23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ulusalcılar kurultay istedi, genel merkez ‘586 imzayı bul topla’ yanıtı verdi 5 nedir? CHP’nin tabanı biraz karışıktır... Sol şerit vardır, devrimci şerit vardır, yurtsever şerit vardır, derin milliyetçi şerit vardır... Özellikle sol ve devrimci şerit yıllar önce tasfiye edilmiştir. CHP yeni yeni kendine geliyor, derlenip toplanıyor... CHP’de toplumun geniş kesimleriyle bağı olmayan, partiyi bindelik kesirlerle ifade edilen anlayışa hapsedecek olanlar var. Bunlar şimdi ortaya çıkıp, kelle istiyor. Parti kendilerine teslim edilsin istiyor. CHP, Erdal İnönü’nün partisi SHP gibi olsun yeter... Oylar Demirtaş’a değil, CHP’nin çıkaracağı adaya gider... Muhaliflerin ideolojileri bir başka partiyle örtüşüyor, onların sözcüsü gibi konuşuyorlar... O zaman ne işiniz var CHP’de, koşup gidin o partiye! Kendileri atamayla milletvekili, CHP’nin içinde yetişmiş olanlar il, ilçe örgütlerinde görevli ya da sade üye... HHH Ülkemizde kabalık gün geçtikçe yaygınlaşıyor... Kabalık siyasetten başlayıp yaşamın her alanına yayılıyor... Türkiye’de bugün insan ve siyaset ilişkilerinde egemenleşen nedir? Para, para, para! İncelik, güzellik, siyaset kabalığın içinde boğulurken seyredenler; 12 Eylül’ün getirdiği Partiler ve Seçim Yasası’nı görmeyen CHP içindeki bir avuç muhalif, “CHP’nin niçin Kürtlerin, yoksulların, işşizlerin, dindarların” oyunu alamadıklarını sorgulayacakları yerde “derin milliyetçiliğin” içinde ahkâm kesip, Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetimini eleştiriyorlar! Muhaliflere sesleniyorum... Önce CHP tabanını tanıyın, dinleyin, ne diyorlar! Salt çevrenizde dolaşanların söylediklerine inanmayın! İnceliğinizi ve güzelliğinizi yitirmeyin... CHP’in eksiği elbet çoktur! Yeniden yapılanması, örgütlerin ele alınması, gençlik ve kadın kollarının işlevi... Mustafa Kemal’in partisi inceliğin, güzelliğin, demokrasinin, uygarlığın simgesi olursa, derin milliyetçilik çizgisinden uzaklaşırsa, ayrımcılık yapmazsa, çürümüş kadrolardan kurtulursa tüm toplumu kucaklar... Asıl bunlar tartışılmalı CHP’de... CHP neden hâlâ yüzde 30 oy oranına ulaşamıyor, onlar konuşulmalı... CHP’de restleşme AYŞE SAYIN ANKARA CHP’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışının ilk turda kaybedilmesini “adayın yanlışlığına” bağlayan muhalifler, parti yönetimini olağanüstü kurultaya zorlamak için farklı kollardan harekete geçti. CHP’deki ulusalcı isimlerden Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve 5 milletvekili Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na “makamı bırakın ve kurultaya gitme erdemi gösterin” çağrısıyla bayrak açtı. Parti yönetimini sert dille eleştiren Grup Başkanvekili Muharrem İnce ise yarın grup başkanvekilliğinden istifa edip, muhalif hareketin başına geçmeye hazırlanıyor. İnce’ye geçen hafta sonu Yalova’da görüştüğü eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın da destek vereceği kulislerde konuşuluyor. Baykal ise gelişmeleri “izlediğini” belirtmekle yetindi. CHP’de, genel merkez yönetiminin tersine seçim sonuçlarını başarısızlık olarak değerlendiren parti içinde farklı kanatlardaki muhaliflerden “istifa ve kurultay” talebi açıkça seslendirilmeye başlandı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterme aşamasında yaşanan “imza krizi”nde bölünen ulusalcılardan, CHP’nin ulusalcı kanatta yer alan isimlerinden Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Mersin Miletvekili İsa Gök, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve İstanbul Milletvekili Nur Serter dün TBMM’de ortak bir basın açıklaması yaparak, seçim sonuçları nedeniyle parti yönetimine sert eleştiriler yöneltti. Çatı aday gösteren partilerin yönetimi farklı söylese de, Cumhurbaşkanlığı seçiminden muhalefetin “ağır bir yenilgiyle” çıktığını belirten Tarhan, CHP’nin tarihi boyunca hiçbir güce teslim olmadığını, gücünü halktan aldığını belirten Tarhan, “Biz de bu olağanüstü koşullarda yargıyı, yasamayı kuşatan, itiraz eden gençleri katleden, kamplaştıran, baskıcı, gerici anlayışa teslim olmamalıydık” görüşüne yer verdi. Tarhan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP seçmeni için kullandığı “tıpış tıpış gideceksiniz” sözlerine de göndermede bulunarak, “CHP asla ama asla tıpış tıpış bir parti olmamalıydı. Bu dönem kimlerin parti direncini kırdığının, bu konuda inanılmaz bir test süreci olmuştur” diye konuştu. “Girdiği her kabın şeklini almak isteyenlerin, içinde bulunduğu kaba hapsolması kaçınılmazdır” diyen Tarhan, CHP’nin Tayyip Erdoğan zihniyetiyle mücadele ettiğini anımsatarak, “Ona benzeyerek oy almak istemiyoruz” görüşünü dile getirdi. Parti yöneticilerinin, 14 siyasi partinin adayının, bu partilerin toplam oyundan yüzde 9’a yakın oranda daha düşük oy almasının “başarı” olarak nitelendirmesini “tabanın aklıyla alay etmek” olarak nitelendiren Tarhan, “Türkiye’yi ve sorunlarını bilen ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluklarını, Cumhuriyetle hesabını sorgulayıp, yüzüne vuracak bir aday beklerken, aksine onun icraatlarını beğendiğini açıklayan bir aday çıParti yönetimini Twitter üzerinden sert dille eleştirip, “genel başkanlık mücadelesi başlatacağı” mesajı veren Muharrem İnce ise gruptaki görevinden ayrılıp olağanüstü kurultayı zorlamak için sahaya inmeye hazırlanıyor. CHP’deki bazı parti yöneticileri ve milletvekilleri İnce’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “vekili” sıfatını taşırken, genel başkanlık mücadelesi vermesinin “etik” olmayacağı görüşünü dile getiriyor. İnce’nin yarın bir basın toplantısı yaparak, grup başkanvekilliğinden istifa edip, parti içinde genel başkanlık mücadelesine başlayacağını ilan etmesi bekleniyor. Öte yandan geçen cumartesi günü bir düğün için Bursa’ya giden Deniz aynı gün Yalova’ya İnce sahaya iniyor Baykal’ın, geçerek İnce ile görüştüğü öğBu görüşme, Baykal’ın Baykal ‘izliyor’ renildi. aday olması halinde İnce’ye destek vereceği yorumlarına yol açtı. İnce’nin Baykal ve ekibi dahil, önümüzdeki süreçte parti içindeki tüm kesimlerle görüşüp, olağanüstü kurultay için imza toplamak için girişimde bulunacacağı belirtiliyor. Konuya ilişkin Cumhuriyet’in sorusu üzerien Baykal, belediye başkanlığına seçilen Vefa Salman’ı kutlamak için Yalova’ya gittiğini belirterek kendisini karşılayanlar arasında İnce’nin de bulunduğunu belirtti. Baykal, yaşananları kendisinin de “izlediğini” ve bu aşamada bir açıklama yapmayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu’na Saldırmak Kime Yarar?.. Sadece siyaset kirlenmiyor, insan ilişkileri de kirleniyor, ikiyüzlülük, riyakârlık hayatın tüm alanlarını kapsıyor... Yakında inceliği tümüyle yitireceğiz; insan ilişkilerinin çirkinliğinde büsbütün mutsuzlaşacağız... Çıkarlar hep önde olacak! İnceliğini, duyarlılığını, sadeliğini yitiren toplumlar uygarlığı yok eder. İncelik, uygarlığın kaçınılmaz türevidir, bunu bir köşeye yazın isterseniz! Sanata, edebiyata değer veren toplumda uygarlık olur! Uygarlık insani değerler bakımından önemlidir... Hayat biçimi, sevgi, özgürlük, barış! İncelikli olmak duyarlı olmakla eşanlamlıdır... O zaman siyaset, demokrasi ve özgürlük kavramları, hukuk devleti, parti içindeki ilişkilerin bir anlamı olur. İnsan, düşünceleri doğrultusunda yaşamayı öğrenir, mantık ve duygusallığın ne olduğunu anlar... Düşünsel ve duygusal sıcaklık, üretim, bir sosyal demokrat, sosyalist, komünist partilerdeki yapılanma, siyasi ahlak böylece bir anlam kazanır... Elbet amacım kimseye ders vermek değil! Şu CHP’nin “muhalif kanadı” olarak ortaya çıkan, kimi siyasetçilerin Kemal Kılıçdaroğlu’nu 10 Ağustos’tan sonra hedef almaları... HHH CHP’li muhalifler, kabalığın çirkinliğiyle inceliğin güzelliğini yaşamın her kesitinde nedense boğmak istiyorlar... Hırs, öfke, duygusallık, akıl iç içe girmiş... Hedeflerinde AKP iktidarı olması gerekirken CHP lideri ve parti üst yönetimini sürekli eleştiriyorlar... Şimdi gündemlerinde 10 Ağustos seçimleri var... Dedikleri şu: “CHP Genel Başkanı makamından çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir...” Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e acımasız bir eleştiri de var: “Sonuçları bir başarı olarak nitelemek, CHP’nin tabanının aklıyla alay etmektir... Seçimde sol şerit tamamen boş bırakılmıştır...” Önce CHP’nin sol şeridi kartılması tam bir fiyaskodur. Cumhuriyet mağdur edilmiştir. Sol şerit tamamen boş bırakılmıştır. Siyaset boşluk kaldırmaz” dedi. Tarhan, HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın oy artışının sorumlusunun da solun evrensel ilkeleri ile hareket etmek yerine “muhafazakâr elitizme teslim olan” yönetim anlayışı olduğunu ifade etti. Kurultay delegeleri ve partililerin “ülkenin ve partinin geleceğine sahip çıkmaya” çağırdığını belirten Tarhan, “CHP’nin programından sürekli ödün verilerek sürdürülen bu muhalefet anlayışında artık sona gelinmiştir ve şu kesindir, CHP, başkası gibi olmaya çalıştı ve kaybetti. Artık ya kendini kandırmaya devam edecek ya da yeni bir yol seçecektir. Sayın genel başkan ve ekibi makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir. Bu umutsuzl uk ve kaybetme döngüsü artık kırılmalıdır” dedi. CHP PM Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş de seçim sonuçlarını muhalefet açısından bir başarı olarak nitelemenin ciddiyetle bağdaşmayacağını söyledi. Son yerel seçimlerdeki 9 muhalefet partisinin oy toplamının yüzde 46’yı aştığına işaret eden Güneş “Kaldı ki, Sayın İhsanoğlu’nun AKP tabanından da oy alması bekleniyordu. Bir çatı adayla amaç seçimleri ikinci tura taşıyabilmekti. Bunların hiçbiri olmadı ve anlaşıldı ki, başta CHP olmak üzere her partinin kendi adayını çıkarması daha iyi sonuç verecekti” dedi. Yaklaşık 10 ay sonra yapılacak genel seçimlere dikkat çeken Güneş, başarısızlık üzerinden siyaset yapmak yerine seçimleri kazanmak için partinin yetkili organlarında değerlendirmeler yapmak ve yeni stratejiler tasarlamak gerektiğini ifade etti. ‘Tabandan talep yok’ CHP yönetimi ise seçim sonuçlarını bugün Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanacak MYK’de değerlendirecek. CHP lideri, İhsanoğlu’nun doğru aday olduğunu belirtip, şu anda olağanüstü kurultay çağrısı yapmasını gerektirecek bir durum olmadığını belirtmişti. Ancak Kılıçdaroğlu önümüzdeki aylarda bir “tüzük kurultayı” toplamayı planlıyor. Muhaliflerden gelen “kurultay” çağrılarına ise genel merkez yönetimi “gerekli imzayı bulsunlar, toplasınlar” restiyle yanıt veriyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Emel Yıldırım ise CHP tüzüğünde olağanüstü kurultay koşullarının belli olduğuna dikkat çekti. Kurultayın “demokratik bir talep” olduğunu belirten Yıldırım, “Ancak bunun yolu yöntemi var. Delege sayımızın salt çoğunluğu olan 586 imzayı delegelerimiz verirse elbette kurultaya gidilir. Ama şu anda bize tabandan öyle bir talep yansımadı” dedi. CHP’de halen 1170 civarında kurultay delegesi bulunuyor. CHP tüzüğüne göre delege sayısının beşte birinin, yani 260 milletvekilinin imzasıyla kurultay toplanabiliyor. Ancak CHP tüzüğünün 49. maddesine göre olağanüstü kurultaylarda seçim de yapılabilmesi için delegelerin yarısından bir fazlasının imzası gerekiyor. Bu da 1170 delegeden 586’sının imza vermesini gerektiriyor. Kurultay zor Güneş de eleştirdi ‘İhsanoğlu doğru ama şanssız bir adaydı’ ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “Ekmeleddin İhsanoğlu doğru ama şansız bir adaydı” dedi. İhsanoğlu’nun aldığı oyu başarılı bulduğunu belirten Büyükerşen “Hiç tanınmadığı halde bu kadar oy aldı. Tatil aylarına rastlamasa, gayri adil şartlarda Ekmeleddin Bey’in aldığı oy başarıdır. Biraz daha zaman uzasaydı ve propaganda imkânlarına sahip olsaydı, imkân ve fırsat eşitliği her üç adaya da uygulansaydı o zaman Ekmeleddin Bey yüzde yüz birinci turda kazanacaktı” dedi. l CHP’NİN YENİLİKÇİ KANADI ‘YENİ BİR SÖYLEM’ İSTİYOR Büyükerşen ‘Kılıçdaroğlu kalsın yönetim değişsin’ TÜREY KÖSE AKP’de silahlar çekildi, kılıçlar kınından çıktı. Abdullah Gül, 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı görevi resmen bitince ne yapacağını açıkladı: “Partime döneceğim. Bu doğal.” Aynı gün, bu açıklamadan birkaç saat sonra AKP açıkladı: Parti olağanüstü kurultayı genel başkanı ve aynı zamanda başbakan olacak AKP’liyi belirlemek üzere 27 Ağustos’ta toplanıyor. Yani Abdullah Gül’ün halen resmen cumhurbaşkanı olduğu, dolayısıyla kurultaya katılamayacağı bir günde. Kurultay iki gün sonra, 29 Ağustos’ta toplansaydı tersi olacaktı. Yani AKP’nin elebaşıları (bunu Tayyip Erdoğan ve sadık ekibi diye de okuyabilirsiniz) Abdullah Gül’ü, AKP yönetiminde “devre dışı” bırakmaya kararlı olduklarını ortaya koydular. Gül, parti genel başkanını ve başbakanı seçecek kurultayın kendisinin katılamayacağı bir tarihe alınmasının anlamını bilecek, bu siyasi manevranın talimatının kaynağını kestirebilecek deneyimde. Erdoğan da kurultay tarihi belli olmuşken “Partime döneceğim” mesajının, neyi amaçladığını anlayacak, kestirecek deneyimde. Eh, bu kadar deneyimli iki zatın siyasal kapışmasının AKP içinde bir çatlağa dönüşmemesi mümkün değil. Bu çatlağın ne kadar büyük olacağı, ne kadar sert bir siyasal AKP’de Çatlama Umut Olamaz… çekişmeye yol açacağı üstüne bugünden falcılık yapmak anlamlı değil. Zaten şunun şurasında ikiüç hafta kaldı. Abdullah Gül’e partinin kapısının ne kadar açılacağı; içeri girerse kendisine kuru bir iskemleden öte nasıl bir karşılama yapılacağı cevaplanacak. HHH Buna karşılık ister erken seçim, ister baskın seçim, ister 2015’te normal seçim olsun bugünün ana muhalefet partisinin önünde yeterince zaman var. Cumhurbaşkanlığı seçiminin verdiği dersleri, seçmenin cumhurbaşkanı seçiminde parti yönetimine ilettiği mesajları değerlendirecek kadar uzun ve yeterli bir süre. CHP iktidara aday ana muhalefet partisi mi olacak, yoksa ana bile olmayan herhangi bir muhalefet partisi mi olacak? Sorunun cevabını yine kendi verecek ve vermek zorunda. Daha fazla erteleyemez… Daha şimdiden bazı parti sözcülerinin satır aralarında söyledikleri, gazetecilere “yazılmamak kaydıyla” fısıldadıkları yürekler acısı bir beklenti, bir umut (umut?) var: AKP içindeki çatlak AKP’yi bölecek ve aradan CHP sıyrılacak… Böyle düşünenler bence “Bir siyasi parti, hem de çok köklü bir siyasal parti nasıl intihar eder” sorusuna cevap vermek istemişler ve vermişler. Aslında edepsiz bir cümle kurup “El şeyiyle gerdeğe girilmez” demek var ama, efendilik bende kalsın ve demeyeyim… HHH Biliyorum, şimdi kimi CHP yöneticileri bu satırlara şiddetle karşı çıkacak, hatta kimileri telefon edecek “Böyle bir hesap zinhar söz konusu değildir” diyecekler. İnşallah söz konusu değildir, en azından çok dar bir çevre dışında böyle hesaplar yapanlar yoktur. Bu neyi değiştirecek? CHP bugün izlediği siyaset yapma yolu, yöntemi, tarzı, tercihi ile kendine nasıl umutlu bir gelecek çizebilir? “Tayyip Erdoğan kötüdür”den ibaret bir muhalefet kimi, nasıl ve neden kendine çekebilir? Türkiye’nin acil çözüm bekleyen, kimileri kangrenleşmiş temel sorunlarına AKP’nin önerdiği çözümlere karşı CHP ne öneriyor? Mesela: Kürt sorunu? Sakın “Ama bizim parti 1989’da Kürt raporu yayımlamıştı. Onu unutmayın” diye itiraz sesleri yükseltilmesin. 1989’dan bu yana tastamam 25 yıl geçti. O yıl doğanlar bugün birkaç seçimde oy kullanmış yetişkin yurttaşlar. Köprülerin altından sular değil, seller aktı. Kürt siyasal hareketinin 1989’daki yönelimleri ile bugünkü yönelimleri arasında dağlar değil, sıradağlar var. Kandil o günkü Kandil değil, Diyarbakır o günkü Diyarbakır değil. Adı “çözüm süreci” olarak konmuş bir süreç işliyor. Bu sürecin kapsamını, koşullarını AKP mi (Yani Erdoğan mı) belirleyecek yoksa CHP’nin bu çorbada tuzu olacak mı? “Sorun Meclis’e taşınsın, Meclis kararına bağlansın” kuru cümlesi ötesinde CHP’nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin somut, Kürtlere güven verecek ve elbirliği etme yollarını açacak bir önerisi olmazsa Kürt sorununun çözümünde CHP’nin sözü, etkisi, katkısı olabilir mi? Devam edelim: Kıbrıs kangreni; buzdolabında soğumaya terk edilmiş Avrupa Birliği üyeliği; Ermenistan sorunu ve biraz petrol, doğalgaz için, biraz da milliyetçilik gayretiyle Türkiye’nin ayağına takılmış Azerbaycan prangası; Ortadoğu’da sonunda IŞİD canavarını yaratan ayıplı bir dış politika çizgisi yerine, halklar ve ülkeler arası barışa, sadece barışa odaklanmış bir siyasal program… Burada keseyim. Zaten söylemek istediğim anlaşılmıştır. Yerim bitti. Bütün bunların üstesinden gelemezse CHP’nin de işi bitti… ANKARA CHP’de “ulusalcı” olarak anılan ekip Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na istifa çağrısı yaparken “yenilikçi” kanatta yer alan isimlerden Rıza Türmen, “Güven tazelemek için kurultay gerekebilir. Genel Başkan mutlaka devam etmeli. Ama yeni bir söylem için yeni bir kadroya ihtiyaç var” dedi. bir söylem gerekir” dedi. Son iki seçimde CHP’nin umduğunu bulamadığını vurgulayan Türmen, “Sağdan aday göstererek, Erdoğan’ın dünya görüşünü paylaşan bir aday göstererek hiçbir yere gidemiyorsunuz. Bu duvarı kaldıran bir söylem ortaya çıkarabilmek lazım. Ancak o şekilde o seçmene dokunabilirsiniz; yoksa duvarın öbür tarafından ödünç adam getirerek değil” görüşünü dile getirdi. Türmen, “yeni bir vizyon, sol, sosyal demokrat, çoğulcu, katılımcı bir siyaset anlayışı” zorunluluğu üzerinde dururken şu değerlendirmeleri yaptı: “CHP’nin umut verebilen, geçmişe değil geleceğe bakan, değişimin motoru olabilen, yerelde demokrasiyi savunabilen ve farklılıklara yer açan bir yeni vizyon, söylem geliştirebilmesi lazım. Belki daha uzlaşıcı bir siyaset tarzı... Zapatero’nun İspanya’daki deneyimine bakalım. Parti büyük bir değişim geçiriyor, daha uzlaşıcı bir politika izliyor muhalefette. Duvarın öbür tarafındaki seçmene değebilecek bir siyaset izliyor. Sonunda iktidara geliyor. 2015 seçimleri öncesinde CHP de yeni bir siyaset dili ortaya koymalı.” emirtaş’ın söylediği CHP söylemi olmalı’ CHP’de yenilikçi kesimde de cumhurbaşkanı seçim sonuçları tartışılıyor. HDP’nin cumhurbaşkanı adaylığı önerdiği Türmen, “Bugün aslında Demirtaş’ın söylediklerinin CHP’nin söylemi olması gerekir. Yani bir yandan ezilenin, garibanın, işçinin, yoksulun yanında olan, öbür taraftan bütün farklı kimlikleri kucaklayan, o farklı kimlikleri tanıyan, anlayan, onlara kamusal alanda yer açan yeni Rıza Türmen ‘D ‘Zapatero örneği’ CHP’li Onur: Solda yeni lider Demirtaş Haber Merkezi CHP Milletvekili Melda Onur Twitter’dan HDP lideri Selahattin Demirtaş’a çarpıcı övgüler dizdi. Onur mesajında “Demirtaş’ın kendi partisini ve davasını aşan kabul görürlüğüyle solda yeni bir lider olarak var oluşunu çok önemsiyorum” dedi. Onur, Tayyip Erdoğan için ise “Eli uzun adam benim cumhurbaşkanım olmayacak... Tebrik falan etmiyorum, hatta yargılanıp hesap vereceği günü sabırızlıkla bekliyorum” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear