23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2013 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Hardal grubuyla özdeşleşen Cahit ‘Ahlak’ kurallarını hiçe saymakla suçlanan oyun güzellik algısını sorguluyor Kukul solo albüm hazırlığında ‘Çirkin’in reddi u Alman yazar Marius Von Mayenburg ‘Çirkin’ oyununda konuya damardan giriyor. Oyun, ‘güzellik’ olgusunun, kapitalist düzende ‘satış’ başarısının vazgeçilmezi sayılması konusuna odaklanıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Çirkin”, “örf ve âdetlerimiz”in bekçiliğini üstlenmiş kimi basın yayın organları tarafından, oyunu anlamadan izlemiş birkaç seyircinin de yorumuna yaslanılarak “ahlak” kurallarını hiçe saymakla suçlandı. Gereksiz bir yaygaraydı. Çünkü oyunun merkezindeki tartışma, çağdaş dünyada çirkinlik/güzellik algısının çarpıtılmışlığı üstüneydi. Egemen sınıflar, propaganda araçları yoluyla, insanı baskın ideolojilere uygunluk doğrultusunda tek tipleştirme, uyumsuz konumda kalanlarıysa ötekileştirme eylemini sürdürüyor. Bu amaçla kitleleri güden onlarca söylen (myth) yaratılıyor. Bu süreçten güzellik de payını alıyor. Günümüzün güzellik söyleni iri gözlü, dolgun dudaklı, fırlak dişli, gür saçlı, uzun boylu, sıfır beden kadınlarla onların yanına yakışacak yakışıklılıkta ve endamda bakımlı erkekleri kutsamakta. Kapitalist toplumlarda, kazanç çarklarını döndürecek söylenlerin, yaşamı ne denli denetlediği yadsınabilir mi? Roland Barthes “Mythologies”de (1957) bu yolda üretilmiş söylenleri göstergebilimsel yaklaşımla irdelerken a d n ı s a r a r e l s Si mış bir kal re taşı irini de bestelemiş ki özel bir ilgisi var bu şaire ve özellikle bu şiire. Bağlantılı olarak Marduk ile ilgiMURAT BEŞER leniyor. Bilim kurgu edebiyatına “Hardal” topluluğu ile özdeşleş ve UFO’lara merak sarmış, gençmiş bir isim, gitarcı besteci Cahit liğinden bu yana. Erich Von DaKukul. Nahif adam, güzel adam, niken favorisi. Yazdığı şarkı sözhakkını ne bu dünyada ne de ah lerini gösteriyor, bir dosyanın içinrette ödeyemeyeceğimiz makbul de, aralarında yabancı moda derinsanlardan. Rock müziğimizin gilerinden kesilmiş manken reıska geçilmiş değerlerinden de simleri var. Yıl 1964… Bıyıklar henüz tersek yeri, kaldı ki, bu kadarla sılediğinde kendini “Siyah Gölgenırlı değil; Aptülika’nın ifadesiyle “sisler arasında kalmış bir ki ler” adlı yerel bir toplulukta Rolling Stones, Animals cover’ları lometre taşı”. Yaş 63, nefes darlığı çekiyor; çalarken bulmuş. Aynı ekiple Son hayli ilerlemiş, stüdyo kayıtları Saat adlı gazetenin açtığı yarışnı ve şehir içi seyahatlerini etki mada birinci olmuşlar. Daha sonra bu kadrodaki basçı Aydın Şenleyecek kadar… Ömür boyu can ile Erkin Koray’ın en çekmiş hastalıktan; birkaç saykodelik parçalarıkez direkten dönmüş. nı ürettiği “Yeraltı Rami’de bir sou Arabeskin Dörtlüsü”nde çakak arasında oturuaskerlerle birlikte lacaktı. yor, eski hippilerin Arabeskin karargâhı olarak sokaklarda devriye gezdiği askerlerle birtanınan Tantana zamanlarda Hardal topluluğu likte sokak Kıraathanesi’nin larda dev ile iki albüm yapan Kukul’un iki alt paralelinriye gezdi de. Mahalleyyaşamını sadece müzikle ği zamanlarle bütünleşmiş, da Hardal ile kazanmaya yeminli olduğu eski bir semt sa“Nasıl Ne Zakini olarak… bilinir; bu uğurda düğün man” ve “NeEşi ve kızıy reden Nereye” salonlarında gocunmadan la yaşıyor, salona adlı iki albüm yakonumlanmış halde. çaldığı da. parak rock müzik Mütevazı ve sade bir tarihimizin köşe taşsalon, küçük mü küçük; larını döşediler. Bu iki alkısa duvarında büyük bir led büm, rock müzik adına çölde vaTV, haberler açık… Alkollü içkiler ha etkisi yaratırken, topluluk üyeden alınan ÖTV’nin arttığını oku leri için o ortamda cesur yorumyan spikere bakıyor, kızgınlıkla. lardı; “müziğin ticaretinin yapılGitarları salonun bir duvarına diz dığını ve gençlerin bu yolla sömiş, aralarında Yamaha’nın 12 tel mürüldüğünü söylemek”. lisi yeni; onu çıkaracağı albümün Yaşamını sadece müzikle kakayıtlarında kullanmak üzere, bil zanmaya yeminli olduğu bilinir; hassa istemiş. bu uğurda düğün salonlarında goEvet, bu aralar bir solo albüm cunmadan çaldığı da. Çaldığı yer peşinde. Ağırlıkla soft rock tar önemli değildir, ne çaldığı, nasıl zında kendi bestelerinden oluşa çaldığı her zaman daha anlamlıcak. Aralarda yorumlar var; Ömer dır bu değerli usta için. Hayyam’dan “Öyle Bir Sabah”, Kısa ev ziyaretimiz sonlanırken Nâzım Hikmet’ten “Hiçbir Ağaç kulağıma eğiliyor, duyarsız insanBöyle Harikulade Bir Yemiş Ver lara ve dünyayı kötü yöneten güçmemiştir” gibi… Bir de “Egzotik lere iletilmesi için fısıldıyor: “İyi Band” elemanı Ercan Birol anı yönetmezlerse Marduk’u çasına “Delisin Sen Deli”. Edgar ğıracağım.” Allan Poe’nun “Annabel Lee” şi muratbeser@muratbeser.com t e m kilo Lette’yi canlandıran Tolga Evren ve teknisyen ile oğul rollerindeki Şamil Kafkas. “Moda Sistemleri”nde (System de la Mode, 1967), güzellik anlayışının, “giyim kuşam” dünyasında belirlenen ve durmadan değiştirilen “moda”lara bağımlı olduğuna ilişkin ipuçları sunmaktaydı. “Güzellik söylen”leri tiyatronun da gündeminde. 1963 doğumlu Amerikalı yazar Neil Labute, ülkemizde de sahnelenmiş olan “Şeylerin Şekli”, “Şişman Domuz”, “Zorla Güzellik” oyunlarında, neredeyse toplumsal bir zorunluluk olarak dayatılan güzellik ölçütlerinin yaşamı nasıl karartabileceğini, psikolojik yaklaşımını gülmeceyle besleyerek gösteriyor. 1972 doğumlu Alman yazar Marius Von Mayenburg ise “Çirkin” oyununda konuya damardan girmiş. Oyun, “güzellik” olgusunun, kapitalist düzende “satış” başarısının vazgeçilmezi sayılması konusuna odaklanıyor. Piyasaya sürülecek ürünün yaratıcısının bile “çirkin” olduğu için kendi buluşunun sunu munu yapmaya uygun görülmediği bir dünyadayız. Tek bölümlük oyun “kara dram” anlayışıyla biçimlendirilmiş. Medine Yavuz Almaç’ın, bir pano ve toplantı masasından oluşan siyah dekoru Önder Ay’ın ışık tasarımının desteğiyle çeşitli uzamların anlatımı oluyor. Mekândaki soyutlama, oyun kişilerinin görüntülerini değiştirmeden bir rolden bir başkasına geçiyor olmasıyla da uyumlu. 8 oyun kişisi için yalnızca 4 oyuncu kullanılması, oyunun özüne de ışık tutuyor. Çünkü gündeme herkesi “tek tip arzu nesnesi” yapabilen estetik ameliyat olgusu getirilmiştir. Sonunda estetikçi cerrahın da ameliyat masasına yatacağı bir süreç gösteriliyor sahnede. Kadınlar oğullarının yaşıtı gibi görünüyor, erkekler de birbirinden ayırt edilemiyor artık. Bu durumda aşk, eşe bağlılık, eşcinsellik, vb. kavramlar kafa karışıklığına uğrayacak, karakterler, insanların “biricik” olmaktan çıktığı bir ilişkiler kaosuna sürüklenecektir. Gülmece boyutu keskin alaycılıkla karartılan oyunda bir karabasan canlandırılıyor. Yönetmen Metin Belgin, karabasanı, hem bölük pörçüklüğü içinde hem de hızlı bir hareket düzeniyle bütünleyerek gerçekleştiriyor. Oyunun dokusuna en yatkın oyunculuk kadın rollerini oynayan Simay Tuna’nın yorumlarında görülüyor. Tuna, duruşu rolden role geçtiği için grotesk olsa da oyunculukta doğallığını koruyor. Şamil Kafkas, teknisyen ve oğul rollerini abartıya kaçmadan farklı kılıyor. Direktör ve cerrah rollerini taşıyan Nişan Şirinyan kara dram ortamıyla kolayca buluşmak için daha yalın yorumlar seçebilir. Başkişi Lette’yi soluklandıran Tolga Evren de belki biraz daha yumuşatabilir yorumunu. (Karabasan gören kişi sessiz ve çaresiz değil midir?) “Çirkin”, günümüze ilişkin söyleyeceği olan, özenle kotarılmış bir oyun. Lütfi Özkök DETİS öncülüğünde 90 yaşında OSMAN İKİZ Tiyatrocular Bakan Çelik’ten randevu istiyor SELDA GÜNEYSU 15. Selanik Belgesel Film Festivali BAŞLADI Selanik’te ‘21. yüzyılın görüntüleri’ ASLI SELÇUK SELANİK Bu yıl 15. yaşına giren Selanik Belgesel Film Festivali uluslararası katılımla 24 Mart’a kadar devam ediyor. “21. Yüzyılın Görüntüleri” başlığını taşıyan festivalin açılışını yapan yönetici Dimitri Eipides 1999’da başlayan ilk festivali 66 filmle gerçekleştirdiklerini, 15. yıldaysa izleyicinin karşısına 170 filmle çıktıklarını vurguladı. B e l g e s e l Pazarı’nda ayrıca 520 film dijital kopyalarıyla sektörün uzmanlarının hizmetinde. Selanik Sinemateki’nin kentin sinema kültürüne katkısı da çok önemli. Ülkedeki ekonomik kriz, festivalin kalitesini hiç etkilememiş. “Festivalin 15 Yılı” adlı özel bölüm, 28 Mart 7 Nisan arasında Atina’daki Yunan Film Arşivi’nde izleyiciyle buluşacak. Festival çok sayıda filmin ilk gösterimlerini de yapıyor. Simon Brook’un “Indian Summer”, eski Hint tıbbı ve Ayurveda yardımıyla kanserle savaşan bir kadının öyküsü, Anna Giralt Gris’in yönettiği “Europe Trap” oğlunu arayan Afgan sığınmacının portresi, Herbert Sveinbjornsson’ın “Ash”i Eyjafjallajokul volkanik erimesinin yıkıcı etkilerine odaklanıyor. Marta Cunningham’ın yönettiği “Valentine Road” eşcinsel Larry King’le katilinin şoke eden öyküsü, Kolombiya Almanya ortak yapımı Suzan Şekerci’nin “Mama Coca” fil mi dünya kokain ticaretinin Kolombiya halkının üstündeki yıkımını anlatıyor. Ricardo Gutierrez’in “Parts of a Family” yönetmenin ebeveynleriyle olan ilişkisini ve Ricardo Iscar’ın “The Pit” adlı filmi Barselona Gran Teatre Liceu Orkestrası elemanlarının gizli dünyalarını yansıtıyor. STOCKHOLM İsveç’te yaşayan dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Lütfi Özkök 90 yaşında. Yazar portreleriyle ün yapan Özkök, 15 Mart’ta doğum gününü kutlamak isteyen dostlarını evinde kabul etti. “Fotoğrafını çektiği yazar, Nobel Ödülü kazanıyor” denilen Lütfi Özkök’ün arşivinde 37’si Nobel kazanmış yaklaşık 1500 yazarın portresi bulunuyor. İsveç’te en üst dereceden emek nişanı sahibi olan Özkök, 2009 yılında “Yılın İsveçlisi” seçilmişti. Özkök’ün Türkçe ve İsveççe yayımlanmış şiir kitapları da bulunuyor. Sorbonne Üniversitesi’nde sınıf arkadaşı İsveçli AnneMarie ile evlenerek 1950’de İsveç’e yerleşen sanatçı, o zamandan beri Stockholm’de yaşıyor. Yazar portrelerinden oluşan fotoğraf sergileri çok sayıda ülkeyi dolaşmış olan Lütfi Özkök’ün Samuel Beckett’in portrelerinden oluşan koleksiyonu da uluslararası Beckett sempozyumlarının demirbaş sergisi olarak dolaşıyor. EVİN İLYASOĞLU’NA MÉDALLİE D’HONNEUR ÖDÜLÜ İz bırakan ve fark yaratan Kültür Servisi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’nin koordinatörü, Boğaziçi Üniversitesi’nde klasik müzik üzerine dersler vermiş olan gazetemiz yazarı Evin İlyasoğlu, merkezi Paris’te bulunan Société d’Encouragement au Progrés’in “meslekleriyle iz bırakan ve fark yaratan” kişilere 1908’den bu yana verdiği “Médallie d’honneur”e değer görüldü. Ödülün İlyasoğlu’na, dünyada ve Türkiye’de klasik müziğin tarihi üzerine yazdığı kitapları ve genç müzisyenlere desteği dolayısıyla verildiği belirtildi. ANKARA Devlet Tiyatroları (DT) çatısı altında görevli tiyatro oyuncuları, Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (DETİS) öncülüğünde Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’ten randevu istedi. Tiyatro sanatçıları, Bakan Çelik’e DT’nin hizmetlerini, kendilerine atfen yapılan “bankamatik sanatçıları” yaftasından rahatsız olduklarını ve Emek İnşaat A.Ş. tarafından satışa çıkarılan, ihalesi iki kez ertelenen Akün ve Şinasi sahnelerinin durumunu anlatmak istiyor. DETİS Genel Başkanı Erdinç Doğan, bakanlığa yazılı randevu talebinde bulunduklarını belirterek “Biz Sayın Bakan’a, birinci ağızdan hizmetlerimizi anlatmak istiyoruz. Çünkü ne yazık ki son yıllarda, özellikle DT oyuncuları üzerine kamuoyunda yapılan bir karalama kampanyası var. Gazeteciler, hatta bazı sanatçı arkadaşlarımız dahi bizleri ‘bankamatik sanatçısı’ olarak yaftalıyor. Biz, asla ‘bankamatik sanatçısı’ olmadık. Boş durmuyoruz. Anadolu’nun en ücra köşelerinde, köy meydanlarında dahi oyunlarımızı sahneliyoruz” dedi. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz sahnede olduk ve olmak istiyoruz. Bugün dizilerde oynayan arkadaşlarımıza yönelik de birtakım söylemler var. Ancak bilinmelidir ki dizilerde çalışan arkadaşlarımızın çoğu ücretsiz izinle iş yapıyor. Zaten eğer bizde belli bir süre görev yapmazsanız, teşvik ücretleriniz, sonra da maaşlarınız kesilir.” Çelik’e, Emek İnşaat A.Ş. tarafından satışa çıkarılan ve ihalesi iki kez ertelenen Akün ve Şinasi sahnelerinin durumunu da anlatmak istediklerini belirten Doğan, “Biz, bu sahneleri bakanlık alsın istiyoruz. Normal olan da budur. Devletin kendi elini kesip atmasındansa, kendine olanı hibe etmesini istiyoruz” dedi. Doğan, Altındağ’daki Yıldırım Beyazıt Lisesi’nin yıllar önce spor salonunu DT’ye hibe ettiğini, DT’nin de o salonu yıllardır Altındağ Sahnesi olarak kullandığının da altını çizdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear