29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 KASIM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Windsor Dükü ve Düşesi’nin ünlü Cadillac’ı açık artırmaya çıkıyor 19 ‘Düşes’ kimin olacak? Kültür Servisi Dillere destan aşk öyküleriyle tarihe geçmiş olan Windsor Dükü ve Düşesi için özel olarak tasarlandığı söylenen 1941 model Cadillac limuzin, 21 Kasım’da New York’ta açık artırma ile satışa sunulacak. RM Auctions ve Sotheby’s tarafından ortaklaşa düzenlenen “Otomobil Sanatı” başlıklı müzayedede yer alan ünlü Cadillac’a 500 bin ile 800 bin ABD doları arasında bir tahmini değer biçiliyor. Windsor Dükü, söz konusu Cadillac’ı, 1941 yılı için çok büyük bir miktar sayılabilecek 14 bin ABD Doları’na satın almıştı. Bir zamanlar “Düşes” adıyla anılan ve Windsor Dükü ile Düşesi’nin New York’ta kullandıkları Cadillac limuzin, dönemin gazete sayfalarında ve haber ve aktüalite filmlerinde sık sık yer almıştı. Uzun süredir yok olduğu sanılan Cadillac, 1952’den bu yana göz önüne çıkmamıştı. Büyük Britanya kralı VIII. Edward, 1936 yılında Wallis Simpson ile evlenebilmek için tahttan feragat etmiş ve yaşamını Windsor Dükü unvanıyla sürdürmüştü. Windsor Dükü ve Düşesi’nin aşk öyküsü, Britanya’da olduğu kadar bütün dünyada büyük yankı uyandırmış ve filmlere konu olmuştu. Kızlı Erkekli Direnmek... Herif, kadını çok sevdiği için öldürür; o ahlaksızlık değildir. Kadını kıskandığı için burnunu keser; ahlaksızlık değildir. Namusuna çok düşkün olduğu için aile meclisi karar alırı: Kızı öldürür, küçük kardeşe öldürtür, intihara zorlar; normaldir. Mahallenin en namuslusu geçinir, karanlık köşelerde kendi kızına, kardeşinin karısına, yeğenine tecavüz eder; duyulmadığı sürece sıradandır... Kadına aç, kadından uzak yetiştiğinden, “turist kız bana gülümsedi demek ki beni istiyor” zannına kapılır ve saldırır; geri çevrilince de saldırganlaşır, olağandır. Üniversite yönetimi öğrenciden gebelik testi isteyebilir; hapishane ziyaretinde kadınlar çıplak aramaya tabi tutulabilir; polis gösteride yakaladığı kızları polis arabasında taciz edebilir; birden çok kişinin tecavüzüne uğramış kız çocuğuna defalarca mahkemede yaşadıkları anlattırılır, çocuk gelinler artar... Bunlar benim ülkemde ahlaksızlık sayılmaz... Ama kızlıerkekli bir arada evi paylaşmak, yemekhaneyi paylaşmak, merdiveni paylaşmak! Zinhar! İşte bu ahlaksızlıktır! Reşit insanların kendi yaşamlarına, ne giyeceklerine, kiminle nasıl sevişeceklerine karar vermeleri, işte bu ahlaksızlık sayılır! Uluslararası Görsel Sanatlar Enstitüsü’nün desteğinden yararlanacak sanatçı belirlendi INIVA’dan ilk destek Burak Delier’e HANDE EAGLE LONDRA Uluslararası Görsel Sanatlar Enstitüsü INIVA’nın, dünyanın dört bir yanından gündemde yerini almış sanatçılara sağlayacağı destekten ilk yararlanacak sanatçı, Türkiye’den Burak Delier oldu. 1994’te kuruluşundan bu yana, özellikle günümüz toplumunun kültürel çeşitliliğini yansıtan güncel görsel sanatlar çerçevesinde yeni düşüncelere açılım getirme konusunda gerçekleştirdiği çalışmalarıyla tanınan INIVA, İngiltere Sanat Konseyi tarafından destekleniyor. INIVA’nın, “Komisyon ve Sergi Fonu” adını taşıyan bu yeni girişiminin sağlayacağı destekten bu yıl ilk kez yararlanacak sanatçının, güncel sanat yoluyla kapitalizmi ele alan Burak Delier olduğu, kuruluşun Londra’nın Shoreditch semtindeki binası Rivington Place’de 6 Kasım akşamı düzenlenen “Komisyon ve Sergi Fonu” açılışında duyuruldu. Sanat eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi’nde tamamlamış olan Delier, 2001’den bu yana Türkiye’de ve Avrupa’da kişisel sergiler açtı, karma sergilere katıldı. 2006’dan bu yana konuk sanatçı olarak çalışmalarını Almanya, Yunanistan, Lübnan ve Fransa’da da sürdüren Delier’in işleri 2008 ve 2010’da Taipei Bienali’nde, 2005 ve 2007’de ise İstanbul Bienali’nde yer aldı. “Yaşadıkları yer, içinde bulundukları ortam ve kültür nedeniyle çalışmalarında dünya düzenini sınama ve tartışma fırsatına sahip olmayan he Koleksiyoner Saruhan Doğan ve Burak Delier kızıla boyanmış duvardan oluşan yapıtın önünde. yecan verici sanatçılara yaratıcı özgürlük, küratoryal destek sağlamak ve kariyerlerini bir sonraki aşamaya taşımalarına yardımda bulunmak” için kurulan “Komisyon ve Sergi Fonu” her yıl yeni sanatçılarla işbirliğinde bulunmayı planlıyor. “Uluslararası düzlemde yeni sanatçıları daha geniş kitlelerle tanıştırma” amacını güden fon, seçtiği sanatçıdan yapıt satın alıp sanatseverlere sergilemeyi hedefliyor. Delier’in bu fon kapsamında gerçekleştireceği yapıt da 26 Mart17 Mayıs 2014 tarihleri arasında Rivington Place’de sergilenecek. Sanatçının çalışması, toplumsal konulara, hem Türkiye’yle hem de dünyayla bağdaştı u Günümüz toplumunun kültürel çeşitliliğini yansıtan güncel görsel sanatlar kapsamında yeni düşüncelere açılım sağlama konusundaki çalışmalarıyla tanınan INIVA’nın desteğinden yararlanacak ilk sanatçı Delier, güncel sanat yoluyla kapitalizme eleştirel bakışlar getiriyor. ran bir açıdan eleştirel bir yaklaşım getirecek. Gerilla sanatı taktiklerini ve absürdist bir espri anlayışını bir araya getiren Delier’in yapıtları, muhalif olduğu neoliberal medya stratejilerini de sıkça konu almakla birlikte alaycı bir bakış açısı sunuyor. Çalışmaları film, enstalasyon, resim gibi birbirinden farklı yöntemleri içeren Delier, aynı zamanda “katılımcı sanat”ın genç öncülerinden biri. Pilot Sanat Galerisi’nde 2012’de sergilenen “Koleksiyoner’in Dileği”, sanatçının “katılımcı sanat” akımına uyan çalışmalarından biri. Delier, koleksiyoner Saruhan Doğan’ın isteği/dile ği doğrultusunda gerçekleştirdiği ve kızıla boyanmış koskoca bir duvardan oluşan yapıtta, kendi heyecanı ve yaratıcılığını yansıtmak yerine sadece koleksiyonerin talimatlarına kelimesi kelimesine uyan bir “robot” işlevi görüyordu. Nitekim Delier’in Doğan’la gerçekleştirdiği “söyleşinin” film olarak kayda alınarak serginin “asıl yapıtı” olarak gösterilmesiyle, güncel sanat piyasasının halen beslemeye devam ettiği “hamlık” ve “çarpıklık” somut bir biçimde örnekleniyordu. INIVA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Tessa Jackson da yeni girişimleriyle ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “INIVA’nın ilk Komisyon ve Sergi Fonu’na değer görülen sanatçının Burak Delier olduğunu açıklamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sanatçıların toplumsal konuları sorgulama özgürlüğüne sahip olması önemli. Kurmuş olduğumuz fonun amacı da sanatçılara sorgulama özgürlüğüne sahip olmaları için destek ve fırsat sunmak. Delier yalnızca Türkiye’yle ilgili durum kapsamında değil, birçok toplumun üzerine kurulu olduğu ekonomik sistem hakkında yorum yapıyor.” (hande@handeeagle.com) Sevişme talebi formu Üç gündür tüm ayrıntıları okuyorsunuz! Başbakan’ın “incilerini” tekrarlamayacağım. Sosyal medyada gençler yine muhteşem bir yaratıcılıkla, mizahla, ironiyle, akılla, çağdışı zihniyete karşı direniyor. Şimdiki gençler harika! Yaratıcılıkta sınır tanımıyorlar! Bir dilekçe formu hazırlamışlar. Valiliğe hitap ediyor: “Aşağıda isim ve kimlikleri bulunan evli çift olarak ../../... tarihinde..:.. saatleri arasında ... şu adreste çocuk yapmak amacıyla sevişmek istemekteyiz” diye başlıyor. “İş bu sevişme talebimizin en kısa sürede Başbakanlık onayına gönderilmesini ve tarafımıza bilgi verilmesini arz ederiz” diye bitiyor. En altta da “Bu bölüm Sevişme İzin Memurluğu tarafından doldurulacaktır” başlığıyla “Onaylandı / Onaylanmadı” seçeneği var. Çok eğlenceli, ama gelin görün ki... Asıl rezillik Gelin görün ki, gülünemeyecek kadar vahim ve rezil bir durumla karşı karşıyayız! Başbakan’ın sergilediği bu zihniyet Türkiye’yi vesayet altına alıyor. Sahi biz askeri darbelere niye karşı çıkmıştık! Bu toplumun rüştüne inanmıyor Başbakan. Öfkelenmesi, kızması, intikam almak istemesi, suçlaması, cezalandırması, tek karar verici benim demesi bundandır! Asıl önemli ve vahim olan Başbakan’ın sözlerinin Türkiye’de çoğunluk tarafından beğeniyle karşılanmasıdır. Asıl korkuncu Başbakan’ın o niyet açıklamasını oy kaygısıyla yapmasıdır. Yoksa hangi adreste kimin kiminle seviştiğini hiçbir valiliğin, polisin, denetim altına alamayacağını bal gibi bilir. Yasa çıkarsa bile uygulanamayacağını da... Asıl vahim olan, yaşam tarzına müdahaledir. Kadınerkek ayrımcılığını her alana yaymaktır. Asıl korkunç olan milleti ihbarcılığa kışkırtmasıdır. Artık padişahtan çok padişahçılara gün doğmuştur! Asıl acıklı olan başta Bülent Arınç’ın ve Yalçın Akdoğan’ın, sonra da birçok AKP’li milletvekili ve AKP’ye oy verenlerin düştükleri durumdur. Malum, yetmez ama yine de temizliğe yatak odasından başlanabilir... “Yetti gayrı” denebilir... Kızlı erkekli direnenlere katılınabilinir. PERA’DA FİLM GÖSTERİMİ, ARTE’DE SERGİ Kültür Servisi Pera Film, 17 Kasım’a kadar İstanbul Uluslararası Göç Örgütü işbirliğiyle kadın ve göç konusuna odaklanan “Sınırdaki Kadınlar” film programı sunuyor. Her gün bir film gösteriminin yapılacağı programda ülkeler, evler ve sürgün arasında kalmış kadınlar ya da kız çocuklarının yaşadığı duygusal değişimler ve yolculuk anlatılıyor. Programda “Bir Ayrılık”, “Peki Şimdi Nereye?”, “Azraili Beklerken”, “Tepelerin Ardında” gibi zorlayıcı koşullarla karşılaşan kadınların hikâyelerini aktaran yedi film yer alıyor. Ayrıntılı bilgi için http://www.peramuzesi.org.tr/ Uluslararası Göç Örgütü (IOM), göçmenlikle ilgisi veya göç deneyimi olan sanatçıların göç temalı eserlerinden oluşan “Sanatın Kanatları” adında bir de sergi düzenliyor. Yerli ve İstanbul’da yaşayan yabancı sanatçıların eserlerinin yer aldığı sergide, göçün kültürel çeşitlilik gibi olumlu etkilerinin vurgulanması amaçlanıyor. Sergi 1116 Kasım tarihleri arasında Beyoğlu’ndaki Arte İstanbul gezilebilir. Sınırdaki kadınlar SEÇMELER 17 KASIM’DA NDS FRANSIZ LİSESİ’NDE Kültür Servisi Notre Dame de Sion (NDS) Fransız Lisesi’nin orkestrası Orchestra’Sion adına, uluslararası piyano yarışması düzenlenecek. 1117 Kasım tarihleri arasındaki yarışmanın hedefi dünyanın dört bir yanından seçilmiş olan, uluslararası düzeydeki profesyonel müzisyenleri tanıtmak olarak açıklanıyor. Başkanlığını Stéphane Blet’in yaptığı jüride Ali Darmar, Dong Jun Kim, Süher Pekinel, Nikoloas Samaltanos, Ayşegül Sarıca ve Franck Ciup bulunuyor. 11 Kasım’da başlayacak seçmeler, NDS Fransız Lisesi’nin konser salonunda yapılacak ve yarışmanın ödül töreni 17 Kasım Pazar günü saat 19.00’da, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşecek. İzleyicilere açık olan gecede yarışmanın kazananları da birer konser verecekler. Uluslararası piyano yarışması
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear