02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MAYIS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ OYLAR AVRO’YU EZDİ Fransa ve Yunanistan’da kemer sıkma taraftarlarının seçim bozgunu sonrası Avro, dolar karşısında üç ayın düşüğüne geriledi. Avro/dolar 1.30 seviyesinin altına inerken içeride de dolar yükseldi. Geçen cuma 1.7534’e kadar gerileyen dolar/TL 1.7660’a çıktı. 11 BORSALARI SANDIK ÇARPTI Seçimlerde sosyalist adayların öne çıkmasını borsalar da hoş karşılamadı. Avro’dan çıkma endişesiyle yüzde 7’nin üzerinde değer kaybeden Atina borsası adeta çakıldı. Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya borsaları yüzde 2’ye yakın düşüşler yaşadı. Yalandan Kim Ölmüş ki?.. Şimdi yaşamayan birinin ismini verecek halim yok... Sendikasını kelimenin tam anlamıyla tırnaklarıyla büyütmüş bir sendika lideri, kendini aşan siyasalsendikal gelişmeler sürecinde, birlikte tanıklık ettiğimiz olayları, gerçekleri tersyüz eden bir değerlendirme konuşmasını gözümün içine baka baka yapmıştı. Dayanamamış arada sitem etmiş, en çok da tırnakları ile büyüttüğü sendikal örgüte zarar vermekten korkup korkmadığını sorgulamıştım... Acı acı gülerek siyaseten yanlış cephede kaldığı için kaybettiğini, konuşmasındaki çıkışın sonuç almaktan çok, bile bile lades, Nasrettin Hoca’nın göle maya çalmasına benzer bir durum olduğunu söylemiş, sendikanın zarar görmesi noktasında gerekeni yapmaya hazır olduğu güvencesini vermişti... Doğrusu kendi elleri ile büyüttüğü örgüte zarar verecek olumsuz bir adımı olmasa da, siyaseten kaybedilmiş noktadan sonraki süreçte, doğrudan kişilerin yargılanamayacağı bir geriye gidiş, çöküş süreci kaçınılmaz oldu... Ne zaman gerçeklerin tersyüz edildiği büyük siyasal, toplumsal yalanlara, gerçeklerin tersyüz edilmesine tanıklık etsem, liderliklerde istenen, hedeflenen gidişte bir terslik yaşanmakta olduğunu bilir, nedenlerini, boyutlarını sorgulamaya çalışırım... Kanlı 1 Mayıs’ın odağını tam bilemesem de bir biçimde polisle, derin devletle ilişkisine bütün duyularımla tanıklık ettiğim büyük provokasyonda, etkinliğe taraf olarak katılmış bir tarihçinin açıklaması ile gerçeklerin tersyüz edilmesi çabasında, dostlar yanıt vermem gerektiği uyarısında bulundular. Yüzde yüz gerçek olan bir tabloyu tartışmalı hale getirme provokasyonuna hizmet etmemek adına polemiğe yol açacak bir yazı yazmak istemedim. Neyse ki çoğunluk, akıl, toplumsal duyarlılıklar galebe çaldı, tartışma provokasyonunun tam da bilemediğim amacında istenen sonuca en azından şimdilik ulaşılamadı. Solda her dönem var olmuş büyük bölünmelere karşın olayın bir sol içi çatışma değil, 12 Eylül’e gidilen yolda döşenen taşlarda bir önemli adım, polis ağırlıklı iç dış odaklı provokasyon olduğu gerçeği üzerinde yaratılmak istenen kuşku başarıya ulaşamadı.. ??? Anayasa çalışmaları üzerinden siyasetçilerin söyledikleri büyük sözler, yandaş medya, bilim insanları katkıları ile yaratılan büyük umutlara, kuşkuyla bakmam önyargı değildi biliyorum... Demokrasinin alfabesi ilkelerde, gücü, yetkisi varken sınıfta kalmaya mahkum, karne notları, iktidar icraatları antidemokratik olan Erdoğan hükümetlerinden, ileri demokrasinin önünü açacak, içeriği gerçekten demokratik bir sivil anayasa çalışmasını beklemek akıl işi olabilir miydi? Başbakan Erdoğan’ın, zaman zaman gerçek tutkusu başkanlık sistemi ile ilgili duygularını dile getirmesinin, dün anayasa taslak metni yazılmaya başlanmışken bir kez daha dillendirmesinin anlamı önemli. Zaten parti sözcüsü Bozdağ, saat ayarlı baklayı ağzından çıkarıverdi. Başkanlık sistemine geçiş niyetlerindeki önceliği bir kez daha kamuoyu gündemine taşıyıverdi... Neymiş efendim, Türkiye’deki sistem zaten parlamenter değil, yarı parlamentermiş... Umalım demokrasimiz, rejimimiz için gerçekten büyük tehdit bu proje göle maya çalma çabasının ötesine gidemesin... En son 4 çarpı 4 “dindar ve kindar” gençlik yaratmak amaçlı eğitim sisteminin tepetaklak edilişinin yasa değişikliğinde, çok çarpıcı biçimde yaşamıştık... Bakanlar Kurulu, Milli Eğitim Bakanı bile doğrudan işin içinde değil gibiydiler... Bir yasa değişikliği sürpriz metni ortaya çıkarılıvermiş, kaşla göz arasında hazırlıksız, eğitim, koşulları, bilimle çatışan, üstelik hazırlıksız yasal uygulama dayatması ile karşı karşıya kalmıştık. İktidarın baskıcı, elde edilmiş hak hukuk tanımaz çoğunluk gücüyle istenen noktaya gelince, sivil de olsa çoğunluk diktatörlüğü düzeninin dayatılmasında ortada engel kalmıyor. Gerisi, pembe yalanları yemese de karşı çıkacak muhalefet örgütlülüğünü kullanamayan toplumun duyarsızlığı, sindirilebilmesine bağlı gelişiyor... Umalım, günümüzde Suriye üzerinden yürütülen, Ortadoğu’da stratejik ortak, yönlendiren ülke düşleri, rolü ile yürütülen dış politika stratejilerinde, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığında ırklar, mezhepler üzerinden din savaşlarına çekmekte olan adımlar yürütülemesin... ABD, AB ekonomik, sosyal, siyasal koşulları, iç siyaset dinamikleri, dahası değişen dünya dengeleri içinde, doğrudan yürüttükleri BOP projesi uygulamalarında, kendi rolleri üzerinden yan çizip durdukça, Türkiye’yi öne itiveriyorlar. Bizimkiler ya düşler dünyasında ya da istemeden itiliverdikleri, aslında en çok halkımıza, ülkemize zarar verecek rolleri oynamak zorundalar mı? Yoksa yazımın başında örnek verdiğim sendika liderinin durumuna mı düştüler? Bilemem... Başbakan Erdoğan’ın hafta sonu, dün yurtdışından söylemlerinden, insanlık, hukuk adına, milli iradeye saygılı, rejimi kurtarmaya yönelik Suriye söyleminden, bataklığa saplanıp kalma boyutu ile kaygı duymamak olanaksız. Üstelik sözünü ettiği insanlığa ait tüm ilkelerde Ortadoğu politikalarında çifte standart paçalardan akıyorken... Kemer sıkmaya sert tokat Ekonomi Servisi Yunanistan’ın geleceğine dair duyulan kuşku ve Fransa’da cumhurbaşkanlığına 17 yıldan sonra ilk kez bir sosyalistin gelmesiyle Avrupa’nın finansal piyasaları ilk günden darbe yedi. Avrupa borsaları son 4.5 ayın en düşük seviyelerini gördü. Fransa ve Yunanistan’da seçim sonuçları, kemer sıkma programlarının sürdürülebilirliği ve daha önceki hükümetlerin onayladığı bütçe disiplini anlaşmasının geleceği konusundaki belirsizlikler nedeniyle piyasaları olumsuz etkiledi. Yunanistan, Atina borsasındaki yüzde 7’nin üzerinde düşüşle en olumsuz etkilenen ülke oldu. Yunan bankaları endeksi de yüzde 19’un üzerinde geriledi. Almanya’da DAX endeksi açılıştan kısa bir süre sonra yüzde 2’den fazla değer kaybetti. Paris Atina çakıldı borsasında yüzde 1.5’ten fazla düşüş yaşandı. İçeride İMKB yüzde 1.3’e yakın değer yitirdi. İlk şoku atlatan piyasalar akşama doğru kısmen de olsa toparlandı. İMKB yüzde 0.35 düşüşle 58 bin 810 puandan kapanırken Atina, Almanya kayıplarını azalttı; İtalya, İspanya, Fransa artıya döndü. Londra piyasaları ise resmi tatil nedeniyle kapalı olduğundan düşüşlerden etkilenmedi. Dolar karşısında 1.295’e kadar gerileyen Avro, ocak tan bu yana en düşük seviyesine indi ve sterlin karşısında üç yıl önceki seviyesine geriledi. Asya da düştü. Tokyo’da Nikkei yüzde 2.8 değer kaybetti. Güney Kore Kospi endeksi yüzde 1.8 kadar gerilerken, Hong Kong yüzde 2.4 düştü. Yunanistan’da Yeni Demokrat hükümeti kurmayı başaramazsa yetki sol partilere verilecek. Bu partiler kemer sıkmaya karşı durduklarından piyasalardaki belirsizlik ortamı artacak. ALMANYA SIKIŞTI Tasarruf uzlaşmasına darbe Ekonomi Servisi Yunanlı seçmen, kullandıkları oylarla, kriz içindeki Avro bölgesini iki yılı aşkın süredir dağılmaktan koruyan kırılgan siyasi uzlaşmaya darbe vurdu. Buna Fransa’da Nicolas Sarkozy’nin yerine Sosyalist François Hollande’ın cumhurbaşkanı seçilmesi de eklenince, Almanya üzerinde, krize bundan böyle daha fazla büyüme odaklı bir yaklaşım benimsemesi baskıları artacak. Sarkozy ve Merkel ikilisi Avro bölgesinde bütçe disiplini anlaşmasında önde gelen figürlerdi. Hollande’ın Merkel ile selefi Sarkozy gibi yakın işbirliği içinde çalışıp çalışmayacağı konusunda soru işaretleri var. Hollande, seçimlerin ardından “Kemer sıkma artık kaderimiz olmak zorunda değil, büyüme ve refah getireceğiz. Ortaklarımızla da bunu konuşacağız” dedi. Ancak Merkel, harcamaların denetim altında tutulması konusundaki temel AB politikasının görüşmelere açık olmadığını söyledi. Almanya hükümet sözcüsü ise “Mali anlaşmanın yeniden görüşülmesi mümkün değil. Yeni borçlanmayla büyüme istemiyoruz” dedi. Öte yandan Yunanistan’ın kurtarma programını destekleyen iki büyük partisi Muhafazakâr Yeni Demokrasi ve Sosyalist PASOK parlamentoda çoğunluk sağlamak için çabalıyor. Yunan Demokrat Sol parti tasarruf politikasını savunanlarla koalisyon istemediğini açıkladı. Reuters’in analizine göre bu gelişme Atina’nın uzun vadede Avro bölgesinde kalıp kalamayacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor ve bu risk diğer ülkelere bulaşabilir. NG’den Afyon’a 50 milyon dolarlık yatırım ? Nüfusu yaşlanan Orta Avrupa ve Ortadoğu’yu kendisine hedef kitle olarak belirleyen NG Afyon, otelde çalışan 265 kişinin yüzde 60’ını bölgeden seçtiği deneyimsiz gençlerden oluşturdu. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA AFYONKARAHİSAR NG Hotels & Resorts’un, 50 milyon dolarlık yatırımla gerçekleştirdiği Türkiye’nin en büyük termal oteli Güral Afyon Wellness & Convention hizmete girdi. 21 ayda tamamlanan otelin dekorasyonunda, 85 bin metrekare seramik kullanıldı. Otelin hizmete girmesi nedeniyle düzenlenen toplantının ardından soruları yanıtlayan NG Hotel&Resorts İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür ve Turizm Koordinatörü Kamil Berk, bölgenin termal destinasyonu haline getirilmesi için çaba sarf ettiklerini anlattı. Otelin aynı zamanda bir fizik tedavi merkezi olarak da hizmet vereceğini ifade eden Güral Gür, “Öncelikli hedefimiz yurtdışı. 29 Ekim’de havalimanı açılacak. Hedef kitlemiz, yaşı ortanın üzerinde olan Doğu Avrupa ve bu tip turizme ilgi duyan Ortadoğu” dedi. Orta Avrupa’da kriz olsa bile, si gorta şirketlerinin termal tedaviyi karşıladığını ve bu durumun kendileri için büyük bir avantaj oluşturduğunu anlatan Güral Gür, dünya termal pazarının 200 milyar Avro olduğunu ve Türkiye’nin şimdiye kadar bundan hiç pay almadığını belirtti. Turizm fuarlarında termal turzimine ilginin büyük olduğunu anlatan Berk de Dubai’deki fuarda otelin ilgi çektiğini, hatta önemli bir tur şirketi tarafından AntalyaAfyon paketi önerisi geldiğini dile getirdi. Çalışanların büyük bölümünün otel hayatıyla burada tanıştığını anlatan Berk, bölgede yüksekokul olanağı bulmayan gençleri ön görüşmeyle belirlediklerini, 150’den fazla genci iki aylık eğitimle işe başlattıklarını ifade ederek, onlara güvendiklerini, onların da kendilerini mahcup etmediklerini deneme açılışı olan nisandan beri gördüklerini söyledi. Yılda 700 bin liralık enerji tasarrufu Enerjinin çok büyük bir kısmının yeraltındaki sıcak sudan elde edildiği bilgisini veren Berk, normal enerjinin yalnız çamaşır yıkanırken kullanıldığını, ısınma ve diğer işler için yeraltındaki suların enerjisinden yararlanıldığını, enerji üretimi sonrasında suyun yeniden yeraltına verildiğini anlattı. Güral Afyon 428 oda ile aynı anda 1028 kişiye hizmet Hediye Güral Gür sunabiliyor. Güral Afyon, 9 bin 500 metrekarelik SPA merkezi, biri 1500 kişi kapasiteli olmak üzere toplam 13 toplantı salonu ve 2 bin 200 metrekareye yayılan eğlence ve sosyal alanlarıyla dikkat çekiyor. Çalışana güven Kamil Berk Teknosa’nın halka arz geliri Sabancı’ya Ekonomi Servisi Sabancı Holding’in teknoloji perakendeciliği alanında faaliyet gösteren iştiraki Teknosa’nın yüzde 10 hissesi, ek satış olması durumunda ise yüzde 11.5 hissesi 7.08.25 TL fiyat aralığından 91011 Mayıs’ta halka arz edilecek. Halka arz geliri Sabancı Holding tasarrufunda değerlendirilecek. Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane “Teknosa’nın liderliğini korumak için amacı yurtiçi konsolidasyon sürecinde etkin olmak” dedi. Nane, Teknosa’nın 2011 cirosunun 1.7 milyar TL, 2012 hedefinin yüzde 20 büyüme olduğunu açıkladı. Ekonomi Servisi Ekim 2011’de TBMM Dilekçe Komisyonunda nasıl yönetildiğini incelemek üzere bir alt komisyon oluşturulan Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) geçen hafta sonu Ankara’da yapılan 52’nci Olağan Genel Kurulu’na hükümet üyeleri de yakın ilgi gösterdi. Yasal sivil üye sıfatı ile Genel Kurul’a başkanlık eden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz açılışta, “OYAK, kurumsal yönetim ilkelerinin doğruluğunu bir kez ‘OYAK’ın kararlarında isabet yüksek’ daha kanıtlamaktadır. Şu anda mali yönden hiçbir sıkıntısı yok. Bu da göstermektedir ki geçmişte genel kurullarda ve yönetimde alınan kararlarda isabet oranı çok fazladır” dedi. Bir OYAK Genel Kurulu’na katılan ilk Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek de kendi katılımının, Türkiye için hakikaten özgün ve başarılı bir model olarak değerlendirdiği OYAK’a ilişkin toplumdaki algıları iyileştireceğini umduğunu söyledi. konut satılmıştır. Cumhuriyet döneminden beri satılan arazi tutarı 10.260 hektardır. Metrekare hesabına göre 2002 yılına kadar satılan toplam taşınmaz alanı yaklaşık 12 milyon m2 iken AKP döneminde 136 milyon m2 gayrimenkul satılmış durumdadır. Bu miktar tüm dönemlerde satılanların yüzde 90’ının AKP döneminde satıldığını göstermektedir. Bu yasa ile ülkemizin egemenlik hakkı sınırlanmış oluyor mu? Ülkemizden toprak alan yabancıların ekonomik anlamda güçlenmeleri siyasi sonuçlar doğurur mu? Zaten 30 hektar şartı korunuyor, korkmamak gerekir şeklinde düşünmek mi uygun? Karşılıklılık ilkesi elimizi zayıflatan bir şey mi yoksa siyasi manevra sağlayıcı bir araç mı? İsrail’de toprakların yüzde 92’si devlete ait iken İsraillilerin bizden toprak alması ne kadar doğru? Körfez ülkelerinden bir çakıl taşı almak mümkün değilken Arapları baş köşelerde görmek ne kadar anlamlı? Bu yasanın çıkmasını ABD mi istedi? İnşaat sektörü bundan ne kadar yararlanacak? Cari açığa ne kadar faydası olacak? Bütün bu soruların cevabını başka bir yazıda irdeleyeceğiz. TBMM’de Tapu Kanunu’nun 35 ve 36. maddelerinde değişiklik yapan yasa ile yabancıların ülkemizde gayrimenkul alımları daha kolaylaşmış olacak. Bugün bu hususta geçmiş dönemlerdeki düzenlemeler ve yeni yasanın getirdiklerini size aktarmak, bir başka yazıda da bu husustaki görüş ve eleştirileri yazmak istiyoruz. Yabancılara mülk satışı Osmanlı zamanında 1854 yılında ilk kez gündeme geldi. Osmanlı, 1854 yılında dış borçlanmaya başladığında borç veren ülkeler Osmanlı’ya yabancılara mülk satışının serbest bırakılması hususunda baskı yaptılar. Bunun üzerine 8.6.1868 tarihinde bu olanak yabancılara sağlandı. 1924 yılında 442 sayılı Köy Kanunu’nun 87. maddesi uyarınca yabancıların köylerde gayrimenkul almaları yasaklandı. 1934 yılında Tapu Kanunu’nun 35. maddesi ile 30 hektarı aşmamak ve karşılıklılık (mütekabiliyet) şartı ve bazı sınırlamalar ile yabancılara mülk edinme hakkı tanındı. 2008 yılına kadarki dönemde bu düzenleme geçerli olmuştur. 1984 yılında Anavatan iktidarı 3029 sayılı yasayı çıkardı. Bu yasada mütekabiliyet şartı yoktu. Anayasa Mahkemesi bunu ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesi ile iptal etti. Bunun yerine 3278 sayılı yasa çıkarıldı ki bu da aynı gerekçelerle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. AKP, 2003 yılında 4875 ve 4916 sayılı yasaları, 2005’te 5444 ve 5782 sayılı yasaları çıkardı. Tüm bu yasal düzenlemeler Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi. 2008 yılında, 3.7.2008 tarih ve 5782 sayılı Yasa ile Tapu Kanunu’nun 35 ve 36. maddeleri değiştirildi. 30 hektar ve karşılıklılık ilkesi korunarak halen uygulanan ve yeni yasa ile değiştirilen hüküm yürürlüğe girdi. Şimdi ise bu değiştirilmekte, yeni yasal düzenlemeler getirilmiş olmaktadır. Gerçek kişiler için yeni yasa ile getirilen ve 2008’deki düzenlemeyi değiştiren hususlar şunlardır: 1 İşyeri ve mesken olma koşulu, 2 İmar planı içinde olma ve bu amaçla tescil edilme şartı, 3 Karşılıklılık (mütekabiliyet) şartı kaldırıldı. Bunun anlamı orman, göl dahil tarım alanlarından da satış olanağı Yabancıya Mülk Satışında Yeni Dönem olacak. Sit alanlarından da satış yapılabilecektir. Yeni yasa ise şu şartları getiriyor: 1 İlçe bazında yabancıların alacağı gayrimenkul toplamı yüzde 10’u ve kişi başına her halükârda 30 hektar (300 dönümü) geçmeyecektir. Ancak Bakanlar Kurulu bu miktarı 600 dönüme çıkarabilecektir. 2 Yapısız taşınmaz alan yabancılar 2 yıl içinde proje geliştirmek ve yatırım süresinde de yatırımı gerçekleştirmek zorundadırlar. Tüzelkişilerin mülk edinmelerinde de yenilikler getirildi 1 Uluslararası şirketler de yabancı mülk edinebilecekler. 2 Güvenlik bölgelerinde mülk edinmek yine izne bağlı olacak. 3 Taşınmaz rehini tesisinde veya taşımaz rehininin paraya çevrilmesi kapsamındaki mülkiyet edinimlerinde, şirket birleşmelerinden ve bölünmelerinden doğan taşınmaz edinimlerinde ve özel yatırım bölgelerindeki taşınmaz mülkiyeti ve sınırlı aynı hak edinimlerinde bu izin uygulanmayacak. 4 Bankalarla ilgili olarak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde kredi olarak sayılan işlemler nedeniyle alacaklarının tahsili amacıyla edindikleri taşınmazlarda da izin alma işlemi uygulanmayacaktır. Ancak bankalar alacaklarına mahsuben almak zorunda kaldıkları taşınmazları üç yıl içerisinde elden çıkarmak zorundadırlar. Ülkemizde 18.11.2002 tarihine kadar 8.780 arazi, 8226 adet konut satılmıştır. 2002’den bugüne AKP döneminde 24.993 arazi ve 74.813 Benzinde 13, motorinde 14 kuruş indirim Ekonomi Servisi Akaryakıt dağıtım şirketleri, hampetrol fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak motoronin litre fiyatına ortalama 14 kuruş, benzinin litre fiyatına ise 13 kuruş indirim yapacaklar. Reuters’in sektör kaynaklarından aldığı bilgiye göre, bu geceden geçerli olmak üzere yürürlüğe girecek olan indirim, motorinin litre fiyatında yüzde 4.08, benzinin litre fiyatında ise yüzde 3.26’lık bir düşüş anlamına geliyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear