25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2015 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Güney Afrika’da siyahları öldürdüğünü itiraf edip af dileyen polis 20 yıl sonra şartlı tahliye edildi ‘Baş Kötülük’ü affettiler Dış Haberler Servisi Güney Afrika’da Apartheid dönemi katliamcılarından Eugene de Kock, 20 yıl hapis yatmasının ardından affedildi. “Prime Evil” (Baş Kötülük) lakaplı De Kock’un şartlı tahliye edilmesi kararını Adalet Bakanı Michael Masutha “Ulus inşası ve uzlaşmanın çıkarına” diye gerekçelendirdi. Masutha kurban ailelerinin onayını aldığını ve Güney Afrika anayasasına dayandığını vurguladı. Irkçı rejimin suçlarının cezasını bulup bulmadığıyla ilgili tartışmayı da De Kock, Hakikat ve Uzlaşma alevlendirdi. Komisyonu’na her şeyi anlatmıştı. Albay De Kock, ölüm mangası olarak işleyen Vlakplaas isimli polis terörle mücadele biriminin komutanı olarak aktivistlerin işkenceden geçirilmesi ve öldürülmesinden sorumluydu. 1994 demokratik seçimlerinin ertesinde kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’na çıkmış, yüzlerce cinayet, işkence, yolsuzluğu itiraf etmiş, birliğinin işlediği suçların tüm sorumluluğunu üstlenmişti. Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, iç çatışma sonrası barış sürecine giren ülkelerin gündemine gelen bir model. Komisyon, Apartheid yetkililerini de Apartheid’la mücadele edenleri de dinledi, siyasi suçları affetti, De Cock’un işlediği pek çok suç da af kapsamına girdi, Nelson Mandela’nın partisi Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) Londra ofisinin bombalanması dahil. Ama siyasi sebep bulunmayan 6 cinayetten iki müebbet artı 212 yıl hapse çarptırıldı. “Affedilemeyecek suçlar işlediğini” de “günah keçisi yapıldığını” da düşünenler var. “Model mahkum” sicili bulunan, kurbanların aileleriyle görüşüp af dileyen, hükümete emir veren yetkilileri ifşa eden, kayıpların mezarlarını gösteren De Kock, daha önce “1990’a kadarki generaller, bakanlar yargılanmadı bile” demiş, Mandela ile birlikte Nobel Barış Ödülü alan son beyaz lider FW de Klerk’in ellerinin kana batmış olduğunu belirtmişti. De Kock’un 1992’de öldürdüğü Glenack Mama’nın eşi Sandra Mama, affı onaylayıp “Emirleri verenlerin yanına kâr kaldı” dedi. Mama “Biz çok uzun yol kat ettik. Onun tahliyesi tarihimizde bir dönemi kapatacak, uzlaşmayı canlandıracak. Ülke olarak yapmamız gereken daha çok şey var” diye ekledi. Apartheid’la ilgili diğer iki şartlı tahliye talebi reddedildi. Podemos’un ‘Guru’su Juan Carlos Monedero: ‘Egemenliği Ele Geçirmeliyiz!’ SYRİZA’nın Yunanistan’daki zaferi, gözlerin bu partinin İspanya’daki ruh ikizi Podemos’a çevrilmesine yol açtı. Obama ’nın seçim sloganı “ Yes we can/ Muktediriz”in İspanyolca karşılığı olan “Podemos”, bu ocakta 1 yaşına girdi. Çok genç bir parti olmasına rağmen kamuoyu yoklamalarında yüzde 27.5 civarı oy oranıyla 1. parti konumunda görünen ve SYRİZA zaferi ardından hükümetteki merkez sağ “PP/Halk Partisi” ile ana muhalefetteki “PSOE/İspanyol Sosyalist İşçi Partisi”nin korkulu rüyasına dönüşen Podemos; Yunanlı akranı gibi bir siyaset fenomeni. 25 Mayıs 2014’teki “Avrupa Parlamentosu” seçimlerinde beş aylıkken oyların yüzde 8’iyle 4. parti olan ve o günden beri deprem etkisi yaratan “Podemos” liderleri arasında 51 yaşındaki Juan Carlos Monedero en yaşlısı oluyor… Podemos’un lideri Pablo Iglesias’ın sağ kolu olan, partinin “guru”su sayılan Monedero, Podemos kadrosunda en uzun siyaset deneyimine sahip lider. İspanyol komünistleriyle (Izquierda Unida) uzun yıllar siyaset yapan, 20052010’da Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in siyasi danışmanı olan Monedero; Podemos ekibindeki çok arkadaşı gibi akademisyen. Madrid Complutense Üniversitesi’nde siyaset bilimi dersleri veren Monedero’nun 9 baskı yapan “Namuslu İnsanlara Hızlandırılmış Siyaset Dersi” adlı bir kitabı da var. İspanya’nın Gezi’si “Puerta del Sol” meydanındaki dört yıl önceki öfkelilerin isya nından kaynağını alan “Podemos”un siyasientelektüel gurusu ile Cumhuriyet için Madrid’de görüştük. Juan Carlos Monedero Demokrasiküreselleşme ara sındaki bilek güreşinden söz eden Monedero buna karşın siyasi ve ekonomik egemenliği ele geçirmenin şart olduğunu söylüyor. Monedero ile Madrid’de Podemos’a yakın yayın organı Publico’da gerçekleştirdiğimiz söyleşi şöyle: Podemos lideri Pablo Iglesias, “Otuz yıl önce sosyal demokrat partilerin söylediklerini söylüyoruz. O söylemler şimdi devrimci oldu!” diyor. “Podemos”u nereye koyalım? Otuz yıl öncesi solu ile Çizme öfkelilerinin “5 Yıldız Hareketi” arasına mı? Sosyal bilimlerde yıllardır paradigmalar değişimi içinde olduğumuzu söylüyoruz. Yok olmakta olan bir dünya var. Ama henüz yok olmuş değil. Bu büyük dönüşümler dünyasında eski kurumlar sosyal mutabakatı sağlayamıyor, yeni kurumları icat etmek gerekiyor. Ekonomiyi, finansı, iş ilişkilerini, ekolojiyi, göçü, gıdayı, toprağı.. yeniden düzenlemek gerekiyor. 19. yüzyıl araçları ile bugünün sorunlarını çözmek imkânsız. Devletler dönüşüm içinde. Devletlerin ifade araçları olan partilerin de dönüşmesi kaçınılmaz. Podemos’un konumuna gelince... Bahsettiklerinizle tanıdık bazı özellikleri paylaşıyoruz. Ama tek başına bunların hiçbiri değiliz. Grillo’nun “5 Yıldız”ı ile yoz siyasi kastı yadsımayı paylaşıyoruz. Ama biz 15 Mayıs Hareketi’nden (İspanya’nın Gezi’si) geliyoruz. Bu kendi öyküsü olan bir hareket ve (5 Yıldızcıların) popülizm riskini bertaraf etti. Sosyal demokrasiyle tabii kucaklayıcılık ve kucaklayıcı toplumu inşa etmek anlayışında birleşiyoruz. Ama devlet dayatmacılığına inanmıyoruz. Mısır’ın IŞİD kolu saldırdı: 30 ölü IŞİD’in yeni hedefi Kerkük n Mısır’ın IŞİD kolunun Sina Yarımadası’nda düzenlendiği saldırılarda 30 kişi öldü. IŞİD’e biat eden ve “Sina Eyaleti” adını alan Ensar Beyt el Makdis’in önceki gece Sina başkenti El Ariş’te bombalı araç ve roketlerle düzenlediği 4 saldırıda çoğu asker 28 kişi öldü, 62 kişi yaralandı. Üs, karakollar, lojmanlar, kontrol noktaları ve El Ahram gazetesi bürosu hedef alındı. Dün de çatışmalarda 6 aylık bir bebek başından kurşunla vurularak 6 yaşında bir çocuk roket patlamasıyla öldü, biri çocuk iki kişi ağır yaralandı. Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Afrika Birliği zirvesini kısa keserek ülkesine döndü. I Yunan Savunma Bakanı’ndan Kardak’a siyah çelenk ŞİD Suriye’de YPG tarafından Kobani’den kovulmasının ardından Irak’ta Kürtleri hedef aldı. Militanlar, Kerkük’ün 12 km güneyinde Tel el Verid, Mektep Halit, Meryembeg ve Molla Abdullah köylerinde peşmergeye saldırdı. Çatışmalarda peşmerge komutanı Tuğgeneral Şerko Fatih ve 8 peşmerge öldü, 46’sı yaralandı. Kerkük’te karakollara ve kontrol noktalarına bombalı araçlarla intihar saldırıları düzenleyen militanlar, bir otelin içinden peşmerge ve polise ateş açtı. Çıkan çatışmada 3 militan öldürüldü. Petrol, doğalgaz tesisleri ve benzin istasyonlarının da hedef alındığını belirten Kerkük Valiliği, dün kentte sokağa çıkma yasağı ilan etti, ama takviye peşmerge birliklerinin gelmesinin ardından yasağı kaldırdı. IŞİD, Musul’un Mahmur, Güver, Hazır bölgesinde de peşmergeyle çatışmaya girdi. Musul’daki Telafer Kalesi’nin içindeki resmi binaları TNT’yle yıktı. Bağdat, Kerkük, Musul, Selahaddin ve Enbar’da çatışma ve bombalı saldırılarda militanlar dahil onlarca kişi öldü. nYunanistan Savunma Bakanı ve iktidarın küçük ortağı ANEL’in lideri Panos Kamenos ilk icraat olarak Kardak olaylarının 19. yıldönümünde Yunan donanmasına ait bir helikopterin düşmesiyle ölen üç pilotun anısına düzenlenen ayine katıldı. Marathonas helikopter üssündeki ayinin ardından helikopterle Girit’e giderken Kardak sularına siyah çelenk bıraktı. Bu, ilk kez yapılan bir tören. Kamenos’un Kardak’a gidişi vesilesiyle 7 Yunan, 3 Türk sahil güvenlik botu denizde, savaş uçaklarıysa havada “it dalaşına” girdi. SYRİZA lideri ve Başbakan Aleksis Çipras ilk ziyaretini pazartesi Güney Kıbrıs’a gerçekleştiriyor. Çipras NTV’ye Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a gönderdiği Barbaros gemisi için “Egemenlik haklarının ihlali. Görüşmelerin başlaması için bölgeyi terk etmeli” mesajı verdi. Dış Haberler Servisi Suu di Arabistan’da 23 Ocak’ta Kral Abdullah’ın ölmesiyle tahta geçen Kral Selman, hiç gecikmeden iktidarı avucunun içine aldı. 79 yaşındaki Selman, selefinin iki oğlunu görevden alırken başta istihbarat servisi olmak üzere tüm kilit kurumların başkanlarını değiştirdi. Selman, Limanlar Müdürlüğü, Sermaye Piyasası Kurulu, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun başına yeni isimler atarken, Şeriat Polisi Müdürlüğü’nü de Şeyh Abdülatif el Şeyh yerine Abdülrahman el Sanad’a emanet etti. Bu atamanın Selman’ın Abdullah’ınkinden daha muhafazakâr dünya görüşünü yansıtması bekleniyor. Selman, istihbaratın başından Prens Halid bin Bender bin Abdülaziz Saud’u aldı, yerine getirdiği General Halid bin Ali bin Abdullah el Hümaydan’a kabine görevi de verdi. Abdullah’ın yeğeni olan ve 2012’den 2014’ün başlarına dek istihbarat Kral’ın tüm adamları servisini yönetirken Suriye ve Irak’ın karışmasında büyük rol oynayan “Karanlıklar Prensi” Bender bin Sultan Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği ve kral danışmanlığı görevlerinden alındı. Konsey feshedildi. Abdullah’ın iki oğlundan Prens Mişal Mekke Valiliği’nden, Prens Türki de Riyad Valiliği’nden gönderildi. elman’dan memur ve öğrencilere 30 milyar dolarlık ikramiye Selman, 31 kişilik yeni kabine açıklarken kültür, enformasyon, toplumsal işler, kamu hizmetleri, iletişime enformasyon teknolojisi bakanlarını değiştirdi. Daha önce 34 yaşındaki oğlu Muhammed’i savunma bakanı, güçlü İçişleri Bakanı Prens Nayif’i 2. veliaht atamıştı. Maliye, petrol ve dışişleri ba S kanlarını değiştirmezken, dış ve enerji politikalarında devamlılık mesajı verdi. Bunu kutlamaları için de tebasına 30 milyar dolar dağıtacağını duyurdu. Bu amaçla tüm sivil ve askeri memurlara, emeklilere ve öğrencilere 2 maaş ikramiye ödenecek. Kral Twitter hesabından bunu ilan ederken “Sevgili halkım: Çok daha fazlasını hak ediyorsunuz ve ne yaparsam yapayım hakkınızı ödeyemem. Dualarınızda beni unutmayın” dedi. Mesajı 2 saat içinde 175 bin kez retweetlendi. Selman’ın takipçilerinin sayısı 760 bin artıp 1 milyon 860 bine ulaştı. Suudi muhalif ve blogcu Raif Bedevi’nin ise 10 yıl hapse atılmasının yanı sıra çarptırıldığı 1000 kırbaç cezası şimdilik cumadan cumaya erteleniyor. İnsan hakları savunucularının büyük tepkisini çeken cezanın ilk taksiti olarak 9 Ocak’ta 50 kez kırbaçlanan Bedevi’ye yeni kırbaç seansı dün 3. kez ertelendi. Bedevi’ye kırbaç yine ertelendi SYRİZA: Troyka arkanı dön ve çık... nYunanistan’da SYRİZA hükümeti Avro Bölgesi ile ilk teması yaptı. Başbakan Aleksis Çipras ve Maliye Bakanı Yannis Varufakis, Avro Bölgesi maliye bakanları başkanı Jeroen Dijsselbloem’u ağırladı. Ortak basın toplantısı gerilimli geçti. Hollandalı bakan borç anlaşmalarıyla ilgili “Taahhütlere uyun” uyarısı yaptı. Ama Varufakis, borçları kurtarma paketini sağlayan ABAvrupa Merkez BankasıIMF (troyka) ile görüşmeyeceklerini, tek tek alacaklılarla müzakere edeceklerini söyledi. Troyka için “Yunanlıların iğrendiği çürük temelli komite” diyen Varufakis, borçların ödenmesi için troykadan 7.2 milyar Avro’luk yeni kredi dilimi almayı da reddetti: “Biz bu programın mantığını sorguladığımız için seçildik. Uzatılmasını talep ederek sorgulamaktan vezgeçemeyiz.” Moskova istişareleri sonrası düzenlenen basın toplantısında, Cemil (solda) ile Habbo’nun pozları muhalifler arasındaki görüş ayrılıklarının dışa vurumuydu. Boris Johnson: Fazla mastürbasyonun sonu cihatçılık Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Kuzey Irak’a gidip elinde Kalaşnikofla IŞİD’e karşı pozlar vermesinin ardından ‘özgün’ tespitlerle döndü. Osmanlı’nın son İçişleri Bakanı Ali Kemal’in öz torunu Stanley Johnson’un oğlu Boris Johnson, cihatçılara “abazan mastürbatörler” teşhisini uygun gördü. Johnson Britanya iç istihbarat servisi MI5’ın Suriye ve Irak’a cihata giden gençlerle ilgili raporundan edindiği görüşleri The Sun gazetesine şöyle aktardı: “Bombacıların çıkarılan psikolojik profillerine bakarsanız, porno izliyorlar, tam manasıyla mastürbatörler, fena halde mastürbasyon yapıyorlar. Kadınlar tarafından reddediliyorlar, kızlarla yatamıyorlar, o yüzden ruhsal rahatlamanın başka yollarına başvuruyorlar ama tabii buna rahatlama denilemez.” atan’ı sağcılara bırakmak hataydı ‘V Dış Haberler Servisi Rusya’nın ev sahipliğinde Suriye hükümetiyle muhalifler arasında 4 gün süren İstişare Toplantıları biterken koordinatörlüğü yapan Doğu Bilimleri Enstitüsü Başkanı Vitaly Naumkin sürece zemin oluşturacak “Moskova ilkelerini” açıkladı: “Suriye devletinin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün korunması. Teröre karşı koalisyon yapılması. Cenevre Bildirisi gereğince siyasi çözümün esas olması. Gelecekte Suriye’de demokratik devlet kurulması. Dış müdahalede bulunulmaması. Kurumların korunması ve ordudaki silahın sınırlanması. Kanun önünde tüm vatandaşların eşit olması. Adaletin sağlanması. Hükümetin onayı olmaksızın hiçbir yabancı savaşçının girmesine izin verilmemesi. Yap Suriye için Moskova ilkeleri tırımların kaldırılması. Golan Tepeleri’ndeki İsrail işgalinin sonlandırılması.” Esad’ın gidişi ya da geçiş hükümetinden söz edilmemesi dikkat çekti. “BM Güvenlik Konseyi’nin başta 2170 ve 2178 olmak üzere kararlarını uygulayıp terörü ve kaynaklarını kurutması” çağrısı da yapıldı. Görüşmeler gelecek ay Moskova’da yeniden başlayacak. İlk turda Suriye’yi BM Temsilcisi Beşar Caferi’nin heyeti, muhalifleri ise PYD lideri Salih Müslim, Halk İradesi Partisi lideri Kadri Cemil, Ulusal Çağrı Platformu Başkanı Semir Ayta, Suriye Ulusal Koordinasyon Kurulu Dışişleri Kordinatörü Macit Habbo dahil 34 kişi temsil etti. Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Halid Hoca ve bazı önemli isimler ise katılmadı. Sizin bir Güney Amerikacı yanınız da var? Latin Amerika hareketleriyle yeni süreçlerin temelini oluşturmak (toplum modelini yeniden oluşturmak) gereğini paylaşıyoruz. İspanya’nın ne sosyal ne ekonomik yapısı Güney Amerika ile örtüşüyor. Ama sorunlarda benzerlik var. Sorunlara verilen yanıtlar her yerde farklılık gösterecektir. Biz de kendi yanıtımızı inşa ediyoruz. Pablo Iglesias demokratik jargonda unutulan bir “vatan” kavramından söz ediyor. “Vatansever olmanın sorumluluğunu göstermeliyiz” diyor. “Vatanseverliğe” yapılan bu yeni vurgu nedir? Bizim için vatan Garcia Lorca’nın vatanı; yaşayan, çalışan insanların, halkın vatanıdır. “Vatan”ı uzun zaman sağcılara bıraktık. Bunun sonucunda “vatan” yalnız nefret söylemlerinin aracı yapıldı. Marine Le Pen’lere, “Çay Partisi”ne, aşırı Yunan sağına kaldı “vatan”. Bu çok büyük bir hata. “Vatan”ın özgürleştirici güçlü bir yanı var. “Vatan”, yurttaşlar toplamını siyasi kaderin ortağı yapar. “Vatanseverlik” siyasiekonomik egemenliği ele geçirmek anlamında mı kullanılıyor? Evet tabii. Diktatörlükten çıkış yıllarında Avrupa, İspanya için bir demokrasi referansıydı. Bugün durum farklı. Zapatero (20042011) hükümeti (AB, Avrupa Merkez Bankası, IMF) “troyka”dan aldığı gizli direktifle anayasa değişikliği yapma dayatmasıyla karşılaştı. Avrupa demokrasi referansı olmaktan çıktı. Türkiye de NATO üyesi... Ama askeri çıkarlarımız her zaman ABD çıkarlarıyla uyuşmuyor. Hatta giderek daha az uyuşuyor. Üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan ve sosyal devlet olmamızı engelleyen finans politikalarını bunlara eklerseniz… Hepsi “Egemenliğimizi yeniden ele geçirelim!” çağrısına temel oluşturan unsurlar. Biz İspanya halkının İspanya’sını geri istiyoruz: İşsiz ol mayan, evlerinden atılmayan ve çalışmak için başka ülkelere göç etmek zorunda kalmayan insanların İspanya’sını istiyoruz… (Sürecek) Avrupa referans olmaktan çıktı C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear