Catalog

SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER AOÇ’de yapımı süren Başbakanlık Konutu nedeniyle devlet mezarları tahrip olabilir u Devlet Mezarlığı’nda Başbakan Bülent Ecevit’in yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşları Fevzi Çakmak ve Kurtuluş Savaşı’nda görev alan komutanlar bulunuyor. MERT TAŞÇILAR Aralarından yol geçecek İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş hakkında suç duyurusunda bulunuldu Kökleriyle Yeniden Buluşma “Cumhuriyeti Türkiye’ye o anlattı.” Ben bu başlığı nedense bir gazetenin yazdığı gibi değil de, yanlış okuyorum durmadan, nasıl bir yanılgıdır anlayamadım, tekrar tekrar şöyle okuyorum: “Cumhuriyeti bize o öğretti...” Ne kadar doğru! Yazdıklarını ilk okuduğumda şunu fark ettim: Cumhuriyet üzerine yazılacak tonlarca makalenin anlatıp öğreteceklerini, bir tek “Çılgın Türk” kitabı fazlasıyla başarabilir... Dikkat edin, okulda öğrenip not alacağınız bir konudan bahsetmiyoruz, kitapları okuyan 510 milyon insanın, tarihini, kurtuluşunu, kuruluşunu gerçek verilerle öğrenmesinden bahsediyoruz. Ki bu kurtuluş ve kuruluş süreci, 75 milyon insanın doğuşunu, evlenip çoluk çocuk sahibi oluşunu, işini, eğitimini, kısaca her türlü varoluşunu borçlu olduğu süreçtir... Bugünkü Türkiye’dir bahsettiğimiz... Ama, kazanılamamış bir savaş, kurulamamış bir ülke, olunamamış bir millet, bugün hayatta olmayan 75 milyon demektir! HHH Hepimiz bu topraklar üzerinde rastlantıların bir araya getirdiği insanların ilişkilerinin çocuğuyuz... Dikkat: Bu topraklar üzerinde! Sınırları, ülkesi, bayrağı, devleti ve var olan koşullarıyla... RTE, Gül ve bütün diğerleri; herkes dahil! Hayat bir sürekliliktir, bir yere yerleşir ve orada bütün ilişkileriyle kendini yeniden ve yeniden üretir... Türkiye olamasaydı, büyük bir olasılıkla, bir arada yaşayan 5 nesil içinde bu süreklilik olamazdı... Parçalanmış insanlar çeşitli yerlerde varlıklarını sürdürecekti, ama bambaşka ilişkilerden bambaşka insanlar doğacaktı... HHH Bu kadar basit bir gerçeği niye dile getiriyorum burada! Kafayı yedim de ondan! Tozu dumana katanların, Kurtuluş Savaşı’na ve kuruluşa veryansın edenlerin, “O da kurtuluş savaşı mıydı?” diyen tarihçi kılığındaki ahmakların kol gezdiği ve el üzerinde tutulduğu bir coğrafyada yaşamanın dayanılmaz ağırlığı... Ve kendini inkârın... İşte Turgut Özakman, adım adım, yavaş yavaş, olgunlaşa olgunlaşa, milletin büyük tarih öğretmenliği rolüne soyundu! İnsanların, oldun 67 hadi işin bitti yürü git diye emekli edildiği ve toplumun onlara deneyimlerini aktaracağı veya yeniden var edeceği yeni ortamlar yaratamadığı koşullarda, Özakman, 83 yaşında hâlâ belge topluyor ve Çanakkale destanını yazıyordu! Özakman, millete, kaybettirilen ve kurutulan köklerini gösterdi... Büyük olayların, olgulara dayanarak içinde hiçbir gerçekdışı olmadan, ama masalsı bir dille nasıl yazılması gerektiğini ondan öğrendik... Özakman, milletin, var oluşuyla yeniden büyük kucaklaşmasının adıdır! Bence hiçbir işi yarım kalmadı, büyük görevini tamamlayarak aramızdan ayrıldı... Destanlarının nesilden nesile okunacağını şüphesiz ki adı gibi bilerek... Güle güle... ANKARA Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) yapımı süren Başbakanlık Konutu için Devlet Mezarlığı içerisinden çok şeritli bir protokol yolu geçirilecek. Yol projesinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın emri ile verildiği belirtildi. Devlet Mezarlığı’nda ise Başbakan Bülent Ecevit’in yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşları Fevzi Çakmak ve Kurtuluş Savaşı’nda görev alan komutanlar bulunuyor. AOÇ’de Başbakanlık Konutu’nun yapımı devam ediyor. Konut için AOÇ’nin tarihi çekirdek alanı çevresinde 40 metre genişliğinde yol inşaatları sürüyor. Bu amaçla protokol yollarına ek olarak Devlet Mezarlığı içerisinden de yol yapımı planlanıyor. “Başbakanlık kampusu ve civarındaki yollara ilişkin koruma amaçlı nazım imar planı” kapsamında hazırlanan ek protokol yolu, Devlet Mezarlığı’na Gazi Mahallesi Silahtar Caddesi’nden giriş yapılacak şekilde planlandı. Bu noktadan giriş yapan protokol yolu, mezarlıkların yanından geçerek tören kapısına kadar ilerleyecek. Bu doğrultuda tören kapısı da kapatılarak iptal edilecek. Plana göre yol yapım çalışmaları mezarların çok yakınında olacak. Bu kapsamda mezarlara zarar gelmesi de ihtimal dahilinde. Devlet Mezarlığı’nda ise eski Başbakan Bülent Ecevit ile Atatürk’ün silah arkadaşı Fevzi Çakmak’ın yanı sıra Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay, Kazım Özalp, Kâzım Karabekir, Refet Bele gibi Kurtuluş Savaşı’nda görev almış komutanlar yatıyor. Yol kararı için gerekli izinler de alındı. Aynı zamanda geçen ay Başbakanlık Konutu’nun yapıldığı alana ek olarak AOÇ arazisinden 271 bin metrekare daha kopartılmıştı. Kopartılan alanda Atatürk’ün doğduğu ev olan Selanik’teki evin birebir aynısının da olduğu “Atatürk Evi”, arazilerin Başbakanlık’a verilmesiyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı Kamu davası açılsın CHP’li İBB Meclis üyesi Dr. Hakkı Sağlam da konuyu yargıya taşıdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Sağlam, kaçak ve yıkılması gereken bina kiralandıktan sonra da milyonlarca liralık tadilat yapıldığına dikkat çekti. Binanın ruhsatına uygun hale getirilmediği gibi imar mevzuatına aykırı olarak yapının korunduğunu, yıkımın engellendiğini belirten Sağlam, “Yıkım kararı verilen binanın yasalara aykırı olarak kiralanması şüphelinin görevinin kötüye kullandığının açık kanıtıdır” dedi. Sağlam, Kadir Topbaş’ın görevinin gereklerine aykırı hareket ettiğini, bu şekilde İBB’nin zararına neden olduğunu vurguladı. Sağlam, Topbaş hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını talep etti. Mezarlar zarar görebilir İBB ek binası ÖZLEM GÜVEMLİ Emri Erdoğan verdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Merter’deki ek hizmet binasının kaçak olduğu ve hakkında yıkım kararı bulunduğu ortaya çıktı. 9 katlı binanın 3 katı kaçak olarak inşa edildiği için Bakırköy ve Güngören belediyeleri tarafından 2 kez yıkım ve para cezası kararı verildi. Ancak kararlar uygulanmadı. Ruhsatına aykırı olarak yapılan binanın kaçak bölümlerini yıkmak yerine kiralayan İBB Başkanı Kadir Topbaş hakkında görevi kötüye kullanma, kamuyu zarara uğratma ve imar yasasına muhalefet gerekçesiyle suç duyurusu yapıldı. Güngören M. Nezihi Özmen Mahallesi Kasım Sokak’ta bulunan bina hakkında ilk yıkım kararı 1988 yılında o dönem bağlı olduğu Bakırköy Belediyesi’nce verildi. 30 Eylül 1988 tarihli encümen kararında Kadir Aydın ve hissedarlarına ait binanın tasdikli projesine aykırı olduğu tespit edildi. kaçak çıktı Kaçak kısımların yıkılarak ruhsat ve projesine uygun hale getirilmesi için yapı tatil tutanağı düzenlendi ve para cezası kesildi. Ancak kaçak inşaat devam etti. İlçe sınırları değişince Güngören’e bağlanan ve Tayteks Limitet Şirketi tarafından alınan binanın birinci ve ikinci katlardaki çekme katlarının tam kat olarak yapıldığı tespit edilerek inşaat mühürlendi. Güngören Belediyesi’nin düzenlediği yapı tatil tutanağında, kaçak inşaat alanı 1428 metrekare olarak ölçüldü. Tüm kararlara karşın binadaki kaçak katlar yıkılmadı. Ruhsatına aykırı yapılan bina 2010’da da İBB tarafından kiralandı. Her katı 738.70 metrekare olan 9 katlı bina için bugüne kadar 990 milyon lira kira ödendi. 2010’da 87 bin 500 lira olan aylık kira 2013’te 110 bin liraya çıktı. SEVGİLİ TUNCEL KURTİZ “DEVRiMiN GÜR SESi” KAZDAĞLARI’NIN YEŞİLİNDE, PINARLARINDA, SENİNLE GÜRLEMEYE DEVAM EDECEK. KAZDAĞLARIKÜÇÜKKUYU CUMOK V E F A T Lebibe ve Salih Korkut’un kızları, şair Behçet Necatigil’in eşi, emekli edebiyat öğretmeni, sevgili annemiz, anneannemiz B A Ş S A Ğ L I Ğ I Şair Behçet Necatigil’in eşi, sevgili arkadaşımız Selma Necatigil, Ayşe Sarısayın, Hüseyin Sarısayın’ın annesi; Mehmet Esemen ve Emrecan Sarısayın’ın anneannesi, değerli büyüğümüz HURİYE NECATİGİL’i 28 Eylül 2013 günü kaybettik. Cenazesi 30 Eylül 2013 Pazartesi günü (bugün) Şişli Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. Selma Necatigil, Ayşe Sarısayın, Hüseyin Sarısayın, Mehmet Esemen, Emrecan Sarısayın HURİYE NECATİGİL’i kaybettik. Çok üzgünüz. Ailesine, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Funda Bener, Yiğit Bener, Serhat Baysan, Hasan Diker, Selda Arkan, Selim İleri, Birsen Ferahlı, Turhan Günay, Nurten Sönmemiş, Serdar Sönmemiş, Hayriye Elbi, Deniz Baysan, Lal Bener, Zeynep Gençosmanoğlu, Elif Günay, Ahmet Sönmez, Deniz Konaklı Bir çocuk daha okusun diye... 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel : 0212.274 15 02213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org • yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi: 00158007287986476 Ergenekon ve Balyoz davasının polisi ve savcıları, mahkum ettirdikleri masum insanlara da benzer soruları sormuşlardı.. Neden o meydandaydın? Neden elinde su taşıyordun, neden bu tviti başkalarına gönderdin, neden o yazarın cümlesini tvit ettin, neden gösterilerin yapıldığı meydana gittiğini duyurdun?.. Neden beyanat verdin... Neden, neden.. Engizisyon sorgucuları gibiler.. Tabii baş sorgucuları en tepede oturuyor, bir açıklama yapıyor memur sorgucuları derhal işe koyuluyorlar.. Feysbuk’unu kapatanlar var... Her şeyi tarıyorlar, büyük bir terör estiriyorlar tabanda, anayasal özgürlüklerini ve haklarını kullandıkları için insanları korkutuyorlar: Sus, otur evinde, karışma, siyaset yapma, konuşma, gitme, gülme, bağırma. Buradan onlara ekmek çıkmayacaklarını bile bile... Ama amaç yıldırmak! Tam bir kitlesel terör... Biber gazı ve plastik merminin ardından, savcı terörünü devreye soktular... Yargıçlar Sendikası Başkanı yargıç Eminağaoğlu’na, Ankara’da büyük bir çatışmanın önlenmesi için polise bir adım geri atın, gerilimi düşürün dediği için, polisin görev yapmasını engellemek suçlamasıyla soruşturma açılıyor iyi mi! Polisin görevi neymiş böylece öğreniyoruz: Saldırmak, biber gazıyla terör estirmek, plastik mermi ve olmadı tabancasıyla insan öldürmek! Evet, polisin yasal görev tanımında olmayan ama pratik uygulaması, böylece resmen soruşturma dosyasına giriyor! Tepedeki de demokrasi paketini açıklayacakmış. Külahımı masanın önüne koyuyorum... HHH Bu iktidar, polisi ve savcıları Ergenekon’u, Odatv davasını ve Balyoz’u iyi bilirler... İlk deneyimlerini oralarda kazandılar ve şimdi de Gezi’de o tezgâhı zorluyorlar... Hiç denemesinler, ne Türkiye bütün yargı ve hukuk düzenbazlıklarının yapıldığı 20072012’lerin Türkiyesi ne de bu millet o millet... Nehirlerin altından çok su aktı... Gezi Soruşturması Avı