22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bishop’tan söz edin... Bak, düdük sesleri, bayraklar, dumanlar rüzgâra karışıyor; gemiler yüzlerce bayrakla yürekten selamlıyor, limanda yükselip alçalarak uçuşan kuşlar gibi... Nasılsın el bebek, gül bebek? Nasılsın arkadaş? Ağustos hepimize gülümserken bir yaz geçiyor farkında mısın? Bak şafak söküyor... Paris’te bir sabah! Aydınlık bir gün ardından gelecek...” O notları okurken Türkiye’nin o karanlık günleri aklıma geliyor... İleri demokrasi ve özgürlük masalları. Günler geçiyor, haftalar ve aylar yaman! Acılar bitmiyor, akan kan durmuyor aman! Hayat acımasız! Tam mücadele zamanı! Anılarım yağmurlu günlerde maviler giydiriyor, bir çocuk gülümsüyor, Apollinaire’nin Mirabeau Köprüsü’nün altında geçerken sevincin, acının ardından geldiğini öğreniyorum... Saçları örülmüş durgun bakışlı kızlar, kadınlar, erkekler. Belki yaşamın sularında yitirdikleri sevdalarını düşünüyolar; kopuşları, fırtınaları... Hayatın içinde bir not daha düşüyorum: “Bak, bir bebek sana gülümsüyor... Bak, bir öteki ağlıyor... Ağlama bebek ağlama, gülümse biraz!” Aynalı gülüşler ve gelincikler arasında yürüdüğüm Kaçkarlar geliyor aklıma! Ovalar, denizler, dağlar! Çokuluslu altın avcıları! Bir mor menekşe gecenin içinde açmış, bak sana gülümsüyor... El bebek gül bebek! Sana el sallıyor, şiirler okuyor... HHH Ağlama bebek! Bir ülkede yoksul, dindar insanlardan oy alarak iktidara gelenler, yolsuzluk yapmışlarsa, bunca şımarıklığı, rezilliği yapamazlar! Oysa yapıyorlar! “Bağımsız yargı”, bağımsız gazeteciliği engelliyor... Varsıllığın sefilliği içinde put yaratıp ona tapıyorlar... O nedenle ağlıyor bebek! Ben de diyorum ki: “Ağlama bebek, o put kırılacak; ağlama bebek, insanlık aydınlık günleri görecek!” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı ‘Ortadoğu’nun şamar oğlanına döndü’ diyerek eleştirdi ‘Dünya alay ediyor’ SAVAŞ KALKAN TOKAT CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan ve cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek “Ortadoğu’nun şamar oğlanına dönmüş bir lider. Dünyanın alay ettiği bir lider. Yalan söylemekte kimsenin eline su dökmediği bir lider. Anlamakta zorluk çekiyorum” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları kapsamında aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek için Tokat’ta etkinliklere katılan Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Irak’ta IŞİD’in elindeki Türk Konsolosluğu rehinelerinin serbest kalabileceği yönündeki açıklamalarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Orada bayrağımız indirildi ama Recep Tayyip Erdoğan’dan Ağlama Bebek... Gecenin boşluğunda mavi bir kafes, o çocukluk yıllarının tren istasyonları... Bilindik yüzler, bir tutam sevinç! Doğanın kendi saatleri içinde yaptığım yolculuklar, uzayan bir sesin içinde coşkulu yüreğim... Ilık bir güz sabahı, nemli bir körfez... Bir ağustos sıcağında yağan yağmur, gökyüzünün çatırdaması, şimşek. Yoksulluğun sarmalında yaşayan Iğdır... Ağrı Dağı’nın zirvesi... Her şeye ama her şeye karşı yeni bir umut görüyorum, hüznün ve acının türküsü söylenirken... O kareli not defterim, aldığım notlar, çalakalem yazılmış kimi denemelerim.... “Ben, Behçet Aysan’ın dizelerinden kopup gelen bir coşkuyum, git desen gider, kal desen kalırım. Kimi zaman gülümser, kimi zaman ağlarım... Eğer git dersen kuşlarla, bilesin ki dönmez güz kuşları. Senin yaşadığın o iyi günler aynı gökyüzü aynı kaderle birleşir.” Bir cumartesi sabahında İstanbul’a yağmur yağarken... Gök gürülderken, şimşek çakarken! Eski mevsimlerdeyim... İster misin gidip yağmurda durup sırılsıklam ıslanayım, gidip başka kaderleri arayayım... Sen sessiz akan bir ırmaksın, ben deli dolu bir... Hırçın bir insan! Ben zamanım işkence görmüş çocukların dilinde, ezenlerin değil ezilenlerin yanında... Bak eski katillere, canilere, faşolara, tetikçilere... Bir olmuşlar Cumhuriyet’e saldırıyorlar yine! Bunlar bir zamanlar eli kanlı katilleri, eli kanlı çeteleri ayakta alkışlarlardı “İhlas”ın ışığında... Tanıdınız değil mi? HHH O zaman dilimi, demokrasi ve özgürlük mücadelesi; yoksulluk, acı, umut, sevgi ve hüzün! Yağmur dinmedi... Bir toprak kokusu geliyor dışarıdan... Yine defterime yazmışım: “Brooklyn’den, Brooklyn Köprüsü üzerinden, bu güzel sabah saatinde Elizabeth ‘Siyasi kariyeri için kullanacak’ ses çıkmadı. IŞİD’e terör örgütü diyemedi. Kendi bayrağı indirilecek, vatandaşı rehine alınacak ama sesi çıkmayacak. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. IŞİD aslında bir başka kişiyi rehin almış durumda. O da Recep Tayyip Erdoğan. Neden uyarıldığı halde Musul Konsolosluğu boşaltılmadı? Şimdi oradaki vatandaşlarımızın serbest bırakılmasından dolayı seviniyoruz. Asıl sorulması gereken, hangi gerekçe ile zamanında boşaltmadınız orayı? Şimdi bunu kendi siyasi kariyeri için kullanmaya çalışacak. Nasıl? Bayrağı indirildiği için mi? O nedenle bir pazarlık var, görüşmeler var onu biz biliyoruz. IŞİD’le bir pazarlık var. IŞİD’in elinde silahlar var. Silahların da Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğini de gayet iyi biliyoruz. Türkmenlere yardım gidiyor dediği de tamamen yanlış. Onlara yardım gittiği de yok. Zaten Türkmen liderler de ‘Bize yardım falan gelmedi’ diyor.” Ortadoğu’da itibarı “sıfır” olan bir Türkiye olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir de yazmışlar ora ya efendim neymiş Erdoğan dünyanın lideriymiş. Dünyanın liderine bakın. Kendi ağzıyla diyordu ‘Telefon açıyorum Obama’ya telefonuma çıkmıyor.’ Ortadoğu’nun şamar oğlanına dönmüş bir lider. Dünyanın alay ettiği bir lider. Yalan söylemekte kimsenin eline su dökmediği bir lider” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın İhsanoğlu’nu İstiklal Marşı üzerinden eleştirmesine de tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Sen prompter’dan İstiklal Marşı’nı okuyamadın ya prompter’dan. Yani yazılı metin var, yazılı metinde İstiklal Marşı’nı okuyamadın. Şimdi İstiklal Marşı üzerinden propaganda yapıyor. Mardin’de Kuranıkerim’i eline aldı. Bu memlekette İstanbul’da Kuranıkerim yakıldı. Bizim bir milletvekilimiz yanan Kuranıkerim’i Meclis kürsüsünden gösterdi. Erdoğan bir şey söyledi mi, söylemedi. Niye söylemiyor? Yakanlar kimdi, onun dostlarıydı” diye konuştu. ‘Sen prompter’dan okuyamadın’ l Tekin: İhsanoğlu’nun yıpratılması amaçlanıyor ‘AKP sahte adlarla bildiri Havaalanında karşılaştılar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tokat’a gitmek üzere geldiği Ankara Esenboğa Havaalanı’nda Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile karşılaştı. Seçim çalışmalarını Hatay’da sürdürmek üzere Esenboğa’dan hareket edecek olan İhsanoğlu, Kılıçdaroğlu ile VIP salonunda bir süre sohbet etti. dağıtıyor’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, AKP’nin CHP tabanında Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan rahatsızlık olduğu algısı yaratmak için olmayan platform isimleriyle bildiri dağıttırdığını iddia etti. Gürsel Tekin, dün Eminönü’de Seyit Ali Efendi’nin türbesi önünde düzenlediği basın toplantısında “Sakıncalı aday” başlığını taşıyan bildiriyi göstererek “AKP bu bildiriyi sözde Trakya Atatürkçü Demokratlar Platformu adına dağıttırıyor. Ama böyle bir platform yok” diye konuştu. Tekin, arkadaşlarının, çarşı pazar dolaşırken birkaç yerde bildiri dağıtanların videosunu çektiğini anlatarak “Orada kendileri de zaten itiraf ediyorlar. ‘İstanbul’a geldik, bizi AKP kiraladı. Kişi başı 50 lira ile biz bunları dağıtıyoruz’ dediler” diye konuştu. Tekin şöyle devam etti: “Böyle bir platform uyduruyorsunuz. Garibanları, işsiz, güçsüz insanları buluyorsunuz ve bu bildirileri sanki CHP’nin seçmenleri rahatsızmış gibi bölgelerde dağıtıyorsunuz. Sonuç itibarıyla yakalandınız. 810 yerde oldu ve birini de yakaladık, kendilerinin de itirafları var.” Başbakan Erdoğan’ın, seçim sürecini inanç üzerinden götürmeye çalıştığını belirten Tekin, “Bu kadar kirlenmiş ellerine, Kuranıkerim’i de aldılar. Halbuki bu kadar kirlenmiş ellerin, kamuoyunda hesap vermesi gerekirken, hesap veremediler ama Kuranıkerim ile milleti uyutmaya çalışıyorlar” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu konuda göreve davet eden Tekin, “Bu kurumun görevi, kutsal değerleri korumaktır. Diyanet’in suskunluğunu anlamakta zorluk çekiyorum” diye konuştu. Basın toplantısını, Seyit Ali Efendi’nin türbesinde düzenlemesinin nedeninin bakımsızlığına dikkat çekmek olduğunu anlatan Tekin, Fatih’te oldukça çok tarihsel alanın öncelikle yıkıldığını sonra da AKP yandaşlarına peşkeş çekildiğini söyledi. Tekin şöyle devam etti: “Tarihsel yarımadada insansızlaştırmak ve sözüm ona kentsel dönüşüme tabi tutmak için, türbeyi dahi bulunmaz saymakla karşı karşıya oldukları için bunu kamuoyu ile paylaşmak istedim. Biraz yukarıda Bizans’tan kalma kalıntıların nasıl bulunmaz edildiğini göreceksiniz.” ‘Bu ülke nefret söylemini kaldıramaz’ diyen İhsanoğlu’ndan birlik çağrısı Diyanet’e Erdoğan için çağrı ‘Bu yolculuğa Türkiye’de huzur olsun diye çıktım’ MEHMET ALİ SOLAK HATAY CHP ve MHP olmak üzere 13 siyasi partinin Cumhurbaşkanlığı seçimi için desteklediği ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şahsına yönelik eleştirilerine Kuranıkerim’in Hucurat suresinden yanıt verdi. İhsanoğlu, “Başkalarıyla alay edenler, lakap takanlar zalimlerdir. Bunu ben değil, Allah söylüyor. Bu çok ayıp. Bütün dünya bizi izliyor. Seçeceğimiz kişi, devletin temsilcisi olacak. O nedenle biz kalkıp mahalle dili kullanamayız” diyerek ülkenin nefret söylemlerini kaldıramayacağını söyledi. Türkiye’de demokrasi ve laikliğin temel değerler olduğunu belirten İhsanoğlu, herkesin din, vicdan ve ifade hürriyeti hakkına sahip olduğunu belirterek Hatay’da barış mesajları verdi. Seçim gezileri kapsamında Hatay’a gelen İhsanoğlu, Hatay Havaalanı’nda CHP ve MHP’liler tarafından karşılandı. İhsanoğlu, karayoluyla Samandağ ilçesine geçip Hz. Hızır Türbesi’ni ziyaret etti. Samandağ Abdullah Cömert Parkı’nda halka seslenen İhsanoğlu, aday olmasına gerekçe olarak “Ülkemizde huzur ve barış, uluslararası alanda itibarlı bir Türkiye için aday oldum. İnsanımızın huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Ekmeğimizi büyütmek istiyoruz. Ekmek, birliğimiz ve dirliğimizin sembolüdür. Biz bunu komşularımızla ve dostlarımızla paylaşmak istiyoruz. Ancak toprağımızı asla paylaşmayız” diye konuştu. AKP’yi kastederek kendilerine oy vermeyenleri “vatan haini” ilan etmenin mantığa sığmadığını ifade eden İhsanoğlu, “Böyle bir şey olur mu? Birilerine çapulcu diyeceksin, birilerinin başörtüsüyle ilgileneceksin. Artık ‘Yeter’ diyeceğiz. Türkiye artık topyekun barış ve kardeşlik istiyor” dedi. Hatay’da hayatını yitiren Gezi şehitlerini rahmetle andığı konuşmasında İhsanoğlu, bayrak indirenlerle ilgili olduğu gibi birçok konuda belirsizliklerin devam ettiğini söyledi. Suriye konusunda hükümetin dış politikasını eleştiren İhsanoğlu, Ortadoğu’daki Arap ülkelerinin kavgalarına taraf olmamak gerektiğini belirterek “Ortadoğu’da işbirliğini tesis etmeliyiz. Bu uzun bir süreç olabilir ama formülü ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’tur” dedi. İhsanoğlu, rakiplerinin sertleşen üslubuna karşılık verip vermeyeceği konusuna, “Türkiye, cumhurbaşkanını seçerken, devletin temsilcisini seçeceği bilinciyle, siyaset üstü olduğunu, tüm siyasi partilere eşit mesafede olduğunu düşünmelidir. Devlet başkanı seçmek için siyasetten gelmek şart değil. Bu ağustos sıcağında nefret söylemini bu ülke kaldırmaz” dedi. İhsanoğlu, Antakya’nın ardından Hatay’ın Kırıkhan, İskenderun ve Dörtyol’daki gezilerine devam etti. l Demirtaş: Adaylığımı sindiremeyenler var Demokrasi mevzusu BİNGÖL (DHA) Cumhurbaşkanı adayı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, adaylığıyla birlikte Türkiye’nin tüm coğrafyalarında kardeşlik ruhunun coşkusunu gördüğünü dile getirdi. Demirtaş aday olmasını bazı çevrelerin sindiremediğini de dile getirerek “Ama görecekler ki mevzu Kürtler, Zazalık değil, insan olma mevzusudur. Mevzu, demokrasiye inanma mevzusudur” dedi. Bingöl’de mitingde halka seslenirken “Biz bu ülkede ne zorluklarla, yaşam mücadelesi vere vere bugünlere geldik” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Tarihimizde ilk defa halkın içinden biri, devletin bir numaralı koltuğuna aday oluyor. Ve bu bütün Başlıktaki “eyvah” da, “yaşasın” da benden değil. Kim(ler)den bilmiyorum. Kim olduklarını “Eyvah” ya da “Yaşasın” diyenler zaten biliyor. Benim bildiğimse: Evet, ben yine geldim… Gazeteye baktım, tanıtımda “Cumhuriyet ailesine beş yeni isim” demişler; o “beş yeni”nin arasına beni de katmışlar. Önce güldüm. Sonra hak verdim. Tastamam 12 yıl önce ayrıldığımda ilkokula gidenler bugün birer genç kadın ve erkek. Cumhuriyet okuru iseler ki umarım öyledir nerden bilsinler Aydın Engin efendiyi? Evet, onlar için yeniyim… Ama kıdemli Cumhuriyet okurları için, hele hele “Bizim eve Cumhuriyet girerdi, bugün de sadece Cumhuriyet girer. Ben okumayı bile Cumhuriyet’le söktüm” diyen okurlar için yeni filan değilim. Kimi sever, kimi söver, ama bilir. Dile kolay, Türkiye’nin en Eyvah, Yaşasın, Ben Yine Geldim… çalkantılı dönemlerinden birindeydik. 12 Eylül faşizminin ülkeye serptiği zehirli tohumları boy atmaya başlamıştı. 1992 2002 arasında, 10 uzun yıl Cumhuriyet okurlarıyla birlikte oldum. Epey eskilere uzanan meslek hayatımın en (sahiden: En) keyifli, bana en onur veren, dahası mesleğin tadını doya doya çıkarmama olanak tanıyan 10 uzun yıl. Bilenler vardır, 12 Eylül darbesi beni yurtdışında yakaladı. Yani yakalayamadı. Darbeden birkaç ay önce, askeri mahkemenin verdiği, Askeri Yargıtay’ın apar topar onaylayıp kesinleştirdiği 7.5 yıllık hapis cezasından paçayı kurtarmak için tüymüştüm. 1992 yaz sonunda Avrupa’da 12 yıl süren siyasal göçmenliğe nokta koyup ülkeye döndüm. Ustam, kadim ağabeyim Mustafa Ekmekçi telefonda tebliğ etti: İlhan Selçuk seni bekliyor. Önceden telefon etmene lüzum yokmuş. Yarın git. O kadar. Telefonu kapattı. Bana da “yarın” Cumhuriyet’in yolunu tutmak kaldı. “Hoş geldin… Hoş bulduk… Nasılsın?.. Sağ ol abi iyiyim. Siz nasılsınız…” gibisinden nezaket cümlecikleri kuruldu mu, valla hatırlamıyorum. Galiba harbiden söze girdi: Mutfakta mı çalışmak istersin, alanda, yani haberde mi? Abi, ben haberciyim. Beni alana salın… İyi, peki. Haydi, in aşağı, bir masa bul, başla… O kadar… Sonradan daha iyi öğrendim. Cumhuriyet usulü “iş görüşmesi” böyle oluyormuş… Aşağı indim. Bir masa buldum, başladım. Tam on yıl sürdü. Sonra 12 yıl bir ara verdik. Şimdi yine geldim. Cumhuriyet’te pek değişiklik yok. Mesela bu defaki “iş görüşmesi” de yine Cumhuriyet usulü oldu. “Abi 1 Ağustos’ta başlıyorsun; tamam değil mi” dediler. Bunun bir soru cümlesi olmadığını anlayacak kadar deneyim sahibiyim. 1 Ağustos’ta başladım. Yani kaldığım yerden devam ediyorum. “Ne yapacaksın” diye sormayın. Eskiden ne yapıyor idiysem, şimdi de onu… Tırmık’sa Tırmık, haberse haber, röportajsa röportaj, izlenimse izlenim, gezi yazısı ise gezi yazısı. Zaten elimden yazı yazmaktan başka bir iş gelmiyor… Sözün özü: “Eyvah” diyene eyvallah, “Yaşasın” diyene selam… Ben yine geldim… ezilenlerde heyecan yaratıyor. Sadece Zazaların heyecanı değil, Lazlar, Gürcüler de Boşnaklar da Türkler de heyecanlanıyor.” Demirtaş, kendilerine yıllarca KürtTürk eşit olmaz denildiğini ve bunu dayattıklarını belirterek “Hep tek dil olacaksınız, tek millet dediler. Adımızın bölücü olmaması için herkese bu dayatmada bulundular” şeklinde konuştu. Demirtaş, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gerçek mal beyanında bulunmadığını belirterek “Dünyanın en zengin liderlerinden biri, bizim ülkemizdedir” diye konuştu. Demirtaş, ikinci tura kalmaları halinde seçimi kazanacaklarını kaydetti. l Erdoğan’a fotoğraflı Urumçi yanıtı Bahçeli: Kapak olsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik Urumçi’ye gitmediği iddialarına tepki gösterdi. Twitter’deki hesabından önceki yıllarda bölgeye yaptığı ziyaretin fotoğraflarını paylaşan Bahçeli, “Adamlık iddiasında bulunan bir aday yalanı kendisine rehber etmiş, yalancılığı meslek edinmiş, müfterilikte tez yazmış. Bu adam resmen ve belgeli yalan çınarı, yalan vadisi, yalan deryasına dönüştü. Sanki yalan bu adamda ete kemiğe büründü. Benim Urumçi’ye hiç gitmediğimi söyleyen bu adamın, sizlerle paylaşacağım şu fotoğraflar yalanlarına kapak olsun” ifadelerini kullandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear