23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EYLÜL 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Öneriler TBMM’de, TTB uluslararası kampanya başlatıyor ODTÜ’LÜ ÖĞRENCİLERE DAVA Biber gazı yasaklansın ANKARA Biber gazı nedeniyle ölümler artıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün “Türkiye’ye biber gazı satmayın” çağrısının hemen ardından ölümlere bir yenisi eklendi ve yoğun biber gazına maruz kalan Serdar Kadakal yaşamını yitirdi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Özdemir Aktan, “Biber gazı kimyasaldır, öldürür, tüm dünyada yasaklanmalıdır. Uluslararası alanda biber gazının dünyada tümden yasanması için bir kampanya yürütmeye çalışıyoruz. Gelecek hafta İzmir’de Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa kolunun toplantısı var. Dünya Tabipler Birliği toplantısında da bu konuyu gündeme getireceğiz. Uluslararası derneklerle birlikte kampanya yürütüyoruz. Bir bakanımız ‘organiktir‘ falan dedi, ayıptır, insanlar ölüyor” dedi. TTB tarafından hazırlanan “Kimyasal Silahlar Gösteri Kontrol Ajanları” kitapçığında da biber gazının göz, solunum yolları, deri, kardiyovasküler sistem ve santral sinir sistemi üzerindeki çeşitli etkileri anlatılıyor ve “hiçbir durumda kullanımına izin verilmemesi ve uygulayanların cezalandırılması” isteği belirtiliyor. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Gezi Parkı protestoları sonrasında yaşanan olaylarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaretleri sırasında Çankaya’ya biber gazı bombası kapsülü ve fişeğini de götürmüştü. Feyzioğlu, “Biber gazının öldürücü silah olduğuna dair raporlar var. Ankara Barosu’nun elinde TOMA’lara koydukları su Polis vurdu yetmedi savcı dava açtı ALİCAN ULUDAĞ TÜREY KÖSE Kadakal’ın motosikleti de cenaze törenine getirildi. Serdar son yolculuğuna uğurlandı SİBEL BAHÇETEPE Kadıköy’de bir barda ses teknisyeni olarak çalışan ve polisin attığı gazdan etkilenerek kalp krizi geçirerek öldüğü iddia edilen Serdar Kadakal (37) dün Sahrayıcedit Mahallesi’ndeki Tüccarbaşı Böcekli Camisi’nde öğleyin kılınan cenaze namazından sonra Beykoz Paşabahçe Aile Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törene Kadakal’ın ailesi, yakınları ve müzisyen arkadaşları ile CHP’li milletvekilleri sanatçılar katıldı. Cenazede Serdar Kadakal’ın eşi Gülay Kadakal, annesi Arzu Kadakal, ablası Sibel Karacan tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Kadakal’ın tutkulu olduğu bilinen motosikleti de caminin önüne getirildi. Bazı arkadaşları da törene motosikletleriyle katıldı. Tabuta Kadakal’ın motosikletiyle çektirdiği fotoğrafı asıldı. Tabuta sarılarak uzun süre gözyaşı döken anne Arzu Kadakal, “Oğlum beni kimlere bıraktın gittin? Adaletli oğlum benim, ciğerim yanıyor. Adaletli Hz. Ömerimdi o benim. Beni bir kere kırmadı. Sana ne oldu annem? Ben şimdi ne yaparım. Yaktın da geçtin beni. Daha bebeklerini kucağıma almadım, nereye gidiyorsun Serdarım” diye feryat etti. Eşi Gülay Kadakal ise “Serdar sana motosikletinle geldim, her yanını temizledim, parlattım. Benden ayrılırsın, ama motosikletinden nasıl ayrılırsın? Tek başına sıkılır orada Serdarım. Bensiz yapamaz. Ben sensiz ne yaparım” diye ağladı. Namazın ardından cenaze araca konulduğu sırada bir grup slogan atmak istedi. Ancak Kadakal’ın arkadaşları ve ailesi araya girerek buna izin vermedi. Kadakal’ın ablası Sibel Karacan, kardeşi ile ilgili otopsi raporu açıklanmadan ölüm nedeninin anlaşılamayacağını belirterek “Otopsi raporu hazırlanmadan da ben ‘Ölüm nedeni budur’ diyemiyorum. Ama bilinen bir şey şu: Olayların olduğu yerin 200 metre ötesinde oturuyordu. Yalnızca kardeşim değil, orada bebekler de, yürüyen insanlar da, atan da, atılan da etkilenmişlerdir. Biz soru işaretlerini gidermek için çalışıyoruz” dedi. Karacan, kardeşinin kalp pili olmadığını 1996 yılında kalp kapaklarından ameliyat olduğunu söyledi. yun içine biber gazı özlü kimyasal madde konduğuna dair de rapor var” dedi. Feyzioğlu şunları söyledi: “Doğrudan doğruya dağıtma değil, yaralama kastını gösteriyor bu sıvı. Suyu sıkmanın anlamı nedir dağıtmak, sıktığınız yerin yakılmak istenmesi zarar vermek anlamına gelir, o da yaralama suçudur. Talimata uygun kullanılsa dahi bir silah olduğu ortada. AİHM ‘Barışçıl gösteriyi dağılın uyarısı yaparak dağıtma hakkınız yoktur, hiçbir şekilde ne biber gazı, ne başka güç kullanamazsınız, dağıtamazsınız’ diyor.” CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, “GazmanAKP’nin Biber Gazının Tarihçesi” adlı bir broşür hazırlamış ve biber gazının yasaklanmasını istemişti. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da biber gazının yasaklanması için yasa önerisi verdi. Altay’ın önerisinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda değişiklik yapılarak “yaşam hakkını tehlikeye atan biber gazı vb. kimyasal maddeler kullanılamaz” düzenlemesinin eklenmesi isteniyor. Okurlardan kısa kısa Son yıllarda gazeteyi internet üzerinden okumak zorunda olan yaklaşık 40 yıllık bir okurunuzum. Gazete sayfalarını ‘PDF’ formatında okumaktan hoşlanıyorum; bu bana gerçek gazete okuma hissini bir nebze de olsaveriyor. Ancak gazeteyi hazırlayan ilgililer hemen her gün 23 sayfanın boyutunu o kadar yüksek ayarlıyorlar ki bilgisayar kilitleniyor ve sayfayı açamıyorsunuz. Sizden ricam, bu teknik konunun bir an önce çözümlenmesi. İşlerinizde başarılar diler, saygılar sunarım. Namık Öner Bilim ve Teknoloji ekinde yeni ürünlerin tanıtıldığı sayfada o ürünlerle ilgili internet sayfasına ait bir link de yayımlanıyor. Ama internet üzerinden o sayfaya eriştiğimde (Ben aboneyim) o internet linkini bulamıyorum. Eskiden vardı ve ben o linke ulaşmak için yığınla yazıyı yazmak zorunda kalmadan Bilim ve Teknik ekinin ilgili sayfasına girip bir tık’la hedef sayfaya ulaşıyordum. Tekrar eskisi gibi olabilir mi? H. A. Serhan Kumbasar. Sayın Öz ve okur temsilcisi köşesiyle ilgilenen tüm arkadaşlara merhaba, Okur temsilcisi köşesine ilk kez yazıyorum. Yaklaşık 10 gündür ekonomi sayfasında  her gün yayımladığınız “kur listesi”ni göremiyorum. Acaba ben mi atlıyorum diye kontrol ediyorum ama ulaşamıyorum. Günlük kurların bilgi olarak “kur listesi” adı altında yayımlanmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Eğer düşündüğüm gibi kaldırılmışsa, hangi nedenle kaldırıldığı hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Esenlikler dilerim. Bora Aydemir Sevgili Cumhuriyet gazetesi çalışanları, emekçiler, önemli bir boşluğu dolduran arkadaşlar... Köşe yazarlarının yazılarının altına neden yorum yazamıyoruz? Oda tv’de yazabiliyoruz.. Buna bir engel mi var, okuyanların yorumları olması her bakımdan yararlı olacaktır. Emre Kongar’ın da yazdığı gibi eleştirilmek bize yol gösterir, kendimizi düzeltmemizi sağlar ki Cumhuriyet yazarlarının bundan kaçınacaklarını sanmıyorum. Sitede buna imkân verin. Kolay gelsin. Tayfun Tutar Büyükelçilik başkentlerde olur Artık günlük yanlışlıklar dizisi haline gelen yazım hataları, başı sonu olmayan cümleler vb. ile sizi rahatsız etmek istemiyorum ama: CUMHURİYET 11 Eylül 2013, sayfa 7; sütun 5: 1. “Dünya Ahmet için ayaktaydı” başlıklı Dış Haberler Servisinin haberi 3. satır: “ABD’de New York UNion Square başta olmak üzere... Los Angeles’de Türkiye Büyükelçilikleri önünde...” Dünyanın hiçbir ülkesinde yabancı bir devletin birden fazla Büyükelçiliği yoktur. ABD’de de Büyükelçiliğimiz Washington D.C.’de bulunmaktadır. Aynı haberin 8. satırında da hata yineleniyor: “Kanada’nın Toronto kentindeki Türkiye Büyükelçiliği...” Kanada’nın başkenti Toronto değil Ottawa’dır. Aynı yanlışlık kısa bir süre önce de Canberre için yapılmıştı. Umarım ki Cumhuriyet’in dış haberler servisinde çalışanlarına birer ortaokul coğrafya kitabı hediye edebilecek olanağı vardır. Saygılarımla. İlter K. Akbuğ Bilgisayar kilitleniyor Gazetecilik kamu görevidir Haber peşinde koşan muhabirler gazeteci olduklarını gösteren belgelerini gösterdikleri zaman bile polisin sert müdahalesinden kurtulamaz hale geldiler. Eğer herhangi bir yerde bir olay varsa gazetecinin, muhabirin görevi o olayın haberleştirilmesini sağlamak, bunun için de olayı, tehlikeyi göze alarak yakından izlemek durumundadır. Halkın haber alma hakkının sorumluluğu gazetecilere, muhabirlere düşer. Son zamanlarda, özellikle gösterilerde, yürüyüş ve mitinglerde polis yalnızca göstericilere sert davranmakla kalmıyor, gazetecilerin, muhabirlerin görevlerini yapmalarını da engelliyor. Anlaşıldığı kadarıyla göstericilere sert davranışların, yasalara uymayan tutumların haberleştirilmesi istenmiyor. Ama bu basın özgürlüğüne de halkın haber alma hakkına da aykırıdır. Emniyet görevlilerinin, yönetici konumda olanların bu türden haksız tutumları engellemesi de her halde görev sınırları ve sorumlulukları içindedir. Gazete ve TV kanallarında zaten yeteri kadar “penguen belgeseli” var ve kimi medya yöneticileri gerçek görevlerini unutup, olaylara gözlerini kapatmayı daha uygun buluyor, belgeselciliğe daha çok zaman ayırıyorlar! Buna bir de polisin kamu görevi yapan gazetecileri engellemesi, onlara zor kullanması eklenirse, Türkiye’de sınırları iyice daraltılmış basın özgürlüğünden hiç söz edemez hale geleceğiz. Linklere ulaşamıyorum ANKARA Göktürk 2 uydusunun Çin’den uzaya fırlatılışı için geçen aralık ayında ODTÜ’de düzenlenen törene katılan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın protesto edilmesine polisin müdahalesiyle çıkan olaylarla ilgili 45 öğrenci hakkında dava açıldı. İddianamede, 45 öğrencinin 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Bu öğrenciler hakkında olaylar sırasında polisin attığı gaz bombası sonucu başından yaralanarak beyin kanaması geçiren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık da yer aldı. ODTÜ’deki bu protestoya ilişkin Ankara BaTMK’nin 10. maddesın Savcısı Erdosiyle görevli Ankağan Gökçek tara Başsavcıvekillirafından hazırlaği de şüphelilerin tenan iddianame, rör bağlantısı olabiAnkara 14. Asleceği iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. liye Ceza MahOlaylardan sonra ya kemesi tarafınpılan operasyonlarda dan kabul edildi. 10 öğrenci gözaltıMahkeme, davana alınmış ve ifadele nın ilk duruşmarinin ardından mahsının 18 Aralık’ta keme tarafından sergörülmesini kabest bırakılmıştı. rarlaştırdı. İddiSoruşturmayı yürüten savcılık, öğren anamede, aralarında Barış cilerin hangi örgüte üye oldukları yöBarışık’ın da bunündeki soruya “Ha lunduğu 45 kişilen araştırıyoruz” nin “2911 Sayılı şeklinde yanıt verToplantı ve Gösmişti. TMK savcılığı, teri Yürüyüşleri aradan geçen zamana karşın bir sonuca Yasası’na muhalefet” ve “göreulaşamadı. vi yaptırmamak için direnme” suçlarından 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Göktürk 2 töreni sırasında Başbakan Erdoğan’ı protesto etmek amacıyla 5 ayrı saatte yapılan eylemlerin anlatıldığı iddianamede, 200 kişilik grubun “Bilimi satan emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ’den defol” pankartı açtığı ve “Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın”, “Kahrolsun ABD uşakları”, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Katil polis üniversiteden defol” sloganları attıkları aktarıldı. Olaylar sırasında öğrencilerin barikat oluşturduğu, polise taş, şişe ve molotofkokteyli attığı ileri sürülen iddianamede, göstericilerin saldırılarını artırarak eylemlerine devam etmeleri üzerine Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü personelinin grubu dağıtmak üzere “kısa süreli gaz kullandığı” ve TOMA araçları ile müdahale ettiği ifade edildi. İfadeleri alınan şüpheli öğrenciler, “Başbakan’ın siyasi uygulamalarını protesto etmek amacıyla yapılan eyleme katıldım. Demokratik hakkımı kullandım” diyerek suçlamaları kabul etmedi. Halen örgüt aranıyor ‘Orantısız güç’e ayırma Taşra baskısı farklı mı? Merhaba. 45 yaşındayım. Kendimi bildim bileli Cumhuriyet okuruyum. 1990’larda gazetenin yaşadığı travma dışında kesintisiz okumaktayım. Bayiden aldıktan sonra da internetten tekrar tekrar bakarım. Perşembe günü değerli yazar Nilgün Cerrahoğlu’nun yazısı internette olduğu halde gazetenin taşra baskısında yoktu (Gaziantep). Cuma günkü gazeteyi de aldım. Acaba tekrar yayımlanır mı diye kontrol ettim. Yine yoktu. Ben Cumhuriyet’i babadan miras aldım. Babamın internetle işi yok. 77 yaşına geldiğinden gazeteyi günboyu satır satır ve tekrar tekrar okur. Bazen yakaladığı ayrıntılara şaşar kalırım. Bayiden gazeteyi alan okurları da değerli yazarımızdan mahrum etmeniz doğru olmaz diye düşünüyorum. Saygılarımla. Mustafa Bülent Alan Manşet değişir mi? 6 Eylül 2013 tarihinde DidimAydın’dan aldığım Cumhuriyet gazetesinin manşeti “ARAP PARASIYLA SAVAŞ” başlığı ile çıkmıştı. İnternet sayfasındaki gazete manşeti ise “ABD’YE SAVAŞ RÜŞVETİ” olarak çıkmış. Gazete manşetiniz şehirlere göre farklı mı çıkıyor? Sizce bu durum uygun mu? Aydınlatırsanız sevinirim. Selam ve Saygılarımla. Nejdet Özer Not: Sık olmamakla birlikte taşra baskısı diye anılan ilk baskılardaki başlıklarla son baskı arasında fark olabiliyor. Gece toplantısında konuyu daha iyi anlatacak bir başlığın seçilmesi doğal. Manşetlerin, başlıkların, zaman zaman haber içeriğinin değişmesinin nedeni budur. Kur listesi neden yok? Barış Barışık, ifadesinde olaylar sırasında polisin kendisini hedef alarak ateş etmesi sonucu yaralandığını ve bunun sorumluları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtti. İfade veren diğer öğrenciler de olaylar sırasında polisin orantısız güç kullandığını belirtti. İddianamede, savcılığın öğrencilerin, “görevli polis memurlarının orantısız güç kullandıklarını söylemeleri üzerine” bununla ilgili soruşturma evrakını ayırıp Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderdiği belirtildi. Bastırılmış Cinsellik Cumhuriye’tin cuma günleri verdiği Bilim ve Teknoloji ekinin son iki sayısında (13801381’nci sayılarında) Tayfun Akgül’ün karikatürü iki kez yayımlanmıştır. Baskı dizgi hatası olmadığı belli ama neden tekrarlanma gereği duyuldu onu ben anlayamadım. Cüneyt Arkın’ın filminden dolayı kanala uyarı cezası verilmesi ve gerekçe olarak “duygusal sevişmediler” denilmesi, bir başka kanalın gösterdiği “Ada” isimli filmde tabloya buzlama uygulanması tam anlamıyla toplumdaki cinselliğin bastırılmak istendiğini gösteriyor. Burada Sayın Erdal ATABEK’in “Kışkırtılmış Erkeklik Bastırılmış Kadınlık” kitabının gerçek anlamda önemi ortaya çıkıyor. “Kışlada hintkeneviri” adlı haber, en güvendiğimiz kurum olan orduya olan güvenimizi sorgulamamıza yol açıyor. Bu hiç güzel bir şey değil. Ordumuzun generallerinin zaten içeride olması içimizde bir yara...“Soprano ölümüne söyledi” haberi fotoğrafla baş sayfada çok hoştu. Yaşar Kemal’in ödül alması ülkemizin ne kadar değerli yazarlara sahip olduğunu gösteriyor. “İftar molası terfi getirdi” adlı haber sağlık sistemimizin ne kadar sağlıklı olduğu hakkında bizi yeterince aydınlatıyor! Cumhuriyet Kitap eki 23 sayfa çıkıyor uzun zamandır, lütfen daha fazla sayfayla çıkın. Cumhuriyet ailesine en içten sevgi ve saygılarımla... Anıl Vural ANMA Yorum yazmak istiyoruz KURTHAN FİŞEK İÇİN BULUŞUYORUZ. DOSTLARINI BEKLERİZ. SEVGİYLE 17 EYLÜL 2013 SALI SAAT: 11.00 CEBECİ ASRİ MEZARLIĞI 2. KAPI 159 ADA 69 PARSEL ( SIFIRCI HOCA ) FİŞEK AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear