20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 12 Aralık 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK tasarım: BAHADIR AKTAŞ Sur’dan geriye kalan Nusaybin’de TEOG ertelendi Milli Eğitim Bakanlığı, Nusaybin’de, sokağa çıkma yasağı sebebiyle 2526 Kasım’da yapılamayıp bugün ve yarın yapılması planlanan Temel eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ilk dönem ortak sınavlarını bir kez daha erteledi. İlçede 3 bin 200 öğrenci sınava girecekti. Nusaybin’de önceki gün TEOG sınavlarının yapılabilmesi için kaldırılan sokağa çıkma yasağı sırasında bazı öğretmenlerin kenti terk etmesi, öğrencilerin müfredatta geri kalması ve okulların duvarlarındaki kurşun izleri sebebiyle sınavın sağlıklı bir şekilde yapılamayacağıyla ilgili soru işaretleri vardı. Kurşunlu Camii saldırılardan sonra bu hale geldi. haber 7 Sokağa çıkma yasağı önceki gece kaldırılmışken Kaymakamlık 17 saat sonra yeniden Kişisel Bilgiler yasak ilan etti. Yurttaşlar, savaş alanını andıran ilçenin dışına çıkmaya çalışıyor Tasarısı Niye Müjde Dışı Kaldı? aşbakan Davutoğlu, zorunlu seçim öncesinde partisinin yaptığı vaatlerin yaşama geçirileceği takvimi, davetlilerin de izlediği bir toplantıda açıkladı. Yandaş ve havuzcu medya, takvimi yere göğe koyamadı. Alışkanlıkla olsa gerek, öncelik parasal ayrıntılara ayrılmıştı. Başbakan’ın “Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez” mantığıyla ve “El kesesinden develer kurban” yaklaşımıyla sıraya dizdiği müjdelerin tutarı henüz bilinmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 7 Haziran seçim öncesinde dört beş kalemle özetlediği parasal vaatler için “Bu kadar parayı nereden bulacaklar...” sorusunu tantanalı mitinglerle ve yandaş kalemlerle yerden yere vuranların geldiği nokta ibret verici... HHH Parasal vaatlerin olabildiğince ayrıntılı duyurulmasına karşın müjdelerin birer cümle ile geçiştirilmesi ise dikkat çekici. Seçim Yasası ile Siyasal Partiler Yasası’nda yapılacak değişiklikler bu kapsamda. Yasa yapmaya yetecek parmak sayısına sahip olmanın yarattığı güvenle “Ben istediğim gibi yaparım” yaklaşımı hemen belli oluyor. Yeni anayasa önerisinin de başkanlık sistemini öngördüğü belirtiliyor. HHH Müjdeler arasında uzunca bir süredir uyutulmakta olan Devlet Sırrı Yasası da var. Tasarısı ilk kez 22 Nisan 2008’de Başbakan Tayyip Erdoğan imzasıyla sunulmuş, araya 2011 seçimi girince kadük olmuştu. Seçim sonrasında yeni Bakanlar Kurulu kadük olan tasarıyı sahiplendiğini 21 Ekim 2011’de yine Başbakan Erdoğan’ın imzasıyla TBMM’ye bildirmişti. Tasarı, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’ndan geçmiş ama esas komisyonu olan Adalet Komisyonu’nda beklemeye başlatılmıştı. Türkiye’de devlet sırrına ilişkin bir yasanın bulunmadığı, Başbakan’ın da müjdesinden anlaşılıyor. Bir başka deyişle devletin hangi eylem ve işlemlerinin devlet sırrı sayılacağının tanımı yok. Ama devlet sırrını açıklamaktan tutuklanan gazeteciler var(!) HHH Ancak Başbakan’ın müjde dışı bıraktığı çok önemli bir tasarı daha var: “Bilgilerin Korunması Hakkında Yasa Tasarısı.” O tasarı da 22 Nisan 2008’de TBMM’ye sunulmuş ve raflarda yerini almıştı. Onun da üzerinden yedi yıl geçti. Ele alınmaması, “kumpas” olarak nitelendirilen davalarda “sanıkların bilgi ve belgelerine ulaşılmasını engelleyecek” olmasına bağlanıyordu. Galiba şimdi de Paralel Yapı soruşturması nedeniyle erteleniyor. Başbakan, Kişisel Bilgilerin Korunması Tasarısı’nı niye 216 müjdesinin arasına almadığını açıklasa da öğrensek... B MAHMUT ORAL MAHMUT ORAL 2 üniversite karıştı Mersin Üniversitesi’nde İdealist Düşünce Topluluğu, Nihal Atsız’ı Anma Programı düzenlemek istedi. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde yapılacak etkinlik öncesinde Fen Edebiyat Fakültesi önünde halay çeken öğrencilere polis gaz bombası ve plastik mermilerle müdahale etti. Öğrenciler de polise taş ve sopa attı. Yoğun gaz kullanılması nedeniyle dersler iptal edildi. Olaylar sırasında 32 öğrenci gözaltına alındı. Adana’da ise Çukurova Üniversitesi’nde solcu ve Kürt öğrenciler ile Ülkücüler arasında kavga çıktı. Olaylar sırasında başına taş isabet eden 1 polis yaralandı. Biber gazından etkilenen bazı öğrenciler de fenalık geçirdi. l ABİDİN YAĞMUR/ MERSİN iyarbakır’ın Sur ilçesinde 6 mahallede 2 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı 9. gününde önceki gece saat 23.00’te kaldırıldı. Sabahın ilk ışıklarıyla Sur’a gittiğimizde yanmış yıkılmış bir ilçeyle karşılaştık. Her sokağın başında bekleyen çelik yelekli polisler, giren ve çıkanı üst aramasından geçiriyor... Polislerin 3040 metre kadar ilerisinde ise bu kez PKK’nin gençlik yapılanması Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDGH) üyelerinin, parke taşlarından kurdukları barikatların arkasında, Kaleşnikof tüfeklerle ikinci bir kontrol noktası oluşturduğunu görüyoruz. Bu aramanın ardından Sur’un savaş alanını andıran sokaklarına girmek mümkün oluyor. Sokaklarda silahlı, telsizli, kar maskeli YDGH’liler gezerken, kum torbalarıyla D yasağı ve çatışmalarda büyük zarar gören ve 7 Aralık’ta yanan Kurşunlu Camisi’ne vardığımızda büyük hasar aldığını ve içinin tamamen yandığını görüyoruz. 500 yıllık caminin mermer kolonlarında yüzlerce kurşun izi ve avlusunda bombaatar mermileri var. Kaleşnikof tüfekli YDGH’liler ikinci kontrol noktası oluşturmuş. oluşturulmuş barikatlar ve bazı barikatların arkasında polislere hedef şaşırtmak için kullanılan cansız mankenler dikkat çekiyor. Bazı sokaklara PKK flamaları ve Abdullah Öcalan posterleri asılırken, duvarlarda bu kez “Anti Esedullah Timi”, “İntikam”, “Özgürlük istiyoruz Erdoğan” yazıları yer alıyor. Yüzlerce ev kurşun ve ağır silahların mermileriyle harabeye dönmüş, barikat ve hendeklerin dışında, patlayan su şebekeleri sokakları göle döndürmüş. Güvenlik noktalarından geçerek evlerine ulaşan vatandaşlar ise harabeye dönmüş evlerden taşıyabilecekleri kadar eşya almaya çalışıyor. Konuşmak istediklerimiz medyanın olaylara sessiz kalmasını protesto ediyor. Kaymakamlık, öğleden sonra yaptığı 2. açıklamada 17 saat sonra dün saat 16.00’da yeniden sokağa çıkma yasağı ilan etti. Kaymakamlık açıklamasında, “Kamu düzeninin sağlanması, sokak aralarındaki barikatların kaldırılması ve kurulan bombalı düzeneklerin imhası çalışmaları” nedeniyle ikinci bir emre kadar yasak ilan etti. Mardin/ Dargeçit’te de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. l DİYARBAKIR Yine yasak geldi Kurşunlu Camii harap Daha önceki sokağa çıkma İstanbul’da askeri araç Haklıyız, güçlüyüz kurşunlandı: 2 yaralı F Nurtepe TEM bağlantı yolundaki üstgeçitten askeri araca uzun namlulu silah ile ateş açıldı. stanbul’da Astsubay Çavuş Erdem Aydoğan’ın kullandığı askeri araç, dün akşam Okmeydanı’ndan Hasdal yönüne ilerlerken, TEM bağlantı yolunun Nurtepe mevkiinde uzun namlulu silahla saldırıya uğradı. Olayda, Astsubay Çavuş Süleyman Işık hafif şekilde yaralandı. Askeri aracın sürücüsü Astsubay Çavuş Erdem Aydoğan’ın da sağ dizinde sıyrık olduğu öğrenildi. Yaralı askerler Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil Servis’te tedavi gören 2 asker, daha sonra askeri hastaneye sevk edildi. 2 askerin de sağlık durumunun ciddi olmadığı öğrenildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, askeri aracın Elçi’nin eşinden Paris’e mesaj: ‘Yedigöl’e AYM’den ret 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilenler yakınlarının umudu Anayasa Mahkemesi duvarına çarptı. Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün ailesinin yaptığı bireysel başvuruyu kabul edilemez buldu. Nurettin’in 89 yaşındaki annesi Zeycan Yedigöl, Cumartesi Anneleri’nin bir eyleminde, “Oğlumun kemikleri kucağımda gömülmek istiyorum” demişti. Savcılık, olaya ilişkin zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verince Yedigöl ailesi, çocuklarının devletin himayesi altında kaybolduğu ve adli makamlarca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Kararın gerekçesi henüz açıklanmadı. lALİCAN ULUDAĞ / ANKARA İ ön camına isabet eden kurşunlar ve çevresinde incelemelerde bulundu. Bölgeye Özel Harekat polisleri de sevk edildi. Yol kenarında çok sayıda boş kovan olduğu görüldü. Askeri aracı 20 Kalaşnikof mermisi isabet ettiği belirlendi. Öte yandan, askeri araca yapılan saldırının 4 kişi tarafından gerçekleştirildiği öğrenildi. Ancak yapılan aramalara rağmen saldırganların izine rastlanamadı. lİSTANBUL/Cumhuriyet ransa Barolar Birliği ve Paris Barosu’nun 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle düzenlediği konferansta “Uluslararası Tehlikede Olan Avukatlar Observatuarı” adlı bir oluşumun kurulmasına karar verilirken Tahir Elçi için anma töreni düzenlendi. Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin mektubu da konferansta okundu. “Eyfel’de bir kuş var” başlıklı mesaj şöyle: “Bu lutların arasından bir kuş süzülür konar Eyfel’in tepesine. Bu kuşun avuçlarında babasız kalmış bir çocuğun çığlığı, vurulmuş bir minarenin ayakları saklıdır. (...)Bu ses, Eyfel Kulesi’ne konmuş kuşun ve Bataclan Konser Salonu’nda söylenen yarım kalmış bir şarkının sesidir. ‘Haksızlığın karşısında haklıyız. Haksızlığın karşısında güçlüyüz.” Nihat’ı vurdu, ‘masumdu’ dedi ler tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili davaya Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Tutuklu sanık polis M.N.G. ve tutuksuz yargılanan 4 polisin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yolu ile katıldı. Gönderilen bilirkişi raporunda, cinayete dair zırhlı araç görüntülerinde herhangi bir oynamanın olmadığı, ancak Hayati Bilgin Jandarma Karakolu’na ait görüntülerin incelenebilmesi için ham görüntülerin gönderilmesi gerektiği ifade edildi. Emniyetin yazısında Nihat’ı öldüren silahın ABD’den ithal edildiği, o yüzden teknik bilgilerin aktarılamayacağı ancak talep edilirse silah firmasından isteneceği kaydedildi. Mardin ve Şırnak Emniyet Müdürlükleri’nden gönderilen yazıda ise “Yargılanan polisler hakkınNihat Kazanhan da herhangi bir idari soruşturma başlatılmadığı” ortaya çıktı. Sanık polis M.N.G. ise masum olduğunu söylediği Kazanhan’ın kasıt gözetmeden ölümüne neden olduğunu savundu. Diyarbakır’da, 28 Mart 2006’da çıkan olaylarda Enas Ata ve Mahsun Mızrak’ın başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu ölümüyle ilgili ise 3 polis memurunun ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi. Emniyet Müdürlüğü’nden, 2006’da çıkan ve 14 kişinin hayatını kaybettiği olaylarla ilgili telsiz kayıtlarını silindiği ortaya çıktı. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutuklanması talebini reddetti. lYurt Haberler/ DHA Cizre ilçesinde, 12 yaşındaŞırnak’ın ki Nihat Kazanhan’ın 14 Ocak’ta polis DİSK’ten ziyaret Diyarbakır Baro Başkan Vekili Ahmet Özmen, Ankara’da incelenen mermi çekirdeğinin Elçi’nin vurulduğu yerden yaklaşık 40 metre mesafede ana caddeye doğru bulunduğunu belirterek “Sanki başkanımızı vuran mermi çekirdeği buymuş gibi bir algı yaratılıyor. Bu doğru değil” dedi. DİSK heyeti dün Diyarbakır Barosu’nu ziyaret etti. l DHA Tahir Elçi Üç çocuk üç lira için yargılanıyor Çocukların avukatlarından Gözde Öztürk, çocuğu cezalandırmak için değil, iyileştirmek için bazı yaptırımların uygulanması gerektiğini söylüyor HİLAL KÖSE ‘Cerablus özel güvenlik bölgesi’ Gaziantep Valiliği, Karkamış ilçesinin Suriye’de IŞİD denetimindeki Cerablus sınır kesiminde, 15 gün süreyle özel güvenlik bölgesi uygulaması başlatıldığını bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, alana tüm giriş ve çıkışların kontrollü olacağı ve gerektiğinde yasaklanacağı belirtildi. l DHA Türkiye’de, başbakan, bakan çocukları hakkındaki yolsuzluk iddialarının üstü örtülürken 16 yaşındaki 3 çocuk, 3 TL yağmaladıkları iddiasıyla 45 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Çocukların avukatlarından Gözde Öztürk, “Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğu cezalandırmayı değil, iyileştirmek için bazı yaptırımların alınmasını öngörüyor. Burada, suçla ceza arasında orantılılık ilkesi de hiçe sayılmış durumda” dedi. H.Ö.D., İ.K., ve F.A.’nın yolunu adliyeye düşüren olay, Gaziosmanpaşa’da 5 Ekim 2014’te saat 18.00 sıralarında yaşandı. Meydana doğru yürüyorlardı. Karşılaştıkları 3 çocuktan önce sigara istediler. Mağdurlar, “sigaramız yok” deyince, para istediler. İddianameye göre, ceplerini aradıkları ve darp ettikleri çocuklardan birinin 3 TL’sini ve gözlüğünü, birinin de cep telefonunu aldılar. Tam o sırada polisler geldi. Telefonu yere atarak kaçtılar. Soruşturma sürerken telefonu ve 3 TL’si alınan mağdurun zararı ise bir aile tarafından karşılandı. Olayla ilgili yakalanan 3 çocuğa, Nisan 2015’te dava açıldı. İddianamede, fikir ve eylem birliği içerisinde haraket ederek, yağma suçunu işledikleri öne sürülen çocuklar suçlamayı reddetti. İfadelerinde, “Sigara istedik. Mağdurlar ‘bize dokunmayın’ diyerek, 3 TL parayı ve telefonları kendileri verdiler. Telefonları istemediğimiz için yere attık” dediler. İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, çocukların, 3’er kez nitelikli yağma suçundan 45’er yı Ağır ceza istemi la kadar hapisle cezalandırılmaları gerektiğini belirtti. H.Ö.D. için ayrıca taşınması yasak olan sustalı tarzı çakı nedeniyle 1 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı, çocuklar hakkında, yaş küçüklüğü ve etkin pişmanlık indirimlerinin de uygulanmasını talep etti. Duruşma ise 17 Aralık’ta yapılacak. Öztürk, iddianamenin ve mütalaanın Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak “Mağdur çocukların şikâyetleri yok. Zaten telefonu alınan çocuğun zararı karşılanmış” dedi. lİSTANBUL Tüm kayıtları silmişler C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear