Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2014 CUMA 4 HABERLER Erdoğan cumhurbaşkanı olarak nasıl bir tarz benimseyeceğinin ipuçlarını verdi Neden Tıpış Tıpış Gitmediler? Ringde fena halde dayak yiyen boksöre, arada çalıştırıcısı moral veriyor: Aferin oğlum iyi dövüyorsun, bir sağ çak, indir yere olsun bitsin! İyice hırpalanmış olan bizimki, kapanmamış tek gözünü daha da açarak hayretle soruyor: Sahi dövüyor muyum abi? Hem de nasıl, diyor çalıştırıcısı, ayakta zor duruyor baksana. Bizimki son gayretiyle cevabı yapıştırıyor: O zaman ringde bir başkası daha var, o da beni fena dövüyor abi! Fıkrayı CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Ağustos seçimleriyle ilgili açıklamaları üzerine hatırladım. Kemal Bey’e göre ortada CHP’ye hamledilecek bir başarısızlık yoktur. Gerçi CHP Genel Başkanı, Utku Çakırözer ile yaptığı söyleşinin bir yerinde, “Partimizin yetkili organlarında sonuçları değerlendirip, başarısızlığın nedenleri üzerinde duracağız tabii”, derken başarısızlığı kabul ediyor, ama hemen aynı cevapta, süreçte hiç hatalarının olmadığını düşündüğünü ileri sürmekten geri kalmıyor. Kemal Bey’in çatı adayı Ekmeleddin Bey ise daha da ileri gidip, şu korkunç cümleyi telaffuz edebilmiştir: Galip sayılır bu yolda mağlup. Doğrusu hangi nedenle kendisini galip sayabileceğimizi anlamak olanaksız. HHH Tayyip Bey, oy sayısında hatırı sayılır bir artış sağlayamadığı halde, daha birinci turda seçilmiştir. Demek ki, CHP ve MHP’nin oylarını almanın yanı sıra yaratacağı sinerjiyle, başka çevrelerin de oyunu alması yani oy artışı yapması beklenen Ekmeleddin Bey, CHP ve MHP’lilerin oylarını bile alamamış, oyları azaltmıştır. Nitekim seçim sonuçları bu gözlemi doğrulamaktadır. Bu sonucun nedenlerini üç kategoride irdelemek mümkün. Birinci neden adayın nitelikleridir... Ekmeleddin Bey muhafazakâr kimliği ağır basan biri. Evet baskıcı değil, özgürlüklere saygılı muhafazakâr, ama muhafazakâr... Ekmel Bey’in bu niteliği onun kimi CHP’li seçmene ters gelmesine ve bunların sandık başına gitmemelerine yol açmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu istediği kadar, tıpış tıpış gidecekler desin, CHP seçmeninin bir bölümü hiçbir şekilde sandığa gitmedi, ya da gittiyse bile Demirtaş’a oy verdi. Bu durumda bir siyasi parti liderine düşen ise, sandık başına gitmeyenleri suçlamak değil, onları mobilize edememesinin nedenlerini araştırmaktır. Burada da adayın ilan ediliş biçimine geliyoruz. Gerçekten de çatı adayı, kamuoyu araştırmasının parti içi tabandan nabız yoklamasının ürünü olmayıp kimin telkiniyle nereden çıktığı belli olmayan, iki genel başkanın kişisel tercihlerinin sonucudur. HHH Burada Ahmet Necdet Sezer’in adaylığı örneğini vermek isabetli değildir. Unutmayalım ki, Ahmet Necdet Sezer partilerin parlamentoda üzerinde anlaşacakları adaydı, halkoylamasıyla, çok güçlü bir rakiple yarışacak “çatı adayı” değil. “Çatı adayı” böylece liderler tarafından seçildikten sonra, kampanyası sırasında partiler tarafından yeterince desteklenmemiştir. MHP’nin tabanının bir bölümünün Tayyip eğilimli olması bir etkendir. Ama CHP örgütünün, “çatı adayını” desteklemekte çok etkili olmadığı da yadsınamaz. Bu durum ister adayın kimliğinden, ister ilan şeklinden kaynaklansın, her ikisi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun doğrudan sorumluluğundadır. Şimdi buradan hareketle, hemen “Kılıçdaroğlu istifa” korosuna katılmak istemem. Çünkü CHP’nin içinde bulunduğu kafa karışıklığından ve ataletten kaynaklanan sorun, genel başkan değişikliğiyle giderilecek türde değildir. Nitekim, Deniz Bey’in gitmesi ve Kemal Bey’in gelmesiyle, oy tabanının genişliği konusunda CHP’de önemli bir değişiklik olmamıştır. CHP’nin kafa karışıklığını gidermeden, tabandan demokratik katılımlı yarışmacı örgütlenme modelini getirmeden, partiyi sıçratmak ve demokratik bir alternatif haline getirmek mümkün olmayacaktır. UTKU ÇAKIRÖZER Kucaklamayı unuttu Erdoğan, AKP’nin 13. kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen kokteylde gazetecilerin sorularını yanıtladı. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisinden sonraki AKP Genel Başkanı ve Başbakanın gelecek hafta perşembe günü belli olacağını açıkladı. Nasıl bir cumhurbaşkanı oyacağının ipuçlarını veren açıklamamalarda bulunan Erdoğan, muhalefet liderleriyle periyodik görüşme için vakti olmayacağını belirtirken, Köşk’e kendilerini bir iki kez davet edebileceğini, gelmemeleri halinde bir daha davet etmeyeceğini söyledi. Erdoğan, AKP’nin 13. kuruluş yıldönümü nedeniyle genel merkez terasında verilen kokteylde gazetecilerin sorularını yantladı. Erdoğan şunları söyledi. 29’unda görevlendiririm: (Yeni hükümet için görevlendirme) 28’i(ağustos) olmayabilir ama 29 büyük ihtimalle. 29’unda yaparız inşallah. Başbakan haftaya: Nasip olursa perşembe günü biz bir MYK toplantısı yapacağız. MYK toplantısında konuyu yine aramızda müzakere edeceğiz. Ve o toplantıdan sonra da biz partimizin bütün kurullarının ortak ismi olarak ne çıkıyorsa onu açıklarız. Yeni muhalefet lazım: (CHP Kurultayından yeni muhalefet çıkıp çıkmayacağı sorusuna) Bu sözün literatüre girmesi sebebiyle sevinçliyim. Çünkü yeni Türkiye’ye yeni bir muhalefet lazım. Ama bu yeni muhalefet alışılmışlar üzerine bina edilen değil, kendini renove ve restore eden bir yeni muhalefet olması lazım. Eğer bu olursa bundan Türkiye kazanır. Aynı zamanda kendileri kazanır. Bunu açık ve net ortaya koymamız lazım. Ak Saray’a taşınma sinyali: Bu konuyla ilgili olarak inşallah yeni başbakanımız, genel başkanımızla beraber, onun değerlendirmesini yapacağız. Nihai kararı vereceğiz. Burası mı olur, öbür taraf mı olur, konuşacağız. Subayevleri’nden taşınıyorum: Ona göre de adımımızı atacağız. Ev konusunda tabi artık herhalde Subayevleri olmaz çünkü artık gelenimiz de gidenimiz de olay farklı. Artık bu bir yerde Türkiye’nin vizyonudur. Burada temsil söz konusu. Mevcut yerde tabi eşim görüşmelerini sürekli hep Resmi Konut’ta yapmıştır. Biz de orayı kullanmadık ama biliyorsunuz bütün resepsiyonlarımızı dar şartlar içerisinde orada verdik. Bundan sonraki süreçte olay farklı olacak. Tabi ki gerek Gül ekibine mesaj ‘Gençlerin önü açılmalı’ NOTLAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin birilerine genel başkanlık, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık ve milletvekilliği koltuğu vermek için kurulmadığını belirtti. Erdoğan, partinin olağan kongresinin 2015 seçiminden sonra yapılacağını açıklaması, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, seçim sonrasına kadar yollar kapatıldı” biçiminde yorumlandı. Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, özetle şu görüşleri dile getirdi: Biz kulislerin istikamet çizdiği değil, ilkelerin ve istişare kurallarının istikamet çizdiği bir partiyiz. Bu tür hareketleri hazmedemeyenler boş durmaz. Şeytan böyle dönemlerde devreye girer. Onun için de ‘Bu birliği ve beraberliği nasıl bozarız.’ Onun için elinden gelen bütün gayreti gösterir. İşte bu tuzağı bozmak, bizim birliğimizde yatar. Önümüzdeki iki haftalık süreçte bu imtihanın yoğunluğu daha da artacak. Hırs, makam ve rütbe tutkusu, bencillik bizden hep uzak oldu, uzak olacak. Hele hele bizimle yakından uzaktan alakası olmayan veya dolaylı alakası olanların partimizin içinde bazı uzantıları arayıp bularak oradan böyle bir görevi üstlenecek kişiler bulmaya çalışmasına fırsat vermeyelim. Kardeş çelmesi Erdoğan’ın, pazar gününden bu yana cumhurbaşkanı seçimlerinden büyük zaferle çıktıklarını işlemesine karşın, partilileri olası bir iç tartışma ve karışıklık konusunda üstüne bası basa uyarması dikkat çekti. Erdoğan, dün gündüz saatlerinde il başkanlarına yaptığı “birlik beraberlik, aman tuzağa dikkat, şeytan böyle dönemlerde devreye girer” şeklindeki uyarılarını resepsiyondaki konuşmasında da yineledi. Erdoğan, “Bundan sonraki hedefimiz anayasa değişikliğini sağlayacak bir parlamento grubu, bu olmazsa referandum sayısını bulmak. Ben bu heyecanı görüyorum. Yeter ki birbirimize çelme takmayalım. Kardeşliğimiz üzerinde spekülasyona izin vermeyelim. Yeter ki kendimizle uğraşmayalım” vurguları yaptı. Nazlıaka’nın ayakkabısı Erdoğan, konuşmasındaki üslubu ve özellikle muhalefete yönelik sıfatlarıyla bir cumhurbaşkanından çok AKP genel başkanı gibi davrandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu için “genel müdür” nitelemesini kullanmayı sürdürdü. Erdoğan, TBMM’de AKP’li vekillerle sığınma evlerindeki kadınlarla ilgili yasa önerisinin tartışmaları sırasında sinirlenerek, “Şeytan diyor ki çıkart şu ayakkabıyı, fırlat. Ama bir ayakkabıma bakıyorum bir size bakıyorum. Değmez diyorum” diyen CHP’li Aylin Nazlıaka’ya da yanıt vermeyi ihmal etmedi. Erdoğan, “Düşünebiliyor musunuz, pazar gününün o heyecanını, coşkusunu bize yaşatmak istemeyenler, işte Parlamentoda ayakkabılarla uğraşıyorlar. O ayakkabıyı atma, o sana lazım olur. Bunların kalitesi bu, seviyesi bu. Ama bizim kadın kollarımız, bizim hanım milletvekillerimiz hiçbir zaman onların seviyesine hamdolsun düşmediler ve düşmeyecekler. Onlar onurlarıyla vakarlarıyla onlara zaten en güzel cevabı veriyorlar, verecekler” dedi. başbakanın şartlarının daha farklı olması lazım gerek cumhurbaşkanının şartlarının farklı olması lazım. Çünkü bu Türkiye’nin vizyonudur. Muhalefet gelmezse bir daha çağırmam: (Muhalefet liderleriyle 15 günde bir görüşüp görüşmeyeceği sorusuna) Yani Cumhurbaşkanı olarak tabi bizim o kadar vaktimiz olmaz. Fakat öyle konular olur ki bunları onlarla görüşmek durumunda oluruz. O zaman zaten davetlerimizi yaparız. Davetlerimize toplumsal barış çerçevesinde icabet ettikleri süre içinde biz de bir kere iki kere bu davetimizi yaparız. Bundan önce yaşanan bazı örnekler var ki bu davetlerde bir kere iki kere davet edersiniz, eğer icabet edilmezse davete, ondan sonra Cumhurbaşkanlığı makamının mehabetini de korumak durumundayız. Herhalde ondan sonra da davet edecek halimiz yok. Bunu da peşinen söylemek zorundayım. Feyzioğlu varsa gitmem: Yargıtay’da da işte yani katılımlar çok önemli. Yargıtay’da da katılacak olanlar çok önemli. Danıştay’da yaşadığımızı yaşamak istemeyiz. Onun için bildiğiniz gibi baro başkanı konuşmak durumunda değildir. Bu bir tea müldür. Baro başkanını çağırıp orada konuşturtacak olursa oraya ben katılmam. (Barolar Birliği Başkanı katılırsa sorusuna) Katılmam. Orada sadece Yargıtay Başkanı konuşacaksa, eyvallah. Ödüllerini verir vs. eyvallah. Neymiş teamülmüş. Eğer teamül arıyorsanız, böyle bir yerde konuşması gereken, Yargıtay üzerinde böyle bir şey aranıyorsa orada Cumhurbaşkanı konuşur. Cumhurbaşkanı gelip de orada baro başkanını dinlemek durumunda değil. Bugüne kadar böyle şeyler olmuşsa bunların artık reforme edilmesi lazım. Bütün bunlara rağmen Yargıtay Başkanı orada konuşacaksa Yargıtay Başkanı’nı ben de seve seve dinlerim. 15’inden sonra da başbakanım: (15’inden sonra belge imzalamayacağı yolundaki soruya) Bunu söyleyenler bir defa kendilerine göre mevzuat uyduranlardır. Bekara karı boşamak kolay. Bunlar hala evlenemediler. Ne alakası var. 15’inden sonra imzaladıklarımı da görürsünüz. KKTC ve Azerbaycan’a: İlk ziyaretimiz inşallah Azerbaycan ve KKTC olacak. (Eylülde NATO ve BM zirvelerine) İnşallah gideceğim. ‘Koltuk vermek için kurulmadık’ İlgi odağı Davutoğlu’ydu AKP’nin 13. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen resepsiyonda iki ilgi odağı vardı. Biri Erdoğan, diğeri de başbakanlık için adı öne çıkan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu... Gece boyu AKP’li belediye ve il başkanları Davutoğlu ile sohbet edip fotofraf çektirdi. Buna karşılık partinin bugünlerde genç ekip tarafından eleştirilen kıdemli isimlerin aynı ilgiyi görmedikleri gözlendi. ‘Hırsı frenlemeliyiz’ Partimiz birilerine genel başkanlık, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık, milletvekilliği koltuğu vermek için kurulmuş bir parti değildir. Makam ve mevki hırsı, yoksulun ekmeğini azaltır. Rütbeler için çekişme, mazlumun yüreğindeki umut alevini köreltir. Buna fırsat tanıyacak, zemin hazırlayacak bir kadro asla değiliz. Kimin ne söyleyeceği varsa çıkar, istişare kurullarımızda özgürce bunu ifade eder. Bir tek arkadaşımızı dahi üzmeden, kırmadan fitnecileri sevindirmeden bu süreçten çıkacağız. Üç dönem kuralı, bir kişinin siyasi yaşamının bitmesi değildir. Bir dönem ara verip, ondan sonra tekrar parlamentoya girebilme şartını getiren bir anlayıştır. Partinin kurallarında, çeşitli STK’larımızda, partide görev yapabilirsin. Bu siyaset değil mi? Biz siyasi hayatımızı sadece parlamento içinde milletvekili olarak mı görüyoruz? Eğer milletvekili olarak görüyorsak bu çok büyük bir hırstır. Bir defa bunu frenlememiz lazım. Arkadan gelen genç kuşaklara zemin hazırlamamız lazım. Yeni yasama yılında Batı’da olduğu gibi seçme ve seçilme yaşını 18’e indirmek istiyoruz. Kavgaya ‘tatil’ önlemi AKP, vekiller arasında yeni genel başkan tartışmasının yaşanmaması, olası genel başkan adaylarından Davutoğlu’nun gensoru görüşmelerinde yıpranmaması ve fire görüntüsünün önlenmesi için TBMM’yi tatil etti EMİNE KAPLAN ANKARA AKP’nin cumhurbaşkanı seçiminde bile çalıştırdığı TBMM’yi birdenbire tatil etmesinin altından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasete dönme kararı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık için öne çıkması nedeniyle başlayan iç tartışmalardan duyulan kaygı çıktı. AKP, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığının düşüp düşmediği tartışmalarını engellemek”, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partiye döneceğini açıklamasının ardından parti içinde oluşan ‘gençlerkıdemliler’ ayrışmasının milletvekilleri arasında daha keskin gruplaşma, kulis ve spekülasyonlara son vermek”, “genel başkan adayı olarak ibrenin döndüğü Davutoğlu’na, hakkındaki gensoru görüşmelerinde, tepkili olan AKP’li vekillerin oy vermemesiyle yaşanacak sıkıntıyı önlemek” amacıyla TBMM’yi 1 Ekim’e kadar tatil etti. Erdoğan, bugün milletvekilleriyle yapacağı toplantıyı bir gün öne çekerek dün il ve belediye başkanları ile partinin kuruluş yıldönümü resepsiyonunun hemen arkasından gece gerçekleştirdi. Erdoğan, “Kimi genel başkan ve başbakan olarak görmek istiyorsunuz?” diye sordu. Erdoğan, sürpriz bir şekilde yaz boyunca tüm eleştirilere karşın torba tasarıyı çıkarma gerekçesiyle çalıştırdığı TBMM’yi dün gece tatil etti. Erdoğan, tatil gerekçesini “Arkadaşlar, ge İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ‘Davutoğlu’na koruma’ Erdoğan’ın açıklamaları ve işaretler, kafasında yeni genel başkan olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun olduğunu gösteriyor. Davutoğlu ile ilgili CHP’nin verdiği gensoru önergesinin görüşmelerinin yarın TBMM Genel Kurulu’nda yapılması planlanmıştı. Partide Davutoğlu’nu genel başkan olarak istemeyen çok sayıdaki milletvekili muhalefetle oy kullanmasa bile görüşmelere katılmayabilir. Sayının çok olması durumunda fire görüntüsü ortaya çıkar. Gensorunun görüşmeleri ertelenerek böyle bir görüntünün oluşması da engelleniyor. acebook ve Twitter...’ Bunlar hayat söndürüyor. Ailelerin, gençlerin ne hale geldiğini görüyorsunuz. Muhfazaâr bir toplum idealini paylaşan bir AK Parti olarak hassasiyetimizin çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanlığını devraldığımda paralel ihanet çetesiyle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğim. AK Parti ve hükümetin ihanete boyun eğmeyeceğini biliyorum. Bu ihanete boyun eğmek 91 yıl önce kapımızda bekleyen manda ve himayeye boyun eğmektir. MGK’da da bununla ilgili kararımızı aldık. Bu bizim resmi kayıtlarımıza kod adıyla girmiştir. ‘F Erdoğan esprileri namikzafer@yahoo.com Manda benzetmesi Erdoğan için sosyal medyada “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Erdoğan ile birlikte il başkanları toplantısına katıldı” şeklinde yorumlar yapıldı. YSK’den CHP’ye iki ret n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in cumhurbaşkanı seçiminin iptali, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın ise seçim sonuçlarının erken açıklanması yönündeki başvurularını reddetti. YSK, kesin seçim sonuçlarını bugün açıklayacak. lin şu 10 Ağustos’un bir heyecanını yaşayalım. Bunu yaşatmamak için elinden gelen gayreti gösterenler var. Bu tuzağa düşmeyelim. AK Parti’nin yalpalanmasını isteyenleri Allah için sevindirmeyelim” diye açıkladı. Bu durumda Meclis, 28 Ağustos’ta yemin töreni ve izleyen günlerde yeni hükümetin güvenoylaması ve hükümet programının okunması için olağanüstü toplanacak. Duruma göre Eylül ayı içinde çalışma kararı alınabileceği belirtiliyor. Ku lislerde, Davutoğlu’nun genel başkan ve başbakan olması durumunda genç ekibi hedef alarak Gül’ü istediğini deklare eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere bir çok ismin tasfiye edileceği beklentisi büyük olasılık olarak değerlendiriliyor. Öte yandan bazı milletvekillerinin Gül’e “11 Ağustos’ta istifa et, olağanüstü kongrede aday olarak genel başkan ol” dediği ancak Gül’ün kabul etmediği öğrenildi. İçimizde dağılacağımızı söyleyenler var Ne yazık ki bizimle beraber yürüyenler içinde bile son zamanlarda AK Parti’nin kısa zaman içerisinde dağılacağını, parçalanacağını söyleyenler var. Bu da çok manidardır. AK Parti’nin yalpalamasını bekleyenleri sevindirmeyelim.