20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 20 Aralık 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ 12 Alman liği yazarlar Bir O da ne? Barış çiçeğe durdu… oca bir salon dolusu Müslüman. Sahnede bir Hıristiyan. Kürsüden en küçük ödün içermeyen cümlelerle konuşuyor: Korku içindeyiz… Evet, aynı şehirde yaşıyoruz. Komşuyuz, tanışız… Ama korku içindeyiz. İlahilerimizi özgürce, yüksek sesle söyleyemiyoruz. Acaba Müslümanlar gelip bizi keser mi diye korkuyoruz… Alkış… Alkış… Alkış… Koca bir salon dolusu Müslüman, sahneden bunları söyleyen Hıristiyan din adamını olanca gücüyle alkışlıyor. Gazeteciye ise önce şaşkınlıkla “Bu da ne” diye şaşırmak; sonra da arkasına yaslanıp “Vay be… Barış çiçeğe durdu” diye mırıldanmak düşüyor… İstanbul’da MKM salonunda toplanan 2. İslam Kongresi’ndeyiz. Kürtler, Türkler, kimi üstünkörü, kimi aşırı sıkı örtünmüş genç kadınlar, ak sarıklarını kuşanmış “mele”ler, Türkiye’nin batısında ve doğusunda “din âlimi” olarak saygınlık kazanmış Müslümanlar ve hemen hiçbiri “beyaz” Türk ya da Kürt olmayan, kendini önce Müslüman olarak tanımlayan gençyaşlı, kadınerkek, yüzlerce yurttaş… 1. İslam Kongresi geçen yıl Diyarbakır’da toplanmıştı. Bu yıl İstanbul’da. Kürsüde konuşan Hıristiyan Diyarbakır Protestan Cemaati Ruhani lideri İhsan Özbek. Salt o değil. Alevilerin, Caferilerin, Süryani, Ezidilerin, Keldanilerin sözcüleri birer birer sahneye çıkıp konuşuyorlar. Ortadoğu’nun bütün inançları yan yana, art arda salonda ve sahnede… Kan ırmaklarının aktığı Ortadoğu’nun en kadim halkları ve inanç grupları birbirini anlamanın, anlamaya çalışmanın, kendini ötekinin yerine koyabilmenin çabası içindeler. Evet, cuma günü İstanbul’da barış çiçeğe durdu… Dün de durdu. Bugün de duracak ve 2. İslam Kongresi ona kurumsallık kazandıracak bir Şura seçimi yapıp kapanacak. HHH Kürsüde İhsan Eliaçık arkadaşım. İslama sonradan yamanmış, Emevi, Abbasi ve Osmanlı “Sultan Halife”lerin buyrukları, imparatorlukların çıkarları ve zulüm iktidarlarının bekası için üretilmiş, fıkıh, hadis gibi kılıflara bulanıp Müslüman kitlelere belletilmiş safsataları, hurafeleri, yalanları birer birer çöp sepetine atıyor… Başkalarına belli etmeden kıkır kıkır gülüyorum. Nasıl gülmem?.. Eliaçık konuşurken, gözlerimi kapattım ve onun bu sözleri bir AKP kongresinde, toplantısında söylediğini düşledim. Arkadaşım daha kürsüden inmeden linç edilirdi. Kesin… Burada alkışlanıyor. Hem de nasıl bir alkış… HHH İstanbul’un göbeğinde, konusu İslam dini olan ve katılımcıların tümünün öncelikli kimliğini “Müslüman” olarak tanımladığı bir toplantı yapılıyor. İslam dini üstüne cesur, çok cesur, “ham ervah Müslümanları” irkiltecek kadar cesur ve derin tartışmalar sürdürülüyor. Mesela bir konuşmacı “Din ile paranın ve siyasetin bağını koparmak gerek” diye bir cümle kuruyor. Salon desteğini alkışlarıyla belli ediyor. Ve orada hangi gazeteden geldiklerini bilmediğim iki üç genç haberci dışında Türkiye medyası yok. 2. İslam Kongresi özellikle AKP’de yuvalanmış, siyaset ve din bezirgânlarına batan kocaman bir çuvaldız. Ben de elimdeki kocaman yorgan iğnesini Türkiye medyasının tepesindekilere mi saplasam acaba? K lman Yazarlar Birliği Başkanı Imre Török, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanması nedeniyle dayanışArzu Demir ma ziyaretinde bulundu. Török, Türkiye PEN Üyesi yazar Arzu Demir ile Ankara Haber Müdürü Ayşe Sayın’ı ziyaret eti. TöImre Török Ayşe Sayın rök, Dündar’ı tutuklanmadan önce olacaktık” diyen Török, Türkiye’de ba30 Ocak’ta Alman Yazarlar Birliği, Verdi, sın özgürlüğüne yönelik baskılardan Literatürk ve Alman Pen tarafından basın duydukları kaygıları her platformda diözgürlüğüyle ilgili Almanya’da düzenlenele getirdiklerini ifade etti. cek etkinliğe davet ettiklerini anımsattı. l ANKARA/Cumhuriyet “Tutuklanmasaydı o toplantıda birlikte ‘TuTuklAnMASAyDI 30 OcAk’TA DAvETlİMİzDİ’ A SelaHattiN GÖkatalay zetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile tutuklu 32 gazeteciye destek için Malatya’da dayanışma nöbeti başlattı. KESK Malatya Şubesi üyelerinin de katılımıyla dernek binasında basın açıklaması yapan ÇGD Malatya Şube Başkanı İbrahim Göçmen, Türkiye’de basın da dahil her alanda baskı ve zulüm yaşandığını söyledi. Basın üzerindeki baskıyı kınamak ve cezaevindeki gazetecilerle dayanışmak için toplandıklarını belirten Göçmen, şöyle devam etti: “Kendileri gibi düşünmeyen, kendile Gazeteciler DerneÇağdaş ği (ÇGD) Malatya Şubesi, ga MAlATyA ÇGD’DEn DAyAnIşMA nÖBETİ ri gibi yazmayan, kendileri gibi konuşmayan gazeteci arkadaşlarımızı Silivri’de, Türkiye’nin bütün bölgelerinde zindanlarda çürütmeye çalışıyorlar. Bu eylem, arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar devam edecektir.” l MALATYA ‘Ayıptan kurtulmalı’ Özgür Erdem Dündar ve Gül’ün tutuklanmasıyla başlayan Umut Nöbeti 18. günündeydi azetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasının ardından başlatılan ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Umut Nöbeti’nin 18. gününde Silivri Cezaevi’ne giden CHP milletvekili, gazeteci Utku Çakırözer “İçeride gazetecilerin olması Türkiye’nin, demokrasinin ayıbı. Bir an önce bu ayıptan kurtulmamız lazım, bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılmaları gerekli” dedi. Nöbeti dün gazeteciler Orhan Atasoy, Okşan Atasoy, Ergin Konuksever, Türk Solu Gazetesi Sahibi ve Yazıişleri Müdürü Özgür Erdem,Türk Solu gazetesi yazarı Gökçe Fırat tuttu. Dündar ve Gül’ün birer sembol olduğunu belirten Okşan Atasoy, “Dünyanın bütün gözü burada, bu sembole bakıyorlar. Uluslararası basın kuruluşlarının gözü kulağı burada, onlar da umut nöbetindeler. Çünkü habercilik evrensel. Burada habercilik yargılanıyor, onun için dünyadaki basın örgütleri de bu yargılanmaya bizlerle birlikte izliyorlar. Umudumuz, en kısa sürede arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmaları. Bu umutla oturup bekliyoruz” diye konuştu. Orhan Atasoy da “Aslında tutuklu olan mesleğimiz, gazeteciliktir” dedi. G Okşan Atasoy Gökçe Fırat Orhan Atasoy Ergin konuksever DHA ilivri cezaevi önündeki ‘umut S nöbeti’nde dün sabah gazeteciler Orhan Atasoy ve eşi Okşan Atasoy, öğ Bekaroğlu Çakırözer leden sonra Ergin konuksever, Özgür Erdem ve Gökçe Fırat vardı. cHP Genel Başkan yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ve cHP Eskişehir Milletvekili utku Çakırözer de Dündar ve Gül’ün de aralarında bulunduğu gazetecileri ziyaret etti. l nÖBETTE BuGÜn 10.00 ile 12.00 saatleri arasında gazeteciler Musa Ağacık ve Sedat Bakıcı nöbeti devralacaklar. 13.00 ile 17.00 saatleri arasında da kameraman Ünal Çetiner nöbet tutacak. CAN DÜNDAR’DAN MEKTUP 15 yıL öNCE F Tipi EyLEmLERiyLE iLGiLi ARAbULUCU hEyETiNDE yER ALAN DüNDAR: ‘Gazetecilik yaptılaR’ CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise meslektaşlarıyla, dostlarıyla burada bulunmak zorunda olmanın bir demokrasi utancı olduğunu belirterek, “İçeride gazetecilerin olması Türkiye’nin, demokrasinin ayıbı. Bir an önce bu ayıptan kurtulmamız lazım, bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılmaları gerekli. Bizim arkadaşlarımız ne casus ne terör örgütü üyesi ne de devletin sırlarını ifşa eden kişiler. Onlar sadece halkın bilgilenme hak ve özgürlüğünü savunan gazeteciler. Yaptıkları da gazetecilikten ibarettir” dedi. Çakırözer, tutuklu gazeteci sayısında yeniden bir artış yaşandığına dikkat çekti. Çakırözer, nöbetten sonra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ile birlikte Dündar, Gül ve Hidayet Karaca ile Mehmet Baransu dahil 6 gazeteciyi ziyaret etmek için cezaevine girdi. Bayrampaşa’da ‘Hayata Dönüş’ anması ilivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, 15 yıl önce F tipi eylemleri nedeniyle birlikte “arabulucu heyetinde” yer aldığı CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu aracılığıyla “tecrit ölümdür!” mesajı gönderdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, dün Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ü Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Dündar, 2000 yılında F tipi cezaevlerini protesto etmek için 43 cezaevinde başlatılan açlık grevleri nedeniyle Bekaroğlu’nun da aralarında bulunduğu heyette arabulucu olarak yer aldıklarını ve bu ziyaretin de olayın yıldönümüne denk geldiğini anımsattı. Dündar, Bekaroğlu ve Çakırözer aracılığıyla gönderdiği mektubunda şunları yazdı: ‘Tecrit ölümdür’ S ‘Biz De olaBiliRiz’ Cezaevi önündeki saat 12.0016.00 nöbetini tutan gazetecilerden Gökçe Fırat, “Şu anda burada nöbet tutuyor olsak bile çok kısa bir süre sonra biz de içeride tutuklu olacağız. Çünkü benim de Tayyip Erdoğan ile süren 6 tane davam var. Bir tanesi geçtiğimiz hafta sonuçlandı, 2 yıl ceza çıktı” dedi. Konuksever de “Ne yaparlarsa yapsınlar, basını susturamayacaklardır. Türk basınının kalemi kırılmayacaktır” diye konuştu. Erdem ise “Basın özgürlügü tüm diktatörlerin bir numaralı düşmanıdır. Basın özgürlüğü gazetecilerin değil, halkın gerçekleri öğrenme özgürlüğüdür” dedi. Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Orhan Pamuk ve Can Dündar, 2000’deki cezaevi eylemlerinde ‘arabulucu heyeti’nde... “Bugün 19 Aralık, 15 yıl önce bugün, sayın Mehmet Bekaroğlu’nun da dahil olduğu bir arabulucu heyetle, Bayrampaşa cezaevinde, ölüm orucu tutan, hükümlü ve tutuklularla görüşmüştük. Konu; tecritti. F Tipi cezaevleriydi. O temas, sonuç vermeyince, hükümet 10 gün sonra bir katliamla son verdi eyleme. Bugün, bir tutuklu olarak, tecritteyim. O gün, tecrite karşı ölüme gidenlerin anısına bir kez daha şehadet edeyim: Tecrit ölümdür!” l ANKARA/Cumhuriyet Bürosu 9 Aralık 2000’de aynı anda 20 cezaevinde başlatılan ve 10 bin güvenlik kuvvetiyle yapılan “Hayata Dönüş” operasyonunda yaşamını yitirenler, operasyondaki çatışmaların en yoğun yaşandığı Bayrampaşa cezaevi’nde anıldı. Halk cephesi üyesi yaklaşık 100 kişilik grup dün “19 Aralık katliamının 15. yılında AkP faşizmi katletmeye devam ediyor” pankartı açıp, sloganlarla Bayrampaşa cezaevi önüne yürüdü. Ellerinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıyan gruptakiler, katliamın faillerinin yargılanmadığına dikkat çektiler. Basın açıklaması okuyan grup, boşaltılan Bayrampaşa cezaevi’nde gerçekleştirilen açıklamanın ardından olaysız bir şekilde dağıldılar. Anma etkinliğinde umudun Çocukları Okrestrası da müzik dinletisi sundu l İSTAnBul/cumhuriyet 1 e Dündar vn Gül’e izi yok dalet Bakanlığı, uyuşturucu ticareti yapmaktan cezaevinde bulunan Deniz Seki’nin, bir dizide oynamasına izin verilmesinin ardından, bir belgesel için, MİT TIR’ları haberlerinden dolayı Silivri Cezaevi’nde yatan Can Dündar ve Erdem Gül’le çekim yapmak isteyen CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı ile gazeteci Cengiz Semercioğlu’na onay vermedi. Yarayıcı, Semercioğlu’yla çekmeyi planladıkları “Basın özgürlüğü ve tutuklu gazeteciler” konulu belgesel film için dilekçeyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Yarayı A belgesele de çıkamaz! kabul edilmeyerek şu ifadeler kullanıldı: “Ceza infaz kurumlarındaki tutuklular her türlü eğitim, öğretim ve sosyal kültürel faaliyetlere katılabilmektedirler. Ancak cezaları kesinleşmemiş tutukluların film, dizi, belgesel, haber çalışmalarında yayınlanmak üzere çekimlerinin yapılabilmesine izin verilmesi uygun görülmemektedir. Bu nedenle belgesel bir filmde yayınlanmak üzere Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan Can Dündar ve Erdem Gül’ün çekimlerini yapabilme talebiniz uygun görülmemiştir.” l Haber Merkezi TUTUKLU GAzETECi BaSıN koNSeyi’NDeN umut NÖBeti aÇıklamaSı Basın Konseyi’nden yapılan yazılı açıklamada, belirledikleri listenin dışında kişilerin cezaevi önüne gittikleri ifade edilerek, “Bu eylemin amacı, Silivri Cezaevi önünde gruplar yığmak değildir. İsteyen gazeteci, yazar ve düşün insanlarının, bir veya ikişer kişilik gruplar halinde, birkaç saat de olsa, bir düzen içinde, sembolik nöbet tutmalarını sağlamaktır. Oluşturulan nöbet çizelgesi, başvurular dahilinde hazırlanmaktadır. Bu kapsamda nöbete gidenler, bazen yanında liste dışı insanlar da getirmektedir. Basın Konseyi’nin çizelgesi dışında Silivri Cezaevi önünde nöbet tutanlardan ve mücadele kırıcı sözler sarf edenlerden Basın Konseyi sorumlu değildir. Basın Konseyi, dün olduğu gibi bugün de parmaklıklar arkasında tek bir gazeteci kalmayana dek mücadelesine devam edecektir” denildi. Gezi Gazileri Dayanışma Platformu üyeleri de destek olarak Umut Nöbeti’ne katıldılar. l İSTANBUL/Cumhuriyet cı, dilekçesinde belgesel için Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Dündar ve Gül’le görüşmek için izin istedi. Adalet Bakanlığı’ndan dilekçeye verilen yanıtta, Yarayıcı’nın çekim talebi C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear