22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 HAZİRAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 ‘Torba Yasa’lar, artık “geleneğinında ödenemeyen tutarların 1 miz” oldu. Yasa yapmışken “torba” Temmuz–31 Ekim tarihleri arayapıyoruz ve içine pek çok şeyi sında ödenmesi gerekiyor. Aydolduruyoruz. rıca, zamanında yapılamayan İşte böyle bir yasa geçen yıl, büödemeler için vade tarihinden yük ölçüde gündemimizi oluşturödemenin yapılacağı tarihe du. Bu yasa, 6111 sayılı yasa idi. kadar gecikme zammı oranınBununla, vergi ve diğer bazı devda geç ödeme zammı aylık let alacakları yapılandırılmış, matyüzde 1.40 olarak alınıyor. rah arttırımı ve stok affına ilişkin düAynı hüküm, cari dönem zenlemeler yapılmıştı. vergi ve sigorta primi ödemeYasa çok sayıda kişiyi ilgilendilerini zamanında yapamamaları riyordu. Resmi rakamlara göre sebebiyle yapılandırmaları boyeniden yapılandırılmada 5 milyon 112 bin etmiştik. zulan mükellefler açısından da geçerli Nitekim öyle de oldu. İşletmeler bu ka olacak. Yine benzer şekilde, 6111 sayılı ka334 başvuru alınmış, 6 milyon 32 bin 972 adet dosya yapılandırılmıştı. Yapılandırılan tı kurallara uyamadılar, gerekli ödemeleri nun kapsamında pişmanlıkla ya da kentoplam alacak tutarı ise 58.3 milyar liraya vadesinde yapamadılar ve yapılandırma diliğinden beyanda bulunup gerekli ödeları bozuldu. ulaşmıştı. meleri yapamayan mükellefler de 31 Ekim Bu bozulma, tabii ki borçlu mükellefler tarihine kadar gerekli ödemeleri yapmaları Ancak burada bizce daha da ilginci; yalnızca SGK özelinde dahi, borç yapılan için istenmedik bir durumdu ve alacaklı ta halinde kanunun tanıdığı imkânlardan yadırma fırsatını kullanmayıp kuruma borcunu raf olan “devlet” de bu bozulmadan çok rarlanmaya devam edecekler. ödememekte ısrar eden kişi sayısının 1.6 memnun olmadı. Önemli olan alacağın tahEvet… Yapılan düzenlemeler gerçekten sil edilmesiydi. Ancak, yapılandırmanın bo “affın affı” niteliğinde sayılacak düzenlemilyonu bulmasıydı. 6111 sayılı yasa ile ödeme yükümlülü zulması bu alacakların tahsilini daha da zor meler. Ama bu tür düzenlemeler sayesinğü altına giren mükelleflerin, bu ödemeleri laştırıyordu. de mükellefler hep aynı kısırdöngüyü yaİşte bu nedenle ilk çıkan “Torba Yasa”da şıyorlar. Zamanında ödeme yapan müzamanında yapabilmelerini sağlamak için çok katı kurallar getirilmişti. Buna göre, ya gerekli düzenlemeler yapıldı ve yapılan kellefler kendilerini hep kötü hissediyorlar. pılandırılan borçlarını bir takvim yılında 3 dırmaları bozulan mükellefler affedildi. Yapılandırmanın bozulmaması için kredi kez ödeyemeyen mükelleflerin yapılan Yani daha önce aftan yararlanıp gereğini kullanan ve bu sayede ödemelerini düzenli dırmaları bozuluyordu. Ayrıca, yapılan yerine getiremeyen mükellefler yeniden af yapan mükellefler olduğunu biliyoruz. dırmanın uygulandığı süre içinde, cari dö fediliyordu. Bu şartlar altında, tüm vergisel ödevleBu düzenleme 15 Haziran tarihinde rini zamanında yerine getiren, ödemelerinem katma değer vergisi, stopaj, özel tüketim vergisi vb. vergilerini, bir takvim yı Resmi Gazete’de yayımlanan 6322 sayılı ni gününde yapan mükellefler, kendileri için kanunla yapıldı. Buna göre, zamalında 3 kez ödeyemeyen mübir “iyilik” beklemeye devam edikelleflerin yapılandırmaları yiyorlar. Bilindiği üzere, ne bozuluyordu. Sosyal Güvenlik KuYapılandırmanın bozulması rumu’na karşı tüm yüda tüm borçlar üzerinden, yekümlülüklerini zamaniden yüksek oranda faiz henında ve eksiksiz ye657’ye tabii sözleşmeli saplanması ve borçların murine getiren mükelpersonelim. Annemi 1990 accel hale gelmesi anlamına lefler yüzde 5 orayılında SSK emeklisi iken geliyordu. nında prim indiriminkaybettim. Bekârım, annemden Sorularınız için O dönem en yetkili ağızladen faydalanıyorlar. yetim aylığı alabilir miyim? malicozum?ismmmo rın sürekli “yasadan yararlaAynı düzenleme ver.org.tr adresine mail Serap Özer nan, ancak 3 taksiti üst üste gi için yapılamaz mı? atabilirsiniz. Tüm 657’ye tabii sözleşmeli aksatan hakkını kaybedecek” Pek tabii ki yapılabisorular eposta ile personel olmanız açıklamalarına karşın, bu kalir. Hatta böyle bir tek tek münasebetiyle SSK’den yetim cevaplanacaktır. tı kuralların işletmeleri zora düzenleme vergi aylığı alamazsınız. sokacağını ve yapılandırmatahsilatının hızlandan beklenen verimin alınamasını da sağlayamayacağını defalarca ifade bilir. Mobbinge ilaç Borçlar Kanunu! İşyerinde uygulanan psikolojik tacizi tanımlayan mobbing, işçinin, emekçinin çalışma hayatındaki en büyük düşmanıdır. Önemine karşın, bugüne kadar bir yasal düzenleme yapılmaması dikkat çekicidir. Bu anlamda, 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek yeni Borçlar Kanunu ile psikolojik taciz konusuna düzenleme gelecek olması önemlidir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 417’nci maddesiyle işçinin kişiliğini koruma borcu düzenlenmiş ve işverenler, işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlü tutulmuştur. Mobbingin geniş tanımı; “Bir işçinin kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre işyerinde üstleriastları veya eşitleri tarafından aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik taciz”i ifade eder. Sistemli ve sürekli olarak çalışanın genellikle psikolojik ve bazen de hem psikolojik hem de fiziksel olarak bir baskı altına alınması söz konusudur. Mobbing, aynı zamanda bir işyerinde çalışan ve diğer çalışma arkadaşları tarafından kıskanılmaya bağlı olarak yapılan duygusal saldırıları da içerir. Çalışma hayatı; özellikle iş hukukunda mobbing genellikle işverenler/vekilleri tarafından, işçinin tazminat almasına ve işe iade hükümlerinden yararlanmasına engel olacak tarzda işçiyi istifaya zorlayacak şekilde sistematik olarak uygulanır. Uygulamada, iş güvencesi kapsamında iş akdi feshedilip davayı kazanıp işe iade hakkı kazanan işçiyi, işveren işe başlatır. Ancak işçi işe başladıktan sonra bazı sorunlar ortaya çıkar. İşveren bazı durumlarda işe iade davasını kazanan işçiye işten ayrılmadan önce sağladığı bazı haklarını kısar ve diğer işçilere gösterdiği inisiyatifi bu işçiye göstermez. Örneğin, işyerinde işçilerin işini erken bitirmesi vs. nedenlerle birkaç saat erken bırakmasına karşın işe iade olan işçiyi yasal sürenin sonuna kadar bekletebilir. Bu aşamada, işçinin haklarını bilmesi önemli. Mobbingin bitmesinden itibaren 6 gün içinde haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecek olan işçinin bir yıldan fazla çalışması varsa kıdem tazminatını talep etme hakkı vardır. İşverenin sorumluluğu da Yeni Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesine göre tanımlanmakta. Buna göre işveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. ‘Affın Affı’ Değil ‘İyilik’ Çözer Amaç Halkı Hizaya Getirmek!.. Dağlıca’da 8, Belen’de 1 evladımız şehit edilmiş, 19 askerimiz yaralanmış, Tayyip Bey Meksika’dan, G20 zirvesinden mesaj veriyor: Yaklaşan barışa PKK engel olamayacak!.. Gözlerime, kulaklarıma inanamadım; hangi yaklaşan barış?.. Eğer “yaklaşan barış” diye, Leyla Zana’nın, “Bu işi ancak Başbakan çözebilir” çıkışını, bir zamanların “amiral gemisi”, şimdilerin “ehlileştirilmiş” gazetesinin bu çıkışa çarpıcı bir “sürmanşetle” çanak tutuşunu, AKP kurmaylarının Zana’ya neredeyse “ilanı aşk” edişini kastediyorsanız... Eğer “yaklaşan barış” diye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Öcalan’a ev hapsi uygulanabilir” açıklamasını işaret ediyorsanız... Eğer “yaklaşan barış” diye, Kandil’deki terörist başı Karayılan’ın, buluştuğu gazeteciye verdiği olumlu, hatta sıcak mesajları gösteriyorsanız... Eğer “yaklaşan barış” diye, okullarda seçmeli Kürtçe ders başlatılmasını gerekçe olarak kabul ediyorsanız... Kusura bakmayın ama çok safsınız, bunlar yalnızca elma şekeri... Bunlarla barışa gidilemeyeceğini herkesten çok bu sözcüğü kullananlar biliyor. Oyun çoktan bitti, şimdi uzatmalar oynanıyor!.. ??? Ortada ne yazık ki yaklaşan bir barış filan yok!.. Ama perde arkasında yapılan pazarlıklar, Türkiye’nin fiilen bölünmesi için atılan adımlar, tutulan tutanaklar var!.. Tabii, eğer bölünmenin kod adı “barış” konmuşsa orasını bilemem!.. Öncelikle Silvan saldırısının hemen ardından ortalığa dökülen Oslo’daki PKKMİT görüşmesini bir kez daha dikkatle okumak gerekiyor. O görüşmede tarafların imzaladıkları tutanaktaki gizlenen bir maddeyi The Taraf’ın polislikten ayrılma yazarı Emre(ullah) Uslu neredeyse iki hafta önce köşesinde, üstelik Başbakan’a hitaben “Mert ol” çağrısıyla yazmıştı: Güneydoğu’da PKK’ye karşı savaşan subaylar savaş suçlusu olarak yargılanacak! Geçen hafta bu iddiayı köşeme taşıyıp iktidarın mutlaka açıklama yapması gerektiğini belirtmiştim. TSK’yi terör karşısında neredeyse tamamen sıfırlayacak böylesine vahim bir iddia karşısında hâlâ tıs yok, iyi mi?.. Demek ki doğru!.. F tipi cemaatin dergisi Aksiyon’un son sayısında ABD’nin Adana Konsolosu Daria Darnell başkanlığında bazı Kürt liderlerle İncirlik üssünde toplantılar yapıldığını ve Kürtlerin geleceğine ilişkin kararlar alındığını yazdı. Neydi bu kararlar acaba?.. Kürtler için demokratik özerklik modeli!.. Şimdi bunların ışığında soralım: Dağlıca’ya ellerini kollarını sallayarak gelen 300 terörist nasıl oldu da görülemedi?.. Hani 35 kaçakçıyı şıp diye tespit eden ABD istihbaratı, insansız hava araçları?.. Peki, nereden geldi bu alçaklar?.. Kuzey Irak’tan, yani ABD’nin kontrolündeki bölgeden. Türk ordusu niçin sıcak takip yapamıyor?.. BM’nin 51. maddesini kullanıp sınır ötesi harekat yapamıyor?.. Meksika’da Obama ile şakır şakır Suriye’yi konuşan Tayyip Bey niçin bu konuyu konuşamıyor?.. Çaresiz de ondan!.. ??? Sözü fazla uzatmadan, bu kanlı oyunu özetlemek gerekirse; kâğıt üzerinde alan almış, satan satmış kardeşim!.. Bir tarafta kuşatma altındaki TSK’nin savaşçı komutanlarının tutsak edilmesi yetmemiş, tüm orduyu paralize edecek, vatan savunmasını neredeyse sıfırlayacak anlaşmalar açık edilmiş. Diğer tarafta büyük efendi kararını vermiş, taraflar “tamam” demiş. Ancak çözülmesi gereken ufak bir sorun var: Türk halkını hizaya getirmek!.. İşte Silvan’da, Dağlıca’da yapılan bu... Amanos dağlarında özellikle Hatay ve İskenderun’da birçok asker ve polisimizi şehit eden teröristleri etkisiz hale getiren subay ve astsubayların “PKK’lileri teslim olduktan sonra öldürdüler” iddiasıyla tutuklanmalarının ardında yatan nedir sizce?.. Oslo’da MİT görevlisi PKK’li teröriste ne diyordu anımsayın: Size rahatsızlık verenleri bize bildirin halledelim!.. Amanos’takiler “halledilenler”den mi?.. Dün Silvan, bugün Dağlıca, yarın kim bilir neresi... Halk sonunda “yeter artık, ne olursa olsun” çizgisine gelene dek bu “hallediş” sürecek mi, yoksa “efendinin senaryosu” Türkler tarafından bir kez daha çöpe mi atılacak? İşte tarihi soru budur!.. DEVLET MEMURLARI YETİM AYLIĞI ALABİLİR Mİ? İçimizi Yakan Olaylar PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Marmara’nın incileri Prens Adaları’nın doğal ve tarihi eserlerinin en büyük düşmanı çam ormanlarında çıkan yangınlardır. Bu yaz ilk adımını 17 Haziran Pazar günü öğleden sonra Heybeliada’nın Çam limanı üstünde, Burgazadası’na bakan tepesinde gösterdi. O gün poyraz da şiddetli esiyordu. Geniş ve yüksek dumanlar vahameti yansıtıyordu. Genelde adaların itfaiye donanımı epeyce zayıftır. 6 Ekim 2003’te Burgazadası’nda cehennem sıcağındaki günde ormanın altındaki çöplüğün atıkları içindeki camın yansıttığı ışınlarla orman yangını başladı. İtfaiyede üç görevli vardı. Şoför de yoktu. Adanın çocukları tek arozözü sürmüşlerse de su yetmezliğinden, bir saatte 42 hektar orman yanıp kül olmuştu. O faciadan sonra İBB’yi zorlayarak araç, gereç ve görevliler sayısında çoğaltım sağlayabilmiştik. Pazar günkü Heybeliada yangınında Adalar İtfaiyesi’nin yanında Kadıköy, Maltepe ve Kartal itfaiyeleri de yetişip yangını söndürmeye koştular. Buna karşın yangın o civardaki Terkidünya Manastırı’nın bahçesine kadar sıçradı. Sonuçta 25 hektar orman yok oldu. Oğullarımdan biriyle gelinim Heybeli’de oturmaktadırlar. Sabah yürüyüşlerine çıktıklarında kese böceklerinin tahribiyle kuruyan çamları görerek derneğimizce yeşillendirilmesini istiyorlardı. Ağaçlandırmayı düşünüyorduk ki hasarlılarla birlikte tamamı yandı. Dikim zamanı gelince bu işe girişeceğiz. 2003’te yanıp kül olan Burgazada Ormanı’na 56 bin çam fidanı dikerek yeniden canlandırdık. Şu anda en küçüğü insan boyunda çamlarla ada yemyeşil. Bu konuda Heybeliye de doğallıkla destek verilecektir. O günlerde imeceyle bu görevi Ada Dostları Derneği olarak yapmaya kalktığımızda yangın faciasını yaşayan Burgazada sakinlerinden ancak dört kişiden (500, 200, 25 ve 5 lira alabilmiştim.) Adalar dışındaki dostların yoğun ilgisiyle ağaçlandırmayı yapabildik. Ada dışından gelen piknikçilerin izlenmesi orman bölge şefinin içtenlikli çalışmalarına karşın koruma hizmetlilerinin sayıca yetersizliği işleri zorlaştırıyor. Dışardan gelerek mangal yakanların engellenmesi işi ancak adalıların katılımlarıyla sağlanabilir. ??? Bir iç yakan olay da Şanlıurfa E Tipi Cezaevi’nde geçen pazar günü çıkan isyanda 13 tutuklu ve hükümlünün idam edilircesine yanarak yaşamını yitirmesi oldu. Yaralananlar da çoğunlukta. Kabulü olanaksız bu faciada görünen ilk neden Adalet Bakanlığı’nın, tutukevine kapattıklarının can güvenliğini sağlama görevini önemsemeyişinde yatıyor. Öyle ki 250 kişilik cezaevine 1000’nin üstünde tutuklu ve hükümlü sıkıştırılıyor. Hücrelere doğal sayının 3 katı sokuluyor. Bu yanlışları olaydan 14 ay önce Şanlıurfa Barosu sakıncalarını belirten bir raporla Adalet Bakanlığı’na sunmasına karşın durum önemsenmeyip önlem alınmamış. Yataklar yakılarak isyana kalkışılan 8 kişilik hücreye 18 kişi konmuş. Bir de bunların bir kısmı hükümlü olmayıp tutuklu. Yaşamını yitirenler 16 ile 32 yaş arası. Harran Ovası’nın 40 dereceyi aşan cehennemi sıcağında oturacak yerleri bile kalmayanlar doğal olarak çıldırabilirler. Bu sakıncalara aldırmayan bir bakana ne diyeyim bilmem ki? Bir de suçlanması gereken tutukevi müdürünü ödüllendirircesine Samsun’a atamazlar mı! Tüm görüntüleriyle Cumhuriyetimizin organları koparılıp bataklığa atılıyor. Bunlara ana muhalefet CHP başta olmak üzere tüm iktidar dışı partiler çare arayacaklarına seyredip duruyorlar. Ayrıca, evvelki gün PKK’nin Hakkâri kırsalında 8, Hatay’da 1 askerimizi çatışmada şehit ettiğini, kanlı örgütün kendileri muhatap alınıncaya kadar da buna devam edeceklerini de dikkate almıyorlar. Yıllardır asker sivil binlerce yurttaşımızın canına kıyan terör örgütünün başı Öcalan’ın Arınç tarafından dile getirilen ev hapsi önerisinin peşine düşen, CHP Genel Başkanı’nın tavrına da şaşıp kalıyorum. ??? Bu sayfaya sığdırmanın olanaksızlığıyla değinemediğim birçok konuya karşın çok önemli trajik bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim. İstanbul’da Beyoğlu ilçesinin en çok bilinen, tarihi yapıtlarından biri, Galata Kulesi Meydanı’nda her gece sabahlara kadar davullu zurnalı içki âlemleri eşliğinde yapılan adap dışı görüntüler kabul edilir gibi değil. Bu şamatalara bir de duvarlara sinen idrar kokuları eklenince orada ikamet edenlerin hali çok iç acıtıcı. Yerel yönetim başkanlığından başlanarak bu çirkin durum en yetkili yerlere kadar duyurulmuşsa da konuya eğilip düzelten olmamış. Bu durumda, “Devlet nerede” diyorum. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Oyunların kralı, 1 kralların oyunu. 2/ Saatin iki ibresin 2 den küçük olanı... 3 Halk dilinde “baba” anlamında kul 4 lanılan bir sözcük. 5 3/ Yeraltında yeti 6 şen çok değerli bir mantar cinsi... Po 7 kerde aynı renkten 8 olan ama sıra izle 9 meyen beş karta ve1 2 3 4 5 6 7 8 9 rilen ad. 4/ Arkadaşlık etme, birlikte bulunma. 5/ 1 K A R G I C A K Bir ABD haber ajansının 2 I R A Ş E L E K kısa yazılışı... Nitelik. 6/ 3 Z I L G I T D O Ömer Seyfettin’in bir öy 4 K L Ö K M İ R kü kitabı. 7/ Kabuğu ayık5U R İ M K U D U lanmamış pirinç... Eski 6 M U E S AM İ Mısır’da güneş tanrısı. 8/ L A Uzakdoğu kökenli dövüş 7 U L U Ç A Y 8 E K R A M İ Z sporlarında “erdemli yol, A sanat” anlamında kullanı 9 A T E R İ N A lan sözcük... Ayağın yüksek olan üst bölümü. 9/ İzmir’in turistik bir ilçesi... Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden biri. 2/ Bir burç adı... Büyük erkek kardeş. 3/ Genellikle kahveyle birlikte yenen bir cins çikolata... Kimi giysilerde kullanılan küçük püsküllü süsler. 4/ Müzikte “eşlik etme” anlamında kullanılan sözcük. 5/ Eski bir siyasi partinin kısa yazılışı... Kürekle yürütülen eski bir savaş gemisi. 6/ Ahmet Rasim’in çocukluk ve okul anılarını içeren yapıtı. 7/ Konya’nın bir ilçesi... Radyum elementinin simgesi. 8/ Bir nota... Yelpaze biçiminde bir deniz kabuklusu. 9/ “Bir tren sesi duymaya göreyim / İki gözüm iki ” (Orhan Veli)... Eli açık, cömert, yiğit. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear