02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Mersin Kazanlı’da krediyi ödeyemedikleri için icralık olan 93 çiftçiden biri olan Keser’in arazisi satıldı Çiftçi topraksız kaldı uZiraat Bankası Genel Müdürlüğü’nün kredi borcunu ödeyemedikleri için icralık olan üreticilere yeniden yapılandırma sözü boş çıktı. 93 çiftçiden biri olan Yusuf Keser’in 11 dönümlük arazisi ve evi, icra kanalıyla satıldı. Seracılık yapan Kazanlılı çiftçiler, sorunlarına dikkat çekmek için kasım ayında yürüyüş düzenlemişti. Ziraat de bu sırada kredi borcunun yeniden yapılandırıldığını açıklamıştı. ABİDİN YAĞMUR Merkez Bankası’nın Yeni Hedefleri TC Merkez Bankası 2013’ün ilk Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Rapor, TCMB’nin 2013 yılı sonunda enflasyon düzeyinin orta noktası yüzde 5.3 olmak üzere yüzde 3.9 ile yüzde 6.7 aralığında beklediğini; bu beklentiye koşut olarak da yıl boyunca yurtiçi kredilerin yüzde 15 büyüyeceğini ve reel döviz kurunda da önemli bir değişiklik olmayacağını varsaymakta olduğunu açıklamaktaydı. Enflasyon Raporu’nun söz konusu teknik beklentilerinin ardında aslında çok önemli bir ayırt edici özelliği hemen göze çarpmaktaydı: Rapor ile birlikte TCMB’nin kamuoyu ile paylaştığı teknik hedeflerin sayısının birdenbire üçe çıktığı görüldü. Bunlardan ilki enflasyon hedefinin yüzde 5 olduğu yönündeydi. TCMB’nin milli gelir büyüme hızı da yüzde 5 olarak beklenmekteydi. Bunlara ek olarak, cari işlemler açığının milli gelire oranı da yüzde 5 olarak hedeflenmişti. Rakamsal hedeflerdeki ısrarlılık, kamuoyunda TCMB’nin yeni hedeflerinin 5x5x5 şeklinde kısaltılarak anılmasına yol açtı. 5x5x5 paketi TCMB’nin Türkiye ekonomisinde 2013 ve sonrasındaki makro ekonomik dengeleri nasıl algılamakta olduğunu bir çırpıda özetlemekteydi. HHH 5x5x5 paketi içerisinde yer alan enflasyon hedefi, TCMB’nin açık enflasyon hedeflemesi rejimine geçtiği 2006 yılından bu yana uzun soluklu bir beklenti olarak gündemde durmaktadır. Milli gelirde yüzde 5’lik reel büyüme hedefi ise daha 2001 krizinden çıkış ve toparlanma konjonktüründe IMF’nin hazırlamış olduğu değerlendirme raporlarında ısrarla korunmuş ve 2000’li yıllara damgasını vuran yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefinin ayrılmaz bir varsayımı olarak dile getirilmiş idi. TCMB’nin söz konusu hedefi, diğer birçok bakanlık ve kamu kuruluşu ile birlikte, IMF’den esinlenerek 2010’lu yıllara taşıyor olması şaşırtıcı değildir. Cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 5 olarak korunagelmesi hedefi ise görece yeni bir makro ekonomik hedef olarak göze çarpmaktadır. 2012’nin ilkyarısında milli gelirin yüzde 9’una kadar sıçrayan cari işlemler açığı, TCMB tarafından fiyat istikrarını doğrudan doğruya tehdit eden bir finansal istikrarsızlık unsuru olarak değerlendirilmektedir. Ancak TCMB’nin, cari işlemler açığı oranının yüzde 5 düzeyinde korunmasını, finansal istikrarsızlık tehdidi açısından hazmedilebilir bir düzey olarak algılıyor olması varsayımı, makro ekonomik göstergeler ile uyumlu bir görünüm sergilememektedir. Türkiye ekonomisi 2008/09 kriz sonrasında toparlanma süreci içerisinde pozitif büyüme sergileyebilmek için giderek daha yüksek cari açık vermeye koşullanmış görünümdedir. Bu koşullanmanın bedeli ise tarım dışı işsizliğin yüzde 12 bandında süreklilik kazanması ve niteliksiz/taşeronlaştırılmış istihdam biçimlerine teslimiyet olarak yaşanmaktadır. HHH Merkez Bankası, söz konusu hedeflere ulaşmak için politika faizi yanında geleneksel olmayan politika araçlarına da başvuracağını açıklamış ve söz konusu araçlar arasında faiz koridoru ve zorunlu karşılık oranları opsiyonlarını saymıştır. Reel faizlerin yüzde 1’in altına düştüğü konjonktürde faiz politikasının artık tüm dünyada işlevini yitirmiş olduğu açıktır. Dolayısıyla, mevcut makro ekonomik yapıda zorunlu karşılık oranları tek başına kalmış görünümdedir. Ancak TCMB’nin makro ekonomik hedeflerinin 5x5x5 paketine dönüştürüldüğü bir ortamda, bu paketin hedeflerine efektif olarak sadece zorunlu karşılık oranı mekanizmasıyla ulaşılması olanaklı gözükmemektedir. TCMB, eğer fiyat istikrarının yanına finansal istikrar hedefini de gerçekçi olarak uygulamayı arzuluyorsa, elindeki politika araçlarını sermaye hareketlerinin doğrudan ya da dolaylı biçimde yönlendirilmesine yöneltmesi er ya da geç gerekli olacaktır. TZOB: Fiyatlar üreticiye yansımadı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ürünlerinin fiyatlarının üreticiyi sevindirmediğini belirterek “Gübre, mazot, elektrik gibi ürünlerin fiyatları artarken, finansman maliyeti ortadayken, çiftçinin ürettiği ürünün fiyatının bir yıl önceki fiyatın yüzde 7.57 altında kalması kabul edilebilir bir durum değildir” dedi. Bayraktar, üretici fiyatlarında genel enflasyonun, ocakta bir önceki aya göre yüzde 0.18, tarımda yüzde 2.62, tarım, avcılık ve ormancılıkta yüzde 2.95, tarım ve avcılıkta yüzde 3.23 gerilediğini belirtti. gidildiğini ve toprakların satılmayacağını açıklamıştı. Ancak bankanın bu açıklamalarına rağmen icra kanalıyla ilk tarım arazisi satışı geçen günlerde gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre, Ziraat Bankası’na 98 bin lira borcu olan çiftçi Yusuf Keser’in arazisi, geçen cuma günü Mersin 3. İcra Dairesi’nde satışa çıkarıldı. 11 dönüm arazi, 3 katlı müstakil ev ve yüksek sera için ekspertiz 240 bin lira değer biçerken icra dairesindeki açık artırmada arazi ve üzerindeki varlıklar 125 bin liraya satıldı. Akdeniz Örtüaltı Sebze Üreticileri Birliği Başkanı Tansel İzgi, arazi satışını doğruladı. İzgi, “Geçen hafta çarşamba günü Ziraat Odası’nda, Ziraat Bankası yetkilileriyle bir grup bir çiftçi olarak bir araya geldik. Orada bize, borçların yeniden yapılandırıldığı söylendi. 3 yıllık bir ödeme planı çıkarıldığı söylendi. 2 gün sonra da icra dairesinde bir üreticinin arazisi satışa çıkarıldı ve satıldı. Ziraat Bankası yetkililerinin yeniden yapılandırma sözü verdiği onlarca dosya var. Ancak bir dosyada satış işlemi yapıldı. Diğer çiftçilerin arazilerinin de satılmasından endişe ediyoruz” dedi. Çiftçileri, kredi borcu nedeniyle icraya vermekle suçlanan Ziraat Bankası, 11 Kasım 2012 tarihli resmi açıklamasında, arazilerin satılacağı iddialarını yalanlamış ve açıklamada, “Çeşitli nedenlerle borçları yapılandırılamayan üreticilerimiz Bankacılık Kanunu ve teamülleri gereği yasal takip hesaplarında izlenmektedir. Ancak bu üreticilerimizin de teminat olarak alınan menkul ve gayrimenkulleri iddia edildiği gibi haraç mezat satılmamakta, normal yollardan tahsili için gereken yollar sonuna kadar denenerek anlaşılacak orta bir yol bulunmaya çalışılmaktadır. Ziraat Bankası’nın tarihine bakıldığında da bunun hep bu şekilde sonuçlandığı görülecektir” denilmişti. MERSİN Ziraat Bankası’na kredi borcunu ödeyemediği için icralık olan onlarca Kazanlılı çiftçiden biri olan Yusuf Keser’in 11 dönümlük arazisi ve evi, icra kanalıyla satıldı. Akdeniz Örtüaltı Sebze Üreticileri Birliği satıştan dolayı Ziraat Bankası’nı suçladı. Mersin’in Kazanlı beldesinde seracılık yapan 93 çiftçi, Ziraat Bankası’na olan kredi borçlarını ödeyemedikleri için icralık olmuştu. Çiftçiler, yaptıkları eylemlerle seslerini duyurmaya çalışırken Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, hiçbir çiftçinin icraya verilmediğini, borçların yeniden yapılandırılması yoluna BankPozitif şubesiz atakta Ekonomi Servisi Türkiye’de daha önce açtığı 14 şubeyi kapatan BankPozitif, farklı bankacılık modeliyle tüketici kredilerini tümüyle teknolojik kanallar üzerinden vermeye yönelirken, gerçek anlamda şubesiz bankacılık dönemine odaklandı. BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Akçakayalıoğlu, 2012 Ocak ayından itibaren uygulamaya başladığı ‘Yeni Nesil Bankacılık’ anlayışı ile Türkiye’de müşterilerine internetten kolay ulaşılır ve hızlı bireysel kredi hizmeti sunduklarını ve bu yönüyle BankPozitif’in ‘adrese teslim kredi’ olarak nitelediği yeni iş modeli ile genişleyen bankacılık pazarının rol modeli olduğunu söyledi. Akçakayalıoğlu, kredi başvurusunun sadece internet ortamında yapılabildiğini belirterek, “Tüketici kredisi için her ay 5060 bin başvuru alıyoruz. Başvuruların yüzde 45’i tüketicinin kredi geçmişine paralel olarak onay alıyor” dedi. LC WAİKİKİ KURUCU ORTAKLARI ŞEFİK DİZDAR (SOLDAN) İSMAİL KISACIK VE YÖNETİM KURULU BAŞKANI VAHAP KÜÇÜK LC Waikiki, 2013’te 220 milyon TL yatırım yaparak 3 bin kişiye yeni istihdam sağlamayı ve yılı 4.5 milyar TL ciroyla kapatmayı hedefliyor. Yeni teşvik yasası geç kaldı Türkiye pazarında belli bir doEkonomi Servisi yum noktasına geldiklerini, bunTürkiye’nin 71 ilinde 377, dan sonra ağırlığı yurtdışına vereceklerini anlatan Vahap Küçük, yurtdışında ise 15 ülkede 45 mağazayla hizmet veren LC yeni teşvik yasasının da geç kaWaikiki, bu yıl yurtiçinde 28, lınmış bir yasa olduğunu anlatyurtdışında ise 38 mağaza tı. Küçük, Türkiye’de 27 ile dağılaçmayı planlıyor. mış 58 atölyelerinin bulunduğuLC Waikiki Yönetim Kunu, bunların 11 tanesinin de Dorulu Başkanı Vahap Küçük, ğu ve Güneydoğu Anadolu’da düzenlediği basın toplantısınyer aldığını ifade etti. 2013 için da LC Waikiki’nin ortaklık yaiyimser olduklarını anlatan Küpısının Küçük, Dizdar, Kısaçük, “Umarırız 2013’te hava cık ve Amoual olmak üzere şartları kötü gitmez. Çünkü dört aileden oluştuğunu söyledi. 2012 çok sıcak geçmişti. Bu Şirketin Türkiye’de şu anda da satışlarımızı olumsuz et377 mağazası, 3.5 milyar TL cikilemişti” dedi. rosu, yurtdışında 15 ülkede 45 kadın devrimidir. Hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, kadının insan haklarının da güvencesidir” diyerek laikliğin nasıl tersyüz edildiğine ve durumdan en çok kadınların zarar göreceğine şu sözlerle dikkat çekiyorlar: “Yüzyıllar boyunca değil yurttaş olmak, insan olarak bile yok sayılan, ancak laik hukuk devrimi ile ailede, eğitimde, istihdamda, kamuda ve siyasette erkeklerle eşit birey kabul edilen kadınların bir bölümünün bu özgürlüğü ve eşitliği tersine çevirmek gayretini ve öfkesini hayretle izlemekteyiz. Unutmayalım ki laiklik ve onun sağladığı eşitlik, özgürlük ve adalet en çok biz kadınlara lazımdır. Ve yarın çok geç olabilir.” Aydınlık yüzlü, mücadeleci bu kadınlarda sevgili Türkel Minibaş’ı gördüm bir an. Ve de onsuz geçen 4 yılda kadınların ne kadar mevzi kaybettiklerini, işin belki de en trajikomik yönü, kadınlarının büyük çoğunluğunun bunun farkında bile olmadığını... LC Waikiki 3 bin kişiyi işe alacak mağazasının bulunduğunu açıklayan Küçük, 2004’ten beri pazar lideri olduklarını, kurumsal vergi sıralamasında 26’ncı sırada bulunduklarını, 2012 büyümesinin toplam yüzde 22 olduğunu ve toplamda 18 bin 650 kişi çalışana sahip olduklarını aktardı. Mağazalarına haftada 10 milyon ziyaretçi aldıklarını, bu rakamın hafta için 6 milyon, hafta sonu 4 milyon olduğuna işaret eden Küçük, “Yani hafta içi bir Ankara nüfusu mağazalarımıza giriyor. Hafta sonu da bir İzmir nüfusu mağazalarımızı ziyaret ediyor diyebilitecavüzcülere her fırsatta iyi hal indirimi veriyor... Başbakan Erdoğan’ın gündemindeki önemli maddelerden biri “çok nüfuslu Türkiye”. Bunun önemli bir güç ve avantaj olduğunu düşünüyor. Peki biz 38 milyon kadın, bu sayımızı neden bir güce, bir avantaja çeviremiyoruz? Neden olmuyor? Demek ki sadece sayı yetmiyor. Güç için, küresel dünyada bu gücü avantaja çevirmek için öncelikle nitelikli bireyler yetiştirmek gerekiyor. 1950’lerde Türkiye ile aynı kulvarda başlayıp bugün dünyanın sayılı ekonomik güçlerinden biri haline gelen Güney Kore örneği karşımızda. Bugün dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’in kalkınma programında önceliği eğitime verdiği gerçeği de keza... “Çok doğurun” deyip kimse aldırmayınca bunu parasal teşvike bağlamak sadece en yoksul kesimlerin çocuk sayısında ciddi patlama ile sonuçlanır. Bunun da önümüzdeki dönem Türkiye’ye bedeli niteliksiz, eğitimsiz, riz” dedi. Türkiye’de 10 tüketiciden 9’unun markalarını bildiğini dile getiren Küçük, bunlardan 8’inin mağazalarını ziyaret ettiğini, 6’sının da alışveriş yaptığını kaydetti. Küçük, gelişmekte olan ülkelerle çevre ülkelerde pazar lideri olmayı hedeflediklerini anlatarak “Bu yıl İran, Ukrayna, Makedonya, Kosova, Sırbistan, Tunus, Cezayir, Libya ve Lübnan’ın yanı sıra yeni mağazalar açacağız” dedi. Küçük, “2017’ye kadar yurtdışında 365 mağazamızı daha hayata geçireceğiz” diye konuştu. yoksul bir gençlik ordusu olarak karşımıza çıkar... Bir süredir ortalıkta “kadın istihdamını artıracağız” teranesi dolaşıp duruyor. Peki hem kadın istihdamını hem de 34 çocuğu teşvik etmek nasıl iş? Ne kadar inandırıcı? Milliyet yazarı Meral Tamer geçen haftaki yazısında Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmet Koç’un, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine dayanarak yaptığı çalışmayı aktarmıştı. Buna göre: l Kentlerde hiç çocuğu olmayan kadınlarda çalışma hayatına katılım % 31. l Yine kentlerde 1 çocuğu olan kadınlarda % 30. l 2 çocuğu olan kadınlarda çalışma hayatına katılım % 27. l 3 çocuğu olan kadınlarda % 19. l 4 çocuğu olan kadınlarda % 8. l 5 ve daha fazla çocuğu olan kadınlarda çalışma hayatına katılım sadece % 5. Acaba hem kadın istihdamını hem çok çocuk teşvikini hararetle savunan, üstelik kendisi de kadın olan Aile Bakanı Fatma Şahin bu konuda ne düşünüyor? 4 yıl önce bugün aramızdan ayrılan Prof. Dr. Türkel Minibaş’ın anısına... Tam sevgili Türkel Minibaş’a yine açık bir mektup mu yazsam, Başbakan ve avanesinin kadınların bedeni üzerine artık iyiden iyiye benimsedikleri “çok çocuk doğurun” söyleminden başlayarak kürtaj yasağına, sayıları her geçen gün artan kadın cinayetlerine kadar 2013 Türkiyesi’nde kadınların durumunu özetlesem mi diye düşünürken gazetedeki odamın kapısı açıldı ve bir sürü kadın içeri girdi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nin avukat Nazan Moroğlu başkanlığında değerli temsilcileri... Kadın Araştırmaları Derneği, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kadın Haklarını Koruma Derneği, Notre Dame de Sion’lular Derneği, Türk Kadınlar Birliği, İP, CHP Kadın Kolları ve diğerleri... Laiklik ilkesinin anayasada yer almasının 76. yıldönümü (5 Şubat 1937) dolayısıyla bir basın bülteni hazırlamışlar. “Cumhuriyet bir 38 Milyon Kadınız... Gücümüz Ne Kadar? Yaklaşık 38 milyon kadınız ve bu ülkede nüfusun yarısını biz oluşturuyoruz. Ama bugün bedenlerimize bile sahip çıkamıyoruz. Daha çok doğurmak konusunda ciddi baskı görürken doğurmama hakkımızı neredeyse elimizden alıyorlar... Koca izni olmadan yapılan kürtajlara soruşturma açılıyor. İçimizden her gün onlarcası yakınlarındaki erkekler tarafından ya şiddet görüyor ya öldürülüyor. Hâlâ bu ülkede babalar 12 inek karşılığı kızlarını evlendirebiliyor. Sığınaklardaki kadınların üçte birinin çocuk gelin olduğu saptandı. Devlet kendisinden onu korumasını isteyen kadınların çoğunu koruyamazken, tutuyor GÜNÜN İÇİNDEN MOTORİNE YİNE ZAM: Benzinden sonra motorine de yılın ikinci zammı geldi. Motorine litre başı 7 kuruşluk zam yapıldı. Zamlı tarife dün gece yarısından sonra devreye girdi. Motorine en son 5 Ocak’ta 5 kuruş zam gelmişti. OTO PAZARI BÜYÜDÜ: Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı ocakta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.23 artarak 35 bin 523 adet olarak gerçekleşti. Otomotiv Distribütörleri Derneği’ne göre, otomobil satışları bu yıl ocakta, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22.57 artarak 25 bin 835 adede ulaştı. UÇAK YOLCUSU ARTIYOR: Türkiye’de ocakta havayolu yolcu trafiği, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12.6 artarak, 8 milyon 420 bin 991 oldu. Devlet Hava Meydanları İşletmeleri’ne göre, iniş kalkış yapan uçak trafiği, ocakta geçen yılın aynı dönemine göre iç hatlarda yüzde 12.1 arttı. İç hat yolcu trafiği de yüzde 7.8 artışla 5 milyon 181 bin 175 oldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear