14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 AĞUSTOS 2014 CUMA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA Mozart ve Verdi’de ‘İnsan’ Özgürlük tutkusu ve sevgi her ikisinde de sonsuz yüceltiliyor. Ama sevgiden sevgiye ikisi arasında büyük fark var. Nasıl mı? Sır vermek istemem ama ipucu verebilirim: Birinin sevgisi; sevginin gücüne inancı, neşeyi, sevinci çağrıştırıyor... Ötekinin sevgisi; sevgiye inancı, hep bir hüznü içeriyor. KÜLTÜR 15 Nazan İpşiroğlu’ndan müzikli yolculuk: Fatih Akın’ın ‘Türk oyunculara Hrant’ı oynatamadım’ sözü tepki gördü ‘Onu oynamayı kim istemez!’ ri, dukalıklar arası savaş, İtalya’nın bütünlüğü için devrimci mücadele... “Aydınlanmacı düşünceler Mozart’ın da Verdi’nin de yaşama bakışını etkilemişti. İkisinin de bastıkları zemin bu düşüncelerdi. İkisinin de Katolikti ama kilisenin egemenliğine karşıydılar. Aralarındaki tüm farklara (dönem, çevre, eğitim...) karşın sanatlarındaki ortak temel taşlar özgürlük, eşitlik, kardeşlik, sevgi... İkisinin de ereği özgürlük; ikisi de insanı çok yanlılığıyla yaşam içinde gerçek insan olarak ele almaları ve karakterlerini müzikle çizmeleri... ” Özgürlük tutkusu ve sevgi evet her ikisinde de sonsuz yüceltiliyor. Ama sevgiden sevgiye ikisi arasında büyük fark var. Nasıl mı? Sır vermek istemem ama ipucu verebilirim: Birinin sevgisi, sevginin gücüne inancı, neşeyi, sevinci çağrıştırıyor... Ötekinin sevgisi, sevgiye inancı, hep bir hüznü içeriyor. Kitabın alt başlığı: “Sihirli Flüt ve Aida Bir Alımlama Denemesi”. Müzik ve opera meraklıları sakın kaçırmasın! Teşekkürler Nazan İpşiroğlu. İyi ki varsınız. Sevgi ve özgürlük Hayatta hayran olduğum insanlardan biridir Nazan İpşiroğlu. Kişiliğiyle, hem yazar, hem müzisyen kimliğiyle, üretkenliğiyle, durulmak bilmeyen çalışkanlığıyla, ileriye dönük, aydınlık ve olumlu bakışıyla ve kitaplarıyla beni hep etkiledi. Gerek onun, gerek sevgili eşi Mahzar Şevket İpşiroğlu’nun kitaplarından hep çok şey öğrendim ve eksiklerimi tamamlamaya çalıştım. Tam bayram öncesi Nazan İpşiroğlu’nun yeni bir çalışması, “Mozart ve Verdi’de ‘İnsan’” adlı kitabı (Hayalperest Yayınevi) elime geçti. Bayram günlerinde elimden bırakamadım. Nazan İpşiroğlu son yıllarda çalışmalarını sanatlar arasındaki etkileşim üzerine yoğunlaştırıyordu. (2010 yılında “Görsel Sanatlarda Alımlama ve Sanatlar Arası Etkileşim” başlıklı kitabı yayımlanmıştı.) Mozart operalarını da bu açıdan ele aldığında özellikle son operası “Sihirli Flüt”e yoğunlaştı. Bu eserdeki temel kavramların Mozart’ın kişiliğiyle örtüştüğünü gördü. Bu eserdeki farklı karakterler Mozart’ın kişiliğinde de vardı. Mozart üzerine bir kitap yazmak üzere işe başlamıştı. Çıkış noktası Mozart’ın yaşam karşısındaki duruşu ve insan anlayışıydı. Ancak çalışması sırasında son yıllarda Mozart üzerine birbiri ardı sıra çıkan araştırmalara ulaştığında (anımsayın 2006 Mozart’ın doğumunun 250. yıldönümüydü) işin içine bir başka besteci Verdi kendiliğinden girdi. (Geçen yıl da Verdi’nin doğumunun 200. yılı kutlandı.) İki besteci arasında ortak yanlar bulmaya başladı. Bu onu heyecanlandırdı, üstüne gitti. Üstelik bugüne dek geniş kapsamlı bir karşılaştırma yapan da henüz olmamıştı.   Farklı ortamlar ortak yanlar Mozart ve Verdi farklı zamanlarda, farklı coğrafyada, farklı ortam larda, farklı yaşamlar sürdürdüler. Ancak... Sözü Nazan İpşiroğlu’na bırakıyorum: “Verdi ile Mozart arasında... Benim temel ortaklık olarak gördüğü, her iki ustanın insana bakışı. Her ikisinin de operalarında insanı etiyle canıyla yaşayan varlıklar olarak algılamaları, karakterlerini müzikle çizebilmeleri... Sihirli Flüt ile Aida’nın temel kavramlarını bu açıdan karşılaştırdım. Bu karşılaştırma farklı dönem ve farklı koşullarda yaşamış olan iki büyük bestecinin yaşama bakışlarına ışık tuttuğu gibi, 18. yüzyıl sonuyla 19. yüzyılda yaşanan toplumsal değişimi de gözler önüne seriyor.” Mozart’a Habsburg ve papalık egemenliği, aile baskısı ... Verdi’ye, kilise devleti baskısı, krallıklar arası istilalar, yabancı güç işgalle NOT: Gazetemize katılan usta yazarlara hoş geldiniz diyor, onlarla daha da güçlü, etkili ve keyifli olacağımıza inanıyorum. “Aliye Berger Portresi” Resmin adı değişmemiş u Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nden Cumhuriyet’e yapılan açıklamada, Cihat Burak’ın yapıtının adının değiştirilmediği, kurul kararı olmadan künyenin değişemeyeceği belirtildi. SELDA GÜNEYSU ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Ankara Resim Heykel Müzesi’ndeki Cihat Burak’a ait “Aliye Berger Portresi” tablosunun künyesinin “Fahrelnisa Zeid Portresi” olarak değiştirilmediğini, ortada bir yanlış anlama olduğunu açıkladı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nden Ankara Resim Heykel Müzesi’nin koleksiyonunda yer alan Cihat Burak’a ait “Aliye Berger Portresi”nin adının kurul kararı olmadan “Fahrelnisa Zeid Portresi” olarak değiştirilmesine yönelik haberlere ilişkin Cumhuriyet’e yapılan açıklamada, 23 Ocak 2014 tarihinde, bir sanat tarihçisinin genel müdürlüğe yıllardır koleksiyonda “Aliye Berger Portresi” olarak bilinen portrenin aslında “Fahrelnisa Zeid”e ait olduğuna ilişkin bir yazı gönderdiği kaydedildi. Ancak söz konusu yazıda portrenin “neden Fahrelnisa Zeid’e ait olduğunun ispatının yapılmadığı” belirtilerek, açıklamada şu bilgiler paylaşıldı: “Söz konusu yazının ardından genel müdürlük olarak bu yazıyı gönderen kişiye 28 Ocak 2014 tarihinde cevaben bir yazı yazdık. Sanat tarihçisinden portrenin Fahrelnisa Zeid’e ait olduğunu belgelemesini, belge ve dokümanları genel müdürlüğümüze iletmesini talep ettik. Bir tablonun künyesinin değiştirilmesinin de ancak müze kurulumuzun kararı gereğince değiştirilebileceğini beyan ettik. Ancak söz konusu yazımıza bilgi ve dokümanları ileten herhangi bir yanıt gelmedi. Durum böyle olunca genel müdürlük olarak ‘iddianın ispatlanmadığı’ kanaatine vararak, yazıyı işleme almadık. Dolayısıyla yıllardır koleksiyonumuzda yer alan ‘Aliye Berger Portresi’nin künyesini de ‘Fahrelnisa Zeid Portresi’ olarak değiştirmedik. Dün (önceki gün) bir basın yayın kuruluşunda ‘Talimatla değiştirildi’ ifadesi yer alıyor, ancak bu talimatın nereden geldiği açıkça belirtilmiyor. Burada sanırım bir yanlış anlaşılma söz konusu olmuş.” Pussy Riot Rusya’yı AİHM’ye şikâyet etti Katedralde protest bir şarkı söyledikleri için hapse atılmışlardı Alyokina ve Kültür Servisi u Mariya Alyokina ve Nadejda Tolokonnikova yargılanma Tolokonnikova’nın Rus punk grusüreçlerinin işkenceye eşdeğer olduğunu belirterek katedralde söylebu Pussy Riot’ın uğradıkları zarar için 120 biner Avro ve mahkeme dikleri şarkıda Oriki üyesi Moskotodoks Kilisesi’nin va’daki bir kamasrafları için ise 10 bin Avro talep ediyor. Putin’e verditedralde protest ği destek ağır bir bir şarkı söylebiçimde eleştiriliyor ve Meryem Ana’dan melerinin ardından hapse atılmaları nedeniyle Rusya’yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne “Putin’i kovması” isteniyordu. Alyokina ve Tolokonnikova’nın cezaları in(AİHM) şikâyet etti. san hakları grupları, Putin’in muhalifleri ve BBC’nin haberine göre, Pussy Riot üyeleri bazı ülkeler tarafından protesto edilmiş; PaMariya Alyokina ve Nadejda Tolokonnikoul McCartney ve Madonna gibi sanatçılar da va yargılanma süreçlerinin işkenceye eşdeğer gruba destek vermişti. olduğunu belirterek, AİHM’de Rusya’ya karUluslararası Af Örgütü de, Pussy Riot üyeşı dava açtı. si üç kadını “düşünce suçlusu” olarak niteİkili Rusya’da yargılanmaları ve hapse atıllendiriyordu. maları yüzünden uğradıkları zarar için 120 biGrup üyelerinden Yekatarina Samutsener Avro ve mahkeme masrafları için ise 10 viç de aynı suçtan hapis cezası almış, gebin Avro talep ediyor. çen ekim ayında açtığı temyiz davası sonuTolokonnikova’nın babası Andrey ikilinin cu serbest bırakılmış; Alyokina ve Tolokondaha yüksek bir tazminat talep etmesi gerektiğini belirterek, “250 bin Avro yerine 250 mil nikova ise 21 ay hapiste kaldıktan sonra Rus Parlamentosu’nda kabul edilen afla geçen arayon avro istemeliydiler” dedi. lık ayında serbest kalmıştı. İkili başkent Moskova’daki bir katedralde Daha önce de grubun diğer iki üyesi kenprotest bir şarkı söylemelerinin ardından, “didi durumlarını Haziran 2012’de AİHM’ye taşıne nefretten kaynaklanan holiganlık” suçlamıştı. AİHM’deki bu dava halen devam ediyor. masıyla Ağustos 2012’de hapse atılmıştı. Kültür Servisi Fatih Akın’ın, yeni filmi “The Cut”la ilgili olarak Agos gazetesine verdiği röportajda “Hiçbir Türk oyuncuyu Hrant rolünü oynamaya ikna edemedim” açıklaması sanat dünyasında tepki uyandırdı. Sosyal medya üzerinden yorumlarını paylaşan pek çok sanatçı Akın’a tepki göstererek eğer rol teklif edilseydi kabul edeceklerini belirtti. Oyuncu Mehmet Esen “Hrant Dink’i hangi oyuncu oynamak istemez, Fatih Akın boş bir laf etmiş. Gerçekse açıklasın, kimler bilelim!” derken oyuncu, yönetmen Murat Daltaban da “Şimdi de Fatih Akın oyuncuları lince kalkışıyor. Deli misiniz nesiniz... Ben de Hrant’ı oynamak isteyecek onlarca oyuncu tanıyorum” dedi. Oyuncu Orhan Aydın da “Fatih Akın, Hrant Dink’i oynayacak oyuncu bulamamış! Kaldıracak kafasını, bakacak çevresine 35 lacivertin önermesi ile yola çıkmayacak” yorumunu yaptı. Şebnem Sönmez ise sosyal medyada “Hrant Dink rolü için oyuncu bulunamama sebebi, oynamayı şeref sayabilecek oyunculara Akın’ın ulaşamamış olması da olabilir” diye paylaşımda bulundu. Nazaret karakterinin 1915 olayları sonrası kızlarını bulmak için çıktığı yolculuğunun anlatıldığı “The Cut”, 27 Ağustos 6 Eylül tarihlerinde yapılacak olan Venedik Film Festivali’nde ilk kez izleyici karşısına çıkacak. Filmin senaryosunu Ermeni senarist Mardik Martin’le birlikte yazan Akın, filmin çıkış noktasını ve hikâyesini şöyle özetlemişti: “Aslında ‘Soul Kitchen’dan sonra Hrant Dink hakkında kurmaca bir film yapmayı planlamıştım. Hrant’ın Agos’ta yayımlanan yazılarından 12’sini temel alan bir senaryo yazdım. Bu avangart bir projeydi, çünkü yazılardan bazıları bilgilendirici makaleler, bazıları Hrant’ın kişisel anekdotları, bazıları da 1915’le ilgili anlatılardı. Hiçbir Türk oyuncuyu Hrant rolünü oynamaya ikna edemedim, hepsi senaryomu fazla sert bul du. O yüzden de projeyi dondurmak zorunda kaldım. Hiçbir oyuncuya zarar gelsin istemezdim, ama Hrant’ı anlatan bir filmin ‘Türk filmi’ olması da önemliydi. Hrant’ı bir Amerikalı ya da Fransız oynayamazdı. Bu konuyla kendimiz baş etmeliyiz. Demek ki zamanı gelmemiş... Hrant’ın 1915 üzerine yazdığı kimi yazılar çok büyüleyici, görsel olarak da çok güçlüydü. Mesela ‘Kertenkele Abdullah’... Yine Hrant nedeniyle, 1915 üzerine çok okumuş, çok araştırma u Mehmet Esen, ‘Fatih Akın boş laf etmiş’ derken Murat Daltaban, Hrant’ı oynayacak onlarca oyuncu tanıdığını söyledi. Orhan Aydın, ‘Kafasını kaldırıp çevresine baksın’ dedi. Şebnem Sönmez de, Akın’ın oyuncu bulamamasının Hrant’ı oynamayı şeref sayabilecek oyunculara ulaşamamış olmasından kaynaklanabileceğini belirtti. yapmıştım. Gerçekleştirmek istediğim başka bir senaryo daha vardı: Amerika’ya giden Anadolulu gezginler üzerine bir hikâye; bir tür Western. Sonuçta Hrant senaryosundan kimi parçaları bu Western’le birleştirdim ve ortaya ‘The Cut’ çıktı.” Filmi, “soykırım üzerine bir film” olarak görmediğini belirten Akın, “İnsanların filmimi izlemelerini istiyorum. En büyük umudum, filmimin hak ettiği şekilde Türkiye’de gösterime girmesi, büyük ve modern salonlarda izlenmesi. Filmden korkanlar varsa, onlara ‘Bu yalnızca bir film’ diyorum. Ama şundan eminim ki, benim de bir parçası olduğum Türk toplumu bu filme hazır” demişti. Başrolde Tahar Rahim’in yer aldığı filmde Ermeni oyuncular Simon Abkarian, Arsinée Khanjian, Kevork Malikyan, Faslı şarkıcı ve ozan Hindi Zahra ile Türkiye’den Önder Çakar, Bartu Küçükçağlayan rol alıyor. n Kültür Servisi Tiyatro oyuncusu, dizi, dublaj sanatçısı Ümit İmer hayatını kaybetti. Şehir Tiyatroları emekli sanatçısı İmer, 1966 2008 yılları arasında 70’in üzerinde oyunda sahne aldı. Ümit İmer, bugün Ataköy 5. Kısım Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Maltepe Gülsuyu Mezarlığı’na defnedilecek. İmer’in rol aldığı oyunlardan bazıları şöyle: “Kral Odipus”, “Jul Sezar”, “İşgüzar”, “Koca Sinan”, “Doktorun Derdi”, “Balaban Ağa”, “Sarı Naciye”, “Hansel ve Gretel”, “Hırçın Kız”, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”, “Macbeth”, “Antigone”, “IV. Murat”, “İlk Göz Ağrısı”. Rol aldığı bazı filmler de şöyle: “Mazideki Kadın”, “Teyzem”, “Kırlangıç Tepesi” ve “Tehlikeli Takip” Ümit İmer hayatını kaybetti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear