02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada (başmüzakereci MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan) aldığım bilgilere göre İmralı’dan çok olumlu mesajlar geliyor” dedi. Başbakan’ın mesaj dediği, hükümetin olumlu, karşılanabilir gözle baktığı Öcalan’ın dayatmaları olsa gerek. Herhalde “sayın cani” yıllardır elinde silah, 30 binden fazla insanı katlederken saptadığı hedeflerden RTE’nin kara gözlerine hayran olduğu için vazgeçmiyor. Ülke ve iktidar kıvama geldi diye düşünüyor olmalı... PKK’nin silah bırakması karşılığında, kuşku yok, dayattığı “bir şeyler”i alacağını biliyor. Nedir bu “bir şeyler”? Öcalan’ın karşılık olarak öne sürdüğü dayatmaları, Hakan Fidan’dan ayrıntılarıyla öğrenen RTE biliyor; üstünkörü bilgiyle yetinmek zorunda bıraktığı terörden sorumlu Başbakan Yardımcısı’yla İçişleri Bakanı ayrıntıları bilmiyor. Başbakan’a destek kredisi açan CHP Genel Başkanı da bilgilendirilmiyor. HHH Görüşme dediği ve aslında bal gibi karşılıklı koşulların pazarlandığı İmralı sürecini tek başına sürdürmekte kararlı. 3040 yıldır ıstırabını çektiği terörün sonlandırılmasına çare olacağı varsayımıyla İmralı görüşmelerine olumlu gözle bakan halkımızın duygularını istismar ederek, kuşku yok ödünler vererek, pazarlığı tek başına sürdürüyor. Öcalan’ın, PKK’ye silah bırakmasını açıkladığı gün biliniz ki RTE, terörist başı aracılığıyla terör örgütünün kimi dayatmalarını karşılamış olacak. Halkın İmralı sürecini desteklediğini söylüyor... Bu söylem bugünden geleceği hazırladığına işaret. Silah bıraktırırsa örgüte, PKK adına konuşan Öcalan’a vereceği ödünler ne kadar kabul edilemez, sindirelemeyecek içerikte olursa olsun halkın tepkiyle karşılamayacağını şimdiden söylemek istiyor. Masanın bir ucunda RTE, diğer ucunda Öcalan. Gazeteler, TV’ler, köşe yazarları artık ne bebek katilinden ne de baş teröristten söz ediyor. İmralı aşağı, İmralı yukarı. Hükümet şapkayı çıkardı. Öcalan, “sayın cani” artık siyasetin temel figürlerinden biridir. HHH Hükümet pazarlık görüşmelerini baltalayacağı gerekçesiyle İmralı’nın öne sürdüğü dayatmaların neler olduğunu saklıyor olabilir, ama Kürt dünyasının bilge kişisi Ahmet Türk, “Öcalan’ın istedikleri öyle kabul edilemeyecek istekler değil” dedi. RTE de düne kadar hiçbir konuşmasında, medyada yer alan Öcalan dayatmalarını içeren haberleri yalanlamadığına göre: AKP ile Öcalan+PKK, yeni anayasadan “Türk milleti ve Türk” adının çıkarılmasında anlaşmış görünüyorlar. Arkası çorap söküğü gibi gelecek. KCK davasından tutuklu olanların tahliyesi mi?.. Ey halkımız barış, silahlar sussun istemiyor musun.. öyleyse genel af mı?.. Kürt halkının, Türk halkının bu coğrafyada yan yana yaşamalarını sağlamak için önce demokratik özerklik, sonra bölgesel federasyon mu?.. Anadilde eğitim mi? Bu kadarcık mı dayatmalar?.. Kim gerçekleştirecek bu dayatmaları diye dert etmeye de gerek yok! Partiler arasında dolaşan ve nihayet AKP’de karar kılınca,“şefin” genel başkan yardımcılığıyla ödüllendirdiği Süleyman Soylu zaten ilan etti: ”Ebedi ve ilelebet başkan RTE” için, belki doğru, belki eksik, bu dayatmaları yaşama geçirmek kolayyy! HHH Orhon Murat Arıburnu’dan iki mısra: “İki cambaz bir ipte oynamaz... İp niye kopmaz.” ESENYURT’TAKİ İMAR MAĞDURLARI YILDIRIM HAKKINDA YOLSUZLUK İDDİASI İBB’nin alacağı karar bekleniyor İstanbul Haber Servisi İstanbul’un Esenyurt ilçesinde imar artışı verilmediği için kaçak duruma düşen konut projelerinden maket üzerinden daire satın alan binlerce mağdur, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 11 Şubat’ta yapacağı meclis toplantısının sonucunu bekliyor. İBB Başkanı Kadir Topbaş, yurttaşları mağdur etmeden sorunu çözmeye çalışacaklarını belirtmiş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran da Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle konuyu TBMM’ye taşımıştı. Esenyurt’ta son 2 yıldır yaşanan konut krizinin çözümü için İBB Meclisi’nde alınacak kararla emsallerin yükseltilmesi bekleniyor. Çözüm konusunda fedakârlığın, müteahhitlerden mi belediyeden mi geleceği belirsizliğini koruyor. AKP’li başkana suç duyurusu İstanbul Haber Servisi AKP Beşiktaş İlçe Başkanlığı görevlileri Sebile Yalım, Önder Yoz ve Ahmet Gümüş, AKP Beşiktaş İlçe Başkanı İbrahim Yıldırım hakkında “Görevini kötüye kullandığı” ve “Siyasi Partiler Yasası hükümlerine aykırı olarak şahsi menfaat temin ettiği” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yıldırım hakkında ilçe hesabına yatırılması gereken paraları, kendi ortak olduğu şirketlerin hesabına yatırdığı yönünde açılan soruşturma halen sürüyor. Yalım, 2012 yılında savcılığa verdiği dilekçede, 2009 yılından bu yana ilçe sekreterliği görevini yürüttüğünü, 2011 yılının haziran ayına kadar ilçenin sigortalı ve resmi çalışanı olduğunu ve 2011 sonunda sigorta çıkışının yapılarak eski yönetim kurulu üyesi Demir’e ait şirket tarafından sigorta priminin yatırıldığını belirtti. ‘Haklarımızı gasp ediyorlar’ Yakın zamanda Grup Yorum’un “F Tipi Film” projesiyle daha çok duyduğunuz F tipi hapishanelerden yazıyoruz bir kez daha. Yazmaya da devam edeceğiz. Çünkü “F Tipi Film”de gördüğünüz gerçekleri ve her gün yeni uygulamalarla, yeni hak gasplarıyla ağırlaştırılan tecridi yaşamaya devam ediyoruz. Mektubumuzun tarihine dikkat etmenizi istiyoruz. Evet. Bugün bir yıldönümü. Bundan 6 yıl önce, Adalet Bakanlığı hapishanelerde tecridin varlığını kabul eden ve aynı zamanda onu belli oranda geriletecek olan 45/1 No’lu Sohbet Genelgesi’ni yayımlamıştı. Bakanlık bu İleri Kızılaltun genelgeyi kendiliğinden yayımlamadı. 7 yıl süren ölüm orucu ve hayatını kaybeden 122 arkadaşımız... Bakanlık, direnişimiz karşısında bu adımı atmak zorunda kalmıştı. Ne var ki 6 yıldır hiçbir hapishanede bu genelge tam olarak uygulanmadı ve uygulanmıyor. Bulunduğumuz hapishanede de diğer birçok hapishaneden görece daha fazla uygulanıyor gibi görünse de birçok bahaneyle sohbet hakkımız neredeyse tamamen gasp edilmiş durumda. 28 Aralık 2012 tarihinden bugüne sadece 1 gün (3 saat) sohbete çıkabildik. İki hafta boyunca, yılbaşı açık görüşleri ve aylık açık görüşler bahane edilerek sohbete çıkarılmadık. Bu aradan sonra, ilk sohbete çıkacağımız gün (10 Ocak 2013) yangın tatbikatı var denilerek sohbetlerin iptal edildiği söylendi. Arkadaşlarımızla günlerce birbirimizi görememişken, sohbet gününü iple çekerken tatbikatın o güne konması tam da tecridi ağırlaştırmak içindir. Bu durumu kabul etmeyip kapı dövdüğümüz gerekçesiyle hakkımızda soruşturma açıldı. Sohbetin gaspı ve soruşturma yetmemiş olacak ki bir de soruşturma süresi boyunca sohbet hakkımızı “tedbir” amaçlı durdurduklarını söylediler. Hemen her hakkımızı treatmana bağlayan tecrit sistemi, bu şekilde hiçbir şart ve koşula bağlı olmaksızın uygulanması gereken sohbet hakkımızı da fiilen treatmana sokmaktadır. Treatmanın ne olduğu sorusuna sayısız cevabı “F Tipi Film”den izlediniz. Treatman, biz tutsaklara boyun eğdirme politikasıdır. Treatman siyasi düşüncelerimizden, örgütlü yaşam ve mücadelemizden koparma politikasıdır. Biz devrimci tutsaklar olarak 12 yıl boyunca bu politikaya boyun eğmedik, hâlâ da eğmiyoruz. Ancak bu sorun herkesin sorunudur ve özellikle de 22 Ocak 2007’de, genelgenin yayımlanmasından sonra sürecin takipçisi olacağını söyleyen; bu yönde taahhütler veren demokratik kitle örgütlerine aittir. İzlediğiniz sadece “F Tipi Film” olmalıdır! CHP, çevre skandalının bölge halkına etkilerini yerinde araştıracak Gaziemir’e inceleme MAHMUT LICALI ANKARA Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) talimatıyla İzmir Gaziemir’de yaşanan çevre skandalında radyoaktif atıkların depolanması gerekirken atığın üzerine 10 bin 200 ton toprak dökülmesi muhalefeti harekete geçirdi. CHP bölgeye bir heyet göndererek TAEK’in aldığı tedbirleri ve bölge halkına etkilerini inceleyecek. Radyoaktif atıkların bulunduğu çevreden çıkarılıp radyasyon geçirmeyen depolarda tutulması gerekirken TAEK’in talimatıyla Gaziemir’deki bir tesiste tespit edilen atığın üzerine binlerce ton toprak dökülmesini TBMM Çevre Komisyonu’nun inceleme yapılmasını reddetmesi nedeniyle CHP mercek altına alacak. CHP Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Emre Köprülü, radyoaktif atığın üzerine toprak dökmenin atığın var olan zararını azaltmayacağını belirtti. Radyoaktif atığın bulunduğu bölgenin çok sayıda insanın yaşadığı bir yerleşim bölgesi olduğuna dikkat çeken Köprülü, söz konusu tesiste radyoaktif atığın bulunduğunun anlaşılmasının ardından TBMM Çevre Komisyonu’nun inceleme yapması istemiyle yaptığı başvurunun da reddedildiğini anımsattı. Komisyondan kendisine “komisyon çalışmalarının TBMM dışında yapılamayacağı” yönünde bir yanıt geldiğini ifade eden Köprülü, oysa pek çok komisyonun TBMM dışındaki sahalarda çalışma yürüttüğünün bilinen bir gerçek olduğunu ifade etti. Sarıyer’de dönüşüme İstanbul Haber Servisi Sarıyer’de Fatih Sultan Mehmet ve Derbent mahallelerinin Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan edilmesi”ne mahalle sakinlerinden sonra Sarıyer Belediyesi de tepki gösterdi. Belediyeden yapılan açıklamada, riskli alan ilan edilen bu mahallelerin bakanlıkça onaylı jeolojik ve jeoteknik raporlara göre zemin açısından yerleşime uygun alanlar olduğu, İstanbul’un diğer semtlerine göre daha az risk taşıdığı vurgulandı. Sarıyer Belediyesi Meclisi’nin bu yönde bir kararı olmadığına dikkat çekilen açıklamada, riskli alan kararının bölgedeki yüksek rantı elde etmek isteyen müte belediye de tepkili ahhitlerin ve bakanlık tarafından yetkilendirilmiş firmalar ile bunların uzantısı olan yereldeki siyasilerin girişimleri sonucu resen alındığı belirtildi. Açıklamada, Belediye Başkanı Şükrü Genç’in halkın onayı olmadan hiçbir evrakı imzalamayacağını beyan ettiğine dikkat çekilerek “Bütün bu tezgâhlara ve senaryolara karşı belediyemiz, vatandaşlarımızın haklarının ranta kurban edilmemesi için halkımızın yanında yer almaya devam edecektir” denildi. Metalİş üyesi oldukları için işten çıkarılan 12 kişi eylemde Sendikalı işçiye tırpan KAYHAN AYHAN Bayrampaşa’da bulunan Taral Tarım Makina ve Alatleri Sanayi AŞ’de çalışan 12 işçi DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işten atıldı. İşten çıkarılan işçiler dün fabrika kapısı önünde eylem başlattı. Birleşik Metal İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Bayram işçilerle birlikte yaptıkları toplantının ardından destek amacıyla fabrika önünde beklemeye ve işçilerin sendikalı olma mücadalelerinin yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı. Birleşik Metalİş Sendikası’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada gece yarısı işyerine gelerek işçilere “DİSK’ten başka sendikalar da var” diyen fabrika müdürünün yaptığının anayasa ve yasalara aykırı bir tutum olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İşveren bu açıklamayla da yetinmemiş, işyerine noter getirerek, işçileri üye oldukları BirleşikMetal İş Sendikası’ndan istifaya ve Türk Metal Sendikası’na üye olmaya zorlamaktadır. İstanbul’un orta yerinde, tüm yetkililerin ve kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bu yasa tanımaz ve insanlak dışı tutum karşısında sessiz kalmayacağız. Taral Makina’daki bu hukuk dışı uygulamalara ve her türlü baskıya rağmen sendikalı olma konusundaki kararlıklarını sürdüren işçilere sonuna kadar sahip çıkacağımızı ve mücadelemize devam edeceğimizi tüm kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz. Konuyla ilgili her türlü hukuki girişimi yapacak ve suçluların en kısa zamanda yargı önüne çıkması için gerekli işlemleri başlatacağız.” KASDER binasına tahliye ‘Sizin başkan bizden değil’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, “Gerekçe göstermeden Yeşilköy’deki binamızı boşaltmamızı istiyorlar. 25 Şubat akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda ‘Düşümdeki Uçurtma’ isimli belgesel gösterimimiz gerçekleşecek. Gecemizde İBB Başkanı Kadir Topbaş’ı görmek istiyoruz” dedi. Kas hastası çocukların, belediye ve AKP’nin İstanbul’daki yöneticileriyle görüştüğünü belirten Özdemir, “Onlara ‘Sizin derneğin iyi şeyler yaptığını biliyoruz ama sizin başkan bizden değil, onu terk edin size yardım edelim’ demişler. Mahkemeye başvurarak ‘yürütmeyi durdurma’ istedik. Bir yıl geçti, bu defa mahkeme bizim başvurumuzun reddedildiğini gerekçe eki ile yayımladı. Şimdi temyiz aşamasındayız” dedi. Öte yandan TBMM içinden, derneğin internet sayfasına erişimin engellendiği ortaya çıktı. CHP’li Gürkut Acar, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e, “www.kasder. org.tr adresine pornografi uyarısı düşülerek engellenmesinin gerekçesi nedir” diye sordu. Türkel Minibaş’ı özlemle anıyoruz Haber Merkezi Yazarımız, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı, kadın ve çocuk haklarının savunucusu, emekçi ve üretici dostu, bilim insanı Prof. Dr. Türkel Minibaş’ı ölümünün 4. yıldönümünde anıyoruz. Amansız bir hastalıktan zamansız kaybettiğimiz Minibaş her şeyden önce kalbi aydınlık bir Türkiye için atan örnek bir Cumhuriyet kadınıydı. Minibaş 1994’ten beri gazetemizde “Göz Ucuyla” köşesinde yazmaktaydı. Prof. Minibaş için bugün İstanbul’da Samatya ÇYDD Türkel Minibaş Evi’nde saat 14.00’te, İzmir’de Bayraklı ÇYDD Eğitim Evi’nde saat 11.00’de bir anma töreni yapılacak. Minibaş ayrıca Ayvalık Cunda Adası’ndaki mezarı başında da anılacak. Köprülü, “TBMM Çevre Komisyonu bu çevre felaketiyle ilgilenmiyor. Biz CHP olarak bir heyet oluşturup bölgede incelemeler yapacağız” dedi. Radyoaktif atık konusunun uzmanlarıyla ve bu konudaki kurumların temsilcileriyle beraber Gaziemir’deki tesisin yanı sıra bölge halkıyla da konu hakkında görüşeceklerini söyleyen Köprülü, TAEK’in sorumluluğu olmasına karşın bu kurumun Türkiye’de nükleer santral kurulmasına yoğunlaştığını ve asıl sorumluluğunu unuttuğunu ifade etti. araştırılmalı’ ‘Sonuçları Cemaati yeni yapılacak camiye taşımak için formül aranıyor MecidiyeköyÇamlıca arasına teleferik İstanbul Haber Servisi Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, Çamlıca camisi projesi kapsamında MecidiyeköyÇamlıca arasına teleferik yapılacağını söyledi. Bir televizyon programına katılan Kara, 8 futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kaplayacak caminin hafriyat çalışmalarının martta başlayacağını açıkladı. Caminin 2015 sonuna doğru, ÜsküdarSan caktepe metrosuyla eşzamanlı olarak faaliyete geçeceğini kaydeden Kara, İBB’nin bir şirketle birlikte Mecidiyeköy’den Çamlıca’ya teleferik projesi üzerinde çalıştığını söyledi. Böylece camiye teleferikle Mecidiyeköy’den ulaşılabilecek. Kara, ikinci aşama olarak Büyük Çamlıca ile Küçük Çamlıca arasında bir teleferik projesi daha gerçekleştirileceğini söyledi. Hazine yerine Beykoz Belediyesi’ne devredilen 2B’ler satıldı Belediyede arazi yolsuzluğu ÖZLEM GÜVEMLİ Şirketlere bir ayrıcalık daha SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Şehir hastaneleri projesi kapsamında hastaneleri inşa edecek şirketlere ödenecek milyarlarca liralık borcun, sağlık çalışanlarının emekleriyle oluşan hastane döner sermayelerinden ve Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılanması planlanıyor. Ayrıca dünyada ilk kez, ihaleyi üstlenen firmalara kredi desteği veren yabancı finansman şirketlerine Hazine garantisi veriliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, projede geç kalındığından yakınmıştı. Sistem ile ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı’nın şirketlere yüzde 70 doluluk garantisi verdiğini açıklamış, bu durum Cumhuriyet tarafından duyurulmuştu. Borcun nasıl ödeneceğine ilişkin ayrıntılar Plan ve Bütçe Komisyonu gündemindeki yasa taslağı görüşmelerinde ortaya çıkmaya başladı. TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, “Hastasını garanti eden devletin, oluşacak borcu doktorların ürettiği artı değerden çıkarması anlamına geliyor. Milyarca liralık borcu yine doktorlar ödeyecek demek oluyor” diye konuştu. Babasının mezarını ziyaret etti nMARDİN (Cumhuriyet) KCK ana davasından tutuklu bulunan BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak’a, babası Yusuf Irmak’ın ölümü nedeniyle 2 gün cenaze izni verilmiş ancak jandarmaya verilen belgelerde mezarlığın adı olmadığı için cenaze törenine gitmesine izin verilmemişti. Adalet Bakanlığı’ndan beklenen izin cenazenin toprağa verilmesinin ardından geldi. Irmak dün cezaevine dönmeden önce babasının Derik ilçesine bağlı Direkli köyündeki mezarını ziyaret etti. Arasında Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve eski Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün de bulunduğu 57 belediye yöneticisi, kamunun ve kişilerin zarara uğramasına neden olacak şekilde görevi kötüye kullanma iddiasıyla 8 Şubat’ta hâkim karşısına çıkacak. İddialara göre belediye yetkilileri, üzerinde gecekondu bulunan 2B arazilerini Hazine’ye devretmeleri gerekirken belediye adına tescil etti. Bu araziler de usulsüz şekilde üçüncü şahıslara satıldı ve milyonlarca liralık rant elde edildi. Beykoz’da 2B olarak gözüken 184 ada 7 kök sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 19841988 yılları arasında belediye tarafından ıslah imar planı ve parselasyon uygulaması yapıldı. Taşınmaz üzerindeki gecekondu sahiplerine Maliye Bakanlığı tarafından tapu tahsis belgeleri verildi ve kanuna uygun olarak kullanılmak üzere belediyeye devredildi. 1995 yılında Beykoz’un tamamı doğal sit alanı ilan edilince hak sahiplerine tapuları verilemedi. Arazilerin Hazine’ye bedelsiz devrinin yapılması gerekirken belediye 2007’ten itirabaren parseller oluşturup bu arazileri üçüncü kişilere satmaya başladı. İlçe belediyesinin CHP’li meclis üyeleri de bu usulsüzlüklerle ilgili 2010 yılında suç duyurusunda bulun du. Suç duyurusunda arazilerin usulsüz olarak belediye yöneticilerinin yakınlarına devredildiği savunuldu. Beykoz Cumhuriyet Savcısı Orhan Korkmaz da 18 Eylül 2012’de 57 kişinin suça konu eylemleri birden fazla işlemeleri nedeniyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemi ile iddianame hazırladı. İddianamede Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin almadan Belediye Meclisi’nin 2010 yılında 811 ada 4 parsel sayılı taşınmazı kat karşılığı inşaat ihalesine çıkardığı, taşınmazın yüzde 50’sinin yükleniciye satıldığı ve sit alanında bulunan taşınmaz için 2011 yılında yapı ruhsatı düzenlediği kaydedildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear