23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 2013 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada döndüğünü görünce toplum temsilcilerinin kılı kıpırdamıyor. Kim ki; adam Başbakan olmuş, bakanlık koltuğuna oturmuş, bu ne haldir?.. Verdiği sözü yerine getirmiyor. Hatta böyle söylediğini anımsamıyor. Tut ki söyledim yanılmışım diyor, bir güzel kıvırıyor... Çoğunluk, hatta medyamın bülbülleri “Canım, bu durumu bu kadar eleştirecek, büyütecek ne var ortada? Siyaset bu” demeye, sözünü tutmayan Başbakan’ı, bakanı eleştireni, bir güzel eleştirmeye başlıyor. Demokrasi geldi de böyle mi olduk?.. Yoksa 2002’de iktidara geleli beri medyayı susturmanın temellerini adım adım atan, uygulayan, eline geçirdiği devlet gücünü doğruları yazıp söylemeye çalışanların üzerine salarak korku imparatorluğu kuran, bugünkü ve ne çare halkımızın engin sağduyusundan kaynaklanan yanılgı sayesinde her seçimde koltuğu daha bir sağlamlaştıran RTE ile mi bu hallere düştük? Ortada bu soruyu yanıtlayacak, evet RTE, başta kendisi, demokrasiyi kullanarak ülkede inanılır, güvenilir söz sahibi bırakmadığını söyleyecek bir babayiğit yok! HHH Siyasetten bir örnek verelim. RTE ve kadrosu; Kandil’in, İmralı’nın ve Barış Demokrasi Kürt Partisi’nin; vaat ettiği gibi PKK’yi yurtdışına çektiklerini söylediler. Böylece barış sürecinin ilk aşaması tamamlandı. İkinci aşamaya, demokratikleşme dönemine girdik. Hükümet, Kürtlere özlemini çektikleri hakları, örneğin anadilinde eğitim gibi, anayasadan Türk sözcüğünün silinmesi gibi “mütevazı” dayatmaları artık gerçekleştirmenin zamanı geldiğini inanmış ki... ... Başbakan ve ilgili bakanları sürecin bu 2’nci aşamasında dayatmaları karşılayacak, gerçekleştirecek bir demokratikleşme paketi hazırlandığını ilan etti. “Bize inanın güvenin” dedi. İmralı da, Kandil de ve de BDP de inandı! HHH Günler geçiyor. Paketten sızmalar ya da bilinçli kimi sızdırmalar medyada yer almaya başladı. Pakette öyle Kürt çevrelerinin beklentilerini karşılayan temel öğeler yok!.. RTE ve bakanları, anadilinde eğitim ne demeye başladılar. Daha sonraları RTE, demokratikleşme paketinin halkımızın yıllardır beklentilerini karşılamaya çalışacağını... Kürtlere de Tunceli’nin Dersim adıyla anılacağı gibi ödünler verileceğini söylemeye ve çevresi başbakanlarını doğrulamaya, örneğin kamuda başörtüsü yasağının kaldırılacağını müjdelemeye başladı. Bu müjdeyi veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; “Paketin PKK’nin dayatmalarını karşıladığını söylemenin tam bir densizlik olduğunu” söyledi. Bu söylemin özetlediği sonuç: İmralı, Kandil ve de BDP; hükümetin demokratikleşme paketinde Kürt haklarının yer alacağı umudunu veren vaat ve açıklamalarına inanılamayacağını... ... Nihayet ve bir kez daha Başbakan’a güvenilemeyeceğini anlamanın düş kırıklığını yaşıyorlar... Kandil de süreci sonlandırırız ha diye bağırıp duruyor... Bu tehdide karşı hükümet, terörün yeniden başlaması olasılığına “kendileri bilir” diye omuz silkiyor. Umursamıyor. HHH Demokratikleşme paketini 30 Eylül Pazartesi günü açıklayacağını ilan etti RTE. Medya pazartesi günü RTE’nin basın toplantısı yerine halka açıklayacağı bir düzenleme yapılacağından söz ediyor. Bu haberler demokratikleşme paketinin barış sürecine katkı sağlayacağı sanısının çöp sepetine atıldığını ve bu paketteki kimi (örneğin kamuda başörtüsü yasağını kaldırılacak) vaatler veya yaptırımlarla; paketi RTE’nin önümüzdeki yıl yapılacak yerel ve genel seçimlerde propaganda malzemesi olarak kullanacağına işaret ediyor. HHH Ya dış politikadaki vaatleri, örneğin iflas eden Suriye politikalarına halkı inandırmak, ısındırmak için söylediklerinin inanılır, güvenilir olmadığını kanıtlayan gelişmeler. Suriye’de Esad ve Baas rejimi giderse Türkiye’yi etkileyecek neler olacağı sorusuna RTE’nin unutulmaz yanıtı şuydu: “Esad giderse Suriye’de korku, kaygı verecek hiçbir şey olmayacak!” Buyrun haberi birlikte okuyalım: “Ahrar el Şam, Tevhid ve İslam Tugayı gibi askeri alanda güçlü 13 grup; Batı’nın desteklediği Yüksek Askeri Şura’yı tanımadıklarını ve şeriat devleti kuracaklarını açıkladılar.” Evet! Suriye’de Esad’dan sonra hiçbir şey olmayacağını söyleyen RTE’ye şimdi gel de inan ve güven! HHH Zaten ülkenin, RTE’nin ileri demokrasi vaatlerine inanarak, sözüne güvenerek destek veren medyası korkuyla sindi. İktidarın emri üzerine 100’e yakın gazeteci, yazar, çizer kovuldu. İktidar eleştiren aydınlar, terör örgütü kurdu diye Genelkurmay Başkanı ve değerli generalleri subayları hapiste ve... son analizde... ... Yaşadığımız on yıl, bu dönem toplumsal büyük yanılgının ürünü değil mi? HABERLER TOPLUM olaylarının başlattığı süreçler çoğu zaman yerleşik kurumlar açısından bir çeşit sınav niteliği taşır; sarsıntılar dayanıklı olanla olmayanı belli eder, yeni yeni görüşlere pencere açar ya da tepkileri ortaya koyar. “Gezi” olayıyla başlayan dönemde olup bitenler beklenmedik bir dinamizmin doğmasına ve taze gündem maddelerinin belirmesine yol açacağa benzediği için şimdiden yeni ve doğru yorumlar gerekecektir. Örneğin Beşiktaş’taki Çarşı kendiliğinden oluşup doğal doğumla dünyaya geldiği halde, ona tepki olarak “1453 Kartalları” adıyla meydanlara direktörünün işine son verilince kulüp yöneticiliğiyle teknik yetiştiricilik ilişkisi olanca sosyolojik ve psikolojik sorunuyla gündeme yerleşti. Kulüp yönetimince teknik adamın işine son verilmesi, onun sarıkırmızılı takıma ek olarak ayyıldızlı ekibi çalıştırmayı da yüklenmesi üzerine egosunun fazla büyümesinden mi kaynaklandı, yoksa sorunun temelinde aynı adı taşıyan lise kaynaklı kulüp yönetimi ile profesyonel futbolculuktan gelen teknik adam arasındaki “klas uyuşmazlığı”ndan ötürü mü oldu bu? öyle bir soru, dolaylı olarak Türk spor dünyasının ezeli sorunlarından biri olan “okul sporu” konusunu akla getirir. Özellikle son yıllarda din ağırlıklı öğretime ağırlık veren ulusal öğretim okul sporunu bir kenara itmiş, böylece okullararası müsabakaları azaltarak hemen hemen bütün dallarda yetişkinler sporculuğunun en verimli kaynağını kurutmuştur. Bu genel ihmalden futbol da nasibini almış, unutulmaz kaleci ve çalışkan öğrenci Turgay başta olmak üzere Türkiye’ye çok başarılar kazandıran bir yığın Galatasaraylı Gran Kur sahasının duvarlarından başlayan sporculuklarını yaşamları boyunca ülkelerine adamışlardır. O yol hep izlenseydi bugünlerin “liselileröbürleri” gibi küçümseyici karşılıklı takışmaları olmazdı. Klas Uymazlığı G çıkan kuruluş “Ya Allah bismillah” sesleriyle karşıdaki surlar üstüne yürünecekmiş izlenimi verecek ve ister istemez kuşku çekecektir. alatasaray’daki Fatih Terim olayı da ilginç: Yılların teknik B Fazladan 3 milyon ödendi Emet Yeni Borik Asit ve Yardımcı Üniteleri yapım işi ihalesini 1998 yılında yine Öztaş İnşaat firması aldı. Sözleşmeye göre 2001 yılında tamamlanması gereken iş, zamanında bitirilemeyince firmaya yaklaşık 3 yılı bulan süre uzatımları verildi. Kesin kabulü 2005 yılında yapılan işin, bu tarihte yapılması gereken kesin hesabı ise yaklaşık 4.5 yıl sonra 2010’da kesildi. Hesaplama sonucunda Eti Maden İşletmeleri’nin, firmaya fazladan 3 milyon 139 bin TL ödediği ve kurumun zarara uğratıldığı belirlendi. JEAN MAURICE RIPERT Müfettişin isyanı Eti Maden İşletmeleri’nde milyonlarca liralık usulsüzlüklerin gereğinin yapılmamasına kızan başmüfettiş suç duyurusunda bulundu ALİCAN ULUDAĞ AB’den sürpriz ayrılık DUYGU GÜVENÇ ANKARA Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde milyonlarca liralık yolsuzluk yapıldığı iddiası yargıya taşındı. Kurumda görevli Başmüfettiş M.D, Eti Maden’in ihaleye verdiği üç yapım işine ilişkin yaptığı incelemede kamunun zarara uğratıldığını tespit etti. Hazırlanan raporlarda, “Emet Yeni Borik Asit Tesisi ve Yardımcı Üniteleri İşi”ni alan yüklenici firma Öztaş İnşaat Malzemeleri Ticaret Anonim Şirketi’ne 3 milyon 139 bin fazla ödeme yapıldığı tespit edilirken aynı şirkete toplam maliyeti 230 milyon lira olan başka bir işin Kamu İhale Yasası’na aykırı olarak verildiği öne sürüldü. Bu konuda soruşturma açılmasını isteyen müfettiş, usulsüzlükler hakkında gereğini yapmayan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Eti Maden’in soruşturmaya konu olan ihalelerini alan Öztaş İnşaat’ın sahibi Fethi Vehbi Özkoç’un ise Ankara’da süren “Mavi Hat” davasının sanığı olduğu anlaşıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan bir suç duyurusu, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde yapıldığı iddia edilen “yolsuzlukları” gün yüzüne çıkardı. Başmüfetiş M.D, Ankara Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusunda, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü ile yönetim ve disiplin kurulu üyeleri, Teftiş Kurulu Başkanı H.K’yi “edimin ifasına fesat karıştırma, kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olmak, irtikap, denetim görevinin ihmali, görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin suçu bildirmeme” ile suçladı. M.D’nin avukatları Orhan Şimşek ve Doğan Erkan tarafından savcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde, kurumda yapıldığı iddia edilen yolsuzluklar ve müfettişin başına gelenler anlatıldı. Dilekçenin ekinde yolsuzluğun tespit edildiği 3 ayrı rapor da savcılığa sunuldu. Dilekçede, kurumda yapılan usulsüzlükler şöyle anlatıldı: 4 2011 yılı yatırım programında yer alan 500 bin ton/yıl kapasiteli, 91 milyon 524 bin TL + 20 milyon Avro + 15 milyon dolar bedelli, “Kırka 5. Boraks Pentahidrat Tesisi Yapım İşi” ihalesi, Kamu İhale Kanunu’ndaki, “yapım işlerinde uygulama projeleri yapılmadan ihaleye çıkılmaz” hükmüne aykırı olarak gerçekleştirildi. Projelendirilerek yapılması gereken ihale, kurumun Tesis Mühendislik Hizmetleri Dairesi Başkanı D.Ö.İ’nin talimatı ve genel müdürlüğün oluruyla, kanuna aykırı olarak “belli istekliler” veya “pazarlık” yöntemine göre yapıldı. Yaklaşık maliyeti toplamda 230 milyon TL’yi bulan işin ihalesini Öztaş İnşaat firması aldı. adilat kuruma ödettirildi 4 Kırka 4. Boraks Pentahidrat Tesisi Projesi kapsamındaki kazanturbo jeneratör üniteleri yapım işi için Öztaş İnşaat ile 2 Ekim 2007’de, 10 milyon 947 bin 398 dolar + 912 bin 460 Avro + 6 milyon 590 bin 760 TL bedelli sözleşme imzalandı. Sözleşmeye göre, yapım işinin 720 günde tamamlanması gerekiyordu. Ancak 6 Ekim 2009’da tamamlanması gereken iş zamanında bitirilmedi. Kurum, talebi üzerine firmaya 3 kez cezasız süre uzatımı verdi. Verilen ek sürelerin ardından, performans testine tutulan jeneratör ve kazanlar arızalı çıktı. T Planlanan üretimin yapılması için mobil kazan temin edilmesi istenen firma, kendi kusurundan kaynaklanan kazan arızalarının giderilmesi için 41 bin TL masraf yaptı. Arıza giderim ücretini ise Eti Maden İşletmeleri ödedi. Raporun hazırlandığı 7 Haziran 2012 tarihi itibarıyla, yapım işi halen tamamlanmamış olması ve kazanların kapasitesinin çok altında çalıştırılması nedeniyle üretim kaybına neden olunmasına karşın, kurum zarara uğratılarak yapılan kesintiler firmaya iade edildi. 4 Emet I. Borik Asit Tesisi’nin kojenerasyon yapım işi sürecinde yüklenici firma Öztaş AŞ’nin o zaman da sözleşmenin gereklerini yerin getirmeyerek kurumla mahkemelik olmasına rağmen, bu kez Kırka 4. Boraks Üniteleri yapım işi bu firmaya verildi. Bu ihale konusu da yüklenici firma tarafından şartnameye uygun olarak gerçekleştirilmedi. Türk pilotları yine kayıp Dış Haberler Servisi Lübnan’da yayımlanan En Nahar gazetesi ağustos ayında İmam Rıza’nın Ziyaretçileri adlı grup tarafından kaçırılan THY pilotları Murat Akpınar ve Murat Ağca’nın başkent Beyrut’un güneyinde bulunan Dahiye Mahallesi’nden alınarak bilinmeyen bir yere götürüldüklerini ileri sürdü. Gazeteye göre yer değiştirmenin nedeni Dahiye’ye çok sayıda güvenlik gücünün getirilmesi. Bölgeye hafta başında 1000 kadar asker ve güvenlik görevlisi yerleştirilmişti. Gelişmenin pilotların kurtarılmasını zorlaştıracağı belirtilirken bazı kaynaklar, en son 29 Ağustos’ta LBC televizyonunda görüntüleri yayımlanan pilotları kaçıranların, Akpınar ve Ağca’yı kimseyle görüştürmeye niyetli olmadıklarını vurguladı. Müslüman Kardeşler için eşzamanlı olarak İstanbul ve Lahor buluşması Finansör Katar, ev sahibi Türkiye DUYGU GÜVENÇ ANKARA Mısır’daki yönetim değişikliğinin ardından İstanbul ve Pakistan’ın en büyük şehirlerinden Lahor eşzamanlı olarak Müslüman Kardeşler’e (MK) evsahipliği yapıyor. Sisi yönetiminin Müslüman Kardeşler’in her türlü faaliyetini yasakladığını ilan ettiği bir dönemde hapisteki devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin liderliğini yaptığı Adalet ve Özgürlük Partisi’nden (AÖP) 30 kadar partili İstanbul’da buluştu. Kahire ile bozulan ilişkilerini onarmak için Büyükelçi Avni Botsalı’yı yeniden görevine gönderen Türkiye’nin bu adımı ise Mısır’daki yönetime karşı tutuDr. Abdul Dardery munu sürdüreceğinin işareti u Toplantıdan çıkan kararı milletvekillerinden Dr. Dardery ‘Demokrasi gelene kadar sokakta gösteri yapmaya devam edeceğiz’ sözleriyle anlattı. olarak yorumlandı. AÖP’nin milletvekillerinden Dr. Abdul Dardery, Mısır heyetinin başkanlığını Dr. Kazzelin’in yaptığını belirtirken konferansa katılanlar arasında Müslüman Kardeşler’in şeyhi olarak da bilinen Yusuf el Karadavi de yer aldı. Konferansın açılışına Başbakan Yardımcısbı Bekir Bozdağ da katıldı. Dardery, “Başbakan Erdoğan ile görüşecek misiniz” sorusuna, “Erdoğan ile buluşup buluşmayacağımızı bilmiyorum. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile görüştük” yanıtını verdi. Müslüman Düşünürler Forumu ve Milletvekilleri tarafından düzenlenen konferansın amacını Dardery, Cumhuriyet’e, “Bu Mısır’a destek toplantısı. 30 kişilik bir heyetle geldik. Toplantının İstanbul’da yapılmasının nedeni, İstanbul’un da darbelerden çok çekmiş olması. İstanbul ayrıca insan hakları ve demokrasi savunuculuğunun liderliğini üstleniyor” diye anlattı. Dardery, Sisi yönetiminin diyalog için çağrıda bulunmadığını belirtirken, gösterilerinin devam edeceğini de belirtti. Bozdağ ise konferans sonunda katılımcıları rabia işareti ile selamlarken şu mesajı verdi: “Ülkelerinin bu konuda ortaya koydukları tavra bakarsanız bazı ülkeler burada olan bitene tartışmasız darbe olduğu halde ‘darbe’ diyemediler, demediler. Neden? Çıkar gözlüğü ile baktıkları için. Esasında insanlar ölürken, öldürülürken konuşmak yerine önce ölmeyi, öldürmeyi durdurup ondan sonra ne konuşulacaksa onun konuşulması lazım.” ANKARA AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı JeanMaurice Ripert, okul arkadaşı da olan Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande’dan daha önemli bir görev için teklif alınca Türkiye’den ayrılacağını Dışişleri Bakanlığı’na bildirdi. Ripert’in, Fransa’nın Moskova Büyükelçisi olarak kariyerine devam etmesi bekleniyor. Ripert ve Hollande, Fransız bürokrasisinin kalbi olan ENA’da başlayan okul arkadaşlıkları, siyasi kariyerleri boyunca da sürdü. Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, Ripert’in kararını geçen hafta kendilerine bildirdiğini, ekim ayı sonuna kadar görevine devam edeceğini, daha sonra da Ankara’ya veda edeceğini söyledi. Ankara, Ripert’in atandığı sırada u AB Komisyonu Türkiye’nin Türkiye AB üyeliğine karşı tutuDelegasyonu muyla bilinen Başkanı Fransa’dan JeanMaurice peşi peşine iki temRipert sürpriz silcinin göbir kararla rev yapmasıAnkara’dan nı şaşkınlıkla ayrılacağını karşılamıştı. AB ile ilişDışişleri kilerin adeBakanlığı’na ta durma nokbildirdi. tasına geldiği bir dönemde Ripert, Türklere karşı mesafeli tutumuyla dikkat çekti; Türk kamuoyundan da uzak durdu. Türk kaynaklara göre Ripert, ABTürkiye ilişkilerinin gelişmesi için katkıda bulunmadı. Ripert döneminde AB’nin Türkiye içindeki görünürlüğü de azalırken son olarak AB sürecinin temellerini atan Ankara Anlaşması’nın 50’nci yıldönümünde Türkiye ve AB tarafı herhangi bir etkinlik yapmadı. Büyükelçi JeanMaurice Ripert, Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda kariyer yapmış bir diplomat. 1953 doğumlu Ripert, Fransa adına Yunanistan, İsviçre, ABD ve BM’de görev yaptı. 19972000 yılları arasında Fransa Başbakanı’na danışmanlık yapan Ripert, Fransa’nın BM Büyükelçiliği görevini de üstlendi. Ripert, son olarak BM Genel Sekreteri Ban Kimun’un Pakistan özel temsilciliği görevinde bulunmuştu. Ancak Ripert, Pakistan’da başarılı çalışmalar yapamadığı ve ülkeyi benimsemediği için Pakistanlı yetkililer Fransız diplomatın tekrar bu göreve atanmasına karşı çıkmıştı. Ripert’in yerine ise bir Türk diplomat, Büyükelçi Engin Soysal atanmıştı. Sarkozy döneminde Dışişleri’ndeki kariyerine AB’de devam eden Ripert, Hollande ile birlikte yeniden Dışişleri’ne dönüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear