25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Düşük Avro Geçen yıl rubledeki değer kaybı nedeniyle 1 milyar dolar kaybeden Türk ihracatçısının başı yine kurla dertte. Deflasyonla mücadele eden Avrupa’da Avro/dolar 1.12’nin altına inerken Türkiye’nin ihraç birim fiyatları da yükseldi. PELİN ÜNKER Türkiye’nin ihracatını vuracak Rusya ve Ortadoğu pazarında jeopolitik riskler nedeniyle sıkıntılar yaşayan Türkiye şimdi de Avrupa’da pazar kaybetme riskiyle karşı karşıya. 2013 ve 2014 yıllarında ortalama 1.32 seviyelerinde olan Avro/dolar paritesi, dün Eylül 2013’ten beri ilk kez 1.12 seviyesinin altına indi. Avro/ TL de 2.6065 ile 20 Ağustos 2013’ten bu yana en düşük seviyesini gördü. Avro’daki bu düşüş, Türkiye açısından ihraç birim fiyatlarına baskı oluşturuyor. Her ne kadar parasal genişleme sonrası Avrupa’da toparlanma umudu doğsa da TL Avro’ya karşı değerlendiği için bunun Türk ihracatçısına etkisi negatif olacak. Geçen yıl Orta Vadeli Program’a göre ihracat hedefi 160.5 milyar dolar olmasına rağmen ihracatçılar yılı 157.6 milyar dolarla kapatmıştı. 2015 yılı ihracat hedefi ise 173 milyar dolar olarak belirlendi. Rubledeki değer kaybı yüzünden sıkıntılı bir dönemden geçen Rusya’ya ihracatta yaşanan kayıp, 2014’te 1 milyar doları geçmişti. Ancak Rusya’nın ihracattaki payı yüzde 3.8 iken Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’nin payı yüzde 43.8. Bu da Avrupa’daki sıkıntıların Türkiye’ye yansımalarının daha olumsuz olabileceğini gösteriyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2015’te sadece pariteden dolayı ihracatçının 8 milyar dolar kayba uğrayacağını belirterek “İhracatçının dövizdeki bu oynaklıktan zarar görmemesi için hedge etme gibi korunma enstrümanlarını öneriyoruz” dedi. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Rıdvan Mertöz, “Kurlardan dolayı birçok ihracatçının ağzını bıçak açmıyor. Yumurtaların hepsini bir sepete koymamaya çalışıyoruz. Sıkıntılar 2015’te de devam edecek. Maliyetlerimizi çok ciddi gözden geçiriyoruz. Dolarla ticaret yapılan ülkeleri gözümüze kestirdik. ABD ve Afrika’da ticaret merkezleri kurarak burada etkinliğimizi ve pazar payımızı artıracağız” diye konuştu. Türkiye, Avro’nun tarihi düşük seviyelere inmesi nedeniyle en büyük pazarı olan Avrupa’yı kaybetme riskiyle karşı karşıya Suçlular ve Güçlüler Çağdaş Yaşam Denizli Şubesi, Uğur Mumcu’nun katledilişinin 22. yıldönümü anma etkinliği, aynı odaklı aydınlarımızın bir bir katledilişlerinin protestosu olan “Demokrasi Haftası”, çok sayıda ortak gündemli demokratik etkinliklerde de hep birlikte olabilme amaçlı 22 Ocak gününe çekmişlerdi. Bu yılın öne çıkan gelişmelerini en çarpıcı özetleyen “Suçlular ve Güçlüler” ortak başlığı altında, 22 yıl sonra ilk yılların duyarlılığını, tepkilerini anımsatan bir katılım, şemsiye oluşumu, ortak değerler, tepkiler odaklanması, toplumsal tepki patlaması gözlemliyoruz... Uğur Mumcu’nun katledilişinin yakınlaştığı tarihlerde, tırmanan tehditlerin anlamını algılamış olarak korkup susmak yerine, ailesini korumaya yönelik kendi çapında koruma önlemlerini aldığı içindir ki... Bir yerlere giderlerken, arabasının kontak anahtarını çevirene kadar onların dışarıya çıkmalarını engellemesi sayesinde, bugün aramızda olan Özgür Mumcu ile Cumhuriyet’in koridorlarında karşılaştığımda bu gözlemimi paylaştım. Etkinlikler için aile ve um:ag’a yapılmış başvurulara bakarak kendilerinin de aynı izlenimi edindiklerini, bugünün yaşanılanları ile kurulan güçlü bağın, tepki buluşmasının altını çizdi... Uğur Mumcu’nun aynı kişide buluşturulması çok zor; hukukçu, araştırmacı gazeteci, kıvrak zekâ ve mizahla buluşmuş usta kalem, inandığı değerleri savunmada ödün vermez yürekli duruş, kalpaklı Kuvayı Milliyeci ruhu, Cumhuriyet, laiklik, Atatürk devrimlerine ödünsüz bağlı, insan hakları, hukuka dayalı demokrasi, çağdaş uygarlık savaşçısı, Anadolu Aydınlanması, uygarlığının bileşkesi değerlerle gelecek yaratma savaşımcısı... Sansürsüz ülke gündemine soktuğu sorunlar, yaşananlara, yaşanacaklara ilişkin sunduğu bilgiler, verilerle öylesine güçlü, kitleleri etkileyiciydi ki... Sık sık altını çizdiği “TicaretSiyasetTarikat üçgeninde” kurulan kirli çıkar kavgalarının önünde öyesine güçlü bir savaşım veriyordu ki... Bu ülkenin geleceğinde, bu kirli çıkar ittifakları ile kurulmuş, kurulacak tuzaklar, oyunların geneline öylesine güçlü ayna tutumuş, tutuyordu ki... Yaşadığı dönemler, öncelerini olduğu kadar, bugün olanlar, olacaklar için de yol gösterici, uyarıcı olabilmişti ki... HHH Ülkemizin ve dünyalıların canlarını daha bir derinden yakan, akıtılan kanların, milyarlarca dünyalıyı yoksullaşma, yoksunlaşma, çaresizliğin pençelerine çeken, kirli çıkar bağlarını ortalığa saçan gerçekleri Uğur’un yazılarından okumak, söylemlerinden duymak, dersler çıkarmak yetmiyor. 22 yıl içindeki olumsuz sıçramaları sorgulamak da önemli... Kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, terör, en çok da düzenin çarklarında inançlar ve değerlere de aykırı olarak, hortlamış İslamcı terör eylemlerinin patlamasında yakın günlerde ne kadar çok gazeteci yanında, aydınlar, insan hakları savunucuları ve insani duruş koymaya çalışan halkların kitleleri katledildiler değil mi? Elbette bataklıkları yaratan koşullar sorgulandığında, emperyal çıkar tuzakları ile atbaşı, çağın vebası olarak beslenmiş ırkçılık ve dincilik ayrımcılığı kirli çıkar savaşlarında, en çok Müslümanları ezen acımasız sonuçlarıyla... Bataklıkların içinde kor alevlerle yanan İslam dünyası ülkelerinin halkları; Filistin, Irak, Suriye, Pakistan, Libya.. Afrika, Asya’nın her yanında, iç savaşlar bataklığında yaşananların üzerine, zengin Kuzey dünyasına sıçrayan terörle, İslam karşıtlığının çatışmaları eklemlenmiş... Yine de Uğur’u katleden kirli çıkar ittifakının, Uğur’suz geçen 22 yılda aldıkları güç, kirli çıkarlardaki vahşet boyutları dudak uçurtuyor. Uğur, değerleri için çok etkin, çok güçlü savaşım veren, kitlelerin moral değerlerini yücelten gerçek gazeteci aydın duruşuyla hedef seçilmişti... Yüz binler katliamındaki vahşet, kendilerinin, çocuklarının geleceklerini etkileyecek tehdit boyutlarını algılamanın acısında, belki o gün için bugünden daha güçlü olan toplumsal örgütlenmeler, değerler şemsiyesinde soluğu Ankara’da, cenazesinin arkasında almışlardı. Belki zengin Kuzey dünyası içinde, Aydınlanmadan payını almış örgütlenmeler, bireylerin duyarlılığında Fransa’daki gazeteciler toplu katliamında, benzer bir bilinç, kaygıyla buluşmayı, geniş toplumsal duruşu, hem de ülkeler üstü bir boyutla gözlemleyebildik. Aydınlanmanın değerleriyle duran büyük kitleler yanında, ülkeler, siyasi liderliklerin duruşlarını, günümüz düzen çarklarında “TicaretSiyasetTarikat” üçgeninde, kirli çıkar sarmalındaki gelişmelerinden sonunda korkmuş olmak olarak açıklayabiliriz... Kuralsız düzenin kuralsız savaşları artık terör olarak zengin kuzey dünyasını da içine alıyordu... Ancak radikal terör örgütlerinin katliamlarında çok sık örnekleri yaşanan aydınlar, gazeteciler, bir bir kafaları kesilerek gösteri ile yaşatılan katliamlarının yeni ürkütücü bir sıradanlık boyutu da var... Bataklıktaki savaşların yüzyıllar öncesi, çağların gerisinde kaldığını sandığımız katliam yöntemlerinde hedefler daha çok ulaşılabilirlik olarak seçiliyorlar. İnfaz edilen ABD’li gazeteciler, en son önceden yakalanmış Japonlar, vahşet, güç gösterisi, pazarlık aracı olmanın kurbanları... Merkez’den destek Merkez Bankası (TCMB) ihracatçıya düşük maliyetle finansman sağladığı ihracat reeskont kredisi limitini 15 milyar dolardan 17 milyar dolara yükseltirken, bazı döviz kazandırıcı hizmetleri de reeskont kredisi kapsamına aldı. TCMB ihracatın yanı sıra döviz kazandırıcı hizmetlerden turizm, sağlık, müşavirlik, yazılım ve mühendislik, taşımacılık ile bakım ve onarımı da reeskont kredisi kapsamına aldı. Böylece Merkez Bankası 2014’te 13 milyar dolar olan ihracat reeskont kredisi yoluyla TCMB rezervlerine sağlanan katkının getirilen yeni imkânlarla 2015’te 15 milyar doların üzerinde olacağını belirtti. Diğer yandan banka ve finansman şirketlerinin TCMB’de tutulan Avro cinsi hesap tutarları üzerinden yıllık binde 2 komisyon alınacak. Merkez, kararın ECB’nin negatif faiz uygulamasının uzun bir süre daha devam edeceği yönündeki beklentilerle alındığını açıkladı. Paketin işe yarayacağı tartışmalı Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) kıtadaki ekonomik durgunluğun önüne geçmek için açıkladığı parasal genişleme programının yankıları sürüyor. Martta başlayacak olan aylık 60 milyar Avro’luk tahvil alım programının bölge geneline yayılan deflasyon tehdidine çare olması amaçlanıyor. Liderler ve uzmanlar, varlık satın alma paketinin bölgede yaşanan siyasi ve yapısal sorunları çözmeyeceğini düşünüyor. Hafta başında Türkiye’de bir konferans veren Nobel ödüllü iktisatçı Profesör Joseph Stiglitz de parasal genişlemenin reel sektöre ve yatırımlara yansımadığı sürece krizden çıkma konusunda işe yaramadığını vurgulamıştı. Stiglitz, ABD’de tahvil alım programlarının istihdam ve yatırımları artırmak yerine borsaları şişirdiğini belirtmişti. Davos’ta da ECB’nin açıkladığı varlık satın alma paketinin Avro bölgesine etkilerini değerlendirdi. ABD eski Hazine Bakanı Larry Summers, “Parasal genişlemenin her derde deva olacağını düşünmek ve bunun yeterli olacağına inanmak hata olur” dedi. Pakete bir eleştiri de Almanya Başbakanı Angela Merkel’den geldi. Frankfurt’ta yatırımcılarla bir araya gelen Merkel, “AMB’nin paketinin acil bir çözüm getirmesi beklenmemeli. Avrupa’da rekabetçiliği artırma baskısı her zaman devam etmek zorunda. Bundan başka bir şeyin bize yardımcı olacağına inanmıyorum” diye konuştu. Rusya ile gazda yine pazarlık Ekonomi Servisi Türkiye’nin doğalgazı 6 yıl önceki fiyattan kullandığını, petrol fiyatlarının son 7 aydır düşüşe geçmesine rağmen doğalgazın 50 dolar seviyesinden satıldığını söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Biz indirimi önceden uyguladık. BOTAŞ aldığından düşüğe sattı. Gümrüğe Maliye’ye 6 milyar lira civarında bir borcumuz var o da komple vatandaşımıza dönen paradır” dedi. Yıldız, Rusya ile doğalgaz fiyatına ilişkin üçüncü görüşmenin haftaya yapılacağını ve yakın zamanda sonucun duyurulacağını bildirdi. Rusya ile yapılacak yeni boru hattı projesi üzerinde çok detaylı bir çalışmanın henüz yapılmadığını söyleyen Yıldız, petrol fiyatlarının da tüketici ülkeler olarak 10 dolar seviyesine kadar düşmesinin memnuniyet verici olacağına fakat bunun üretici ülkeler açısından da sürdürülebilir bir durum olması gerektiğine dikkati çekti. ANKARA/ISTANBUL(Cumhuriyet) Üst üste yaşanan ölümlü iş kazalarının önlenmesi için hazırlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören Torba Yasa Tasarısına ilişkin Meclis alt komisyon çalışmaları tamamlandı. Tasarının birçok maddesinde değişiklik yapılırken verilen önergelerle torbaya yeni maddeler eklendi. Bunlar içinde en dikkat çekici olanlardan biri de işyerinde iş güvenliği önlemlerine uymayan çalışanları ilgilendiriyor. l İşyerinde kemerini, baretini, gözlüğünü takmayan, makine ve teçhizatın güvenlik ayarlarını değiştiren çalışanlar, üç yazılı uyarıdan sonra atılacak. Bu şekilde işten atılanlar kıdem tazminatı da alamayacak, işsizlik maaşı da... l İnşaatlarda baretini, iskelelerde kemerini takmayan; kimyasal nitelikli işyerlerinde maskesini, eldivenini; gürültülü işlerde ses kesici kulaklığını; kaynak işlerinde gözlüğü Soma Holding’e de teşvik Baret takmayan işçinin işten atılmasını öngören tasarıya, ‘üç kez uyarı’ koşulu eklenerek son hali verildi. Bu şekilde atılan işçi kıdem de alamayacak işsizlik maaşı da... Ayrıca üç yıl iş kazası olmayan işyerine teşvik geliyor buna göre Soma Holding de, Torunlar da teşvikten yararlanabilecek. nü; yanmalı işlerde koruyucu ayakkabı, eldiven gibi donanımları kullanmayan işçilere işveren üç kez yazılı uyarıda bulunacak. l İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili eksiklik ve aksaklıkları belirleyip yazılı olarak işverene bildirecek. l İşverenin gerekli önlemleri almaması halinde bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca Çalışma Bakanlığı’na bildirilecek. lİşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bildirimi çalışanların görebileceği bir yere de asacak. l Soma’da 301 madencinin, İstanbul rezidans inşaatı asansöründe 10 işçinin, Ermenek’te 18 madencinin hayatını kaybetmesinin ardından hazırlanan yeni torba yasa tasarısının işyerinde ölüm olmayan patrona verilecek teşvikin maddesinin kapsamı da genişletildi. l Tasarının önceki günkü görüşmelerinde AKP’li milletvekillerinin önergesi ile 3 yıl süreyle işyerinde “ölümlü iş kazası” olmayan işyerlerine verilecek teşvikten; daha önce işyerinde ölümlü kaza yaşanan işverenler de gerekli koşulları yerine getirerek, talep etmeleri halinde yararlanabilecek hale dönüştürüldü. l Düzenleme ile 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Holding’e, Ermenek’te 18 madencinin öldüğü Has Şekerler ve İstanbul’daki asansör faciasının yaşandığı Torunlar Holding’e de olanak tanınmış oldu. l Böylece, bu şirketler de 3 yıl süreyle ölümlü iş kazası olmazsa talep etmeleri halinde, işsizlik sigortası işveren payını yüzde 3 yerine yüzde 1 olarak ödeyecekler. l Alt komisyon görüşmeleri tamamlanan torba yasa tasarısının önümüzdeki hafta TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşülmesi, ardından da Genel Kurul’a gönderilerek, bu dönem yasalaşması öngörülüyor. ezaretçi zorunlu olacak’ Öte yandan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, komisyonda kabul edilen maden tasarısında, yeraltı kömür madenciliğinde rödovansın yasaklandığını söyledi. Yıldız, “Maden Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nı değerlendirdi.Yıldız, şu ana kadar 101 yeraltı maden işletmesinin denetimler sonucunda kapatıldığını bildirdi. Teknik nezaretçi uygulamasında, yeraltı kömür işletmesinin üç dakika, iki saat, üç gün uğranılan yerler olduğunu gördüklerini söyleyen Yıldız, maden işletmelerinde daimi nezaretçi zorunlu olacağını dile getirdi. Yıldız, madenleri gruplara ayırarak bir kısmına ihale şartı getirileceğini kaydetti. Yıldız, “Mermer gibi, özellikle metalik madenler mevcut uygulama ile devam edecekler. Çimento, beton, kireç, dolgu, mıcır gibi daha görünür olanlar ihaleye tabi tutulacaklar” dedi. ‘N Kral öldü, petrol yükseldi Ekonomi Servisi Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdulaziz El Suud’un vefat etmesinin ardından, petrol fiyatları yükseldi. Ham brent petrolün 15 Mart vadeli Future (gelecek) sözleşmeleri yüzde 1.59 artarak 49.29’a çıkarken Batı Teksas türü ham petrolün 15 Mart vadeli Future (gelecek) sözleşmeleri yüzde 1.47 artarak 46.99 dolara yükseldi. Uzmanlar, Kral Abdullah’ın ölümünün ardından 1995’ten bu yana Petrol Bakanı olan Ali enNaimi’nin görevinden alınabileceği ihtimaliyle yakın vadede petrol fiyatlarında belirsizliğin artacağı görüşünde. Bazı analistler ise Suudi Arabistan’ın, petrol fiyatlarını düşürmek ve pazardaki büyük payını korumak için uzun vadeli plan belirlediğini ve Kral Abdullah’ın ölümünün bu durumu değiştirmeyeceğini söylüyorlar. UNDP’ye göre yoksulluk gelişmekte olan ekonomilerde ve üst ortagelir grubunda yüksek, gelir eşitsizliği ise artıyor Yoksulluk ve eşitsizlik artıyor Ekonomi Servisi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) İstanbul’daki yeni Bölgesel Merkezi tarafından yayınlanan “Avrupa ve Orta Asya’nın Geçiş Dönemi ve Gelişmekte Olan Ekonomilerinde Yoksulluk, Eşitsizlik ve Kırılganlık” araştırmasına göre, yoksulluğun ortadan kaldırılmasında güçlükler yaşayan ülkelerde gelir eşitsizliği yüksek veya artıyor. Araştırmaya göre bölgede kadınların işgücüne katılım oranı erkeklerin katılımından daha düşük. Bir diğer eşitsizlik unsuru da bu bölgede erkekler ve kadınlar için beklenen yaşam sürelerinin başka ülkelere göre azalması oldu. Bölgede yoksulluk riski, özellikle kırsal kesimdekiler açısından daha da yüksek. Yoksulluk riski, aralarında eğitim, sağlık, bilim ve sanat alanında çalışan kamu görevlileri ve tarım işçileri gibi çalışmakta olan yoksulların da bulunduğu, geçiş ekonomilerindeki “yeni yoksullar” için de yüksek düzeyde seyrediyor. Tacikistan, Kırgızistan ve Ermenistan’da yaklaşık 6.7 milyon kişi, aşırı yoksulluk koşulları altında yaşıyor. Eldeki en güncel verilere göre, 2010’da Gürcistan’daki nüfusun üçte biri aşkın kesimi günde 2.15 doların altında bir gelirle, yani aşırı yoksulluk düzeyinde yaşamaktaydı. Eğitime kaydolma eğilimlerinde eşit sizlikler var. Azerbaycan, BosnaHersek, Kırgızistan, eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya, Tacikistan, Türkiye ve Özbekistan’da çocukların üçte birden daha azı okulöncesi eğitime kaydedildi. 100 emeklinin 63’ü mutsuz 7 milyon aşırı yoksul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ekonomik, sosyal ve psikolojik memnuniyetleri araştırılan Türkiye’deki emeklilerin, yüzde 63’nün mutsuz ve çalışmak zorunda olduğu belirlendi. Çarpıcı sonuçların yer aldığı araştırmaya göre; emekliler gelirleri ile geçinemiyor, yaşamak için yeniden çalışmak zorunda kalıyor, sağlık hizmetlerine ulaşamıyor. DİSK’e bağlı Emekli Sen, emeklilerin “yaşam koşullarını ve demografik özelliklerini” belirlemek amacıyla sendika üyelerine yönelik bir anket çalışması yaptı. Ankete göre, emeklilerin yüzde 27’sinin 7511000 TL arasında maaş aldıkları için ‘ek gelire’ ihtiyaç duyuyor. Yüzde 74’ü evlerinde bakıma muhtaç. Yüzde 52’si ekonomik nedenlerden dolayı boşanmış. Yüzde 81’lik bir kesim kültürel gereksiminleri karşılayamıyor, tatile gidemiyor. MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 24 OCAK 2015 ALIŞ EFEKTİF SATIŞ 2.3414 1.8761 0.35443 2.6320 3.5130 2.6865 0.28321 1.8939 8.0763 1.9896 2.3337 2.3379 2.3321 1.8528 1.8649 1.8443 0.35189 0.35362 0.35164 2.6234 2.6281 2.6216 3.4895 3.5077 3.4871 2.6654 2.6825 2.6614 0.27967 0.28256 0.27947 1.8782 1.8867 1.8713 7.8541 7.9569 7.7363 1.9691 1.9821 1.9618 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear