23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2014 SALI 4 HABERLER Yargıtay, Barolar Birliği Başkanı’na konuşma vizesi verdi, ama Cumhurbaşkanı adli yıl açılış törenine katılmayacak Katakulli Düzeni Rivayet edilir ki, “katakulli” sözcüğünün dilimize girişinin öyküsü, aynı zamanda, Osmanlı’nın biçarelik dönemlerinin de ibretlik öyküsüdür. Tarihimizde öyle bir zaman gelmiş ki, Osmanlı’nın dayatmaları karşısında çaresiz kalanlar artık güçlenmiş, Osmanlı ise onların eski durumuna düşmüş, dayatmaların öznesi ile nesnesi yer değiştirmişlerdir. Artık anlaşmalarda varılan mutabakata uysa da uymasa da dayatan Batı’dır ve reisülküttaplar, diplomatik görüşmeler sırasında, hiçbir mutabakata uymayan dayatmalar karşısında “Bu ne iştir” diye sual eylediklerinde “emri vaki”nin diplomasi dilindeki yanıtını alırlardı: “Faitaccompli” (fetakompli okunur). Çok sık tekrarlanır olmuş olan bu fetakompli sözcüğü, Osmanlı tarafında katakulli olarak algılanmış ve ne zaman bir “fait accompli” ile karşılaşsa Osmanlı aynı feryadı basmıştır: Yine mi katakulli?!... Kökeninin öyküsüne bakınca, “emri vaki”den gelen sözcüğün, “ben yaptım oldu”, “uysa da yaptım uymasa da yaptım!” gibi dayatmaları, kaşkariko gibi aldatmaları bir araya getiren bir kavram haline gelip yaygınlaştığını, hele hele günümüzde hukuk devletinin yerini alan despot katakullisi olarak egemen düzen olduğunu söyleyebiliriz. HHH Anlattıklarımın bir örneğini yakından ve net biçimde görmek isterseniz eğer, Kuzey Ormanları Savunması ve İstanbul Kent Savunması aldı sivil toplum örgütlerinin son girişimlerini izlemenizi salık veririm. Amaçları kısaca “sermayenin tarım alanlarımızı ve su havzalarımızı kirleten mega yağma projelerine karşı savunma” olarak özetlenebilecek bu iki kuruluş 3. köprü, buna bağlı otoyollar ve 3. havaalanı projelerine de saydığımız nedenlerle karşılar. Ayrıca bu vesileyle burada bir düzeltme yapalım. “3. havaalanı” söylemi yanlış, çünkü yapılacak olan ve adı RTE olan havaalanı hizmete girer girmez Atatürk devreden çıkacak ve yine iki havaalanı kalacak: RTE ve Sabiha Gökçen. Her neyse, Tayyip Yönetimi bu havaalanı ve 3. köprünün inşasını da içerecek şekilde 2013’te çıkardığı bir yasa ile “planlama aşaması geçmiş ve ihale sürecine girmiş projelerde çevre riski taşıyan inşaatlarda aranan ÇED (Çevre Etki Değerlendirmesi)” zorunluluğunu kaldırmıştı. Anayasa Mahkemesi ise 3 Temmuz 2014 tarihli bir kararıyla bu yasal düzenlemeyi iptal ederek ÇED zorunluluğunu yeniden getirdi. Şimdi Kuzey Ormanları Savunması ve İstanbul Kent Savunması kuruluşlarının avukatı Fevzi Özlüer, bir kampanya başlattıklarını açıklayarak, inşaatın hemen durdurulmasını istediklerini bildiriyor. HHH Talep bir hukuk devleti için yadırgatıcı değil. Ama yine de hemen söyleyeyim ki, Türkiye’de hiçbir güç, 3. köprü ve yeni havaalanı inşaatını durduramaz. Sakın “Olayın hukuki yönünü inceledin mi ki böyle emin konuşuyorsun?” demeyin! Hukuki yön, yargı bağımsızlığının olduğu hukuk devletlerinde geçerlidir; Türkiye’de öyle bir durum söz konusu değildir. Şimdi söyler misiniz bana arkasına koca bir iktidarı, rant çevrelerini ve Tayyip’i almış olan bir projenin hukuksuz yönlerini belirten bir karar verecek mahkemenin encamı ne olur? Böyle bir mahkeme bulunsa bile yine bir şey değişmeyecektir. Çünkü mahkeme kararları, ancak iktidarın onlara uyma zorunluluğunun olduğu rejimlerde geçerlidir. Eğer iktidar ya da başındaki ona uymuyorsa, mahkeme kararının ne önemi olur ki? AOÇ’deki Başbakanlık binası yapımı olayında da görüldüğü gibi, bizde de durum budur. Çünkü bizde yürürlükte olan düzen katakulli düzenidir. Osmanlı katakullinin anlamını zevali pahasına kavradı. Bakalım Cumhuriyet nasıl anlayacak? Feyzioğlu var Erdoğan yok FIRAT KOZOK ANKARA Yargıtay Başkanlar Kurulu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu’nun 1 Eylül’de yapılacak adli yıl açılış töreninde konuşma yapması yönündeki teamülün devamına oyçokluğuyla karar verdi. Kararın ardından, Feyzioğlu için “O katılırsa ben katılmam” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşen Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Erdoğan’ın toplantıya katılmayabileceğini belirtirken, “Daha önceki basına yaptığı açıklamada ısrarlı olduğunu gördüm” dedi. Oysa Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaptığı balkon konuşmasında “Yeni bir toplumsal uzlaşma süreci başlatma” çağrısı yapmıştı. Alkan, Erdoğan’ın, adli yıl açılışı törenine, Feyzioğlu’nun konuşması halinde katılmayacağını açıklaması üzerine, konuyu Başkanlar Kurulu’na götürme kararı almıştı. Alkan’ın çağrısı üzerine toplanan kurul, Feyzioğlu’nun törende konuşma yapması yönündeki teamülün devamına oyçokluğuyla karar verdi. Yakla ‘Cumhurbaşkanlığı’na zihnen de geçişini umut ediyoruz’ Kararı Cumhuriyet’e değerlendiren Metin Feyzioğlu, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun doğru olan kararı verdiğini ifade ederken, şunları kaydetti: “Bizim açımızdan bu karar bir lütuf değil. Hem Yargıtay, hem Türkiye açısından olması gerekendir. Bizim burada konuşmamız değil, konuşmamamız bir skandal olurdu. Yargıtay, malum olanı ilan etmiştir.” “Biz, kurucu unsur olarak orada konuşacağız. Misafir değil, ev sahibiyiz” diyen Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Davet edilen misafirler bu törene isterlerse gelirler, istemezlerse gelmezler. Buna Cumhurbaşkanı da Başbakan da dahildir. Ancak, Cumhurbaşkanının görevi, kurumlar arasında ahengi sağlamak ve çatışmaları önlemek iken, Sayın Erdoğan, kasten çatışma çıkarmaktadır. Kendisinin Başbakanlık’tan Cumhurbaşkanlığı’na zihnen de geçişini umut ediyoruz.” şık 3 saat süren toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, “Bugün yapılan Başkanlar Kurulu toplantısı sonucunda yargının bileşenlerinden biri olan savunmanın adli yıl açılış törenlerinde konuşması şeklinde süregelen uygulamanın ifade özgürlüğünün de bir gereği olarak devam etmesi gerektiği kararlaştırılmıştır” denildi. Yargıtay Başkanlığı, internet sitesinden yaptığı açıklamada da 20142015 adli yıl açılışı tören programında Feyzioğlu’na konuşma yapması için (25 veya 30 dakika) süre ayrılmasına karar verildiğini duyurdu. Alkan, Erdoğan başkanlığında toplanan son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından hemen Başbakanlık’a giderek, Erdoğan’la baş başa görüştü. Görüşme sürerken sona eren Bakanlar Kurulu’nun ardından, gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Alkan’ın törenle ilgili teamül oluştuğu yönündeki sözlerine deği ‘Teamüller değişebilir’ nerek “Teamülden vazgeçilebilir, terk edilebilir” dedi. Arınç’ın bu sözlerinden dakikalar sonra Alkan ile Erdoğan’ın görüşmesi sona erdi. Başbakanlık önünde kendisini bekleyen gazetecilere kısa bir açıklama yapan Alkan, görüşmesinin davetiye konusuyla ilgili olmadığını vurgularken, ortaya çıkan tablo karşısında Erdoğan’ın “muhtemelen törene katılmayacağını” ifade etti. Alkan, “Çünkü daha önceki basına yaptığı açıklamada ısrarlı olduğunu gördüm. Bizim de verdiğimiz bir karar var, takdir kamuoyunundur” dedi. Alkan, TBB Başkanı Feyzioğlu’nun konuşmasına süre sınırı getirilmesi konusunda da “Bu krizin çıkmasının nedenlerinden biri de Danıştay başkanımızı konuşmasının yarım saat sürmesine rağmen Sayın Feyzioğlu’nun konuşmasının 1 saati aşkın olması idi. Bunun doğru bir uygulama olmadığını düşündük” diye konuştu. Alkan, kendisinin 3035 dakika konuşacağını, Feyzioğlu’nun da bu sürenin altında söz alacağını ifade etti. l Cumhurbaşkanı veda mesajı yayımladı ‘İntikamcılıktan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Görev süresi 28 Ağustos’ta dolacak olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halka hitaben yayımladığı veda mesajında, hükümetin en çok eleştirildiği konular olan “kutuplaşma, rövanşizm ve intikamcılık” kavramlarını kullandı. Gül, “Kutuplaşma ve rövanşizm, intikamcılık eğilimleri tespit ettiğim zamanlarda, bunlardan kaçınılmasını hep arzu ve telkin ettim. Basının ve sosyal medyanın özgürlüğünü titizlikle gözettim; bunun ancak istisnai ve meşru hallerde sınırlanabileceği uyarısında bulundum” dedi. Gül, şu mesajları verdi: Tarafsızlığımı korudum: Siyasi kimliğime rağmen, tarafsızlığımı titizlikle korudum. Siyasi partilerimiz ile gündemdeki konularda düzenli temas ve istişare ettim. Kurumların güçlendirilmesine işaret ettim: Demokrasimizin temeli olan kurumların zaafa uğratılmamalarının, aksine, güçlendirilmelerinin önemine hep işaret ettim. kaçınılmasını istedim’ Çözüme destek verdim: Kürt asıllı vatandaşlarımın tarihten kaynaklanan kültürel, insani, siyasi ve ekonomik sorunlarının çözümü için yapılan çalışmalara ilham ve destek verdim. Uzun tutukluluklarla ilgili endişelerimi paylaştım: Uzun tutukluluk sürelerinden ve milletvekili, Genelkurmay Başkanı ve gazetecilerin tutuklanmalarından dolayı, yeri geldiğinde endişelerimi ve uyarılarımı kamuoyu ile açıkça paylaştım. sürecimizin aksamadan ilerlemesinde titizlik gösterdim. Komşu, dost, akraba ve soydaş ülkelerle sıcak ilişkilerimizi güçlendirerek korudum. Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakanlık’a giderek, Başkanlar Kurulu kararını Erdoğan’a iletti. Alkan, Feyzioğlu için “O katılırsa ben katılmam” diyen Erdoğan’ı bir kez daha törene davet etti. Ancak Erdoğan’ın yanıtı olumsuz oldu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ERDOĞAN’A BİR KEZ DAHA DAVET AB sürecine titizlik gösterdim: Avrupa Birliği’ne tam üyelik Bakanlar Kurulu, Erdoğan başkanlığında son kez toplandı Resmi Gazete savunması: Muhalefet saplantı içinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmamasına eleştiren muhalefeti “saplantı içerisinde olmakla” suçladı. Arınç, sonuçların 28 Ağustos’taki törenin ardından yayımlanacağını ifade etti. Bakanlar Kurulu’nda kabine üyeleri Ahmet Davutoğlu’na sözlü istifalarını sundu. 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı görevini Abdullah Gül’den devralacak olan Başbakan Tayyip Erdoğan, son kez Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. AKP Genel Başkanlığı’na adaylığı kesinleşen ve 62. hükümeti kuracak olan Ahmet Davutoğlu ile yeni kabineye giremeyecek bakanlar da son kez toplantıya katıldı. Yaklaşık 4 saat süren toplantı sonrasında açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Arınç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Davutoğlu’nun genel başkan ve Başbakan adayı olarak belirlenmesini mutlulukla karşıladıklarını ifade eden Arınç, “Sayın Gül Cumhurbaşkanı seçildiği zaman Sayın Sezer devir teslime kapıları kapatmıştı. Bu içimizde bir uktedir” dedi. Bir başka soru üzerine devirteslim töreninin ardından Erdoğan’ın, arada kalan kısa süre için Başbakanlık’a vekâlet görevini Davutoğlu’na vereceğini ifade eden Arınç, kendisinin yeni kabinede yer alıp almayacağı yönündeki bir soru üzerine, kabine üyelerinin sözlü istifalarını sunduklarını anlattı. Arınç, şöyle konuştu: “Nezaketen de olsa bir gerçeği vurgulamak gerekir. Onun gidiyor olmasıyla bizim de ona veda ediyor olmamız lazım. Yeni bir başbakan geliyor. Ona da imkân sağlamak amacıyla ben bana yakışanı yaptım. Bugüne kadar çok iyi bakan arkadaşlarımızla çalıştık bundan sonra da arkadaşların hedefe çok daha hızlı koşacaktır. Şahsımla ilgili takdiri görevi bırakacak ve yeni göreve gelecek başbakanımız en iyi şekilde takdir edeceklerdir.” Arınç’a toplantıda seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmamasıyla ilgili tartışmalar da anımsatıldı. “Bu konuda da muhafeletimizde saplantı içinde olanlar var. Onları şahsen seviyorum ama saplantılarından kurtulamıyorlar” ifadelerini kullanan Arınç, konuyla ilgili yargıya başvuran CHP’lilere “Biraz aklınızı kullanın, doğrusunu yapın” diye seslendi. Arınç, Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün görev süresinin bittiği 28 Ağustos günü ant içerek görevine başlayacağını, ardından da yeni Cumhurbaşkanı’nın Resmi Gazete’de yayımlanacağını söyledi. Başörtüsünün bölmesine son verdim: Din ve ibadet özgürlüğünün temel hak ve özgürlüklerin ayrılmaz bir parçası olduğuna olan inancımla, laikliğin yanlış uygulanmasına son verilmesini her zaman savundum ve destekledim. Başörtüsü meselesinin ülkemizi bölmesine devletimizin en üst düzeyinde son verdiğimi gördünüz. ni yaptım, Alevi iftarlarına katıldım. Gayrimüslim vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilendim. Cemevi ziyaret ettim: İlk Cemevi ziyareti Kuvvetler ayrılığının önemini vurguladım: 21. Yeni döneme giriyoruz Bakanlar Kurulu’nda çözüm sürecini masaya yatırdıklarını anlatan Arınç, “Meclis’e sevk edeceğimiz, bir kısmını idari tedbirlerle belirleyeceğimiz yeni bir döneme geçiyoruz” dedi. Terör örgütü üyelerinin 5’te birinin bile sınır dışına çıkmadığını belirten Arınç, “Bazı gelişmelerden, tamamen terk etmeleri ve bundan sonraki sürecin fikirlerin konuşulacağı bir süreç olacağını biliyoruz” diye konuştu. CHP’den ‘anayasa ihlali’ başvurusu Üç koltuklu Erdoğan AYM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan tüm anayasal kriz tartışmaları sürerken son kez Bakanlar Kurulu’nu topladı. CHP, Erdoğan’ın Başbakanlık ve siyasi parti genel başkanlığı da dahil üç görevi birden sürdürmesinin “Anayasa ihlali” olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvururken, Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP’li Atilla Kart, “Hükümet düşmüştür. Hükümete devir yapacak bir hükümet yoktur” dedi. YSK’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini açıkladığı tarih olan 15 Ağustos’tan bu yana anayasal sistem krizi yaşandığını dile getiren Kart, “AKP’nin 27 Ağustos tarihinde yapılacağı ifade edilen 1. Olağanüstü Kongresi de, yasal dayanaktan yoksun olduğundan, iptale mahkum bir kongre niteliğindedir” dedi. yüzyıla yakışan yeni bir anayasanın en geniş katılımla hazırlanması ve mümkünse oydaşmayla benimsenmesi için birçok kere çağrılar yaptım. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin, dengefren sisteminin demokrasimiz için önemini sık sık vurguladım Çankaya Köşkü’ndeki personelle de bugün vedalaşan Gül, ayrıca, 130’a yakın dünya liderine de veda mektubu gönderdi. Mektuplarda, dünya liderleri ve uluslararası kuruluş başkanlarına Türkiye ile olan iyi ilişkileri ve kendisiyle yaptıkları işbirliğinden ötürü teşekkür eden Gül, ilişkilerin geleceğine dair iyi dileklerini de ifade etti. Mektupların muhatapları arasında, ABD Başkanı Barack Obama, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas gibi birçok lider yer aldı. Aralarında BM Genel Sekreteri Ban KiMun, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri İyad Emin Medeni’nin de bulunduğu kuruluşların başkanlarına da veda mektubu yolladı. Mektup gönderilenler listesinde, ABD eski Devlet Başkanı George W. Bush ve Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani gibi Gül’ün birlikte çalıştığı eski devlet başkanları ve Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan gibi uluslararası kuruluşların eski başkanları da bulundu. Liderlere de veda Köşk’te ‘köstebek’ iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesine ait bilgileri dışarı sızdıran bir köstebeğin olduğu, deşifre edilen M.K. adlı personelin Köşk’ten uzaklaştırıldığı ileri sürüldü. Twitter fenomeni “@ fuatavnifuat” geçtiğimiz günlerde söz konusu ismin Cumhurbaşkanlığı İnternet Yayını Müdürü ve aynı zamanda Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Mücahit Küçükyılmaz olduğunu, “@kuscuesref” hesabının da bu kişi tarafından yönetildiğini ileri sürmüştü. “Görevimin başındayım” diyen Küçükyılmaz, haberlerle ilgili yargıya başvurdu. Taraf Gazetesi, önceki gün, “Gizli Arşiv” isimli Twitter hesabından Gül ve ailesini hedef alan mesajların, Başbakanlık’tan ve bir “yandaş” gazetenin Ankara temsilciliğinden atıldığını ileri sürmüştü. Ancak Başbakanlık bu iddiayı yalanlamıştı. Gazete, dün de “Aktroller” diye nitelenen sosyal medya hesaplarını kontrol ettiği ileri sürülen danışman ekibinin, Köşk’te bir köstebeği olduğunu ve bunun deşifre edildiğini ileri sürdü. Habere göre M.K. Gül’ün yaptığı her görüşmeyi ve ailesi ile ilgili bilgileri Başbakanlık’ta görev yapan danışmanlara aktardı. ‘Kırmızı’lar yan yana Toplantıya katılan Bakanların makam araçları Başbakanlık Merkez Bina önündeki sokağa yan yana park edildi. (Fotoğraf: AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear