26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 2012 SALI 8 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale B İzmir B Manisa PB Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun PB Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 26 29 29 26 29 31 29 23 18 19 18 19 27 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B Y PB Y Y Y Y Y Y Y 27 25 22 28 27 26 24 26 22 25 21 18 16 Oslo Y Helsinki PB Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin PB BudapeştePB Madrid Y Viyana B HABERLER 11 12 14 14 14 16 15 19 18 18 22 23 20 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y PB PB PB Y PB Y B Y Y A A 19 22 20 26 20 17 28 27 24 25 24 32 30 Ülkemizin İç ve Doğu bölgeleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Niğde, Kayseri, Sivas, Tokat, Ordu ve Şanlıurfa çevrelerinin sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Zafer Bayramı’ndaki resepsiyon Genelkurmay’ın önerisiyle Köşk’te yapılacak ? Baştarafı 1. Sayfada Geçen TFF sonradan adı süper finale çevrilen playoff sistemini icat etmese, rakiplerine 9 puan fark atan GS; önceki haftalar 201112’nin şampiyonluğunu kutlayacaktı. GS’nin Beşiktaş’la 22 berabere kalmasından, FB’nin Trabzon’u anasının ak sütü gibi helal bir galibiyet kazanarak 31 mağlup etmesinden sonra, GS İkinci Başkanı Dürüst, isyan ve öfkesini, haklı olarak, “Bu oyun sezon başından beri kurulmuştu, biz de bunun figüranı olarak hizmet ettik” diyerek dile getirdi. Bu gerçek bir yana. Pazar gecesi oynanan maçlar Türk futbolunun başka yönlerini, kimilerinin gerçek yüzü ve kimliğini ortaya çıkarması açısından önem taşıyor. Pazar günü Trabzon’da yaşananlar, hiç kuşku yok futbol tarihimize kara bir gün diye yazılacak. ??? TV’lerde kulüpleri ve taraftarların öfkesini çekmemeye özen gösteren, ne şiş yansın ne de kebap örneği yorumları bir yana bırakalım. Trabzon’da yaşananları Cumhuriyet spor sayfasında gerçeği yansıtan manşetiyle iki sözcükle özetledi: “Cehennemden FB çıktı!” Diğer gazeteler de Trabzon’daki maçın 90 dakikasını, maç öncesi, maç sonrası yaşanan dramatik olayları yansıtıyor. Dört sayfa ayıran Hürriyet: Pis zenci dediği için ceza yiyen, hatta maç öncesi elini uzatan Emre’nin kasıklarına tekme vuran Zokora’nın hareketini “hadım etmeye yönelik” diye irdeleyen Erman Toroğlu’nun saptamasını manşete almış: “Adam öldürmeye teşebbüs!” FB’li Semih’in, devre arası olayları ayırmaya giderken “Görmüyor musunuz güvenlik elemanları bize saldırıyor” dedi diye, Trabzon Başkanı Sadri Şener’in “ağır küfrettiğini” söylüyor. Akşam gazetesi manşette “Şener’in küfrünü öğrendik” diyor: “Tabii s..eceğiz sizi!” ??? Hürriyet’in üçüncü manşeti: “FB’yi taş da tekme de durduramadı.” Ayrıntılara göre maçtan sonra FB’liler “öfkeli kalabalıktan” polis sayesinde kurtuldu. Camları kırılan otobüsün şoförü “Ben canımı sokakta bulmadım” diye görevi terk etti. FB’liler havaalanına iki polis otobüsü çevresinde koruma arabalarıyla gidebildi. Milliyet: GS sallandı ama puan kaptı. Fener gerilim filmini zaferle kapadı. Süper final cumartesiye kaldı. Aykut Kocaman’ın yorumu: “Oyun dışında nefret, şiddet, öfke, her şey var!” Vatan: Savaşın galibi FB. Hakem Kamil Abitoğlu’nun hakemliğini sorgulayan başlık: “Düdük bile utandı.” FB’ye alana giderken silah doğrultuldu. Posta: Sahaya yabancı madde yağdı. Maç sık sık durdu. Ancak FB durmadı. Sözcü: Cehennemden cennete. Diğerleri maç sonuçlarını veriyor, süper final Saracoğlu’na kaldı diye ortadan başlıklarla idare ediyorlar... Hakem Kamil Abitoğlu’na gelince; inanılmaz hatalar içeren yönetimi birkaç köşe yorumluyor. Yazılarında; Tayfun Bayındır, “Vukuatları saymakla bitmez”… Ömer Üründül, “Cinayetin adı” diyor. ??? Cumartesi günü FB galip gelir, GS puan hesabı geride kalırsa; yine şampiyon olacağını, Trabzon’un ise süper finali üçüncülükle noktalayacağını söylüyor. Her iki takım da TFF’nin şike konusundaki kararlarını bir an önce, hatta cumartesiye kalan final maçından önce açıklamasında ısrar ediyor. Neden? Zira FB’nin şike yaptığını kabul edecek olan TFF’nin; FB’nin 12 puanını silmesini bekliyorlar... Böylece GS şampiyon, Trabzon da gerilerden ikinci olacak! Pazar günü izlenen olayları takım tutmaktan bir an olsun vicdanlarımızı azade kılarak yorumlar ve eğri otururken doğruyu konuşmayı yeğlersek: Acaba diyorum; bir takımın başkanı, yöneticileri ve taraftarlarıyla büyük sıfatını taşıyabileceğini ve dört büyüklerin varlığından ancak o zaman söz edilebileceğini içerecek olası bir yorum, yine öfkeyi, hiddeti çağrıştırır mı? Asker böyle istedi Bayrak töreni yok BARKIN ŞIK SAMSUN (CumhuriANKARA Ulusal Bayyet) Her yıl 8 Mayıs’ta ramlar Yönetmeliği’nde Milli Mücadele’nin ilk adıyapılan değişiklik ile 30 mının atıldığı Samsun’dan yoAğustos Zafer Bayla çıkarılan ve Tokat, Sivas, Erramı nedeniyle vezincan, Erzurum, Kayseri, Nevrilen resepsiyonun şehir ile Kırşehir güzergâhından ev sahipliği Gesonra atletler tarafından 19 Mayıs nelkurmay’dan törenlerinde Cumhurbaşkanı’na tesÇankaya Köşlim edilen Sevgi Bayrağı uygulakü’ne geçti. Bu ması kaldırıldı. Samsun Valiliği’nden kararın alınmayapılan açıklamada, “Atatürk’ü Ansıyla ilgili önerima ve Gençlik ve Spor Bayramı nin askerlerden Programı’nın bayrak yürüyüşünde gittiği öğrenildi. Cumhurbaşkanımıza sunulacak Asker, bu önerisiytemsili bayrak töreni, çelenk sunma töreni ve bayrağın devirle resepsiyonların düteslim töreni yapılmayacaktır. zenlendiği orduevleriGençlik ve Bayrak Yürüne “türbanı” sokmadan yüşü ile ilgili program konuyla ilgili yaşanan krizuygulanacaktır” leri noktamış oldu. denildi. ? Genelkurmay, bu önerisiyle resepsiyonların düzenlendiği orduevlerine “türbanı” sokmadan konuyla ilgili yaşanan krizleri noktalamış oldu. Geçen yıl Orgeneral Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanlığı’na gelmesinin ardından, 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu “terör olayları” gerekçesiyle iptal edilmişti. Bu iptali, 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’nde verilen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu izlemişti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in 23 Nisan’da verdiği resepsiyon ise “türban krizleri” ile ilgili yeni bir yol ayrımına gelinmesine neden oldu. Çiçek’in resepsiyon için eşli davet göndermesi ve Başbakan’ın bu davete eşli katıl masının ardından, “Ulusal Bayramlar Yönetmeliği” değiştirildi. 23 Nisan’dan sonra devletin zirvesini bir araya getirecek olan ilk resepsiyonun adresi de bu kapsamda Merkez Orduevi’nden Çankaya Köşkü’ne taşındı. 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonunun Köşk’te yapılması önerisinin askerlerden gittiği belirtildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel geçen yılki 30 Ağustos törenlerinde de Genelkurmay Karargâhı’ndaki tebrigatların Başbakan yerine, “Başkomutan” sıfatı taşıyan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilmesi önerisini getirmişti. Özel, Yüksek Askeri Şura ve Milli Güvenlik Kurulu’ndaki oturma düzeni ile 30 Ağustos Zafer Bayramı tebrigatlarının kabul edilmesi konusunda da teklifin kendilerinden gittiğini belirtmişti. Fransa’da ‘II. François’ Dönemi Mitterrand’ın yakın çalışma arkadaşı Laurent Fabius sosyalistlerin kutlama coşkusunu “demokrasi bayramı” olarak tarif etti. “Bu akşam Bastille Meydanı’nda bu bayramı yaşayan herkes, bu duyguyu ömür boyu hatırlayacaktır!” dedi. “Ne kadar doğru!” diye düşündüm. Ve otuz yıl önce, İspanya’da Franco faşizminden sonra ilk kez sosyalistleri iktidara taşıyan 1982 seçimlerini hatırladım… İspanyol sosyalistlerinin, 40 yıllık faşizm kâbusundan sonra “mutlak çoğunlukla” iktidara gelişini, Madrid’deki parlamento binası “Cortes”in önünde olağanüstü bir “umut” ve “özgürleşme” duygusuyla on binlere kenetlenerek kutlamıştık... 1982 yılının Ekim’inde gelen zaferin daha önce hiç tanık olmadığım bir “elektriği” vardı... Solun Türkiye’de bu türden bir zaferini heyhat! hiç tatmamıştım… Çiçeği henüz burnunda bir gazeteci olarak, tarihe tanık olmak duygusunu ilk defa yaşıyordum. İspanyollar, başka bir dünya vaat eden bir başlangıç yapıyordu. O gece orada herkesi tutsak alan ve beni de sürükleyip götüren o gemlenemez coşkuyu, Fabius’un dediği gibi tam hakikaten ömür boyu unutmadım… Sosyalistlerin o ilk seçim zaferinde iktidarı ele geçirmenin çok ötesinde, “uzun yıllar arzulanan hayalleri gerçekleştirmenin tarifsiz doyumu” vardı… Düğün dernek gibi yaşanan “devrimle düş arasındaki o sınırsız sevinç”, Fabius’un söz ettiği “demokrasi bayramının” ta kendisiydi… Fransızlar 1981’de ilk kez Mitterrand’la tattıkları demokrasi bayramının bir benzerini önceki gece işte Hollande zaferiyle tekrar yaşadı… François Mitterrand’dan sonra Fransa’nın başına… ikinci defa bir sosyalist Cumhurbaşkanı geliyor… Sosyalist zaferler arasındaki parantezin bunca uzun olması, bir kuşak sonra… gelen başarıyı böyle çok “özel” kılıyor. Ama Bastille Meydanı’nda ’81 şenliğini yaşayan Fransızlar bu defa “Hollande kutlamasının”, “Mitterrand bayramına” göre nispeten daha düşük yoğunlukta olduğunu söyledi… Buna sebep olarak, “krizi” gösterdiler. Hollande’ı “Elysee”ye taşıyan taraftarlar, kriz şartlarında Fransa’ya liderlik edecek başkanının işinin kolay olmadığını biliyorlar… Ayrıca Hollande, Fransa’nın en karizmatik cumhurbaşkanlarından biri olarak hatırlanan Mitterand’ın, “aura”sından da yoksun… Tüm bunlara ilaveten 2012 dünyası, 80’ler dünyası değil. Dünya, ’80’lerden bu yana çok değişti… Mitterrand ve Felipe gibi sosyalist liderler ’80’lerde; “programlarını”, ulusal ölçüler üzerinden belirleyebiliyorlardı… Bugünün “küreselleşme” şartları oysa ki Hollande’a çok daha dar bir manevra alanı bırakıyor. “Hollande’ın cumhurbaşkanlığını”; “II. François dönemi” olarak adlandıran yazar Marek Halter; “II. François dönemi… bir dünyadan başka bir dünyaya geçişi simgelediği için çok zorlu olacak” diyor ve ekliyor: “Sömürge imparatorluğunun bitmesi ve komünizmin çökmesi ile sona eren II. Dünya Savaşı sonrası evre bitti. Şimdi ulusal ekonomilerle ulusal sınırların yok olduğu; medyaların uluslararasılaştığı ve sınırsız internetin öne çıktığı yeni bir evre yaşıyoruz… Bu yeni evre/dünya… ötekine karşı nefret yaratan ‘milliyetçilikleri’ besliyor. Halihazırda iki dünya arasında geçiş dönemindeyiz. Bu dönem, yaşadığımız krize bir cevap bulunduğunda sona erecek. O zamana dek yeni savaşlar ve şiddetlenen yabancı düşmanlığına kadar çok çeşitli tehlikelerle karşı karşıyayız. Macaristan, Hollanda, Yunanistan, Le Pen’le birlikte Fransa’ da eski hayaletler dolaşıyor. François Hollande bu tsunamiyi durdurur mu? Bilemiyorum.” Hollande Fransası’nın geleceğine ilişkin en büyük sorular bunlar. 22 Nisan6 Mayıs seçimleri; Avrupa’nın hem korkularına hem umutlarına tercüman oldu. Solun zaferiyle sonuçlanan ve ancak sağın yükselişi ile şartlanan Fransa’nın cumhurbaşkanlığı seçimleri, korku ile umutları kesiştirdi. Her 5 seçmenden birinin oyunu alan Le Pen sağı; muhafazakâr sağın da dümeni aşırı sağa kırmasına yol açtı. Hollande’ın zaferiyle sonuçta “demokratik güçler” ağır bastı. Ancak bundan böyle dengelerin nasıl gelişeceğini, önümüzdeki ayın parlamento seçimleri belirleyecek. Seçim maratonu bitmedi. Merkez sağın encamını “üçüncü tur” olarak adlandırılan, son etap ortaya koyacak. Fransız muhafazakârları arasında yeni bir liderlik savaşının ateşlenmesi kaçınılmaz görünüyor. Aşırı Le Pen sağı, bu mücadelede anahtar konum yakalamaya çalışıyor… Sağdaki çalkalanmanın, şimdilik Hollande’a yarayacağı söyleniyor. Teamüllere göre cumhurbaşkanlığını alan siyasi güç, Fransa’da meclis seçiminde de daima daha avantajlı oluyor. Hollande’ın zaferinin kalibresi, haziranda netleşecek bu nihai dengelerle belirlenecek. POZANTI SKANDALI TGC’DEN AÇIKLAMA: Devrimle düş arasında T.T hâkim karşısında SAVAŞ KÜRKLÜ Bu girişim şık değil İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genelkurmay’ın medya ile ilgili açıklamasına yanıt vererek, “Genelkurmay’ın açıklaması ifade özgürlüğüyle bağdaşmıyor” dedi. TGC Yönetim Kurulu, Genelkurmay Başkanlığı’nın art arda yaptığı ve gazetecileri hedef alan açıklamalarının “ifade özgürlüğü” kavramı ile bağdaşmadığını ve şık bir girişim olmadığını kaydetti. Genelkurmay Başkanlığı’nın yaklaşımını sürdürmemesinin beklendiği belirtilerek açıklamada şöyle denildi: “Genelkurmay Başkanlığı’nın başta meslektaşlarımız Bekir Coşkun ile Umur Talu olmak üzere yaptığı açıklamaların ve Talu’nun başkanlığın internet sitesine erişiminin engellenmesinin ‘ifade özgürlüğü’ kavramı ile bağdaşmadığı ve şık olmadığı görüşündeyiz. Bu tip tutumlar, toplumun haber alma ve bilgiye ulaşma hakkını engelleyen bir yaklaşımı içerir. Çağdaş demokrasilerde, tüm kurum ve kuruluşlar basın özgürlüğünü en geniş anlamda yorumlamalı ve uygulamalılar.” Tenzile Erdoğan için Kürtçe Mevlit MAHMUT ORAL ADANA Pozantı Cezaevi’ndeki tecavüz ve kötü muamele olaylarını ortaya çıkaran, hakkında 6 ayrı suçtan 40 yıl hapis istemiyle dava açılan T.T’nin yargılanmasına bugün başlanacak. T.T’nin avukatı Tugay Bek, “Sağlık ve ruhsal sorunlar yaşayan T.T’nin, daha önce gördüğü tedavi ve intihar girişiminden sonra elinde bulunan rapor doğrultusunda, dışarıda tedavi olabilmesi için mahkemeden tutuksuz yargılanması talebinde bulunacağız” dedi. T.T, kısa süre sonra polisin düzenlediği KCK operasyonunda, haberi yazan DİHA muhabiri Özlem Ağuş ile birlikte tutuklanmıştı. T.T. hakkında, “Örgüte üye olmak, örgüt adına eylem ve propaganda yapmak, polise mukavemet” gibi 6 ayrı suçlamayla açılan davaya başlanacak. İHD Adana Şubesi Başkanı Osman Kara, T.T’nin tedavisinin cezaevi dışında yapılabilmesi için Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya yanıt alamadıklarını belirterek, bakanı ve idarecileri istifaya çağırdı. Polis müdahale etti Gazeteciler yardıma koştu ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale Çarşı Caddesi’nde, Deniz Gezmiş’lerin anıldığı törene izin vermeyen polis, grubu biber gazıyla dağıtmak istedi. Kontrolsüz olarak sıkılan gazdan, etraftaki yaklaşık 20 yurttaş da olumsuz etkilendi. Müdahale sırasında para çeken bir yurttaş da kartını bankamatikten çıkarmaya fırsat bulamadan yere yığıldı. Kadını bulunduğu bölgeden uzaklaştıran iki gazeteci, daha sonra görev otosuyla hastaneye de götürdü. (Fotoğraflar: MEHMET CELEN) İşkenceye tanık istendi Polis, 12 Eylül darbesi için suç duyurusunda bulunan mağdurlara tuhaf sorular yöneltti ABİDİN YAĞMUR MERSİN 12 Eylül darbesinin ardından Kahramanmaraş’ta gözaltına alınan ve işkence gören Mesut ve Müvenner Özgenç’in suç duyurusu üzerine ifade alan polis, “İşkenceyi kim yaptı, nerede yaptı? İşkence gördüğünüze dair tanığınız var mı? Psikolojik travma yaşadığınıza dair tam teşekküllü hastane raporunuz var mı?” sorularını yöneltti. 1980’de Kahramanmaraş’ta gözaltına alınıp işkence gören Duman Bal, darbecilere dokunulmazlık sağlayan anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasının ardından, dönemin sorumluları hakkında suç du yurusunda bulundu. Savcılık, zamanaşımı kararı verince Bal, davayı AİHM’ye taşıdı. Bal’ın ardından işkence gören Mesut ve Müvenner Özgenç de darbeciler hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık 17 Nisan 2012’de Özgenç çiftini 50. Yıl Polis Merkezi’ne ifadeye çağırdı. Mağdurlara, “İşkenceyi kim yaptı, nerede yaptı? İşkence gördüğünüze dair tanığınız var mı? Psikolojik travma yaşadığınıza dair tam teşekküllü hastane raporunuz var mı?” gibi sorular soruldu. Mağdurlara, dönemin sıkıyönetim komutanı Yusuf Haznedaroğlu’nun kendilerine işkence yapıp yapmadığı da soruldu. Korku ve umut bir arada DİYARBAKIR Türkiye Gençlik Konseyi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 ay önce hayatını kaybeden annesi Tenzile Erdoğan için 13 Mayıs Anneler Günü’nde Diyarbakır’da Kürtçe mevlit okutacak. Kürtçe ilahi guruplarının da konser vereceği programın TRT 6’dan (Şeş) canlı yayımlanacağı belirtildi. Tenzile Erdoğan için verilecek Kürtçe mevlit için hazırlanan davetiyede Başbakan Erdoğan’ın annesi ile çekilmiş fotoğrafı kalp içerisinde yansıtıldı. Davetiyede, “Mezopotamya’nın başkenti Diyarbakır’da Tenzile Erdoğan annemiz için Kürtçe mevlide davet. Türkiye Gençlik Konseyi tarafından Tenzile Erdoğan annemiz için vereceğimiz Kürtçe mevlidi şerife katılımınız bizi onurlandıracaktır” denildi. Hazırlanan programının afişleri Diyarbakır genelinde bilboard’lara asıldı. BDP’den şehit aileye ziyaret MAHMUT ORAL Desibeli aşan ezana takipsizlik ERZURUM (Cumhuriyet) Erzurum’da Prof. Dr. Nazan Aydın, desibel sınırını aşan camiler için suç duyurusunda bulundu. Aydın, “Ezan gürültü olamaz” diyerek verilen takipsizlik kararının bilimsel olarak kabul edilemez olduğunu belirtti. Atatürk Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın, Erzurum’daki camilerin birçoğunda yapılan ezan yayınındaki ses şiddetinin 65 desibel olan yasal sınırın ve tıbbi limitin üzerinde, 104 desibele varan şiddette olduğunu tespit ederek, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet Savcısı Yusuf Erarslan ise ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar verdi. Savcı, gerekçe olarak, 183. maddenin başkalarının sağlığını bozacak şekilde gürültü yapmayı müeyyide altına aldığı, İslam dininin önemli sembollerinden olan ezanın gürültü olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. DİYARBAKIR BDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan ve partililer, Tunceli’de geçtiğimiz günlerde çıkan çatışmada şehit düşen er İlhan Zerender’in Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde oturan ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Canan, “Ölen Kürt olsun veya Türk fark etmez. Hepsi bu ülkenin evlatlarıdır. Bu iş silahla, operasyonlarla çözülmez. 20 yıldır haykırıyoruz” dedi. Tunceli’de şehit düşen İlhan Zerender için Hakkâri’nin Gelişen köyü Ulaşan mezrasında taziye çadırı kuruldu. BDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan, Şemdinli Belediye Başkanı Sedat Töre ve BDP’li yöneticiler de aileye taziye ziyaretinde bulundu. Aile büyükleri tarafından karşılanan BDP’liler şehit asker için dua etti. ALTILI GANYAN / ANKARA ALTILI GANYAN / ADANA 1 5 6 4 2 8 1 3 4 2 3 5 4 2 3 11 16 4 4 1 2 3 3 11 7 12 1 3 2 2 8 11 12 9 5 1 3 6/9 7/11 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear