25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ŞUBAT 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP çok büyük tartışmaların yaşandığı Parti Meclisi toplantısında 30 Mart yerel seçimlerinde İzmir, İstanbul ve Ankara’nın ilçelerinde göstereceği belediye başkan adaylarının isimlerini belirledi. CHP’nin ‘kaleleri’ olarak bilinen ilçelerde mevcut belediye başkanlarının neredeyse tamamının değiştirilmesi çok büyük yankı yarattı. Dün sabah 07.00’de sona eren uzun gecenin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile parti yönetiminin tercihlerinin gerekçelerini konuştuk. Şu mesajları verdi: “CHP’nin yenileşmeye ve yeni yüzlere ihtiyacı var. CHP’yi ve Türkiye’yi geleceğe taşımak yeni kadrolarla olur. Aday tercihlerimizle halka verdiğimiz mesaj çok net: Daha fazla kadın, daha fazla genç ve daha fazla yeni yüz... CHP tarihinde bu kadar çok kadın, bu kadar çok genç, bu kadar çok eğitimli aday hiç gösterilmemişti. Şimdi Avcılar’da Handan Toprak, Beyoğlu’nda Aylin Kotil, Muratpaşa’da Sultan Yeğen, Konak’ta Sema Pektaş kadın adaylarımızın sadece birkaçı. Benzer biçimde Çankaya’da Alper Taşdelen, Beşiktaş’ta Murat Hazinedar, Eyüp’te Ferzan Özel, Başakşehir’de Özgür Karabat, Küçükçekmece’de Gökhan Gümüşdağ ve Aliağa’da Barış Eroğlu, artık CHP’nin genç, dinamik ve yeni yüzleri.” aday gösterilmeyen arkadaşlarımıza ait. Siyaset kişisel hırsların tatmin yeri değil, halka hizmet etme aracıdır. Bu yüzden kesinlikle kişiselleştirilemez. Protestoları demokrasinin bir yansıması olarak görüyoruz ve kesinlikle şiddetle bastırmak gibi bir duruşumuz olmadı ve olamaz.” 5 “torba yasa”yla “hop” diye giriveriyor. Türkiye’de yasalar açık değil... Yargı sistemi buna göre işliyor... Bakkaldan sakız çalan çocuk 5 yıl hüküm giyerken, yolsuzluğun babasını yapanlar üçbeş ay yatıp çıkıyor. İnternet yasaklarına karşı eylem yapmak bile suç bu ülkede... Kahraman polisimiz hemen görev başında! Gösteri yapanlar bu ülkenin gençleri değil sanki. Düşman! Sayıları 100 bini bulan okul müdürlerinin, müdür yardımcılarının tümünün görevlerine son verilecek! Neden? Gerekçe “paralel yapı”, ama kılıfı “dört yıl yöneticilik” yapmış olma... HHH Hani var ya işlerine gelmediği zaman gençler için söyledikleri: “Marjinal gruplar!” Demek ki Milli Eğitim’de de “marjinal gruplar” var! Canım ciğerim, bunların hepsi “demokratik paket” kapsamına giriyor. İktidar gücü baskıcı bir rejime dönüşürse, demokrasi ve özgürlükler ayaklar altına alınır. Bunlar unutuluyor! Burada CHP’ye önemli bir görev düşüyor, ama partide ideolojik sapma ya da boşluk var. Sosyal demokrat bir parti sermayeemek çelişkisini görmek zorundadır. Sermayenin denetiminde olmamalıdır! Anlayan anlar! O zaman lider ne diyorsa, CHP’nin en alt birimi de aynı dili konuşur! Şunu da söyleyeyim: “Taşıma suyla değirmen dönmez...” HHH Bir demokrasi ve özgürlük masalı anlatılıyor yıllardır... Kes yapıştır! Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, vurgun ve soygun! Bir diktatörlük düzenine doğru adım adım ilerlemek! Medya gücünü elinde bulundurmanın dayanılmaz rahatlığı... Ey CHP, bu ülkede sosyalistleri, komünistleri, devrimcileri, yurtseverleri, demokratları, çevrecileri, emekçileri, üreticileri görmezden geliyorsun! Daha açıkçası ayağına kurşun sıkıyorsun; büyük sermayeye teslim oluyorsun! Acaba bunların farkında mısın? Kadın ve gençlere öncelik Kılıçdaroğlu tartışılan tercihlerin gerekçesini Cumhuriyet’e anlattı ‘Yeni Yüzlere İhtiyaç Vardı’ nüyoruz. Partimize hizmet edilecek yerler sadece belediye başkanlıkları değil. Yönetim kademeleri var, milletvekillikleri var. Bakın Murat Karayalçın, Ercan Karakaş gibi isimler partimizin her kademesinde sorumluluk üstlenmeye devam ediyor. Bugün görevlerini yeni arkadaşlara bırakan arkadaşlarımızın da deneyimlerini genç nesillere aktarmasını bekleriz.” “Parti yönetiminin tercihlerine yönelik insani tepkiler olabilir. Tepkilerin büyük bölümü “Sayın Turgut Dibek’in istifası da seçim bölgesi ile ilgili tercihimize bir tepki. Kendisi çok değerli bir arkadaşımızdır. Ben bu konuda sağduyu ile hareket edeceğine inanıyorum. Ben de kendisiyle konuşacağım.” sağduyulu davranacaktır Dibek Ey CHP, Ayağına Kurşun Sıkıyorsun!.. Çoğu kez duygu ırmağı içinde buluyorum kendimi, kimi zaman umutlu, kimi zaman ise hüzünlü... Genç ölümler canımı yakıyor; baskı, şiddet, adalette eşitsizlik... İnsan haklarının yaşam biçimi olmaması, demokratik düzenin, hukuk devletinin altının oyulması. Türkiye’de tüm siyasal partilerin, 1980’in darbe hukukuyla tümleşip aday belirlemeleri... Ben yaptım oldu! Önce CHP’ye bir bakın... Lider Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını dinleyin; sonra yardımcılarının, milletvekillerinin, il, ilçe başkanlarının... Çantada keklik gibi görülen yerlere atanan adaylar... Birbirini yiyen, her türlü iftirayı atan, sosyal demokrat ilkeleri bilmeyen bir düşünce yapısı... HHH Demokratik düzen ayaklar altına alınırken, demokratik kurumlar dışlanırken, sosyal demokrat bir parti niçin halkın güvenini kazanamıyor? Çünkü CHP henüz sosyal demokrat bir parti olamamış, kendi kadrolarını kuramamış. Doğru dürüst bir örgüt yapısı olmayan, liderinden en küçük örgütüne aynı dili konuşmayan, ideolojiyi paylaşmayan bir parti yüzde 28’leri başarı sayacak, halkın değil birilerinin çıkarlarına hizmet edecek... Olay bu denli basit; karışık gözükse bile... Bu düzen tüm kurumların içini boşaltırken CHP de payına düşeni fazlasıyla aldı. Acı ama gerçek olan, emekçinin, yoksulun, üreticinin oyunu alamaması... Bundan sonra da alamayacak, bu düşünce yapısıyla gidip sosyal demokrasiyi özümseyemezse... HHH Bilerek, isteyerek, inadına, sık sık aynı kelimeleri kullanıyorum... Barış! Sevgi! Aşk! Baskıcı bir kuşatma altındayız... Özgürlüklerimiz giderek kısıtlanıyor, eskiden yasayla çıkan düzenlemeler şimdilerde “torba yasa”yla çıkıyor. İktidarcemaat savaşı sürerken, araya kimi yasaklar Protesto demokrasi göstergesi “Türkiye’nin yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyduğu böylesine kritik bir dönemde CHP’nin tarihsel bir görevi var. Ülkeyi AKP zihniyetinden kurtarmak zorundayız. O yüzden enerjimizi iç çekişmelere harcayamayız. Belediye meclis üye adaylarımızın belirlenmesinin ardından CHP artık yüzünü dışa dönmeli. Ülke sorunlarını çözeceğine ilişkin halka güven vermelidir. Tüm önceliğimiz bu olmalı...” çekişme bitmeli, yüzümüz dışa dönmeli İç “Tabii CHP’de bugüne kadar fedakârca görev aldıktan sonra yerlerini gençlere ve yeni arkadaşlarımıza bırakan başkanlarımıza da teşekkürü borç biliyorum. Parti Meclisimizin kararları karşısında burukluk hissi içinde olmaları doğaldır. Olağanüstü çabalar gösterdiler. Hiçbirinin hizmetini unutmayacağız. İleride kendilerinden partinin değişik kademelerinde faydalanmayı düşü Burukluk olması doğal Kocaoğlu ve Sarıgül’e danışmak doğal CHP Parti Meclisi toplantısı yapılırken İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Sarıgül ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun istedikleri isimlerin aday gösterilmesi için parti yönetimini istifa ile tehdit ettikleri bilgisi kulislere yansımıştı. Kılıçdaroğlu bu iddialar konsunda da şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir kente ilçe belediye başkan adayı belirlerken il başkanımız, belediye başkanımız ya da başkan adayımızdan bağımsız hareket etmemiz düşünülebilir mi? Tam tersine kendileriyle en yakın istişareyi yapmamız gayet doğaldır. Bunu bir çekişme, dayatma algısı şeklinde sunmak doğru değil.” ‘Süreç kritik eşikte’ MAHMUT ORAL HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Önder, Öcalan’ın AKP’yi ciddiyetsizlikle suçladığını söyledi DİYARBAKIR HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm süreci kapsamında cumartesi günü Öcalan ile İmralı’da yapılan görüşmenin ayrıntılarını ANF’ye anlattı. Öcalan’ın, İşçi Partisi tarafından dağıtılan sorgu görüntüleri hakkında “Çözüm sürecini bitirmek ya da itibarsızlaştırmak amacıyla sinsi bir planın parçası olarak montajlanmıştır” ifadesini kullandığını belirten Önder, Öcalan’ın demokratikleşme paketini de eleştirdiğini açıkladı. Önder, “Öcalan, ‘Demokratikleşme kaygısıyla yapmış olsalar paylaşmaları gerekirdi’ dedi. Bunun bu şekliyle, demokratikleşme değil provokasyon anlamına geleceğini beyan etti. Buna gerekçe olarak, daha henüz Mahmur Kampı’ndakilerin dönüşü için bile yasal zemin oluşturulmadığını, oysa şimdiye kadar çoktan geri dönüş yasası da başta olmak üzere birçok meselenin hazırlanmış, görüşülmüş, müzakere edilmiş olması gerektiğini söyledi” diye konuştu. Öcalan’ın TBMM’deki bazı tutanaklara müdahale edilmesini de eleştirdiğini anlatan Önder, Öcalan’ın “Sen daha Kürt’ün lafına tahammül edemiyorsun, bu kafayla mı süreci yürüteceksin? Bu kararlılığı gösteremezsen darbecilerin elinde oyuncak olursun” dediğini aktardı. Öcalan’ın demokratik bir sözleşme önerdiğini açıklayan Önder, AKP’yi süreç konusunda ciddiyetsizlikle suçladığını vurguladı. TÜRKER’İN İDDİASI: TIR’larda El Kaide’ye gönderilen para vardı! CAN HACIOĞLU HDP: Elde var sıfır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Meclis gündemindeki 5. yargı paketini eleştirdi. HDP eş genel başkanları Sebahat Tuncel ve Kürkçü, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kürkçü, paketteki özel yetkili mahkemelerin kapatılması düzenlemesine ilişkin olarak TMK 10. maddeyle yetkilendirilmiş mahkemelere dikkat çekip “Eldeki adaletsizliği gidermeden nasıl bir sonuç çıkacak? Yargılama koşulları ağır. Tutukluluk süresi 5 yıla inse de bu kadar süre yine yargıçların özgürlükçü olmayan yaklaşımıyla 5 yıl boyunca tutuklu kalmaması gereken insanlar tutuklu mu kalacak. Yasa tasarılarını önemsiyoruz, ancak AKP’nin her şeyi değiştirme tasarıları, hiçbir şeyi değiştirmiyor. Elde var sıfırla karşı karşıyayız” dedi. Kürkçü, AKP’nin yolsuzluklarla zedelenen itibarının barış sürecine güç katmayacağını vurguladı. Tuncel ise AKPcemaat krizinin ardından halka CHPcemaat seçeneğinin dayatılmaya çalışıldığını vurguladı. Amaç kendini kurtarmak Diyarbakır’da konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise demokratikleşme paketini eleştirerek “Çözüm sürecine yönelik yapılmış hamleler değil bunlar. Son paket hazırlıklarında da görüldü ki paketlerin tek derdi kendini kurtarmak” diye konuştu. Çözüm sürecinin iyi gitmediğini vurgulayan Demirtaş, “AKP ya gerçekten bütün uyarıları dikkate alıp kalıcı demokrasi adımlarına vesile olacak girişimlerde bulunur ya da çözüm sürecini kendi elleriyle sonlandırmış olur” dedi. Öcalan’ın sorgu görüntülerine ilişkin ise Demirtaş, “Bu açıklamaları yapanlar, bunu yayımlayanlar, çarpıtarak, montajlayarak servis eden çevrelerin hiçbiri Kürtlerle ilgili tek bir hak kırıntısından bile söz etmiyor. Süreci bozup savaşı yeniden başlatmak üzerine bir siyaset kurmuş durumdalar” dedi. Cumartesi günü Öcalan ile görüşen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Öcalan’ın Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’ye yazdığı mektubu vermek için dün karayolu ile Kuzey Irak’a gitti. Öcalan’ın mektupta, özellikle Kürt Ulusal Kongresi ve Suriye’nin Rojava bölgesinde yaşanan gelişmelerle ilgili görüş ve önerilerinin yer aldığı belirtildi. Önder ve Zana, Süleymaniye’ye geçerek Kürt Ulusal Kongresi’nin diğer bileşenleri ile bir araya gelecek, ardından da Kandil Dağı’na giderek PKK yöneticileriyle görüşecek. AKPGÜLEN KAVGASI İNGİLİZ MEDYASINDA ‘Namaz kılan polise 5 puan’ Dış Haberler Servisi AKP ile Gülen cemaati arasındaki kavganın Emniyet teşkilatına yansıyan çekişmesi İngiliz basınına da yansıdı. İngiliz Guardian gazetesinin haberde bazı polislerin Fethullah Gülen’e atıfta bulunarak “gölge teşkilata” yönelik baskıyı olumlu karşıladığı ancak bunun yolsuzluk soruşturmalarını meşrulaştırmaması gerektiği düşüncesinde olduklarına işaret edildi. Gerçek kimliği gizli tutulan polis “İyi işler, daha iyi maaş, terfi fırsatları hep Pensilvanya’da üslenmiş gölge İslami sisteme adanmışlığa bağlıydı. Her yeni öğrencinin kaydı, birden beşe kadar puanları vardı. Beş puan, namaz kılan, oruç tutan ve hiç alkol almayanlaraydı. Her şey polis okulunda başlıyor. Okulda çok az paranız oluyor. Hayatınızı kolaylaştırmak için bazı şeyler yapıyorlar. Bedava yemek, bedava barınma gibi. İçlerine girdiğinizde hayatınızı düzenliyorlar, kapılıp gidiyorsunuz. Mezun olduğunuzda da istediğiniz birimde başlayabiliyorsunuz.” Altı dil bilen, sınıf birincisi öğrencilerin karakol nöbetine gönderildiğini, ancak çok daha az kalifiye olanların cemaate bağlantılı üst düzey görevlere getirildiğini anlatan Yılmaz, buna karşın yolsuzluk yapanların cezalandırmasını istediğini anlattı. Haberde Gülen’e işaret edilerek “yaşlı din adamının gücü ve nüfuzu Türk siyasetinin belirleyicisi” denildi. Gazete, “Erdoğan sadece Gülen’i yok etmeye değil, yolsuzluk iddialarının üzerini örtmeye çalışıyor gibi de görülüyor” ifadelerini kullandı. Zana ve Önder Irak’a gitti ESKİŞEHİR DSP Genel Başkanı Masum Türker, ihbar üzerine durdurulan Suriye’ye giden ve MİT’e ait olduğu söylenen TIR’larda silah dışında dolar olduğunu iddia ederek “Bu dolarlar Suriye’ye gidiyor, El Kaide’ye gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanının bilgisi dahilinde taşıyorlar. Bu silahlar ve paranın birlikte El Kaide’ye gittiği tespit edilirse bu ülkenin başbakanı Lahey’de insanlık suçuyla yargılanır” dedi. Taşbaşı Kültür Merkezi’nde partisinin aday tanıtım töreninde konuşan DSP Genel Başkanı Türker, yeni internet yasasayla internetin sansürleneceğini belirtti. Suriye’ye giden MİT’e ait olduğu söylenen TIR’larda para ve silah olduğunu söyleyen Türker, “MİT ne zamandan beri Kızılay oldu? Kızılay var. O yardım malzemelerinin içinde dolar var, dolar taşınıyor. Ayakkabı kutuları yetmiyor, battaniye dolarları onlar. Bu dolarlar nereye gidiyor? Bu dolarlar Suriye’ye gidiyor, El Kaide’ye gidiyor” dedi. Terörün Finansmanıyla Mücadele Komitesi’nin 12 Şubat’ta toplanacağını anımsatan Türker, sözlerini şöyle sürdürdü. “12 Şubat AKP’nin ya düşüşüdür ya da başka tavizler vermesidir. Korkarım bu taviz Kıbrıs’la ilgili olacak. Apar topar çözüme gidelim, halkoylaması yapalım talimatları verilmeye başlandı. Bu silahlar ve para birlikte, El Kaide’ye gittiği tespit edilirse bu ülkenin başbakanı Lahey’de insanlık suçuyla yargılanır” diye konuştu. Erdoğan, ABD ile arayı düzeltmek istiyor Seçime kadar Obama ile barış DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD Başkanı Barack Obama’nın Gezi eylemlerinden bu yana arasına mesafe koyduğu Başbakan Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray ile arayı düzeltmek için harekete geçti. Obama ile son olarak Eylül 2013’te St. Petersburg’daki G20 Zirvesi’nde ayaküstü görüşen Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı seçimlerine kadar Obama ile diyaloğu yeniden başlatmak istediği öğrenildi. Erdoğan’ın bu kararı ilk olarak İsrail ile Türkiye arasındaki tazminat görüşmelerine yansıdı. Mavi Marmara baskınının ardından İsrail ile sürdürülen tazminat müzakerelerinde varılan mutabakat metni Erdoğan’a sunuldu. Erdoğan’ın ‘tamam’ demesinin ardından bir sayfalık mutabakat metninin TBMM’ye sunulması bekleniyor. Başbakanlık kaynakları, İsrail’in 25 ile 30 milyon dolar arasında tazminat ödemesinin beklendiğine işaret ederken, Erdoğan da önceki gün İHH Başkanı Bülent Yıldırım ile görüştü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise “İlişkilerin normalleşmesine en yakın dönemdeyiz” dedi. Mavi Marmara baskınında hayatını kaybedenlerden birinin yakını Cumhuriyet’e verdiği bilgide, Dışişleri Bakanlığı ile geçen hafta ailelerin avukatlarının görüştüğünü belirterek şunları aktardı: “Tazminatın Yahudi kökenli bir Türk vakfına yatırılmasını bekliyoruz. Ancak bakanlıkta yeni bilgi vermediler. Aileler ve İHH, böyle bir anlaşmanın ardından Türkiye’deki ceza davalarının düşürülmesine karşı. Bu İsrail’in affedilmesi anlamına gelir” dedi. Aynı kişi, aileler arasında tazminatın alınması konusunda ortak bir mutabakat olmadığını belirtti. İsrail, ödeyeceği tazminata karşılık iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesini istiyor. Bunun için ilk adımı da ikinci kâtip düzeyine indirilen temsil düzeyinin yeniden Büyükelçi düzeyine çıkarılması oluşturacak. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimlerine kadar dış politikada açılımları sürdüreceği de ifade ediliyor. Açılımın gündemde olduğu ülkeler şöyle: Kıbrıs: Türkiye, adada görüşmelerin başlaması için ABD’den devreye girmesini istedi. 2008 yılından bu yana doğrudan görüşmelerin başlaması için sürdürülen müzakereler, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın adaya yaptığı ziyaretin ardından bugün başlıyor. Ermenistan: Türkiye, Erivan ile askıya alınan protokollerin hayata geçirilmesi için Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin kararına koyduğu vetoyu kaldırdı. Ancak Erivan, 2015 yaklaşırken, Ankara’nın bu talebine mesafeli. İsviçre, ErivanAnkara uzlaşısı için devrede. Irak: Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’yi, Sünnilere karşı zulüm yapmakla suçlamış, Maliki ise “içişlerimize karışma” diyerek yanıt vermişti. ErbilAnkara arasındaki yakınlaşmanın ardından, Türkiye’ye petrol sevkıyatı için Maliki yönetimini ikna etmek üzere harekete geçildi. Ancak Maliki ile barışmak için atılan adımlar, Ankara’da Kuzey Irak yönetimi ile gizli imzanın atıldığı ortaya çıkınca sonuç vermedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear