorlar. Gazeteciler hapse, barış adamı mezara; Kürtlerin gençleri ellerde silah hendek, barikat başına; Türklerin gençleri onları kovalamaya, ölmeye, öldürmeye... Dibi boylamanın tarifi bu değilse nedir? İ arkamızda” oldu. İnsan azıcık sıkılır, utanır, ama yok. İşin sonunda, bir ara üye olmaya gayret etmeye bile tenezzül edilmeyen AB’nin kapı bekçisi olduk. Anlamak çok mu zordu? Sahiden inanıyorlar KOMİSYONDAKİ CHP’Lİ VEKİLLER AYLAN’IN ÖLDÜĞÜ SAHİLE GİTTİ Göçmen üzerinden kirli pazarlığa tepki! AB ile yürütülen 3 milyar Avro’luk ‘göçmen’ pazarlığına tepki gösteren komisyon üyeleri durumu ‘kirli bir rüşvet’ olarak değerlendirdi. OĞUZ YILDIZ Vekiller, Aylan Kurdi’nin cesedinin vurduğu kıyıya sabaha karşı 05.30’da zodyak botla geldi. Birkaç şuursuz, tüm bu olanların nedeninin “yükselen Türkiye’yi durdurma gayreti” olduğuna sahiden inanıyor belli ki, işin kötüsü hepimizden bu avuntuya inanmamız bekleniyor. Daha dün, “üst akıl” Türkiye’ye tuzak kurdu diye, Batı’yi suçlayanlar, işler ters gidince NATO’nun, AB’nin, ABD’nin kapısında nöbet bekliyor. Hani, “yedi düvel ile savaşıyorduk”, hani “PKK ile değil, Almanya ile, Fransa ile, özetle diyarı küffar ile savaşıyorduk”, bu “Müslümanlar ile kâfirlerin savaşı” idi? Kimse dün söylediklerini hatırlamasın, hatırlatmasın istiyorlar. Bir ara, zannediyorlardı ki, demokrasi gibi dertleri olmayan Rusya ile daha iyi anlaşabilirler, “gücü gücü yetene” siyasetinin sonunun başlarına patlayacağını hiç hesaba katmadılar. Birden bire “Avrupa ortak evimiz” oldu, “Obama bize hak verdi” oldu, “NATO AB karşısında hayal kırıklığına uğrayanlara gelince; ne bekliyordunuz? Malta’da sürgün düştüğünde, koşullardan şikâyet ettiği İngiliz’e “Sir, medeniyet dediğiniz bu mudur” diye sorduğunda “Evet, budur” cevabını alan göz doktoru Esat Paşa durumuna düştüler. Ne bekliyordunuz, neden birileri gelip sizin ülkenize “demokrasi” getirsin? Batılı veya Doğulu herkes kendi çıkarı peşinde. AB süreci, her iki taraf için de uygun olduğu sürece, kazanımları olmadı değil, ama bakın o kazanımlar bile garanti değilmiş. Herkesin demokrasi mücadelesini kendisi üstlenmesi gerekiyormuş! Bunu anlamak çok mu zordu? Daha sonra, demokratikleşme için AK Partisi’ne tam vekâlet veren “tembel demokratlar”, 2009 sonunda, “sivil istibdad eskisinin yerini alabilir” dediğimde beni “darbeci”, “Ergenekoncu” ilan etmişti. Önemli olan bana ne dendiği değil, böyle diye diye ne hale geldiğimiz. Kimseyi suçlamıyorum, olanlara kahrediyorum. İki sene boyunca şöyle veya böyle devam eden “barış süreci”nden büyük bir beklentim hiç olmadı, ama doğrusu her şeyin bu kadar ters tepeceğini ben bile düşünmedim. “Bu süreçte daha fazla demokratikleşmek yerine Türkiye daha az demokratik bir yer oldu, bu işte bir terslik yok mu” diyecek olduk, iktidar “barış istemiyorlar” dedi, Kürt siyasi çevreleri sessizlikle geçiştirdi. Çatışmalı siyasete dönüş tüm taraflar için felaket olur dedik, kulak asan olmadı, her durumu izah eden teorileri vardı. Kimseye sitem etmiyorum, olanlara kahrediyorum. Kısacası tünelin ucu görünmüyor, sanki daha da uzağa düşüyor, ama bu tünelin mutlaka bir çıkışı vardır değil mi? Yani, inşallah vardır! HP Mülteci ve Göçmenleri Araştırma Komisyonu üyeleri, Avrupa Birliği’yle yürütülen 3 milyar Avroluk “kirli pazarlığa”, Suriyeli minik çocuk Aylan Kurdi’nin cesedinin kıyıya vurduğu Bodrum’dan tepki gösterdi. Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Nurettin Demir ve Özcan Purçu’dan oluşan komisyon üyeleri dün saat 05.30’da Turgutreis’ten bindikleri zodyak botla Aylan’ın cansız bedeninin vurduğu sahile çıktı. Medeniyetin öldüğü sahilde olduklarını söyleyen Türkmen, “Önce bir anne sonra bir milletvekili olarak bu soruna bir kez daha dikkat çekmek için Aylan anısına umuda yolculuğa çıktık. Bu sorun insanlık ve medeniyet sorunudur” dedi. 3 milyar Avroluk rüşvetle AB’nin ikiyüzlülüğünü ortaya koyduğunu belirten Türkmen, “Me C RTÜK’te ‘havuz’ için operasyon Havuz medyasının ısrarlı yayınları sonucunda RTÜK’te değişikliğe gidildi FIRAT KOZOK Ç deniyet, çağdaşlık diyorlar. Ancak bunları kendileri için istiyorlar. Kendi sırça köşklerinde keyiflerinin bozulmasını istemiyorlar. Etraflarında dilenenleri görmek istemiyorlar” diye konuştu. Dünyanın gözü önünde kirli bir rüşvet olayının yaşandığını kaydeden Ağbaba da, “Hiç kimse, gazeteci tutuklayarak, faili meçhulleri artırarak AB’ye girmemizi beklemesin. Bu program Türkiye’yi AB’ye sokamaz. Ancak Türkiye’yi AB’nin tampon ülkesi yapar. Türkiye’yi AB sınırlarına bekçi yapmak kimsesin hakkı ve haddi değildir” dedi. Purçu, Suriye’den çatışma ortamından kaçan insanların canı, yaşamları üzerine pazarlık yapılmamasını istedi. Demir de, “3 milyarlık rüşvetle Türkiye’yi mülteci bekçisi durumuna düşürmek isteyen Batı’nın vicdanı, bu sahilde karaya vurmuştur. Kısacası Ortadoğu’da emperyalistlerin çıkar çatışmaları sürdükçe mazlum milletlerin bebekleri hep karaya vuracaktır” ifadesini kullandı. l BODRUM AB’nin tampon ülkesi anakkale Ayvacık’ta gerçekleşen son operasyonlarda yaklaşık 300 sığınmacı yakalandı. Söğütlü köyü yolu yakınlarındaki bir pansiyonda aralarında çocukların da bulunduğu Suriye uyruklu 54 sığınmacının yakalandı. Jandarma ekipleri ise Kozlu köyü sahilinde zeytinlikler arasına gizlenmiş Suriye uyruklu 102 sığınmacıyı yakaladı. Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ayvacık ilçesi sahilinden denize açılan Afganistan uyruklu 54 kişiyi karaya çıkarttı. Tuzla köyünde iki minibüste 55 kişi yakalandı. Kıskaçtalar Danimarka: Elmaslarına el koyalım Danimarka Adalet Bakanı Sören Pind, sığınmacıların değerli eşyalarına el konulması gerektiğini söylerken, göçmen karşıtı Halk Partisi’nin milletvekili Martin Henriksen “gerekirse alyanslarının bile alınabileceğini” dile getirdi. Pind, beraberinde elmas dolu bir çanta taşıyan bir kişinin Danimarka’dan sığınma talep etmesi halinde eşyalarına el konulması gerektiğini söyledi. Sınırda İZDİHAM eçim döneminde var gücüyle AKP propagandası yapan, RTÜK’ün hazırladığı raporlar doğrultusunda YSK’den kesilen cezalar üzerine “sansüre hayır” kampanyası başlatan havuz medyasının ısrarlı yayınları sonucunda RTÜK’te “sürpriz” değişiklikler yapıldı. Atamalar konusunda muhalefet kontenjanından seçilen üyelere önceden hiçbir bilgi verilmemesi ve toplantıda doğrudan oylama yapılması tartışma yarattı. Yandaş kavgası alevlenince, yandaş kanallarla ilgili birçok ihlali göz ardı etmesiyle tanınan RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Emir Uluocak, Uluslararası İlişkiler S Daire Başkanlığı’na kaydırıldı. Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Çakırtaş ise yeni İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı oldu. Çakırtaş’ın en dikkat çekici özelliği ise 7 Haziran seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adayı olabilmek için RTÜK’teki görevinden istifa edip aday gösterilmeyince kuruma dönmesi. Kurulda ayrıca, kurumu milyonlarca TL zarara uğrattığı yönündeki iddialar konusunda Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından soruşturulan İzin ve Tahsisler Daire Başkanı Muhsin Kılıç da Bilgi Teknolojileri Daire Başkanlığı’na atandı. Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Mahmut Kalkan ise Kılıç’ın koltuğuna oturtuldu. l ANKARA Fotoğraf: AA Makedonya'nın, Irak, Suriye ve Afganistan dışındaki ülkelerden gelenleri "ekonomik göçmen" olarak nitelendirerek ülkeye almama kararının ardından göçmenlerin protestoları devam ediyor. Yunanistan'ın, Makedonya sınırındaki İdomeni köyünde bekleyişlerini sürdüren yaklaşık 3 bin sığınmacı sınırı bloke ederken, erken saatlerde başlayan Yunan ve Makedon polisi ile göçmenler arasındaki arbede gün boyu sürdü. ‘Kumpas’ta 18 gözaltı daha ülen Cemaati’ne yönelik de, Siirt, Sivas, Şanlıurfa ve G geçen ay İzmir merkezli Van’da eşzamanlı operasyon düzenlenen operasyonun dedüzenlendi. Kamuoyuna “asvamında, aralarında polis şeflerinin de bulunduğu 18 kişi gözaltına alındı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, toplam 25 kişi hakkında gözaltı kararı bulunduğunu bildirdi. Dün İzmir merkezli, Ağrı, Antalya, Bingöl, Eskişehir, İstanbul, Kilis, Kırklareli, Kocaeli, Mardin, Muğla, Niğ keri casusluk” olarak yansıyan İzmir’deki gizli belge bulundurma davası sanıklarına ve kumpas kurmakla suçlanan kişilere geçen 3 Kasım’da operasyon düzenlenmişti. Aralarında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın da olduğu 17 kişi tutuklanmıştı. l İZMİR C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear