25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ŞUBAT 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 “Benim buraya alınmamla birlikte Gülen de ABD’ye alındı. 120 devlette okul açmış. Para nereden?” Şimdilerde Başbakan da bunu soruyor. 5) Anayasa: Başbakan, “CHP, Hitler’i genel merkezinde arasın” demişti. Öcalan şöyle diyor: “CHP ve MHP ulusalcılığı Hitler milliyetçiliğinin aynısıdır. Kuruluş tarihi de aynıdır. Anayasanın önüne bunlar dikilecek.” Öyle de oldu. 6) Anayasada vatandaşlık maddesi: Öcalan o gün Sırrı Süreyya Önder’e şu maddeyi yazdırdı: “Özgür iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığını ifade eden her birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.” Uzlaşma Komisyonu’nda AKP de bu görüşü savundu. 7) Suriye: “Suriye’deki Kürtler iki tarafla da görüşsün, kim haklarını verirse onunla çalışsın. Kürtler Barzani’nin emrine giremez. Mutlaka bir özsavunma gücü oluşturmalı“.) Öcalan’ın bu tavsiyesine de uyuldu. 8) Federasyon: Öcalan’ın aklındaki plan şuydu: “Kürtler ileride kendilerini özgürce ifade edecek ve yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki şehri kaldırırlarsa, bu mesele önemli ölçüde çözülür.” Geçen hafta Cumhurbaşkanı da, özerklik sorulunca Avrupa Yerel Yönetim Şartı’na atıf yaptı; “Birçok şikâyetleri giderir. Ötesi özerkliktir” dedi. 9) Akil adamlar: Görüşme yapıldığında PKK’nin sınır ötesine çekilmesi gündemdeydi. Öcalan diyordu ki: “Çekilme, Akil Adamlar denetiminde olacak. ‘Çekilirsek gerilla biter’ görüşüne katılmıyorum. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz.” Akil Adamlar Anadolu’yu gezerken çekilme gerçekleşti. 10) Kendi konumu: “Ne ev hapsi ne de af. Bunlara gerek kalmayacak. Hepimiz özgür olacağız. Başarılı olursam ne KCK tutuklusu kalır, ne başkası... Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak.” HHH Bir yıl önce konuşulanlardaki isabeti görünce insan, “Acaba bu aralar neyi konuşuyorlar” diye merak ediyor. 11 çelik kapı yalanı DevGençlilere müdahale İstanbul Haber Servisi DevGenç üyelerinin Cevahir AVM önünde tutuklu 2 bin 785 öğrencinin serbest bırakılması istemiyle başlattığı açlık grevinin 5. gününde de polis müdahalesi oldu. “Bizler AKP’nin istediği öğrencilerden olmayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz” açıklamasını yapan öğrenciler, daha sonra çadır kurmak istedi. Polis ise öğrencilere kalkanlarıyla ve copla müdahale etti. Yaka paça yerlerde sürüklenen üyelerle polis arasında kısa süreli bir arbede yaşandı. Grup arbedenin ardından dağıldı. İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneticisi ve üyesi 9 avukatın tutuklandığı soruşturma kapsamında, Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan polis baskınında 11 çelik kapı bulunduğu iddiaları yalan çıktı. Polisin düzenlendiği operasyondaki kamera görüntülerinde çelik kapılara rastlanmazken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, avukatları terör örgütü DHKPC üyesi olmakla suçlamıştı. ÇHD yöneticisi ve üyesi 9 avukatın tutuklandığı soruşturma kapsamında Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan polis baskınının görüntüleri ortaya çıktı. Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan baskın sırasında po Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan polis baskınının görüntüleri ortaya çıktı Öcalan Ne Dediyse O Oldu Şırnak’tan dün gelen çatışma haberi çok önemli... Çünkü bu, Türkiye’nin gidişatını ve dengeleri değiştirebilir. “Gidişat” konusunda büyük oranda Abdullah Öcalan’ın belirleyici olduğunu düşünüyorum. Kanıtlamaya çalışayım: İmralı müzakerelerine dair elimizdeki tek belge, Milliyet’te yayımlanan 23 Şubat 2013 tarihli görüşmenin tutanağı... Tam bir yıl geçmiş üstünden... İlk yayımlandığında kıyamet kopmuştu. Zamanla bazı detaylar unutuldu. Yıldönümünde yeniden okudum ve Öcalan’ın hücresinden, doğru öngörülerle süreci yönettiğini gördüm. Bakalım: HHH 1) Paris suikastı: “İmralı tutanağı” yazılırken, Paris’te 3 PKK’lin öldürüleli 1.5 ay olmuştu. Öcalan şöyle diyordu: “Milyonda bir de olsa düşüneyim: MİT var mı? Demek ki darbe hâlâ devam ediyor.” Aradan geçen bir yılda, suikastta MİT parmağına dair hem bir belge, hem de dinleme kaydı yayımlandı. 2) Paralel devlet: “Paralel devlet” kavramını Erdoğan’dan önce Öcalan kullandı. Tutanakta şöyle diyor: “Türkiye’de 3 koldan paralel devlet çalışması var. ABD’de Yahudi, Ermeni, Rum lobileri müdahale ediyor. (..) AKP’ye de, medya ve işadamlarına da sızmışlar. Sadece MİT kalmış, MİT Müsteşarı düşürülmek isteniyor. Arkalarında devasa bir güç var.” Erdoğan, iki hafta önce “paralel devlet”i “faiz, vaiz, medya, sermaye lobisi” diye tanımladı. 3) Fidan’a savcılık daveti: Tutanakta şu “tanıdık” sözler var: “Bu (paralel) güç, MİT’e de darbe planladı. Ben hemen devreye girdim. ‘Bu darbedir’ dedim. (..) MİT’i düşürseler Türkiye’de tüm kaleler düşmüş olacaktı. Fidan tutuklansa, sıra Başbakan’a gelecekti. Darbeyi önleyebileceğimi fark ettim ve süreci başlattım.” 4) Cemaat: “Cemaatin merkezi ABD’dir” diyor Öcalan: ‘HEDEF G Ö ST ERİ L Dİ L ER’ Operasyonun ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü (İEM) ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı tarafından avukatlar hedef gösterilmişti. Erdoğan, partisinin grup toplantısında “Avukatlar o 11 çelik kapının arkasında ne yapıyordu? Avukat hakkı savunacak, terörizmi değil” demişti. İEM’den yapılan yazılı açıklamada ise avukatların ülkenin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak başka ülkeler lehinde ajanlık yaptığı öne sürülmüştü. lis kamerası tarafından çekilen görüntüler, dava dosyasının ekleri arasına konuldu. O görüntülerde büronun yalnızca bir kapısının bulunduğu ve polisin de o kapıyı kırarak büroya girdiği ve avukatları gözetim altına aldığı görülüyor. 9 avukatın tutuklandığı ve 5’inin hâlâ cezaevinde bulunduğu o soruşturmanın başladığı görüntüler özetle şöyle: “Savcı henüz gelmeden polis saat 04.00’te kapıyı çalmaya başlıyor. İlk polis, iki kez kapıyı tıklattıktan sonra da diğer polisten ‘kırıcıyı’ getirmesini istiyor. Bu sırada avukat Taylan Tanay kapının ardından, ‘Kim o?’ diye sesleniyor. Kapıyı çalan, ‘polis’ diye yanıt veriyor ve kapıyı hemen açmazsa kapıyı kıracağını söylüyor. Avukat Tanay, ‘Avukatım, burası avukat bürosu, savcı olmadan giremezsiniz’ diye polise kanunu hatırlatıyor. Ancak polis avukatlık bürosuna girmekte ısrar ediyor ve ‘Arama kararımız var, hemen açmazsan kıracağız’ diye baskı yapıyor. Ve Halkın Hukuk Bürosu’na gelen polisler, kapıyı ilk tıklatmalarından 1 dakika 41 saniye sonra ‘koçbaşı’ denilen aletle büronun kapısını kırmaya başlıyor. Avukat bürolarının aranmasında savcının bulunması zorunlu iken savcı büroya bir saat sonra geliyor. Görüntülerde avukatların herhangi bir evrak saklama, yakma gibi bir girişimlerine rastlanmadığı gibi, büronun içinden alınan görüntülerde buna dair bir iz de bulunmuyor.” ESENYURT AYDIN TKP’den rapor: ‘Yağmaya mahkum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, yerel seçimler öncesinde siyaset kurumunda yaşanan gerilimin topluma negatif yansımalarının daha da arttığını ifade etti. Yazılı açıklamasında, şiddet yanlısı, ırkçı eğilimlerin ortaya çıktığını belirterek İzmir’in Urla ilçesinde HDP seçim ofisine yönelik saldırı ile İstanbul’da Hocalı Katliamı yürüyüşünde açılan pankartı kınadı. CHP’ye molotof İSTANBULAYDIN (Cumhuriyet) Esenyurt ve Aydın’da CHP seçim bürolarına saldırı gerçekleştirildi. Esenyurt Pınar Mahallesi’nde bulunan CHP seçim irtibat bürosuna önceki gün gece geç saatlerde gelen kimliği belirsiz kişi ya da kişiler molotofkokteyli atarak kaçtı. Molotofkokteylinin isabet ettiği seçim bürosunun camı kırılırken yangın çevredekilerin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü. Saldırının ardından seçim irtibat bürosuna gelen Çetin Çapan, hiçbir kumpasın kendilerini durduramayacağını söyledi. Çapan, “Seçim öncesi ortamı gererek Esenyurt halkının huzurunu bozmaya çalışıyorlar. Bu tür kural dışı saldırıları doğru bulmuyoruz” dedi. Yurttaşlar da “Gürbüz Çapan’ı siyaset dışına itmek istemelerinin ardından gerçekleşen bu ikinci saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Herkes siyasetini, projesini ortaya koyarak yapsın, öyle yarışsın” dedi. Polis, saldırı gerçekleştrenlerin yakalanması için çalışma başlattı. CHP’den yeniden adaylığı açıklanan Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki seçim bürosuna önceki gece saldırı gerçekleştirildi. Kimliği henüz belirlenemeyen 3 kişi, büronun kapılarını, camlarını kırdı. Saldırganların yakalanması için çalışma başlatıldı. Diyarbakır’da da evler işaretlendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi Ekinciler Caddesi üzerinde, valilik binasının tam karşısındaki bir apartmandaki 4 daire, kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından kırmızı sprey boya ile çarpı işareti konularak işaretlendi. Olay bina sakinlerini tedirgin ederken, A blokta kapısı işaretlenen daireye çıkan merdivenlerin hemen üzerinde HüdaPar’a ait broşürlerin bulunması akıllarda soru işareti bıraktı. Apartmanda oturanların Liceli olduğu belirtilirken, olay akıllara geçen haftalarda Lice’de BDP ve HüdaPar arasındaki gerilimi getirdi. Fotoğraflar: DHA Tanrıkulu’ndan kınama değiliz’ KÜRKÇÜ: EMNİYET MÜDÜRLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Lice’de 1993’de çıkan, dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin yaşamını yitirdiği olaylara ilişkin açılan dava, önce güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’e alınmış, ardından dosya, Yargıtay’a gönderilmişti. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Lice davasının İzmir’e nakledildiğini belirterek “İki tutuksuz sanığın güvenliğini gerekçe gösteren Adalet Bakanlığı ve Yargıtay onlarca Liceli mağdur ve tanığın 1500 kilometre uzakta davayı nasıl takip edeceğini umarsamıyor. Adalet Bakanlığı ve yargı, mağdurları değil, sorumlularını korumakollama anlayışıyla eski uygulamayı sürdürüyor” dedi. Lice davası İzmir’e alındı HDP’ye saldırıda 9 gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, Urla’da seçim bürosuna yönelik saldırı nedeniyle İzmir ve Urla emniyet müdürleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi. BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da herkesi saldırıları kınamaya çağırdı. HDP eşbaşkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, basın toplantısı düzenleyerek Urla saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kürkçü, siyasi partilerin olayı kınayan açıklamalarda bulunmadığını ve bunu bir bakıma olayın onaylanması olarak gördüklerini belirterek “Biz bunu kısaca gladyo saldırısı olarak kodluyoruz” dedi. Hükümeti uyaran Kürkçü, “Bizim arkadaşlarımız tedbir almalarını istediğinde İzmir Emniyeti’ndekiler ‘Biz buraya yeni tayin olduk, henüz durumu bilmiyoruz’ diyerek olayla ilgili tedbir almamışlardır. Buradan İzmir ve Urla emniyet müdürleri hakkında suç duyuruları yapılacak” diye konuştu. BDP’li Beştaş da yaptığı yazılı açıklamada, saldırıda HDP İzmir Büyükşehir Belediyesi eşbaşkan adayı Osman Özçelik’in de aralarında bulunduğu 7 kişinin yaralandığını belirtti. HDP parti minibüsüne ve BDP ilçe binasına taşlı saldırıda bulunan ve zarar veren gruptan, kimlikleri tespit edilen 9 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Diğer kişilerin kimliklerinin tespiti için çalışmalar sürüyor. PMD’DEN SES KAYITLARINI HABER YAPAN GAZETECİLERE AÇILAN SORUŞTURMAYA TEPKİ ‘6 gün kömürlükte işkence gördük’ ‘O aynayı kırmayın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD); CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis grup toplantılarında açıkladığı yolsuzluk tapelerini yayımlayan medya kuruluşlarına dönük İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “gizliliği ihlal” gerekçesiyle soruşturma başlatılmasına, “haberleşme özgürlüğüne tehdit ve sansür girişimi” olarak değerlendirdi. PMD Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı yolsuzluk tapelerini haberleştiren aralarında gazetemizin de bulunduğu basın kuruluşları hakkında soruşturma başlatılmasının haberleşme özgürlüğüne dönük önemli bir tehdit ve sansür girişimi olduğuna dikkat çekildi. Soruşturma konusunun, TBMM çatısı altında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”yla ilgili konuşmalarına dayandırıldığı belirtilen açıklamada, söz konusu konuşmayı aynı gün başta Meclis TV olmak üzere birçok haber kanalının da duyurduğuna işaret edildi. PMD açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “Gazeteciler, bu görevi yerine getirirken siyasal ya da yargısal baskılarla da sıklıkla karşılaşmaktadırlar. Ancak böylesine bir baskı ilk kez olmuştur. Haberleşme özgürlüğüne yönelik tehditlerin arttığı; sansür tehlikesinin kaygı verici boyutlara ulaştığı günümüzde artık TBMM çatısı altındaki grup konuşmalarını bile haberleştirememek tehlikesi belirmiştir. Gerçek demokrasilerde olduğu gibi gazetecilerin hiçbir kaygıya ve korkuya kapılmadan tek sorumluluğu olan halkı bilgilendirme görevini yerine getirebilmeleri eksiksiz olarak sağlanmalıdır... Gücü ele geçiren basını sindirmeye, korkutmaya, baskı yapmaya kalkışmamalıdır. Demokrasilerde bu anlayışların yeri yoktur.” ÇORUM (Cumhuriyet) Derik Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı 19931994’te 13 kişinin öldürülmesiyle ilgili hakkında dava açılan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil’in yargılanmasına devam edildi. Tanık olarak dinlenen İbrahim Dölek, 1993’te köye 3 arkadaşıyla taziye ziyaretine gittikleri sırada araçlarının jandarma tarafından durdurulduğunu belirterek “Derik İlçe Jandarma Komutanlığı’nda kömürlük gibi bir yerde, 6 gün boyunca çok kötü şartlarda, gözlerimiz bağlı şekilde bekletildik. Tazyikli soğuk su, elektrik verme ve Filistin askısı gibi yöntemlerle işkence yapıldı” dedi. Çitil suçlamaları redetti. İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist Partisi (TKP), kentlerimizin AKP tarafından yağmalanmaya mahkum olmadığı, toplumun ihtiyaçları gözetilerek bilim insanlarının ve konunun uzmanı teknik insanların görüşleri dikkate alınarak, planlı bir şekilde bu vahim halinden kurtarılmasının mümkün olduğu vurgulandı. TKP Seçim Bürosu’nca hazırlanan “Bir Yağmanın Öyküsü” Kent ve Çevre raporu dün, Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde basınla paylaşıldı. AKP’nin Türkiye’de sermaye sınıfının projelerinin 10 yılı aşkın süredir uygulayıcısı olduğu belirtilerek, 2001 ekonomik krizinin hemen ardından bu sürecin ülkemiz ayağında üzerine düşeni yerine getirmek için kolları sıvadığı ifade edilen raporda, “Kentlerimizin ve doğal kaynaklarımızın yağmalanması ve yeniden ‘yapılandırılması’ üzerine bir ekonomik döngü inşa ederken hem geleneksel siyasi argüman olan ‘icraat’ı ön planda tuttu, hem de akıl almaz bir ‘rant’ döngüsü yaratmış oldu” değerlendirmesi yapıldı. AKP’nin her kriz döneminde kentleri yapboz tahtasına çevirdiği, genel ve yerel seçim süreçlerinin bu durumun en radikal şekilde sahnelendiği süreçler olduğu belirtilen raporda, “Bu süreç kamusal alanlar, ormanlar, su havzaları, dereler gibi kamuya ait olan her şeyin para ile değiştirilebilir bir değerinin olduğu tezi üzerine inşa edildi” denildi. İstanbul’un merkezi yönetim bir yana, 20 yıldır bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetildiğine vurgu yapılan araştırmada, usulsüzlükler ve kente karşı işlenen suçlara yönelik uygulama örnekleri özetle şöyle sıralandı: Endüstri mirasının dönüşümü: Galataport, Haliçport. Kültür Varlıklarının Dönüşümü: Narmanlı Han, Rumeli ve Afrika hanları, Vahdettin Köşkü. Yok Edilen Tarihi Miras: Tarlabaşı Yenileme Projesi, Yenikapı Miting Alanı, Yedikule Bostanları, Yok Edilen Siluet: 16.9, Haliç Metro Köprüsü. Yok Edilen Endüstriyel Miras: Şişli Likor Fabrikası. Yok Edilen Eğitim Alanları: Şişli Endüstri Meslek Lisesi, Etiler Polis Okulu, YTÜ Çağlayan Kampusu. Yok Edilen Kamusal Alanlar: Ali Sami Yen Stadı. Yok Edilen Yeşil Alanlar: Maslak 1453, 3. Köprü Projesi... Gezi Direnişi sırasında Twitter üzerinden arkadaşlarına bilgi veren 29 gencin yargılanmasına İzmir’de başlandı ‘Başbakan da gelsin’ OZAN YAYMAN İZMİR Gezi Parkı Direnişi’nin İzmir bölümüne katılan ve gelişmeleri internetten izleyerek kent merkezi hakkında arkadaşlarına Twitter üzerinden bilgi veren gençlerden 29’u hakkında, “Başbakan’ı mağdur” ve “halkı tahrik” etme suçlamasıyla açılan dava İzmir’de başladı. İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki davanın siyasi içerikli olduğunu savunan sanık avukatları, yok hükmündeki delillerle yargılama yapılamayacağını vurguladılar. İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşma, katılımcıların sayısı dikkate alınarak daha büyük olan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Yargılanan 29 sanıktan 20’si duruşmada hazır bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2 Haziran 2013 tarihinde “Twitter belası” açıklaması yaptığı ve 3 Haziran günü söz konusu yargılamanın dayanağı olan soruşturma sürecinin başladığına dikkat çeken avukatlar, “Başbakan madem mağdur, İzmir’deki davaya gelsin ve duruşmalara katılsın” çağrısında bulundular. Soruşturmayı yapan kolluk kuvvetleriyle iddianameyi hazırlayan savcı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da bildirdiler. Tutuksuz sanıkların büyük bölümü de ifadelerinde, attıkları mesajlarda hiçbir suç unsuru olmadığını vurguladılar. Bir sonraki duruşma 21 Nisan 2014 tarihine ertelendi. PKK’liler yol çalışmasında önlem alan güvenlik güçlerine ateş açtı Roboski’de gerginlik MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesinde 28 Aralık 2011’de 34 kişinin bombalanarak öldürüldüğü yere yapılan güvenlik yolu nedeniyle yaşanan gerilim sürüyor. Terör örgütü PKK üyeleri, yol çalışmalarında önlem alan güvenlik güçleri ile iş makinelerine ateş açtı. Güvenlik güçleri ateşe karşılık verirken, yaklaşık 500 köylü, olası çatışmanın önüne geçmek için sınırda oturma eylemi başlattı. Köylüler, katliamın yaşandığı yere güvenlik yolu yapılmasına “Acımıza saygı duyulsun. Evlatlarımızın öldürüldüğü yerin üzerinden yol geçirilmesin” diyerek tepki gösterdi. Bölgede güvenlik önlemi alan askerler ve iş makinelerine dün, sınırın Irak tarafından terör örgütü PKK üye lerince taciz ateşi açıldı. Atılan bir roketatarın isabet ettiği bir iş makinesi hasar gördü. Bunun üzerine bölgede güvenlik önlemi alan askerler de PKK’lilerin bulunduğu bölgeye ateş açtı. Zaman zaman karşılıklı ateş açmalar sürerken, bölgeye helikopterlerle askerler indirildi. arış süreci sırat köprüsünde’ Katliamda yakınlarını kaybedenlerden Veli Encü, askerlerin bölgeye tank ve top atışı yaptıklarını belirterek “Başbakan Erdoğan, ‘Barış sürecini bozan, sabote eden karşısında bizi bulur’ diyor ama süreci kendi elleriyle bozuyor. Bilinmelidir ki Roboski’de barış süreci sırat köprüsü üzerindedir. Yaşanabileceklere engel olunmazsa ortada barış süreci kalmaz” dedi. ‘B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear