25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 30 EYLÜL 2014 SALI 14 KÜLTÜR Ayşenil Şamlıoğlu ‘Kocamın Ailesi’ adlı TV dizisinde Mukadder’i incecik işliyor Tam anlamıyla döktürüyor Ayşenil Şamlıoğlu’yla Küçük Tiyatro’nun fuayesinde tanışmıştık. Yıl 1997 olmalı. Güzel kızıl saçlı, sade giyimini zarif takılarla şık kılmış, kibar bir hanımefendi. Sonradan belgelere başvurduğumda anlayacağım ki oynadığı bütün oyunları izlemişim. Bir bölümünün eleştirisini yazmışım. Sanatçının adını da anarak sahnedeki yorumunu değerlendirmişim. Dahası, rol aldığı bir oyun nedeniyle verilen yardımcı kadın oyuncu ödülünü de saptayan jürideymişim. Görüntü ile ismi eşleştirmek kolay değildir. Hele çeşitli sahnelerde görev yapan bir Devlet Tiyatrosu sanatçısı için, ülke düzeyinde tanınmak olanaksız bile sayılabilir. Ayşenil’in yükselişinin de bir çırpıda gerçekleşmediği anlaşılıyor. 1995’te Selçuk Yöntem’in Ankara DT’de tek başına oynadığı ne yazık ki izleyememiş olduğum “Ben Feuerbach” ilk yönetmenlik başarısıymış. Tanıştığımız günlerde de Oda Tiyatrosu’nda oynamakta olan “Benimkinin Adı Regine”i (1997) sahnelemiş. Şamlıoğlu’nun ne tür bir sanatçı olduğunu bu oyunu izledikten sonra kavradım. Oyuncudan görselişitsel anlatım düzeyinde kusursuz bir disiplin bekleyen, sahnedeki her anın bir başka aşamaya hızlı bir geçişle bağlandığı, tartımın (tempo) çevirdiği “Yol Arkadaşım”la televizyon izleyicilerinin gündemine girmişti. Birkaç yıl önceki “Bizim Yenge” dizisinde 9 oğlunu yöneten akıllıkurnaz kaynanayı jestmimikhareket düzenindeki ince geçişlerle duyarlı bir Selen Seyven Yıldız Kültür komedi oyunculuğu çizgisine yerleştiren u Ne yaparsa yapsın, işine canını veren bir usta var Şamlıoğlu, geçen yazdan bu karşınızda. Mukadder’i, gülüşü ve öfkelenişiyle, öyle bir ustalıkla kanacana büründürüyor ki bu oyunculuğun bir yana sürmekte olan “Kocamın saniyesini bile kaçırmak istemiyorsunuz. Ailesi”nde tam anlamıyla “Aslan Asker Şvayk”(Antalya döktürüyor. DT, 2001), “Külhanbeyi Kaynanasına bağlı, sevgi dolu, Operası” (Antalya DT, 2002), saygılı gelin, hamarat ev hanımı, “Gayri Resmi Hürrem” çocukları ile pasta fırınında (İBBŞT, 2004) “Süleyman ve yardımcılığını yaptığı sevgili Öbürsüler”(Semaver Kumpanya, kocası arasında paravana görevi 2005), “Altona Mahkumları” yapan özverili anne, yumuşak (Ankara DT, 2006), “Dünyanın başlı ve terbiyeli, ama çocuklarına Ortasında Bir Yer” (İstanbul zarar verildiği zaman yırtıcı DT, 2007) ve “Bana Mastikayı kaplana dönen, en çok da henüz Çalsana” (Aysa Prodüksiyon Tiy. 5 yaşındayken pazaryerinde 2007). kaybolan tek oğlunu boşuna Oyunculuğu ise tiyatroda aramakla, bu yolda aldatılmakla, “Geyikler Lanetler” (Ankara DT, dolandırılmakla geçen yaşamı 1999), “Evaristo” ve “Öldün, boyunca, aklıyla duygularını Duydun mu?” (Altıdan Sonra dengelemeye uğraşan, gerçek Tiyatro, 2013), sinemada ve oğlunu tanıma yolunda özel dizilerde neredeyse kesiksiz olarak sezgiler geliştirmiş Mukadder’i, sürüyordu. 2009’da İBBŞT Genel gülüşü ve öfkelenişiyle, özel jest Sanat Yönetmenliği görevini ve hareketleriyle, giysileri ve üstlenen Şamlıoğlu, kurumun başından çıkarmadığı saç bandıyla, işleyişine ilişkin birkaç yıl önceki öyle bir ustalıkla kanacana yönetmelik değişimiyle oluşan kriz büründürüyor ki, bu oyunculuğun aşamasında istifasını verdi. bir saniyesini bile kaçırmak Dizi deneyimi “Ferhunde istemiyorsunuz. Hanımlar”la başlayan sanatçı, Ne yaparsa yapsın, işine canını “Bizim Evin Halleri”nden sonra veren bir usta var karşınızda... Ayşenil Şamlıoğlu 64 yıllık kitapçı Onnik Şenorkyan hayatını kaybetti Düşünce özgürlüğü Kültür Servisi İnkılap Kitabevi’nin yöneticisi Onnik Şenorkyan dün 75 yaşında hayatını kaybetti. Şenorkyan’ın cenaze töreni yarın saat 13.00’te, Kumkapı Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi’nde yapılacak. 1939’da Kumkapı’da doğan Şenorkyan, ilkokulu Mesropyan’da, ortaokulu Bezciyan’da okuduktan sonra eniştesi Garbis Fikri’nin 1927 yılında kurduğu İnkılap Kitabevi’nde çıraklığa başladı. Sonrasında da 64 yıl boyunca burada çalıştı. Babıâli Yokuşu’nun son kitapçılarından Şenorkyan, ödülü sahibiydi 2012 yılında gazeteciyazar İsmail Saymaz ve yayıncı Semih Sökmen’le Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü’nü almıştı. Şenorkyan, bu törende yaptığı konuşmada yayıncılığa sevgisini, “Geldim ve burada kaldım, iyi de yaptım. Kâğıdın ve mürekkebin kokusunu bir kere alan bir daha bundan vazgeçemez. Bu, sihirli bir kokudur. Nasıl kuyumcu bir eser ortaya çıkardığında gururlanıyorsa, baskıya hazırladığınız bir kitabın basılması da size haz veriyor” sözleriyle anlatmıştı. hep yüksek kalması için tiyatro olayını bir arada tutan enerjinin tüm yorumcular tarafından paylaşıldığı, rejisörün, sahneyle salon arasında kusursuz bir elektrik akımının oluşmasında güçlü bir jeneratör işlevi taşıdığı türden bir gösteri anlayışı benimsemişti. Çok daha sonraki konuşmalarımızdan, “grotesk” bir yaklaşımı da içeren bu yönetmenlik biçeminde, hayranı olduğu Cirque de Soleil’in (Kanada merkezli sanatgösteri topluluğu) etkisi olduğunu öğrenecektim. 1990’lı yıllardan 2010’lu yıllara geçildiği dönemde yönetmen Ayşenil Şamlıoğlu imzalı ve çoğu ödüllü pek çok oyun geldi gündeme: “Kozalar” ve “Ölüler Konuşmak İster” (İstanbul DT, 1997), “5. Frank” (Adana DT, 1998), “Pazartesi Perşembe” (Adana DT, 1999), “Eşek Arıları” (Ankara DT, 2000), “Bina” (Sivas DT 2001), ‘Darbeler kitabı bitirdi’ Onnik Şenorkyan, 2012 yılında Bianet’ten Nilay Vardar ile yaptığı söyleşide ise şunları söylemişti: “1950’lerde, kitapçıların İstanbul’daki tek merkezi Babıâli’de 5060 kitapçı vardı. Remzi, Cumhuriyet, Halit Polat, İkbal, Siluet, Ahmet Yaşaroğlu, İnsev, Zaman, Gayret, Çığır, Semih Lütfü, Suhulet, Kanaat, İnsel, Atlas... O zamanlar buraları hem yayınevi, hem kitabeviydi. 25 kişi sabahlara kadar kitap basardık. Beş binden aşağı kitap basılmazdı. Nuruosmaniye Caddesi olduğu gibi matbaaydı. İşte oraya kâğıtlar inerdi, kitap basılırdı. Sonra da buraya gelirdi, satış yapılırdı. Şimdi matbaalar Güneşli’ye kaydı. Kitapçılar da alışveriş merkezlerine. (...) Teker teker gitmeye başladılar, ama esas 70’lerden sonra azaldılar. Darbelerden sonra kitabı bitirdiler. Kitap bir ‘suç’ olarak ortaya çıktı. Bunun da büyük etkisi var.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear