Catalog

SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER Partisinin bölge toplantılarında konuşan Kılıçdaroğlu teşkilatı uyardı: Kuyunuzu kazmayın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkede bir yönetim boşluğu olduğunu vurgularken “Başbakan, başbakan koltuğunda değil, Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı koltuğunda değil. İki farklı koltuk, iki farklı söylem... Türkiye bir kaosa terk edilmiş durumda. Yasalara göre bir sorumlu var, Başbakanlık koltuğunda oturuyor. Boynunda davul da var, ama tokmak elinde değil, tokmak başka bir yerde” dedi. CHP bölge toplantıları dün Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’ndeki toplantıyla başladı. Toplantıya Ankara, Çankırı, Çorum, Kırşehir, Kırıkkale, Bolu, Düzce, Yozgat, Kastamonu, Bartın, Zonguldak ve Karabük örgütleri ile parti yöneticileri katıldı. Kılıçdaroğlu açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’nin 9 ayrı bölgesinde örgütlerle bir araya geleceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini vurgularken şu görüşleri dile getirdi: “Ülkede boşluk var mı? Kaos, işsizlik, yoksulluk var mı? Hepsi var. Adalet de yok. Her yurttaş düşünecek, ülkenin tarihine bakacak. Bugüne kadar krizlerden, olumsuzluklardan kurtaran parti hangisidir? Vatandaşım bunu oturup düşünecek. En karanlık günlerinde, tarihin hangi dönemine bakarsa baksın 19192014, en kritik sorunların adeta çözülemediği bir süreçte bir parti gelmiş Uygarlık Uyuşmazlığı… Dünya Uygarlığının Öncülerinden Büyük Türk Lideri MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Asla Unutulmayacaktır. Tıp fakültesinde öğrenciyim. Çapa kliniğinde staj yapıyoruz. Prof. Dr. Tevfik Sağlam hocamız ile bir grup, asansör bekliyoruz. Asansör bozukmuş. Bir teknisyen ezile büzüle hocaya, tamir için uğraştıklarını söyledi. Hoca bize döndü: Bizim milletin makinelerle bir uyuşmazlığı var, dedi. Daha sonra bu sözü çok düşündüm. Hayatımıza daha çok makine girdikçe bu sözün daha da doğrulandığını görüyorum. Çünkü, makine dediğimiz gereç, bir işi yapmak amacıyla kurgulanmış, birbirini tamamlayan, başından sonuna kadar işleyişi düzenlenmiş teknik bir donanımdır. Nasıl çalıştığı, nasıl işlediği, bakımının nasıl yapılacağı düşünülüp tasarlanmıştır. Makine, endüstri toplumunun kültürünün ürünüdür. Endüstri toplumunun kültürüne ulaşmamış toplumun insanları “makine ile uyuşmazlık” yaşarlar. Makine olan her yerde yaşanan kazalara bakın. Maden kazaları, asansör kazaları, trafik kazaları, silahla yaşanan kazalar; makine olan her yerde “kaza dediğimiz” olaylara bakın. Ne görüyoruz? İhmal, dikkatsizlik, aldırmazlık, kayıtsızlık değil mi? Böyle görünüyor ama aslı “makine ile uyuşmazlık”tır. Bir makineyi, “bas çalıştır, bas durdur” ötesinde tanımayan insanın o donanım ile uyuşmazlığıdır sorun. Kaderci bir toplum makine ile uyuşamaz. Sorun bu. HHH Coğrafya ile de uyuşmazlığımız var. Şu bin yılların tarihsel mirası olan güzel İstanbul’a bakın. Yeşile düşman olmuş bir yapılaşma şehvetiyle yükselen kulelerin boğduğu güzelim kente bakın. Nerede park varsa imara açın, nerede bir tutam yeşil varsa kazın, bir temel atın. Bu 20 milyonun yaşadığı tarihsel kentte ne bir hayvanat bahçeniz var, ne bir botanik bahçeniz. Neden? Bunlar uygarlık simgeleri de ondan. Uygarlar, doğa ile barışık yaşarlar. Barbarlar, doğayı yağmalarlar. Coğrafya ile uyuşmazlığı olanlar, doğayı görmezler. Doğanın yeşilini, ağaçlarını, hayvanlarını, denizi görmezler. Onların gördüğü, sadece parsellenip satılacak topraklardır. Validebağ korusu çatışması da aslında “uygarlarla barbarların çatışması”dır. Gezi olaylarında yaşanan da buydu. Coğrafya ile de uyuşmazlığınız var. HHH Adalet var mı ülkenizde? Adalet, haklının güçlü olmasıdır, kısaca. Sizde ise güçlü olan haklıdır, değil mi? Yani, adaletin tam tersini, adaletsizliği yaşıyorsunuz hayatın her alanında. Yalanlar söyleniyor, içinizden homurdanıyorsunuz. Gözünüzün önünde büyük hırsızlıklar yapılıyor. “Olsun, çalıyor ama çalışıyor” diyorsunuz, öyle değil mi? Adaletle, doğrulukla, dürüstlükle uyuşmazlığınız var sizin. Dindarlık örtüsüyle örtülmesi de işin başka bir yanı. HHH Uygarlıkla uyuşmazlığınız var sizin. Onun için sizin derdiniz yok. Onun için bizim derdimiz var… u Partide dönüşüm başlattıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, kendisine verilen yetkileri kullanacağını belirterek, “Dışarıdan partiye gelenler parti tozunu yutacak” uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “Örgütlerle belediyeler arasında tartışmalar oluyor. Hiçbir örgüt üyesi belediyemizi medya önünde eleştirmeyecek” dedi. tir ve bütün sorunları çözmüştür. Gerekirse bedel ödemeyi de göze almıştır.” Kılıçdaroğlu, “CHP gelirse ülkeyi yönetemez” eleştirisine de “Doğru söylüyorlar. CHP iktidara gelirse vallahi de billahi de bunlar gibi yönetemez. Çünkü biz hırsızlık yapmasını bilmeyiz, ayıp sayarız. Biz kul hakkı yemeyiz, saraylarda yatıp kalkmayız, mütevazı evlerimizde otururuz. Biz herkesin inancına, kimliğine saygı gösteririz. Dini siyasete alet etmeyiz, dine duyduğumuz saygıdan ötürü. Etnik kimliği siyasete alet etmeyiz” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda “Sıradan bir siyasal partiye muhalefet etmiyoruz, bir AKP devletine karşı mücadele ediyoruz. Valisi, kaymakamı, emniyet müdürü, müdürleri, devleti, herkesiyle tek parti devletine karşı mücadele ediyoruz. Mücadelenin zor, güç olduğunu biliyorum, ama biz CHP’liysek, Kuvayı Milliye geleneğinden geliyorsak, hiç kimseye demokrasi yolunda pabuç bırakmayacağız. Bu, bizim bu halka verilmiş namus sözümüzANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin önümüzdeki hafta önemli gündem maddeleri, HDP’nin Soma ve Ermenek kazaları nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında verdiği gensoru önergeleri ile, yolsuzluk iddiaları nedeniyle eski 4 bakan hakkında kurulan komisyon çalışmalarından oluşacak. TBMM Genel Kurulu, haftaya Isparta Yalvaç’ta 17 işçinin kaza sonucu ölümü dür” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu, toplantının basına kapalı bölümünde “Partide sevgisizlik hâkim. Birbirimizi seveceğiz, disiplin olacak. Parti üyesi, partinin militanı olur. AKP’den oy istemeye gidiyoruz, kendi aramızdaki tartışmalar nedeniyle CHP’lileri kaybediyoruz. Partide bir dönüşüm başlattık, bana yetki verdiniz. Bu yetkiyi kullanacağım” dedi. Kılıçdaroğlu farklı siyasi çizgilerden gelenleri de “Dışarıdan partiye gelenler parti tozunu yutacak” diye uyardı. Kılıçdaroğlu, “Bu benim akrabam’, ‘bu benim köylüm’ diye oy vermeyeceksiniz, ‘kim partiyi en iyi temsil eder’ diye oy vereceksiniz. Örgütlerle belediyeler arasında tartışmalar oluyor. Hiçbir örgüt Basın önünde eleştirmeyin üyesi bizim belediyemizi medya önünde eleştirmeyecek. Belediye başkanları örgütle uğraşmayacak. Kimse birbirinin kuyusunu kazmasın. Bazıları ‘biz ulusalcıyız’ diyorlar. Ben de ulusalcıyım. Ülkeyi, bayrağımızı seviyoruz. Biz de devletçiyiz, refah devletini, herkesin refahını savunuyoruz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu “imamların düşman gibi görülmemesini” isterken “İmamları ziyaret edin. Onlar kamu görevlisi. Alın çikolatanızı gidin kapılarını çalın. Esnafı ziyaret edin. Evlere gidin, herkesin elini sıkın” çağrısı yaptı. Meclis’te gensoru haftası nün ardından gündeme gelen mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını konuşarak başlayacak. AKP ve diğer partilerden milletvekillerinin konuyla ilgili verdikleri araştırma önergeleri, 11 Kasım Salı günü Genel Kurul’da birleştirilerek görüşülecek. Tüm grupların mutabakatı nedeniyle Araştırma Komisyonu kurulması bekleniyor. Meclis; HDP’nin, Soma ve Ermenek başta olmak üzere yaşanan iş kazaları ve işçi ölümleri nedeniyle Bakanlar Çelik ve Yıldız hakkında verdiği gensoru önergelerini görüşmek üzere 14 Kasım Cuma günü de çalışacak. Eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ile Erdoğan Bayraktar hakkında yolsuzluk iddiaları ile kurulan Soruşturma Komisyonu, çalışmalarını 11 Kasım Salı günü sürdürecek. 2015 yılı bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri de sürüyor. Adalet Komisyonu’nda da yeni yargı paketi ile Yargıtay ve Danıştay’ın yapısın değiştiren yasa teklifini 11 Kasım Salı günü görüşecek.