23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2014 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR Çağdaş sanat çöpe gitti Temizlik görevlileri 10 bin Avro’luk eseri çöp sandı ma ihtiyacından doğduğunu söylüyor. Mıhçıoğlu, direnişi yalnızca politik değil, felReFrame (YeniKadraj) çizgi roman sergisefi temelle ele aldıklarını anlatıyor: si, Türkiyeli, Cezayirli ve Britanyalı genç sa“Gezi olaylarının ardından Türkiye’nin natçıların günümüz Avrupa’sına ve Avrugündeminin dışarıdan manipüle edildiği pa Birliği’ne (AB) bakışlarını yansıttıklaargümanı iktidar tarafından kullanıldı. Bu rı çalışmalardan oluşuyor. Öncesinde Londnoktada İngiliz mentalist Derren Brown’un ra ve Cezayir’e konuk olan, 28 Şubat’a katekniklerinden yararlandık. Manipülasyon dar Beyoğlu’ndaki Çevre ve Kültür Değernedir, şeytani bir şey mi yoksa hayatın akılerini Konuma ve Tanıtma Vakfı (Çekül) bişı içinde neden sonuç ilişkileri de manipünasında görülebilecek serginin küratörlüğülasyon olarak açıklanabilir mi? Ayrıca manü, Türkiye’nin tek çizgi roman nipülasyon somut gerçeği festivali Istanbulles’un genel değiştirir mi? Gezi Parkı’nı koordinatörü Canan Maraşlıgil savunmak somut bir geru Cezayirli çizer Sofiane üstleniyor. çekti. Dünyanın en büyük Belaskri çalışmasında, Sergiye Türkiye’den Naz komplosu da olsa bu somut Avrupa’nın kapılarının Tansel, Murat Mıhçıoğlu ve gerçek değişmez.” Cem Özüduru, Cezayir’den İngiliz çizerlerin çalışmalarıdışarıdaki ülke insanlarına Sofiane Belaskri, Mahmona ülkelerindeki AB tartışmakapalı olmasını eleştiriyor. ud Benameur, Soumeya Ouaları yansımış. Olumlu ve eleşAkdeniz’in karşı kıyısına rezki ile Britanya’dan Hannah tirdikleri yanlarıyla AB’ye ilişBerry, Daniel Locke ve İLYA kin düşüncelerini kâğıda döken geçmek isteyenlerin katılıyor. sanatçılardan İLYA, “Birleşik önünde ‘Schengen Maraşlıgil, üç ülkedeki çizKrallık bugün AB’ye evet ve duvarı!’ olduğunu gi roman festivallerinin ortaklıhayır diyenler olarak bölünsöylüyor. İşin ironik yanı ğıyla hazırlanan projenin amacımüş durumda. Ancak bir renı, “Avrupa teması üzerinde, ferandum yapılsa, kimse ceise bu çalışmayı yapan demokrasi, düşünce özgürlüğü vap verecek kadar bilgi sahiBelaskri’nin Londra’daki hakkında birlikte düşünmek” bi değil. Ben de bu zaafı gössergi için Schengen vizesi olarak özetliyor. termeye çalıştım” diyor. Neden bu ülkelerin belirlendiCezayirli çizer Sofiaalamamış olması. ğini ise şöyle açıklıyor: ne Belaskri çalışmasında “Bunlar Avrupa’nın dışınAvrupa’nın kapılarının dışarıda sayılabilecek ülkeler. Birleşik Krallık evet daki ülke insanlarına kapalı olmasını eleştiriAB üyesi ama şu an orada, birlikte kalmak yor. Çizgi romanında, ülkesinde, Akdeniz’in ya da çıkmak üzerine yoğun bir tartışma karşı tarafına yerleşebilmek için her şeyi yapvar. Özellikle bu ülkelerin Avrupa’ya bakışı maya hazır genç Cezayirlilerin olduğunu anönemliydi, her ülke başka bir bakış açısı gelatan Belaskri, ama önümüzde bir duvar var tirdi. Ayrıca bu sergi genç sanatçıların sesini diyor: Schengen duvarı. duyurması açısından da önemli. Çünkü poliİşin ironik yanı ise bu çalışmayı yapan tikacılardan ziyade, sanatçılar daha çok şey Belaskri’nin Londra’daki sergiye katılmak için anlatabiliyorlar.” Schengen vizesi alamamış olması. Kendini aşaTürkiye’nin sergideki çalışmalarında Geğılanmış hissettiğini, kırıldığını anlatan çizer, zi Direnişi öne çıkıyor. Studio Rodeo çiz“Elbette bunun halkla ilgisi yok. Bürokrasiygi roman topluluğunun kurucusu Murat le ilgili bir sorun” diyor. Mıhçıoğlu’nun yazdığı metinleri, Naz TanİLYA bu noktada yeniden söz alıyor: “Hüsel ve Cem Özüduru resimlemiş. Mıhçıoğlu, kümetlerle halkın arasında çok büyük fark Avrupa temalı sergide, Türkiye’nin Gezi’yle var. Buradan bunu öğreniyoruz. Her yerde temsil edilmesinin, hem zamanlamanın denk aynı durum yaşanıyor. Oysa arkadaş olmadüşmesi hem de yaşananları derli toplu anlatmızı engelleyen hiçbir şey olmamalı.” ASLI ULUŞAHİN Dostluğa Schengen duvarı 13. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali sona erdi ReFrame çizgi roman sergisi, Türkiyeli, Cezayirli ve İngiliz sanatçıların Avrupa’ya eleştirilerini yansıtıyor Kültür Servisi İtalya’nın Bari kentindeki Sala Murat Galerisi’ndeki bazı sanat yapıtları çöp sanılarak atıldı. Gazete kâğıtları, karton ve yere serpilmiş kurabiye parçalarından oluşan çağdaş sanat yapıtlarının kayıp olduğunun fark edilmesinin ardından temizlik görevlisinin yapıtı çöp sanarak attığı anlaşıldı. Temizlik şirketi, sigortalarının 10 bin Avro değerindeki zararı karşılayacağını belirtti. Yapılan açıklamada, “Görevlinin çöpe attığı nesnelerin sanat yapıtı olduğunun farkında olmadığı açık” denildi. Öte yandan, bir sanat yapıtının yanlışlıkla çöpe atılması na ilk kez rastlanmıyor. Daha önce 2001’de Londra’daki Eyestorm Galerisi’nde bira şişeleri, kahve bardakları ve dolu kül tablalarından oluşan bir Damien Hirst çalışması ile 2004’te Alman sanatçı Gustav Metzger’in gazete kâğıtları ve kartonlardan oluşan bir yapıtı Tate Britain’daki sergide çöp sanılarak atılmıştı. İşçilere saygılı sanat istediler Kültür Servisi Suudi Arabistan’da inşaatlarda çalışan işçilerin çalışma koşullarına dikkat çekmek isteyen bir grup, New York’taki Guggenheim Müzesi’nde eylem yaptı. Eylemin burada yapılmasının nedeni ise Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dhabi şehrinde bu müzenin bir şubesinin açılacak olması ve müzenin inşaatında çalışan işçilerin kötü çalışma koşullarıydı. “Guggenheim Abu Dhabi’yi kim inşa ediyor?” sloganları atan eylemciler, müze alanında flamalar açtı. Eylemciler, gösterilerinin amacının “sanat dünyası ile uluslararası para arasındaki ilişkiye dikkat çekmek” olduğunu belirtti. “Daha etik, insan ve işçi haklarına saygılı bir sanat dünyası” isteyen göstericiler, işçilerin kötü şartlarda çalıştırıldığı müzelerde eserler sergileyen sanatçıların da suça ortak olduğunu vurguladı. New York’ta Abu Dhabi’deki müze işçileri için eylem “Balık ve Kedi” Yılın keş!fi ‘Balık ve Kedi’ Kültür Servisi 13. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali önceki gece Unter’de yapılan ödül töreniyle sona erdi. Uluslararası Keş!f Yarışması’nda “İlham Veren Yönetmen” ödülüne İranlı yönetmen Shahram Mokri, “Balık ve Kedi” (Fish&Cat) filmiyle değer görüldü. Bu yıl çeşitli ülkelerden 9 filmin yarıştığı bölümde birinciyi Mehmet Günsür, Michael Hausman, Dennis Lim, Philippe Falardeau ve Christoph Terhechte’ten oluşan jürisi belirledi. “Balık ve Kedi” filmi Sinema Yazarları Derneği Jüri Özel Ödülü’nün de sahibi oldu. Jüride Burçin Yalçın, Cem Altınsaray ve Müge Turan yer alıyordu. Gecede Türkiye’den Kısalar İzleyici Ödülleri de sahiplerini buldu. 18 kısa filmin gösterildiği bölümde en iyi kısa film Azra Deniz Okyay’ın yönettiği “Küçük Kara Balıklar” seçilirken, Can Evrenol’un “Baskın”ı ikinciliği, Onur Yağız’ın “Patika / Patika” (The Country Road) adlı kısa filmi de üçüncülüğü aldı. Okyay, !f İstanbul’un konuğu olarak yurtdışındaki bir festivale konuk olma hakkı kazandı. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, bürokrat koltuğundan sahneye indi Makam geçici, sanat kalıcı u ‘Tiyatrocunun yeri sahnelerdir’ diyen Kurt, Yunus Emre’nin yaşamöyküsünü iç içe geçen farklı öykülerle anlatan ‘Bizim Yunus’ adlı oyunu yönetti. Kurt, Sönmez Atasoy’un oyununu yorumlarken ‘Gönül kilidimizi açık tutalım, esas olan bu’ diyor. “Yıllardır tiyatronun içindeyim, bugüne değin pek çok oyun yönettim. Ancak bu oyun, benim genel müdür vekili olduktan sonra yönettiğim ilk oyun. Bir yönetmen, tiyatro adamı olmaktan ziyade, bir müdür olarak anılmak istemedim. Çünkü bir tiyatrocunun yeri her zaman sahnedir. Genel müdür kimliğimden ziyade, bir yönetmen, bir oyuncu olarak SELDA GÜNEYSU ANKARA Ankara Devlet Tiyatrosu’nun (ADT) Stüdyo Sahnesi’nde, 2011 yılında yaşamını yitiren tiyatro sanatçısı Sönmez Atasoy’un kaleme aldığı “Bizim Yunus” oyunu izleyiciyle buluşuyor. Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü ve mutasavvıf Yunus Emre’nin öyküsünü bugüne taşıyan, iç içe geçen farklı öykülerle Yunus’un özünü anlatan bir oyun. Oyunun yönetmeni ise bugüne değin her ne kadar tiyatro ile iç içe olsa da sonuçta artık bir bürokrat; DT’nin genel müdürü Mustafa Kurt. Ancak Kurt, bu oyunla, “bürokrat kimliğinden sıyrılarak, sahneye uzandığını” belirtiyor; “Bir tiyatrocunun yeri her zaman sahnedir. Genel müdür kimliğimden ziyade, bir yönetmen, bir oyuncu olarak anılmak isterim. Sonuçta makamlar geçici, sanat ise kalıcıdır” diyor. Mustafa Kurt ile yönetmenliğini üstlendiği “Bizim Yunus” adlı oyun üzerine söyleşmek istediğimizi aylar öncesinden belirtmiştik. Ancak Kurt, bugüne değin Cumhuriyet’in talebini geri çevirdi. Sonunda kabul etti; söyleşiye başlamadan önce de bu durumun nedenini anlattı: anılmak isterim. Sonuçta makamlar geçici, sanat ise kalıcıdır. Siz, bir tiyatro adamı olarak benimle konuşmak istediğinizi belirtince, kabul ettim.” ‘Sönmez Atasoy’u anıyoruz...’ Mustafa Kurt Kurt, oyunun yazarı Sönmez Atasoy’un tiyatronun çok değerli oyuncusu ve yönetmeni olduğunu belirterek, DT’nin bölgelerinde daha önce Recep Bilginer’in yazdığı “Yunus Emre” oyununun sahnelendiğini dile getiriyor: “Biz, bir dünya Yunus’u, şiirleriyle bize ışık tutan, dünden geleceği gören bir Yunus Emre oyunu hayal etmiştik. Şüphesiz Bilginer’in metni de çok değerli, ancak Atasoy’un metni bize daha güncel ve çarpıcı geldi. Hiç ajitasyon yapmadan Yunus’u anlatan bir oyun. Ayrıca biz bu oyunla, Atasoy’u anmak istedik.” bunun da Yunus’un sonsuzluğuna işaret ettiğini” belirterek oyunun özelliklerini şöyle sıralıyor: “Yunus’un sırtında bir heybe dolusu alıçla Hacı Bektaş Veli’nin kapısını çalmasından tutun da İzmir’deki rayların sökülmesine kadarki öyküye dek bambaşka öykülerle bir Yunus bu, ‘Bizim Yunus’. Oyun içinde oyun durumu. Dekorda da öyle bir şey yapalım ki, metinde tarif edilenden uzak olmasın, ama sonsuzluğa da uzansın istedik. Dolayısıyla raylardan yola çıktık. Rayları sonsuzluk işaretine çevirdik. İşaretin içindeki boşluklardan da bir ‘çilehane’ yarattık. Yunus sonsuzluğun içinden çıkıp bugüne geliyor.” ‘Gönül kilidini açık tutarsan eğer...’ Oyunda, inceden inceye “bir kişiyi yâd etmek için mezar arayanlara, mezar başında nöbet tutanlara” da bir gönderme var. “Yunus’u 40 yere gömmüşler, Yunus aslında burada” diyor oyuncu kalbini göstererek. Kurt da bu sahneyi anımsatıyor; “İnsan içinin kilidini açabilirse, sevgiyi değerli kılabilir. Gönül kilidimizi açık tutalım, esas olan bu. Oyun belki de bu nedenle özel bir metin” görüşünü dile getiriyor. Raylardan sonsuzluğa... Oyunun dikkat çeken unsurlarından biri dekoru. Dekor, sekiz çizen tren raylarından oluşuyor. Kurt, “dekorun sonsuzluk işaretini meydana getirdiğini,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear